HackHeLL KartaL Yuvası [ Çǿκ کε√díκ طę ∂طí ]

Bundan sonra hergün burdayım abi =) terketmem artık :smile:
 
yaaa önceden yuvada cok kalabalık olurdukk şimdi ne olmuş böylee bir sene öncesinde böyle değildi burası yaaa!!!!üzüldüm gercekten....mozolem Mert'im hayırdır bi şeyler de bana
 
yaaa önceden yuvada cok kalabalık olurdukk şimdi ne olmuş böylee bir sene öncesinde böyle değildi burası yaaa!!!!üzüldüm gercekten....mozolem Mert'im hayırdır bi şeyler de bana

Sitede genel olarak bi durgunluk var abi, bugünler de geçecek merak etme. Yıkılmadık sadece başka bahar için yaprak döktük =)
 
2dwf0xk.jpg


Dosta düşmana seLam oLsun kartaL yuvası semaLarından..(=

Tüm müsLüman aLeminin ve siz büyük beşiktaşLı kardeşLerimin çifte bayramını kutLarım..





 
Büyük Beşiktaş camiasının ve Kartal Yuvası'nın çifte bayramını kutluyorum..milletçe nice güzel bayramlara..
 


Herşey 'Sarı Fırtına'yla Başladı...
...

Bir sopasını benim tuttuğum pankartın diğer sopasından kavramış bitirim kardeşim, Bana bir su alsana lan .. ..
diyor arkadaşına..
Kaç lira ?
diyor öbürü..
3 lira.. diye araya giriyor sucu çocuk..
Daha arkadaşı cevap bile vermeye fırsat bulamadan,
Olmaz lan alma o zaman ! diyor bitirim.
Rövanşa gideceğiz daha.. o para birikmez böyle..

...

...



Sene 1984... 1971 olan tevellütüm sonucu, yaş 13.
Doğuştan Fenerbahçeli falan değilim babam Fenerbahçeli olmasına rağmen.
Ortaokul sıralarına gelmişim, herkes öğrenilmişlik icabı da olsa bir renge gönül vermiş,
ama ben, kendi tabiatımdan öğrenmişliğim icabı, kendi takımımı kendim seçme kararı ile tüm maçları izlemeye başlamışım o dönem.
Sonra bir gün.. (kiminle oynadığını hatırlamam).. Beşiktaş’ın bir maçını seyrediyorum televizyonda.
“Sarı Fırtına” derler bir ağabey var.. Maç boyunca gözümü ayıramamışım.
Spiker diyor ki.. “Metin yine sağ kanattan fuleli adımlarla geliyor..”
..
Hakikaten de fuleli..
adımlar da , adam da..
Sonra, yine kimdir bilmem rakip takımın defans oyuncusu, freni boşalmış bir kamyon gibi topla Metin’i birbirine katarak, kendisiyle birlikte taç çizgisinden dışarıya çıkartıyor.
Kenardaki gazetecilerin üzerine uçarlarken, faulü yapan da, yapılan da acı içinde yerde kalıyorlar.
O çok sevdiğim ağabeyin artık yerden kalkamayacağına inanıyorum gerçekten bir an.
Ama neden ve nasıl sonra yerden kalkıyor .
Önce kendi ayağını kontrol ediyor..
Bir ihtimal geçen sene de giymiş olduğu şortundan sarkan bacağını şöyle kuvvetlice yere vuruyor ..
Kırık, çıkık yok.
Ve.. yaa Allah! o sıra hâlâ yerde yatıyor olan rakip oyuncuya..
Aklımdan, “ Eyvah.. Allah ne verdiyse girişecek !! “ diye geçiriyorum.
O ağabey’in yanlış bir şey yapıp oyundan atılmasından korkarak izliyorum olanları.
..
Metin, kendisine ölümcül faulü yapan oyuncuya eğiliyor..
elini uzatıyor..
yerden kaldırıyor.. ve “iyi misin” diye soruyor.
Bu sırada, tüm Beşiktaş takımı olay yerine gelmiş neredeyse.. faulü yapan ve hala sekerek yürümeye çalışan rakip takım futbolcusuna nasıl olduğunu soruyorlar önce.. Sonra elleriyle işaret ediyorlar “biraz daha sakin..” diye.
...
...
İşte, o gün gördüğüm manzara karşısında, neden sızladığını anlayamadığım çocuk burnumun direği, şu an yazarken hatırladığımda da hala aynı dost sızıyla sızlıyor.
Ve gün o gün ki.. ben o tarihten itibaren Beşiktaşlı oluyorum..
...
...
Sonra?
Sonrası anlatılmaz..
Öyle ki.. gün bugün olmuş, hala anlayamamışım ‘ben zaten böyle olduğum için mi Beşiktaş’ı seçmişim, yoksa Beşiktaş’ı seçtiğim günden sonra mı böyle olmuşum’.
Hayatım gelmiş geçmiş gözlerimin önünden..
harama el uzatmamak için, haksızlık yapmamak için, zayıfı ezmemek için verdiklerim.. vazgeçtiklerim.. eksik kaldıklarım olmuş.
Kendi hayatımda yaşadığım ve giderek yozlaşan, giderek çirkinleşen bu sisteme karşı direnç gösterdiğimde önüme dikilen herşey, Beşiktaş’ımın da önüne dikilmiş.
Ben ve O..
birlikte ne acı sofraları terketmişiz,
ne ballı böreklerden olmuşuz,
haksız rekabet usulleriyle, saklamaya bile gerek duyulmayan aşağılık oyunlarla elimizden alınan nice kupalar için ağlamışız birlikte.
Ama bugüne kadar önümüze ne büyüklükte dikildiyse belalar, biz de belanın önüne dikilmişiz aynı büyüklükte.
Beşiktaş ve ben..Yani biz..
Yozlaşmaya.. insanlıktan uzaklaşmaya.. sürekli kazanma dürtüsüne.. kazananın tarafında olma zihniyetine karşı dururken;
sistem etlerimizi kopartmış, yerden yere vurmuş bizi.
Vurmuş..
Ama yıkamamış da.
Bin kere düşmüşüz, binbir kere kalkmışız. Her seferinde daha inançlı, her seferinde daha güçlü..
Kurduğumuz bu görünmez ama kudretli duvar;
nice sarayların boyaları dökülürken,
nice bahçeler betonlara dönüşürken dimdik ayakta kalmış hep.
Bu duvar; diğerleri yıkım yıkım yıkılıp çevreye verdikleri rahatsızlık için özür dilemeyi bile gerekli görmezken; yalana dolana, ahlaksızlığa, haksız kazanca, ezene karşı aşılamaz bir barikat gibi sağlam durmuş..
...
...
Ve şimdi.. bu duvara daha evvel görmediğimiz bir kamyonla bodoslama dalmışlar.
Kendimizi koruduğumuz bu duvarların içerisine, dışarıdaki o kirli havayı üflemişler.
Ve şimdi; içeride haksız yere yattığını açıkça gördüğümüz üç Beşiktaş evladının aksine, biz..
dışarıda kendi hapisanelerimizde çekmeye başlamışız kendi cezamızı.
Zira bu minvalde anlıyoruz ki; bizim hapisanemiz, çevremize örülmüş dört duvar değil.. evvelce tüm Beşiktaşlılar’la birlikte ördüğümüz duvarların yıkılmasıyla kaldığımız “dışarısı” ymış aslında..
Cebren ve hile ile ;
108 yıldır çevremizde örülü olan ve bizi bu kirli, ‘başarıya giden yolda herşey mübahtır ‘ odaklı futbol anlayışından koruyan duvarların zedelenmesi sonucu dımdızlak ortasında kaldığımız “diğerlerinin dünyası”nda, “bir süreliğine de olsa onlarla aynı yerde olmak zorunda bırakılmak”...
Gerçek hapisane buymuş aslında bizler için.
...
Bu işlerin profesyoneli oldukları artık açıkça gözüken asıl suçlularla birlikte “kurtarılıyormuş gibi gösterilmek”..
kendi pisliklerini örtmek hevesinde olanların “zaten hepimiz işin içindeydik..” söylemleriyle muhatap olmak..
Camiamızı da bu işin içine ortak etme sevdasında olanların cüretine şahit olmak..
........................Kendi camiamız içinden de bu acımasız eziyete destek verenler olduğunu görmek..
Beşiktaşlı yöneticiler hakkında bugüne kadar ortada olan zırvalardan öte tek kelam delil bulamadıkları halde sürekli varmış gibi gösteren hain, malesef yetkili , etkili ve yeni isimleri tanımak..
“Varsa yazın.. varsa gösterin..” diye yalvardığımız halde,
“Yaptıysak, kurtaran şerefsizdir, Sadece gerçekleri söyleyin !..” diye haykırdığımız halde,
konuşması gerekirken SUSANLAR olduğunu görmek. .
Korkakların, (sözde) kahraman maskeleriyle ortalıkta tepişip durduğunu izlemek..
İşte bütün bunlar.. bir Beşiktaşlı’nın dışarıdaki kirli havadan zehirlenmesi, nefes alamaması için yeterli sebeplerdir.
Ve yeni bir sezon başlarken, bu ağır tablodan nasıl sıyrılacağımızı, nasıl eski keyfiyle futbol izleyebileceğimizi bilmiyorum açıkçası.
Bildiğim ve sonuna kadar inandığım tek şey var, ..
dün akşam sezonun ilk resmî maçında Alania karşısında seyrettiğim Beşiktaş ve mabedde onlarla tek yürek olan onbinler..
Biraz şaşkın, futbola biraz kırgın, biraz hevesleri kaçmış ama, tertemiz ve sımsıcak duruyorlar hala yerli yerinde.

Bir sopasını benim tuttuğum pankartın diğer sopasından kavramış bitirim kardeşim, Bana bir su alsana lan .. ..
diyor arkadaşına..
Kaç lira ?
diyor öbürü..
3 lira.. diye araya giriyor sucu çocuk..
Daha arkadaşı cevap bile vermeye fırsat bulamadan,
Olmaz lan alma o zaman ! diyor bitirim.
Rövanşa gideceğiz daha.. o para birikmez böyle..
Susuz ama.."Sıcak.. temiz" dediğim bu işte..
Hepsi orada, hepsi yerli yerinde..
...
...
Daha kötü günlerin gelebileceğini öngörmekle, saldırıların ve haksızlıkların daha fazlalaşacağını bilmekle ve asıl savaşın her gün yeniden başlayacağından emin olmakla birlikte,
gönülden “Beşiktaşlıyım” diyen her ferde, yeni sezonda da sonuna kadar güveniyorum ve kefilim...
Gazamız mübarek ola..

Vira bismillah !!
 
SeLam oLsun herkese..

Sanırım yaprak dökme dönemini geçtik artık ?? tekrardan taşın aLtına eLimizi sokma vakti..

Şuna bakın fenerLiLer gsLiLer böLümümüzde konu açmaya başLamışLar.. AçamazLar demiyorum tabiki açabiLirLer ama eskiden böyLemiydi ?? pm atardık tek tek 3 4 konu çok az bugunLuk aşsam bişey oLur mu diye..

Toprakdan enerjimizi aLıp ayakLanma vakti..
 
Kartalım Kanatlarını açtı birlikte uçalım zirveye
 
eski günlere dönüyoruuuuuuuuuuuuuuz canlanın kartallar açın kanatlarınızı mavi gökyüzüneeeeeeeeeeREMINGTON BURDAAAAAAAA...SIRADAN SES VERİİİİİİİİİİİN
 
Alcatraz mahkumLarı teker teker geLiyor..(=

En içten seLamLarımı iLetiyorum üstadım,hoşgeLdin..
 
Barbaros meydaninda dÜn gİbİ sevdan derİn bİr nefes cektİk abbasaĞadan bİr umudum sensİn anliyormusun hayat yasanmiyorkİ senle olmadan beŞİktaŞ senİnle Ölmeye geldİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİk
 
S.a kardeşlerim biliyorum uzun zamandır ayrıyım sizlerden ama unuttum sanmayın (siz beni unutmuş olsanız bile=) Hani Mert'in dediği gibi eskiden bizden başka kimse konu açamazdı biz bile zor bulurduk açacak konuyu mesela bir transfer haberi olduğu zaman birbirimizle yarışırdık fenerlisi g.saraylısıda bu bölümde yorum yapamazdı bozguna uğratırdık adamları yani :D Bölüm iyi durumda değil sanıyorum bir kaç aydır ben en kısa zamanda kesin dönüş yapıcam ben gelene kadar kadro tamamlanır inş. sağlıcakla...
 
~SiLenT ScЯeaM~;5390303' Alıntı:
S.a kardeşlerim biliyorum uzun zamandır ayrıyım sizlerden ama unuttum sanmayın (siz beni unutmuş olsanız bile=) Hani Mert'in dediği gibi eskiden bizden başka kimse konu açamazdı biz bile zor bulurduk açacak konuyu mesela bir transfer haberi olduğu zaman birbirimizle yarışırdık fenerlisi g.saraylısıda bu bölümde yorum yapamazdı bozguna uğratırdık adamları yani :D Bölüm iyi durumda değil sanıyorum bir kaç aydır ben en kısa zamanda kesin dönüş yapıcam ben gelene kadar kadro tamamlanır inş. sağlıcakla...

A.seLam erhanım,seni unutmak mı ?? numaranı kaç kere aradım,yuvadakıLerLe konuşurken adın kaç kere geçti..

Emin oL akıLdasın ve özLeniyorsun o yüzden en kısa zamanı dahada kısaLt ve geL şuraya..Hep beraber diriLcez tekrardan..;)
 
KARTALIN YENİDEN DOĞUŞU

Kartal, kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır.

70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır.

Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşlarındayken çok ciddi ve zor bir kararı vermek zorundadır.

Kartalın yaşı 40′a dayandığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir.

Gagası uzunlaşır ve göğsüne doğru kıvrılır.

Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır.

Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır.

Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır.

Dolayısıyla kartalın burada iki seçimden birisini yapması gerekir.

Ya ölümü seçecektir ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir.

Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir.

Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde yuvasında kalır.

Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya
vurmaya başlar.

En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer.
Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler.

Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar.

5 ay sonra kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir.



GE-Lİ-YO-RUZ ULAAAAN
 
2uiww7c.jpg



Kimse ama kimse anLayamaz bu aşk'ı..

[video=BeşiktaşLıLık Budur..!!]1159[/video]

 
Dün gece sevgilim aradı birden
Ayrılalım dedi hayır yok senden
Beşiktaşı daha cok sevdin benden
Bitti gitti dersin soran olursa.....
 
Geri
Üst