
Tom Clancy serisinin 10 yılı aşkın süredir sunduğu Ghost Recon, 4-5 yıllık bir aradan sonra tekrar piyasaya çıktı. İlk olarak 2001 yılında tanıştığımız eser, aslında son yıllarda da farklı platformlarda adından söz ettiriyordu. Üç büyük platforma sürülen Advandced Warfighter 1 ve 2’den sonra PSP, Nintendo Wii ve Nintendo 3DS için özel oyunları çıkmıştı. PC-Xbox 360-PS3’e tekrar merhaba demesi için Future Soldier’ı beklememiz gerekiyordu, bekledik de… Ghost Recon da şanına yakışır bir dönüş yaptı.
Daha giriş bölümünde oyun boyunca nasıl aksiyon yaşayacağımızı hissettiriyor yapım. İlk olarak dağ yollarında bir aracın içinde ilerliyoruz. Kısa bir süre sonra araca ve içinde bulunduğu konvoya saldırı oluyor. Başta sanıyoruz ki düşmanlar tuzak kurmuş bize. Aslında saldıran taraf, yani tuzağın sahipleri dört kişilik özel Amerikan kuvvetleri. Hemen onların içinden bir askerin kontrolü bize veriliyor ve diyoruz ki bundan sonraki silah arkadaşlarımız bunlar. Bu düşünce de yanlış çıkıyor; bu sefer o 4 kişilik grup tuzağa düşürülüyor ve feci şekilde can veriyorlar. İşte Ghost ekibi burada devreye giriyor.

Hayalet Askerler
Saatli bomba düzeneği ile tuzağa düşürülen, ava giderken avlanan 4 askerin intikamı için harekete geçiyor ‘Ghost’lar. Oyunun hikayesi bu temeller üzerine kurulmuş, canı alınan askerler için misliyle can ve intikam almak. Kısacası bu işin ucunda kimin olduğunu bulana kadar durmamak. Senaryo oldukça klişe, birçok oyunda ve filmde rastladığımız türden. Birkaç Birleşik Amerikalı asker öldürülmüştür; kendi topraklarını savunurken değil, bir başka ülkenin topraklarında savaşırken. Ve bunun için intikam almak gerekiyordur, kötü adamlar dünyanın neresinde olursa olsun, ülkelere yasal veya yasal olmayan yollarla girilecek ve kötü adamların icabına bakılacaktır. Hem klişe, hem de Amerikan propagandası kokan bir hikaye. Kulağa pek de çekici gelmediğinden eminim. Ancak Ghost Recon: Future Soldier oynadığım hiçbir oyununda hikaye odaklı bir oyun olmadı. Önemli olan aksiyon ve taktiğe dayalı savaş idi.
Dört kişiden oluşan Ghost ekibinin liderini kontrol etmiyoruz, ancak taktik ve stratejik hareketleri yönlendirme yetkisi var karakterimizin. Genel olarak biz ateş etmeden veya talimat vermeden takım arkadaşlarımız herhangi bir sıcak temasa geçmiyorlar. Önceki oyunlarda bulunan tek tek komut verme mantığı Future Soldier’da söz konusu değil. Diyelim ki karşınızda birden fazla düşman var ve takım arkadaşlarınız sessizce halletsin istiyorsunuz; sadece düşmanları işaretliyorsunuz ve atış için işaret veriyorsunuz. Senkronize bir şekilde düşmanları indiriyor arkadaşlarınız. Eğer dört kişi var ise ve hepsinin aynı anda inmesi gerekiyorsa, siz de bir hedefi alıyorsunuz ve ekip sizin atışınızla birlikte diğerlerini indiriveriyor.

Telsiz konuşmalarını da dikkatli dinlemekte fayda var. Oyunda süs olsun diye konulmamış bu konuşmalar. Bazen görüş alanınız dahilinde olmayan düşmanların yeri bildiriliyor, bazen çatışmaya girmeden önce düşman sayısını söylüyor arkadaşlarınız. Eğer bu konuşmaları dikkate almayıp sadece gördüğünüz hedefleri indirmeye kalkarsanız, göremediğiniz düşmanlar alarma geçip sizin canınızı yakabilir ve görev başarısızlıkla sonlanır.
Birlikte hareket etmenin önemi oldukça büyük Ghost Recon’da. Bazı bölümlerde sessizce ilerlemeniz gerekiyor, bazen de rehineler zarar görmeden onların güvenliğini sağlamanız gerekiyor. Her görevi ‘stealth’ modunda bitirmeniz gerekmiyor. Sadece birkaç bölümde alarm devreye girmeden işi bitirmeniz gerek. Ancak biliyorsunuz Ghost Recon serisi ‘cover-tactical shooter’ türüyle fantastik kahramanlığa pek müsaade etmiyor. Future Soldier’da da bodoslama dalmak yerine taktiğe dayalı sessiz ilerleme yöntemi çok daha mantıklı. Bu hiç yoğun çatışma olmayacağı anlamına gelmiyor. Bazı bölümlerde mecburen sıcak çatışmaya girmek zorunda kalacaksınız. Lakin siper almadan düşman avlamaya çalışırsanız sonunuz genelde ölüm olur.

Ghost ekibi, adından da anlaşılacağı üzere hayalet modunda ilerleyebiliyor. Yani Crysis’teki gibi görünmezlik teknolojisi söz konusu. Buradaki fark, enerjiye bağlı değil, istediğiniz kadar görünmez olabilirsiniz. Ancak koşmaya başladığınız veya ateş ettiğiniz zaman bu sistem devreden çıkıyor. Ayrıca özel görüş kamerası ile duvarların arkasını görebiliyor ve tüm alana hakim olabiliyorsunuz. Ekibin teknolojik imkanları bunlarla kısıtlı değil; insansız hava araçları ile etrafı gözetleyebiliyor ve sensörler sayesinde kim düşman kim sivil anlayabiliyorlar ve kimin elinde ne tür silah olduğunu öğreniyorlar.
Görevler öncesinde verilen brifingler oldukça iyi hazırlanmış. Uydu görüntüleri, gideceğiniz bölgeye ait bilgiler ve hedefinize dair veriler göreve odaklanmanızı sağlıyor. Bu sunum bana Modern Warfare 2’deki brifing ekranlarını anımsattı. Ayrıca burada da dikkat etmeniz gereken noktalar var. Bilgilendiren kişi hangi silahların ve ekipmanların görev için uygun olduğunu anlatıyor mesela. Daha sonra Future Soldier’ın en dikkat çekici özelliklerinden biri olan silah ekranı geliyor. Oyunun kutusunda yazana göre 20 milyona yakın kombinasyon yapılabiliyormuş silah özelleştirme ekranı sayesinde. Bana da ilk başta pek mantıklı gelmemişti, ancak bu bölümü gördükten sonra insanın fikri değişiyor biraz. Oldukça fazla büyük ve küçük silah bulunuyor yapımda ve bunu 10 parçaya ayırabiliyorsunuz özelleştirme ekranında. Silahın gövdesinden namlusuna, tetiğinden dürbününe, mermi rayından şarjörüne kadar birçok parçasını onlarca seçenek dahilinde değiştirebiliyorsunuz.

Yaptığınız değişikliklerin ve ayarlamaların silahınız üzerindeki etkileri aynı ekranda görebiliyorsunuz. Silahın hasar verme gücü, menzili ve kontrol edilebilme gibi özelliklerini göz önünde bulundurmalısınız. İsteklerinize veya önünüzdeki göreve uygun sistem tarafından optimize edilmiş silahları da kullanabilirsiniz. Özelleştirme ekranında işiniz bittiği zaman, hemen atış alanına girip modifiye ettiğiniz silahı test edebiliyorsunuz. Sırf bu özellikleriyle bile Future Soldier eminim birçok oyuncunun dikkatini çekmiştir.
Yapay Zeka ve Görseller
Bu zamana kadar iyi oyunlarda bile şikayet ettiğim nokta hep yapay zeka olmuştu. Tek kişiyle ilerlenen oyunlarda düşmanlar, ekiple göreve gidilen oyunlarda ise hem özellikle silah arkadaşlarımız zeka konusunda biraz sorunlu oluyorlardı. Günümüz oyunlarının bana göre en önemli problemlerinden biri olan bu durum Future Soldier’da yok denecek kadar az. Takım arkadaşlarınız oldukça akıllı hareket ediyorlar, en doğru yerlere saklanarak ilerliyor ve gerekmediği sürece ses çıkarmıyorlar. Olur olmadık şekillere girip düşmanlara gözükmüyor, en kritik yerlerde alarmın devreye girmesine neden olmuyorlar. En önemlisi sizin peşinizde kuyruk gibi dolanmıyor, hareket alanınızı kısıtlamıyorlar. Future Soldier da en beğendiğim noktalardan birisi bu. Düşmanların da geri zekalı olduğu söylenemez. Sadece; sessizce birini indirdikten sonra orada bulunan siviller kaçışıyor ve bu civarda bulunan askerlerin dikkatini çekmiyor. Yani ceset görmedikleri sürece alarma geçmiyorlar. Bu mantık hatası dışında yapay zeka konusunda şikayetim yok.

DirectX 11 destekli grafikleri olan Ghost Recon: Future Soldier’ı Asus G75V dizüstü oyun sisteminde oynadım. 1900×1080 çözünürlükte ve en yüksek ayarlarda, yoğun çatışmalar çıktığı anda yavaşlamalar yaşanıyordu. Çözünürlükten biraz kısıp rahatlıkla oyunu oynayabildim. Aslında yapımın grafiklerinin mükemmel olduğu söylenemez. Ghost ekibinin ve oyundaki önemli karakterlerin modellemeleri üzerinde itina ile durulmuş. Fakat diğer karakterler ve nesneler için aynı durum söz konusu değil. Çevre etkileşimi çatışmalar esnasında rol belirleyici unsur oluyor. Arkasına saklanılan basit tahta parçaları veya sağlam olmayan nesneler, mermilerden korunmak için yeterli olmuyor. Bu tür cisimler delinebiliyor ve parçalanabiliyor. Ayrıca koşarken ateş edemiyoruz, tamamen mermilerden kaçmaya odaklı bir depar mantığı var. Ve siperdeyken üzerine mermi yağıyorsa, kontrol ettiğiniz karakter kendini sakınıyor ve çıkıp ateş edemiyorsunuz. Hoşuma giden bir başka detay ise kamera açılarının değişken olması. Sanki savaşı görüntülemek isteyen kameramanın çekimlerini izliyoruz. Normalde sağ omuz merkezli TPS kamera açısı, duruma göre değişkenlik arz ediyor. Mesela askerleriniz kepenkleri açıp ilerlerken kamera da onlar gibi eğilip geçiyor, duvarlardan yardımlaşarak atlarken kamera da buna uygun hareket ediyor. Koşmaya başladığınız anda kameraman kamerasını aşağıda tutuyor ve kendi de koşmaya başlıyor. Hatırladığım kadarıyla Ghost Recon dışında başka bir oyunda görmemiştim böyle kurgu.
Ghost Recon: Future Soldier’ı senaryo modu odaklı anlattım şuana kadar. Çoklu oyuncu modunda da vakit geçirilebilecek bölümler bulunuyor. Öncelikle tek kişilik oyun modundaki hikayeyi co-op olarak oynabiliyorsunuz. Bununla birlikte klasik düşman akımlarını durdurma temalı co-op mod bulunuyor. Ayrıca co-op modlar dışında iki farklı takımın birbirleriyle savaştığı veya yarıştığı oyun modları bulunuyor Future Soldier’da. Çoklu oyuncu sisteminde elbette seviye atlama olayı bulunuyor. Seviyeniz arttıkça kullanabileceğiniz silah ve ekipman sayısı da artıyor.
Sonuç
Ubisoft’un çıkardığı zorlukları bir kenara bırakırsak (detay için bakınız) Ghost Recon: Future Soldier eksiği az, artısı bol bir yapım. Oyunda kontrol ettiğiniz ekibin teknolojik imkanları laf olsun diye bulunmuyor ve görevlerde oldukça işe yarıyor. Serinin taktiksel havasına uygun kamera geçişleri ve sunum ekranları oyuna renk katan detaylar arasında yer alıyor. Şaşırtıcı derecede iyi olan yapay zeka ve silah özelleştirme ekranı da yapımın en dikkat çeken iki özelliği bence.
Ghost Recon hayranlarını saymazsak, ‘cover-shooter’ ve taktiksel aksiyon oyunlarını sevenler için oldukça ideal bir yapım Ghost Recon: Future Soldier. Olumsuz yanlarına değinmek gerekirse; iyi sistemleri yüksek ayarlarda iken zorlamasına rağmen genel olarak görsellerin çok iyi olmadığını ve yukarıda bahsettiğim örneğe benzer bazı mantık hatalarının olduğunu söyleyebilirim. Elbette senaryo üzerinde de biraz daha durulabilirdi, sonuçta Tom Clancy serisinin bir parçası Future Soldier.