MARCUSX
New member
Generalin yanındaki türbanlı ana
10. Motorlu Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Halit Günbatar ve emrindeki üst rütbeli komutanlar, şehitlerin anısına saygı duruşundalar.
Tatvan’da, Atatürk’ün manevi huzurunda, Çanakkale Kahramanları anılıyor...
Fotoğraf, Yeniçağ’da yarım sayfa yayınlandı.
Muhteşem bir görüntü...
Bu görüntüyü çok muhteşem kılan, Tuğgeneral Günbatar’ın tören kıtasına dahil ettiği şehit anasıdır...
Evladı,11 yıl önce Tunceli’de şehit düşen Nazime Barış da komutanla beraber, aynı safta saygı duruşunda...
Nazime Barış’ın başı kapalı, türbanı var, üzerinde de pardesü...
Tesettürlü bir şehit anası, bir çok şehidin anasında olduğu gibi...
Nazime Ana, Komutan’la omuz omuza...
Fotoğrafın çekildiği yer Tatvan...
Yani Güneydoğu...
Olay budur...
Nazime Kadın, bu toprağın mübarek insanlarındandır, evladı vatan uğruna toprağa düşmüştür...
Şu hassas günlerde, millete en önemli mesajı sunan Tuğgeneral Halit Günbatar’ı da bir kez daha saygı ile selamlıyoruz..
İnsanımızın “Cuması” eşinin türbanı kutsallarıdır. Kutsalının, “Ordusu” tarafından korunup kollandığını görmesi halinde başka adreslere sapmayacağı kesindir...
Güneydoğu’da savaşan emekli Üsteğmen Abdullah Ağar’ın kitaplaştırdığı anılarında adı geçen bir “Dağlı Binbaşı” vardır. Ağar’dan “Cudi’de yaşanan” olayı dinleyelim..
“...Köyün erkekleri kimi Cumalar, namaz kılmaya Silopi’ye gidiyorlar. Dağlı Komutan bir Cuma onların yolunu çevirip, bir teklifte bulunuyor.
-Gelin Cumayı beraber kılalım...
Burun kıvırıyorlar.
-Siz namaz kılmıyorsunuz ki...
-Nereden biliyorsunuz?!
-Siz Müslüman değilmişsiniz ki...
-Kim diyor bunu?..
Aslında kimin dediğini bilmiyor değil... Diyen, Hogir... Bölücü örgütün propagandacısı...
-Onlar dinsiz, imansız diyor. Bunlar anasız, babasız askerler... Aileleri yok... Onun bunun çocukları...
Dağlı Binbaşı “Biz Allah’a ve peygamberine iman etmişiz...” diyor. “Bin yıldır da bunun sancaktarlığını yapmışız... Çok şükür anamız da belli, babamız da...”
Bu sefer de “Biz Şafi’yiz, siz Hanefi’siniz” diyorlar.
Dağlı Komutan yer mi? “Hazreti Şafi de hak, İmamı Azam da...” diye karşılık veriyor. Hem böylece, inceden bir din dersi vermiş oluyor.
“Biz kırk kişiden aşağı namaz kılmayız...” diyorlar, bu kez... Dağlı Komutan “Burada kırk değil, dört yüz kişi namaz kılar...” diyor, karşılığında...
“Sizin namaz kılacak bir yeriniz bile yok...” diye, hâlâ yukarıdan konuşmaya devam ediyorlar.
“Yapma ya...” diyor, Dağlı Komutan... “Anlaşılan sen benim mescit çadırımı görmedin...”
Bunu duyunca meraklanıyorlar. Hep beraber mescit çadırına seğirtiyorlar. Ve böylece köylülerle askerler, beraberce ilk Cuma namazını kılıyorlar.
Köylüler birkaç Cumaya geldikten sonra, Dağlı Komutanı “Köyün camisine buyur...” etmeye başlıyorlar. Dağlı Binbaşım biliyor ki, onun gelişini teröristlere haber edecek kuşun, çanak tuttuğu bir tezgah, illa ki olacak. Tertibe, tedbirle karşılık vermek gerek...
Teklifi kabul ediyor. Cuma sırasında teröristler, roketin birini caminin asırlık meşe kapısına çakıyorlar. Dağlı Binbaşım öyle bir bağırıyor ki... “Yok mu bu caniliğe, bu hayvanlığa karşı duracak Ümmeti Müslüman?!..”
Kösreli köyü için, işte bu bir dönüm noktası oluyor. Camiye vuran iki roket, koca bir köyü döndürüyor.
Bundan sonra, Kösreli köyü eline silah alıyor..
Vatandaşla bütünleşmenin sırrı bellidir...
Behiç KILIÇ
10. Motorlu Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Halit Günbatar ve emrindeki üst rütbeli komutanlar, şehitlerin anısına saygı duruşundalar.
Tatvan’da, Atatürk’ün manevi huzurunda, Çanakkale Kahramanları anılıyor...
Fotoğraf, Yeniçağ’da yarım sayfa yayınlandı.
Muhteşem bir görüntü...
Bu görüntüyü çok muhteşem kılan, Tuğgeneral Günbatar’ın tören kıtasına dahil ettiği şehit anasıdır...
Evladı,11 yıl önce Tunceli’de şehit düşen Nazime Barış da komutanla beraber, aynı safta saygı duruşunda...
Nazime Barış’ın başı kapalı, türbanı var, üzerinde de pardesü...
Tesettürlü bir şehit anası, bir çok şehidin anasında olduğu gibi...
Nazime Ana, Komutan’la omuz omuza...
Fotoğrafın çekildiği yer Tatvan...
Yani Güneydoğu...
Olay budur...
Nazime Kadın, bu toprağın mübarek insanlarındandır, evladı vatan uğruna toprağa düşmüştür...
Şu hassas günlerde, millete en önemli mesajı sunan Tuğgeneral Halit Günbatar’ı da bir kez daha saygı ile selamlıyoruz..
İnsanımızın “Cuması” eşinin türbanı kutsallarıdır. Kutsalının, “Ordusu” tarafından korunup kollandığını görmesi halinde başka adreslere sapmayacağı kesindir...
Güneydoğu’da savaşan emekli Üsteğmen Abdullah Ağar’ın kitaplaştırdığı anılarında adı geçen bir “Dağlı Binbaşı” vardır. Ağar’dan “Cudi’de yaşanan” olayı dinleyelim..
“...Köyün erkekleri kimi Cumalar, namaz kılmaya Silopi’ye gidiyorlar. Dağlı Komutan bir Cuma onların yolunu çevirip, bir teklifte bulunuyor.
-Gelin Cumayı beraber kılalım...
Burun kıvırıyorlar.
-Siz namaz kılmıyorsunuz ki...
-Nereden biliyorsunuz?!
-Siz Müslüman değilmişsiniz ki...
-Kim diyor bunu?..
Aslında kimin dediğini bilmiyor değil... Diyen, Hogir... Bölücü örgütün propagandacısı...
-Onlar dinsiz, imansız diyor. Bunlar anasız, babasız askerler... Aileleri yok... Onun bunun çocukları...
Dağlı Binbaşı “Biz Allah’a ve peygamberine iman etmişiz...” diyor. “Bin yıldır da bunun sancaktarlığını yapmışız... Çok şükür anamız da belli, babamız da...”
Bu sefer de “Biz Şafi’yiz, siz Hanefi’siniz” diyorlar.
Dağlı Komutan yer mi? “Hazreti Şafi de hak, İmamı Azam da...” diye karşılık veriyor. Hem böylece, inceden bir din dersi vermiş oluyor.
“Biz kırk kişiden aşağı namaz kılmayız...” diyorlar, bu kez... Dağlı Komutan “Burada kırk değil, dört yüz kişi namaz kılar...” diyor, karşılığında...
“Sizin namaz kılacak bir yeriniz bile yok...” diye, hâlâ yukarıdan konuşmaya devam ediyorlar.
“Yapma ya...” diyor, Dağlı Komutan... “Anlaşılan sen benim mescit çadırımı görmedin...”
Bunu duyunca meraklanıyorlar. Hep beraber mescit çadırına seğirtiyorlar. Ve böylece köylülerle askerler, beraberce ilk Cuma namazını kılıyorlar.
Köylüler birkaç Cumaya geldikten sonra, Dağlı Komutanı “Köyün camisine buyur...” etmeye başlıyorlar. Dağlı Binbaşım biliyor ki, onun gelişini teröristlere haber edecek kuşun, çanak tuttuğu bir tezgah, illa ki olacak. Tertibe, tedbirle karşılık vermek gerek...
Teklifi kabul ediyor. Cuma sırasında teröristler, roketin birini caminin asırlık meşe kapısına çakıyorlar. Dağlı Binbaşım öyle bir bağırıyor ki... “Yok mu bu caniliğe, bu hayvanlığa karşı duracak Ümmeti Müslüman?!..”
Kösreli köyü için, işte bu bir dönüm noktası oluyor. Camiye vuran iki roket, koca bir köyü döndürüyor.
Bundan sonra, Kösreli köyü eline silah alıyor..
Vatandaşla bütünleşmenin sırrı bellidir...
Behiç KILIÇ