Gelin Hep Beraber Ağlayalım

WaTcHFuL

EVERYWHERE
Altın Üye
Katılım
10 Kas 2005
Mesajlar
10,456
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Bizim Muhattap Olduğumuz Tek Gerçek Zihnimizde Yaş
Gelin hep beraber ağlayalım..
Hakkını veremeden eda edilen namazlarımıza ağlayalım..

Hakkını veremeden eğilip kalkmalarımıza ve bunlara namaz deyişimize ağlayalım…

Aşıkla mâşuk misali ALLAH(c.c.) ile kulun buluşma noktası olan secdelerimizin ve seccadelerimizin hakkını veremeyişimize ağlayalım..

Günde en az beş defa sunulan af piyangosunu kaçırdığımıza ağlayalım..

Her bir namazda bütün günahlarımızdan arınma fırsatını kaçırdığımıza ağlayalım..

Uykunun kollarında gaflet içinde geçen zamanımıza ağlayalım..

Gaflet ile geçirilen ve boşa giden günlerimize ağlayalım..

Her gün onca hadise karşısında ürpermeyen kalplerimize ağlayalım..

Dünyaları yutsa da doymayan nefislerimize bende oluşumuza ağlayalım

Dua edin icabet edeyim diyen Rahman ve Rahim olan Rabbimize karşı dua etmeyişimize ağlayalım..

İsteyin vereyim diyen Rabbimize karşı sanki hakkında vaadinden dönmesi söz konusuymuş gibi, Ona güvensizliği işmam eder tarzda Ondan kamil iman, tam ihlas ve takva istemeyişimize ağlayalım..

Hiç ölmeyecekmiş gibi, toprak altına girmeyecek ve hesap vermeyecekmiş gibi yaşayışımıza ağlayalım..

Kalbim temiz deyip her türlü fecaati işleyip kendimizi avutmamıza ağlayalım..

Evladımızın bizden, bizim de onlardan kaçacağımız günün gelip çattığı zaman keşkelerin hiçbir faydası olmayacağını bu dünyada anlamadan göçüp gideceğimize ağlayalım..

Her gün gözümüzün önüne serip sergilenen onca ibretlik hadiseler karşısında
başımızı devekuşu gibi kuma sokup değişmeyen hakikat olan ölümü kendimizden uzak görüşümüze ağlayalım..

Ölenle ölünmez canım deyip üç gün sonra şen-şakrak şarkılar türküler söyleyip gafletle geçen ömrümüze ağlayalım..

Günahı günah bilmeden ve ona tevbe edemeden günahlarımızı yüklenip huzur-u İlahiye gitme tehlikesinden bîhaber yaşadığımıza ağlayalım..

Dağlar cesametindeki günahlarımızı gördüğümüzde ben bu günahları ne zaman işledim Ya Rab diyeceğimiz o günden bîhaber yaşadığımıza ağlayalım..

Kuran bize yeter deyip sünnete sırtımızı döndüğümüz güne ağlayalım..

Peygamberlerin bile Efendimiz ( sallALLAHu aleyhi vesellem )e ümmet olmayı isteyeceği o gün bu ümmet-i merhûmeden olamama tehlikesi karşısında halimize ağlayalım..

ALLAH(c.c.) dostlarını tenkit edip, Peygamber Efendimiz ( sallALLAHu aleyhi vesellem )i üzdüğümüz için ağlayalım..

Ateşin odunu yiyip bitirmesi gibi bütün hayır ve hasenâtımızı bitiren hasedden ve gıybetten kurtulamayışımıza ağlayalım..

Azdıran zenginlik karşısında günümüzü gün edişimize ağlayalım..

Hayırlısı varken hakkımızda hayırsız olanı istemeye devam etme saygısızlığını gösterdiğimiz için ağlayalım..

Veren de alan da belli iken feryâd ü figân edişimize ağlayalım..

Gülün de dikenin de bağın da bahçevanın da sahibi belliyken onlara sahipmiş gibi davranma saygısızlığından dolayı ağlayalım..

Böylesine muhteşem bir saltanat sahibi karşında cüzî irademize bakıp da ulûhiyet işmam eden hallere girmek küstahlında bulunduğuz için ağlayalım..

Cüzî bir ibadetle ebedi cenneti vaad eden Sultanımıza karşı hak iddia etmek kabalığında bulunmamıza ağlayalım..

Yokluktan varlığı çıkaran ve sonra da ebedi bir hayat vaad eden ve onu verecek olan Rabbimize karşı günde birkaç saat ibadet ve hizmet etmekten kaçışımıza ağlayalım..

Altmış yıllık bir hayatta istikamet üzere yaşamaya mukabil 60 trilyon sene bile yanında bir hiç kalan ebedi bir hayatı vaad eden ALLAH(c.c.)ın sözüne itimat etmezmiş gibi yaşayışımıza ağlayalım..

Bir ayağımız çukura girmişken bile mal mülk peşinde koşmaktan utanmayışımıza ağlayalım..

ALLAH(c.c.) için verin dendiğinde nefsimiz adına verdiğimiz için ağlayalım..

ALLAH(c.c.) var deyip ve fakat sanki yokmuş gibi yaşayışımıza ağlayalım..

Hiç akletmez misiniz, hiç düşünmez misiniz diye ferman eden Kurânın sesine ses vermeyişimize ağlayalım..

ALLAH(c.c.)ım vücudumu o kadar büyüt ki benden başkasına cehennemde yer kalmasın diyenlere mukabil cenneti kendimize cehennemi başkasına layık görüşümüze ve o mübareklere ettiğimiz vefasızlığa ağlayalım…

İyi günde unutup kötü günde hatırladığımız Rabbimize gösterdiğimiz vefasızlığımıza ağlayalım..

İyi-kötü, dinli-dinsiz, said-şaki, müslüman, putperest, hristiyan, mecusi, yahudi demeden, hiç ayırt etmeden her gün hepsine nimetlerini bol bol veren Rabbimize karşı kulluğun ifadesi olan namaz, zekât, oruç, sadaka verme, ALLAH(c.c.)ı zikretme, emr-i bi-l maruf gibi ibadetlerde gönülsüz davranışımıza ağlayalım..

Üç kuruş sadaka ile cenneti satın almış gibi bir havaya girişimize ağlayalım..

Şeytanın bizi ALLAH(c.c.), Rahimdir affeder diye diye kandırıp kulluk vazifelerimizi ihmal ettirme tuzağına düşürmesine ağlayalım..

Gelin hep beraber günahlarımıza ağlayalım..

Ağlayalım ağlanacak halimize güldüğümüze.. Kuruyan göz pınarlarımıza, yaşarmayan gözümüze ağlayalım..

Ve ağlayalım ağlayamadığımız için acınacak halimize..

Gelin hep beraber ağlayalım..

Ağlayamıyorsak bile hiç olmazsa GÜLMEKTEN UTANALIM….


Alıntı
 
Çok güzel ellerine sağlık...
 
GüzeL Ve AnLamLı Bi Yazı.. Allah Razı oLsun Abi..
 
Sımdı aglamaya gerek yok nasıL oLsa bir gun topluca odenecek hesap yandık kı ne yandık ..
 
Emeğine Sağlık...Allah Razı Olsun...
 
Allah Razı Olsun Abi O Gün Gelince Fecii Yandık :crying:
 
teşekkürler eline sağlık
 
Ebu Zerr (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ben sizin görmediğinizi görür, işitmediğinizi işitirim. Nitekim sema uğuldadı, uğuldamak da ona hak oldu. Semada dört parmak sığacak kadar boş bir yer yoktur, her tarafta Allah'a secde için alnını koymuş bir melek vardır. Allah'a yemin olsun, benim bildiğimi siz bilse idiniz az güler, çok ağlardınız, yataklarda kadınlarla telezzüz etmezdiniz, yollara, çöllere dökülür, (belanızı defetmesi için) Allah'a yalvar yakar olurdunuz." [Ebu Zerr (radıyallâhu anh) ilâve etti:] "Keşke sökülen bir ağaç olsaydım." [Tirmizî, Zühd 9, (2313); İbnu Mâce, Zühd 19, (4190).]

AÇIKLAMA:
1- Semâvâtın uğuldayarak ses çıkarmasını, şârih Tîbî meleklerin sikleti ile açıklar. Hadiste belirtildiği üzere, melekler miktarca çoktur, bu çokluğun hasıl ettiği ağırlık ve sıklet altında semâvât çatırdayıp uğuldamaktadır. Bu ifade, meleklerin çokluğunu bildirmek üzere getirilmiş bir temsildir. Burada gerçek bir uğultu olmasa bile, O, Allah'ın büyüklüğünü takrir için söylenen mecazî bir kelamdır." Bu yoruma Aliyyu'l-Kârî katılmak istemez. Der ki: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın sözünün hakikati varken hangi mucib sebeple mecaza kaçıyoruz? Halbuki, aklen ve naklen hadisin hakikati mümkündür ve mecaza yönelmeye gerek yoktur. Zîra Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Sizin işitmediğinizi işitiyorum" diyerek (insanlarca işitilmese bile semanın uğultusu olduğunu) tasrih etmiştir. Üstelik, semânın uğultusu pekâla onun tesbih, tahmid ve takdis sırasındaki sesi olabilir, zîra âyet-i kerime: "Mevcut olan her şey O'nu hamdederek tesbih etmektedir" (İsra 44) buyurmakla semânın tesbihini haber vermektedir."

2- Hadisin sonunda yer alan "ağaç olma" temennisinin, hadisin râvisi Ebu Zerr (radıyallâhu anh)'e ait olduğunu şârihler belirtir. Hadis, insana uhrevî hesabın ciddiyet ve zorluğunu anlatınca, Ebu Zerr (radıyallâhu anh) hazretleri, bu ihbarın ciddiyetini anlamış olduğunu ifade sadedinde, kazanılması zor, kaybedilmesi dehşetli bir sonuca atacak öyle bir imtihana mâruz kalmaktansa bir ağaç olmayı temenni etmiştir. Hadislere, râviler tarafından yapılan her çeşit ilâvelere idrac denir.

Kütüb-i Sitte-Prof. Dr. İbrahim Canan



Watchful kardeşim,
Eline sağlık, uzun örnekler vermişsin.
Haklısın, saydıklarının hepsi de gerçekten ağlanası hallerimizdir.
AMA...Bunların hepsi, gerçekte hepimizin bildiği şeyler.
Şu noktaya dikkat ki; Allah Rasulû "BENİM BİLDİKLERİMİ BİLSEYDİNİZ" diyor ya, onların neler olduğunu kaçımız merak edip de, araştırma zahmetine giriyor, ne dersin?
 
Sabah sabah şöyle bir silkindim. Kendime geldim. Teşekkürler.
 
Geri
Üst