'Gırgır Geçenler Geçsin. Kriz Bizi Teğet Geçecek!'

Newwave

Altın Üye
Altın Üye
Katılım
17 Kas 2007
Mesajlar
12,976
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
World Of Hackhell

293uan6.jpg


'Gırgır geçenler geçsin. Kriz bizi teğet geçecek!'

'Bazıları 'Nasıl kriz tellallığı yaparım da bu krizden faydalanırım?' anlayışında'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Ben (bu bizi teğet geçecek) dediğim zaman hala dalgaya vuranlar var, kendilerine göre. Kusura bakmayın; ama gırgır geçenler varsın geçsinler. Hala diyorlar (teğet geçmedi). Arkadaşlar bizi teğet geçecek. En az zarar gören ülke olacağız." dedi.

Başbakan Erdoğan, Eskişehir Girişimci Sanayiciler ve İşadamları Derneği (EGSİAD) tarafından Anemon Otel'de düzenlenen 2. Beyaz Altın Ödül Töreni'ne katıldı.

Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, "kriz teğet geçecek" sözlerine değindi. Erdoğan, küresel krizin "Türkiye'nin krizi" olmadığını anlattı.

Erdoğan, ''Ben (bu bizi teğet geçecek) dediğim zaman hala dalgaya vuranlar var, kendilerine göre. Kusura bakmayın; ama gırgır geçenler varsın geçsinler. Hala diyorlar (teğet geçmedi). Arkadaşlar bizi teğet geçecek. En az zarar gören ülke olacağız." dedi.

Erdoğan, şöyle devam etti: "Krize yönelik açıklamalarda bulunanlar, geçmişte (5 yıldır bire iki, üç, dört, beş katladım) diyenler vardı. Şimdi de farklı bir şey. Zaman gelir kâr ile zarar ortaktır kardeşim. Zarar edersin, stoklarını da yeri geldiği zaman buna göre yaparsın, ama bir felaket tellallığına çevirecek olursak o zaman bazı sıkıntıların önü alınmaz, çünkü bu bir psikolojik baskı oluşturur. Bu psikolojik baskıya kimsenin vesile olmaması lazım, fırsat vermemesi lazım."

Erdoğan, "Biz devlet olarak tabii ki elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Özellikle kamu bankalarıyla elimizden gelen desteği vereceğiz. Merkez Bankası'nın almış olduğu karar bir sinyaldir. Ha şunu da söyleyeyim; kamu bankalarının dışındaki bankalar da kamu bankalarıyla Merkez Bankası'nın sinyaline uygun adım atmazlarsa kusura bakmasınlar karşısında bizi bulacaklardır." diye konuştu.

Erdoğan, IMF'den gelen bütün tekliflerin Türkiye'nin itibarına, ekonomik koşullarına da uygun olması gerektiğini anlattı. Erdoğan, IMF ile yapılacak anlaşmaya değindi.

Erdoğan, "Şunu tüm samimiyetimle söylüyorum: Ne olursa olsun IMF ile biz masada bu işi ertelemenin gayreti içinde değiliz. Biz IMF'ye ortağız. Sanki IMF bizimle doğdu, bizimle devam ediyormuş gibi bir hava meydana getiriyorlar. Dürüst olun, doğru olun. Dönemimizi IMF ile başarıyla sürdürdük, ama bakın bir yıldır IMF ile imza atmadık. Niye atmıyoruz? Çünkü getirdikleri teklifler, metinler, ülkemizin menfaatlerini gözardı ediyor da onun için. Eğer bize kalkar, bazı ekonomik olmayan dayatmalarla yaklaşırlarsa, bunu kabul etmeyiz.'' dedi.

Erdoğan, "Dediğim gibi eğer bir anlaşma noktasına varırsak anlaşacağız. Aksi, Türkiye'de kıyametin kopması değildir. Bunu da bilmemiz lazım. Çünkü Türkiye yere sağlam basıyor, tedbirlerimizi ona göre alacağız. İşte burada kendine güvenen, inanan yürekli girişimciler olduğu müddetçe de evvel Allah biz yolumuza devam ederiz. Bu ülke hepimizin. Bu ülkenin geleceğini hep beraber kuracağız. Bu gemide hep birlikte gidiyoruz. Bu gemi batarsa hep beraber batarız; ama biz bu gemiyi batırmayacağız.'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, Ankara'dan Eskişehir'e gelirken YHT ile 253 kilometre hızla seyahat ettiklerini hatırlattı.
Erdoğan, ''Akıllı bir trende gidiyorsunuz, akılsız falan değil, felaket tellallığı da yapmıyor, çok rahat gidiyor, huzur içinde. Birileri başka şeyler konuşurken bizim tren hedefe gidiyor.'' dedi.

Bazılarının ''nasıl kriz tellallığı yaparım da bu krizden faydalanırım'' anlayışında olduğunu dile getiren Erdoğan, ''Ben de diyorum ki o alıştığınız Başbakanlardan değilim.'' ifadelerini kullandı.

'FAİZİ DÜŞÜRMEK LAZIM'

Erdoğan, devletin borçlanma faizinin yüzde 63'ten yüzde 13-14'e düştüğünü; Merkez Bankası'nın açıkladığı faiz oranının ise yüzde 11.5'e gerilediğini anlattı.
Erdoğan, ''Arzum, enflasyonda nasıl tek haneliye düştüysek faizi de tek haneliye düşürmek. Niye ABD'de Avrupa'da düşüyor da biz düşürmeyelim? Bunu başaracağız.'' dedi.
Başbakan Erdoğan, bazı hocaların kullandığı ifadeleri anlamadığını vurgulayarak, ''Yaşayarak geliyorum, damdan düşerek geliyorum. Bu ülkede maliyetleri düşürmek için kesinlikle faizleri düşürmek lazım.'' şeklinde konuştu.

KREDİ KARTI BORÇLULARI

Başbakan Erdoğan, kredi kartı borçlularına da değinerek, ''(Kredi kartı mağdurları) ifadesini kullanıyorlar. En akıllısı bile kullanıyor. Kusura bakmasınlar kredi kartının mağduru olmaz. Kredi kartı sebebiyle borçlananlar olur. Kredi kartıyla borçlananları şöyle bir farklı yere koyuyorum, onlara da dürüst gözüyle bakmam. Kredi kartı kullanıyorsan fazlasını kullanma. Zaman zaman bunu yaptılar. Şimdi diyorlar ki (bunları bağışlayın, affedin, bunun üzerine çizgi çekin). Nasıl çekeceksin? Kart mağduru olmayıp da alın teriyle kazananın hakkı ne olacak? Kredi kartı mağduru diye bir kurum oluşturacaksınız, bunların bedelini de onlara ödeteceksiniz. Biz burada emanetçiyiz. Siz bize bir emanet veriyorsunuz, biz bu emaneti adil biçimde kullanmak, kullandırmak zorundayız.''


Kaynak
 
Bazen başbakanla ben farklı ülkelerde mi yaşıyoruz acaba diye düşünmekten kendimi alamıyorum....
 
O zaten kendini amerikada yaşıyor sanıyor. Adam Türkiye' de yapacağı sosyal güvenlik yasa tasarısının basın açıklamasını bile ABD' de yapıyor. Ne de olsa amerikalı...:))
 
herkes gibi bende kart kullanan biriyim ve borcumda elbette var ama kredi kartı borçlularına kullandfığı şu cümlelerin neresine yanlış denebilir.. bence çok güzel söylemiş,,birileri keyf yapacak sonra başkaları bunu ödemek zorunda kalacak ,yok öyle şey... ama bazıları alışltı,kullanıp kullanıp bir bankayı batırıp yada batık faizli bankacılıkla bir gecede köşe dönmeler bittiğinden eski günleri arayanlar var. tayyipin şu sölerine yanlış diyen varsa pess derim...::


KREDİ KARTI BORÇLULARI

Başbakan Erdoğan, kredi kartı borçlularına da değinerek, ''(Kredi kartı mağdurları) ifadesini kullanıyorlar. En akıllısı bile kullanıyor. Kusura bakmasınlar kredi kartının mağduru olmaz. Kredi kartı sebebiyle borçlananlar olur. Kredi kartıyla borçlananları şöyle bir farklı yere koyuyorum, onlara da dürüst gözüyle bakmam. Kredi kartı kullanıyorsan fazlasını kullanma. Zaman zaman bunu yaptılar. Şimdi diyorlar ki (bunları bağışlayın, affedin, bunun üzerine çizgi çekin). Nasıl çekeceksin? Kart mağduru olmayıp da alın teriyle kazananın hakkı ne olacak? Kredi kartı mağduru diye bir kurum oluşturacaksınız, bunların bedelini de onlara ödeteceksiniz. Biz burada emanetçiyiz. Siz bize bir emanet veriyorsunuz, biz bu emaneti adil biçimde kullanmak, kullandırmak zorundayız.''



doğru değilmi...
 
One Minute One Minute... Tayyip Paşa'nın bundan haberi yok sanırsam..

İşsizlikte lider ülke olma yolundayız!

Türkiye, dün açıklanan işsizlik rakamlarıyla Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri içinde ikinci sırada yer aldı.

Zirveyi zorluyoruz


OECD`nin 9 Şubat 2009 tarihli son raporuna göre, İspanya, geçen yılın dördüncü çeyreğinde yüzde 13.7`lik işsizlik rakamıyla zirvede. Türkiye ise üçüncü çeyrek itibariyle 10.7`lik işsizlik oranıyla ikinci sırada bulunuyor. Dün açıklanan 12.3`lük rakamlar dikkate alındığında Türkiye İspanya`ya yaklaşıyor. Rapora göre, küresel krizin etkisiyle bütün ülkelerde işsiz sayısı artıyor.


Türkiye, dün açıklanan işsizlik rakamlarıyla Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü(OECD) ülkeleri içinde ikinci sırada yer aldı. OECD`nin 9 Şubat 2009 tarihli son raporuna göre, İspanya, geçen yılın dördüncü çeyreğinde yüzde 13.7`lik işsizlik rakamıyla zirvede. Türkiye ise üçüncü çeyrek itibariyle 10.7`lik işsizlik oranıyla ikinci sırada bulunuyor. Dün açıklanan 12.3`lük rakamlar dikkate alındığında Türkiye İspanya`ya yaklaşıyor. Rapora göre, küresel krizin etkisiyle bütün ülkelerde işsiz sayısı artıyor. Türkiye 3 milyona dayanan işsiz sayısıyla OECD ülkeleri içinde ikinci sırada yer alıyor. OECD işsizlik oranları raporuna göre, bütün ülkelerde işsizlik artıyor. Raporda, bazı ülkelerin işsizlik rakamları aylık olarak yer alırken bazılarının üçer aylık dönemler halinde bulunuyor. Krizin başladığı Amerika`da geçen yılın Temmuz ayında yüzde 5.8 olan işsizlik oranı Kasımda yüzde 6.8`e, Aralık ayında yüzde 7.2`ye yükseldi. Son verileri de OECD`ye gönderen ABD`de 2009 Ocak ayında işsizlik 7.6`ya çıktı. İngiltere`de de benzer bir tablo görülüyor. Temmuz`da yüzde 5.7 olan işsizlik Ekim ayında yüzde 6.1`e çıktı. Kanada`da ise geçen yılın Temmuz ayında 6.1 olan işsizlik oranları Aralık`ta 6.6`ya çıktı. Bu yılın Ocak verilerine göre ise Kanada`da işsizlik patlama yaparak yüzde 7.2`ye yükseldi. İşsiz sayısıyla OECD zirvesinde yer alan İspanya`da da krizin etkisi kendini gösterdi. Geçen yılın Temmuz ayında yüzde 11.3 olan işsizlik oranı Aralıkta 14.4`e yükseldi. Türkiye`de ise işsizlik oranı 2008 yılının ilk iki çeyreğinde yüzde 9.9 olarak gerçekleşti, üçüncü çeyrekte ise yüzde 10.7`ye yükseldi. Dün (16 Şubat) açıklanan Kasım dönemi işsizlik rakamı yüzde 12.3 çıktı.


TİSK: İşsizlikte dünya üçüncüsüyüz


Türkiye`deki işsizlik oranının resmi veriler esas alındığında bile dünya piyasalarında adı geçen 52 ülke arasında üçüncü sırada bulunduğu belirtilerek, `hızla önlem alınmadığı takdirde Türkiye`nin, işsizlikte bir numara olmaya aday olduğu` öne sürüldü.


Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu`ndan (TİSK) yapılan açıklamada, Türkiye`deki işsizlik oranın resmi veriler esas alındığında bile dünya piyasalarında adı geçen 52 ülke arasında üçüncü sırada bulunduğu belirtilerek, `hızla önlem alınmadığı takdirde Türkiye`nin, işsizlikte bir numara olmaya aday olduğu` öne sürüldü.


Açıklamada, Hükümet`in, reel sektör işletmelerinin `eriyip gitmesine` seyirci kalmaması gerektiği ifade edilerek, Türkiye İstatistik Kurumu`nun (TÜİK), Hanehalkı İşgücü Anketi`nin 2008 Kasım Dönemi sonuçlarına göre, işsizlik oranının bir yıl önceye göre yükselerek yüzde 12,3`e çıktığı kaydedildi.


Tarım dışı işsizlik oranının yüzde 12,6`dan yüzde 15,4`e, kentlerdeki genç işsizliğinin de yüzde 21,6`dan yüzde 25,5`e yükseldiğine işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: `İş bulmaktan ümidini kesenleri, eksik istihdam edilenleri ve mevsimlik çalışanları dikkate almayan `klasik` tanıma göre dahi, işsiz sayısı 645 bin kişi artarak 3 milyona ulaşmıştır. Sanayi ve inşaat sektörlerinde 91 bin kişilik istihdam kaybı olmuştur. The Economist dergisinin 14 Şubat 2009 tarihli sayısında eldeki son ölçüm değerleri itibariyle dünya piyasalarında adı geçen 52 ülkenin işsizlik oranları karşılaştırılmıştır. Buna göre, ülkemizdeki işsizlik oranı yüzde 12,3 ile 52 ülke arasında üçüncü sırada gelmektedir. Sanayi ve hizmet sektörlerindeki işletmeler talep yetersizliği ve finansman sorunları sebebiyle göz göre göre eriyip gitmektedir. Hızla önlem alınmadığı takdirde, Türkiye dünyada işsizlikte bir numara olmaya adaydır. Hükümet buna daha fazla seyirci kalmamalı, bir an önce belirtilen sorunları çözecek kısa ve uzun vadeli etkin tedbirler içeren bir paketi hayata geçirmelidir.`

http://www.tumgazeteler.com/?a=4699610
 
bütün dünya krizden kasıp kavruluyor. .amerikada general elektrik işçi çıkarma, tasarruf etme faslını geçti geçen günlerde iflasın eşiğine geldiğini açıkladı.yine abd nin en büyük gazetelerinden washintonpost u galiba tarihinde ilk defa prensibini bozarak ilk sayfasına reklam almaya başladı buda çözüm olmassa satılacak yada iflas edeceğini açıkladı rusya nerdeyse borsayı açamıyor.yine japonyada kyoto şirketimiydi tam hatırlayamadım ama dünyaca ünlü çok büyük bir şirket 5 binden fazla işçi çıkardığını açıkladı.yine geçen israilde bir market çalışanlarına para veremeyince başta çalışanları tarafından yağmalandı türkiyedeyse birkaç kobi kepenk kapattı diye( oda doğruysa yada belkide tamamen kişisel başarısızlıktan bilmiyoruz) kriz tellallığı yapıyorlar.birde utanmadan başbakanla teğet meğet diyerek dalga geçmeye çalışıyorlar. 2001 de hiç bişey yokken ülkeyi krizle viraneye çeviren vatanı herkesten çok seven vatansever kardeşlerimiz(birde krizin sebebini anayasa fırlatılması gibi mantık dışı saçma bir sebebe bağlıyarak vatandaşı aptal yerine koyamaya çalıştılar ya) çıkıp laf konuşuyorya gelde çıldırma.hayır pişkince yalan söylüyorlar birde haklıymışlarda başbakan yalancıymış gibi teğet geçti diye dalga geçmiyorlarmı...ama az kaldı 15 gün sonra bahçelinin dediği osmanlı tokatı kimin yüzünde patlıycak hep beraber göreceğiz
 
herkes gibi bende kart kullanan biriyim ve borcumda elbette var ama kredi kartı borçlularına kullandfığı şu cümlelerin neresine yanlış denebilir.. bence çok güzel söylemiş,,birileri keyf yapacak sonra başkaları bunu ödemek zorunda kalacak ,yok öyle şey... ama bazıları alışltı,kullanıp kullanıp bir bankayı batırıp yada batık faizli bankacılıkla bir gecede köşe dönmeler bittiğinden eski günleri arayanlar var. tayyipin şu sölerine yanlış diyen varsa pess derim...::



Hocam orada duracak,keserin sapını azıcık öte yana çevireceksin.4-5 milyon kart borçlusu varsa bunun ancak ve en iyimser tahminle beş yada altıda biri gereğinden fazla harcama yapmıştır.Ama geri kalanlar zorunlulukla hayatların idame etmeye çalışanlarıdır.
Madem tayyip efendi şimdi karşı,neden sokaklarda dağıtılan kartları engellemedi?
Çünki arkadaş bankalarımızı, kankisi olan milletlere sattı.Tıpkı topraklarımızı sattığı gibi.Şimdi o yabancı bankalar da gariban millete çullanıyor.Ya evini,ya barkını yada toprağını alıyor.Yani başbakanın satamadığını bunlar icra ile alıyor.
Kartla borçlanana şerefsiz yaftası uygun oluyorda,birkaç yıl içinde trilyonluk servete konan erdoğan ailesini hangi sınıfa koyacaksın?
Sakın alınteri deme!!!!

O olsa olsa bizim kıçımızı terleterek verdiğimiz vergilerin iç edilmesidir
 
herkes gibi bende kart kullanan biriyim ve borcumda elbette var ama kredi kartı borçlularına kullandfığı şu cümlelerin neresine yanlış denebilir.. bence çok güzel söylemiş,,birileri keyf yapacak sonra başkaları bunu ödemek zorunda kalacak ,yok öyle şey... ama bazıları alışltı,kullanıp kullanıp bir bankayı batırıp yada batık faizli bankacılıkla bir gecede köşe dönmeler bittiğinden eski günleri arayanlar var. tayyipin şu sölerine yanlış diyen varsa pess derim...::


KREDİ KARTI BORÇLULARI

Başbakan Erdoğan, kredi kartı borçlularına da değinerek, ''(Kredi kartı mağdurları) ifadesini kullanıyorlar. En akıllısı bile kullanıyor. Kusura bakmasınlar kredi kartının mağduru olmaz. Kredi kartı sebebiyle borçlananlar olur. Kredi kartıyla borçlananları şöyle bir farklı yere koyuyorum, onlara da dürüst gözüyle bakmam. Kredi kartı kullanıyorsan fazlasını kullanma. Zaman zaman bunu yaptılar. Şimdi diyorlar ki (bunları bağışlayın, affedin, bunun üzerine çizgi çekin). Nasıl çekeceksin? Kart mağduru olmayıp da alın teriyle kazananın hakkı ne olacak? Kredi kartı mağduru diye bir kurum oluşturacaksınız, bunların bedelini de onlara ödeteceksiniz. Biz burada emanetçiyiz. Siz bize bir emanet veriyorsunuz, biz bu emaneti adil biçimde kullanmak, kullandırmak zorundayız.''



doğru değilmi...


İnsanlar kredi kartlarını kullanıp gemicik ve pırlanta imalathanesi almadılar.Asgari ücret yetmediği için karınlarını doyurmaya çalıştılar.600 lira ücretle yaşamaya çalışan milyonlarca dargelirli kredi kartı kullanacaklarına hırsızlık, yolsuzluk ve hortum yapsalardı daha mı itibarlı olurlardı başbakanın gözünde...
 
bütün dünya krizden kasıp kavruluyor. .amerikada general elektrik işçi çıkarma, tasarruf etme faslını geçti geçen günlerde iflasın eşiğine geldiğini açıkladı.yine abd nin en büyük gazetelerinden washintonpost u galiba tarihinde ilk defa prensibini bozarak ilk sayfasına reklam almaya başladı buda çözüm olmassa satılacak yada iflas edeceğini açıkladı rusya nerdeyse borsayı açamıyor.yine japonyada kyoto şirketimiydi tam hatırlayamadım ama dünyaca ünlü çok büyük bir şirket 5 binden fazla işçi çıkardığını açıkladı.yine geçen israilde bir market çalışanlarına para veremeyince başta çalışanları tarafından yağmalandı türkiyedeyse birkaç kobi kepenk kapattı diye( oda doğruysa yada belkide tamamen kişisel başarısızlıktan bilmiyoruz) kriz tellallığı yapıyorlar.birde utanmadan başbakanla teğet meğet diyerek dalga geçmeye çalışıyorlar. 2001 de hiç bişey yokken ülkeyi krizle viraneye çeviren vatanı herkesten çok seven vatansever kardeşlerimiz(birde krizin sebebini anayasa fırlatılması gibi mantık dışı saçma bir sebebe bağlıyarak vatandaşı aptal yerine koyamaya çalıştılar ya) çıkıp laf konuşuyorya gelde çıldırma.hayır pişkince yalan söylüyorlar birde haklıymışlarda başbakan yalancıymış gibi teğet geçti diye dalga geçmiyorlarmı...ama az kaldı 15 gün sonra bahçelinin dediği osmanlı tokatı kimin yüzünde patlıycak hep beraber göreceğiz

anlatmak istediğini cümlelerin arasına gizli gizli sıkıştırmana gerek yok.Buradaki insanların çoğu aydın ve bilinçli kişilerdir.Çünki hepsi Türkiye Cumhuriyetinde yaşıyor (yada en azından bir çoğu)
ama dünya ekonomisi ileTürk ekonomisini kıyaslarken 6-7 sene öncesine dönüp krizin faturasını bu tarihe kesmek olsa olsa aciz bir insanın yada yakında aciz olacak bir liderin sözüdür.
Birincisi;
bu yerel seçimleri,genel seçim havasına sokan başbakandır.Kriz ortamı (ekonomik değil,ideolojik) yaratıp kendisini her toplumun seçilmiş önderi olarak gösteren zat,son gelişmelerle gelecğin sinyalini vermiştir.
Sn.Bahçeli'nin kastettiği Osmanlı tokadını henüz idrak edemeyişiniz bizleri hayal kırılığına uğratmamış,bilaki haklı olduğumuz yanların kuvvetini pekiştirmiştir.
Yerel seçimler;
başkan adayları siyasi parti üyesi olsalarda,halk nazarında çalışan ve üreten kişiler ister.Ama sayın başbakanın sevgili yardımcıları başka parti belediyelerin akp belediyeleri ile paylaşım anlamında ynı kefeye konulamayacağını açıkladığı talihsiz gün başbakanınız işi genel seçim havasına büründürmüştür.
Ve ne yazıktır ki;
bu genel seçim havası sadece iki parti arasında yürütülüyormuş izlenimi ile halkı kandırmaya devam edilmektedir.akp nin kaybedeceği her belediye başarısızlığın bir ölçüsü ve genel seçimlere yansıması olacaktır.Krizin teğet geçtiğikurumların başında başbakanın damadının holdingi bulunması da çok ilginçtir.Yapılan açıklamada:
-Krizi hissederek bütün yatırımımızı nakite çevirdik ve tuttuk,
demeci riyakarlığın en büyüğü değilmidir?

Belki bunların yüzüne Osmanlı tokadı inmeyecektir ama unutmayın ki;
Allah'ın tokadı bir inerse....
 
TÜİK Aralık ayı işsizlik rakamlarını açıkladı

İşsizlik oranı Aralık ayında yüzde 13.6'yla rekor kırarken, işsiz sayısı 3.3 milyona yaklaştı. Verilere göre her dört gençten biri işsiz.

Krizin etkisiyle ekonomide yaşanan yavaşlama işsizliği rekor düzeye çıkardı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, işsizlik oranı Aralık ayında yüzde 13.6'ya yükselerek tüm zamanların en yüksek düzeyini gördü. İşsizlik en son 2004'ün ilk çeyreğinde bugüne kadarki en yüksek seviye olan yüzde 12.4'e çıkmıştı.

İşsizlik oranı Kasım ayında yüzde 12.3 düzeyindeydi. Kasım'a göre bir ayda işsiz sayısı 279 bin kişi arttı. İşsizlik oranı geçen yılın aynı döneminde ise yüzde 10.6'ydı.

Türkiye genelinde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 838 bin kişi artarak 3 milyon 274 bin kişiye yükseldi.

Kentsel yerlerde işsizlik oranı 3.2 puanlık artışla yüzde 15.4, kırsal yerlerde ise 2.6 puanlık artışla yüzde 10.7'ye çıktı. Geçen yılın aynı döneminde yüzde 20.6 olan genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 25.7'ye yükseldi.

TARIM DIŞI İŞSİZLİK YÜZDE 17.3

Türkiye'de tarım dışı işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine göre 4.3 puanlık artışla yüzde 17.3'e yükseldi. Bu oran erkeklerde geçen yılın aynı dönemine göre 4.2 puanlık artışla yüzde 16.3, kadınlarda ise 4.1 puanlık artışla yüzde 20.9 oldu. Aralık döneminde istihdam edilenlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 293 bin kişi artarak, 20 milyon 736 bin kişiye yükseldi. Bu dönemde tarım sektöründe çalışan sayısı 202 bin kişi, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 91 bin kişi artış kaydetti.

Kayıtdışı işsizlik oranı Aralık'ta yüzde 43.2 olurken, işgücüne katılma oranı yüzde 47.7 olarak belirlendi.

'İŞSİZLİK DAHA DA YÜKSELECEK'

Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Doçent Dr. Erhan Aslanoğlu, işsizliğin mevsimsel olarak yüksek olduğu Ocak ikinci dönem ve Şubat aylarına ilişkin verilerin bu rakama dahil olmadığını ifade ederek, oranın önümüzdeki aylarda yüzde 15 seviyelerine kadar çıkabileceğini belirtti.

Fortis Ekonomisti Erkin Işık, "Tarım dışı işsizlik oranının yüzde 17.3'e çıkması oldukça çarpıcı. Ekonomideki yavaşlamanın istihdam piyasasına bu kadar erken yansıması beni şaşırttı. Şu anda bulunduğumuzdan daha da olumsuz bir noktaya varacağız" dedi.

İşsizliğin daha da artacağı görüşüne katılan DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün de, mevsimsel işçiler dışarda tutulduğunda rakamın zaten yüzde 22'lerde olduğunu söyledi. Ayda yaklaşık 50 bin yeni işsiz ortaya çıktığını belirten Görgün, tedbir paketlerinde işsizliğe çözüm için hâlâ somut bir öneri olmadığına dikkat çekti.

İŞSİZLERİN PROFİLİ

Yüzde 74.2'si erkek nüfus
Yüzde 61.3'ü lise altı eğitimli
Yüzde 24.3’ü bir yıl ve daha uzun süredir iş arıyor
İşsizler sıklıkla (yüzde 31.6) eş-dost vasıtasıyla iş arıyor
Yüzde 88.6'sı (2 milyon 901 bin kişi) daha önce bir işte çalışmış
Daha önce bir işte çalışmış olan işsizlerin yüzde 44.1'i hizmetler yüzde 25’i sanayi, yüzde 19.3’ü inşaat, yüzde 9.7’si ise tarım sektöründe çalışmış. Yüzde 2’si ise 8 yıldan önce işinden ayrılmış
İşsizlerin yüzde 31.2’sini çalıştığı iş geçici olup, işi sona erenlerin yüzde 19,3’ünü işten çıkarılanlar, yüzde 14.1’ini kendi isteğiyle işten ayrılanlar, yüzde 8.5’ini işyerini kapatan/iflas edenler, yüzde 8.3’ünü ev işleriyle meşgul olanlar, yüzde 7.1’ini öğrenimine devam eden veya yeni mezun olanlar, yüzde 11.5’ini ise diğer nedenler oluşturuyor.

http://www.hackhell.com/serbest-kursu/560183-issizlikte-tarihi-rekor.html

okuyun teğet geçecek ve teğet geçiyor bizi diyenler... sizin yaptığınız göz göre göre yalan söylemek...
 
teğet geçti ya
bugün izmir tariş üretimi durdurdu 600 işçi 600 ev demek
nasıl teğetmiş bu
bu gidişle ülkede açık fabrika kalmayacak
 
Geri
Üst