Gürsel Tekin’den Birgün açılımı

BağHan

Banned
Katılım
24 Nis 2009
Mesajlar
116
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Bir TÜRK bin TÜRKİYELİYE Bedeldir!
Açılımcı Gürsel Tekin Kürtçü Birgün’e röportaj verdi!

CHP’nin bugüne kadar görev yapmış il başkanları arasında en “açılımcısı” olan Gürsel Tekin seçimler öncesinde olduğu gibi seçimler sonrasında da röportaj verme seansına devam ediyor.

Seçimler öncesinde, çarşaf açılımı ile ilgili olarak Zaman gazetesine verdiği röportajda ‘çarşaf açılımı, kalıcı bir politikadır’ demişti. Röportaj’ın içeriğinden çok, seçtiği gazetenin Zaman olması çarşafçı Tekin için manidardı. İleriki zamanlarda çarşafın yanına Kürtçlülüğü de ekleyen Gürsel Tekin, son röportajını kompradorların ‘sol’ görünümlü gazetesi Birgün’e vermeyi tercih etti.

Zaman’a çarşafı anlatan Tekin, Birgün’e de Kürtçülüğü anlatacaktı. Gerçi Birgüncüler kürtçülük konusunda Tekin’in bir hayli ilerisindedir. Hatta kürtçülükte PKK ile yarışıyorlar desek abartmayız herhalde. Özellikle son dönemde Birgün’ün manşetinden inmeyen DTP haberleri bunun en önemli göstergesidir.

Gürsel Tekin’de bu durumu bildiğinden olsa gerek, Birgün’ü seçmiş. Ve açmış ağzını, başlamış konuşmaya. Tabii Birgün muhabiri de Tekin’in kürtçülük yapacağını bilerek hazır lokma sorularla röportajı tamamlamış.

Kemalist sistem Gürsel Tekin’e dar gelmiş!

Gürsel Tekin röportajın ilk bölümünden itibaren parti örgütünün değişiminden ve yeni politik açılımlardan bahsetmektedir. Bu açılımlar bilindiği gibi başta çarşaf açılımı ve Kürt açılımıdır. Zaten çarşafın mimarı olan Gürsel Tekin, bununla sonuna kadar övünmektedir. Hatta röportaj boyunca bunun sosyal demokratlığın bir gereği olduğunu ve toplumda özgürlüklerin kısıtlanamayacağını söylemektedir.

Gürsel Tekin, çarşafı Atatürkçülere kabul ettirme çalışmalarından önce, CHP altı ok’un en azından laiklik ilkesini korur bir çizgideydi. En son Baykal’ın da çarşafı onaylaması ile birlikte bu ilkede yerin derinliklerine gömülmüş oldu.

Laiklikten vazgeçen CHP için Gürsel Tekin’in liderliğinde yürüyecek bir yönetimin etnik kimlik açılım getirmesi kaçınılmazdı. En son parti tüzüğünde de bu değişiklik yapıldıktan sonra CHP tam anlamıyla Atatürk’ten uzaklaşmış oldu. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi olan “Ne mutlu Türk’üm diyene” anlayışı tamamıyla terkedilmiş oldu.

Kemalist sistemin kurulmasının ve bugünlere kadar gelmesi iki ana unsura bağlıydı. Bunlar milliyetçilik ve laikliktir. Birbirini bütünleyen bu ana ilkeler Gürsel Tekin yönetiminde ki CHP’de çoktan kalkmıştır. CHP’de böylesi değişim(!) rüzgarları estiren Gürsel Tekin son tahlilde Kemalist sistem’e düşman olması kaçınılmazdır. Zaten Birgün’e verdiği röportajda da bu sıkıntısını dile getiriyor; “Bizim sorunumuz şahıslarla değil. Sorunumuz politikalar ve sistem sorunudur.”

Kemalist sistem’e olan düşmanlığını yaptığı açılımlarla ortaya koyan Tekin’e önerimiz eğer isterse Türkiye sınırlarının dışında yaşayabilir böylece kendisini daraltan Kemalist sistemden kurtulmuş olur, bizde bir Atatürk düşmanından kurtulmuş oluruz.

Gürsel Tekin: “Ülkenin bir bölgesinde varsın diğerinde yoksun”

CHP’nin Türkiye’nin en demokrat partisi olacağını söyleyen Tekin, seçim sonuçlarından çıkan siyasal tabloyu farklı değrlendirdi. CHP ile DTP’yi karşılaştıran Gürsel Tekin, her iki partinin de belirli bölgelerle sınırlı kaldığını bunu aşmak istediklerini söylemektedir.

Tabii kürtçü Tekin’in DTP’yi örnek göstermesi normaldir. Ama Tekin bir şeyi görememektedir. O da kürt istilası ile paralel olarak DTP’nin Türkiye’deki oyları artarken, Kürtçülük yapan CHP’nin oylarının erimesidir.

Gürsel Tekin kürtçülük ve şariatçılık yaparak CHP’yi sahil kesimlerinde aldığı rakı-balık oylarının dışına çıkarmayı planlamaktadır. Ancak son seçimlerinde gösterdiği gibi CHP Kemalizm’den uzaklaşarak ne kürtlerden oy alabilmiştir ne de şeriatçılardan. CHP’ye oy veren kitle Türkiye’nin Atatürkçüleri olmaktadır. Yine sahil kesimleri oy deposu haline gelmiş ve tabloda pek fazla değişiklik olmamıştır.

Ancak değişen tek şey vardır o da Atatürkçüler her geçen gün Kürtçülüğe ve şeriatçılığa alışmaktadır.

Kürt meselesi Kürtçülükle değil Atatürkçülükle çözülür!

Gürsel Tekin, Birgün’e verdiği röportajın son kısmında Türkiye’de bir çok sorun olduğunu ve Kürt sorunun da demokrasi ile çözüleceğini söylüyor. Bu propaganda yıllardır PKK tarafından yapılmaktadır ve verilen tavizlerle belirli bir aşama kaydetmiştir. Şimdi sıra bunu Atatürkçülere kabul ettirmektedir. Gürsel Tekin’de bunu iyi yapmaktadır. Ancak açılımcı Gürsel’in biraz gözlerini açması gerekmektedir. Çünkü karşısında artık gerçek Atatürkçüler vardır ve kürt meselesinin çözümünü iyi bilmektedir. Rehberimiz, Tekin’in düşman bellediği Atatürk’tür.

Atatürk, Kurtuluş savaşında ve Cumhuriyet kurulduktan sonra ki dönemde kürt isyanlarıyla uzunca bir süre uğraşmıştır. Çıkan onaltı tane kürt isyanına karşı tek politika Türklüğü benimsetmek üzerinedir. İsyanlar yeri geldiğinde kanlı bir şekilde bastırılmıştır.

Daha sonra çıkartılan kararnameler isyanın çıktığı yerde ki yapıyı dağıtmak üzerinedir. Uygulanan kanunlardan İskan Kanunu’na göre Kürt’e mahalle bile kurdurmak yasaktır. Ancak Atatürk’ün ölümünden bugüne Türkiye’de çok şey değişti. Atatürk’ün mahalle bile kurdurmayacağı biri CHP’nin İstanbul il başkanıdır artık. Ve Atatürkçülere kürtçülüğü ‘demokratik’ yollardan alıştırmaktadır.

Şimdi bu düzeni değiştirmenin yolu Türk’ün kendi öz benliğine sahip çıkmasından geçmektedir. Bu da politik anlamda altı ok’un altısını da savunmaktan geçmektedir. Gerçi CHP’nin altı ok’u savunmasını beklemiyoruz ama en azından hala Atatürkçülük iddasında bulunuyorsa içindeki Truva atlarından bir an önce kurtulması gereklidir.

http://www.turksolu.org/235/akkol235.htm
 
«— Yaşasın, Türk Halkının bağımsızlığı!. Yaşasın, Marksizmin ve Leninizmin Yüce İdeolojisi!. Yaşasın, Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi, kahrolsun emperyalizm!..»

Deniz Gezmiş
sadece bunu bil yeter türksolu dergisinin denizin fotosunu vermesi denize ayıptır
 
Geri
Üst