Güneydoğu’da görev yapan güvenlik görevlileri savaş suçlusu olarak yargılanacak

türk ocağı

serdengeçti
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
1,813
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Taceddin Dergahı
“PKK ile barış anlaşması sağlanırsa Güneydoğu’da görev yapan güvenlik görevlileri savaş suçlusu olarak yargılanacak”

MİT ve PKK’nın Oslo’da yaptığı görüşmelerde yapılan mutabakatta yer alan bir maddeyi Taraf Gazetesi’nden Emre uslu yazdı geçen hafta..

Yeniçağ Gazetesi’den Ümit Özdağ’ın haricinde yazıya dikkat çeken olmadı. Televizyonlar yazıyı görmezden geldi.. Uzmanlar, stratejistler konu hakkında susmayı tercih ettiler. Hükümet kanadı dut yemiş bülbül gibi. Muhalefet ise her zaman olduğu gibi hükümete hizmet etmekten başka bir iş yapmayıp, Başbakanın ekmeğine yağ sürmekle meşgul…

Emre Uslu, Oslo görüşmelerinde PKK ile MİT arasındaki uzlaşma maddelerinden birisinin, “PKK ile barış anlaşması sağlanırsa Güneydoğuda görev yapan güvenlik görevlileri savaş suçlusu olarak yargılanacak” maddesinin bulunduğunu ve tarafların hazır bulunduğu görüşmede üçüncü bir ‘hakem devletin’ taraflar adına bu anlaşmayı imzaladığını yazdı.

2011 / Haziran seçimlerinin en önemli meydan polemiklerinin arasında yer alıyordu bu konu aslında. Seçim meydanlarında APO ile görüştükleri iddiasını sert ifadelerle reddeden Recep Tayip Erdoğan, “Bunu ispatlamayan şerefsizdir!” diyordu.

Daha sonra MİT müsteşarı Hakan Fidan’ı Oslo görüşmelerine “Ben yolladım” diyecek olan Başbakan, Demirel’in siyâset etme metodunu şiar edinmiş olacak ki, seçim meydanlarında ağzından dökülen “ispatlamayan şerefsizdir” cümlelerini “dün dündür, bugün bugün” diyerek unutuvermişti.

MİT-PKK görüşmeleri için, “MİT-PKK görüşmelerinde yazılı bir belge verme, taviz verme söz konusu değil” diyen Başbakan, Emre Uslu’nun yazdığı yazıya bir haftadır sessiz kalmakta. Yazıdaki iddia yenilir yutulur cinsten bir iddia değil.

“PKK barış anlaşması sağlanırsa Güneydoğu’da görev yapan güvenlik görevlileri savaş suçlusu olarak yargılanacak”.

Ne demek bu?

Bölgede ve hatta tüm yurtta otuz yıldır devam eden teröre karşı mücadele vermiş bütün güvenlik kuvvetleri mensupları askeriyle, polisiyle ‘savaş suçlusu’ olarak yargılanacaklar.

Yani, Goran Haciç, Ratko Mladiç, Radovan Karaçic, Slobodan Miloşeviç gibi!...

“Hadi canım, altı üstü bir görüşme tutanağı” denebilir bu duruma.

Fakat kazın ayağı hiç de öyle değildir.

Tarihte, bu tür hakem devleti nezaretinde atılan imzaların nelere mâl olduğunun örnekleri vardır ve en önemlilerinden birisi de Emre Uslu’nun da yazdığı gibi, Belfour Deklarasyonu’dur. 1917’de Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı’nın Yahudi cemaati liderine gönderdiği bir mektupta Filistin’de bir Yahudi devletinin kurulmasından yana olduğunu belirtiyordu. Bilindiği gibi, bu mektup daha sonra bir uluslar arası hukuk metni olarak kabul edildi ve İsrail’in kurulma sürecinin başlangıcı odu.

Oslo görüşmeleri ve KCK-MİT ilişkileri sebebiyle MİT müsteşarı Hakan Fidan’ın mahkemece ifadeye çağırılması krizinde, “MİT müsteşarına talimatı veren benim, alacaksanız beni alın” diyerek yargıya rest çekecek kadar müsteşarına sahip çıkan Başbakan, pek çok soruya da muhatap oluyor böylelikle.

MİT ve PKK arasındaki ‘Oslo görüşmeleri’nin talimatını bizzat veren Sayın Başbakan, Oslo görüşmelerindeki mutabakat maddelerinden birisi olduğu iddia edilen “PKK ile barış anlaşması sağlanırsa Güneydoğu’da görev yapan güvenlik görevlileri savaş suçlusu olarak yargılanacak” maddesiyle alâkalı mutabakat yetkisi ve emrini de siz mi verdiniz?

Bu anlaşmanın yarınlarda Türkiye’yi nasıl bir hukukî çıkmaza sokabileceğini bilmiyor musunuz?

KCK ile MİT arasındaki ilişkilerin talimatını da siz mi verdiniz?

Son günlerde ‘Âkil Gazeteciler’den birinin Leyla Zana ile yaptığı mülâkatta Leyla Zana’nın “Bu işi Erdoğan Çözer” cümlesinin ‘üzerine abanan’ Türk Basını, Emre Uslu’nun bu yazısını neden görmezden geldi?

APO’nun ‘ev hapsi’nin konuşulabilir olduğunu söyleyen ve kamuoyunu bu duruma alıştırmak isteyen Bülent Arınç’a da konuş talimatını siz mi verdiniz?

‘Düşman BDP’ metaforundan beslenerek ‘Dost Leyla Zana’ imajıyla mı serbest bırakacaksınız APO’yu?

BDP Lideri Demirtaş’a Leyla Zana hakkında olumsuz sözler söyleyerek ‘Düşman BDP ama Dost Leyla Zana’ imajını kuvvetlendirmesi talimatını da mı siz verdiniz Sayın Başbakan?

“PKK ile barış anlaşması sağlanırsa Güneydoğu’da görev yapan güvenlik görevlileri savaş suçlusu olarak yargılanacak”sa eğer, güvenlik güçlerini arenaya aslanlar parçalasın diye mi atacaksınız?

“PKK ile barış anlaşması sağlanırsa Güneydoğu’da görev yapan güvenlik görevlileri savaş suçlusu olarak yargılanacak”sa eğer, güvenlik görevlileri bölgede terörle nasıl, hangi motivasyon veya hangi idealle mücadele edecek?

Yoksa yakın zamanda teröristleri gerilla olarak mı tanıyacak hükümetiniz?

MİT ve PKK arasındaki görüşmelerin talimatını “Ben verdim” diyorsanız eğer, buna benzer tüm soruların da muhatabı olduğunuzu kabul ediyorsunuz demektir Sayın Başbakan!

Cevaplayınız o zaman…

ADNAN İSLAMOĞULLARI
40 AMBAR


k:“PKK ile barış anlaşması sağlanırsa Güneydoğu’da görev yapan güvenlik görevlileri savaş suçlusu olarak yargılanacak”
 
üstadım böyle konular açarak bazı yandaşLARı ve kıçyalayıcıLARını üzüyorsun.Zaten zeka seviyeLERinden mahrum bir takım çoğul insanlar,uzun süredir ne yaptıkLARını bilmez halde çemkirmeLERine karşın,verdiğin güzel örnekler bizim için umut verici.

bu conilerin ajanı söylememişmiydi, akp ile beraber orduyu kafesledik !!! diye,bence o da yalan söylüyor :) burada yazılanları hep anüsLERinden anlayanLAR olduğu sürece bu memlekette bi halt olmaz.

artık çoğul konuşuyorum ve küfrediyorum günlük hayatımda,

çoğul ve genelleme yapınca bihalt olmazmış :)

öküzLER,n anlayabileceği tarzda yazılar paylaşacağız yakında :)
 
Güneydoğu’da görev yapan güvenlik görevlileri savaş suçlusu olarak yargılanacak mı? Ooooo! Sizin dünyadan haberiniz yok! Yargılanıyor, sizin haberiniz yok! Balyoz ve ergenekon sanığı durumdaki o büyük askerleri saymıyorum. Şimdi size yakın tarihli normal asker olayı anlatayım.
Gariban Türk evladı, vatan borcunu güneydoğu cehenneminde öder. Teskeresini alır, evine gelir. Haftalık 175 lira ücretle bir iş bulur. Derken birgün postacı bir tebligat getirir. Savcılığa ifade için çağrılır. İşinden izin alarak, savcılığa gider. Savcı, girdikleri çatışmayı sorgulamaktadır. İki arkadaşı yanında şehit olmuş, iki teröristte öldürülmüştür. Savcı sorar: " Niye ateş ettiniz? Karşısnızdakinin pkklı olduğuna emin miydiniz? Uyarı ateşi açtınız mı? v.s v.s Bak bunlara doğru cevap ver! Kasıtlı adam öldürmekten yargılanacaksınız." Bizim delikanlı delirir. "Bu davayı açanın da senin de ta a... koyayım. Ulan! bir kere biz pusuya düşürüldük. İki arkadaşım yanımda can verdi. Sen iki köpeğin hesabını benden mi soruyorsun?" der ve savcılıktan çıkar, gider. Akşama eve iki polis gelir ve delikanlıyı alır. Bir gece nezarette bekler. Sabah sağlık kontrolü ve ardından tutuklanma isteği ile mahkemeye çıkar. Hakim iyi biri çıkar. Cezasını, para cezasına çevirir. Garibim kara kara şimdi bu parayı nasıl ödeyeceğini düşünüyor. Maalesef! Savcılık ve bazı hakim makamları sistematik olarak fethullah güçlerince işgal edilmiş durumda. Eminim daha kaç vatan evladına bu muamele yapılıyordur. Askeri suçlayamayacaklarını çok iyi biliyorlar. Acaba komutanları hakkında olumsuz birşey yakalar mıyız derdindeler. Necdet bey de genelkurmay pencerinden bir sokağa bir de apoletlerine aval aval bakmaya devam etsin!
 
Geri
Üst