Günümüzdeki Fitne, Zulüm, Fesat, Kargaşa ve Çekilen Bu Acılar Altınçağın Doğum Sancıs

foton12

New member
Katılım
5 Kas 2009
Mesajlar
75
Reaction score
0
Puanları
0
Günümüzdeki Fitne, Zulüm, Fesat, Kargaşa ve Çekilen Bu Acılar Altınçağın Doğum Sancısıdır

Son yıllarda dünyanın dört bir yanından savaş, katliam, terör, bombalama, kargaşa ve yıkım haberleri geliyor. Masum insanlar, çocuklar, hamile kadınlar öldürülüyor; camiler, hastaneler, okullar, pazar yerleri bombalanıyor; şehirler yaşanamaz hale getiriliyor; milyonlarca insan bu saldırılardan korunmak için evlerini, yurtlarını terk ediyorlar. Üstelik günler, haftalar geçtikçe bu haberlerde bir azalma olmuyor; barışa, güvenliğe ve huzura doğru hiçbir adım atılmıyor. Tam tersine savaş ve zulüm daha geniş alanlara yayılıyor, yıkım her geçen gün artıyor. Bu haberlerin çok büyük bir bölümü ise Müslüman ülkelerden ya da Müslümanların yoğun olarak yaşadıkları bölgelerden geliyor.

Tüm bu gelişmeler Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in ahir zaman müjdelerini bilen Müslümanlar için çok önemli bir çağın habercisi hükmündedir. Yaşananların her biri Peygamberimiz (sav)’in günümüzden 1400 yıl önce haber verdiği ahir zaman alametlerinin art arda gerçekleşmesinden ibarettir.


Peygamberimiz (sav)’in bildirdiği bu zulüm ve fitne haberleri, katliamlar, saldırılar ve karışıklıklar, günümüzde tam da hadislerde tarif edildiği şekilde ve birbiri ardına gerçekleşiyor. Ve bu durum bizlere, ahir zamanın bu ilk sancılı döneminin sona ermek üzere olduğunu, ikinci kutlu döneminin, yani Altınçağ’ın çok yakınlaştığını müjdeliyor.

Hadislerin işaretlerine göre Altınçağ, yarım yüzyıldan fazla sürecek ve Peygamberimiz (sav)'in zamanında yaşanan “Asr-ı Saadet” benzeri bir dönem olacaktır. Altınçağ’da yaşam o denli güzel olacaktır ki, tüm insanlar bu dönemde yaşamış olmayı isteyeceklerdir. "Zamanın nasıl geçtiğinin farkına varmayacaklar, bu güzelliklerden daha fazla yararlanmak için Allah'tan ömürlerinin uzatılmasını" temenni edeceklerdir. Altınçağ’a duyulan bu özlem Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde şöyle bildirilmiştir:

Onun zamanında, büyükler "Keşke ben küçük olsaydım", küçükler de "Keşke ben büyük olsaydım" diyeceklerdir. (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 17)

Naim b. Hammad, İbni Abbas’dan tahric etti ki:

Zamanı o kadar adil olacak ki, kabirdeki ölüler dirilere imrenecektir... (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 22)

Peygamberimiz (sav) hadislerinde, insanların dünyada ve ahiretteki kurtuluşlarına vesile olacak çok kıymetli bir insan olan Hz. Mehdi'ye tabi olunmasını bildirmiş ve onun döneminde yaşanacak tüm bu hayırlara işaret etmiştir:

Ebi Şeybe ve Naim b. Hammad Fiten isimli eserde, İbni Mace ve Ebu Naim ise İbni Mes’ud’dan tahric ettiler. O dedi ki:

... O (Mehdi) arza sahib olur ve kendisinden önce baskı ve zulümle dolu olan arzı adaletle doldurur. Sizden O’na kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa gelsin, O’na katılsın. Zira O Mehdi'dir. (Celalettin Suyuti’nin tasnifinden Ahir zaman Mehdisinin alametleri, s. 14)

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi döneminde yaşanacak olan bu adil ortam şöyle haber verilmektedir:

... Şu ümmetin Mehdi'si Hasan ve Hüseyin'dendir. Dünya hercü merc içinde kaldığında, fitneler zuhur ettiğinde, yollar kesildiğinde, bazıları bazısına hücum ettiğinde, büyük küçüğe merhamet etmediği, büyük büyüğe vakarlı davranmadığında; Allah, bu sırada, onlardan adavetin (düşmanlığın) kökünü kazıyarak dalalet kalelerini fethedecek ve evvelce benim ayakta tuttuğum gibi, ahir zamanda dini ayakta tutacak, önceden zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracak birini gönderecektir. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 12)

Dünya hayatının bir günü kalsa Allahü Teala o günü uzatır, benim Ehli Beytimden bir adam gönderir. Onun ismi benim ismim gibidir. Babasının ismi babamın ismi gibidir. Zulüm ve kötülükle dolmuş dünyayı, adalet ve dürüstlükle dolduracaktır. (Ebu Davud. Tirmizi.) (Büyük Fitne Mesih Deccal, Saim Güngör, Pamuk Yayınları, s. 80) (Ebu Davud ve Tırmizi / Büyük Hadis Külliyatı, Rudani 5. cilt, s. 365)

Onun adaleti heryeri kaplayacak ve insanlar arasında Hz. Peygamberin sünnet-i seniyyesi ile muamele edecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 20)

İnsanlar, Allah'ın Kuran'da inanan kullarına müjdelediği güzelliklerin hepsini bu dönemde yaşayabileceklerdir. Allah ayetinde iman eden müminleri dünyada da güzel bir hayatla yaşatacağını şöyle bildirmektedir:

Erkek olsun, kadın olsun, bir mümin olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz. (Nahl Suresi, 97)

Altınçağ, Rabbimiz’in müminlere bir lütfudur. Bolluğuyla, bereketiyle, insanlara sağlayacağı her türlü konforuyla ve huzur dolu ortamıyla her Müslümanın ulaşmak isteyeceği bir dönem, iman eden insanlar için dünya hayatında çok üstün bir mükafattır. Bu güzel dönemle müjdelenmek de kuşkusuz tüm Müslümanlar için çok büyük bir şereftir.

kaynak
 
Geri
Üst