frpde senaryo yada hikaye böle bşimi

cemparator

New member
Katılım
16 Eyl 2005
Mesajlar
848
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
Smyrna
Yazı masasına resmen kuruldu. Not defterini çantasından çıkarttı ve yanı başına koydu. Düzenli yaşantısını yansıtan düzenli bir masa... belki de sahte bir düzendi bu. Çoğu zaman yazarken düşüncelerini toparlayabilmek için gözlerini yazıdan ayırır çevresini süzerdi, görmediği halde bakardı eşyalara...ya da pencereden dışarı ufak birkaç bakış atar sonra kalemi dişleri arasından tekrar sağ eline alıp yazmaya devam ederdi fakat bu sefer başlangıcı yaparken masanın üzerindekileri veya çevresindekileri, algılamaktan öte bakışlarla süzmesine gerek yoktu... Yazı masası...bu “eşya” gibi görülen şey ona kesinlikle güç veriyordu.

Öykü yazma isteği o sabah iş yerine giderken yolda gelmişti ve hemen not defterini çıkartıp bir iki ufak not da almıştı..sanki beyni arada her şeyi silecekmiş ve onu ortada çırılçıplak bırakacakmış gibi ani ve keskin hareketlerle karalamıştı not defterini.

Öykünün içinde yazan bir karakter olmalıydı. Yazı yazan bir karakter var etmeli ve onu yaşatmalıydı satırlar arasında - kendi yazısıyla – yazı yazsın diye. Karakter oluşturma çabaları uzun sürmedi, bir parça kendisinden, bir parça en samimi arkadaşlarından, bir parça sürekli alışveriş ettiği mağazadaki kızdan, bir parça ondan ve bundan ekleyerek ortaya çıkana baktı. Gelişecekti bu da diğerleri gibi, gelişimi yavaş da olsa bu karakterle işi bittiğinde “keşke gerçekten yaşasaydın” diyecekti...bunu istiyordu.

En keyiflisi de çevresindeki hemen her şeyi yansıtacağına inandığı karakterinin farklılıklarını birer birer keşfetmesi olacaktı. Karakteri hem oyuncu hem de bir yazardı. İyi bir yazar ama o denli iyi bir oyuncu değil. Ya da tam tersi miydi?

Onunla sanki karşılıklı sohbet ediyormuşçasına yazmayı denedi bir süre ve sordu:

”İnsanları anlamak ya da benzeri konular hakkında yazı yazdın mı hiç?”

”Çok insan tanıdım, dostlarım haricinde pek azını anlayabildim diyebilirim. İnsanları anlayamazsın zaten genç bayan, buna çabalarsın o kadar, sadece çabalarsın ve anladığını sanırsın, bir gün çok güvendiğin kişinin iki yüzlülüğüne şaştığında ya da ona benzer şaşırtıcı durumlarda ..”çabaladım en azından” demek için çabalarsın” ... şimdi yazan onun elleri değilmiş gibi, karakter canlanmışçasına hiç nefes almadan direkt bir soru yöneltti :

“Beni sayfanda var kıldıktan sonra bana yönelttiğin ilk ciddi soru bu. Neden insanları anlamak senin için bu kadar önemli?”

Yoksa konumlar değişmiş miydi? Var ettiği karakter mi yazmaya başlamıştı onu? O sorgulamalıydı ama sorgulanan kendisiydi. Hem neydi şu “insanları anlayamazsın” lafı?

“O lafa takılmanı bekliyordum bende. Soruma hala cevap da vermedin hem. Kendine sorman gereken sorulardan mı bu sence?”

Oturduğu masadaki hareketleri rahatsızlığını sergiliyordu bir anlamda. Oysa karşısındaki susmayı sevmeyen birisiydi...

“Çevrendeki her şey aslında senin için birer hammadde” dedi yarattığı karakteri. Eğer gözleri olsaydı kesinlikle onlara dikmiş olurdu kendininkileri ve sessizce bakardı ona. Al işte, geveze ve sorgulayan bir karakter...çevresindekiler miydi bu? Kendisine sormaya çekindiği soruları bir şekilde sorabilmek için yaratmamıştı onu. Onu yazmasının farklı amacı vardı – ya da o öyle sanıyordu.

Rahatsızlıkla çevresine bakınırken yanı başındaki not defterine kaydı gözleri. Eski sayfalardan birinde “Uzun vadedeki kazancın kısa vadedeki bedeli” diye, ufak - eğri büğrü yazısıyla not almıştı. Bunu yazdığı anı hatırladı. Bir kitabın arka kapağında “kısa vadedeki kazancın uzun vadedeki bedeli” yazısına inat yazmıştı bunu.

“Sen inatçısın işte görüyorsun, bir takım şeylerin tersini yapmak ya da düşünmek haz veriyor sana”.

Neler oluyordu? Bunun inatçılıkla ne alakası vardı şimdi...Sürekli konuşmasını istemiyordu onun, üstelik şimdi de düşüncelerine karışmaya başlamıştı.

“Çevrendeki insanlardan farklı olduğunu hissetmek istiyorsun, ve bundan da gururlanmak kendi adına. Farklısın belki ama bunu senden çok diğerleri görsün istiyorsun ve bazen, sırf bu nedenle sahteleştiriyorsun kendini. Olabilecek en kısa sürede yapılabilecekler ve acele edilmemesi gerekenler arasında bir tenis maçındaymışçasına kafan bir o tarafta bir bu tarafta...”

“Susar mısın biraz olsun? Kafamı karıştırman için yazmadım seni...ama sen birden üzerime gelmeye başladın, kendine gelsene.”. Kime yazıyordu bunu? Ona mı? Kendi kendini heyecanlandırmıştı. Dudakları kuruyordu. Kalktı, kendine buzlu bir bardak su aldıktan sonra sabırsızlıkla yazı masasının başına döndü.

“Sen ben misin? Beni eğitiyormuş ya da eleştiriyormuş havasından çıkmaya ne dersin?”

“Bu seni rahatsız etmemeli aslında, yaptıklarının büyük bir kısmını sorgulamadan yapıyorsun ve buna alışmışsın. Beni var etmeden önce çevrenden çok kendinden parçalar kattın bana.”

“Evet ama ben yazı yazan bir karakter istedim sorgulayan değil, yani sanırım öyle istedim...” kendisi de saçmaladığının farkına vardı ama bunu belli etmemek için kalemi daha bir sıkı kavradı. - Hiç görmediğiniz birinin gülümsemesini nasıl hayal edersiniz... - ”Keser misin şu gülümsemeyi”

“Pekala...ben yazı yazan bir karakterim. Ne yazacağımı düşünmüştün söyler misin? Benden ne istiyordun?”

“Çevrendekileri, insanları, ya da hayallerini...düşüncelerini yazmanı...ama beni değil!” gülümseme bu sefer kahkahaya dönüşmüştü adeta.

“Kendini her şeyin odak noktası yapmayı bu denli iyi başarırken benden hayalleri, insanları yazmamı beklediğini söyleme lütfen. Hepsi sende var. Kendine dönüp baktın mı? Yarattığın BEN in aslında hep var olduğum esasını gözden kaçırma lütfen. Hayaller istiyorsan kendi hayallerini yazmalısın. Benimkiler seninkilerden farklı değil dostum”

Sabırsızca elleri arasında oynattığı kalemini masaya vurmaya başladı. Kendi kendine karşı mücadele ediyordu ve kazanan kendisiydi...kaybeden de öyle.

“Belki de ilk defa, hiçbir şeyi bilmeden ya da planlamadan, ortaya çıkarttıklarıma bu denli şaşırıyorum”

“Bu günün biride olacaktı, hiç kendini şaşırtamayacağını düşünsene, ne denli monoton ve basitlikle yıkanmış bir insan olurdun. Oysa ben insanlara “basitlik” kelimesini hiç yakıştıramam. Anlıyorsun değil mi?” duraksadı....”Yazı stilim nasıl sence?”

“Oldukça benden, oldukça....” kafasının karıştığı kesindi ama aynı zamanda kendini çok net ve duru da hissediyordu. Saatine göz attı, işlerine dönme vakti gelmişti ama yazmayı da hiç bırakmak istemiyordu.

“Son bir soru soracağım sana. Yarattığım dediğim şeyin varlığını bana hissettirmekten ötesini yaptın, bunu ben kendi kendime planlamış mıydım? Kendi planımı mı uyguladım sence?”

“Sen değer verdiğin her şeyin bir parçasısın, dünyadaki her şeyden bir parça bulabilirsin kendinde eğer bunu istersen. Hiç erişilemez görülen şeyler aslında sana en yakın olanlardır, odaklanırsan onlara. Yazmamı beklediğin her şeyi aslında biliyorsun ve bana yönelttiğin sorunun cevabı da yine sana ait. Yaptıklarının çok büyük bir kısmı istediklerindir. Güç dediğin kelime 3 harften oluşmuş basit bir söz değil...bugün kelimelerin gücünü gördün en azından, kendi kelimelerinin. Bazen yazmak düşünmekten iyidir değil mi?” düşündürücü..keşke zaman kavramı olmasa da kendiyle ilgilenebildiği şu ender zamanları genişletebilseydi. Bu düşüncesine yanıt veren yine karakteriydi...“Hadi şimdi kalkalım da yaşantılarımızdaki rollerimize kaldığımız yerden devam edelim, araya bir son vermek gerek yoksa izleyiciler sıkılır...”
 
bu sanırım hikaye olmuş
senaryo değil ne yazıkki
 
tam bilmiomda ondan sordum senaryoyla hikaye arası fark nedr?
 
Bildiğim kadarıyla senaryo FRP için yazılır ve belli bir yolu vardır
sen dm olursun diğeri de oyuncu hayal gücüne dayalı oyunu oynarken bu senaryoyu kullanırsın
mesela burda bi kaç senaryo verilmişti
orada işte KnightOnline veya WOW gibi şu karşına çıktı saldırımısın kaçar mısın
yendin, sword +3 düştü gibi olur
hikaye ise hmm hikaye gibi olur FRP ye girer ama içinde oyun oynayamazsın
benim bildiğim bunlar sorun varsa sor! çekinme
 
bencede seninkisi hikaye olmuş..
 
Seninki kesinlikle bir hikaye.. Senaryo dediğimiz olay bundan biraz daha farklı.. Bi kere senin yazdığında anlatımlar tamamen roman şeklinde.Senaryo da ise hikayenin tamamen içine girmen gerekir.Çünkü o hikayenin kahramları sen olursun ve o zaman senaryon olur.Tabi bu arada hikayeler senaryoya çevrilemez mi? Tabiki çevrilebilir neden olmasın.. Sen kitabı dışardan anlatan yönlendiren kişi olursun (ki bu Dm'e tekamül ediyo ), hikayenin içindekilerde oyunu oynayanlar olur.. sana daha sonra bi tane senaryo örneği yollarım istersen..
 
LorthUndulia' Alıntı:
Bildiğim kadarıyla senaryo FRP için yazılır ve belli bir yolu vardır
sen dm olursun diğeri de oyuncu hayal gücüne dayalı oyunu oynarken bu senaryoyu kullanırsın
mesela burda bi kaç senaryo verilmişti
orada işte KnightOnline veya WOW gibi şu karşına çıktı saldırımısın kaçar mısın
yendin, sword +3 düştü gibi olur

hikaye ise hmm hikaye gibi olur FRP ye girer ama içinde oyun oynayamazsın
benim bildiğim bunlar sorun varsa sor! çekinme

Bu bahsediLen (Bold) Tecrubesiz Dungeon Master Ların oynattıgı (anca oynatabildigi) Power Play oyunLardır.Bütün oyun kafa kesersin adam döversin kaçarsın.Rol fLn yapmassın.Senoryo mu .. (tamam işde bi Dungeon war şurasında tuzak war burasında Drow Mage war şurda kristal anahtar war zart zurt). RP ile ne aLakası war? Role falan yapıLmaz .. ki$iLer karakterlerini oynamaz.. bunun FRP de Kar$ıLıgı Kick-in-the-Door dur.Kır kapıyı keskafasını.Rol yapabiLen adamın i$i degiLdir anca tek geceLik oyun (OneShot) olarak Tercih ediLebilir. FRP onLine oyunLara RPG ye benzemez.

Hikaye yazmaktır önemLi oLan.Ama kitap yazar gibi degiL , Oynanacak gibi , SergiLenecek gibi.Player lar oynadıkları karakterlerin ruhunu sergiLeyebiLmeLidir.Paladin yalan söylemiyorsa zewkLidir o oyun , XP alicam die adamı öldürmek yerine Kılıcını Düşürmeyi (disarm) tercih ediyorsa zewkLidir.

iyi DM hikaye yazarsa iyi RP destan yazar.
 
bravo meetalmad bennim de en çok kızdığım şey olduk olmadık yerde rp rp diyen ve rp yi sadece etrafa tehdit savurmak zanneden çocuklarda
priest olup da amaç sızca savaşan 'tanrısız priest'lere
dwarf olup elflere sataşmayan hatta sempati duyan hattta elf ismi taşıyan zavallılara hepsine kızıyorum ve
sakalım adına lanetliyorum tüysüz zayıf elfleri
 
Geri
Üst