Fetullah Gülen’in Atatürk Düşmanlığı

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
evet türklüğün derken ??
benim adın jhon ve türküm bunun nesi garip geldi sana fetullah mı olması gerekiyodu ??



böle konuşmaya devam edersen içimdeki yaratığı uyandırıcaksın haberin olsun :D

Adının john olduğuna sen inandın mı ? Adın jhonsa neden resminde " JÖN " yazıyor yoksa ben ingilizceyi mi unuttum ?
 
Fethullah Okullarının Iç Yüzü

FETHULLAH OKULLARININ İÇ YÜZÜ

1-)Dinlediğim pek çok Azeri kadın, göz yaşları içinde, Fethullahçıların okullarında eğitim gören çocuklarının kendilerinden koparıldığını, onları kaybetmek üzere olduklarını söylediler.Çocuklarının geleceği için,Azeri okullarına göre eğitim kalitesi bir hayli yüksek olan Fethullahçı okulları tecih eden,büyük maddi fedakarlıkta bulunan Azeri kadınlar, bir süre sonra çocukların anne ve babalarını inançlarını sorguladıklarını, hatta aşağıladıklarını, neşe ve canlılıklarını , çocukluklarını kaybettiklerini anlattılar.Onlara Türkiye’de de aynı taktikten hareketle nasıl çocukların ailelerinden soğutularak koparıldıklarını, sonrada kişilerinin nasıl törpülenip cemaat kişili içinde yer almalarını sağladıklarını- örnekleri ile- anlattım ve ışık evlerindeki ilişkileri açıkladım.Kısaca çocuklarını seviyorlarsa bu okullardan almalarını önerdim.


2-)Orta Asya’da, Afrika’da, Amerika’da, Avusturalya’da kısacası dünyanın her tarafında “Türkiye’nin kültür misyoneri” olduklarını iddia ediyorlar.Programlarında haftada 3-8 saat Türkçe’ye yer verirken, 25 saat İngilizce verdikleri için ingiltere’den “üstün hizmet ödülü” alıyorlar.( Türkiye’de ise bu çocukların İstiklal Marşımızı nasıl Türkçe okuduklarını yüzlerce kez göstererek kamuoyunu yanıltıyorlar.)
ABD’den ise “kırmızı pasaportlu CIA çıkışlı” öğretmen takviyesi ve siyasal dokunulmazlık, ekonomik güç desteği görüyorlar.Buralarda Türkçü, çağdaş, aydın gençler yetiştirmek yerine, sadece milli kimliğini bilmeyen, Türklük bilincinden yoksun molla yetiştiriyorlar. Ama bu okullardaki Türk olmayan öğrencilere hiç karışmıyorlar;dini eğitimden kesinlikle kaçınıyorlar;ulus biçimlerini etkilemeye çalışmıyorlar.Fethullahçıların yurt dışındaki okullarında Türk olmayan öğrencilere Türkçe eğitimi sadece şeklen veriyorlar.Türk kültürü asla öğretilmiyor.Belki şaşıracaksınız İslamiyet’de anlatılmıyor;öğretilmiyor.Bu okulların programları itibariyle ABD ya da İngiliz kolejlerinden hiç bir farkı yok!…ABD bölgesel hesapları gereği haritada nereyi işaret ediyorsa, Fethullahçı maşalar oraya gidiyorlar ve okul açıyorlar.

3-) Sonuçta, Kırım’da, Azerbaycan’da, Orta Asya’da ve Rusya Federasyonunda ya da Türklerin yaşadıkları diğer ülkelerde, Türk çocuklarını önce ailelerinden, sonra Türklüklerinden kopararak mollalaştırıyorlar.En yeteneklilerini ve başarılılarını daha sonra Türkiye’ye getirerek yüksek öğretim süresince beyinlerini yıkamaya devam ediyorlar.Bu gençler gerçekten güvenilir mürit olduktan sonra tekrar kendi ülkesine gönderip burada stratejik makamlara gelmek üzere yerleştiriliyorlar;Türklüğe hizmet için değil, Fethullahçı organizasyonun çıkarlarına hizmet etmek üzere …Kısacası Fethullahçılar böylece Türklüğe ihanet ediyorlar!…

4-)Fethullahçılar Azerbaycan bürokrasisine oldukça hakimler.Tıpkı Türkistan ‘da olduğu gibi iki bakan yardımcısının Fethullahçı olduğu ifade ediliyor.Ticaret, endüstri, eğitim ve gümrükle ilgili birimlerde tüm yetkililerin Fethullahçılar tarafından “maaşa bağlandığı” iddialar arsında.
Fethullahçıların aylık maaşa bağladıkları arasında Haydar Aliyev’in ve de hükümet yetkililerinin yanı sıra , iktidar partisinin ve muhalefetteki tüm partilerinde yer alması, ister istemez gerçek patron ABD’nin geleneksel politikasını çağrıştırıyor:”İktidar kadar,yarın iktidara gelebilecek potansiyele sahip muhalefete de yakın ve organik ilişki kurmak…”

5-)Diyebiliriz ki, okullar buy mafyayı çağırıştıran çıkar çarkının sadece kılıfı.Fethullahçılar,yerleştikleri ülkelerde, yönetimi ve bürokrasiyi elde ettikten sonra ekonomik anlamda da kökleşmeye başlıyorlar.Yaklaşık 280′in üzerinde şirket ve holdige, 25 milyon dolarlık mal varlığına ve yıllı 600 trilyon liralık iş hacmine sahip olan Fethullahçı organizasyon, karlı gördükleri alanlarda bu ülkelere girmeye başlıyorlar.Suyun başı tutulduğu için de rüşvet,haraç ve benzeri engellere takılmıyorlar…

Kaynak: http://www.nurettinveren.net
 
jöntürkleri bilmiyosun o zaman sen aç bi tarih oku
ama sizin tarihiniz 1881 e kadar oldugu için sen bilmezsin böle seyleri
bu arada sana bişi inandırmak yada ispatlamak zorunda değilim
o sana kalmış
 
fetullah gülen (pınar) :D:D:D bir seytandır bi amerikan kopegidir actıgı okullarda tek amac kendine adam yetistirmektir yetistirilen cocukların beynni yıkanır kisiliksiz yapılır ezilir boylece dusunmeden soyleyen yapan bi insan yetistirilir

kac gün gecirdin o okullarda da beynini yıkadılar ya da bence hiç kalmadın iftira atıyosun Atatürk e hakaret edenler inanclı ya da milliyetçi insanlar değildir aksine sol görüşlü insanlardır bunun en bariz sebebi milliyetçilik ilkesidir uyanın artık
 
jöntürkleri bilmiyosun o zaman sen aç bi tarih oku
ama sizin tarihiniz 1881 e kadar oldugu için sen bilmezsin böle seyleri
bu arada sana bişi inandırmak yada ispatlamak zorunda değilim
o sana kalmış

Ben sana adın jhon' sa resminde de Jhon yazması gerekiyor dedim... Sen gittin jön türklere evet Jön Tükleri biliyorum senin resminde ve isminde oraya gönderme yaptığını anlamayacak kadar aptal değilim kaldı ki 1881' e kadar bile olsa tarihimiz kendilerine Jön Türkler diyenler o tarihte de yaşıyorlardı... Sayın Genç Osmanlı çağdaş ve ilerici arkadaşım konuyu çarpıtmakta üstüne yok... Bi kere ismin Jhon değil ve bu söylediğin yalanla otur çünkü hem isminle hem resminle Jön türklere gönderme yaptığını kendin itiraf etmişken bari adım Jhon deme...
 
epey bi okudum arkadaslar içimden geçen tek şey acıma ve meyve veren ağaç taşlanır düşüncesi oldu.Taşlamaya Devam kargta belki yukarıdan birşeyler düşürürsün :D:D:D:D
 
bilader ver msni kamera göstereyim kimliğimi ok ??
veremiceksende böle abuk konuşma klavye delikanlısı olma
 
Ajan şebekesi: Fethullah Cemaati

FETULLAH AJANLARI DİĞER PARTİLERE SIZMAKTALAR!

Fethullah, Ajanlarını AKP dışında diğer partilere yönlendirmektedir! Bunlardan birisi de: İstanbul birinci bölge, birinci sıra adayı; GAZETECİLER VE YAZARLAR VAKFI BAŞKAN YARDIMCISI ZAMAN YAZARI NEVVAL SEVİNDİ…

Fethullah şebekesine, düne kadar dinsel bir cemaat olarak bakıldı, hatta bu bakışın içinde biraz hoşgörü ve sempati de vardı!!! Ama zaman içinde takke düştü kel göründü!!


İçlerinde gerçekten inanmış saf Müslümanları bir kenara ayırırsak, Fetullah’ın Müslümanlıktan öte İslam’ı yok etmek için organize edilmiş bir ajan olduğunu görürüz!!
Bizim gözden kaçırdıklarımız zamanla, daha bariz olarak ortaya çıktı!

Gördük ki; salt dinsel inançlarını yaşamaya çalışan bir cemaat değildir. Uluslararası alanda at koşturan, son derecede tehlikeli bağlantılarıyla, ekonomik kaynakları ile, eğitim kurumlarıyla, ülkemizin yüz yüze olduğu tehdit ve tehlike dizinidir..
Fetullah şebekesi, “ABD ve İNGİLİZ ALAŞIMLI” oralarda dizayn edilmiş, İslam’ın içini boşaltıp Türklüğü acz içine düşürmekle görevlendirilirmiş bir Vatikan kuklasıdır!!

Fethullahçılar, mevcut ekonomik kaynaklarını yapılabilecek en akılcı ve en değerli alana, eğitim yatırımına tahsis ettiklerinden, diğer şeriatçı yapılanmalara kıyasla, ülkemizin sadece bugününü değil, daha çok geleceğini tehdit etmektedirler.

— TSK’ya sızmakta zorlanan ama buna rağmen yılmaksızın girişimlerini sürdüren fethullahçılar, istihbarat birimlerindeki kadrolarını, alternatif silahlı kuvvetler olarak algılamaktadırlar. Bununla birlikte adliye ve mülkiye kadrolaşması ise, bu gücü daha da pekiştirecek ve devletin içten ele geçirilmesini ya da bir başka ifadeyle devletin kansız teslim alınmasını temin edecektir.

1980′li yılların başlarından itibaren polis okullarına ve polis akademisi’ne sızarak burada kadrolaşan ve daha sonra personel, eğitim, bilgi-işlem, terörle mücadele, istihbarat gibi birimlerde kökleşmeye çalışan Fethullahçılar, istihbarat birimlerinin yanı sıra, var oldukları her yerde ve ortamda, şeyhleri F.Gülen’in kaset ve kitaplarındaki “tedbir ve temkin”,”taktik ve strateji” içeren direktiflerinin gereğini yerine getirerek bugünkü güç düzeylerine erişebilmişlerdir.


nkara DGM, F. Gülen iddianamesi’nde şöyle denmektedir:

“F.Gülen gurubunun başta milli eğitim ve emniyet teşkilatı olmak üzere bütün devlet kadrolarına sızma çalışmaları yaptığı ve önemli ölçüde muvaffak olduğu bilinmektedir.”

İstihbarat Daire Başkanlığı’nın 10 Mart 1992 gün ve 1992/79 sayılı yazısında şöyle denilmektedir:

“…Ankara polis koleji öğrencilerinin % 50’sine yakın bir kesimi ile çeşitli şekillerde temas kuran örgüt elemanları, kendilerine yakın olanlar üzerindeki ajitasyon çalışmalarını sistemli olarak yürütmektedirler.”
Yukarıda belirtilenlerin büyük bir bölümü gerçekleşmiştir!!

“…Gelecekte Emniyet Teşkilatı’nın bürokratlarını oluşturacak Polis Koleji öğrencilerinin, koleje seçiminden itibaren her aşamada sistematik bir çalışmanın yürütüldüğü görülmektedir.”

Emniyet Genel Müdürlüğü’nce yayınlanan istihbarat bülteninin 70 no’lu nüshasından bir alıntı:

“GURUBA AİT, ÜLKEMİZDE FAALİYET GÖSTEREN EĞİTİM-ÖĞRETİM KURUMLARINDAN BAZILARI AŞAĞIDA BELİRTİLMİŞTİR:

İzmir Yamanlar Fen Lisesi,
İstanbul Fatih Koleji,
İstanbul Safiye Sultan Kız Lisesi,
Mersin Yıldırım Han Lisesi,
Ankara Samanyolu Lisesi,
Van Serhat Lisesi,
Denizli Server Lisesi,
Erzurum Aziziye Lisesi,
Erzincan Otlukbeli Lisesi,
Eskişehir Ertuğrul Gazi Lisesi,
Sakarya Işık Lisesi,
Manisa Şehzade Mehmet Türk Lisesi,
Aydın Nizami Erkek Lisesi,
Fatih Üniversitesi.”

YAYIN ORGANLARI

Gurubun yayın organları arasında “Sızıntı Dergisi, Yeni Ümit, Aksiyon, Zaman Gazetesi, Samanyolu TV”, kuruluşları arasında da “Akyazılı orta ve yüksek eğitim vakfı, Türkiye Öğretmenler Vakfı, Türkiye Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı” gösterilmiştir.

ANKARA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ’NCE HAZIRLANAN RAPORDAN BİR ALINTI:

“F. Gülen’in oluşturduğu örgüt, devletin laik yapısını yıkmak amacıyla kurulmuş olup, istişare kurulu, bölge imamları, şehir imamları, semt imamları, ev imamları gibi illegal yapılanmayla bütün ülkeyi bir ağ gibi sarmıştır. Yine bu illegal yapılanmaya bağlı olarak yurt içinde ve yurt dışında legal görünüşlü şirket, okul ve vakıflara sahip bulunmaktadır. Bu legal ve illegal yapılanması ile büyük ve güçlü görünüm arz eden örgüt, halk üzerinde bir manevi cebir ve baskı yaratmaktadır.”

Göz önünde tutulması gereken önemli bir husus; fethullahçı örgütlenmenin, emniyet teşkilatı içinde bugüne kadar niçin çözülemediğidir. Bunun da en önemli nedeni, çözecek makam sahiplerinin, birtakım siyasal denge hesapları ve de koltuk endişeleri ile konuya soğuk bakmaları, risk üstlenmemeleridir.

İŞTE BİRTAKIM GARİPLİKLER:

— 10 Kasım 1996′da “inancımıza saygı duyulmadığı bir dönemde, içim kan ağlayarak bugünkü törenlere katıldım” sözleriyle ünlenen Kayseri Eski Belediye Başkanı Refah Partili Şükrü Karatepe hakkında DGM’nin bilirkişi olarak atadığı Prof. Dr. Ali Şafak, Karatepe’yi aklayan bir rapora imza atanlar arasındadır. Şafak, polis akademisi’nde görevinin başındadır!

— Polis Kolejindeki toplam 731 öğrencinin %53′ünü oluşturan 388 öğrencinin, fethullahçı yapılanma içinde yer aldığı belirtilmektedir. 2001 yılı mezunları arasında bu oran %67 olarak kaydedilmektedir.
Şimdi bu şahıslar emniyet içinde önemli noktaları tutmuş bulunmaktadırlar!!

FETULLAH - CIA İLİŞKİSİ:

Yayınlanan bir raporda “Etki Ajanı-Nüfuz Casusluğu” kavramının tarihsel süreçte anlatılması ve örneklendirilmesi amaçlanmıştı. Söz konusu raporda “Türkiye’deki Etki Ajanı Borsası: Fethullahçılar” ara başlığı altında aşağıdaki bilgiler yer almıştır:

“……SÖZKONUSU HOCAEFENDİLERDEN BİRİ OLAN ZAT, KALABALIK MAİYETİYLE (BUNA 24 SAAT YANINDAN EKSİK OLMADIĞI SÖYLENEN DOKTORLARI DA DAHİL) PENNSİLVANIA EYALETİ’NDE PHILADELPHIA YAKINLARINDA ÖZEL BİR ÇİFTLİKTE YAŞIYOR. ÇİFTLİĞİN BULUNDUĞU BÖLGENİN FBI KORUMASI ALTINDA, REFAKAT MEMURLARININ GÖZETİMİNDE OLDUĞU VE BURALARDAKİ ÇİFTLİKLERDE YAŞAYANLARA BİRİNCİ DERECEDE ÖZEL ÖNEME SAHİP KORUMA PROGRAMININ (COUNTUR-SURVEILLANCE FAALİYETİ) UYGULANDIĞI KAYDEDİLİYOR.”

“……GERÇEKTE BU ÇİFTLİĞİN, CEMAATİN GAZETESİNİN SORUMLULARININ DA ARALARINDA BULUNDUĞU, ABD YASALARINA GÖRE KURULAN ALTIN NESİL VAKFI ADINA FBI TARAFINDAN FETHULLAHÇILARA 1991′İN BAŞINDA TAHSİS EDİLDİĞİ VE AYNI YILIN ORTALARINDA YÖK YA DA MEB BURSU İLE BU ÜLKEYE GÖNDERİLEN
FETHULLAHÇI YÜKSEK LİSANS ÖĞRENCİLERİNİN BİR YAZ KAMPI OLUŞTURARAK, SÖZKONUSU ÇİFTLİKTE ÖRGÜTLENME TOPLANTILARI GERÇEKLEŞTİRDİKLERİ BİLİNİYOR.”

“ŞİMDİ HOCAEFENDİLERİN HEPSİNİ MASUM VARSAYALIM:

A) ABD’DE İKAMETİN YASAYLA BELİRLENMİŞ KATI KOŞULLARI BULUNMAKTADIR. HİÇKİMSE YASAL OLARAK, RESMİ BAŞVURU YAPMAKSIZIN VE DE GEREKÇESİNİ BELGELEMEKSİZİN (DEFACTOR STATÜSÜ HARİÇ) BU ÜLKEDE 6 AYDAN UZUN BİR SÜRE KALAMAZ.

……HOCAEFENDİLERİN TÜMÜNÜN YEŞİL KARTA SAHİP OLMALARI TEKNİK AÇIDAN OLANAKSIZ, ÇÜNKÜ YASAL KOŞULLAR UYMAMAKTADIR.

……GERÇEKTE, ABD’DE DERİN DEVLET KORUMASI ALTINDAKİ HOCAEFENDİLERİN, ‘KAÇ!’ KOMUTUNU ALDIKLARI ANDAN İTİBAREN CIA İLTİCA VE TARAF DEĞİŞTİRME DEPARTMANININ ACİL PLANINA DÂHİL OLARAK KENDİLERİNE TANIDIĞI KOLAYLIKLARDAN YARARLANDIKLARI BİLİNMEKTEDİR. BU ARADA, MERVE KAVAKÇI GİBİ ABD VATANDAŞLIĞINA ALINMIŞLARSA O BAŞKA.

B) HOCAEFENDİLERİN ALDIKLARI İLKOKUL MEZUNU EMEKLİ MAAŞI İLE BUNCA SÜRE ABD’DE NASIL (HEM DE MAYO FETHULLAHÇI KLİNİĞİ DAHİL) TEDAVİ GÖRÜP, 24 SAAT SÜREYLE DOKTOR GÖZETİMİNDE NASIL KALABİLDİĞİNİ; ÇİFTLİKTE RUTİN HARCAMALARIN YANISIRA, KAHYA, AŞÇI GİBİ PERSONELİN MAAŞLARINI
NASIL ÖDEYEBİLDİĞİNİ; HER HAFTA ONLARCA, BAZEN YÜZLERCE MİSAFİRİN AĞIRLAMA MASRAFINI NASIL KARŞILAYABİLDİĞİNİ KERAMETLE AÇIKLAYAN MÜRİTLERE İNANMAK NE DERECEDE OLANAKLI!..

C) FETHULLAHÇI YAPILANMA, CIA’NIN ÖNGÖRDÜĞÜ TARİKAT (SÖZDE SİVİL TOPLUM CEMAATİ) MODELİNE -MORMON, MOON, SCYENTOLOGY VD. GYBY- TIPATIP UYMAKTADIR.

……LEGAL, DEVLET KARŞITI OLMAYAN, SALT DİNSEL YA DA SİYASAL FAALİYETLERDE BİLE BU OLAĞANÜSTÜ GİZLİLİĞE GEREK DUYULMAZKEN, FETHULLAHÇILARIN BU AŞIRI DUYARLILIĞININ ÖZEL NEDENLERİ OLSA GEREKTİR. BU ÖRGÜTSEL YAPI VE GİZLİLİĞE VERİLEN AŞIRI ÖNEM, FETHULLAHÇILARIN BİR AJAN ŞEBEKESİ(AGENT NET) OLDUĞUNA İLİŞKİN KUŞKULARI KUVVETLENDİRMEKTEDİR.”

“……CIA NEZDİNDE TÜM FETHULLAHÇILAR, ‘WALK-IN’ TABİR EDİLEN BİR KATEGORİDE TUTULMAKTADIRLAR; YANİ KENDİ AYAKLARIYLA VE GÖNÜLLÜ OLARAK AJANLIK HİZMETİNİ TALEP EDEREK GELMİŞLERDİR. FETHULLAHÇILARA GÖRE, NASIL HUMEYNİ ZORUNLU SÜRGÜN SONRASI BİR GÜN İRAN’A DÖNMÜŞSE, HOCAEFENDİLERİ DE ÖYLE ANLI ŞANLI BİR BİÇİMDE DÖNECEK VE DODRUDAN ÇANKAYA’YA OTURACAKTIR. BU BEKLENTİNİN DEVAMINDA, ABD’YSE, KÜRESELLEŞME ÖNÜNDE EN TEHLİKELİ BİR ULUS-DEVLETİ ORTADAN KALDIRMANIN, YERİNE KENDİ ILIMLI, UYSAL MÜSLÜMAN PATRİĞİNİ GETİRMENİN NİMETLERİNİ GÖRECEKTİR. BİR YANDAN ABD YLE İLİŞKİYİ SÜRDÜREN FETHULLAHÇILAR, DİĞER YANDAN VATİKAN, FENER RUM PATRİKHANESİ, MUSEVİ HAHAMBAŞISI DERKEN, FARKLI ÜLKELERİN İSTİHBARAT SERVİSLERİ TARAFINDAN YÖNETİLEN-YÖNLENDİRİLEN ÇEŞİTLİ ULUSLARARASI KURULUŞLARLA DA FLÖRT ETMEYE BAŞLAMIŞLARDIR.”

FETHULLAH-ALMANYA BAĞLANTISI:

“ALMANYA İLE DE TEMAS KURAN FETHULLAHÇILAR, ALMAN DIŞ İSTİHBARAT SERVİSİ OLAN BND BAĞLANTISI DOLAYISIYLA ALMANYA’NIN İÇ İSTİHBARAT ÖRGÜTÜ OLAN FEDERAL ANAYASAYI KORUMA TEŞKİLATI’NIN DESTEĞİNİ DE OTOMATİKMAN ALAN FETHULLAHÇILAR, YAKLAŞIK 2.400.000 VATANDAŞIMIZIN YAŞADIĞI BU ÜLKEDE, ‘HİMMET PARASI’ TOPLAMA VE YANDAŞ-MÜRİT KAZANMA AMACINA YÖNELİK OLARAK KÖLN, HANNOVER, MÜNYH, AUSBURG, STUTTGART GYBY, TÜRKLER’İN YOĞUN OLARAK YAŞADIKLARI TÜM ŞEHİRLERDE ‘Y.BURG A.Ş.’ GYBY ŞİRKETLERİN YANISIRA, ‘DOST YOLU DERNEDY, TÜRK-ALMAN AKADEMİSYENLER BİRLİĞİ, İSLAM DİN BİRLİĞİ’ GYBY ÇOK SAYIDA AKTiF ÇALIŞAN ÖRGÜTE SAHİP OLMUŞLARDIR.”

FETHULLAH - İNGİLTERE BAĞLANTISI:

“İNGİLTERE DE OKUL AÇAN VE LONDRA’DA BÜYÜK BİR MERKEZ BİNASI SATIN ALAN FETHULLAHÇILAR, İNGİLTERE’NİN DÂHİLİNDE YABANCILARA DÖNÜK FAALİYET GÖSTEREN MI5 VE DIŞ İSTİHBARAT SERVİSİ MI6′NIN UZAKDOĞU’YA YÖNELİK FAALİYET GÖSTEREN DEPARTMANI(CIFE) VE ORTADOĞU’YA YÖNELİK FAALİYET GÖSTEREN DEPARTMANI (MEIC) İLE OKULLAR KONUSUNDA MÜŞTEREK ÇALIŞMA YÜRÜTMEKTEDİRLER.”

FETHULLAHÇI İSTİHBARATÇILARIN OPERASYONLARI:

DEVLETİN GÜCÜNÜ, DEVLET SAVUNUCULARINA KARŞI KULLANMA AŞAMASINA GELMİŞ OLAN FETHULLAHÇILARIN, OPERASYONEL ANLAMDA KAYDA DEĞER BAŞARILARI MEVCUTTUR. OPERASYONLARINDA, AMACA ULAŞMADA HER YOLU MÜBAH SAYAN VE HER TÜRLÜ SINIR TANIMAZ FIRSATÇILIK, AHLAKSIZLIK, TAKİYYE UNSURLARINI İÇEREN BİR KONSEPT ÇERÇEVESİNDE HAREKET EDEN FETHULLAHÇI İSTİHBARATÇILARIN KULLANDIKLARI YÖNTEMLER ŞUNLARDIR: TELEFON DİNLEME, TEHDİT, SAHTE BELGE ÜRETİMİ VE MONTAJ, ÇARPITILMIŞ BİLGİYE YÖNELİK KAMPANYALAR, HIRSIZLIK, KUNDAKÇILIK, ŞANTAJ AMAÇLI KADIN PAZARLAMA VE GÖRÜNTÜ KAYDI, HER TÜRLÜ İLLEGAL KAYIT KULLANIMI (BÖCEK, GİZLİ KAMERA VB.), RÜŞVET, GASP, DARP, BİLGİSAYAR SAHTEKÂRLIKLARI, EV VE İŞYERİ KURŞUNLAMA, EMNİYETİ SUİSTİMAL, HÂKİM KİRALAMA VE DİĞERLERİ…

FETHULLAHÇI İSTİHBARATÇILAR TARAFINDAN “HASIM” KABUL EDİLEN KİŞİ VE KURULUŞLAR ALEYHİNE YÜRÜTÜLEN DEZENFORMASYON FAALİYETLERİNDEN BAŞLICASI, ÇARPITILMIŞ VEYA TAMAMEN UYDURMA BİLGYLERE DAYALI SAHTE BELGELER ÜRETMEKTİR; TEKNİK DEYİMLE “FABRİKATÖRLÜK” YAPMAKTIR.

FETHULLAHÇILARIN ADLİYE’YE İLK SIZMA GİRİŞİMLERİ CHP-MSP KOALİSYONU DÖNEMİNE KADAR GİTMEKTEDİR. 12 EYLÜL SONRASINDA, ADLİYE’DEKİ KADROLAŞMA ÇABALARI SONUCUNDA, YARGI MENSUPLARI ARASINDA “GÜMÜŞ YÜZÜKLÜ” OLARAK ADLANDIRILAN BİR GURUBUN GİDEREK GÜÇ KAZANDIĞI KAYDEDİLMEKTEDİR.

— EMNİYET İSTİHBARAT DAİRESİ TARAFINDAN “EMNİYET TEŞKİLATI’NDA FETHULLAHÇI YAPILANMANIN VAR OLDUĞU”NU TESBİT EDEN BİR ARAŞTIRMA RAPORUNUN SONUÇ BÖLÜMÜ, TÜYLER ÜRPERTECEK BİR HÜKÜM İÇERİYORDU:

“ÖNLEM ALMAKTA GECİKİLDİDİ TAKDİRDE, TARİH SAYFALARI ARASINDA KALAN BABAİLER İSYANINDAN ŞEYH BEDRETTİN VE ŞEYH SAİD’E KADAR UZANAN DİN GÖRÜNÜMLÜ İSYANLARIN BELKİ DE EN CİDDİ, EN SİNSİ, EN KAPSAMLI VE EN TEHLİKELİSİ OLABİLECEĞİNE İŞARET ETMEK YANILTICI BİR TAHMİN OLMAYACAKTIR.”

FETHULLAH ÖRGÜTLENMESİ

TEPEDEKİ İSİM: FETHULLAH GÜLEN

BAŞYARDIMCI: İSMAİL BÜYÜKÇELEBİ

LATİN AMERİKA İMAMI: LATİF ERDODAN

AVRUPA İMAMI: ABDULLAH AYMAZ (İSMAİL YEDİLER)

MEDYA VE SANATÇILAR SORUMLULARI:

GAZETECİLER VE YAZARLAR VAKFI BAŞKANI HARUN TOKAK,

GAZETECİLER VE YAZARLAR VAKFI BAŞKAN YARDIMCISI CEMAL UŞŞAK!

ZAMAN YAZARI NEVVAL SEVİNDİ!!

ESNAF-PARA KONTROLÜ: ALİ BAYRAM

YÖK-ÜNİVERSİTELER: PROF. DR. ŞERİFALİ TEKALAN

SİYASİ PARTİLER: HÜSEYİN GÜLERCE

YAYINLAR: ALAADDİN KAYA

BÜYÜKÇELEBİ’NİN BAKANLAR KURULU

İSMAİL BÜYÜKÇELEBİ’NİN YAKIN ÇEVRESİNE AKP İÇİNDEKİ “ADAMLARI”NI ŞÖYLE ANLATTIĞI BELİRTİLİYOR:

“ABDULLAH GÜL, ABDÜLKADİR AKSU, CEMİL ÇİÇEK, HÜSEYİN ÇELİK VE MEHMET AYDIN, BAKANLAR KURULU’NDA BİZİ TEMSİL EDİYOR.”

BÜYÜKÇELEBİ’NİN SAYDIĞI İSİMLER ŞÖYLE DEĞERLENDİRİLİYOR:

“ABDULLAH GÜL’ÜN, GÜLEN’E YAKINLIĞI BİLİNİYOR.

CEMİL ÇİÇEK’İN, ‘FETHULLAH GÜLEN TÜRKİYE’YE DÖNEBİLİR’ AÇIKLAMASI!

AKSU’NUN EMNİYET İÇİNDEKİ ‘FETHULLAHÇILARA’ GÖZ YUMMASI,

DİYANET’TEN SORUMLU! DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN’IN ‘DİNLERARASI DİYALOG’CU OLMASI!

HÜSEYİN ÇELİK’İN GÖNÜLDEN ‘NURCU’ OLMASI, BÜYÜKÇELEBİ’NİN BU SÖZLERİNİ GÜÇLENDİRİYOR.

SON OLARAK HÜSEYİN ÇELİK’İN, GÜLEN’E YAKINLIĞIYLA BİLİNEN ÇALIK GRUBU’NUN 17 TEMMUZ’DA EĞİTİM KOMPLEKSİNİ AÇMASI, BU İLİŞKİLER AĞININ KANITLARINDAN.”

SONUÇ OLARAK, MİT RAPORUNDA DA BELİRTİLDİĞİ GİBİ, F.GÜLEN GURUBUNUN;

KISA VADEDE; DEVLET KADEMELERİ VE TSK BÜNYESİNDE KADROLAŞMA ÇABALARINI ARTTIRACAĞI VE AYRICA HÂLİHAZIR ÇİZGİSİNİ DEĞİŞTİRMEYEREK, UZLAŞMACI TAVIR VE UYGULAMALARINI AYNI ÇERÇEVEDE SÜRDÜRECEĞİ,

ORTA VADEDE; UZLAŞMACI VE BARIŞÇI POLİTİKASINI DEĞİŞTİREREK, UZUN VADELİ AMACI OLAN ŞERİATA DAYALI TÜRK İSLAM DEVLETİ KURULMASI İÇİN İLK GİRİŞİMLERİNİ BAŞLATABİLECEĞİ, BU MAKSATLA ALIŞILMIŞ TUTUM VE UYGULAMALARINDA, DEVLET VE TOPLUMUN KABUL EDEBİLECEĞİ DOZAJDA YOKLAMALAR YAPARAK ESAS AMACA ULAŞACAK ZAMANI BELİRLEYECEĞİ,

UZUN VADEDE; KENDİ YETİŞTİRDİĞİ MÜRİTLERLE, ÖZELLİKLE ÜST DÜZEY BÜROKRATİK MAKAMLAR DAHİL, YÖNETİMDE KESİN SÖZ SAHİBİ OLACAK ŞEKİLDE DEVLETİN TÜM ORGANLARINDA KADROLAŞABİLECEĞİ,

KADROLAŞMANIN SAĞLAYACAĞI AVANTAJLA, KENDİSİNE EN BÜYÜK ENGELİ TEŞKİL EDEN TSK’YA SIZABİLECEĞİ,

UZLAŞMACI GÖRÜNÜMLÜ POLİTİKASIYLA VE AYNI ZAMANDA SAĞLAYACAĞI DIŞ DESTEKLE TÜRKİYE’DEKİ TÜM TARİKAT VE MEZHEPLERİ EYLEM BİRLİĞİNE YÖNELTEREK, BİRLEŞTİRİCİ BİR DİNİ LİDER DURUMUNA GELEBİLECEĞİ, BU AŞAMADAN SONRA;

KENDİ PARTİSİNİ KURARAK VEYA ELE GEÇİRDİĞİ BİR SİYASİ PARTİYİ DESTEKLEYEREK, SİYASİ İKTİDARI ELE GEÇİREBİLECEĞİ VE SON AŞAMADA DA; BU GİDİŞİN ENGELLENMESİ HALİNDE, ÜLKEMİZ İÇİN VE CUMHURİYETİMİZ İÇİN İLERİYE DOĞRU DAHA BÜYÜK BİR TEHDİT VE TEHLİKE HALİNE GELEBİLECEĞİ BİLİNMELİDİR.
_________________

” Memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri Şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakrü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve Şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur! “
M.KEMAL ATATÜRK

Mehmet DALMAZ
 
bilader ver msni kamera göstereyim kimliğimi ok ??
veremiceksende böle abuk konuşma klavye delikanlısı olma



Tamam ismim uzun ama 20 dakikada da yazılmayacak kadar uzun değil be arkadaşım ? Eklemiceksen uyuyacağım...

Beni haklı çıkardığın için teşekkür ederim arkadaşım... Yaptığın terbiyesizliklerle ve söylediğin yalanla kendi seviyeni kendi kaliteni kendin belirledin... Bu yalanınla bundan önce yazdıklarının da bu hükmü kalmadı çok teşekkür arkadaşım...
 
epey bi okudum arkadaslar içimden geçen tek şey acıma ve meyve veren ağaç taşlanır düşüncesi oldu.Taşlamaya Devam kargta belki yukarıdan birşeyler düşürürsün :D:D:D:D

arkadaşım jhontürkler bu memleketin anasını ağlattı Atatürk olmasa hepimiz dumandık bu ülke evlatlarını masa gibi bi savastan diğerine attılar böyle bir seye mi özeniyorsun Allah askına
 
Ayetullah Fethullah!..

Ayetullah Fethullah!..

Siyasal İslam ve Bölücü /Ayrılıkçı hareketten kaynaklanan bir büyük tehdit altında bulunan Türkiye'de, özgürlükçü (liberal) sağın ve halkçı (demokratik) solun kendi içlerinde bütünleşerek bir işbirliğine ya da birlikteliğe gitme arayışlarının yoğun hale geldiği; bu yolda umutların yeşerdiği bir dönemde; Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ''Cumhuriyet Düşmanı'' bir kişi hakkında aldığı beraat kararı, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğinden kaygı duyan tüm yurttaşları endişeye sevk etmiştir!.. Mahkemelerine, yargıçlarına güvenen, yargı kararlarına büyük saygı gösteren Türk toplumu, bu kararın hukuksal gerekçelere uygun olduğundan kuşku duymasa da; yurttaşların birçoğu, bu kararla doğacak sonuçların ne gibi gelişmelere yol açacağını düşünmeye başlamıştır... Bir erken seçimin gündemde olduğu Türkiye'de, bu kararla bağlantılı olarak ortaya çıkacak gelişmelerin tüm siyasal dengeleri altüst etmesi olasılığı belirmiştir...
Sürdürülen çabalar

Geleceği göremedikleri için 2002 seçimlerinde kendi içlerinde bütünleşmeyi ve iki kanat arasında birlikteliği sağlayamayan ''özgürlükçü sağ'' ve ''halkçı sol'' için ortaya çıkan bu gelişme karşısında artık tek çıkar yol kalmıştır: ''Ulusal Bütünleşme İçin Birliktelik!..''

Türkiye'de ''sağ'' ın bütünleşme koşullarının giderek arttığı bir ortamda, ''sol'' un da bütünleşmeye gitmesi kaçınılmaz görünmektedir. Ne var ki, her iki kanadın birliktelik olasılığı, Türkiye'yi yörüngede tutmak isteyen bir küresel gücü önlem almaya yönlendirmiştir. Çünkü ulusal bütünleşmeyi gerçekleştirebilecek bir ''Özgürlükçü Sağ/Halkçı Sol Koalisyonu'' , ABD'nin ''Ilımlı İslam'' ve ''Büyük Ortadoğu'' planlarını bozacaktır. Böyle bir koalisyonun oluşturulma aşaması öncesinde atılacak tek adım; ABD'deki emin adamın, ''Cumhuriyet Düşmanı'' nın Türkiye'ye gönderilmesidir. Oyunun sondan bir önceki sahnesi bu olacaktır...
Olurlar ve olmazlar

İran'da 56 yıllık monarşiyi yıkan siyasal İslam, bugün Türkiye'de 83 yıllık Cumhuriyeti tehdit altında tutmaktadır. Şubat 1979'da İran'da gerçekleştirilen İslam Devrimi ile İran'ın 27 yılda geldiği nokta ortadadır. İran bugün çağdışı ''Siyasal İslam'' ın koyduğu kurallarla çizilmiş sınırlar içerisinde, karanlık bir yaşamla baş başadır. Türkiye'de yaşamakta olup da İran'a özlem duyanlar bile bu resimden korkar olmuşlardır...

İran'da devrim çok süratli gelişmiştir. Yönetim ve Silahlı Kuvvetler ilk günlerde dağılmıştır. El ilanları ve duvarlara asılan pankartlarla ''Asker; Humeyni 'nin Emri ile Firar Et'' çağrılarıyla parçalanan Silahlı Kuvvetler, yetişmiş kadrolarını ve komuta kademesinin tümünü başlangıçta kaybetmiş, bir yıl sonra Irak'la girişilen savaş (1980- 1988) bu nedenle yönetilemez hale gelmiştir. Hapsedilen ve emekli edilenler hariç sadece kurşuna dizilerek öldürülen generallerin ve amirallerin sayısı 30'u bulmuştur. (Silahlı Kuvvetlerde, Emniyet Teşkilatında, Haber Alma Teşkilatında SAVAK'ta görevli general ve amirallerin, üst düzey yöneticilerin idam kararları, maiyetlerindeki görevliler tarafından infaz edilmiştir.) Bu arada ideolojik nedenlerle, ''özgürlük ve demokrasi'' sloganlarıyla monarşik yönetime karşı çıkarak mollalarla birlikte hareket eden ve ''İran İslam Cumhuriyeti'' özlemiyle mollalara destek veren, Halkın Fedaileri, Halkın Mücahitleri, Yasadışı Komünist Partisi/TUDEH gibi sol kanattaki bütün örgütler tasfiye edilmiş ve yandaşlarının tümü idam edilmiştir.

Devrim sonrasında yönetim mollaların eline geçince ilk uygulama kadınların tesettüre (örtünmeye) sokulması olmuştur... Örtünmeyen kadınların yüzüne yollarda kezzap atılmış ya da yüzleri jiletle parçalanmıştır... Kız ve erkek çocukların okulları ilk günden ayrılmıştır... İçki satan yerler tümüyle tahrip edilmiş ve kapatılmıştır... Müzik ve eğlence programlarının tamamı yasaklanmıştır... Sahipsiz kalan taşınır ve taşınmaz malların hepsi yağmalanmıştır... Eğer ''Bunların hiçbiri Türkiye'de olmaz'' diye düşünenler varsa, geçmişin ve bugünün Türkiye'sinden fotoğrafları yan yana koyarak gelinmiş olan noktayı görmeli ve düşüncelerinin sağlamlığını irdelemelidirler...
Tekrarlanan sahneler


Air France'ın 1 Şubat 1979 tarihli Paris-Tahran seferiyle İran'a dönen Humeyni'yi örnek alarak, elinde Pan American'ın Washington- Ankara seferi için açık tarihli bilet bulunduran bir ''Cumhuriyet Düşmanı'' bugün yola çıkmak için sabırsızlanmaktadır. Onun gibi, onu karşılayacaklar da sabırsızlanmaya başlamıştır. Bu kişinin yetiştirmeleri onun yolunu gözlemektedirler. Küçük yaştan itibaren beyinleri şekillendirilerek yaratılmış bir neslin mensupları olarak, artık devleti ele geçirme zamanının geldiğini düşünmekte ve ''Cumhuriyet Düşmanı'' nın liderliğini beklemektedirler. Uçaktan iner inmez onun da ''Ben değiştim'' diyeceğini umut etmektedirler...

''Laik Türkiye Cumhuriyeti, İslam çizgisinden ve Osmanlı yolundan ayrılmıştır'' ,''Allah ve Peygamber emirleri yerine Türkiye'de Atatürk' ün emirleri geçerlidir'' diyen Humeyni'nin Türkiye'deki temsilcileri, bugün ondan daha da ileri gitmişler; işgal ettikleri makamları, bulundukları konumları unutmuş görünerek, başta ''Laiklik'' olmak üzere ''Türkiye Cumhuriyeti'' nin anayasal niteliklerini tartışmaya açacak kadar; devletin en yüce makamlarına, anayasal kurum ve kuruluşlarına saldıracak kadar derin bir ihanet çukuru içine düşmüşlerdir. Bu resim içinde Türkiye'de şeriat ve bölücülük tehlikesi olmadığını söyleyenler de boy göstermiştir. Onların bu kapsamdaki söylemleri belli bir maksada yöneliktir. Bu yolda alınabilecek önlemlerin başlangıçtan itibaren etkisiz kılınması için bir taktiktir. Amaç; tehdidi yok göstererek, şeriat ve bölücülüğe karşı alınabilecek önlemleri engellemek, oluşabilecek direnci önceden yok etmektir! ''Bu millet istedikten sonra laiklik tabii ki elden gidecek'' diyenlerin ve ona destek verenlerin başka türlü düşünmesi zaten mümkün değildir!..
Türkiye İran olabilir mi?

''Türkiye İran olmaz'' , ''olmayacak'' diyebilenler varsa; bugünden tezi yok ortaya çıkmalıdırlar!.. Ulus tümlüğü ve ülke bütünlüğünden yana olan; ''Laiklik'' başta olmak üzere, Cumhuriyetin anayasa ile belirlenmiş temel niteliklerinde hiçbir görüş ayrılığı bulunmayan, ''Atatürk İlke ve Devrimleri'' ni aynı biçimde algılayan, yalnızca isimleri farklı olan ''özgürlükçü sağ'' ın ve de ''halkçı sol'' un liderleri, parti örgütlerinin temsilcileri, her iki hareketin destekçileri, sivil toplum örgütleri ve tüm yurtseverler bir kutsal görev için hemen mücadeleye soyunmalı ve yola koyulmalıdırlar...

Bugün Türkiye'de, ''Laik Cumhuriyet'' in ''İslam Cumhuriyeti'' ne dönüştürülmesi planı, İran arşivinden yararlanılarak oluşturulmaktadır... Bu arşivde yer alan yöntemler kullanılmaktadır... Bölücü ayrılıkçılarla, şeriatçılarla, ikinci cumhuriyetçilerle; özet olarak tüm Cumhuriyet karşıtları ile dayanışma içinde olan bir ''Cumhuriyet Düşmanı'' , şimdi Amerika'da kendisine tahsis edilmiş bir konutta, ''Humeyni'nin Tahran'a Dönüşü'' adlı bir filmi seyretmekte; Esenboğa'da kendisini uçağın merdivenlerinde karşılayan, dizi dibine diz çöküp el öpmeyi çok seven bir başka ''Cumhuriyet Düşmanı'' nın kolunda merdivenlerden aşağı doğru indiğini düşlemektedir...

Bugün Türkiye'nin üzerinde dolaşan bir kara buluttur!.. Türkiye'nin geleceği tehlikelerle doludur!.. Kurtuluş için tek yol ''Ulusal Bütünleşme İçin Birliktelik'' yoludur. Bu yol Türkiye için son umuttur...

KAYNAK:© 1998-2008 Cumhuriyet/O. Doğu SİLÂHÇIOĞLU
Cumhuriyet Gazetesi, Olaylar ve Görüşler
 
"Ergun POYRAZ" kim ya. Atatürk'ü de severim. Hoca Efendiyi de.
 
şimdi bu fethullah gülen denen zat neye inanıyor? kurana; kime? peygambere
bakalım:
inanılan kişinin yaptıklarından sadece 2'si
1) 6 yaşındaki aişe'yle evlenip, 9 yaşında gerdeğe girmek ki bu 9 yaşındaki kızların cinsel çekicilik yaşına geldiğinin islami dayanağı olup küçücük kızların başlarının türbanla kapatılıp sokağa çıkarılmasının da sebebidir
2) evlatlığı olan zeyd'in karısı olan zeynep ile evlenmek ki bu konuda ne denilse boştur
inanılan kitaptan bir kaç ilginç bölüm
nisa 11 12: uzatmayacağım; sadece burayı okuyup, ölünce geride 3 kız evlat, anne baba ve eşinden başka kimse bırakmayan bir erkeğin 120000 ytl'lik temsili mirasını bölüşmeye çalışın ve şaşırın
muminun 14: buradan da anne karnında önce iskelet olup sonra et ile büründüğümüz GERÇEĞİNİ öğrenin.. şaşırın
furkan 61: buradan Ay'ın ışıklı bir cisim olduğunu öğrenin.. şaşırın
nisa 34: daha asilik etmemiş kadını, sırf asilik edeceğinden şüphelendiğiniz için cezalandırabileceğinizi öğrenin, "işlenmemiş suçun da cezası mı olurmuş? en ilkel hukuk kurallarında bile yok" deyin.. şaşırın..
daha birçok örnek verilebilr de mesajım için bu kadar yeterli...
"çeviri hatasıdır" diyecek dostlara can alıcı cevap:
hepsi çeviri hatası olabilir de nisa 11 12'deki durumu fark edip bu hatayı avliye denen bir hesapla düzelten kim? Hz. Ebubekir.. O da mı çeviriden okudu?
o halde inanılan, "değişmez" sanılan hükümler boştur, geçersizdir..
kuranı okumadığı için asla hata barındırmayacağını düşünen milyonlarca insandan biri bile sırf bana küfür edebilmek ve "al işte şerefsiz! yok öyle bir şey" diyebilmek için dahi açıp okusa ve en azından ilk bahsettiğim yanlışın düzeltilemeyecek olduğunu görse bu bana yeter!
lütfen can dostlar!
fethullah gibi ağzı iyi laf yapan yalancıların, yalanlar üzerine kurduğu oyuna alet olmayın!
içinde Atatürk adı geçen her konuşmada belirttiğim bir nokta vardır ki neden Atatürk'ün ATA, fethullahın kaçak olduğunun en büyük kanıtlarından biridir..
her türlü otoriteyi kendisinde toplayıp "ben ne dersem odur, benim sözüm tek ve değişmez kanundur" diyebilecek güçteyken yüce Atatürk şöyle demiştir:

"Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet,hiçbir dogma,hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum.Benim manevi mirasım bilim ve akıldır...Zaman süratle ilerliyor,milletlerin,toplumların,kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.Böyle bir dünyada,asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek,aklın ve ilmin gelişimini inkar etmek olur...Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır.Ben den sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse,manevi mirasçılarım olurlar."

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

yetmez mi?
 
tartışmayı konu üzerinden yapın!
 
sadece dinle kandırılmayın; aklınıza, kendinize güvenin demek istedim o kadar..
kandıran da fethullah olunca alakalı olur dedim..
kendi doğum senesini de 1938 olarak göstermiştir ayrıca..
Ata'nın öldüğü sene kendisinin doğduğunu söyleyip kendisine anti Atatürk diyebilmek için..
zannederim bu sefer oldu..
 
oğlummmm sen önce ağzını bir çalkala sonra bu zatı ağzına al çalkalamazsan bu zatın ismini kirletirsin sahte Atatürkçüler Atatürkde bizim dinde bizim sizi gidi şefciler sizi
 
Feto Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına karşu suç işlemiş bir amerika uşağıdır.Tek yaptıgı insanların dini duygularını kullanmaktır.Yardım adı altında açtıgı okullarda insanların beyinlerini zehirlemektedir.M.Ö. yobazlığına sahip bir kişiliktir.Türkiye Cumhuriyeti temel değerleri olan, cumhuriyet ve laiklik ilkelerine karşı çıkmıştır.

Vatanını, ülkesini seven ona sahip çıkan,
Allah'ını dinini seven herkesin bu şahıstan uzak durması gerekmektedir.
 
Şurada yazan herşey insanların kendi bağımsız düşüncesidir saygı duyulması gerekir.Lakin kimisi inanır kimisi inanmaz...
 
Gercekler zamanla anlasılacak, bu yazdıklarınızı yutacaksınız..bütün dünya anladı Fethullah Gülen'in ne kadar alim zat oldugunu..siz dinazorlar hala anlamadınız. chp gibi yüzünüz hiç kızarmıyor.1940'larda yaşıyorsunuz. devam edin yaşamaya...

evet mesela rusya anladı da terör örgütü ilan edip tüm okullarına mallarına el koyup def etti ülkelerinden. :goz:

fetoyu savunanlar, olayları görmek istemeyen ya da fetonun kurumlarından çıkarı olanlardır.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Geri
Üst