Fortis iki ayaklıdır dikkat!
02.02.2008
Geçen günkü yazımdan sonra öyle mailler geldi ki hepsini sınıflandırdım…
Fortis’te Galatasaray diyenler…
Fenerbahçe kazanır diyenler…
Alayını ayırdım. Maçtan sonra yine tartışacağız, turdan sonra da birinizle röportaj yapacağım. Söz!
Fizik mi, yetenek mi dedim…
Ben bilmiyor muyum ki bu iki durumun arasında daha başka bir yığın parametre var!
Hepsini sırlasam; hem soru soyutlaşır, hem size fikir yürütme fırsatı kalmaz!
Kestirmeden gittim!
Fiziği Galatasaray
Yeteneği Fenerbahçe olarak aldım…
Aldığım sonuçlar çok yüksek.
Galatasaraylıyı da Fenerliyi de kutluyorum.
Berabere kalır diyenler de var. Yani ne yetenek ne fizik!
Gördüm ki Galatasaraylılar epey tedirgin…
Fenerbahçeli de yeneceğinden o kadar emin!
İşte maçın en önemli verisi de bence bu;
Çünkü hep tersi olmuştur…
Hani Galatasaray’ın en iyi olduğu dönemde dökülen Fener, Galatasaray’ı hem de Ali Sami Yen’de Johnson’un o ‘dandrik’ golüyle yenmişti ya!...
Ne olduysa o maçtan sonra oldu zaten. Galatasaray’ın talihi döndü!
Ancak şu da unutulmasın ki her şeyin bir sonu var.
Galatasaray da bir gün Fener’i yener…
Fenerbahçe de bir gün Avrupa Şampiyonu olur!
Kötü talih ilelebet sürmez!
Dialog, atışma, yergi…
Çok hoşuma gidiyor Fenerbahçeliyle dialog!
Bazıları bu rekabete dayalı dost taşlamalarını ‘atışma’ ya da ‘yergi’ olarak algılıyorsa da, o onların sorunu. Benim amacım Galatasaray-Fenerbahçe arasındaki futbol yarışına sizleri de katarak boyut kazandırmak. Bu rekabetin keyfini çıkartmak!
Ara sıra Fenerliyi kızdırdığımın farkındayım ama asla kötü niyetim yok!
Fenerli de bir ‘Tanburacı’ buluversin artık.
Nezaketle manzara koyan!…
Öyle başkaları gibi tahrikle, tahkirle değil efendilikle yapsın bunları…
Yoksa ben öyle ‘gıcık’ dokundurmalar yaparım ki, okuyan Fenerli bırakın laciverti ’mor’ olur!
Öyle yapmıyorum; iddia ve yorumlarımın arkasını hep açık bırakıyorum.
Kesin yargım yok! Okuyanın anlayışına bırakıyorum…
Bilhassa yapıyorum bunu ki herkes yorum getirsin…
Bir nevi sizlere cevap hakkı tanıyorum.
Yoksa kesin hükme varırım, okuyan Fenerli ‘illet’ olur.
Zaten ‘internet’ yazarlığı da bu değil mi?
Sizler de cevap hakkına sahipsiniz…
Bunu iyi kıllananla sonuna kadar dost olur, tartışırım.
Hakarete yönelenle diyaloğu derhal keserim!
Şimdi gelin iki takımı bu kez başka boyutlarıyla inceleyelim.
Saraçoğlu’ndaki Fenerbahçe
Önce Fenerbahçe çünkü kendi yerinde… Saraçoğlu’nda.
Nasıl kazanır?
Elini kolunu sallaya sallaya diyorsanız yanılırsınız!
Fenerbahçe’nin en büyük hatası kendine aşırı güveni olur.
Karşısındaki Galatasaray!
Fener’in çift santrfor takıntısı; Semih mi Kezman mı derken çift santrforla oynaması maçı kaybettirir.
Orta alan düşer!
Maldonado artıdır ama ilk maçıdır!
Alex’i tamamlayacak kim vardır yanında? Bana göre kimse!
Şöyle ki;
Aurellio, Maldonadao, Uğur Boral
Alex…
Kezman, Semih.
Ya da; ileride Semih tek, Alex’i,n yanına Deivid.
Bu ikisi de geri gelmeyenler…
Her iki dizilişte de;
Galatasaray’ın agresif gençlerine karşı bütün yük; Aurellio, Maldonado ve Uğur Boral’a biner.
Fenerbahçe’nin sağ kanadı eksiktir. Bir Gökhan Gönül bu koridora yetmez!
Galatasaray oradan sarkarsa rakibini rahatsız eder.
Aurelio defansının önünde oynarsa Fener yavaşlar!
Aurelio hücuma çıkarken çok yan pas yapıyor. Topla ileri çıkışları çabuk değil. Aurelio çabuk çıkarken topu kaptırırsa onun defanstaki yerini dolduracak başka kimse yok, zira forvetteki Fenerliler defansına yardıma gelmiyor. Aurelio da bu yüzden işi garantiye alıp yan pasla hücuma çıkıyor.
Burada yapılması gereken iki şey vardır;
Aurellio önde oynayacak gerideki onun görevini Maldonado üstlenecek Gökhan Gönül de sağ öne çıkacak yerine Önder Turacı oynayacak!
O zaman Fener forveti hızlanır;
Gökhan, Maldonado, Aurelio, Alex, Uğur Boral, Semih olursa o zaman Fenerbahçe kazanır.
Top kaybettiklerinde en azından Gökhan, Aurelio ve Uğur Boral geri döner.
Aurelio, Maldonado, Alex, Deivid, Uğur Boral, Semih.
Aurelio, Maldonado, Alex, Uğur Boral, Kezman, Semih.
Olmaz!
Maldonado her halükarda risktir. Yenidir.
O oynatılmazsa alternatifi yoktur, Fenerbahçe zorlanır.
Marifet Zico’ya kalmıştır.
Galatasaray’a gelince; Ben de artık Hakancıyım!
Geçende Yeni Şafak’ta yazdım; sekiz sütuna manşet oldu;
Ben de artık Hakancıyım
Dedim…
Evet… Galatasaray’ın başarılı olması için tek yol var o da Kalli’ye inanmak.
Galatasaray hep Kalli üzerinden yıpratılıyor.
Yaşlıymış, gripmiş, futbolcuları harcıyormuş falan filan!
Ama hiç kimse Galatasaray’ın 20 hafta sonunda ligdeki liderliğini görmüyor!
Jose Mourinho mu lider yaptı Galatasaray’ı?
Chelsea’nin patronu Abramovich mi vardı takımın başında?
Yoksa Alex, Carlos falan mı vardı?
Alex ve Carlos’un olduğu takımları da gördük!
Ligde Galatasaray’ın gerisinde…
Galatasaray’ın başarısının sebebi doğrudan Kalli’dir.
Kalli’nin futbol anlayışı; sakatlarla dolu, disiplinsizliklerle kaynayan takımı gencecik ama çok koşan ve çalışan çocuklarla lider yapmıştır.
Galatasaray Avrupa’da da vardır, Fortis’te de vardır.
Daha ne yapsın Kalli?
Hem de talihsizliklerle…
Fenerbahçe’nin 10 oyuncusu sakat olsa da Galatasaray’ın karşısına çıksa, Kalli onu beşler de farkına varmazlar!
Neyse…
Hakancıyım niye?
Açık ve net!
Hakan ‘sezon sonu Galatasaray’dan ayrılıyorum’ dedikten sonra Kalli’nin en büyük yardımcısı oldu! Helal olsun Hakan’a… Artık sorun çıkartmıyor. Takımı için oynuyor. Gün sayıyor…
Ben de artık Hakancıyım demem bu yüzden!
Evet ben de Hakancıyım!
Hele Kalli’den şu sözleri duyduktan sonra;
Takım içinde ilerlemiş yaşına rağmen Hakan Şükür kadar olamayanlar var. Hakan kanının son damlasına kadar, iyi niyet ve özverisiyle bütün gücünü forması için harcıyor. Evet, yaşının getirdiği eksikleri çok ama çok da gayretli. Herkes onun gibi olsa Galatasaray’ın sorunu kalmaz!’
Bu sözleri duyunca ben de Hakancıyım.
Hocası Kalli’ye büyük yardımcı olan Hakan Şükür’ü kutluyorum ve ‘futbolu saniyelerle gecikmiş’ olsa da ibret-i alem için Hakancıyım diyorum.
Bakın Özgürcan kiraya gitti. Demek kendini ispatlayamadı.
Galatasaray’ın birlik beraberliğe ihtiyacı var.
Başkanlık seçimi vs… günün konusu olmamalı, takımı etkilememeli.
Nasıl bir Galatasaray?
İsaksson’dan sonra kalenin morali bozuk!
Orkun ve Aykut tedirgin. Hele Aykut!
Galatasaray ya İsaksson’u alacaktı ya gündeme taşımayacaktı…
Saraçoğlu’nda erken yenecek gol önce kaleciyi sonra takımı etkiler.
Uğur, Emre, Servet, Volkan geri dörtlüsünde mücadele gücü yüksek ama Song’un yokluğu bir karanlık gibi çökebilir Galatasaray’ın üzerine…
Bunun telafisi;
Orta alan sorumluluğudur.
Mehmet Topal ve Barış’a büyük görev düşer. Hatta Serkan’a…
Bence Serkan mutlaka oynamalı. Galatasaray’a ofans-defans yardımlaşmasını sağlayacak adamlar gerek. Maç Saraçoğlu’nda…
Bu gençlerin fizik gücü çok önemli… Kalli biteni derhal değiştirmeli…
Tribün baskısı da etken…
Oyun tempo kazanırsa Galatasaray da kazanır!
Uğur-Barış ikilisine çok iş düşer.
Carlos’un isim büyüklüğü onları zorlar…
Uğur-Barış fizik üstünlüğü de Carlos’u zorlar.
Sağ kanat oyunun kaderidir. Galatasaray golü buradan bulur da, yer de…
Kalli çift forvet oynarsa işi zorlaşır. İddia ediyorum dünyada çift santrfor bitmiştir. Sizleri aldatan çift santrforlar (yok ama…) gezen, alan değiştiren, topla hem alan kateden hem rakip geçen forvetlerdir. Onlara ben forvet diyorum, santrfor değil. Bizdeki santrfor tiplemesi, aptalca bir tanımlama ile; pivot!
Ya da uzun boylu kafa hakimiyeti olan…
Geçiniz onlar tarih oldu…
Bugün;
Barış, Arda, Mehmet Topal, Ümit Karan, Hakan Şükür, Serkan
Benim için çok daha önemli.
Hakan Şükür, Ümit Karan mecburiyetten!
Aslı Nonda… Ama sakat!
Yarın Ayhan oynar durumda olursa ben Kalli’nin yerinde olsam Şükür-Karan’dan birini keserim. Takımın orta alan ve defansa yardım gücünü çoğaltırım.
Huni taktiği Fener’i durdurur
Galatasaray nasıl kazanır?
Kazanmaktan kastım ‘turu atlayacak bir sonucu’ nasıl elde eder demektir.
Skor değil…
Beraberlik… Tek farklı yenilgi… Galibiyet…
Galatasaray asla rakibe göre oynamamalı.
Huni taktiği Fener’i durdurur.
Tempolu oyun ve geri dönüşlerde çabukluk, rakibi önde basmak ve Fenerbahçe’yi top Alex ve gol noktalarına gelmeden durdurmak çok önemli. Galatasaray bunu yaparsa Fener işlemez.
Galatasaray bir de savunmadan top çıkarken iki şeye dikkat edecek;
1- Topu ileri şişirmeyecek,
2- Defansından topla çıkarken topu kaptırmayacak!
Bu ikisini başarırsa turu geçer.
Golü nasıl atar?
İşte burası zor!
Arda’nın da işi zor. Galatasaray’da yaratıcı oyuncu eksiği var. Az fırsat yakalar çok hovarda olursa başaramaz!
Uzaktan vuruşları dener, kornerleri değerlendirir, bir de Fenerbahçe’nin yumuşak karnı defans göbeği ile Carlos’un geri dönüş km/saat hesabını ayarlarsa goller de bulur.
Toparlayalım;
Barış, Mehmet Topal, Serkan Fenerbahçe’nin defanstan çıkışına mani olacak…
Kontrataklarda Uğur ve Arda çabuk olacak…
Ümit Karan rakip defansın içinde kaybolmayacak. Alan değiştirerek, kendini taç çizgisi kenarlarına bırakmadan oyunun içine girecek kaleye yakın olacak ve rakipten önce topa hamle yapacak.
Hakan da öyle…
Fenerbahçe defansı taciz edilmezse forveti rahat oynar;
Sıvas’ta gördünüz!
İlginç bir maç olacak;
Galatasaray’ın işi zor… Fizik ve gençlik elindeki kozları, sakatlıklar başına bela…
Fenerbahçe daha zengin yetenek ve de tabii ki fizik de yerinde… Bir de maşallah turp gibi! Rakip kale önü becerisi de bir hayli yüksek.
Taktik uygulamada başarılı olan işi bitirecek!
Daha çok disiplinli olan taraf hangisi?
Fener’in forvetleri yaratıcı,
Galatasaray’ın oyun bütünlüğü inandırıcı.
Ya kısmet!...
Sizce?