1001Design
330i ///M3 Design
Piyanist Fazıl Say, Ortaçağ Karanlığının, Kendisini Kaygılandırdığını Belirtti, 'Eğer, Karanlık Güçler Cumhuriyetimize ve Ulusal Değerlere Hayat Hakkı Tanımazsa, Onlara Teslim Olacak Değiliz' Dedi.
ÜNLÜ PİYANİST FAZIL SAY, ORTAÇAĞ KARANLIĞININ, BÜTÜN AYDINLAR GİBİ KENDİSİNİ DE KAYGILANDIRDIĞINI BELİRTEREK, 'EN ÇOK DA GELECEK KUŞAKLAR İÇİN KAYGILANIYORUZ. EĞER, GÜNÜN BİRİNDE KARANLIK GÜÇLER CUMHURİYETİMİZE VE ULUSAL DEĞERLERE HAYAT HAKKI TANIMAZSA, ONLARA TESLİM OLACAK DEĞİLİZ' DEDİ.
Fazıl Say, bir Alman Gazetesi'nde yayınlanan "Türkiye'yi terk etmeyi düşünüyorum, çünkü İslamcılar zaten kazandı" açıklaması ile ilgili tartışmalara ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Piyanist Say, Türkiye'nin ortaçağ karanlığına kaymasına karşı olduğunu belirterek, "Çünkü, ben, çağdaş uygarlık düzeyini amaçlayan bir kültürün insanıyım. Besteci ve piyanist yönümle Avrupa müzik kültürünü temsil etmeme rağmen, kökenim olan Anadolu halk kültüründen hiç kopmadım. Bunu herkes bilir. Bütün eserlerim halk kültürüyle yoğrulmuştur. Avrupa Birliği'nin 'Kültürler arası Dialog' yılında beni 'Elçi' unvanıyla görevlendirmesinin temelinde, sanırım bu özelliğim yatar" dedi.
İktidarın, kendisine ve müzik sanatına şimdiye kadar dostça davranmadığını hatırlatan Piyanist Fazıl Say, yazılı açıklamasında, "Metin Altıok Ağıtı' adlı oratoryom dolayısıyla, iktidarın ilk kültür bakanı çeşitli yöntemler kullanarak eserin sansür edilmesini sağladı. Bu olayı hiç unutamıyorum" diye konuştu.
Türkiye'de müzik sanatının küçümsemenin başta gelen örneklerinden birinin, Milli Eğitim Bakanlığı'nın önceki yıl okullarda müzik ve resim derslerinin kaldırılması girişiminde bulunması olduğunu belirten Piyanist Fazıl Say, şöyle devam etti:
"Bizim milli eğitim sistemimizden sanat eğitimi dışlanamaz. Başka bir olumsuz örnek ise; Türkiye'nin bugün 10 bin müzik öğretmeni açığı bulunduğu halde, lisans öğrenimini tamamlayan genç müzikçilerimizin öğretmen olmasını önlemek için engeller icat edilmesidir. Bunlar basının ve halkın gözünden kaçmış olabilir, ama müzik benim mesleğim, benim gözümden kaçmadı."
"Sanatçı, alnında ışığı ilk hissedendir" özdeyişini, "Sanatçı, karanlığın tehlikesini ilk hissedendir" anlamında düşünebileceğini kaydeden Piyanist Fazıl Say açıklamasının son bölümünde şöyle dedi:
"Ortaçağ karanlığı, bütün aydınlarımız gibi beni de kaygılandırıyor. En çok da gelecek kuşaklar için kaygılanıyoruz. Eğer, günün birinde karanlık güçler cumhuriyetimize ve ulusal değerlere hayat hakkı tanımazsa, onlara teslim olacak değiliz." (Gecce.com)

ÜNLÜ PİYANİST FAZIL SAY, ORTAÇAĞ KARANLIĞININ, BÜTÜN AYDINLAR GİBİ KENDİSİNİ DE KAYGILANDIRDIĞINI BELİRTEREK, 'EN ÇOK DA GELECEK KUŞAKLAR İÇİN KAYGILANIYORUZ. EĞER, GÜNÜN BİRİNDE KARANLIK GÜÇLER CUMHURİYETİMİZE VE ULUSAL DEĞERLERE HAYAT HAKKI TANIMAZSA, ONLARA TESLİM OLACAK DEĞİLİZ' DEDİ.
Fazıl Say, bir Alman Gazetesi'nde yayınlanan "Türkiye'yi terk etmeyi düşünüyorum, çünkü İslamcılar zaten kazandı" açıklaması ile ilgili tartışmalara ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Piyanist Say, Türkiye'nin ortaçağ karanlığına kaymasına karşı olduğunu belirterek, "Çünkü, ben, çağdaş uygarlık düzeyini amaçlayan bir kültürün insanıyım. Besteci ve piyanist yönümle Avrupa müzik kültürünü temsil etmeme rağmen, kökenim olan Anadolu halk kültüründen hiç kopmadım. Bunu herkes bilir. Bütün eserlerim halk kültürüyle yoğrulmuştur. Avrupa Birliği'nin 'Kültürler arası Dialog' yılında beni 'Elçi' unvanıyla görevlendirmesinin temelinde, sanırım bu özelliğim yatar" dedi.
İktidarın, kendisine ve müzik sanatına şimdiye kadar dostça davranmadığını hatırlatan Piyanist Fazıl Say, yazılı açıklamasında, "Metin Altıok Ağıtı' adlı oratoryom dolayısıyla, iktidarın ilk kültür bakanı çeşitli yöntemler kullanarak eserin sansür edilmesini sağladı. Bu olayı hiç unutamıyorum" diye konuştu.
Türkiye'de müzik sanatının küçümsemenin başta gelen örneklerinden birinin, Milli Eğitim Bakanlığı'nın önceki yıl okullarda müzik ve resim derslerinin kaldırılması girişiminde bulunması olduğunu belirten Piyanist Fazıl Say, şöyle devam etti:
"Bizim milli eğitim sistemimizden sanat eğitimi dışlanamaz. Başka bir olumsuz örnek ise; Türkiye'nin bugün 10 bin müzik öğretmeni açığı bulunduğu halde, lisans öğrenimini tamamlayan genç müzikçilerimizin öğretmen olmasını önlemek için engeller icat edilmesidir. Bunlar basının ve halkın gözünden kaçmış olabilir, ama müzik benim mesleğim, benim gözümden kaçmadı."
"Sanatçı, alnında ışığı ilk hissedendir" özdeyişini, "Sanatçı, karanlığın tehlikesini ilk hissedendir" anlamında düşünebileceğini kaydeden Piyanist Fazıl Say açıklamasının son bölümünde şöyle dedi:
"Ortaçağ karanlığı, bütün aydınlarımız gibi beni de kaygılandırıyor. En çok da gelecek kuşaklar için kaygılanıyoruz. Eğer, günün birinde karanlık güçler cumhuriyetimize ve ulusal değerlere hayat hakkı tanımazsa, onlara teslim olacak değiliz." (Gecce.com)