Fatma tü Zehra Kanar Şiirleri

pelinonal

New member
Katılım
1 Tem 2010
Mesajlar
11
Reaction score
0
Puanları
0
Gözlerini Kapat "aşk" Tutuklusun Gönlümde


Gözlerinden sevgi okumak isterdim kendi alfabemin çekingen harfleriyle
Oysa gözlerin defalarca kullanılmış “ihanet” mührü vurulmuş gözbebeklerine

Uzatmanı beklerken zeytin dalını ayrılık sundun garip gönlüme
Yüreğimde ki silahlar susmaz artık kurban gideceksin Molotof kokteyli aşk terörüne

Her zaman ki gibi silahların yetişti imdada gözlerin kanlı bir ayrılık akşamı
Üzgünüm sevgili artık karnım tok bunlar süslü timsah gözyaşlarının bir parçası

Sevgili gene tüm yolları imkânsızlıkta birleştirdin tebrik ederim!
Hangi limandan yola çıksan hep karaya vurur zaten senin gemilerin

Zorun değerini ne bildin ki imkânsızlıktan bahsediyorsun?
Kendi denizine bir damla yararı olmayanın başkasının okyanusunda bir damla yeri olacağını mı sanıyorsun?


Sevgili bilmez misin ki:

Hak etmediğin bir sevgi er ya da geç elinden alınmaya mahkûm edilir
Hangi aşk yalana uğrasa geri dönüşünde nefretle pişmanlık arasında debelenir

Şimdi eski zamanlardan kalma küflü ayrılıklar yüklüyorum zulana
Belki o zaman anlarsın ayrılık ne ağır bir yükmüş insanoğluna

FATMA TÜ ZEHRA KANAR
 
Kalesi Yıkılmış Bir Şehrin Fatih’i Olsan Neye Yarar?

Dün seni görmüşler sahilde, Hasan Amca’nın Balıkçı Teknesinde,
Hayattan bezmiş biçare, solgun ve derin kederler içerisinde,
Nerede demişsin kısık bir sesle? Nerede beni seven o kız, nerede?
Bunca zamandan sonra hangi fırtına attı seni de düştün yollara,
Seni de Yar mı yaraladı da geri dönüş yaptın bana,
Şimdi soruyorum sana;
Kalesi yıkılmış bir şehrin Fatih’i olsan neye yarar söyle bana?

Bazen kendimi vuruyorum sabah ezanında yollara,
Kokunu arıyorum şehrin tüm sokaklarında,
İhtimal bu ya , ola ki karşılırız bir cadde ya da sokak başında,
Oysa sokakta benden başka ne bir ses var ne de seda.

Şimdi diyorsun ya bana;

Kıymetini geç anladım, affet beni ne olur?
Bende diyorum ki sana;
Şu saatten sonra gelsen ne olur gelmesen ne olur?

Gözyaşlarını içine akıtmak ne demek bilir misin sen?
Kimse görmesin diye cefayı sefa gibi yaşamak,
Yürek kan ağlarken gözlerinde yalancı mutluluklar yaşatmak nedir?
Ve nedir her gece dört duvar arasında yapayalnız nefes almak?

Nefes almaksa yaşamak; Sen yaşa şimdi, sen tutun acılara
Diyorsun ya bana;
Pişman oldum bak lütfen inan bana
Şimdi soruyorum sana;
Kalesi yıkılmış bir şehrin Fatih’i olsan neye yarar söyle bana?

Fatma tü Zehra Kanar
 
Mavi Bir gecenin hatırası

Mavi denizlerde yüzerken yorulmayacağımı sandığım bir sandala uzandığıma bakma,
Daha gönül yorgunluğunu kaldıramamışken ilerisi bataklıktı dengemi sağlayamadıım yarınlarıma,

Ağlamaya yüz tutan göçmen kuşların yalnızlığıyla savaştım ilk adımlarımı seninle attığımda,
Vedalaştık mavi dünyamdaki düşlerime boyun eğen kızıl ufuklarınla..

Bağışla beni, ruhuma sahip çıkamadım gecenin karanlığından siyahlara yelken açtığımda.
Mektuplarını da alevlere saldım bir rıhtımda kara kara dumanlar arasında,

Sakladığım baharıma gömdüğüm kırmızı gülün tek hatırasındaki vasiyetle beni,
Yarın bitmez bugün hasretinle beraber kalbine göm artık bu benliğimi.



Fatma tü Zehra Kanar
 
Tatsızlık Çıkarmadan Lütfen Gidin Bayım!


Ansızın kapıyı çarpıp gidişiniz kanıma dokundu bayım!
Oysa her aşık olası bir hatayı göz önünde bulundurup yedekte bir af saklar yüreğinde
Fakat siz Özür dilememenin küstahlığını erkekliğin şanı sayarak gittiniz bayım!

Bakıyorum da Şimdi bana süslü cümleler kurmaya kalkışıyorsunuz ya bayım!
Oysa ben sizden önce öznesi siz olan tüm sözcükleri satın aldım Türk Dil Kurumundan
kalmadı kendinize cümle dışı unsurlarda bir yer beğenirsiniz artık bayım!

Yardımınıza muhtaç olduğum zamanlarda kayıplara karıştınız bayım!
"Aradığınız aşka şuan ulaşılmıyor lütfen daha sonra tekar deneyiniz"
Denemekten yoruldum olmayacak aşka zorla güzellik yapmaya kalkıştık zorla güzellik olmadığı gibi
Kalbinizin pisliği de yüzünüze vurmaya başladı üstelik artık kokmaya başladınız bayım!

Yüzünüzde bir seri katilin cinayet sonrası paranoyak gamzeleri var bayım!
Siz aşkı bile maddiyata dökmüş beden avcısı sefil bir katil iken
Maktülünüz olarak daha fazla kalamayacağım kusuruma bakmayın firar ediyorum kalbinizden bayım!

Bana siz diye hitap etme yakışmıyor sana demiştiniz ya hatırladınız mı bayım?

Ben sizi başıma tac edip saygıda kusur etmezken
Sen demeyi dahi kendi kendime yakıştıramazken
Ve ben size bu kadar değer vermiş iken
Beni ezip geçmeyi tercih ettiniz bayım!


Ben acaba "sen" desem daha ne iğrençlik yapardınız kim bilir bayım!
Şimdi susun ve gidin bayım!
Hala utanmadan aşktan mı bahsediyorsunuz
Pardon bayım! bu ne küstalıktır Anlayamadım

FATMA TÜ ZEHRA KANAR
 
GÖZYAŞLARIMDAN SEN SORUMLUSUN

Üşüyorum

Sensiz daha karanlık burda geceler korkuyorum.
Yıldızlar soluk gecelerde bense yine aynı dertte sende.
Her an seni düşünmek ne kadar zor
Başımvucudum heryerim ağrıyor yorgunum
Seni düşünmekten özlemekten beklemekten
Sana ait ne varsa yıkıp gittiğin ve sana dair ne varsa beslediğim
Hepsi birer nöbetçi kapımda
Senden kurtuluş yok bana
Onlar mı bırakmıyolar yoksa ben mi gitmek istemiyorum? bilmiyorum.



Bilmek neye yararki bunca vakitten sonra
Seni kaybettim!!!
Kayıp gittin avuçlarımın arasından
Yerin doldurulmaz acın unutulmaz
Bu yaralar nasıl iyileşir orası mechul birde canımı nasıl yakıyor bu yaralar bir bilsen.
Ama yınede umudum var vuslata dair
Nedensiz olsada kendimi kandırıyor olsamda var
Belki o da üzgündür diyorum onunda yaraları kanıyordur
Ya seviyorsa diyorum ya seviyorsa?
Geçmi kaldık herşey için bitti mi hikayemiz?

Cevap yok.
Ama yinede şunu bilmelisin;
Bana gözyaşı borçlusun
GÖZYAŞLARIMDAN SEN SORUMLUSUN

FATMA TÜ ZEHRA KANAR
 
Aşk Bu Yakar Canı

Şairler mi ayrılığın haysiyetini ayaklar altına alır
Yoksa ayrılık mı şairlerin yüreğini paramparça bırakır?
Bana sorarsan aşk her ikisini de gözaltına alır
Hem yüreğini yakar adamın hem de haysiyetini ayaklar altına alır

Fatma tü Zehra Kanar
 
Aşk Ayrılık Gözyaşı ve Ölüm

Tüm aşk sözcükleri beklemekten yoruldukları için teker teker fire vermeye başladılar sevgili.
Aşk, Ayrılık, Gözyaşı ve Ölüm
Önce ilk sırayı “aşk” aldı. Ben olmasam diğerlerinin ne anlamı kalırdı ? dedi geceye kendinden emin tok bir sesle.

Gece şöyle bir silkindi uzun uzun aşkı seyrettikten sonra sözü devraldı dedi ki:

Ey aşk !Tüm aşklar geceleri dile gelir ve yüreklerde meydana gelen duygusal kıvılcımların özü bende gizlidir. Sen damla damla yağarken gönüllere geceleyin dört duvar arasında insanlar benim sayemde gözyaşlarından ummanlar meydana getirir.

Sen kendini benle bir mi tutuyorsun ey leyl-i küstah diye şahlandı “gözyaşı”
Benim kalpte sızıların çağladığı umman benim gönüllerden kopup gelen sevdanın ilk durağı olan kahraman.

Ben olmasam yumuşar mı sanıyorsunuz gönüller? Öz yanacak ki göz ağlasın göz ağlayacak ki aşıklar birbirine daha çok bağlansın.

Sen ağlayana değil ağlatana bak dedi “ayrılık”

Benim aşık ile maşukun arasını açan düşman. Eninde sonunda tüm aşklara bir yerden bulaşır yakarım canlarını.
En kötü düşman benim! Benden daha kötü kim olabilir ?

Ben diye cevap verdi bir ses. Bu öylesine soğuk öylesine korkunç bir sesti ki aşk ayrılık gözyaşı hepsi bir anda sus pus oldular.

Ben dedi : Ben ansızın çalarım kapıları
Ne aşk bırakırım orta da ne gece ne gözyaşı ne ayrılık
O kadar yakarım ki canı kavururum kalpte sızı aşkları

Kimim ben diye merak edenlere söyleyeyim.

“ölüm”’üm ben.

Ben gelmeden itiraf edin sevginizi tez elden

FATMA TÜ ZEHRA KANAR
 
Günaydın Gece

Gün akşam kızıllığında veda etmekte,
Üstümü İstanbul batmakta yine,
Meryem sessizliğinde kucak açıyorum geceye,
Meryem kadar suskun,
Meryem kadar hüzünlü
Meryem kadar biçare!

Günaydın gece!
Ne diyorum biliyor musun gece?
Keşke dile gelseydi sustuklarım,
Zehrini içime atıp kan kusuşlarım,
Belki anlam kazanırdı kimsesizliğe terk edilmiş
kangren acılarım,


Şimdi bir tren kalkıyor gönlümden,Dumanı ayrılık kokan bir tren,
Her vagonda ayrı dert, aynı çilekeş hayatlarla demirlenen,
Bu tren,son kez demir atıyor yanlızlığa, diyor ki ;
Giden mi yakar canı yoksa kalan mı yanar
derinden?

Beni bana sorma usta,bu acı ağır bana,
Fazla sorumluluk yüklenmiş omuzlarımı
kaldırma gayretim boşuna,
Beli kırılanın omuzları kalkar mı be usta?
Zaten hayat bükmüş belimi kanıyorum günden güne
Anlayan yok halimi.

Hayatın Halef kadar tahribata yol açtığı gönülde
Bilal olmak ne demektir bilir misin usta?
Geceleri kaldıysan eğer bir başına,
Elinde kahve gözlerin uzaklarda iki damla da yaş akıyorsa,
gözlerinden kağıda,

Unutma, her gecenin vardır sabahı Gönlünü Bilal tut, üzülme usta!



FATMA TÜ ZEHRA KANAR

*Halef Bilal
Habeşiye eziyet eden kişidir.
Meryemden kasıt Hz.İsanın annesi Meryem Anadır.
 
Sitemim aşka ama bu aşk bambaşka




Sevdanın taşlarını ayıkladım bir bir yüreğin taşa çarpıp taş kalpli olmayasın diye ne kadar çocukça düşünmüşüm oysa senin diğer adın “taş”tı zaten dokunmazdı ki bunlar sana

Seni bulmak için aşka açıldım daha sonra hangi limana varsam “henüz bir aşk uğramadı” cevabını almak ister istemez ...koyuyor adama.

Çok geçmeden rotamı da kaybettim zaten en sonunda akıl mı bırakıyorsun ki adamda
Aşk-ayrılık-gözyaşı-pişmanlık yönlerini gösteren pusulama baktım ki ibre aşk ila ayrılığın arasında

Ve hangi tarafa yönelsem ardımda kocaman bir yürek can çekişiyor evet- hayır kararsızlığında

Aşkta rotasını belirlemekte güçlük çeken bir kaptan için fazlasıyla zor bir soruydu bu

Ademoğlu aşka adanmış gözlerine ayrılık değince mi büyüdüğünü anlıyordu?

Sol yanımda hissettiğim bu buruk acı yahut içimde pusuya yatmış o hain sancı acıtıyor canımı çokça
zamandan sonra ilk kez
Denize kusuyorum öfkemi avucumda biriktirdiğim taşları fırlatıyorum bir bir uzaklara
Dalga dalga şahlanıyor yüreğim için için ağlıyor gözlerim ve karışıyor tuzlu gözyaşlarım sularına denizimin.
Giden her vapurun ardından el sallıyorum geri dönüşü kolay olsun diye

Çünkü Ben acısını yaşadım senin bilmediğin yerlerde bilmediğin gecelerde ben hep sana kanadım ama sen anlayamadın sonra araya "zaman " girdi ve ben hep gidenlerin arkasından bakakaldım

Duymamak için yeterince kapamışsın yüreğinin kulakları Kim olduğumun önemi yok aslında

Gözlerimin içinde kaybolmadan dikkatlice bak bana ve cevapla:

Şimdi seni hangi yarama bassam şifam olursun? Yaram ayrılık bağlamadan geri dön ne olursun.

FATMA TÜ ZEHRA KANAR
 
Zaman İlacı Olur Mu Her Şeyin?


Aklımın ucundan geçen yanık bir türküydü sanki gözlerin.Her iç çekişimde içime sen doluyordu.Sensiz kalmanın burukluğu vardı ellerimde Ayazda kalan evsizlerin bedeni gibi soğuktu ellerim.

Sanki Yelkovanla akrebin arasına sıkışmıştı tüm anılar.Zaman sen diye akıp giderken ben suçunu kabullenmemek için direnen bir zanlı gibi zamana direniyordum.Bu güne kadar kaç kez zamana bırakılmıştı ümitlerimiz biz her şeyi zamana bırakmıştık zaman da bizi bırakmıştı

Zaman içinden çıkılamayan aşkların acil çıkış kapısıydı…Biz zamana bırakıyorduk zamanda bizi bırakıyordu ne tuhaf değil mi?
Ben severek ayrılanlar şarkısını mırıldanıyordum aradan yıllar geçiyordu..Sen zaman diyordun Zaman bizi es geçiyordu.
Sözlerin bir hükmü yoktu adına ayrılık konulan sevda gecelerinde.

Nasıl olsa Sen susarak beni idam sehpasına çıkarıyordun ben seni seviyorum diye haykırırken can veriyordum…
Sen içinde uslanmayacak bir Nemrut büyütüyordun Ki o Nemrut bazı gecelerde boğazımda düğümleniyordu.

Tüm acılar üst üste geliyordu ne sen geliyordun ne de sensizliğin beni terk ediyordu…Bir çıkış yolu lazım bana adını andığımda gözlerimden ırmak boşalmayacak yüreğim yanmayacak dilim lâl olmayacak bir çözüm yolu.

Ha ; birde zaman vardı.Zamana bırakalı 5 yıl olmuştu.Biz her şeyi zamana bırakmıştık Vesselam Zamanda bizi bırakmıştı.

FATMA TÜ ZEHRA KANAR
 
Geri
Üst