AngeL Of Death
Wishmaster
- Katılım
- 6 Haz 2006
- Mesajlar
- 5,121
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 37


Fas'ta bir parti:justice and develop party
Bu rumuz size bir şey çağrıştırmayabilir, Türkçe karşılığı şöyle:
- Adalet ve Kalkınma Partisi!..
Faslı şeriatçıların 1967 yılında kurdukları parti, 1999 yılında adını Adalet ve Kalkınma Partisi olarak değiştirdi.. Bünyesinde ağırlıklı olarak her renkten şeriatçı grupları barındıran AKP, 2002 yılındaki seçimlerde büyük bir atak yaparak oylarını tam üç kat arttırdı ve ülkenin üçüncü büyük partisi konumuna geldi... Anketlere göre gelecek yıl yapılacak seçimlerde iktidara gelmesine kesin gözüyle bakılıyor. Siyaset bilimciler, iktidarda bulunan Sosyalist Halk Birliği'ndeki yıpranma ile merkez sağ ve soldaki bölünmelerin AKP'ye büyük avantaj sağladığı konusunda birleşiyor...
Fas'ın AKP'sinin çok açıkça, gayet net biçimde dile getirdiği amacı ise şöyle:
- Yeşil devrim!..
Henüz iktidarda değiller ancak bu hiç önem arz etmiyor; AKP son yıllarda rejimi adım adım değiştirme hedefini başarıyla gerçekleştiriyor!.. Beş yıl önce nüfusunun yüzde 98'i Müslüman olan bu ülkenin sokaklarında türban takan kadın parmakla gösterilecek kadar azınlıktayken, bugün her üç kadından biri türban takıyor. Başı açık olanlar partililer tarafından ''sert ikna'' yöntemleri kullanılarak takmaya zorlanıyor. Erkeklerin durumu da pek farklı değil; sinemaya gidenler, kültür ve sanat faaliyetleri düzenleyenler dinsizlikle suçlanıyor!.. AKP'li şeriatçıların bir sloganı da şöyle:
- Ülkedeki her bara karşı 10 cami açacağız!..
***
Henüz iktidara gelmeden rejimi değiştireceğini ilan eden AKP'nin önde gelen yetkilileri için en büyük hedef, kötülüklerin kaynağı olarak niteledikleri, 1999 yılında Fas Kralı 6. Muhammed tarafından çıkarılan bir yasa...
- Kadın Hakları Yasası!..
Şimdi Fas'ta neler olduğunu çarpıcı biçimde anlatan şu örneklere göz atalım:
- Prof. Sukayna: Üniversitede göreve başladığımda yalnızca bir öğretmen türban takıyordu. Bugün ise durum tersine döndü... Küçük tacizlerin ve baskıların birikmesiyle kendinizi bir anda dışlanmış bulursunuz. Örneğin önce kısa kollu gömleğiniz veya ruj sürmeniz konusunda uyarırlar. Dolabıma üç kez başörtüsü bıraktılar.
- Gazeteci Hasan Zeruki: Aşırı İslamcılar okullarda öğrencilerin beyinlerini yıkıyor. Sevmedikleri her şeyi yasaklıyorlar. Sinemaları, kültürel faaliyetleri, kadınların havuza gitmesini... 5 yıl önce bu ülke böyle değildi. Sessiz ve derinden yapılan bu baskı yüzünden birçok kişi ülkeyi terk ediyor, özellikle de kadınlar...
- Memur Saadia: Ben çalışan bir kadınım. Türban takmıyorum, çünkü çağdaş tarzda giyinmeyi seviyorum. Geçen hafta bir grup genç bana bıçak çekip türban takmamı istedi, çok korktum... Ülkem yakında İslamcı militanların üssü haline dönüşecek...
- Öğrenci Emine Maadi: Sessiz ve hissettirmeden şeriat amaçlarına ulaşmak için yoksul, hasta, işsiz, öğrenci gibi kesimlere iyilik meleği gibi yaklaşıyorlar... Militan gibi çalışan dinciler üniversite öğrencilerine çok cazip olanaklar sunarak gençleri kendi saflarına çekmeye çalışıyorlar. Gezilere götürüyor, özel parasız dersler veriyorlar. Amaç bizi kendi davalarının bir parçası haline getirmek...
- Adını saklayan bir memur: Hasta, dul, işsiz, yetim gibi kesimlere cömertçe yardım ediyorlar. Yoksulların cenaze törenlerini düzenliyor, hatta ziyafet günleri tertipleyip et ve yemek dağıtıyorlar...
Ne kadar tanıdık geliyor, değil mi?!..
Le Monde gazetesinin bu araştırması da yeterli gelmediyse AKP Genel Sekreteri Saadine Osmani 'nin Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır 'a verdiği demeci okuyun:
- Seçimi kazandığımızda ABD bize 'ikinci Hamas' olarak bakarsa onlara 'Hamas değil, Türkiye'deki AKP'yiz' diyeceğiz. Hamas'ı değil, Türkiye'nin AKP'sini referans alıyoruz...
Ben de aynen öyle düşünmüştüm!!!
ÜMİT ZİLELİ-2006
Kaynak