CmAvirex
New member
- Katılım
- 1 Ocak 2006
- Mesajlar
- 350
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0

Bir süredir internet aleminde yeni bir dalgalanma yaşanıyor. Mevzu bahis dalgalanmanın ismi "FACEBOOK"...
"Daha yeni mi ayırımına vardın, eskidi bile" şeklinde repliklerinizi duyar gibiyim. Ancak benim için "yeni" olmasının sebebi, bunun çılgınlığa dönüştüğüne yeni aymış olmam...
Günlerden beri sürekli olarak olur olmaz kişilerden, bahsi geçen siteye davet edilmekteyim. Davetini telefon yordamıyla iletenler de olduğu gibi, siteye göz attığımda, beni şaşırtan kişilerinde bu akımın bir parçası olduğunu gördüm.
Yonja, Zorpia, MySpace vb. tadındaki "tanışma-kaynaşma" sitelerine külliyen karşı olduğumu bilen bilir. MSN dışında herhangi bir siteye yahut sisteme üyeliğim olmadığı gibi, üye olmam konusunda bana baskı kurmaya çalışanlarla da mütemadiyen tartışmalar içinde bulurum kendimi.
FACEBOOK'un bütün bu oluşumlardan pek daha ulvi(!), yaratıcı ve kaliteli olduğunu iddia edenler de var. Farkı nedir? Ben onu kavrayamadım. Yine benim komplike cümlelere kapalı olan beynimi aştı. Bu sebeple de birkaç FACEBOOK katılımcısı ve ısrarcısı ile konuştum.

Konuştuğum kişiler derler ki, FACEBOOK kaybettiğin(!) arkadaşlarını bulmana, bulduklarınla kaynaşmana, birbirinden haberdar olmana ve "kim neyi yapmış, o ona ne demiş" gibi merakları gidermene yardımcı olmaktaymış.
Arkadaş kaybetmek?
İnsanların arkadaşları kaybolur mu? "Arkadaşlık" denen kavram, kaybolmaya müsait midir? Ya da diyelim ki kayboldu; o kaybolan arkadaşlık ne kadar hakikidir? Eğer ortadan kaybolacak, yitip tükenecek türden bir arkadaşlıksa mevcut olan; bulmaya ihtiyaç var mıdır?
Şimdi bu cümlelerimin üstüne "vefasız", "hayırsız", "gamsız", "kadir kıymet bilmeyen", "insanlara değer vermeyen" insan durumuna bile düşebilirim. Hatta çoktan düşmüş de farkına varamamış da olabilirim; "peki" derim bunu söyleyene de. "Vefa" konusunda hiç kimseyle münakaşaya girmeyecek kadar "iyi yetişmiş" olduğumu söyleyebilirim. "Yanlış" yapanı affetmeyecek kadar kesin çizgilere haiz olduğumu da... Ancak bu hususta böyle düşünmekte kararlıyım.
Özetle; arkadaşlık kaybolmaz. Kaybolmuş insandan arkadaş olmaz. Kaybolmuş kişiler için FACEBOOK çare bulmaz. (Bence!)
Teşhircilik
Gezdim baktım. Fikrim olsun istedim. Kayda değer bişey ise, eksik kalmayayım diye içimden geçirdim. Yonja ile hiçbir farkını keşfedemedim.
Yine soru işaretleri doluştu beynime.
![AddFacebook[2].jpg](https://bp1.blogger.com/_jIuekwePVqk/Rt6Ou2IOMhI/AAAAAAAABSQ/qg4svjJWM1w/s1600-h/AddFacebook[2].jpg)
Hani amaç, "izini kaybettiğimiz arkadaşlarımızı" geri kazanmak ya... Peki neden benim tanıdığım birçok insanın "arkadaşlarım" bölümündeki kişiler 7/24 beraber oldukları kankaları? Dipdibe bulunmalarına rağmen "kaybolma" ihtimallerini yüreklerinde mi hissetmekteler?
Yine bazı tanıdıklarımın "arkadaşlarım" bölümlerine, salt selamlaşmalarının baki olduğu insanları ekledimiş olduklarını fark ettim. Ne kadar çok arkadaş oluşturursan, "popülerlik" katsayın mı yükselmektedir? Selamlaşmak "arkadaş" olmak için yeterli sebep ise, mahallenin bakkalını, sucuyu, çöpçüyü de FACEBOOK üyesi yaparak arkadaşlarım listesine eklemek mübah mıdır?
Sürekli olarak davetler yollamak suretiyle, henüz üye olmamışları da camiaya katma hevesinin sebebi; FACEBOOK yöneticileri tarafından herhangi bir ödüle layık görülmek midir? Kişilerin bizatihi üye olmaları yetmemekte midir ki, illa ki güruh halinde üye olunması zaruri gösterilmektedir?
İnsanlar kaybolan arkadaşlarını madem ki mail adresleri yordamıyla bulmaktadır; acep MSN'e eklemek ve bu şekilde arkadaşlığı pekiştirmek, daha zahmetsiz, daha özel ve daha hızlı bir yol olarak görülmemekte midir? Peki neden tercih edilmemektedir?
Telefon icat edileli kaç sene geçmiştir? İnsanlar neden bu zahmetli yolları yeğlemektedir? Hadi diyelim ki, tanışıklar yurtdışındadır, peki; neden uzun uzun mailler yazmak, fotograflar ekleyerek kişiye özel sunumlarda bulunmak duruken; bu "bekle ki yanıt gelsin" usulü işleyiş hüküm sürmektedir?
Gelelim asıl meseleye... Mayolu, şezlong tepesinde, barda, saunada, bilimum şık kostümler içinde, mutlak suretle artistlik kokan fotoğrafların FACEBOOK vasıtasıyla halka arz olması, teşhircilik değil midir? İnsanların mahremiyet inançları darbeli midir yahut böyle bir inanış en baştan şaibeli midir?
Bu soruları arka arkaya diziyorum çünkü meraktayım.
Eğer beni aydınlatırsanız sevinirim. Hatta üyeliğe ikna ederseniz müteşekkir kalırım; çünkü ben bu işleri anlamamaktayım...