Eyvah Evleniyorum-erkek Gözüyle!

MaYdOnOz

New member
Katılım
23 Haz 2005
Mesajlar
1,072
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
44
EYVAH EVLENİYORUM-ERKEK GÖZÜYLE!

Emin misiniz? Önce bu yazıyı okuyun, sonra bir kez daha düşünün...

Evlilik Uzmanı Dr. Armağan Samancı'ya göre, evlilik öncesi ilişkinin gidişatına bakarak karar vermek yeterli değil ne yazık ki: "Tanışma ve flört döneminde kadın ve erkek birbirlerinin duygusal beklentilerini hissediyor ve ona göre davranıyorlar. Mesela adam konuşkan, gözü tok ve sıcak kadınlardan hoşlanıyorsa, kadın aslında hırslı ve soğuk bir yapıya sahip olmasına rağmen, flört döneminde böyleymiş gibi davranabiliyor. Ama evlendikten sonra asıl kişiliği ortaya çıkacaktır." Yani, "Karaman'ın koyunu, sonra çıkar oyunu" durumu... Uzmanımıza göre, evliliğe adım atmadan önce gözden geçirmeniz gereken üç önemli konu var:


Ben ne kadar "ben"im?

İlişkinize bir göz atın. Onunla birlikteyken gerçekten kendiniz gibi davranabiliyor musunuz? Onun beklentileri sizi ne kadar şekillendiriyor ve bu duruma daha ne kadar dayanabilirsiniz? Gerçek kendinizle, onun yanındayken büründüğünüz kişilik arasında fark varsa, ileride sorun çıkacak demektir. Bu durumda evlenmeden önce yapmanız gereken tek şey biraz beklemek ve bu süreç içinde sevgilinize gerçek kimliğinizi göstermek olacaktır. Buna rağmen ayrılmazsanız, evlenebilirsiniz. Tabii işin suyunu çıkartıp, kız yanınızdayken burnunuzu karıştırın demiyorum!


Evlilik ne demek?

Uzmanımız Armağan Sabancı'ya göre evlilik; "Kadınla erkeğin, birbirlerinin duygusal beklentilerini karşıladığı durum". Yani devamlı bir pazarlık ve alışveriş faaliyeti sözkonusu. Evliliği; sürekli kendi içinde değişim geçiren, ayrı bir özen ve çaba gerektiren bir "varlık" olarak düşünmek gerekiyor. Buna vaktiniz, isteğiniz, herşeyden önemlisi de, gücünüz var mı?


Bir hayaletle mi evleniyorum?

Çoğu erkek (aslında kadınlar da) bunu yapıyor. Geçmiş ilişkilerinizi yeni ilişkilerinize taşıyorsunuz. Sütten bir kez ağzınız yandı mı, yoğurdu üfleyerek yiyiyor (mesela eskisi biraz motorsa, yenisine mini etek bile giydirmiyor), eski sevgilinize olan hıncınızı yenisinden çıkarıyor ya da bir zamanlar birlikte olmak mutluluğuna eriştiğiniz o muhteşem kadını hep başka yüzlerde arıyorsunuz... Şimdi evlenme aşamasına geldiğinize göre bir düşünün. Geçmiş hayatınız bu ilişkiye ne kadar yön veriyor ve kız arkadaşınız bu duruma daha ne kadar dayanabilir sanıyorsunuz?


Kiminle evleniyorum?

Bu sorunun cevabı, genellikle, "galiba annemle evleniyorum"dur. Çünkü nasıl bütün kadınlar aslında sefil küçük "Electracıklar" ise, erkekler de eninde sonunda sümüklü "Oedipusçuklar" olmaktan ileri gidemezler. Sonuçta sizin neye göre karar vereceğiniz az çok belli ama, biz yine de evleneceğiniz kızı seçerken göz önünde bulundurmanız gereken üç önemli faktörü söyleyelim:


Problem çözüyor mu?

Pireyi deve yapan kadın, en son evleneceğiniz kadın olmalı... Siz karşılıklı sorun üretmek için değil, mutlu olmak için evleniyorsunuz. (Mansur'a göre, "problem çözen kadın" 200 yıl sonrasına ait bir bilim-kurgu mitinden başka bir şey değilmiş... Ama tabii bu sizin şevkinizi kırmasın.)


İlişkilerinde başarılı mı?

İş yerinde, arkadaşlarıyla ya da ailesiyle devamlı sorunlar yaşayan bir kadın, büyük ihtimalle evliliğinde de sorun yaşayacaktır. Çünkü, yine büyük ihtimalle, sorunları kendisi çıkarıyordur.


Akli dengesi yerinde mi?

Yani, tabii ki kafasında huniyle dolaşan Uzaylı Zekiye türünden bir kadınla evlenmeyeceksiniz. Ancak çocukluğundan bu yana duygusal olarak hırpalanmış bir kadın, depresyonunu mutlaka evliliğine de taşıyacaktır. Sorunlarını çözmesine yardımcı olun; sonra evlenin.


Yoksa Maymun mu Oluyorum?

Psikologların stres skalasında, yani bir insanın hayatta karşılaşabileceği en stresli durumların karşılaştırmalı listesinde evlilik, bir yakının ölümü ve iş kaybıyla birlikte ilk üç arasında yer alıyor. Bilmem fazla söze gerek var mı... Bu dönem, sadece kurmaya çalıştığınız yeni hayatın, yeni sorumlulukların ve yükümlülüklerin değil, kendilerini "mürüvvet görme" çılgınlığına kaptırmış ailelerin de tepenize binmekten hiç çekinmediği bir dönem olacak. Şimdi "dağ gibi delikanlı" durumundan "mutlu maymun" durumuna geçiş aşamalarınıza bir göz atalım:


Kız İsteme

Lacileri çekiyorsunuz, elinize bir buket çiçek ve bir kutu çikolata alıp, tercihen anne ve babanızla, kızın kapısını çalıyorsunuz. Bu noktada çikolatanın gümüş tepsi içinde olması şart değil tabii. Kızı siz istemiyorsunuz, sizinle gelen aile büyüğü, içinde mutlaka "Allah'ın emri ve Peygamber'in kavli" lafları geçen bir cümle sarfederek bu işi sizin yerinize yapıyor. Kız babasının da "Verdik gitti" demesi gerekiyor. Böylece sözlenmiş oluyorsunuz. Yanınızda getirdiğiniz söz yüzüklerini takıyorsunuz ve nişan için bir tarih belirliyorsunuz. Geceyi bu şekilde atlatmanız gerekiyor. Tabii naz olayına girip "Bir düşünelim" diyebilirler ya da kızın babası ters çıkıp "nereden buldun" yasasını yürürlüğe koyabilir. Böyle bir soru karşısında en temiz cevap "Annem hamamda görmüş, beğenmiş" türünden geleneksel bir yaklaşımdır.


Nişan

Alyansları alma zamanı geldi. Adetlere göre kız tarafı erkeğin, erkek tarafı ise kızın alyansını alıyor. Ama bu şart değil; isterseniz anlaşıp her iki tarafın alyansını da siz alabilirsiniz. Sorumluluğunuz burada bitiyor, çünkü adetlerimize göre nişanı tamamen kız tarafı yapıyor. Size düşen temiz temiz traş olup, şık bir takım giyerek nişanın yapılacağı yerde bulunmak ve başınızdaki düğün kâbusunu unutmaya çalışmak! Bu arada takı olayını da gözardı etmemek gerekiyor tabii. Nişanda sizinkiler ona, onunkiler de size birşeyler takmalı. Sizinkiler ne takar bilemem ama, onunkilerden şöyle pahalı bir saat bekleyebilirsiniz.


Nişan Bohçası

Nişandan sonra aileler birbirlerine nişan bohçası yollarlar. Bunun içinde babaya bir çift terlik, gömlek, pijama, anneye bir kat elbiselik, terlik, kardeşlere ufak tefek hediyeler bulunur. Sırf bu konuda uzmanlaşmış yerler var. En şık haliyle bir nişan bohçası ve muhteviyatını buralardan edinebilirsiniz.


Kına Gecesi

Bir dönem unutulup sonra yeniden hatırlanan geleneklerden biri. Sadece kadınların katıldığı bir eğlence. Düğünden bir gün önce, kız tarafı düzenliyor ve sizin aileden sadece anneniz ve kız kardeşleriniz davet ediliyor. Kaynananın geline bir altın takması gerekiyor. Nişanlınızın maymun edilmesi sözkonusu.

Yoğurt Makinesi mi?

Sırada alışveriş ve evin döşenmesi var. Paylaşım şöyle: Yatak odası, mutfak ve banyo komple kız tarafına, misafir odası ve yemek odası da erkek tarafına düşüyor. Beyaz eşya paylaşılıyor. Bu durumda erkek olarak yoğurt makinesi, misafir tenceresi, teflon çırpma teli gibi ıvır zıvırla uğraşmak zorunda değilsiniz. Alışverişte dikkat etmeniz gereken en önemli nokta, aile büyüklerini işe karıştırmamak. Yoksa koltukların renginden, kültablasının desenine kadar herşeyi onlar seçer ya da kavga çıkartırlar...

Kadın ve evlilik dergileri alışveriş konusunda listeler hazırlayıp kızlara sunuyor. Burada ampülden tornavidaya eve alınacak herşeyin listesi oluyor. Gelin eline böyle bir liste geçirdiyse, vay halinize! Evlenmeden üç ay önce iki çift şirin misafir terliğine bile sahip olabilirsiniz!


Nereyi İmzalıyorduk?

Nikah, sevgilinizle sizin birlikte yaşamak için bir sözleşmeye imza atması anlamına gelir. Yani ikiniz biraraya gelip "kurumlaşırsınız". Deftere attığınız imza sizi bir anda "müessese" mertebesine çıkarır. Birbirinize karşı sorumluluklarınız "yüce Türk adaleti"nin ilgi alanına girer. Bilmem anlatabiliyor muyum... Tabii bu noktaya gelmek için, bir sürü aşamadan geçmeniz gerekiyor. Öncelikle oturduğunuz semtin nikah memurluğuna başvuracaksınız. Başvuru sırasında yedişer fotoğraf, nüfus kağıdı fotokopisi ve ikinizin ikametgâh belgeleriniz isteniyor. Nikah memurluğunda size verilen evlendirme beyannamesini doldurup, ne zaman evlenmek istediğinizi belirtiyorsunuz. İşlem tamam. Nikah, belediyenin salonlarında yapılabildiği gibi, nikah memurunu kendi istediğiniz bir yere de çağırabiliyorsunuz. Nikah memurları bu iş için ayrıca ücret almıyorlar. Nikah deyince, şahitleri de unutmamak gerek. Birinci derece akrabaların, yani anne, baba, kardeşlerin nikah şahidi olması yasak.


Düğün Nedir? Nasıl Yapılır?

Sünnetinizden beri anneniz bu günü bekliyordu. Daha da kötüsü, kız annesinin "sünnet" gibi geçici bir mürüvvet imkânı da olmamıştı. Bu noktada artık yapabileceğiniz birşey yok. Sinirlerinize hakim olup düşüncelerinizi gerdek olayına yoğunlaştırın ve aile büyüklerinin kısaca "düğün" olarak tanımladığı bir dizi psikolojik işkence faaliyetine mümkün olduğunca göğüs germeye çalışın. Adetlerimize göre düğünün bütün masraflarını erkek tarafı karşılıyor.


Avukatım Nerede?

Öyle kolay değil! "Evlenmek" lafı bir kere ağzınızdan çıktı mı, hukuki yükümlülükleriniz de başlıyor. 46 sene meslekte olan ve Türkiye'nin en tecrübeli boşanma avukatlarından biri sayılan Fadıl Altop ile görüştük ve başınıza neler gelebileceğini öğrendik.


Evlenme Vaadi

Yasalarımıza göre "evlenme vaadiyle kızlık bozma" suçtur. Yani "evlilik" kelimesini ağzınıza almadan önce iki kez düşünmenizde fayda var. Eğer bir bakire ile "nasıl olsa evleneceğiz hayatım" diyerek yatarsanız ve sonra evlenmekten vazgeçerseniz, kız da evlenme teklifinizi şahitler aracılığıyla ispat ederse, bir seneden fazla hapis cezasına mahkum olmanız işten bile değil. Bu durumda ya hapis yatacak ya da kızla evleneceksiniz. Eğer evlenmeyi seçerseniz cezanız beş sene ertelenir. Bu beş sene zarfında evliliğiniz, sizin kusurunuza bağlı olarak bozulursa, hapsi boylarsınız! Hele bir de kız 18 yaşından küçükse, durum "ağır cezalık" bir hal alır ki, vay halinize!

Nişan

Evliliğe ilk adım olarak değerlendirildiği için sizin de, nişanlınızın da tazminat hakkınız doğuyor. Eğer taraflardan birinin "ağır kusuru" sonucu (yani yalan söyleme, evli olup bunu gizleme, yüz kızartıcı suç işleme vb.) nişan bozulursa, diğerinin maddi ve manevi tazminat davası açması mümkün. Avukatımız Fadıl Altop'a göre Türkiye'de nişanı bozan taraf genellikle erkeklermiş.


Mal Paylaşımı

Medeni kanunumuz evlilikten önce çiftlere mal paylaşımı konusunda iki seçenek sunuyor. İlki "Mal Birliği Rejimi" ki, evlenmeyle birlikte tarafların bütün mallarının, alacaklarının ve borçlarının ortak hale gelmesi demek. Sonuçta, kanunen karınızın kredi kartı borcunu ödemek zorunda kalıyorsunuz. İkincisi, "Mal Ayrılığı Rejimi" ki, bunda herkes kendi malından, borcundan ve alacağından sorumlu. Yani karınızın kredi kartı borcunu nasıl olsa ödeyeceksiniz ama, en azından hukuk sizi buna zorlamıyor.

Evlenmeden önce avukata gidip özellikle "Mal Birliği Rejimi" istemezseniz, kanunlar size otomatikman "Mal Ayrılığı Rejimi"ne göre davranıyor.


Kocanın Görevleri

İmzayı attıktan sonra birtakım yükümlülükleri de kabullenmiş oluyorsunuz. Yani;
Aile birliğinin barınma problemini çözeceğinize,
İaşesini (geçimini) sağlayacağınıza,
Sağlık sorunlarını halledeceğinize,
Giyim, kuşam ve medeni insana yakışır bir hayat standardı sağlayacağınıza,
Sadık olacacağınıza ve de
Kuşunuzu sağlıklı ve sorunsuz olarak uçurmaya özen göstereceğinize dair söz vermiş oluyorsunuz.
Bunları aksattığınız zaman, "kocalık görevlerini yerine getirememiş" durumuna düşüyorsunuz. Bu da bir boşanma sebebi.


Boşanma

Evlendiniz ve diyelim ki anlaştığınız tek konu, bir an önce boşanmak istediğiniz oldu (şiddetli geçimsizlik durumu)... I-ıh! Bizim kanunlarımız anlaşmalı boşanmaya ancak evliliğin üzerinden bir yıl geçtikten sonra izin veriyor.


N'olucak Şimdi?

Teorik olarak biz kerevetine çıkacağız. Gökten üç elma düşecek; biri evlenenlerin, biri benim, sonuncusu da bu yazıyı okuyanların başına... Pratikte ise, üç elmayla sıyıracak kadar şanslı olmayabilirsiniz. Yazının en başından buraya kadar uyumadan gelmeyi başarmış okuyucular hatırlayacaktır; evlilik, siz ve eşinizden ayrı, kendine özgü ve değişken bir varlık olarak görülmeli, özen gösterilmeli, zaman ayrılmalı vs. Uzmanımız Armağan Samancı'ya göre evliliğin ilk yılları hem en zor hem de en önemli dönem. Temel bir kez sağlam atıldı mı, evlilik kolay kolay yıkılmıyor. İlk birkaç yıl içinde iki ayrı bireyin birlikte yaşamaya alışması sözkonusu. En büyük problemler de buradan çıkıyor zaten. Mesela o su damlası gibi duru ve narin peri kızının (eşiniz yani) bir gün ishal olup, felaket sesler ve kokular çıkararak hacet görmesi sözkonusu olabilir... Tuvaletten çıktığında onu hâlâ su damlası gibi duru ve narin bir peri kızı olarak görmeye devam edebilmeniz gerekiyor. Dr. Samancı'ya göre ne ekonomik koşullar ne de aileler arası sosyal uyumsuzluk evlilikleri yıkabilecek güçte engeller değil. Evliliği yıkan, sadece, duygusallığın kaybedilmesi.


Gelenekler ve Görenekler

Hindistan'da ev içinde yalın ayak dolaşmak adetten olduğu için Uttar Pradesh ve Rajasthanlı kadınlar alyanslarını ayaklarına takıyorlar. Damadın ailesi bu yüzükleri geline hediye ediyor. Eğer koca kadından önce ölürse, yüzükler geri alınıyor. Rajahstan'da aileler kızlarını henüz bir yaşındayken evlendiriyorlar. Çünkü gelinin yaşı ne kadar küçükse, damada ödeyeceği para da o kadar az oluyor. Üstelik kız buluğ çağında kocasının evine taşındığı için, ailesi eğitim masrafından da kurtuluyor.

Japonya'da nişanlı çiftlerin birbirlerine verdikleri en anlamlı hediye, "surume" adı verilen kurutulmuş kalamar. Surumeyi uzun uzun çiğnemek çiftin birbirini gerçekten anladığını simgeliyor.

Paraguay'daki Nivacle kızılderilileri evlilik teklifini kadınlara bırakmışlar. Kız hoşlandığı adama evlenme teklif ediyor. Eğer aynı adamdan iki kız birden hoşlanıyorsa, kavga ediyorlar. Dövüşü kazanan damadı götürüyor.

Sri Lanka'da aileler çocuklarına uygun bir eş bulmanın en iyi yolunun gazete ilanları olduğuna inanıyorlar.

Amerika'da orta yaşlı bekar erkekler eşlerini genellikle kataloglardan seçmeye başladılar. Latin Amerika, Güneydoğu Asya ve Doğu Avrupa kökenli güzellerin yeraldığı kataloglar yoluyla her yıl en az ikibin erkek evleniyor.
 
sen bunları yazıosun burda ama sonra ewde kalırsın bak benden sölemesi :)
 
neyini düşünücem yaaa seviyorsam o da beni seviyorsa ikimizde inanıyorsak evlenirim.neden düşüneyim ki ???
 
pardon su alttaki mutluluk resminizi görmedim :)
 
SEPTAGH' Alıntı:
neyini düşünücem yaaa seviyorsam o da beni seviyorsa ikimizde inanıyorsak evlenirim.neden düşüneyim ki ???


düşünmüyorsunuz ki zaten faaliyetler başladı :) bende gelecem düğüne :p
 
iSpiYonCu' Alıntı:
sen bunları yazıosun burda ama sonra ewde kalırsın bak benden sölemesi :)


hiçç tasalanmaaa evdee kalmam ben zaten evlenmek üzereyimm septagh la oyüzden konuylaa ilgili yorum yapıcaksan yap yoksa bosuna msj yazmak içinn geyik yapmaa arkadaşım.
 
hahaha bi de gelmesiydin beaa:):)elbette gelecen:)
 
gözüm içimi kararttın evde kalırsam yanına gelicem haaa
 
xxl' Alıntı:
gözüm içimi kararttın evde kalırsam yanına gelicem haaa

sen bana gel senin ilacın bende...
 
hahahaha bende seple mydonoz sanmıştım :)

neyse
Problem çözüyor mu?

Pireyi deve yapan kadın, en son evleneceğiniz kadın olmalı... Siz karşılıklı sorun üretmek için değil, mutlu olmak için evleniyorsunuz. (Mansur'a göre, "problem çözen kadın" 200 yıl sonrasına ait bir bilim-kurgu mitinden başka bir şey değilmiş... Ama tabii bu sizin şevkinizi kırmasın.)

böle bi kadın yok dünyada daha.... mansur haklı :eek:
 
"kesinlikle evlenin, karınız iyiyse mutlu olursunuz, karınız kötüyse filozof olursunuz"
sokrates
 
daha bunları dusunmek ıcın coq erken...hehe...:D
 
Bende şöyle bir yaklaşım yapayım evli bir insan olarak :D aşk+sevgi uğruna evlenmeyin yolda kalırsınız..kültür,müzik,sinema türü,mantık,konulara yaklaşım bunlar çok önemli benden hatırlatması eğer bunları aranızda paylaşıyorsanız ruhsal olarak birbirinize benziyorsanız bu iş yürür aksi takdirde ayrılık yakındır :)evliliği temeller üzerine kurmak gerekiyor.Özellikle yeniden hatırlatayım Belli bir zaman sonra aşk,sevgi bitiyor eğer bitmez diyen insan varsa yalan söyler.....
 
allah bir yastıkta koçatsın nedim ki? başka
 
sırada chamfer,sevencloves,reactor ,silverghost var thecrown zaten ewli:):) Onları da everecez::):)
 
HADİ EVLENECEKSİN diyelim kına gecesi sadıç gerekiyor peki o ne yapıyor bilen varmı?varsa yazsın
 
ayhanriza ard arda cevaplar yazma
mümkünse editle bir cevabını
siliyorum
 
la ben 15 yasında kızı bakirelikini aldım şimdi ben hapsi boylucammı :S :D gülerim :mad:
 
Geri
Üst