Evet Türkiye’de din özgürlüğü kısıtlıdır

Türkiyede din özgürlüğü sorunu vardır.

Aksine Başta Önder Sav ve CHP lilerin yaptığı gibi dine hakaret etme özgürlüğü vardır.

Dünyada hiç bir ülkede uygulanmayan Üniversitelerde başörtüsü yasağıının sadece Türkiye uygulanması sanırım bizim nekadar özgürlükçü olduğumuzun belgesidir!!!
 
Yazıklar olsun... Şehitlerimizin kemiikleri sızlatıyorsunuz. Onlar biz özgürce yaşayalım diye mukaddes canlarını seve seve verdi. Ama siz yunanların rusların ingilizlerin yapadıklarını yapmaya çalısıyorsunuz. Kardeşim bu ülkede eğitim hakkını Allah'a inananıda almakta özgürdür, inanmayanıda. Eğer bu böyle olmuyorsa bu işte bi yanlışlık vardır. Kimse konuyu başka yönlere saptırmasın ne alakası var camilerle kiliselerle. Devlet halkı için kilise de camide yapmak zorundadır, onun içini doldurmak toplumu kalmış içi boş diye eleştiremezsin. Bunlarında türbanla hiç alakası yok... Bu konuda bilinçsizce konuşan arkadaşlarada sadece şunu hatırlatmak istiyorum bu dünya da kimse baki değildir. BİR GÜN MUHAKKAK HER CANLI ÖLÜMÜ TADACAKTIR...
 
madem özgür deil bir bakan olarak hele iktidar partisinin bir bakani olarak türkiyede olayi cözselerdi türk insanlarıyla.. gidip bi halta yaramayan ülkelere türkiyeyi şikayet etmeselerdi.. kopan kıyamet bundan.. biz kimsenin sömürüsü deiliz kimse bize karisamaz.. bizim iç işlerimize yada bizlerden başka türkiyede yaşayan insanlarımızdan ve türk milletinden başka kimse bize karısamaz karısmamalı.. ama senin o bakanın ne yapti türkiyeyi türk insanını atatürkü satti.. gitti bizi avrupaya şikayet etti.. türkiye cumhuriyetini küçülttü türkiye cumhuriyeti vatandaşlarını türkleri kirletti ezdi geçti.. okadar özgür olmak istiyorsa burayı beyenmiyorsa gitsin avrupada yaşasın dinini...!!!!! bukadar basit...

gorduk hukumetın cozum arayısına anayasa mahkemesınden gelen karsılıgı.
madem bu ulkede egemenlık kayıtsız sartsız mılletın. madem ki demokrasi var. iktidar demek halkın buyuk cogunlugu demek ıktıdarda halkın ıstegı olan bas ortusunu serbest bırakmak ıcın yasa yaptı anayasa mahkemesı ıptal ettı yanı halkı hıce saydı. halkın ıstedıgı olmuyorsa nerde demokrası nerde ozgurluk.
 
niye böyle dar düşünüyorsunuz bizim istediğimiz sadece başörtüsü veya türban kara çarşaf deil ama siz tabii her zamanki gibi bunu abartıp yok laiklik elden gidio yok seriat gelcek.. la havleee.....sen afedersin oranı buranı acıyorsun biz bişey diyormuyuz? hayır...ama siz bizim her b.kumuza karısıyorsunuz ...laiklikte laiklik alın zaten karar kabul edilmedi kına yakın...
ben istemiyorum sizin kolunuzu bacagnızı görmek zorundamıım?




siz her seyden sikayet ediorsunuz biz bişe dioz mu 50 senedir chpde adam yazıkkk

Zaten Senin Gibi Düşünenler Bizi Avrupaya Şikayet Edior...Kardeşim Din Demek Türban Demek Değildir Sizde Bu Yönden Dar Düşünüyorsunuz... Ne Yani Türban Takmayanlar Gavurmu ?
 
Türban Takmayanlar Gavurmu ? haşa, öyle olamaz ve denemez.takan da takmayanda kardeşimizdir.
ancak takanları yobaz ve gerici görmek gavurluğa adım atmaya teşebbüs olabilir
 
Bir dakika ya. Bu "Laiklik" dediğimiz şeyin kaç anlamı var. Kişiden kişiye, ülkeden ülkeye değişiyor mu?
Yoksa ABD, Fransa, İngiltere gibi ülkelerde ayrı bizde ayrı mı? Türk laikliği diye bir kavram var mı?
 
Bir dakika ya. Bu "Laiklik" dediğimiz şeyin kaç anlamı var. Kişiden kişiye, ülkeden ülkeye değişiyor mu?
Yoksa ABD, Fransa, İngiltere gibi ülkelerde ayrı bizde ayrı mı? Türk laikliği diye bir kavram var mı?

Laik harfi Yunanca laos ismi ve laikos sıfatından gelir, Latincesi laicus’tur. Laos: halk, kalabalık, kitle demektir ve zıddı kleros’tur. Laikos: halka ait, ruhban olmayan demektir (Sinanoğlu: 1, 2). Laicus: dinsel olmayan, demektir ve Osmanlıcada bu terim ladini ile karşılanmış fakat bu tutmamış, Fransızca laik kelimesi Türkçeye girmiştir (Altındal, 1986: 25). Laos/kleros karşıtlığı MÖ 3. yüzyılda, şeriat yönetimlerindeki iki sınıfı belirtmek üzere kullanılmıştır. Hıristiyanlığın ilk yüzyılından itibaren kilise adamlarına klerikoi (Latince clerici), bunların dışında kalanlara laikoi (Latince laici) denilmiştir. Bu adlandırma, ruhani ve cismani bir ikiliğe de işaret eder. Yeniçağda laik terimi, felsefi ve hukuki, siyasal bir anlamla genişleyerek devlet ve din ilişkilerine ait bir tarzı ifade etmeye başlamıştır (Özek: 1-5). Fransa’da 3. cumhuriyette laicisme kelimesi dile girmiştir (Poroy, Laiklik I). İngilizcede, papazdan başka bütün halka lay, laity denir ve laic, secular kelimeleri de cismaniliği ifade eder. Latince saecularis’ten gelen secular, özellikle İngiliz ve Alman toplumunda kullanılır.

Kavramı felsefi açıdan tanımlayanlara göre laiklik “insana, insan aklına, beşerin ebedi tekamülüne iman getirmektir.” Buna göre, laik devletin dine karşı oluşu ile tarafsız olması arasında bir fark görmeyenler, dinle ilgisi olmayan anlamının hepsini dinsizlik olarak tanımlamışlardır (Bayur, Laiklik I). Bazı düşünürler insan eylemlerini dinli, dinsiz, dindışı şeklinde üçe ayırmışlar, buna örnek olarak ibadet etmeyi dinli, dindarları hor görmeyi dinsiz, yürümek konuşmak gibi eylemleri dindışı olarak görmüşlerdir.

Siyasi anlamı üzerindeki tartışmalarda ise laiklik, liberalizmin dini kaynağı sayılır ve siyasi kudretin dini kudretten ayrılmasını ifade eder. Teokratik devletten demokrasiye geçerken devlet otoritesiyle din otoritesi sınırlandırılmış, laiklik klasik demokrasinin gerekliliğinin bir icabı olmuştur. Buna göre kavram, çağdaşlaşma ve insan hakları ile yakın bağlantılıdır. Buna mukabil, İsrail gibi bir din devletinde de demokrasi 1948 senesinden beri hiçbir askeri darbe ile kesintiye uğramadan başarıyla uygulanmaktadır.

Hukuki tanımlara göreyse en yaygın tanım, devlet ile din işlerinin ayrılmasıdır. Devlet, bir dine inanıp inanmama meselesini özel bir problem sayar, fertlerinin sadece maddi yönüyle ilgilenir, kendisi devlet olarak hiçbir dini taşımaz, hiçbir dini ayine iştirak etmez, fakat fertlerin her türlü dini serbestliklerini kabul eder. Devlet, dini esaslara dayanan kanunlar yapamayacağı gibi, bütün dinlere eşit mesafede durur ve hiçbir şekilde dinlerin ibadet hüküm ve kurallarına müdahale edemez. Bununla birlikte dinlerin amme düzenini bozacak davranışlarını da önlemekle yükümlüdür (Başgil: 5, Onar: 563).

Kavramın tarihsel gelişimi Katolik Avrupa ile Anglosakson Avrupa arasında bir nüans yaratmıştır. Katolik ülkeler laik, diğerleri sekülerdir. Laik ülkelerde daha çok din devletin denetimi altındadır; buna mukabil seküler ülkelerde din ile devlet özerk iki alandır (Altındal, 1986: 26). Protestan ve Anglikan ülkelerdeki sekülarizm, günlük hayatı belirleyen dünyevi bir yaşama tarzını ifade eder ve dünyevi işlerde dini dışarda bırakmak anlamını edinir. Bu ülkelerde milli kiliselerin Roma Kilisesinden ayrılmışlığı, Kraldan ayrı özerk kurum oluşu da kavrama etkinlik kazandırmıştır. Bu aynı zamanda uluslaşma ve burjuvazinin ortaya çıkışıyla da ilgilidir. Laikliğin Bizans sezaropapismine ve elitist hakimiyete, sekülarizmin ise Roma paganlığına ve vicdan özgürlüğüne yakın olduğu belirtilmiştir (Altındal, age).

Devlet ve din arasındaki ilişkilere bir temel sağlayan laiklik, bu ilişkiler açısından üç özellik gösterir: Devlet dine bağlıdır (teokrasi, Tibet); din devlete bağlıdır (imparatorluk, Bizans, Osmanlı, İngiltere, Rusya); ikisi de özerktir (demokrasi, ABD, Avustralya, Belçika) (Poroy, 1951). Laik devleti Duguit şöyle tanımlar: “Din konusunda kendisi tarafsız olup, mensupları bir dini taşımakla birlikte kendisi devlet olmakla hiçbir dini özellik göstermeyen ve hiçbir din ayini yapmayan ve kendi namına yaptırmayan devlet.” (Poroy, aynı yer, 20). Bugün bütün dünyada, cismani ve ruhani ayrılık anlamındaki temel ilkeler kabul görmekle birlikte, her devletin toplumuna ve kültürüne has özellikler de kavrama girmiştir. Türkiye’de laik devlet ile Müslüman toplum arasında cumhuriyetin kuruluşundan beri bir gerilim vardır ve devletin özel siyasal bir kavramı olan irtica kavramı, laiklikle birlikte anılır olmuştur. Devlete göre irtica, dinin sahtesi ve taassuptur (Daver, 1955: 10). İrtica kavramının hukuki mi ideolojik mi olduğu tartışmalıdır. Atatürk’e göre “her faydalı ve yeni şeye karşı çıkmak irticadır” (Aydemir, 3). İrtica, devletin laikleşmesiyle ilgili olarak kanun koyucunun hukuki normlarına aykırı hareketler, devletin dayandığı ana değerlere aykırı görüşleri bu açıdan etiketlemesi şeklinde tanımlanmakla beraber, dini kamuoyundaki dini vecibeleri yerine getirme davranışları ile bu anlayış sıklıkla karıştırılmakta, hatta seçimle işbaşına gelse dahi eğer bu aykırılık görülürse devlet en başta ordu kurumu olmak üzere müdahale edebilmektedir. Burada devlet, demokratik açıdan her türlü düşünceye geçit verse bile, bu düşüncelerin dine dayanıp dayanmadığı noktasında laikliğe aykırı hareketler kapsamında irticayı temel terim olarak benimsemiştir (Batuhan, 1959). Felsefi açıdan ise laikliğe karşı taassup (yobazlık) kavramı, bir fikir ve inanç tekelciliğini ifade eder. Taassup bir kimsenin, bir kurumun, bir zümrenin kendi mutlak sandığı dar görüşlü düşünce ve inançlarını başkalarına kabul ettirmek istemesi, hatta zor kullanmasıdır.
 
Bir dakika ya. Bu "Laiklik" dediğimiz şeyin kaç anlamı var. Kişiden kişiye, ülkeden ülkeye değişiyor mu?
Yoksa ABD, Fransa, İngiltere gibi ülkelerde ayrı bizde ayrı mı? Türk laikliği diye bir kavram var mı?

evet var.
chp nasıl anlıyorsa laiklik öyledir:durdurun
kanadoğlu nasıl anlıyorsa laiklik öyledir:durdurun
yargıtay nasıl anlıyorsa laiklik öyledir:durdurun
aym nasıl anlıyorsa laiklik öyledir:durdurun

halkın nasıl anladığı önemli değildir.:vur
 
evet var.
chp nasıl anlıyorsa laiklik öyledir:durdurun
kanadoğlu nasıl anlıyorsa laiklik öyledir:durdurun
yargıtay nasıl anlıyorsa laiklik öyledir:durdurun
aym nasıl anlıyorsa laiklik öyledir:durdurun

halkın nasıl anladığı önemli değildir.:vur

İnsanlar Laikliği İşine Geldiği Gibi Anlar Çoğu Zaman....Laiklik Evrensel Bir Kavramdır....Hani Vardır Ya Çok Klasik Bir Tanım Din Ve Devlet İşlerinin Birbirinden Ayrılması...İşte Bu Laikliğin Evrensel Tanımıdır.
 
anayasa mahkemesinin 1983 yılındaki bir kararında laiklik türkiyedeki uygulamalarıyla diğer ülkelere benzetilemez ve evrensel tanımı yoktur. demişti
 
"LoNGBoWMaN" arkadaşa teşekkür ediyorum. Cahilliğime verin laikliği biliyordum ama bu kadar derin değil. Türkiyedeki laikliğe felsefi açıdan mı, siyasi açıdan mı yoksa hukuki açıdan mı yaklaşacağız.
Ayrıca Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu diye övündüğümüz( gerçekten övünüyorum ve seviyorum) Atatürk'ün devrinde laikliğe nasıl bakılmış? Nasıl uygulanmış.
"farabi027" arkadaşın verdiği bilgiye göre (özellikle 1983'e takıldım) o zaman mı değiştirilmiş.

"farabi027"
"anayasa mahkemesinin 1983 yılındaki bir kararında laiklik türkiyedeki uygulamalarıyla diğer ülkelere benzetilemez ve evrensel tanımı yoktur."
Gerçekten doğru mu? Araştırdın mı? Kulaktan duyma mı?
 
Anayasa Mahkemesi Kararı

Esas Sayısı : 1983/2 (Parti Kapatma)

Karar Sayısı : 1983/2

Karar Günü : 25.10.1983

Davacı : Cumhuriyet Başsavcılığı

Davalı : Huzur Partisi

".............Yapılan araştırma ve incelemelerin ortaya koyduğu veriler, Türkiye’deki lâiklik ilkesinin anlamıyla uygulamasının hiçbir sosyalist ülkedeki lâiklik anlayışı ile ilgi ve ilişkisi olmadığını, batıdaki Hıristiyan ülkelerin lâiklik anlayışından da farklı bir yapı ve düşünce biçimine sahip olduğunu açıklamaktadır.

Lâikliğin, dinle devlet ilişkilerini düzenleyen bir ilke olması nedeniyle, her ülkenin içinde bulunduğu ve her dinin bünyesini oluşturan koşullardan esinleneceği, bu koşullar arasındaki üyum ya da uyumsuzluğun lâiklik anlayışına da yansıyarak farklı ve değişik modelleri ortaya çıkarması doğal sayılmalıdır.
Hukuki yönden ve klasik anlamda lâiklik, dinle devlet işlerinin birbirinden ayrılması anlamına gelmektedir. Buna rağmen, Hıristiyan ve İslâm dinlerinin koşulları, inanç ve gerekleri aynı olmadığından, ülkemizde ve batı ülkelerinde oluşan durumlar ve ortaya çıkan sonuçlar birbirinin aynı olmamış, aksine büyük farklılıklar göstermiştir. Dini ve din anlayışı tamamen farklı olan hir ülkenin, lâikliği, o ülke batı medeniyetine açık olsa dahi batı ülkelerdeki anlayış içinde benimsemesi esasen düşünülemez ve beklenemez. Bu durum, koşullar ve kurallar arasındaki farklılıkların doğal bir sonucu olarak görülmelidir. Kaldıki, aynı dini benimseyen batı ülkelerinde dahi devletlerin lâiklik anlayışı birbirinin aynı olmamıştır........"

diye birşeyler var. Uzun süredir okuyorum. Uzun bir karar. O zamanki Anayasa Mahkemesi üyeleri böyle düşünmüş.
Peki laikliğin ülkemiz koşullarına nasıl uygulanacağı, kriterlerinin ne olacağı konusunda otorite Anayasa Mahkemesi mi?
Laikliğe ait bu kıstasları kim belirliyor?
 
Doğruyu söyleyen dokuz köyden kovulur.
Kim kalkıp da Türkiyede insanlar dinini özgürce yaşayabiliyor Allah aşkına. Onu bırakın, insanlar tarafı olduğu siyasi görüşü açık açık söylüyemiyor, istediği takımın formasını rahat giyemiyor, cinsel tercihini belli edemiyor vs. vs.

Ayrıca başörtüsünün Kuranın emri olduğunu bilmeyen ve tarih hakkında iki gram bilgiye sahip olmayanlar da lütfen din özgürlüğü hakkında konuşmasın.

Kur'an da bana gösterebilirmisin emir nerede ?kaldıki din ve tarih konusunda çok bilgilisinki Kuran yazışından anlaşılıyor.???
 
Sana Namaz Kılma Oruç Tutma Amman Sakın Dua Etme Diyen Varmı ? Bütün Derdiniz Türban...Bu Tür İnsanların Tek Odağı Türban Oldu ....Yasalarca Belirlenmiş Girilmicek Kardesim Diye ... Sen Kimsinde T.C Anayasasına Karşı Cıkacaksın...Sırf Bir Bez Parçası Yüzünden Türkiyede Özgürlük Yokmuş Pehh
 
Ya işte buna kızıyorum ben de , Hadislerde geçiyor bir ülke eğer tam özgür değilse dini vecibelerden muaf sayılır , vatanı kurtarmak herşeyden önce gelir , dinden bile önce gelir.
 
Geri
Üst