Evde son sözü kim söylemeli?

eftalya

Deniz Kızı
Altın Üye
Katılım
2 Ağu 2008
Mesajlar
13,644
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Almanya
Erkek olduğum için güçlüyüm. öyleyse evde son sözü ben söylerim!!!!


"Bu evde son sözü ben söylerim." dedi oldukça eğitimli olan evin beyi. Hanım sakince, "Neden?" diye sordu. "Çünkü ben erkeğim." diye cevapladı bey." "Peki bu ev ikimizin değil mi? Sen-ben farklı mıyız?" diyen hanımın sözü yarıda kesildi: "İtiraz istemem. Bu evde son sözü ben söylerim, işte bu kadar."

Ne yazık ki, çoğu ailelerde yaşanıyor bu dram. Daha doğrusu erkeklerin ekserisi, "Erkek olduğum için güçlüyüm. öyleyse evde son sözü ben söylerim." diyor. Bir nevi kadını yok sayıyor. Ya da ikinci plana atıyor. Nitekim "Elinin hamuruyla erkek işine karışma", "Saçın uzun aklın kısa" vb. sözler hep bu düşüncenin ürünü değil mi?

Peki ama böyle düşünen erkek, neden aklı kısa olan kadını hayat arkadaşı, can yoldaşı olarak seçiyor? Kadın sadece hamur yoğuran evin hizmetçisiyse neden ona 'eşim' diyor? Evlilik eşlerin güç çatışmasının yapıldığı arena mı? "Senin dediğin, benim dediğim olacak" savaşının verildiği meydan mı? Eğer bir evlilikte eşler birbirlerini ayrı birey olarak görür ve kendi güçlerini ispat etmeye kalkarsa o evliliğin durumu vahimdir. Bu savaşı veren eş, kendini gözden geçirmelidir.

Çünkü iki ayrı insan evlenerek bir aile kuruyor. Bir yuvada hayatlarını birleştiriyor. Ve bu beraberlikten "sen-ben" değil "biz" kavramı doğuyor. Eşler, "biz" dediği zaman ortak düşünüyor, ortak karar veriyor ve ortak mutluluğa imza atıyor. Bu kavramı kavrayamayan ve "evlilik cüzdan"larına "biz" kelimesini yazamayanlarsa, hiçbir ortak noktada buluşamadıkları için gerçek mutluluğu yakalayamıyorlar.

Güç çatışması depresyon yapıyor Erkek "bu evde son sözü ben söylerim" dediğinde "biz" kavramı ortadan kalkarak, erkeğin egemen olduğu, daha doğrusu kadını baskı altında tuttuğu bir aile ortaya çıkıyor.

Ya eşler arasında sürekli "benim dediğim olacak, haklıyım-haksızsın" tartışması yaşanıyor. Ya da kadın tartışmadan kaçarak iç dünyasına kapanıyor. Sıkıntılarını içine atıyor. Kendisini ciddiye alınmayan, işe yaramayan birisi olarak görerek yalnızlık hissediyor. Çoğu zaman da günümüzün hastalığı olan depresyona giriyor.

Oysa, erkek zaten güçlüdür. Gücünü ispat etmek için çalışmasına gerek yoktur. Böyle davrandığı zaman kendisinin ellerine teslim edilen kutsal emanete zarar veriyor. Acaba o kutsal emaneti elde tutmak mı güçlülük? Yoksa yere çalıp parçalamak mı?

Hepimiz biliriz ki, kıymetli bir şey güçsüz bir çocuğa değil, güçlü bir insana verilir. Zaten erkek güçlü olmasa kadın, kutsal bir emanet olarak ona verilir miydi? Neden polis camiasına "emniyet güçleri" deniliyor ve ellerine silah veriliyor ki? Vatandaşın güvenliğini korumak için değil mi? Peki polis kendisine verilen o silahla halkı korkutarak "bakın ben güçlüyüm" mü diyor? Yoksa aynı silahı, halkı hırsızlara, canilere ve kötülere karşı korumak için mi kullanıyor? Şayet elindeki silahı halka kullanırsa cani, onları korumak için kullanırsa "kahraman" olur.

Tıpkı bunun gibi, erkek elindeki güç silahını eşine karşı kullanırsa o cani, eşini korumak kollamak ve onu mutlu etmek için kullanırsa iyilik meleği, şefkat abidesi ve eşinin gözbebeği olur.

Gülay Atasoy


 
Çok yerinde tespitlerde bulunmuş yazar
Ama ne yazık ki toplumumuzun bir kısmında bu tarz düşünceleri yıkmak cidden büyük bir mesele
 
bence böyle bir cümleyi kuruyorsa o aile henuz aile olamamış demektir ..

evde son cümle diye bir mantık bence her iki cins içinde bir ego gösterisinden başka bir şey değildir...
her ne kadar söyledklerim teori de olsa öyle birini secmeliyiz ki verdigimiz kararlar bile aynı olmalı değilse de ya o ya da biz adım atmayı bilmeliiz diye düşünüyorum :) tşkler konu için Ceylan' ım ellerine sağlık
 
KİM MANTIKLI DÜŞÜNÜYORSA O OLMALI ama erkek de sözünü geçirmeli hani :)
 
- şu çoraplarını sağa sola fırlatıp durma.
- peki hayatım.
-----------------------
- daha yeni süpürdüm buraları, hemen çekirdek kabuğu dökmüşsün, bıktım be senden.
- sinirlenme aşkım.

Belli yanı kımın soyledıgı : )
 
Tabiki ben söylerim.

Peki aşkım :vur :durdurun
 
Tabiki ben söylerim.

Peki aşkım :vur :durdurun

bu haLe geLmiş oLamazsın murat abi=)

bence doğru oLan seçenek bir tanedir ve o doğruyu kim söyLüyorsa onun dediği oLsun
kompLeksLi biri değiLim :durdurun
 
KnowN Taßiki :durdurun
 
bu haLe geLmiş oLamazsın murat abi=)

bence doğru oLan seçenek bir tanedir ve o doğruyu kim söyLüyorsa onun dediği oLsun
kompLeksLi biri değiLim :durdurun


Bunun doğrusu yanlışı olmaz.
Kapıdan içeri adımını attığın anda evde tek bir gerçek vardır. Oda kadının sözünün geçtiğidir :)



Bununla ilgili bir fıkra vardı.

Bir gun aslan hızlı adımlarla yolda giderken bir öküze rastlar

Öküz aslana:
- Hayırdır, böyle telaşlı telaşlı nereye gidiyorsun? diye sorar

Aslan cevaplar:
- Eve gidiyorum.

Öküz aslanın telaşına anlm veremez ve aslana takılmaya başlar.

- Ne o aslan kardeş, yoksa hanımındanmı korkuyorsun? Bak ben hiç korkuyormuyum? der

Aslan cevabı yapıştırır.

-Tabii korkmazsın, çünkü seni evde bir inek bekliyor; ama beni dişi bir aslan bekliyor...


Mutlu ve huzurlu aileleri inceledigimizde hepsinde görülen en önemli özellik, aile resii olan erkeğin eşine ve çocuklarına olan bağlılığıdır.
İşten çıkınca bir an önc evine gitmek isteyen ya da evine gittiğinde ev işlerinde eşine yardım etmeye çalışan erkekler, istediği saatte evine giden ve evine gidince hiçbir işe elini sürmeyen erkekler tarafından yadırganmaktadırlar.
Ancak evine bağlı kişilerin aileleri dah amutlu olurken, bu konuyu fazla önemsemeyen kişilerin ailelerinde mutluluğu yakalamaları daha güç olmaktadır.

Hayatın müşterek olduğunu unutmadan ailemizle nitelikli bir beraberliği paylaşmalı ve mutluluğu evimizde aramaliyiz.

Mutluluk denen degerli elmasi dunyanin dort bir yerinde arayanlar bulamazken,
evlerinde arayanlar ellerinde bulurlar...


:huh: :huh: :huh: :durdurun
 
abi ne yaptın ya??
bizi evLiLiKten soğutacaksın=)
 
Geri
Üst