chuckies
_-€X-_
EVANESCENCE İngilizce-Türkce
BRING ME TO LIFE
How can you see into my eyes like open doors
Leading you down into my core
Nasıl bakabiliyorsun gözlerimin içine,
Seni özüme doğru götüren açık kapılar gibi
Where I've become so numb without a soul my spirit sleeping somewhere cold
Can taşımadan bezdiğim bu yerlerde ruhum soğuklarda uyumaktaydı
Until you find it there and
Lead it back home wake me up inside
Sen onu oralarda bulana kadar,
Yuvasına geri götürüne kadar,
İçimi uyandırana kadar
wake me up inside
İçimi uyandır
Call my name and save me from the dark
Seslen bana ve kurtar beni karanlıklardan
Bid my blood to run
Harekete geçir kanımı, aksın
Before i come undone
Save me from the nothing i've become
Yaşamamışlığım belirmeden,
Kurtar beni hiçliğimden
Now that I know what I'm without
Neyden mahrum kaldığımı şimdi anlıyorum
You can't just leave me
Beni hemen terk edemezsin
Breathe into me and make me real
İçime nefesini ver ve gerçek yap beni
Bring me to life
Hayata döndür beni
Frozen inside without your touch
Without your love darling
Only you are the life among the dead
Senin dokunuşların
Senin sevgin olmadan içim buz tutmuş gibi
Tüm bu ölüm arasında, tek sensin, hayat olan.
All this time I can't believe I couldn't see
İnanamıyorum nasıl göremedim bu kadar zaman
Kept in the dark but you were there in front of me
Karanlıkta yaşıyordum ama sen orda, önümdeydin.
I've been sleeping a thousand years it seems
Bin yıldır uyuyormuşum anlaşılan
Got to open my eyes to everything
Her şeye açmalıyım gözlerimi
Without a thought without a voice without a soul
Don't let me die here
beni ölüme terk etme
bir tek ses, bir tek düşünce olmayan bu yerde..
There must be something more
Daha fazlası yaşanmalı
bring me to life
Beni hayata döndür
MY LAST BREATH
Hold on to me love
Sarıl bana aşkım
You know I can't stay long
Çok kalamam, biliyorsun
All I wanted to say was I love you and I'm not afraid
Bütün söylemek istediğim seni sevdiğim ve korkmadığımdı.
Can you hear me?
Duyuyor musun beni
Can you feel me in your arms?
Hissedebiliyor musun kollarının arasında?
Holding my last breath
Son nefesimi tutarken,
Safe inside myself
Are all my thoughts of you
Kendi içimde güvenliyken
Seninle ilgili tüm düşüncelerim
Sweet raptured light it ends here tonight
Tatlı kendinden geçmiş ışık
bu, bu gece bitmekte
I'll miss the winter
Kışı özleyeceğim
A world of fragile things
Kırılgan şeylerin evrenini
Look for me in the white forest
Beni beyaz ormanda ara
Hiding in a hollow tree (come find me)
Oyuk bir ağacın içinde saklanırken (gel bul beni)
I know you hear me
Biliyorum duyuyorsun beni
I can taste it in your tears
Bunu tadıyorum gözyaşlarında
Holding my last breath
Son nefesimi tutarken,
Safe inside myself
Are all my thoughts of you
Kendi içimde güvenliyken
Seninle ilgili tüm düşüncelerim
Closing your eyes to disappear
Gözlerini kapatıyorsun gözden kaybolmak için
You pray your dreams will leave you here
Dua ediyorsun bıraksın diye seni hayallerin burada
But still you wake and know the truth
Yine de uyanıyorsun ve gerçeği biliyorsun
No one's there
Kimse yok orada
Say goodnight
İyi geceler de
Don't be afraid
Korkma
GOING UNDER
Now I will tell you what I've done for you
Şimdi sana senin için ne yaptığımı anlatacağım
50 thousand tears I've cried
50 bin gözyaşı döktüm
Screaming deceiving and bleeding for you
Senin için bağırarak aldatarak ve kanayarak
And you still won't hear me
Ve sen hala beni duymuyorsun
Going under
Dibe iniyorum
Don't want your hand this time I'll save myself
Bu kez ellerini istemiyorum, kendi kendimi kurtaracağım
Maybe I'll wake up for once
Belki bir kez uyanacağım
Not tormented daily defeated by you
Senin tarafından acı çektirilmemiş ve her gün yenilmemiş olarak
Just when I thought I'd reached the bottom
Tam dibe varmış olduğumu düşündüğüm sırada
I dive again
Yine dalıyorum
Nakarat :
[ I'm going under(going under)
Dibe iniyorum(dibe iniyorum)
Drowning in you(drowning in you)
Sende boğuluyorum(sende boğuluyorum)
I'm falling forever(falling forever)
Sonsuza dek düşüyorum(sonsuza dek düşüyorum)
I've got to break through
Harekete geçmeliyim
I'm going under
Dibe iniyorum ]
Blurring and stirring the truth and the lies
Bulandırıyor ve karıştırıyorum doğruyu ve yalanı
So I don't know what's real
Bu yüzden neyin gerçek olduğunu bilmiyorum
So I don't know what's real and what's not x2
Bu yüzden neyin gerçek neyin gerçek olmadığını bilmiyorum
Always confusing the thoughts in my head
Kafamdaki düşünceleri her zaman karıştırıyorum
So I can't trust myself anymore
Bu yüzden artık kendime güvenemiyorum
I dive again
Yine dalıyorum
Nakarat
So go on and scream
Devam et ve bağır
Scream at me so far away
Bağır bana çok uzaklardan
I won't be broken again
Tekrar kırılmayacağım
I've got to breathe I can't keep going under
Nefes almalıyım dibe inmeye devam edemem
I dive again
Yine dalıyorum
Tekrar kısım...
HELLO
Playground schoolbell rings, again
Oyun sahası okul zili çalıyor, yine
Rainclouds come to play, again
Yağmur bulutları oynamaya geliyor, yine
Has no one told you she's not breathing ?
Onun nefes almadığını sana kimse söylemdi mi?
Hello, I'm your mind, giving you someone to talk to...Hello...
Merhaba, ben senin zihninim, sana konuşacak birini veriyorum...Merhaba...
If I smile and don't believe
Eğer gülümsersem ve inanmazsam
Soon I know I'll wake from this dream
Biliyorum yakında bu rüyadan uyanacağım
Don't try to fix me
Beni tamir etmeye çalışma
I'm not broken
Ben kırık değilim
Hello, I'm the lie living for you so you can hide...
Merhaba, ben senin için yaşayan yalanım, böylece saklanabilirsin
*Don't cry...*
*Ağlama...*
Suddenly I know I'm not sleeping
Aniden, biliyorum ki uykuda değilimi
Hello, I'm still here, all that's left of yesterday...
Merhaba, Hala buradayım, dünden kalan tek şey...
MY IMMORTAL
I'm so tired of being here suppressed by all my childish fears
Burada, çocukça korkularım tarafından bastırılmış halde bulunmaktan çok yoruldum
And if you have to leave
Ve eğer gitmek zorundaysan
I wish that you would just leave
Hemen gitmeni dilerim
'Cause your presence still lingers here
Çünkü varlığının hala burada oyalanıyor(takılıp kalıyor)
And it won't leave me alone
Ve beni yalnız bırakmayacak
These wounds won't seem to heal
Bu yaralar iyileşecek gibi gözükmüyor.
This pain is just too real
Bu acı fazla gerçek
There's just too much that time cannot erase
Zamanın silemediği çok fazla şey var
Nakarat :
[ When you cried I'd wipe away all of your tears
Ağladığında, tüm gözyaşlarını silerdim
When you'd scream I'd fight away all of your fears
Çığlık attığında, tüm korkularınla savaşırdım
I held your hand through all of these years
Tüm bu yıllar boyunca elini tuttum.
But you still have all of me
Fakat hala bana tamamen sahipsin ]
You used to captivate me by your resonating light
Sen beni tınlayan ışığınla büyülerdin.
Now I'm bound by the life you left behind
Şimdi geride bıraktığın hayat tarafından bağlandım
Your face it haunts my once pleasant dreams
Yüzün, benim bir zamanlar tatlı olan rüyalarımı ziyaret ediyor
Your voice it chased away all the sanity in me
Sesin, tüm akıl sağlığımı kovaladı
These wounds won't seem to heal
Bu yaralar iyileşecek gibi gözükmüyor.
This pain is just too real
Bu acı fazla gerçek
There's just too much that time cannot erase
Zamanın silemediği çok fazla şey var
Nakarat
I've tried so hard to tell myself that you're gone
Kendime gittiğini söylemek için çok uğraştım
But though you're still with me
Ama hala benimle olmana rağmen
I've been alone all along
Baştan beri yalnızım
Nakarat
HAUNTED
Long lost words, whisper slowly, to me
Uzun ve kayıp sözleri yavaşça fısılda bana
Still can't find what keeps me here.
Hala beni burda tutan şeyi bulamıyorum
When all this time I've been so hollow, inside,
Bütün bu zaman boyunca hep şeffaf olduğumda, içimde,
(I know you're still there)
(Hala orada olduğunu biliyorum)
Watching me
Beni izliyorsun
Wanting me
Beni istiyorsun
I can feel you pull me down
Beni zayıflattığını hissedebiliyorum
Fearing you
Senden korkuyorum
Loving you
Seni seviyorum
I won't let you pull me down
Beni zayıflatmana izin vermeyeceğim
Hunting you, I can smell you-alive
Seni arıyorum, kokunu alabiliyorum-canlı
Your heart pounding in my head !
Kalbin kafamda küt küt atıyor!
Watching me wanting me
Beni izliyorsun beni istiyorsun
I can feel you pull me down
Beni zayıflattığını hissedebiliyorum
Saving me raping me
Beni kurtarıyorsun bana tecavüz ediyorsun
Watching me
Beni izliyorsun
TOURNIQUET
i tried to kill the pain
Acıyı yok etmek istedim
but only brought more
Ama sadece daha fazasını getirdim
i lay dying
Ölmek üzere yatıyorum
and i'm pouring crimson regret and betrayal
Ve kıpkırmızı bir pişmanlık ve ihanet akıtıyorum
i'm dying praying bleeding and screaming
Ölüyorum, dua ediyorum, kanıyorum ve bağırıyorum
am i too lost to be saved
Kurtarılamayacak kadar kayıp mıyım?
am i too lost?
Çok mu kayıbım
my God my tourniquet
Tanrım,
return to me salvation
Kurtuluşu bana geri ver
my God my tourniquet
Tanrım, sargı bezim
return to me salvation
Kurtuluşu bana geri ver
do you remember me
Beni hatırlıyor musun?
lost for so long
Çok uzun süredir kayıbım
will you be on the other side
Diğer tarafta olacak mısın?
or will you forget me
Ya da beni unutacak mısın?
i'm dying praying bleeding and screaming
Ölüyorum, dua ediyorum, kanıyorum ve bağırıyorum
am i too lost to be saved
Kurtarılamayacak kadar kayıpmıyım
am i too lost?
Çok mu kayıbım
Nakarat
my wounds cry for the grave
Yaralarım mezar için ağlıyor
my soul cries for deliverance
Ruhum kurtuluş için ağlıyor
will i be denied Christ
Red mi edileceğim Tanrım
tourniquet
Sargı bezi
my suicide
İntiharım
IMAGINARY
i linger in the doorway of alarm clock
Alarm saatinin kapı aralığından ayrılamıyorum
Ccreaming monsters calling my name
Canavarlar ismimi söylermiş gibi bağırıyor
let me stay
Kalmama izin ver
where the wind will whisper to me
Rüzgarın benim için fısıldayacağı yerde
where the raindrops as they're falling tell a story
Yağmur damlalarının düşerlerken bir hikayee anlattıkları yerde
in my field of paper flowers
Kağıt çiçeklerimin tarlasında
and candy clouds of lullaby
Ve ninninin tatlı bulutları
i lie inside myself for hours
Saatlerdir kendi içimde yatıyorum
and watch my purple sky fly over me
Ve mor gökyüzümün üzerimde uçuşunu izliyorum
don't say i'm out of touch
Dokunuştan mahrum olduğumu söyleme
with this rampant chaos - your reality
Her tarafa yayılmış bu kaos - senin gerçekliğin
i know well what lies beyond my sleeping refuge
Uyuma barınağımın ardından neyin yattığını iyi biliyorum
the nightmare i built my own world to escape
kaçmak için kendi dünyamı kurduğum kabus
in my field of paper flowers
Kağıt çiçeklerimin tarlasında
and candy clouds of lullaby
Ve ninninin tatlı bulutların
i lie inside myself for hours
Saatlerdir kendi içimde yatıyorum
and watch my purple sky fly over me
Ve mor gökyüzümün üzerimde uçuşunu izliyorum
swallowed up in the sound of my screaming
Çığlığımın sesinde yutuldu
cannot cease for the fear of silent nights
Bu sessiz gecelerin korkusunu durdurmıyorum
oh how i long for the deep sleep dreaming
Oh derin bir uykuya dalıp düşlemeyi iple çekiyorum
the goddess of imaginary light
Hayali ışığın ilahesini
EVERYBODY´S FOOL
perfect by nature
Doğuştan kusursuz
icons of self indulgence
Kendine hoşgörünin simgeleri
just what we all need
Hepimizin tek ihtiyac duyduğu şey
more lies about a world that
never was and never will be
Hiç var olmamış ve olmayacak olan
bir dünya hakkında daha fazla yalan
have you no shame don't you see me
Hiç utanman yok mu beni görmüyor musun?
you know you've got everybody fooled
Biliyorsun herkesi ahmak yerine koydun
look here she comes now
Bak o geliyor işte
bow down and stare in wonder
Önünde eğil ve meraklı bir şekilde bak
oh how we love you
Oh seni ne çok seviyoruz
no flaws when you're pretending
Sen aldatırken hiçbir kusur yok
but now i know she
Fakat şimdi biliyorum o
never was and never will be
Hiçbir zaman var olmadı ve olmayacak
you don't know how you've betrayed me
Sen bana nasıl ihanet ettiğini bilmiyorsun
and somehow you've got everybody fooled
Ve bir şekilde herkesi kandırdın
without the mask where will you hide
Masken olmadan nereye saklanacaksın
can't find yourself lost in your lie
Kendi yalanında kendini bulamıyorsun
i know the truth now
Şimdi gerçeği biliyorum
i know who you are
Kim olduğunu biliyorum
and i don't love you anymore
Ve seni artık sevmiyorum
it never was and never will be
Hiçbir zaman var olmadı, olmayacak da
you're not real and you can't save me
Sen gerçek değilsin ve beni kurtaramazsın
somehow now you're everybody's fool
Bir şekilde sen şimdi herkesin aptallığısın
LIES
Bound at every limb by my shackles of fear
Tüm kollarım korkumun zincirleriyle bağlandı
Sealed with lies through so many tears
Gözyaşlarının arsındaki yalanlarla mühürlendim
Lost from within, pursuing the end
İçten kayboldum, sonu kovalayarak
I fight for the chance to be lied to again
Yeniden yalan söylenme şansı için savaşıyorum
You will never be strong enough
Asla yeterince güçlü olmayacaksın
You will never be good enough
Asla yeterince iyi olmayacaksın
You were never conceived in love
Asla aşka gebe kalmadın
You will not rise above
Asla yukarıda doğmayacaksın
Nakarat :
They'll never see
Onlar asla görmeyecek
I'll never be
Ben asla var olmayacağım
I'll struggle on and on to feed this hunger
Bu açlığı doyurmak için uğraşıp duracağım
Burning deep inside of me
Benim içimde yanan
But through my tears breaks a blinding light
Ama kör edici bir ışık gözyaşlarımı deliyor
Birthing a dawn to this endless night
Bu sonsuz geceye bir şakaf doğuruyor
Arms outstretched, awaiting me
Kollar açık, beni bekliyor
An open embrace upon a bleeding tree
Kucağını açmış kanayan ağacın üzerinde
Rest in me and I'll comfort you
İçimde dinlen ve seni rahatlacağım
I have lived and I died for you
Ben senin için yaşadım ve öldüm
Abide in me and I vow to you
Bana tahammül et ve ben sana yemin ederim
I will never forsake you
Seni asla bırakmayacağım
Nakarat
FORGIVE ME
Can you forgive me again?
Beni yeniden affedebilir misin?
I don't know what I said
Ne söylediğimi bilmiyorum
But I didn't mean to hurt you
Ama seni kırmak istemedim
I heard the words come out
Kelimelerin çıktığını duydum
I felt like I would die
Ölecekmiş gibi hissettim
It hurt so much to hurt you
Seni incitmek beni çok acıttı
Then you look at me
Sonra sen bana baktın
You're not shouting anymore
Çok fazla bağırmadın
You're silently broken
Sen sessizce kırıldın
I'd give anything now
Şu an her şeyi verirdim
To hear those words from you
Bu sözleri senden duymak için
Each time I say something I regret
Ne zaman pişman olduğum bir şey söylesem
I cry 'I don't want to lose you.'
Ağlıyorum: 'seni kaybetmeyi istemiyorum'
But somehow I know that you will never leave me, yeah.
Ama nedense beni asla terk etmeyeceğini biliyorum, evet.
'Cause you were made for me
Çünkü sen benim için yaratılmışsın
Somehow I'll make you see
Bir şekilde görmeni sağlayacağım
How happy you make me
Beni ne kadar mutlu ettiğini
I can't live this life
Bu hayatı yaşayamam
Without you by my side
Sen yanımda olmadan
I need you to survive
Hayatta kalmak için sana ihtiyacım var
So stay with me
Öyleyse benimle kal
You look in my eyes and I'm screaming inside that I!m sorry
Gözlerimin içine bakıyorsun ve üzgünüm diye içimden çığlık atıyorum
And you forgive me again
Ve sen beni tekrar affediyorsun
You're my one true friend
Sen benim tek gerçek arkadaşımsın
And I never meant to hurt you
Ve ben asla seni kırmak istemedim...
Nakarat
FIELD OF INNOCENCE
I still remember the world
Hala dünyayı hatırlıyorum
From the eyes of a child
Bir çocuğun gözlerinden
Slowly those feelings
Bu duygular yavaşça
Were clouded by what I know now
Bulutlandı şimdi bildiklerim sayesinde
Where has my heart gone
Kalbim nereye gitti
An uneven trade for the real world
Gerçek dünya için düzensiz bir takas
I want to go back to
Geri dönmek istiyorum
Believing in everything and knowing nothing at all
Herşeye inanmayı ve hiçbir şey bilmemeyi
I still remember the sun
Hala güneşi hatırlayabiliyorum
Always warm on my back
Sırtımdaki her zamanki sıcaklığı
Somehow it seems colder now
Her nasılsa şimdi daha soğuk gözüküyor
Where has my heart gone
Kalbim nereye gitti
Trapped in the eyes of a stranger
Bir yabancının gözlerine hapsoldu
I want to go back to
Geri dönmek istiyorum
Believing in everything
Herşeye inanmayı
__________________
BRING ME TO LIFE
How can you see into my eyes like open doors
Leading you down into my core
Nasıl bakabiliyorsun gözlerimin içine,
Seni özüme doğru götüren açık kapılar gibi
Where I've become so numb without a soul my spirit sleeping somewhere cold
Can taşımadan bezdiğim bu yerlerde ruhum soğuklarda uyumaktaydı
Until you find it there and
Lead it back home wake me up inside
Sen onu oralarda bulana kadar,
Yuvasına geri götürüne kadar,
İçimi uyandırana kadar
wake me up inside
İçimi uyandır
Call my name and save me from the dark
Seslen bana ve kurtar beni karanlıklardan
Bid my blood to run
Harekete geçir kanımı, aksın
Before i come undone
Save me from the nothing i've become
Yaşamamışlığım belirmeden,
Kurtar beni hiçliğimden
Now that I know what I'm without
Neyden mahrum kaldığımı şimdi anlıyorum
You can't just leave me
Beni hemen terk edemezsin
Breathe into me and make me real
İçime nefesini ver ve gerçek yap beni
Bring me to life
Hayata döndür beni
Frozen inside without your touch
Without your love darling
Only you are the life among the dead
Senin dokunuşların
Senin sevgin olmadan içim buz tutmuş gibi
Tüm bu ölüm arasında, tek sensin, hayat olan.
All this time I can't believe I couldn't see
İnanamıyorum nasıl göremedim bu kadar zaman
Kept in the dark but you were there in front of me
Karanlıkta yaşıyordum ama sen orda, önümdeydin.
I've been sleeping a thousand years it seems
Bin yıldır uyuyormuşum anlaşılan
Got to open my eyes to everything
Her şeye açmalıyım gözlerimi
Without a thought without a voice without a soul
Don't let me die here
beni ölüme terk etme
bir tek ses, bir tek düşünce olmayan bu yerde..
There must be something more
Daha fazlası yaşanmalı
bring me to life
Beni hayata döndür
MY LAST BREATH
Hold on to me love
Sarıl bana aşkım
You know I can't stay long
Çok kalamam, biliyorsun
All I wanted to say was I love you and I'm not afraid
Bütün söylemek istediğim seni sevdiğim ve korkmadığımdı.
Can you hear me?
Duyuyor musun beni
Can you feel me in your arms?
Hissedebiliyor musun kollarının arasında?
Holding my last breath
Son nefesimi tutarken,
Safe inside myself
Are all my thoughts of you
Kendi içimde güvenliyken
Seninle ilgili tüm düşüncelerim
Sweet raptured light it ends here tonight
Tatlı kendinden geçmiş ışık
bu, bu gece bitmekte
I'll miss the winter
Kışı özleyeceğim
A world of fragile things
Kırılgan şeylerin evrenini
Look for me in the white forest
Beni beyaz ormanda ara
Hiding in a hollow tree (come find me)
Oyuk bir ağacın içinde saklanırken (gel bul beni)
I know you hear me
Biliyorum duyuyorsun beni
I can taste it in your tears
Bunu tadıyorum gözyaşlarında
Holding my last breath
Son nefesimi tutarken,
Safe inside myself
Are all my thoughts of you
Kendi içimde güvenliyken
Seninle ilgili tüm düşüncelerim
Closing your eyes to disappear
Gözlerini kapatıyorsun gözden kaybolmak için
You pray your dreams will leave you here
Dua ediyorsun bıraksın diye seni hayallerin burada
But still you wake and know the truth
Yine de uyanıyorsun ve gerçeği biliyorsun
No one's there
Kimse yok orada
Say goodnight
İyi geceler de
Don't be afraid
Korkma
GOING UNDER
Now I will tell you what I've done for you
Şimdi sana senin için ne yaptığımı anlatacağım
50 thousand tears I've cried
50 bin gözyaşı döktüm
Screaming deceiving and bleeding for you
Senin için bağırarak aldatarak ve kanayarak
And you still won't hear me
Ve sen hala beni duymuyorsun
Going under
Dibe iniyorum
Don't want your hand this time I'll save myself
Bu kez ellerini istemiyorum, kendi kendimi kurtaracağım
Maybe I'll wake up for once
Belki bir kez uyanacağım
Not tormented daily defeated by you
Senin tarafından acı çektirilmemiş ve her gün yenilmemiş olarak
Just when I thought I'd reached the bottom
Tam dibe varmış olduğumu düşündüğüm sırada
I dive again
Yine dalıyorum
Nakarat :
[ I'm going under(going under)
Dibe iniyorum(dibe iniyorum)
Drowning in you(drowning in you)
Sende boğuluyorum(sende boğuluyorum)
I'm falling forever(falling forever)
Sonsuza dek düşüyorum(sonsuza dek düşüyorum)
I've got to break through
Harekete geçmeliyim
I'm going under
Dibe iniyorum ]
Blurring and stirring the truth and the lies
Bulandırıyor ve karıştırıyorum doğruyu ve yalanı
So I don't know what's real
Bu yüzden neyin gerçek olduğunu bilmiyorum
So I don't know what's real and what's not x2
Bu yüzden neyin gerçek neyin gerçek olmadığını bilmiyorum
Always confusing the thoughts in my head
Kafamdaki düşünceleri her zaman karıştırıyorum
So I can't trust myself anymore
Bu yüzden artık kendime güvenemiyorum
I dive again
Yine dalıyorum
Nakarat
So go on and scream
Devam et ve bağır
Scream at me so far away
Bağır bana çok uzaklardan
I won't be broken again
Tekrar kırılmayacağım
I've got to breathe I can't keep going under
Nefes almalıyım dibe inmeye devam edemem
I dive again
Yine dalıyorum
Tekrar kısım...
HELLO
Playground schoolbell rings, again
Oyun sahası okul zili çalıyor, yine
Rainclouds come to play, again
Yağmur bulutları oynamaya geliyor, yine
Has no one told you she's not breathing ?
Onun nefes almadığını sana kimse söylemdi mi?
Hello, I'm your mind, giving you someone to talk to...Hello...
Merhaba, ben senin zihninim, sana konuşacak birini veriyorum...Merhaba...
If I smile and don't believe
Eğer gülümsersem ve inanmazsam
Soon I know I'll wake from this dream
Biliyorum yakında bu rüyadan uyanacağım
Don't try to fix me
Beni tamir etmeye çalışma
I'm not broken
Ben kırık değilim
Hello, I'm the lie living for you so you can hide...
Merhaba, ben senin için yaşayan yalanım, böylece saklanabilirsin
*Don't cry...*
*Ağlama...*
Suddenly I know I'm not sleeping
Aniden, biliyorum ki uykuda değilimi
Hello, I'm still here, all that's left of yesterday...
Merhaba, Hala buradayım, dünden kalan tek şey...
MY IMMORTAL
I'm so tired of being here suppressed by all my childish fears
Burada, çocukça korkularım tarafından bastırılmış halde bulunmaktan çok yoruldum
And if you have to leave
Ve eğer gitmek zorundaysan
I wish that you would just leave
Hemen gitmeni dilerim
'Cause your presence still lingers here
Çünkü varlığının hala burada oyalanıyor(takılıp kalıyor)
And it won't leave me alone
Ve beni yalnız bırakmayacak
These wounds won't seem to heal
Bu yaralar iyileşecek gibi gözükmüyor.
This pain is just too real
Bu acı fazla gerçek
There's just too much that time cannot erase
Zamanın silemediği çok fazla şey var
Nakarat :
[ When you cried I'd wipe away all of your tears
Ağladığında, tüm gözyaşlarını silerdim
When you'd scream I'd fight away all of your fears
Çığlık attığında, tüm korkularınla savaşırdım
I held your hand through all of these years
Tüm bu yıllar boyunca elini tuttum.
But you still have all of me
Fakat hala bana tamamen sahipsin ]
You used to captivate me by your resonating light
Sen beni tınlayan ışığınla büyülerdin.
Now I'm bound by the life you left behind
Şimdi geride bıraktığın hayat tarafından bağlandım
Your face it haunts my once pleasant dreams
Yüzün, benim bir zamanlar tatlı olan rüyalarımı ziyaret ediyor
Your voice it chased away all the sanity in me
Sesin, tüm akıl sağlığımı kovaladı
These wounds won't seem to heal
Bu yaralar iyileşecek gibi gözükmüyor.
This pain is just too real
Bu acı fazla gerçek
There's just too much that time cannot erase
Zamanın silemediği çok fazla şey var
Nakarat
I've tried so hard to tell myself that you're gone
Kendime gittiğini söylemek için çok uğraştım
But though you're still with me
Ama hala benimle olmana rağmen
I've been alone all along
Baştan beri yalnızım
Nakarat
HAUNTED
Long lost words, whisper slowly, to me
Uzun ve kayıp sözleri yavaşça fısılda bana
Still can't find what keeps me here.
Hala beni burda tutan şeyi bulamıyorum
When all this time I've been so hollow, inside,
Bütün bu zaman boyunca hep şeffaf olduğumda, içimde,
(I know you're still there)
(Hala orada olduğunu biliyorum)
Watching me
Beni izliyorsun
Wanting me
Beni istiyorsun
I can feel you pull me down
Beni zayıflattığını hissedebiliyorum
Fearing you
Senden korkuyorum
Loving you
Seni seviyorum
I won't let you pull me down
Beni zayıflatmana izin vermeyeceğim
Hunting you, I can smell you-alive
Seni arıyorum, kokunu alabiliyorum-canlı
Your heart pounding in my head !
Kalbin kafamda küt küt atıyor!
Watching me wanting me
Beni izliyorsun beni istiyorsun
I can feel you pull me down
Beni zayıflattığını hissedebiliyorum
Saving me raping me
Beni kurtarıyorsun bana tecavüz ediyorsun
Watching me
Beni izliyorsun
TOURNIQUET
i tried to kill the pain
Acıyı yok etmek istedim
but only brought more
Ama sadece daha fazasını getirdim
i lay dying
Ölmek üzere yatıyorum
and i'm pouring crimson regret and betrayal
Ve kıpkırmızı bir pişmanlık ve ihanet akıtıyorum
i'm dying praying bleeding and screaming
Ölüyorum, dua ediyorum, kanıyorum ve bağırıyorum
am i too lost to be saved
Kurtarılamayacak kadar kayıp mıyım?
am i too lost?
Çok mu kayıbım
my God my tourniquet
Tanrım,
return to me salvation
Kurtuluşu bana geri ver
my God my tourniquet
Tanrım, sargı bezim
return to me salvation
Kurtuluşu bana geri ver
do you remember me
Beni hatırlıyor musun?
lost for so long
Çok uzun süredir kayıbım
will you be on the other side
Diğer tarafta olacak mısın?
or will you forget me
Ya da beni unutacak mısın?
i'm dying praying bleeding and screaming
Ölüyorum, dua ediyorum, kanıyorum ve bağırıyorum
am i too lost to be saved
Kurtarılamayacak kadar kayıpmıyım
am i too lost?
Çok mu kayıbım
Nakarat
my wounds cry for the grave
Yaralarım mezar için ağlıyor
my soul cries for deliverance
Ruhum kurtuluş için ağlıyor
will i be denied Christ
Red mi edileceğim Tanrım
tourniquet
Sargı bezi
my suicide
İntiharım
IMAGINARY
i linger in the doorway of alarm clock
Alarm saatinin kapı aralığından ayrılamıyorum
Ccreaming monsters calling my name
Canavarlar ismimi söylermiş gibi bağırıyor
let me stay
Kalmama izin ver
where the wind will whisper to me
Rüzgarın benim için fısıldayacağı yerde
where the raindrops as they're falling tell a story
Yağmur damlalarının düşerlerken bir hikayee anlattıkları yerde
in my field of paper flowers
Kağıt çiçeklerimin tarlasında
and candy clouds of lullaby
Ve ninninin tatlı bulutları
i lie inside myself for hours
Saatlerdir kendi içimde yatıyorum
and watch my purple sky fly over me
Ve mor gökyüzümün üzerimde uçuşunu izliyorum
don't say i'm out of touch
Dokunuştan mahrum olduğumu söyleme
with this rampant chaos - your reality
Her tarafa yayılmış bu kaos - senin gerçekliğin
i know well what lies beyond my sleeping refuge
Uyuma barınağımın ardından neyin yattığını iyi biliyorum
the nightmare i built my own world to escape
kaçmak için kendi dünyamı kurduğum kabus
in my field of paper flowers
Kağıt çiçeklerimin tarlasında
and candy clouds of lullaby
Ve ninninin tatlı bulutların
i lie inside myself for hours
Saatlerdir kendi içimde yatıyorum
and watch my purple sky fly over me
Ve mor gökyüzümün üzerimde uçuşunu izliyorum
swallowed up in the sound of my screaming
Çığlığımın sesinde yutuldu
cannot cease for the fear of silent nights
Bu sessiz gecelerin korkusunu durdurmıyorum
oh how i long for the deep sleep dreaming
Oh derin bir uykuya dalıp düşlemeyi iple çekiyorum
the goddess of imaginary light
Hayali ışığın ilahesini
EVERYBODY´S FOOL
perfect by nature
Doğuştan kusursuz
icons of self indulgence
Kendine hoşgörünin simgeleri
just what we all need
Hepimizin tek ihtiyac duyduğu şey
more lies about a world that
never was and never will be
Hiç var olmamış ve olmayacak olan
bir dünya hakkında daha fazla yalan
have you no shame don't you see me
Hiç utanman yok mu beni görmüyor musun?
you know you've got everybody fooled
Biliyorsun herkesi ahmak yerine koydun
look here she comes now
Bak o geliyor işte
bow down and stare in wonder
Önünde eğil ve meraklı bir şekilde bak
oh how we love you
Oh seni ne çok seviyoruz
no flaws when you're pretending
Sen aldatırken hiçbir kusur yok
but now i know she
Fakat şimdi biliyorum o
never was and never will be
Hiçbir zaman var olmadı ve olmayacak
you don't know how you've betrayed me
Sen bana nasıl ihanet ettiğini bilmiyorsun
and somehow you've got everybody fooled
Ve bir şekilde herkesi kandırdın
without the mask where will you hide
Masken olmadan nereye saklanacaksın
can't find yourself lost in your lie
Kendi yalanında kendini bulamıyorsun
i know the truth now
Şimdi gerçeği biliyorum
i know who you are
Kim olduğunu biliyorum
and i don't love you anymore
Ve seni artık sevmiyorum
it never was and never will be
Hiçbir zaman var olmadı, olmayacak da
you're not real and you can't save me
Sen gerçek değilsin ve beni kurtaramazsın
somehow now you're everybody's fool
Bir şekilde sen şimdi herkesin aptallığısın
LIES
Bound at every limb by my shackles of fear
Tüm kollarım korkumun zincirleriyle bağlandı
Sealed with lies through so many tears
Gözyaşlarının arsındaki yalanlarla mühürlendim
Lost from within, pursuing the end
İçten kayboldum, sonu kovalayarak
I fight for the chance to be lied to again
Yeniden yalan söylenme şansı için savaşıyorum
You will never be strong enough
Asla yeterince güçlü olmayacaksın
You will never be good enough
Asla yeterince iyi olmayacaksın
You were never conceived in love
Asla aşka gebe kalmadın
You will not rise above
Asla yukarıda doğmayacaksın
Nakarat :
They'll never see
Onlar asla görmeyecek
I'll never be
Ben asla var olmayacağım
I'll struggle on and on to feed this hunger
Bu açlığı doyurmak için uğraşıp duracağım
Burning deep inside of me
Benim içimde yanan
But through my tears breaks a blinding light
Ama kör edici bir ışık gözyaşlarımı deliyor
Birthing a dawn to this endless night
Bu sonsuz geceye bir şakaf doğuruyor
Arms outstretched, awaiting me
Kollar açık, beni bekliyor
An open embrace upon a bleeding tree
Kucağını açmış kanayan ağacın üzerinde
Rest in me and I'll comfort you
İçimde dinlen ve seni rahatlacağım
I have lived and I died for you
Ben senin için yaşadım ve öldüm
Abide in me and I vow to you
Bana tahammül et ve ben sana yemin ederim
I will never forsake you
Seni asla bırakmayacağım
Nakarat
FORGIVE ME
Can you forgive me again?
Beni yeniden affedebilir misin?
I don't know what I said
Ne söylediğimi bilmiyorum
But I didn't mean to hurt you
Ama seni kırmak istemedim
I heard the words come out
Kelimelerin çıktığını duydum
I felt like I would die
Ölecekmiş gibi hissettim
It hurt so much to hurt you
Seni incitmek beni çok acıttı
Then you look at me
Sonra sen bana baktın
You're not shouting anymore
Çok fazla bağırmadın
You're silently broken
Sen sessizce kırıldın
I'd give anything now
Şu an her şeyi verirdim
To hear those words from you
Bu sözleri senden duymak için
Each time I say something I regret
Ne zaman pişman olduğum bir şey söylesem
I cry 'I don't want to lose you.'
Ağlıyorum: 'seni kaybetmeyi istemiyorum'
But somehow I know that you will never leave me, yeah.
Ama nedense beni asla terk etmeyeceğini biliyorum, evet.
'Cause you were made for me
Çünkü sen benim için yaratılmışsın
Somehow I'll make you see
Bir şekilde görmeni sağlayacağım
How happy you make me
Beni ne kadar mutlu ettiğini
I can't live this life
Bu hayatı yaşayamam
Without you by my side
Sen yanımda olmadan
I need you to survive
Hayatta kalmak için sana ihtiyacım var
So stay with me
Öyleyse benimle kal
You look in my eyes and I'm screaming inside that I!m sorry
Gözlerimin içine bakıyorsun ve üzgünüm diye içimden çığlık atıyorum
And you forgive me again
Ve sen beni tekrar affediyorsun
You're my one true friend
Sen benim tek gerçek arkadaşımsın
And I never meant to hurt you
Ve ben asla seni kırmak istemedim...
Nakarat
FIELD OF INNOCENCE
I still remember the world
Hala dünyayı hatırlıyorum
From the eyes of a child
Bir çocuğun gözlerinden
Slowly those feelings
Bu duygular yavaşça
Were clouded by what I know now
Bulutlandı şimdi bildiklerim sayesinde
Where has my heart gone
Kalbim nereye gitti
An uneven trade for the real world
Gerçek dünya için düzensiz bir takas
I want to go back to
Geri dönmek istiyorum
Believing in everything and knowing nothing at all
Herşeye inanmayı ve hiçbir şey bilmemeyi
I still remember the sun
Hala güneşi hatırlayabiliyorum
Always warm on my back
Sırtımdaki her zamanki sıcaklığı
Somehow it seems colder now
Her nasılsa şimdi daha soğuk gözüküyor
Where has my heart gone
Kalbim nereye gitti
Trapped in the eyes of a stranger
Bir yabancının gözlerine hapsoldu
I want to go back to
Geri dönmek istiyorum
Believing in everything
Herşeye inanmayı
__________________