Esmaü'l Hüsna

El Batın

Batin​
Gizli , Akılların idrak edemeyeceği, yüceliği gizli olan.
Al-Batin
The Hidden One. He who is hidden, concealed.

O, Evvel'dir, Ahir'dir, Zahir'dir, Batın'dır. O, her şeyi bilendir * Hadid 57:3

Gizli, cisim olarak görülmeyen, varlığı gizli olan, ancak varlığı da kesin olarak bilinendir. (Hayal, duygu, akıl ve düşüncenin de görülmeyip eserle varlıklarının kesin olarak bilinmesi gibi).
 
El Vali

Vali​
Her işi yürüten , Evreni ve evrendeki bütün olayları tek başına idare eden
Al-Walí
The Protecting Friend. He who administers this vast universe and all its passing phenomena.

O'nun (insanın) önünden ve arkasından izleyenleri vardır, onu Allah'ın emriyle gözetip-korumaktadırlar. Gerçekten Allah, kendi nefislerinde olanı değiştirip bozuncaya kadar, bir toplulukta olanı değiştirip-bozmaz. Allah bir topluluğa kötülük istedi mi, artık onu geri çevirmeye hiç bir (biçimde imkân) yoktur; onlar için O'ndan başka bir vali de bulunmaz * Ra'd 13:11 İdare eden bu büyük kâinatı ve onda her an olup bitenleri idare edip yönetendir. İdare etme yeteneği O'nundur.
 
El Berr

Ber​
Kullarına ihtiyaçlarına veren , Kullarına iyilik ve ihsanı, nimetleri bol olan
Al-Barr
Source of all Goodness. He who treats His servants tolerantly, and whose goodness and kindness are very great indeed

Şüphesiz, biz bundan önce O'na dua (kulluk) ederdik. Gerçekten O, iyiliği bol, esirgemesi çok olanın ta kendisidir * Tur 52:28 İyilik ve güzellik, bağışta bulunma, kullarına yardımcı olma anlamlarında Yüce Allah'ın bir sıfat ismidir. İyiliği ve ihsânı çoktur. İyilik ve ihsan gibi hisler de sadece ondadır (et-Tûr, 52/28).
 
El Müta'ali

Müta'ali​
Zatiyle en yüksek , Aklın mümkün gördüğü her şeyden, her halden pek yüce olan
Al-Muta'ali
The Supreme One. He is Exalted in every respect, far beyond anything the mind could possibly attribute to His creatures.

O, gaybı da,müşahede edileni de bilendir. Pek büyüktür, yücedir * Ra'd 13:9 Yüksek ve yüce varlık... Bilinenlerin en üstün olanı... Akım yaratılmışlarda mümkün gördüğü her şeyden çok yüce olandır.
 
Et Tevvab

Tevvab​
Tövbeleri kabul eden , Tevbeleri kabul edip günahları bağışlayan
At-Tawwib
The Acceptor to Repentance. He who is ever ready to accept repentance and to forgive sins

Derken Adem, Rabbinden (birtakım) kelimeler aldı. (Allah da) Bunun üzerine tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir * Bakara 2:37 Rabbimiz, ikimizi sana teslim olmuş (müslümanlar) kıl ve soyumuzdan da sana teslim olmuş (müslüman) bir ümmet (kıl). Bize ibadet yöntemlerini (yer veya ilkelerini) göster ve tevbemizi kabul et. Şüphe yok, Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin. * Bakara 2:128 Biz elçilerden hiç kimseyi ancak Allah'ın izniyle kendisine itaat edilmesinden başka bir şeyle göndermedik. Onlar kendi nefislerine zulmettiklerinde şayet sana gelip Allah'tan bağışlama dileselerdi ve elçi de onlar için bağışlama dileseydi, elbette Allah'ı tevbeleri kabul eden, esirgeyen olarak bulurlardı * Nisa 4:64 Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Tecessüs etmeyin (birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın). Kiminiz kiminizin gıybetini yapmasın (arkasından çekiştirmesin.) Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bundan tiksindiniz. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir * Hucurat 49:12 Hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O'ndan mağfiret dile.Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir * Nasr 110:3

Tövbeleri çok kabul eden, tövbe kapısını açık tutarak tövbe etme imkânı verendir. Samimi olarak günahlardan dönüp tövbe edenleri bağışlayandır.
 
El Müntakim

Müntakim​
Suçların karşılığını veren , Günahkarlara, adaletiyle, hakettikleri cezayı veren
Al-Muntaqim
The Avenger. He who ustly inflicts upon wrongdoers the punishment they deserve.

Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz çevirenler daha zalim kim olabilir? Muhakkak ki biz, günahkârlara, ettiklerinin karşılığı olan cezayı vereceğiz * Secde 32:22 Eğer biz seni alıp götürsek onlardan intikam alırız * Zuhruf 43:41 Büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, elbette biz intikam alacağız * Duhan 44:16

İntikam alan, günahkârları, adaletiyle yargılayarak lâyık oldukları cezaya çarptıran demektir.
 
El Afüv

Afüvv​
Bağışlayan , Affeden, mağfiret eden
Al-Afu
The Pardoner. He who pardons all who sincerely repent.

Umulur ki Allah bunları affeder. Allah affedicidir, bağışlayandır * Nisa 4:99 Bir iyiliği açıklar, yahut gizlerseniz veya bir kötülüğü (açıklamayıp) affederseniz şüphesiz Allah da ziyadesiyle affedici ve kadirdir * Nisa 4:149 İşte böyle; her kim kendisine yapılan haksızlığa benzeriyle karşılık verir, sonra aleyhine 'azgınlık ve saldırıda' bulunursa, Allah, mutlaka ona yardım eder. Şüphesiz Allah, affedicidir, bağışlayıcıdır * Hacc 22:60

Merhametli, daima affeden, günâhlardan dilediğini affedip suçları bağışlayandır
 
Er Rauf

Rauf​
Çok acıyıcı , Merhamet edici, pek şefkatli
Ar-Ra'uf
The Kind. He who is very Compassionate.

Her bir nefsin hayırdan yaptıklarını hazır bulduğu ve her ne kötülük işlediyse onunla kendisi arasında uzak bir mesafe olmasını istediği o günü (düşünün). Allah, sizi kendisinden sakındırır. Allah, kullarına karşı şefkatli olandır * Al-i imran 3:30 Andolsun ki Allah, müslümanlardan bir gurub'un kalbleri eğrilmeye yüz tuttuktan sonra, Peygamber'i ve güçlük zamanında ona uyan muhacirlerle ensarı affetti. Sonra da onların tevbelerini kabul etti. Çünkü O, onlara karşı çok şefkatli, pek merhametlidir * Tevbe 9:117 Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna apaçık ayetler indiren O'dur. Şüphesiz Allah, size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir * Hadid 57:9 Bunların arkasından gelenler şöyle derler: 'Rabbimiz! Bizi ve iman ile daha önce bizi geçmiş din kardeşlerimizi bağışla; kalblerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin!' * Haşr 59:10

Çok merhamet eden, insanları yükümlü tutmada pek müsâmahalı ve yumuşak davranandır.
 
Malikü'l Mülk

Malikül Mülkü​
Mülkün ebedi sahibi , Mülkün ebedi-ezeli sahibi.
Malik al-Mulk
The Owner of All.

De ki: 'Ey mülkün sahibi Allah'ım, dilediğine mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü çekip-alırsın, dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın; hayır Senin elindedir. Gerçekten her şeye güç yetirensin * Al-i imran 3:26

Herşeyin tek sahibi, her ne varsa O'nundur. Herşey üzerinde mutlak tasarruf yetkisi sadece O'na aittir. O h;llde Ondan başkasına kulluk edilmez.
 
Zü'l - Celali Ve'l - İkram

Zü'l - Celali Ve'l - İkram​
Şerev ve ikram sahibi , Hem azamet sahibi, hem fazl u kerem sahibi
Dhul-Jalali Wal-Ikram
The Lord of Majesty and Bounty. He who possesses both greatness and gracious magnanimity.

Celal ve ikram sahibi olan Rabbinin yüzü (kendisi) baki kalacaktır * Rahman 55:27 Büyüklük ve ikram sahibi Rabbinin adı yücelerden yücedir * Rahman 55:78

Celâl ve ululuk sahibidir. İkrâm ve ihsân edicidir. Hürmet ve saygıya yegane lâyık ve tüm büyüklüklere sahip olandır.
 
El Muksit

Muksit​
Adalet gösterici , Hükümleri ve işleri yerli yerinde olan

Al-Muqsit
The Equitable One. He who does everything with proper balance and harmony.

Allah, adaleti ayakta tutarak, gerçekten kendisinden başka ilâh olmadığına şehadet etmiştir: melekler ve ilim sahipleri de. Aziz ve Hakim olan O'ndan başka ilâh yoktur * Al-i imran 3:18

Doğru hareket eden, bütün işlerini birbirine uygun ve yerli yerinde yapandır.
 
El Cami

Cami​
İstediğini istediği zaman istediği yerde toplayan ,
Al-Jami
The Gatherer. He who brings together what He wills, when He wills, where He wills

Rabbimiz, kendisinde şüphe olmayan bir günde insanları gerçekten Sen toplayacaksın. Doğrusu Allah, va'dinden cayıp dönmez. * Al-i imran 3:9

Derleyen, toplayan, her şeyi kudreti içinde bulundurup dilediğini istediği anda ve istediği yerde toplayandır.
 
El Ganiy

Ganiy​
Çok zengin, her şeyden müstağni , Çok zengin, hiç birşeye muhtaç olmayan
Al-Ghani
The Rich One. He who is infinitely Rich and completely independent

Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden eziyet gelen bir sadakadan daha hayırlıdır, Allah hiç bir şeye ihtiyacı olmayandır,yumuşak davranandır * Bakara 2:263 Orada ayetler (ve) İbrahim'in makamı vardır. Kim oraya girerse o güvenliktedir. Ona bir yol bulup güç yetirenlerin Ev'i haccetmesi Allah'ın insanlar üzerindeki hakkıdır. Kim de inkâr ederse, şüphesiz, Allah âlemlere karşı muhtaç olmayandır * Al-i imran 3:97 Eğer inkâr ederseniz, şüphesiz Allah, size muhtaç değildir. Bununla beraber O, kullarının küfrüne razı olmaz. Eğer şükrederseniz bundan hoşnut olur. Hiçbir günahkâr diğerinin günahını çekmez. Nihayet hepinizin dönüp gidişi, Rabbinizedir. Yaptıklarınızı O size haber verir. Çünkü O, göğüslerin içindeki her gizliyi hakkıyla bilendir * Zümer 39:7 İşte sizler böylesiniz; Allah yolunda infak etmeye çağrılıyorsunuz; buna rağmen bazılarınız cimrilik ediyor. Kim cimrilik ederse, artık o, ancak kendi nefsine cimrilik eder. Allah ise, ¦aniy (hiç bir şeye ihtiyacı olmayan)dır; fakir olan sizlersiniz. Eğer siz yüz çevirecek olursanız, sizden başka bir kavmi getirip-değiştirir. Sonra onlar, sizin benzeriniz de olmazlar * Muhammed 47:38 Ki onlar, cimrilik ederler ve insanlara cimriliği emr (tavsiye) ederler. Her kim yüz çevirirse, artık şüphesiz Allah, ¦aniy (hiç bir şeye muhtaç olmayan), Hamid (övülmeye layık olan) O'dur * Hadid 57:24

Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, hakkında noksanlık ve ihtiyaçtan sözedilemeyendir
 
El Muğni

Muğni​
İstediğini zengin eden , Dilediğine zenginlik veren, müstağni kılan
Al-Mughni
The Enricher. He who enriches whom He will

Ey iman edenler, müşrikler ancak bir pisliktirler; öyleyse bu yıllarından sonra artık Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer ihtiyaç içinde kalkmaktan korkarsanız, Allah dilerse sizi kendi fazlından zengin kılar. Şüphesiz Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir * Tevbe 9:28

Herşey O'nun emir ve korumasına bağlıdır. O'nun emri olmadıkça hiçbir şey olamaz. İstemediği şeyin, yani takdir etmediğinin olmasına imkân yoktur.
 
El Mani

Mani​
Dilediğini engelleyen , Bazı şeylerin meydana gelmesine müsaade etmeyen, engelleyen
Al-Mani'
The Preventer of Harm

Herşey O'nun emir ve korumasına bağlıdır. O'nun emri olmadıkça hiçbir şey olamaz. İstemediği şeyin, yani takdir etmediğinin olmasına imkân yoktur.
 
Ed Darr

Darr​
Dilediğine bela verici , Keder ve zarar verecek şeyleri yaratan, hüsrana uğratan
Ad-Darr
The Creator of The Harmful. He who creates things that cause pain and injury.

Elem ve zarar verici şeyleri hikmetinin gereği olarak yaratandır. Yüce Allah, zarar veren şeyleri yaratmıştır. Fakat onlardan zarar görmemizi değil, akine maddi-manevi bütün zararlardan sakınarak korunmamızı emretmiştir.
 
En Nafi

Nafi​
Dilediğine faydalı şeyler yaratan , Hayır ve menfaat verecek şeyleri yaratan, faydalandıran
An-Nafi
The Creator of Good. He who creates things that yield advantages and benefit.

Hayır ve fayda verici şeyleri yaratandır. Bütün olaylar sebepleriyle meydana geliyorsa da, sebepler yok'u var edemez. Onlar ancak insanların elinde birer vesîle ve Hakk'tan isteme vâsıtası olmak üzere yaratılmışlardır.
 
En Nur

Nur​
Alemleri nurlandıran, aydınlatan , Alemleri nurlandıran, dilediğine nur veren, nur olan
An-Nur
The Light. He who gives light to all the worlds, who illuminates the faces, minds and hearts of His servants.

Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip-iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, her şeyi bilendir * Nur 24:35

Alemleri, bütün kâinâtı nurlandıran, aydınlatan; istediği simalara, zihinlere ve gönüllere nur, aydınlık ihsan edendir.
 
El Hadi

Hadi​
Hak yolu, doğru yolu gösterici , Hidayete kavuşturan, kulunu hayırla muvaffak kılan
Al-Hadi
The Guide. He who provides guidance.

(Resul'üm!) İşte biz böylece her peygamber için günahkârlardan düşman(lar) peyda ederiz. Hidayet verici ve yardımcı olarak Rabbin yeter * Furkan 25:31

Hidâyet eden, doğru yolu gösteren; hidayet yaratan; istediğini iyi işlerde başarıya ulaştıran, kullarına doğru yolu gösterendir.
 
El Bedi

Bedi​
Örneksiz, misalsiz alemler icad eden , Örneksiz, misalsiz ve hayret verici alemler yaratan

Al-Badi
The Originator. He who is without model or match, and who brings into being worlds of amazing wonder.

Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca 'OL' der, o da hemen oluverir * Bakara 2:117 Gökleri ve yeri örnek edinmeksizin yaratandır. O'nu nasıl bir çocuğu olabilir? O'nun bir eşi (zevcesi) yoktur. O, her şeyi yaratmıştır. O, her şeyi bilendir * Enam 6:101

Eşi ve benzeri olmayan, bir şeyi en mükemmel yapan, yaratan, eşsiz ve görülmemiş şeyleri varedendir. Varlıklar âleminde O'nun eşi ve benzeri yoktur. Hayret verici âlemleri yoktan var eden, icad eden O'dur.
 
Geri
Üst