Ermeni Tasarısı Komediye Dönüştü..

Rien

Banned
Katılım
13 Tem 2007
Mesajlar
4,381
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
120
Konum
Diler bu kızlar susmamı, iyi kötü bi markayım
78132.jpg

ABD'de kabul edilen Ermeni tasarısı, ülkenin en çok izlenen komedi kanalında "ti"ye alındı. Komedyen John Steward, Bush yönetiminin çıkışındaki çelişkiyle dalga geçti.
ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nin 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını içeren tasarıyı geçen hafta kabul etmesi, Amerika’nın en çok izlenen televizyon kanallarından biri olan Comedy Central’da geniş yer buldu. Ağırlıklı olarak komedi ve politik hiciv programları yayınlayan kanalda her akşam yaklaşık 1.5 milyon Amerikalı’nın izlediği John Stweard ile The Daily Show adlı program sözkonusu tasarıyı ele aldı.

Amerika’nın en ünlü komediyenlerinden biri sayılan John Steward, programında Bush yönetiminin tasarıyla ilgili açıklamalarındaki çelişkilerle dalga geçti. Steward, öncellikle Başkan George W. Bush’un tasarının Dış İlişkiler Komitesi’nde oylamaya sunulacağı gün yaptığı basın açıklamasına yer verdi. Steward, sözkonusu basın açıklamasında "Hepimiz Ermeni halkının 1915’te başlayan trajik acılarından derin bir üzüntü duyuyoruz; ancak bu tasarı, sözkonusu tarihi toplu öldürmelere bir cevap değildir'' diyen Bush’un "toplu öldürme" ifadesiyle soykırım arasında aslında bir fark olmadığına dikkati çekti. Steward, toplu ölümlere cevabın taziye kartları göndermek mi olduğunu sorarak Bush yönetimiyle ilgili espri yaptı.
Tanınmış komedyen daha sonra Dışişleri Bakanı Condoleeza Rice’ın yine tasarının oylanacağı gün, Dış İlişkiler Komitesi’ne yaptığı çağrıyı ekranlara getirdi. Steward, Rice’ın tasarının zamanlamasının Amerika’nın Orta Doğu’da yaptığı çalışmalara büyük engel çıkaracağı yönündeki ifadelerine yer verdi. Orta Doğu’da Bush yönetiminin ne yaptığını henüz kimsenin anlamadığını belirten Steward, Beyaz Saray’ın özellikle Irak politikasının başarısızlığına dikkati çekti. Steward, aynı zamanda bu ifadelerin aslında soykırımı kabul eden bir yönetimin söylemleri olduğunu vurguladıktan sonra sadece tasarının zamanlaması konusundaki bu karşı duruşu tam anlayamadığını ifade etti.

ABD Savunma Bakanı Robert Gates’i de taşlayan Steward, bakanın tasarıyla ilgili "ahlaki" bir açıklama yaptığını söyledi. Steward, Gates’in soykırım sözkonusuyken Irak’a giden kargo uçaklarının yüzde 75’nin Türkiye’den kalktığını söyleyerek çok "ahlaki" tutum takındığını belirtti.

Şovunda bir "muhabirle" telefon bağlantısı da yapan komedyen, Washington’da tasarıyla ilgili neler konuşulduğunu sorunca "muhabir" konuyu şöyle özetledi: "Siz bize Irak’ta yardım ederseniz, biz de sizin geçmişinizle ilgili ne yapabiliriz bakarız!ö Steward şovunda, İspanya’nın Irak’ta koalisyon güçlerine katılımasının ardından engizisyon mahkemelerinin sıradan bir soru-cevap şekiline, İngilizler’in Boston kaliamının ise bir yanlış anlamaya dönüştüğü taşlamasına da yer verdi. Almanlar’ın Irak’taki koalisyon güçlerine katılmamasını üzücü olarak nitelendiren Steward, Berlin yönetiminin Irak’a gitmesi durumunda Nazi soykırımının tarihten silinebileceğini söyledi.
 
TANRI İSTEMEZSE YAPRAK DÜŞMEZMİŞ
1. Bir süre önce yetkililer, resmi belge ve yazışmalarda PONTUS adının kullanılmamasını, kullanılırsa Yunan emellerine hizmet edilmiş, o emellerin propagandası yapılmış olacağını belirten genelgeler yolluyorlar ilgili kuruluş ve eğitim kurumlarına..

Türkiye'de Pontus diye bir bölge ve Pontuslu diye bir halk yoktur ama Yunanistan'ın PONTUS emelleri vardır. Siz yok derseniz o yok olmaz.. Yunanistan vazgeçmez. Nitekim söz konusu genelge yayınlanalı neredeyse beş yıl olduğu halde Yunanistan ne Selânik'teki Pontus Soykırım Anıtını kaldırmıştır, ne de 19 Mayıs'ı Pontus Soykırım Günü olarak kutlamaktan. Önemli olan sizin değil Yunanistan'ın Pontus iddiasından vazgeçmesidir.

Bu koşullarda bizim yaptığımız kafamızı kuma sokmaktır.

2. Yeni moda, "Ermeni Soykırım iddiaları" demeyip, "malûm olaylardan" ; "1915 Olayları" diye bahsetmek. Bir genelge de son altı ay içinde bu yüzden yayınlanıyor.

Ve güya böyle yapmakla Ermeni emellerine hizmet edilmeyecekmiş..

Dün Amerikan Temsilciler Meclisinde malûm tasarının kabul edilmesinden sonra ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Nicholas Burns ne dedi biliyor musunuz?, "Bush yönetiminin Ermeni soykırımı tasarısının Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesinde kabul edilmesinden derin üzüntü duyduğunu" belirtti. (Ümit Enginsoy. NTVMSNBC. 11.10.2007)

Koçaryan da "Soykırım Tasarısını kabul edin. Türkler aynen Fransa kabul ettiğinde de yaptıkları gibi iki gün tartışır, sonra unutur" dedi.

Yâni siz genelge yayınlayınca ne Ermeniler ne de Amerikalılar "soykırım"dan vaz geçti.

Önemli olan sizin kullanmanız değil, Ermenilere "1915 olayları" dedirtebilmenizdir...

3. Geçenlerde Yargıtay 4'üncü Ceza Dairesi Fener'deki kırmızı lambalı kilise ile ilgili örnek bir karar aldı. Ve gerekçeli kararda dedi ki; "Lozan Antlaşması'nın müzakereleri sırasında azınlıkların varlığı ve hakları görüşülürken, antlaşma metninde Fener Patrikhanesi ile ilgili bir hükme yer verilmemiştir. Antlaşmanın sonuç metninde ve konvansiyonun eklerinde, Fener Rum Patrikhanesi ismen dahi zikredilmemiş sadece bir azınlığın kilisesi olarak belirtilmiştir. Bu nedenle statü olarak sadece bir azınlık kilisesidir, anlaşma metninde Patrikhanenin hukuki durumuyla ilgili hiç bir hükme yer verilmediğinden, durumun Lozan müzakerelerinin görüşme kayıtlarının esas alınması suretiyle tamamen Türk iç hukukuna göre belirlenmesi gerekmektedir.

Durum ve vaziyet böyle böyleyken şeytan dürttü, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığının resmi web sitesini bir ziyaret edelim dedik.

Sitenin adı nedense TCCumhurbaşkanlığı.gov.tr filan değil de "cankaya.gov.tr"..

Her neyse..

"Cumhurbaşkanımızın günlük programları" sekmesini tıkladığınızda karşınıza bir takvim çıkıyor.

Takvimin 9 Ekim gününü tıklarsanız "Saat 12'de Fener Rum Patriği I. BARTOLOMEOS ve beraberindeki heyet"in kabul edildiğini görüyorsunuz.

Peki, bu nasıl oluyor?

Türk yargısının verdiği bir kararda yer alan statüyü Cumhurbaşkanlığı sekretaryası nasıl değiştirebiliyor?

Ne demişti 4'üncü Daire; "Fener bir azınlık kilisesidir. Başındaki de papazdır"

Buna siz nasıl "Patrikhane ve Patrik" dersiniz?

Anladık; Pontus yok deyince yok oluyor da...

Soykırım değil, 1915 olayları deyince öyle oluyor da..

Neden, hem de "Yargıtay kararına rağmen" kilise papazına patrik diyorsunuz?

Papaz deyin papaz olsun, kilise deyin kilise olsun..

Ne diyordu o şarkı?

"Tanrı istemezse yaprak düşmezmiş

Tanrı istemezse insan ölmezmiş

Sen Tanrı mısın beni öldürdün?

Eşime dostuma beni güldürdün"

Neden dünya âleme bizi güldürüyorsunuz?

Hani öyle olsun deyince oluyordu? 12 Ekim 2007
 
bu ermeni meselesini çıkartanın derisi yüzecen sonrada bush'un
 
Dostum Kaynak Linkini Eklermisin...
 
Geri
Üst