Ergenekonun Ucu Tayyip Efendiye'de Dokundu...

MG_eVİL

New member
Katılım
20 May 2008
Mesajlar
3,623
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Sevsenizde sevmesenizde sonuna kadar Atatürk ve fi
Ergenekon iddianamesinin ek delil dosyasından Milli Gazete muhabiri Şaban Kalafat ile eski milletvekili Emin Şirin'in, Başbakan Erdoğan hakkındaki telefon görüşmesinin kaydı çıktı Konuşmada, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın 1998'deki şiir davasında avukatlığını yaptığı Erdoğan'ın mahkûm olmasını önlemek için, iki hakim ile bir savcıyı satın aldığı iddia ediliyor

Ergenekon davasında telefon dinleme kayıtlarının herhangi bir ayıklamadan geçirilmeden iddianameye ek delil dosyasına konması, Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ı hedef alan dedikodu niteliğindeki çok garip bir iddianın da dava dosyası üzerinden kamuoyuna yansımasına yol açtı.
Bu kez ortalığı karıştıran, bugünkü Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın 1998 yılındaki ünlü şiir okuma davasında o sırada avukatlığını yaptığı Erdoğan'ın mahkum olmasını önlemek için iki hakim ve bir savcıyı satın aldığı iddiası. Yazıcı, bu iddiayı "alçakça bir iftira" olarak nitelerken, bu iddiayı bir telefon konuşmasında Ergenekon sanıklarından Emin Şirin'e dillendiren Milli Gazete muhabiri Şaban Kalafat ise "bu konuşmayı hatırlamadığını" söyledi.

Niye eklediği belirsiz
Emin Şirin, 12 Haziran 2007 tarihinde Ümraniye'deki bir gecekonduda bulunan bombalarla ilgili olarak 18 Ağustos 2007 tarihinde gözaltına alınmış, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmıştı. Şirin, poliste bir gece geçirmişti. Savcı Zekeriya Öz, hazırladığı iddianamenin sanıklar listesine Şirin'i dahil etmemişti.
Savcı Öz'ün, Şirin Ergenekon davasında sanık olmadığı halde kendisinin yaptığı telefon konuşmalarını iddianamenin ekine dahil etmesi usul açısından tartışmalı bir durum yaratmış bulunuyor. Savcı Öz, iddianameye eklediği ve Başbakan Erdoğan'la ilgili iddialara da yer verilen bu telefon deşifresine yaklaşık 2.450 sayfa tutan iddianame metni içinde herhangi bir şekilde atıf yapmıyor. O zaman sanık olmayan bir şahsın telefon konuşmasının neden iddianameye eklendiği sorusu gündeme geliyor.

Erdoğan'a maaş iddiasıİddianameye ek 429'uncu klasörde bulunan söz konusu konuşma, Emin Şirin ile Kalafat arasında 12 Eylül 2007 tarihinde yapılan uzun bir telefon görüşmesi sırasında geçiyor. Bu konuşma esnasında Kalafat, Yazıcı'nın 1998 yılında Erdoğan'ın avukatlığını yaptığı sırada "bir Savcı ve iki hakimi satın aldığını", bunun için harcanan paranın da Kalyon İnşaat adlı müteahhitlik firması tarafından tahsis edildiğini ileri sürüyor.
Kalafat, aynı konuşmada Erdoğan'ın Refah Partisi İl Başkanı olduğu dönemde (1994 öncesi) kendisine Milli Gazete'den 300 bin lira maaş götürdüğünü de iddia ediyor. Aynı konuşmada eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun da bir müteahhitlik şirketinin ortağı olduğu iddiası da yer alıyor.

Yazıcı: Alçakça bir iftira
Devlet Bakanı Yazıcı, Milliyet'in konuya ilişkin sorusu üzerine " Bu alçakça bir iddia. Hiçbir mesnedi yok... Absürd... Böyle bir şey olamaz. Ben o tür işlerin içinde olamam; ben avukat olarak adaletin tecelli etmesi için çalışan kişiyim. Bunlar iftiradır, uydurmadır. Kaldı ki, o davada ikiye bir Sayın Erdoğan için mahkumiyet kararı çıktı" dedi.
Yazıcı, Savcı Zekeriya Öz'ün bu iddianın geçtiği bir konuşmanın deşifresine soruşturma dosyasının ekinde yer vermiş olması konusunda da şöyle konuştu:
"Keşke ayıklamış olsaydı. Ancak Savcı iddianamenin özgünlüğünü korumak için ulaştığı bütün verileri ayıklama yapmadan eklere dahil etme yoluna gitmiş olabilir. Ayıklamaya gitmiş olsaydı, bu kez hangi kıstaslara göre ayıkladığı konusunda bir tartışma çıkabilirdi. Bu nedenle hepsini koymuş olabilir dava dosyasına."

İşte o konuşma:
Şaban Kalafat: Adam (Erdoğan) o kadar akıllı ki, bak Abdülkadir Aksu'yu tasfiye ediyor, tasfiye ederken Aksu'nun otuz yıllık arkadaşı olan Cemil Çiçek'i birinci başbakan yardımcılığı vererek sus payı veriyor ve Abdülkadir Aksu'yu satmasına vesile oluyor.
Emin Şirin: Cemil Çiçek'e sattırdılar Aksu'yu...
Şaban Kalafat: Satıldı ama Kalyon İnşaat dik durdu. Halbuki o Hasan Kalyoncu, ki parasını kendi cebinden verdi, Recep Tayyip Erdoğan minareler süngü şiirinden yargılanırken...
E.Ş: Biliyorum, biliyorum...
Ş.K: O zaman Hayati Yazıcı avukatıydı, üç hakimden iki hâkimi ve savcıyı satın aldı Kalyon'un verdiği parayla ama Abdülkadir Aksu'yu bakan yapmadı diye Kalyon inşaat bütün işlerden çekildi, mesela Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı işlerden metrobüs işini bıraktı falan...
E.Ş: Helal olsun...
Ş.K: Ya adam böyle de tavır koydu, niye çünkü Kalyon'un büyük ortağı Abdülkadir'di...
E.Ş: Abdülkadir ne yapacak şimdi?
Ş.K: Abdülkadir Abi şu anda hiçbir şey yapmayacak, bekle gör... Çalışırlarsa Melih'le (Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek) beraber çalışabilir, çünkü Melih'in bir daha aday olma şansı yok
E.Ş: Onlar Melih'le ekip yapacaklar...
Ş.K: Evet Melih'le birlikte, çünkü Melih dikkatinizi çekiyorsa etrafını hep boşaltıyor, bürokratlarının hepsini tasfiye ediyor, kendisine yeni bir ekip oluşturmaya çalışıyor, çünkü başına geleceği biliyor.
E.Ş: Evet
Ş.K: Bütün eski ekibi Tayyip'e yakın, Abdullah'a yakın ne kadar ekip varsa onları boşaltıyor, şirket genel müdürlerini yok işte orda bilmem ne su işleri genel müdürü kimse onu ASKİ'yi, EGO'yu megoyu hepsini boşaltıyor...
E.Ş: Ama kongrede birşey yapamaz, Tayyip çok kuvvetli...

‘Erdoğan'a Milli Gazete maaşı’
Ş.K: (...) Ben bu Tayyip denilen adamı da çok iyi tanırım yani. Mesela Erhan Göksel, Mesut Yılmaz'ın danışmanıydı ama 94 öncesi parayı bastırıyordu VERSO'ya, Erhan Göksel'e... Seçimlerde hep Refah Partisi'ni birinci gösteriyordu, veyahut ikinci üçüncü gösteriyordu ki potaya girsin diye...
E.Ş: Parayı veren de Ahmet Ergün...
Ş.K: Ahmet Ergün bond çantayla veriyordu, bende resimleri var.
E.Ş: Biliyorum canım, hepsini biliyorum
Ş.K: Tayyip Erdoğan da beni kovduydu, Albayrak'ın makamında vermişti. O zaman alt katta Refah Partisi vardı üst katta da Ahmet Albayrak... Topkapı'daki bina... Sen ne arıyon lan orada
E.Ş: Evet
Ş.K: O zaman Albayrakların şirket merkezi oraydı, Tayyip beni bi gördü, "Sen ne arıyon lan burada" dedi. "İn aşağı" dedi bana, çünkü ben Tayyip'le 86'dan beri çalışıyordum. Yani bağırsağının nasıl yattığını bilirim...
E.Ş: Evet...
Ş.K: Milli Gazete'den nasıl 300 bin lira maaşı ben kendim elden götürdüğümü bilirim, beyaz zarfın içinde
E.Ş: İyi güzel de şimdi maşallah çok zengin bi adam oldu...

Kalafat: Kişisel hayatıma tecavüz
Telefondaki iddialarıyla ilgili olarak görüşüne başvurduğumuz Milli Gazete muhabiri Şaban Kalafat, "Genç Parti Genel Başkan Yardımcısı Emin Şirin'le birçok görüşmesi olduğu için Hayati Yazıcı'yla ilgili görüşmesini hatırlayamadığını" söyledi.
Kalafat, "Bu konuyla ilgili elinizde bir belge var mı?" sorusuna, "Ben konuşmak, görüş belirtmek istemiyorum" diye cevap verdi. Kalafat, Erdoğan'a zarf içinde maaş götürdüğü iddiasıyla ilgili olarak da, "Öyle bir şey olmadı, sohbet anında hızlı hızlı konuşurken, öyle çıkmış olabilir ama öyle bir şey yok, ben zarf götürmedim" dedi.
Kalafat, maaş olayıyla ilgili şöyle konuştu:

'Büyüklerimizden duyduk'
"Bunlar bizim büyüklerimizden duyduğumuz şeyler. Ben o zamanlar 16-17 yaşlarındayım. Tayyip Bey, il başkanı olduğu dönemde muhasebe şefliği yapıyordu. Teşkilat o zaman il başkanından daha fazla verim alabilmek için Tayyip Bey'e zamanının tamamını partiye ayırmasını istiyor. Tayyip Bey de geçimini nasıl temin edeceğini soruyor. Teşkilat da böyle bir yol buluyor. Yine büyüklerimizden duyduğumuza göre Tayyip Bey'e, geçimini sağlasın diye böyle bir nevi maaş veriliyor..."
Kalafat konuşmalarının dava dosyasında yer almasıyla ilgili olarak da, "Tamamıyla kişisel hayata bir tecavüzdür bu. Bu konuyla ilgili gereken tüm haklarımı, gazetemle görüşeceğim, gazetemin avukatlarıyla da görüşeceğim, ne yapabiliriz bu konuda diye. Çünkü ben hayatımda hiç içinde bulunmadığım konuyla ilgili olarak insanlar şaka yollu da olsa bana espriler yapıp, toplum için de az bir kredim varsa kredim zedeleniyor, şahsiyetim zarar görüyor. Bu konuyla ilgili gazetenin avukatlarıyla görüşeceğim" dedi.

Şirin: Dava açacağım
Emin Şirin ise Tayyip Erdoğan ve Hayati Yazıcı hakkındaki iddialarla ilgili olarak şöyle konuştu:
"Ankara'da bu dedikodu çok yaygın olarak konuşuldu. Bu konuyu Şaban'a sormak lazım... Bu dedikoduları aktardı herhalde. Şaban Milli Gazete muhabiridir, beni sık sık arar. Kandillerde, bayramlarda arar. Ankara'da bu dedikodular bol bol konuşuluyor."
Ergenekon dosyasında telefon konuşmalarının yer aldığından haberi olmadığını söyleyen Emin Şirin, "Bunun özel hayata saldırı olduğu konusunda en ufak bir tereddüt yok. Savcı beyin bu konudaki duyarsızlığını da hayretle karşılıyorum. Bütün bunlar Savcı Zekeriya Öz ve ekibinin tarafsızlığına büyük bir gölge düşürüyor, ben dava açacağım" dedi.
 
dışarıda kimseyi bırakmayacak bu savcı

hadi göreve

hadi zanlı diye al içeri

ya-pa-maz

hak yerini bulamaz
 
dışarıda kimseyi bırakmayacak bu savcı

hadi göreve

hadi zanlı diye al içeri

ya-pa-maz

hak yerini bulamaz

o sıkar biraz arkadaşım sen ne diyon bi telefon açar tak aldıtırır böle bişey mi olur aa görmüyon mu 2 hakim ve savcı satın alınmış bu neden almasınlar ki....:vur:vur:vur
 
bizi yönetsin diye aldık

ali kıran baş kesen çıktı karşımıza

en iyi inci baba yapardı............................:)
 
ergenekon soruşturmasını engellemeye çalışan kim,davayı sulandırmaya çalışan kim baykal denen ülkenin belası değilmi solcular çamuru başkalarınada bulaştırmaya çalışıyor her yalan habere inanmayın .savcıların başbakan hakkında en ufak delil bulsalar vallahi asarlar şiir yüzünden ceza verenler.hemen alaşağı ederler bu ülkede bir kişinin dokunulmazlığı var oda baykaldır.siz içerdekilre lanet okuyun ne yapacaksınız çamur atmayı
 
ergenekon soruşturmasını engellemeye çalışan kim,davayı sulandırmaya çalışan kim baykal denen ülkenin belası değilmi solcular çamuru başkalarınada bulaştırmaya çalışıyor her yalan habere inanmayın .savcıların başbakan hakkında en ufak delil bulsalar vallahi asarlar şiir yüzünden ceza verenler.hemen alaşağı ederler bu ülkede bir kişinin dokunulmazlığı var oda baykaldır.siz içerdekilre lanet okuyun ne yapacaksınız çamur atmayı

tabi canım kaç tane davası bilen yok zaten siz sadece adamın 2 din sözü söylüyor 2 orayı burayı açıyor oy veriyorsunuz...

Albayraklar'da şok itiraf

Albayrak" sanıkları, İstanbul DGM'de verdikleri ifadelerde en büyük hayallerini açıkladılar: Recep Tayyip Erdoğan'ı geleceğin başbakanı yapmak
Sanıklar amaçlarını gerçekleştirmek için Büyükşehir ve ilçe belediyelerini ihalelerle soyduklarını ve ihale talimatlarını Erdoğan'dan aldıklarını söylediler

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden ve ilçe belediyelerinden Albayraklar A.Ş'ye verilen metro, ulaşım ve inşaat ihaleleriyle ile ilgili yürütülen "Temiz Şehir Operasyonu" soruşturması kapsamında gözaltına alınan şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Albayrak'ın da aralarında bulunduğu 14 kişi, dün çıkarıldıkları İstanbul DGM'de önemli itiraflarda bulundular.

İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin talimatıyla başlatılan Albayraklar Operasyonu'nda üç günlük ek gözaltı süresi dün sona erdi ve sanıklar mahkemeye çıkarıldı. İstanbul Organize Suçlar Silah ve Kaçakçılık Şube Müdürlüğü'ndeki sorguları tamamlanan, aralarında Albayrak AŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve Yeni Şafak Gazetesi'nin sahibi Mustafa Albayrak'ın da bulunduğu 14 kişi, dün saat 10.45 sıralarında Beşiktaş'ta bulunan İstanbul DGM'ye getirildi.

MÜFETTİŞ RAPORU ESAS ALINDI
Bir polis minibüsüyle elleri kelepçesiz olarak Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne getirilen Mustafa Albayrak, Harun Karaca, Necmi Kadıoğlu, Lütfiye Erdoğan, Tufan Mengi, İbrahim Karaca, Nuran Erdoğan, Hamit Çelik, Nafiz Biber, Alican Balcı, Bahattin Aktaş, Remzi Uzun, Mehmet Karadeniz ve Hayrettin Kökbaş'ın ifadesi DGM Savcısı Abdülaziz Özaslan tarafından alındı. İfadeler, İçişleri Bakanlığı Müfettişi Candan Eren tarafından hazırlanan tevdii raporu doğrultusunda alındı. Sanıkların ifadelerinin alınması gece geç saatlere kadar devam etti.

GAZETECİLERE SALDIRDILAR
Dün sabah saatlerinde DGM'ye getirilen Albayrak AŞ sanıkları başta Recep Tayyip Erdoğan'ın Belediye Başkanlığı dönemindeki danışmanı Tufan Mengi olmak üzere duruşmaya izleyen basın mensuplarına saldırdılar. Sanıkların saldırı ve taşkınlıkları polis ekipleri tarafından güçlükle önlendi. Mengi bu sırada polislere de direndi.

TÜM KİRLİ İLİŞKİLER ORTAYA DÖKÜLDÜ
Poliste yapılan sorgulamada şirket danışmanları ve çalışanları önemli itiraflarda bulundular. Bu itiraflar sırasında Albayraklar'ın "büyük hayali" de ortaya çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın danışmanı Harun Karaca ile İştirakler eski Daire Başkanı Necmi Kadıoğlu tek amacın Erdoğan'ın siyasi bir güç haline getirmek olduğunu itiraf ettiler. Karaca ve Kadıoğlu'nun poliste yaptıkları itiraflarla Albayrak şebekesinin bütün kirli ilişkilerini ve yasadışı işlerini itiraf ettikleri ileri sürüldü. Polis itiraflar doğrultusunda yaptığı operasyonlarda gerekli delillere ulaşmayı da başardı.

TALİMATLARI ERDOĞAN VERDİ
Edinilen bilgilere göre Karaca ve Kadıoğlu polis sorgusu sırasında verdikleri ifade ile yapılan her şeyin siyasi güç edinme amacına yönelik olduğunu itiraf ettiler. Albayraklar'ın yoktan varolduklarını, sahte belgelerle ihalelere girerek Büyükşehir Belediyesi'nden para hortumladıklarını ve hazırlanan ihale şartnamelerinin bile Erdoğan'ın talimatları ile Albayrak şirketler grubunun kazanacağı şekilde düzenlendiğini öne sürdüler.

MADDİ KAYNAK İÇİN HİLELİ İHALELER
Karaca ve Kadıoğlu'nun itiraflarında Albayraklar'ın, Erdoğan'ı Türkiye'nin gelecekteki başbakanlığına hazırlamak, kendilerini de Türkiye'nin sayılı işadamları arasına sokmak için maddi kaynağa ihtiyaç duyduklarını bunu da belediye kaynaklarını hileli ihaleler yolu ile hortumla***** sağladıklarını ileri sürdüler.

İşte şok eden itiraflar:


1-Traktör ve bisikletleri taşıma aracı gösterdiler
Albayraklar aralarında traktör ve bisiklet gibi araçların da bulunduğu 737 aracı, Fatih 28. Noter'de çalışan bir kadın aracılığı ile "son model taşıma aracı" gibi tescil ettirdiler. Bu sayede şirket, ihaleye girmesi için gerekli kriterlerini tutturdu ve belediyenin taşıma ihalelerine girdi. Şirket, ihaleleri kazandı, ancak sahte belgeli araçların trafikte kullanım süreleri bile dolmuştu.

2-Naylon firmalarla sahte rakipler yarattılar
Albayrak'In Şirket muhasebecilerinden Nuran Erdoğan da verdiği ifadede, Albayraklar'ın naylon faturalar keserek şirket cirolarını yüksek tuttuklarını söledi. Erdoğan, Albayraklar'ın kendi isimlerinin fazla göz önüne çıkmaması için 3. kişilere kredibilitesi olmayan şirketler kurdurarak bu şirketleri ihalelere soktuklarını, fakat ihale konusu işleri yine kendi şirketlerine yaptırdıklarını itiraf etti.

3-Yapılmayan işler için büyük ödemeler
Şebeke, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Kağıthane Belediyesi ve Gebze Belediyesi yetkilileri tarafından siyasi ve sosyal görüşten kaynaklanan yakınlıkla ihalelere fesat karıştırmak sureti ile Albayraklar'a ihale kaynağı yarattı. Belediye yetkilileri, kendi araçlarını dahi bu şirket üzerinden makam aracı olarak gösterip belediyeden rant sağladılar. Şebeke, belediyelerin ağaç dikimi park ve bahçelerin bakımı adı altında sağlıksız satın alımlara ve gerçeği yansıtmayan işlere büyük ödemeler yapmasını sağladı.

İŞTE ALBAYRAK İTİRAFÇILARI
İstanbul Organize Suçlar Silah ve Kaçakçılık Şube Müdürlüğü ile Devlet Güvenlik Mahkemesi'ndeki sorgular, Albayrak AŞ sanıklarının korkunç bir kopmlo içinde olduklarını ortaya çıkardı. Özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlık dönemindeki danışmanı Harun Karaca ile İştirakler eski Daire Başkanı Necmi Kadıoğlu, şok edici itiraflarda bulundular. Albayrak AŞ muhasebecilerinden Nuran Erdoğan'ın itirafları da İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerindeki soygunlara açıklık getirdi. Karaca ve Kadıoğlu, belediyeleri soymayı amaçlayan organizasyonun tek hedefinin halen AK Parti Genel Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan'ın gelecekteki başbakanlığa hazırlanması olduğunu söylediler. Bu arada bu kirli organizasyonun bir diğer amacının da Albayraklar'ı Türkiye'nin sayılı işadamları arasına sokmak olduğu ifadeler sonunda ortaya çıktı. Ancak Mustafa Albayrak'ın Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı yaptığı Albayrak AŞ bu iş için naylon şirketler kullandığı da belirlendi.

BEDAŞ'ın faturalarını yaktılar
Albayraklar'a ait Sistem İnşaat şirketi yetkilisi, Güngören, Sefaköy ve Bakırköy'de dağıtması gereken elektrik faturalarını yakarak boş bir arsaya attı

Temiz Şehir Operasyonu'nun sanıkları Albayrak kardeşlere ait Sistem İnşaat'ın Avrupa Yakası'nın elektrik dağıtım şirketi olan Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ'nin (BEDAŞ) elektrik sayaç okuma ve dağıtım işini de üstlendiği ancak şirket çalışanlarının faturaları dağıtmak yerine yaktıkları ortaya çıktı.

VATANDAŞLAR ŞİKAYET ETTİ
Vatandaşların şikayeti üzerine ortaya çıkan olay şöyle gelişti: Albayraklar'a ait olan Sistem İnşaat Turizm Sanayi A.Ş, 2000 yılının Eylül ayında BEDAŞ'ın Güngören, Sefaköy ve Bakırköy ilçelerindeki elektrik sayaç okuma ve dağıtım işini ihale ile aldı. Vatandaşların "fatura gelmediği" yönündeki şikayetleri bu ihale sonrasına rastlayınca BEDAŞ bir yazı yazarak Sistem İnşaat'ı uyardı ve durumun kontrol edilmesini istedi. Ancak aradan geçen süreye rağmen bu konuda bir ilerleme kaydedilemedi.

YARISI YANMIŞ FATURALAR
Olay Mayıs ayında, Gaziosmanpaşa Mahallesi sakinlerinin yaptığı bir ihbar ile açıklığa kavuştu. Boş bir arsada tomar tomar yarısı yanmış fatura bulundu. Sefaköy İşletme Müdürlüğü'ne ait faturalar olay yerinden alındıktan sonra bu faturaları dağıtmakla görevli Mustafa Sarıduman'ın ifadesine başvuruldu. Suçunu itiraf eden Mustafa Sarıduman faturaları dağıtmak için arabanın bagajına koyduğunu ancak orada unuttuğunu anlattı ve son ödeme tarihlerinin geçtiğini fark edince de yaktığını söyledi.

GÖREVLİ RÜŞVET İSTEDİ
İGDAŞ ve İSKİ'nin de fatura dağıtım işini üstlenen Sistem İnşaat yetkilileri olayın ortaya çıkarılmasından sonra saha elemanı Mustafa Sarıduman'la ilgili herhangi bir işlem yapmadan İSKİ'ye kaydırdılar.

Öte yandan, Güngören bölgesinde görevli Sistem İnşaat çalışanı Muhammet İlyas Turna ile ilgili olarak da bir konfeksiyoncu rüşvet istediği iddiasıyla Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

Tufan Mengi ev kurşunlatmış
"Temiz Şehir" Operasyonu sanıklarından İstanbul Büyükşehir eski Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski danışmanı Tufan Mengi ile ilgili ise halen Fatih Adliyesi'nde görülen bir tehdit davası ortaya çıkarıldı. Fatih Adliyesi'ndeki dosyaya göre Yeni Şafak Gazetesi'ni Albayrak kardeşler ile birlikte satın alan ve anlaşmazlığa düşünce de hissesini satan Fatih Saraç, tehdit edildiğini ve kardeşinin evinin kurşunlandığını öne sürerek savcılığa suç duyurusunda bulundu. Siyasi yasaklı Necmettin Erbakan'ın şeyhi olarak tanınan İmam Emin Saraç'ın oğlu ve BİM Marketler Zinciri'nin büyük ortağı olan Fatih Saraç, suç duyurusunda kendisinden haraç istendiğini öne sürdü. Bunun üzerine Erdoğan'ın eski danışmanı Tufan Mengi ile tetikçisi olduğu ileri sürülen Yılmaz Çelik hakkında dava açıldı.

3 Albayrak aranıyor
İstanbul Organize Suçlar Şubesi ve Mali polis tarafından bir haftadır sürdürülen Temiz Şehir Operasyonu'nda el konulan 25 bilgisayar ve 6 kasada ele geçirilen evrakların Albayrak çetesinin işledikleri suçlarda kullandıkları belgeler olduğu ortaya çıktı. Albayrak kardeşlerden şebekenin organizasyonunu yaptığı belirlenen Ahmet Albayrak, Muzaffer Albayrak ve Nuri Albayrak halen polis tarafından her yerde aranmaya devam ediliyor. Bugüne kadar gözaltına alınan 14 sanık haricinde Saffet Albayrak, Kazım Albayrak, Başaran Tellioğlu, Osman Tellioğlu, Muzaffer Yaşar, Ahmet Kahraman, Murat İhsan Demirağ, Müslim Yavuz, Şevket Özkarasu, Tayyar Koçak, Kazım Soylu, Sefer Salim Gündoğmuş, Abdullah Coşkuner, Halil Kurşun, Hayri Kır, Ahmet Aslantürk, Abdullah Ergün, Faruk Albayrakve Adem Altınsoy'u ifadelerine başvurarak serbest bırakmıştı.


al sana erdoğanın daha bi yüzü daha neleri war bi bilseniz.. ama size anlatmak gerekmiyor kömür dağıtmak kuran okumak aşık veysel'in sözlerini okumak gerek siz sözden anlamazsını çnkü....

ya de get tayyibe dokunmus baykla dokundu abes insan

sana zaten cevap vermiyorum koyduğum yazıyı oku sadece... hemde bu yazıyı sizin gazeteniz sabahtan koydum :goz::goz::goz:
 
yha ucu tayyibe dokunsan tayyyib bu noktalara getirirmidi bu davayı sacmalamaın ....
 
Geri
Üst