Ergenekon Savcısına Baskı Başladı

Serdengeçti

Banned
Katılım
8 May 2007
Mesajlar
1,808
Reaction score
0
Puanları
0
Kapatma davasını açan savcıya eleştirilere "baskı var" diye isyan edilirken, Ergenekon Terör Örgütünün kökünü kazıyan savcıya "müfettiş" yoluyla baskı başladı.

O baskı da bu değil mi?

Başbakan Erdoğan, daha bugün "Türkiye Çetelerden Arınacak" derken, Adalet Bakanlığı tam tersi yönde adım attı.

AKP'ye kapatma davası açan Yargıtay Başsavcısı'na yönelik eleştireler, "yargı baskı altına alınıyor" diye tepki çekmiş, 26 Hukuk Fakültesi dekanı ortak bildiri yayınlamıştı. Hürriyet Gazetesi de bildiriyi bugün manşetine çekti.

Ancak, tüm dünyada Gladyo yapılanmaları temizlenirken, Türkiye'de çok gecikmeli de olsa derin yapılanma Ergenekon Terör Örgütü'nün kökünü kazıyan savcıya Adalet Bakanlığı'ndan müfettişler gönderilerek baskı başladı.

DOKUNULMAZLARI DEVİREN SAVCI

Dokunulamaz olarak nitelenen "polis benim mahallemden geçemez" diyen Veli Küçük'ten başlayarak pek çok önemli ismi gözaltına alan ve Ergenekon'un şifrelerini çözmeye başlayan Savcı Zekeriya Öz'e yapılan baskı karşısında sivil toplum örgütlerinden büyük tepki gelmesi bekleniyor.

İKİ MÜFETTİŞ GÖNDERİLDİ

Adalet Bakanlığı'nın görevlendirdiği iki müfettişin soruşturmayı yürüten savcılık ve emniyette inceleme başlattığı ortaya çıktı.

Adalet Bakanlığı'nın, iki müfettişi Ergenekon operasyonunu yürüten savcılık ve emniyet biriminde inceleme başlatmak üzere görevlendirdiği ortaya çıktı. Bakanlığın görevlendirdiği iki müfettişin, bir hafta, on gündür incelemesinin sürdüğü öğrenildi. Müfettişlerin, Ergenekon operasyonu soruşturması devam ederken bilgilerin kim veya kimler tarafından basına sızdırıldığını araştırdığı ifade ediliyor.

MÜFETTİŞLER GELDİ AMA SAVCI İŞİNE BAKTI

Soruşturmanın başlamasından beri medyayla tüm bağını kesen savcı Zekeriya Öz'ün müfettişlerden etkilenmeden zincirleme gözaltılara devam etmesi ise, Ergenekon'un çökertilmesi için büyük umut oldu.

SAVCI ÖZ'E DE SARIKAYA YÖNTEMİ Mİ?

Şemdinli Savcısı Ferhat Sarıkaya da önce müfettişler yoluyla denetlenmiş, sonra görevden alınmasını tetikleyen süreç işletilmişti. Cemil Çiçek'in Adalet Bakanlığı döneminde gerçekleşen Sarıkaya olayının benzeri yeni Adalet Bakanı Şahin döneminde de aynı şekilde gelişmeye başladı.

http://www.aktifhaber.com/news_detail.php?id=161326
 
eeeeeeeeeeee hocam boşuna kapatma davasını açmadılar ergenekon gündemden düşsün diye çare olarak bunu seçtiler
 
dünya yuvarlaktır döner....
 
Sizleri tebrik etmek lazım.Tutuklamalar başlayalı 9 ay oldu.9 aydır tek suçu iktidar ve onun yöneticilerini eleştiren bir sürü yazar içerde ve ortada iddianame yok ve sizler buna Ergenekon örgütünün kökünü kazıyan savcı diyebiliyorsunuz üstelik denetmenine bile aldırış etmeyen savcı diye alkış tutuyorsunuz.Bunu adı olsa olsa skandal olabilir,faşizm olabilir.Bu resman AKP derin devletinin muhalefeti susturma çabaları,başkada hiç bir şey degil.
 
gözaltılar için adalet bakanı ''herkes görevini yapıyor'' demiş.Peki kapatma davasını açan baş savcı görevini yapmıyormuydu.Nasılda işinize geleni söylüyorsunuz takiyyeciler sizi.
 
Mehmet Y. YILMAZ
[email protected]

Ferhat Sarıkaya’nın sicilini hatırlayalım


YARGITAY Başsavcısı’na AKP’den ve hükümet borazanı medyadan kaynaklanan saldırıları eleştirenlere, meslekten çıkarılan Van Savcısı Ferhat Sarıkaya örneğini vermek genel bir eğilim olmuşa benziyor.

"Başsavcıyı destekleyenler neden Ferhat Sarıkaya’nın arkasında durmadılar" deniliyor.

Ferhat Sarıkaya’nın arkasında durmayanlardan biri de benim.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde yaptıkları nedeniyle.

Hafızası zayıf olanlar için o dava sürecinin nasıl cereyan ettiğini hatırlatmakta yarar var.

Nisan 2005’te Van Başsavcılığı’na gelen ve Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) alımlarında yolsuzluk yapıldığı iddiasını içeren imzasız bir ihbar mektubu, "görevsizlik" kararı verilerek rafa kaldırıldı.

Aynı ihbar, Haziran 2005’te özel yetkili savcı olarak dosyaya bakan Ferhat Sarıkaya tarafından, yargılama için YÖK izni gerektirmeyen "çıkar amaçlı suç örgütü kurulduğu" suçlamasıyla işleme kondu. Rektör Prof. Dr. Yücel Aşkın ile üniversite yönetimi 25 milyon dolarlık tıbbi malzeme alımında yolsuzluk yapmakla suçlandı.

YYÜ Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı’nın tutuklanmasının ardından, o sırada yurtdışında bulunan Prof. Aşkın’ın evinde 13 saat süren bir arama yapıldı. İkinci suçlama "tarihi eser kaçakçılığı"ydı.

Suçlamaları onuruna yediremeyen Enver Arpalı "Bu lekeyle yaşayamam" diyerek cezaevinde canına kıydı. Aynı koğuşta kalan ve kalp spazmı geçirerek hastaneye kaldırılan Aşkın’ın kalbine üç stent takıldı.

Van 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde, 13 saatlik baskının ardından "tarihi eser kaçakçılığı" iddiasıyla açılan davanın ilk duruşmasında, tekerlekli sandalye ile mahkemeye getirilen Aşkın’ın beraatine karar verildi.

"Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, bazı öğretim üyelerini sürgüne göndermek, fişleme yapmak"la suçlanan Aşkın hakkında 3 bin yıla kadar hapis istemiyle açılan dava Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Aşkın 15 gün sonraki ikinci duruşmada tahliye edildi.

Özel yetkili Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi, "görevsizlik" kararını Haziran 2007’de verdi, "suç örgütünün varlığından söz edilemeyeceğine" hükmetti.

Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 33 ay boyunca yapılan başvurulara rağmen işletilmeyen süreci işletti ve "sanıkların yargılanması için YÖK’ün izni gerektiğine" karar verdi. Ve dosya "yargılama izni" verilmesi için aylar önce üniversitede yolsuzluk yapılmadığını saptayan YÖK’e gönderildi!

Hükümetin bir işaretiyle insanların onuruyla oynamakta sakınca görmeyen, bir kişinin intihar etmesine yol açan bir savcıyı neden savunacakmışım ki?

Takiye yoksa savunma çok işe yarar

BEN AKP yöneticisi ya da üyesi olsaydım, Yargıtay Başsavcısı’nın açtığı davayı bir fırsat olarak görürdüm.

Bu dava, AKP yöneticilerinin bir türlü inandırıcı olmayı başaramadıkları yeni durumlarını herkese olanca açıklığı ile anlatmak için bulunmayacak bir olanak yaratıyor.

Milli Görüş çizgisindeyken neler düşündüklerini ama sonra nasıl bir düşünsel evrim geçirdiklerini açıklamaları, bu dava nedeniyle yapılacak savunmada açıkça ortaya konabilir çünkü.

Laiklik konusuna eskiden nasıl yaklaşıyorlardı, şimdi neden öyle düşünmüyorlar, laikliği ve demokrasiyi neden daha doğru bir rejim biçimi olarak tarif ediyorlar gibi konularda nasıl bir düşünce evrimi geçirdiklerini herkes gibi ben de merak ediyorum.

Bugüne kadar bu yönde yaptıkları konuşmaların ciddiye alınmamış olmasının en önemli nedeni, bu değişimin nedenlerinin kapsamlı olarak ortaya konulmamış olmasıdır.

Eğer "Değiştik, laikliğin en büyük savunucusu biziz, demokrasiden sapmayacağız" sözlerinde samimilerse bu fırsatı kullanmalılar.

Bunu AKP yönetici kadrosunun değiştiğine inanarak ya da sadece ekonomik istikrar bozulmasın diye geçen seçimde onlara oy veren seçmenlerine borçlular.

Elbette yaptıkları büyük bir göz boyama ve "tak
 
gözaltılar için adalet bakanı ''herkes görevini yapıyor'' demiş.Peki kapatma davasını açan baş savcı görevini yapmıyormuydu.Nasılda işinize geleni söylüyorsunuz takiyyeciler sizi.

başsavcı dmek görevini yapmış koca başsavcı bu makama kadar gelmiş te hala öğrenememiş mi Cumhurbaşkanı siyaset üstü bir makama sahip olduğunu yargılanabilmesi içn sadece vatan haini suçuyla yargılanabielceğini,,,hala öğrenememiş mi bu savcı devam eden bir dava yı delil olarak sunulamayacağını

işini ne mükemmel yapmış ama helal olsun
:mad: :mad::mad:
 
Laik düzenin karşısında olmak da bir vatan hainliğidir arkadasım..bu kadar adam toplandı anti-akp li..sonucunda birşey yapıldı mı ?gün gelecek Tayyip ve tayfası da söyledikleri yüzünden ceza alacaklar..bu içeriye alınan insanların savundugu degerlerin haklılıgı ortaya cıkacak o zaman ne yapacaksınız.suçsuz oldugu için yeni şafak,zaman yazarlarından 1 tanesi göz altına alınsa ne kadar zıplayacagınızı düşünün o zaman hak vereceksiniz..
 
Ahmet Altan demeki boşuna dememiş "Darbeci kemalizm devletten kazınacak" diye
 
Şemdinlide hükümet bi eksik yaptı Savcı görevden alınırken pasif kaldı
Bu savcı içinde aynı taktik uygulanır ve bu
Ergenekon denen çeteye gereken yaptırım uygulanmazsa bu sebebten
Akp biter
 
başsavcı dmek görevini yapmış koca başsavcı bu makama kadar gelmiş te hala öğrenememiş mi Cumhurbaşkanı siyaset üstü bir makama sahip olduğunu yargılanabilmesi içn sadece vatan haini suçuyla yargılanabielceğini,,,hala öğrenememiş mi bu savcı devam eden bir dava yı delil olarak sunulamayacağını

işini ne mükemmel yapmış ama helal olsun
:mad: :mad::mad:

sen cumhurbaşkanının olması gerektiği gibi siyaset üstü özellikle tarafsız olduğuna inanıyormusun

Şemdinlide hükümet bi eksik yaptı Savcı görevden alınırken pasif kaldı
Bu savcı içinde aynı taktik uygulanır ve bu
Ergenekon denen çeteye gereken yaptırım uygulanmazsa bu sebebten
Akp biter

inan T.C ve halkımız için özelikle geleceğimiz açısından çok iyi olur
 
Kılıclar Cekıldı Bu Ulkede Bunlar Kazınmadıkca Bu Ulkenın Onu Acılmayacaktır Cetelerın Mafyaların Uzerıne Gıden Yureklı ınsan Sonuna Kadar Arkandayız Sayın Başbakan
 
gözaltılar için adalet bakanı ''herkes görevini yapıyor'' demiş.Peki kapatma davasını açan baş savcı görevini yapmıyormuydu.Nasılda işinize geleni söylüyorsunuz takiyyeciler sizi.

helal olsun kardesim, bunu yazcaktım ki sen benden once davranmıssın, agzına saglık
 
ya hocam bırak allahaşkına ya ne baskısı. daha ortada iddianame yok bişey yok insanlar kaç aydır içerde sorgulanıyor. neyse bu aylarca sorgulayıp da bulamadıkları? müfettiş gitmişse bundan gitmiştir kanımca..
ayrıca cumhuriyet gazetesini bombaladığı iddia edilen örgütle bağlantısı var diye 80 yaşındaki cumhuriyet yazarı ilhan selçuk u gözaltına almak ne yaman çelişkidir. savcı "görevini" iyi yapıyor hakkaten..
 
başsavcı dmek görevini yapmış koca başsavcı bu makama kadar gelmiş te hala öğrenememiş mi Cumhurbaşkanı siyaset üstü bir makama sahip olduğunu yargılanabilmesi içn sadece vatan haini suçuyla yargılanabielceğini,,,hala öğrenememiş mi bu savcı devam eden bir dava yı delil olarak sunulamayacağını

işini ne mükemmel yapmış ama helal olsun
:mad: :mad::mad:




evet cumhurbaşkanı siyaset üstü bir konumdadır ve sadece vatana ihanetten yargılanabilir ancak cumhurbaşkanı cumhurbaşkanı olmadan önce işlediği iddia edilen suçlardan dolayı yargılanabilir kayıp trilyon davasından necmettin erbakanın da aralarında bulunduğu bazı kişiler kayıp trilyon davasında sahtecilik suçundan yargılanalarak mahkum oldular gül ise bu davanın sanıkları arasında bulunmasına rağmen millet vekili dokunulmazlığı kaldırılmadığı ve en son 22. yasama döneminde ise hakkındaki dosya, TBMM’de dönem sonuna bırakıldığı için yargılanamadı Bu davadaki suçlama, bütünüyle parti örgütündeki görevinden kaynaklanmakta olup, kişisel suç niteliğindedir. Suçlama "sahtecilik"tir. Cumhurbaşkanı seçilmekle, seçilmeden önceki kişisel suçları yönünden dokunulmazlığı söz konusu olmayacağı için, kayıp trilyon davasından yargılanacak ve mahkeme önüne çıkacaktır.Milletvekillerinin aksine Cumhurbaşkanlarının kişisel suçlardan dolayı dokunulmazlığı yok. Bu olayda, milletvekilliği nedeniyle duran soruşturma ve zamanaşımı ise Cumhurbaşkanı seçilmesiyle ortadan kalkacağı için, bu dava yürümeye devam eder.

bazı kısımlar alıntıdır

Laik düzenin karşısında olmak da bir vatan hainliğidir QUOTE]

cumhurbaşkanı nasıl laikliğin karşısında durmuş söyle bakalım sen bunu biliyon da koskoca cumhurbaşkanı bilmiyor mu yani



Sizce Muhtırada bahsedilen “Cumhuriyet düşmanı” kim?

“Bu, Cumhuriyet döneminin sonudur. Laik sistem çökmüştür ve onu kesinlikle değiştirmek istiyoruz.”

(27 Kasım 1995 The Guardian Gazetesi)

“Çukurca’da dağa ‘Ne Mutlu Türk’üm Diyene diye yazmışsınız. Maalesef resmi ideoloji, Türk milliyetçiliği şeklinde kendisini ırki taassup (ırkçı yobazlık) olarak tezahür ettirmiştir.” (DYP’li Baki Tuğ, DEP’li Remzi Kartal ile katıldığı bir konferans)

“Türkiye’de bir sistem bunalımı var. Halka zorla diretilen, halkına zıt, ona düşman bir sistem. İşte onun içindir ki, bugün senelerdir beraber olduğumuz bazı insanlar ayrılıkçı mücadele içine girmişler. Ülke bütünlüğünü bile tehlikeli duruma getirir hale gelmiş böyle bir sistem...”

“Türkiye’nin resmi ideolojisinin tabii karakterleri bu sistemi kuran tek partinin altı sloganı ile ortaya çıktı. Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devrimcilik, devletçilik ve laiklik… Bu ilkeler hep bu halka bir zorlatma şeklinde dayatıldı... Uygulamada tam bir diktatörlük…

“… (Atatürk’ün) Türkiye’nin Irak, Libya, Suriye’ye benzeyen çok yanları var. Neden? Aynı TEK ADAM pozisyonu. Bugün Libya, Irak ve Suriye’ye gidin, tek insanın resimleri vardır her yerde. Tek insanın heykelleri vardır.”

“Devrimcilik adı altında yine bir dizi hukuki düzenleme tepeden inme, zorla getirilmiş ve zorla kabul ettirilmiştir.”

“Milliyetçilik maalesef bir nevi ırkçılık şeklinde devam etmiştir…

Milliyetçilik öyle olmuş ki, Türkçülük şeklinde alınmış ve bu ister istemez aksini de bazı insanların aklına getirmiştir. Mesela bunları açık söylemek zorundayım, ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ lafını tutup her yere yaza yaza, Türkiye aslında İLKEL bir hale dönmüştür...”

“Türkiye’nin bütünlüğünü tehdit eden, en büyük tahribatı vermiş olan sistemin ilkelerinden biri de LAİKLİK ilkesidir. Türk milletinin moral değerlerinin ana kaynağı din olacak, İslam olacak, sonra siz bunu potansiyel tehlike olarak göreceksiniz ve bunu uygulamalarla ortaya koyacaksınız.”

“Aynı şekilde, dindar olan bir subaya da siz kendi ordunuzda hayat hakkı vermiyorsanız, bunu açıkça söylemeden onu saf dışı ediyorsanız, sanki safra atar gibi, ajan yakalamış gibi onları ayıklıyorsanız, siz o zaman bu ülkenin devamını, bütünlüğünü nasıl temin edersiniz?..”

“Bu açıdan ikinci Cumhuriyet, yeni OSMANLICILIK kavramlarının ve bu tartışmaların ortaya gelmesini ben çok sağlıklı görüyorum ve geleceğe çok ümitle bakıyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.”

(Türkiye’nin Milli Bütünlüğü ve Güvenliği. İş Dünyası Vakfı Yayını)

“İslam’a aykırı kanunlar kalkacak…”

“Evet (zulüm gördük). Eşim liseyi dışarıdan bitirmek istedi. Başörtüsü var diye imtihana almadılar.”

“İçimizde öfke var…”

“(Anayasa’nın ilk dört maddesini kastederek) gücümüz olursa değiştirebiliriz… Artık Türkiye yasaklarla gidemez. Yani anayasada şu yasak var bu yasak var diye gitmez. Halk isterse yapılır.”

“Türkiye’de açık-gizli İslam düşmanlığı olduğuna inanıyoruz.”

“ Şeriat’ı tanımlamak lâzım… Eğer insanlar “ben Müslüman’ım” diyorsa, inançlarına göre yaşamak zorundadır. Ama başkası bunu istemiyorsa o kendi bileceği iştir.”

“Türkiye’de geçerli kanunlar arasında İslam’a aykırı olan da var, olmayan da. Aykırı olanlar baskıdır. Baskı kalkacak. Bu hakkı kullanacağım. Halka bu imkanı vereceğim.”

(Milliyet Gazetesi 10 Aralık 1995, Nilgün Cerrahoğlu ile röportaj)

benim uydurmalarım değil bizzat gül ile yapılan röportaj
 
emin olun ki bir hafta önce Ak partiye kapatma davası açılmasıyda şimdi bunlar bu savcıyı da Van savcısı Ferhat Sarıkaya gibi çiğ çiğ yerlerdi ama daha düne kadar Yargıtay cumhuriyet başsavcısının açtığı dava yüzünden ;

"Efendim yargıya güvenelim"

"yargı bağımsızdır"

"son kararı hukuk verecektir"

"Burası bir hukuk devletidir"

gibi laflar ettiklerinden dolayı bu savcının üstüne fazla gidemiyorlar.

Çünkü biliyorlarki birileride onlara diyecek ki " İyide bu savcı da görevini yapıyor hani burası hukuk devleti idi"
 
emin olun ki bir hafta önce Ak partiye kapatma davası açılmasıyda şimdi bunlar bu savcıyı da Van savcısı Ferhat Sarıkaya gibi çiğ çiğ yerlerdi ama daha düne kadar Yargıtay cumhuriyet başsavcısının açtığı dava yüzünden ;

"Efendim yargıya güvenelim"

"yargı bağımsızdır"

"son kararı hukuk verecektir"

"Burası bir hukuk devletidir"

gibi laflar ettiklerinden dolayı bu savcının üstüne fazla gidemiyorlar.

Çünkü biliyorlarki birileride onlara diyecek ki " İyide bu savcı da görevini yapıyor hani burası hukuk devleti idi"

savcı görevini yapıyormuş daha siz aradaki farkı bile anlayamıyorsunuz.Ergenekon savcısı 9 aydır elinde iddianame yok tutuklayarak,niyetine uygun hazırlayacagı iddianameye delil uydurmaya çalışıyor ve bu savcıyı alkışlıyorsunuz.AKP yi kapatmaya çalışan savcı iddianamesini hazırlamış tam 162 sayfa ve elinde 17 klasör belge var ve bu savcıyı vatan haini etmediginiz kaldı forumda edenlerinizde çıktı işte sizin HUKUK ANLAYIŞINIZ.
 
savcı görevini yapıyormuş daha siz aradaki farkı bile anlayamıyorsunuz.Ergenekon savcısı 9 aydır elinde iddianame yok tutuklayarak,niyetine uygun hazırlayacagı iddianameye delil uydurmaya çalışıyor ve bu savcıyı alkışlıyorsunuz.AKP yi kapatmaya çalışan savcı iddianamesini hazırlamış tam 162 sayfa ve elinde 17 klasör belge var ve bu savcıyı vatan haini etmediginiz kaldı forumda edenlerinizde çıktı işte sizin HUKUK ANLAYIŞINIZ.


Savcının elinde ki belgelerin hepsi gazte küpürlerinden ve Vural savaşın kitabından alıntıdır.Hatta bazı cümleler virgülüne kadar bile aynı.

Asıl bu savcı yetkisini aşmıştır.Cumhurbaşkanının devlete ihanet dışında yargılanamayacağını bildiği halde yargıyı kendi siyasi görüşüne alet etmiştir.

delil diye sunduğu belgelerin hiç biri suç değildir.

neymiş efendim bülent arınç demişki laikliği yeniden tanımlayaılm veya herhangi birisi demişki başörtüsü yasağı kalsın falan filan

iyide bu lafların daha ağırlarını hergün onlarca gazeteci köşe yazısdında söylüyor.

madem bunlar suç ise ozaman niçin bunların haklarında dava açılıp yargılanmıyorlar.

Ozaman bunlar suç değilse suç olmayan şeyleri delil diye sunmak hangi kanunda var.

Bu savcının delil diye sundukalrına bakarsak Engin Ardıç ve benzerlerinin idam edilmesi gerekir

o yüzden size tavsiyem bu iddianmeye fazla güvenmeyin.
 
Geri
Üst