64general1
New member
- Katılım
- 14 Haz 2007
- Mesajlar
- 1,720
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Emperyalizmin Oyunları Devam Ediyor
Prof. Dr. Mehmet Ali Körpınar
Bildiğiniz gibi bu güne kadar 8 kez değişik ad altında PKK ya af yasası çıkmıştır.
Önce pişmanlık, sonra eve dönüş ve şimdi de yeni hayat adı ile PKK için yeni bir AF yasası gelecekmiş.
Amacı da dağda terör olayına bulaşmamış olanları, anasının-babasının yanına çekmekmiş.
Ve de anasının babasının yanında yaşayanların da dağa çıkmasını engellemekmiş. Burada açıklanması gereken bazı kavramlar var. Örneğin;
1- Teröristlerin dağda eyleme katılıp-katılmadığı nasıl saptanacaktır?
2- Yasalar; bir suç işlenmeşse, bu suçun tesbiti üzerine verilecek cezaları belirler.
3- Eğer dağa çıkmış ve dağda bir eyleme katılmamışsa, suç işlemiş de sayılmaz. Dolayısıyla bir suç işlemeyen kişinin affı ne demektir?
4- Zaten bu konumda olan bir kişinin, dağdan inip anasının-babasının yanına gelememesi için bir sebep de yoktur.
5- Ayrıca anasının-babasının yanında yaşayan bir kişinin de dağa çıkmasını engelleyecek bir yasa yerine, ekonomik ve sosyal önlemler alınmalıdır.
Bence ABD baskısı sonucu, yapılan bu af yasası ile 2005 de olduğu gibi şu an hapishanelerde bulunan ve cezalarını çeken kişiler affedilecektir.
Ve bu vatandaşlarımıza yine sahip çıkamayacağız ve onlar yine örgütün baskısı ile dağa çıkacaktır.
Değerli arkadaşlar,
Ülkemiz silah alımında dünyadaki ilk 10 ülke içindedir.
Uluslararası silah sanayii için bu kadar değerli bir müşterinin kaybedilmemesi ve silah alımına teşvik edilmesi gerekir.
Bunun için de onun iç ve dış sorunlarının çözülmemesi ve devam ettirilmesi için gereken projeler üretilir.
Yani AB-D nin bize devamlı olarak silah satması için ülkemizin muhakkak bir çatışmanın içinde olması veya her an bir çatışmaya girme riskinin olması gerekir. Bu arada çeşitli silahlar satarken bile yapılan anlaşmalarla, ülkemiz üzerinde onların emperyalist amaçlarına yönelik baskılar yaratmak ve koşullar koymak içinde böyle bir kaotik ortamın olması gerekir.
Örneğin;
Ülkemizin iç huzurunu bozacak şekilde PKK gibi bir terör örgütünün AB-D tarafından beslenmesi ve istenildiğinde sınırlarımızdan girip eylemler yapmasına izin verilmesi,
Güney Kıbrısın Akdenizdeki yeni petrol çıkarımı ataklarının başlamasına yeşil ışık yakılması,
Irağın kuzeyinde ve ABD nin güdümünde olacak şekilde, gelecekte de ülkemizden toprak talep eden bir kürt devletinin kurulmasına uygun ortamın hazırlanması,
Egede yıllardır süren bir karasuları ile hava kontrol anlaşmazlığının teşvik edilmesi ve böylece uçaklar arasında her an bir it dalaşının oluşması,
Kendi emperyalist istekleri ve kirli amaçları için ülkemizde yıllardır birlikte yaşadığımız vatandaşlarımızın kanına girerek, onları kışkırtarak ve onları kullanarak, birlik ve beraberliğimizin bozulması için her türlü eylem yapılmasına katkıda bulunulması,
gibi projelerin organize edilmesi, destek verilmesi ve devam ettirilmesi gerekir.
Bu nedenle, ülkemizde 1984 yılından günümüze kadar süren, 35 bin yurttaşımızın canını kaybetmesine ve yaklaşık 150 milyar $ maddi kaybımıza neden olan, PKK kaynaklı terör olayının biteceğine inanmıyorum.
Üstelik AB-D ülkeleri, terör kendi ülkelerinde olduğunda, uluslararası boyutta işbirliğini istiyorlar ama terör bizim ülkemizde olduğunda, o sizin terörünüz diyerek umursamaz konuma geçiyorlar. Yani ülkemize karşı iki yüzlü davranıyorlar ve her an çıkarlarını korumak için değişebiliyorlar.
Değerli arkadaşlar,
Herşeyden önce güzel ülkemizin iç huzur ve güvenliğinin sağlanması için hain ve zalim birilerinin kışkırtmalarına kanmayalım. T Ü R K ve K Ü R T kelimelerinin aynı harflerden oluştuğunu görmemiz gerek.
Yani aynı ülkede yaşayan, aynı havayı soluyan ve aynı suyu paylaşan, akraba ve kardeş olan yurttaşların oluşturduğu bir ulus olduğumuzu bilmemiz gerekiyor.
Nitekim yüce önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK, ulusal birlikteliğimizi NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE özdeyişi ile dile getirmiştir.
Umarım, güzel ülkemizin gelişmesini önlemek amacıyla, SAĞCI-SOLCU, ALEVİ-SÜNNİ, LAİK-ANTİLAİK ve TÜRK-KÜRT gibi ayrışmaları organize eden, yıllardır kardeşi kardeşe vurduran AB-D emperyalizminin oyunlarını herkes görür artık.
Sevgi ve saygılarımla (03.01.2008).
NOT:
1- Kuzey Iraktan, Türkiyeye kaçak sokulan Para-PM98 tipi Polonya yapımı tam otomatik silahların, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından satın alınan ve Irak Yardım Misyonu aracılığı ile Iraka gönderilen silahlardan olduğu ortaya çıktı (16.12.2007-Milliyet).
2- PKK nın son yıllarda usta birilerinden öğrendiği ve uyguladığı uzaktan kumandalı mayınlara karşı, ABD lilerin de kullandığı MRAP türü 468 adet zırhlı araç alınacakmış!!!
3- Sınırlarımızın havadan kontrolü ve gözetlenmesi için uydu ihalesi açıldı. 1998 den beri gerçekleştirilemeyen ve GÖKTÜRK adı verilen uydunun ihalesi için İngiltere, İtalya, Fransa, ABD ve İsrail teklif verdi!!!
Prof. Dr. Mehmet Ali Körpınar
Bildiğiniz gibi bu güne kadar 8 kez değişik ad altında PKK ya af yasası çıkmıştır.
Önce pişmanlık, sonra eve dönüş ve şimdi de yeni hayat adı ile PKK için yeni bir AF yasası gelecekmiş.
Amacı da dağda terör olayına bulaşmamış olanları, anasının-babasının yanına çekmekmiş.
Ve de anasının babasının yanında yaşayanların da dağa çıkmasını engellemekmiş. Burada açıklanması gereken bazı kavramlar var. Örneğin;
1- Teröristlerin dağda eyleme katılıp-katılmadığı nasıl saptanacaktır?
2- Yasalar; bir suç işlenmeşse, bu suçun tesbiti üzerine verilecek cezaları belirler.
3- Eğer dağa çıkmış ve dağda bir eyleme katılmamışsa, suç işlemiş de sayılmaz. Dolayısıyla bir suç işlemeyen kişinin affı ne demektir?
4- Zaten bu konumda olan bir kişinin, dağdan inip anasının-babasının yanına gelememesi için bir sebep de yoktur.
5- Ayrıca anasının-babasının yanında yaşayan bir kişinin de dağa çıkmasını engelleyecek bir yasa yerine, ekonomik ve sosyal önlemler alınmalıdır.
Bence ABD baskısı sonucu, yapılan bu af yasası ile 2005 de olduğu gibi şu an hapishanelerde bulunan ve cezalarını çeken kişiler affedilecektir.
Ve bu vatandaşlarımıza yine sahip çıkamayacağız ve onlar yine örgütün baskısı ile dağa çıkacaktır.
Değerli arkadaşlar,
Ülkemiz silah alımında dünyadaki ilk 10 ülke içindedir.
Uluslararası silah sanayii için bu kadar değerli bir müşterinin kaybedilmemesi ve silah alımına teşvik edilmesi gerekir.
Bunun için de onun iç ve dış sorunlarının çözülmemesi ve devam ettirilmesi için gereken projeler üretilir.
Yani AB-D nin bize devamlı olarak silah satması için ülkemizin muhakkak bir çatışmanın içinde olması veya her an bir çatışmaya girme riskinin olması gerekir. Bu arada çeşitli silahlar satarken bile yapılan anlaşmalarla, ülkemiz üzerinde onların emperyalist amaçlarına yönelik baskılar yaratmak ve koşullar koymak içinde böyle bir kaotik ortamın olması gerekir.
Örneğin;
Ülkemizin iç huzurunu bozacak şekilde PKK gibi bir terör örgütünün AB-D tarafından beslenmesi ve istenildiğinde sınırlarımızdan girip eylemler yapmasına izin verilmesi,
Güney Kıbrısın Akdenizdeki yeni petrol çıkarımı ataklarının başlamasına yeşil ışık yakılması,
Irağın kuzeyinde ve ABD nin güdümünde olacak şekilde, gelecekte de ülkemizden toprak talep eden bir kürt devletinin kurulmasına uygun ortamın hazırlanması,
Egede yıllardır süren bir karasuları ile hava kontrol anlaşmazlığının teşvik edilmesi ve böylece uçaklar arasında her an bir it dalaşının oluşması,
Kendi emperyalist istekleri ve kirli amaçları için ülkemizde yıllardır birlikte yaşadığımız vatandaşlarımızın kanına girerek, onları kışkırtarak ve onları kullanarak, birlik ve beraberliğimizin bozulması için her türlü eylem yapılmasına katkıda bulunulması,
gibi projelerin organize edilmesi, destek verilmesi ve devam ettirilmesi gerekir.
Bu nedenle, ülkemizde 1984 yılından günümüze kadar süren, 35 bin yurttaşımızın canını kaybetmesine ve yaklaşık 150 milyar $ maddi kaybımıza neden olan, PKK kaynaklı terör olayının biteceğine inanmıyorum.
Üstelik AB-D ülkeleri, terör kendi ülkelerinde olduğunda, uluslararası boyutta işbirliğini istiyorlar ama terör bizim ülkemizde olduğunda, o sizin terörünüz diyerek umursamaz konuma geçiyorlar. Yani ülkemize karşı iki yüzlü davranıyorlar ve her an çıkarlarını korumak için değişebiliyorlar.
Değerli arkadaşlar,
Herşeyden önce güzel ülkemizin iç huzur ve güvenliğinin sağlanması için hain ve zalim birilerinin kışkırtmalarına kanmayalım. T Ü R K ve K Ü R T kelimelerinin aynı harflerden oluştuğunu görmemiz gerek.
Yani aynı ülkede yaşayan, aynı havayı soluyan ve aynı suyu paylaşan, akraba ve kardeş olan yurttaşların oluşturduğu bir ulus olduğumuzu bilmemiz gerekiyor.
Nitekim yüce önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK, ulusal birlikteliğimizi NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE özdeyişi ile dile getirmiştir.
Umarım, güzel ülkemizin gelişmesini önlemek amacıyla, SAĞCI-SOLCU, ALEVİ-SÜNNİ, LAİK-ANTİLAİK ve TÜRK-KÜRT gibi ayrışmaları organize eden, yıllardır kardeşi kardeşe vurduran AB-D emperyalizminin oyunlarını herkes görür artık.
Sevgi ve saygılarımla (03.01.2008).
NOT:
1- Kuzey Iraktan, Türkiyeye kaçak sokulan Para-PM98 tipi Polonya yapımı tam otomatik silahların, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından satın alınan ve Irak Yardım Misyonu aracılığı ile Iraka gönderilen silahlardan olduğu ortaya çıktı (16.12.2007-Milliyet).
2- PKK nın son yıllarda usta birilerinden öğrendiği ve uyguladığı uzaktan kumandalı mayınlara karşı, ABD lilerin de kullandığı MRAP türü 468 adet zırhlı araç alınacakmış!!!
3- Sınırlarımızın havadan kontrolü ve gözetlenmesi için uydu ihalesi açıldı. 1998 den beri gerçekleştirilemeyen ve GÖKTÜRK adı verilen uydunun ihalesi için İngiltere, İtalya, Fransa, ABD ve İsrail teklif verdi!!!