Emin Gürses'e Geçmiş Olsun
Mahiye Morgül - ASA Haber
Rize’nin en gür sesi şimdi Kandıra Cezaevinde’dir.
Ona bütün kalbimle geçmiş olsun diliyorum.
Ne tuhaf çelişkidir; ülkenin en yüksek okulu Harp Akademisinde ders veriyor olacaksınız ve sizi hapse atacaklar !
Sanırım ülkemizin başbakanı bir şiir okuduğu için mahkemelik olmuştu da başbakanlığa kadar yükseldi.
Emin Gürses de başbakanla aynı memleketlidir, belli olmaz, bakarsınız ona da bir gün böyle bir kapı açılır…
Fakat, minareyi çalan kılıfını hazırlamış olmalı, yarın Harp Akademilerinin diğer hocalarını paşalarını da onunla aynı davada yargılarlarsa şaşırmayalım.
Şaşırtmalarla dolu karmaşık günler yaşıyoruz.
Tuhaflıklar her alanda; sosyal kaos böyle bir şey olmalı.
Alacakaranlık kaplamış, bulanık suda balık avlamak mı dersiniz, kurtlar puslu havayı sever mi dersiniz artık siz bilirsiniz.
ABD ile PKK ilişkisi mesela.
Düne kadar her türlü Amerikan desteği verildi onlara.
Dağdan inip siyaset yapsınlar diye koordinatörlükler bile kuruldu.
Şimdi ne değişti de bitirilmesine yardım ediyor ABD ?
Yoksa, Kuzey Irak’ta bir Kürt devleti kurulması için TSK’yı burada oyalamak mıydı görevi?
Yada, daha büyük hesaplar için Amerika PKK’yı gözden mi çıkardı ?
Amerika’nın büyük emellerine ulaşması için Türkiye’de kitleleri yıldıran bir tozkoparan fırtınası mı estirilmeliydi ?
Bunun için güçlü seslerin hapse tıkılması mı gerekiyordu ?...
Kafalar allak bullak şimdi.
İçeri alınanlar hakkında neyle suçlandıklarına dair her türlü yayın serbestliği var, savcıdan iyi biliyor o gazeteler, nasıl gizli soruşturmaysa önce basından öğreniyoruz.
İnternette geçen hafta bir yazı dolaştırılıyordu, Fransa kaynaklı bir haber.
Pek ciddiye almamıştım, yanlış bilgilendirme gelmişti bana.
Diyordu ki Fransa’da bir banka dolandırıldı, oradan PKK’ya para gönderildi.
Ya da buna benzer bir haberdi.
"Bana ne" dedim...
Fransa polisi kendi bankasını kimin dolandırdığını isterse bulur, banka dolandırmak o kadar kolay bir iş olmasa gerek, beslediği PKK’ya açıktan verdikleri para yetmedi de şimdi niye dolandırma numarasına yatıyorlar, acaba Fransa bizim PKK ile ilişiğimiz yoktur mesajı mı vermek istiyor… Hepsi mümkün, aklım ermez o işlere. O işlerin uzmanını da yetiştirmiştir o Fransa.
Vaktiyle nasıl ki provokatör Ermeni çeteleri gönderirdi Anadolu’ya, ortalığı birbirine katar, çatışma çıkartırlardı.
Timur ile Beyazıd Han’ı birbirine düşürenler de onlardı.
Bu Fransızlardan uzak durmak lazım.
Niye bunlar aklıma geldi derseniz.
Gürses’le birlikte tutuklananlar için para transferi etmişler diye dedikodu dolaşıyor.
Benzer laflar da Fransa’dan internette dolaştırılınca bir tuhaflık sezdim.
Aklıma Ziraat Bankasının kurucusu Mithat Paşa geldi.
Nasıl akıllı ve yürekliydi. Galata bankerlerinin acımasızlığından Anadolu köylüsünü kurtarmak için sandıklar kurmuş, tam köylünün yüzü gülmeye başlayacak adamcağız hakkında bir tutuklama kararı, gerekçesi de “sahte evrakla zimmetine para geçirmek”!?
İnanılır gibi değil.
Halkın gözünde kurucusunu itibarsızlaştırarak bankayı da güvenilmez yapmaktır bu, böyle bir sonuçtan kim kazanırdı ?
Sonra ne oldu; çöl ortasında Taif zindanında sabah namazını kılarken üzerine çöken beş adamla onu boğdurdular!
Bir daha kimse cesaret edemesin Ziraat Bankası kurmaya diye.
Ta ki, Mustafa Kemal ecnebi tefecileri ve işgalcileri kovana kadar.
Yani bir devrim gerekti Ziraat Bankasını kurmak için.
Şimdi Ziraat Bankasının satışı da gündemde.
İtiraz edecek yürekli sesleri önce hapse atıyoruz.
İhtimaldir ki Mithat Paşa’ya düzenledikleri belge gibi daha bir çok belge bir yerlerde hazırlanmaktadır.
Bana ağır gelen, çok dindar görünen gazetelerde Mithat Paşa dinsizdi, masondu diye onu bir daha öldürmektedirler.
Onlar ne hazindir ki, hatırlamazlar onun ZİNDANDA SABAH NAMAZINDA BOĞARAK ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ ve HALKINI ECNEBİ ZULMÜNDEN KURTARMAK İÇİN BANKA KURDUĞUNU.
Döndük geldik başa…
Sevgili kardeşim Emin, mahallemin ve Rize’min ve ülkemin yüz akı oğlum, senin nasıl helal süt emmiş olduğunu biz adımız gibi biliriz, sana kara çalmaya kimsenin gücü yetmeyecektir !
Mahiye Morgül - ASA Haber
Rize’nin en gür sesi şimdi Kandıra Cezaevinde’dir.
Ona bütün kalbimle geçmiş olsun diliyorum.
Ne tuhaf çelişkidir; ülkenin en yüksek okulu Harp Akademisinde ders veriyor olacaksınız ve sizi hapse atacaklar !
Sanırım ülkemizin başbakanı bir şiir okuduğu için mahkemelik olmuştu da başbakanlığa kadar yükseldi.
Emin Gürses de başbakanla aynı memleketlidir, belli olmaz, bakarsınız ona da bir gün böyle bir kapı açılır…
Fakat, minareyi çalan kılıfını hazırlamış olmalı, yarın Harp Akademilerinin diğer hocalarını paşalarını da onunla aynı davada yargılarlarsa şaşırmayalım.
Şaşırtmalarla dolu karmaşık günler yaşıyoruz.
Tuhaflıklar her alanda; sosyal kaos böyle bir şey olmalı.
Alacakaranlık kaplamış, bulanık suda balık avlamak mı dersiniz, kurtlar puslu havayı sever mi dersiniz artık siz bilirsiniz.
ABD ile PKK ilişkisi mesela.
Düne kadar her türlü Amerikan desteği verildi onlara.
Dağdan inip siyaset yapsınlar diye koordinatörlükler bile kuruldu.
Şimdi ne değişti de bitirilmesine yardım ediyor ABD ?
Yoksa, Kuzey Irak’ta bir Kürt devleti kurulması için TSK’yı burada oyalamak mıydı görevi?
Yada, daha büyük hesaplar için Amerika PKK’yı gözden mi çıkardı ?
Amerika’nın büyük emellerine ulaşması için Türkiye’de kitleleri yıldıran bir tozkoparan fırtınası mı estirilmeliydi ?
Bunun için güçlü seslerin hapse tıkılması mı gerekiyordu ?...
Kafalar allak bullak şimdi.
İçeri alınanlar hakkında neyle suçlandıklarına dair her türlü yayın serbestliği var, savcıdan iyi biliyor o gazeteler, nasıl gizli soruşturmaysa önce basından öğreniyoruz.
İnternette geçen hafta bir yazı dolaştırılıyordu, Fransa kaynaklı bir haber.
Pek ciddiye almamıştım, yanlış bilgilendirme gelmişti bana.
Diyordu ki Fransa’da bir banka dolandırıldı, oradan PKK’ya para gönderildi.
Ya da buna benzer bir haberdi.
"Bana ne" dedim...
Fransa polisi kendi bankasını kimin dolandırdığını isterse bulur, banka dolandırmak o kadar kolay bir iş olmasa gerek, beslediği PKK’ya açıktan verdikleri para yetmedi de şimdi niye dolandırma numarasına yatıyorlar, acaba Fransa bizim PKK ile ilişiğimiz yoktur mesajı mı vermek istiyor… Hepsi mümkün, aklım ermez o işlere. O işlerin uzmanını da yetiştirmiştir o Fransa.
Vaktiyle nasıl ki provokatör Ermeni çeteleri gönderirdi Anadolu’ya, ortalığı birbirine katar, çatışma çıkartırlardı.
Timur ile Beyazıd Han’ı birbirine düşürenler de onlardı.
Bu Fransızlardan uzak durmak lazım.
Niye bunlar aklıma geldi derseniz.
Gürses’le birlikte tutuklananlar için para transferi etmişler diye dedikodu dolaşıyor.
Benzer laflar da Fransa’dan internette dolaştırılınca bir tuhaflık sezdim.
Aklıma Ziraat Bankasının kurucusu Mithat Paşa geldi.
Nasıl akıllı ve yürekliydi. Galata bankerlerinin acımasızlığından Anadolu köylüsünü kurtarmak için sandıklar kurmuş, tam köylünün yüzü gülmeye başlayacak adamcağız hakkında bir tutuklama kararı, gerekçesi de “sahte evrakla zimmetine para geçirmek”!?
İnanılır gibi değil.
Halkın gözünde kurucusunu itibarsızlaştırarak bankayı da güvenilmez yapmaktır bu, böyle bir sonuçtan kim kazanırdı ?
Sonra ne oldu; çöl ortasında Taif zindanında sabah namazını kılarken üzerine çöken beş adamla onu boğdurdular!
Bir daha kimse cesaret edemesin Ziraat Bankası kurmaya diye.
Ta ki, Mustafa Kemal ecnebi tefecileri ve işgalcileri kovana kadar.
Yani bir devrim gerekti Ziraat Bankasını kurmak için.
Şimdi Ziraat Bankasının satışı da gündemde.
İtiraz edecek yürekli sesleri önce hapse atıyoruz.
İhtimaldir ki Mithat Paşa’ya düzenledikleri belge gibi daha bir çok belge bir yerlerde hazırlanmaktadır.
Bana ağır gelen, çok dindar görünen gazetelerde Mithat Paşa dinsizdi, masondu diye onu bir daha öldürmektedirler.
Onlar ne hazindir ki, hatırlamazlar onun ZİNDANDA SABAH NAMAZINDA BOĞARAK ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ ve HALKINI ECNEBİ ZULMÜNDEN KURTARMAK İÇİN BANKA KURDUĞUNU.
Döndük geldik başa…
Sevgili kardeşim Emin, mahallemin ve Rize’min ve ülkemin yüz akı oğlum, senin nasıl helal süt emmiş olduğunu biz adımız gibi biliriz, sana kara çalmaya kimsenin gücü yetmeyecektir !