Elveda Dostlarım

Albayrak

Can Feda
Katılım
23 May 2007
Mesajlar
4,439
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Aydınlığın karanlıkla savaşından...
Ben,
9 Mayıs 1919 da Samsun’da bir güneş gibi doğan büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün üstüne titrediği çocuğuyum.
Anam ANADOLU,
Doğum tarihim 29 Ekim 1923,
Adım CUMHURİYET


01.10.2007 tarihinde “Elveda dostları (1)” ile sizlere seslenirken, büyük bir tehlike altında olduğumu, sizler aymazlık uykusunda olduğunuz için bu tehlikeye karşı, Ata’mdan aldığım güçle tek başıma ayakta durmaya ve çocuklarınızın aydın geleceklerini karartmamaya çalıştığımı belirtmiş ve tehlikeyi atlatabilmem için, kendisini Kemalist’im, aydınım, demokratım, laik’im, kısacası “Cumhuriyet sevdalısıyım” diye tanımlayanların, bu uykudan uyanarak safımda yer almalarını istemiştim.
O günden bu güne kadar geçen zaman içinde, daha çok saldırılara hedef olmama karşın, görüyorum ki sizler hala bu uykudan uyanmak bir yana, daha derin uykulara dalmış ve karanlık güçlerle girdiğim mücadelede (savaşımda) beni yalnız bırakmakta bir sakınca görmemektesiniz.
Dostlarım,
Atı alan Üsküdar’ı geçmek üzere, siz hala uyuyorsunuz.
Anam Anadolu’nun 28 Ekim 1923 gecesi beni doğurmak için sancılar çektiği, aydınlığın, özgürlüğün, onurun, akıl ve bilimin kalesi, Çankaya’yı kaybettiğim günden beri büyük acılar çekiyorum.
Sizler hala bir şeyler olmaz derken, her gün anılarımın bir parçası değiştirilerek yok ediliyor, aydınlığımın bir parçası karartılıyor, solunum alma yollarım tıkanıyor ve yok edilmeye çalışılıyorum.
Bir zamanlar benim için yazıp bestelediğiniz ve büyük bir coşku ile hep bir ağızdan haykırdığınız,
“Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri.”
xxxxxxx
“Çekilmiyor bunca zulüm
'Ya istiklal ya da ölüm'
Parolası özgürlüğün
Cumhuriyetle yazıldı”
Marşlarının yerini, tekbirli ayinler ve âminler aldı.
Dostlarım,
Eskiden bu tehlikelerin olabileceği düşünülerek, her olasılığa karşı, korunmam ve kollanmam için yasalar çıkarmıştınız. Siz uyumaya devam ederken, karşımdakiler bu yasaları, sessiz sedasız kaldırmaya ve beni tamamen korumasız bırakmaya çalışıyorlar.
Üstüme titreyen ve en büyük devrimim diyen Ata’m, bana karşı olabilecek öncelikli tehlikeyi belirleyerek, sizlere şöyle bildirmişti.
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en tehlikeli düşmanı, siyasi düşünceye dönüşen irtica, yobazlık ve şeriat bağnazlığıdır.”
Bu tehlike karşısında beni, “ Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.” Emriyle Türk gençliğine emanet ederken, diğer taraftan devrimlerin yılmaz nöbetçileri olarak gördüğü Cumhuriyet Savcılarına da şu görevi vermişti.
“Devrimlerin her biri, ulusun emeği ve hakkı ile gerçekleşmiştir.
Cumhuriyet Savcılarımızın, devrimin gerekleri etrafında, en kıskanç ve uzakları gören hassas nöbetçiler olmalarını, asıl görevlerinden sayarım.”
Bu gün bana yapılan saldırılarda yanımda, derin bir uykuda olan sizleri görmediğim gibi, ne yazık ki aydın geleceklerinin güvencesi olduğum bilincinde olmayan Türk gençliğini ve devrimlerin yılmaz nöbetçileri Cumhuriyet Savcılarını da görmüyorum.
Benimle birlikte gelen aydınlıkla, çağdaş uygarlığa doğru koşar adımlarla us (akıl) rehberliğinde koşan, hurafeleri elinin tersiyle iten bilim yuvaları okullara tekrar hurafeler sokma girişiminde bulunan prof unvanlı bir bayanın “Her seviyedeki okulda, her dine mensup öğrenciler için ibadethaneler açılması” konusunda hazırladığı, yoğun eleştiri ve baskılar sonucu geri almak zorunda bırakıldığı yasa tasarısı hakkında Cumhuriyet Savcıları’nın sessiz kaldığını üzülerek görüyorum.
Dostlarım,
Oluşturulan bu olumsuz koşulların yanında etrafım, ben yaşadığım sürece ülkemi çıkarları için sömüremeyeceklerini anlayan emperyalist ülkelerden güç alan kökten dinciler, numaralı Cumhuriyetçiler, Soros’un beslemeli çocukları, bölücüler ve satılık kalemler tarafından çevrilerek kuşatılmış bulunuyorum.
Bu zor koşullar altında yaşama gücümün günden güne tükendiğini ve yalnızlığa itildiğimi hissediyorum. Ancak Ata’mın kurtuluş savaşı sırasında söylediği “Ya istiklal, ya ölüm” parolasını “Ya laik Cumhuriyet, ya ölüm” şekline dönüştürerek, son ana kadar, Ata’mdan aldığım güçle ayakta durmaya çalışıyorum. Ta ki sizler uyanıp çocuklarınızın aydın geleceklerine sahip çıkmak için yanımda yer aldığınız ana kadar.
Eğer uyanmamaya ve safımda yer almamaya devam ederseniz,
Ben,
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ve Anadolu’dan olma 29 Ekim 1923 doğumlu CUMHURİYET olarak, siz dostlarıma elveda demekten başka yapılacak bir şeyin kalmadığını söylemek istiyorum.

Elveda dostlarım….


Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
 
Evet anlıyorum yılmışsın yorulmuşsun ama vazgeçmek neden ? Biz ölene dek cumhuriyetin yılmaz bekçileri olmaya devam edeceğiz ya sen?
 
Geri
Üst