Efelerin Akşamı

ofoking

New member
Katılım
16 Eyl 2005
Mesajlar
1,358
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
mahseryerindeyaralıkurt
Atatürk'ün Ankara’ya ayak basışının yıldönümü halkevinde ilk defa kutlanıyordu. Ankaralıların gönülden kopan kadirşinaslığı ile gündüzden beri heyecan içinde olan Atatürk efelerin oyunundan sonra yanına gelmelerini istedi. Efeleri yakınına konmuş iki sandalyeye oturmağa davet etti.
- Şimdi size soframdakileri tanıtayım. Bu büyük bir alimdir, tarih yazar ve okutur. Bu büyük bir yazıcıdır, olanı ve olacağı dile getirir.
Sofradakilerin hepsi için mahsus iltifat ve mübalağa dolu vasıflar buluyor, keskin, kesin, özlü methiyeler sıralıyordu. Sıra seymenlere geldi onlara döndü ve masadakilere tanıttı:
- Bunlar da, bu dünyanın en kahraman milletinin en yiğit insanlarından. Bana gelince, eğer bundan daha iyi tarihimizi bilmesem, bundan daha iyi dertlerimizi dile getiremeseydim, bundan daha iyi asker, bundan daha iyi hatip ve sizden biraz daha yiğit olmasam başınız olmazdım!
Biran başını önüne eğdi, biran yüzünde koyu bir pembelik dolaştı gülümseyerek seymenin birine hitap etti:
- Bırak şunu bunu; ne Mustafa Kemal, ne reisicumhur... İkimizde Türk, ikimizde efe... Sen beni bilmiyorsun , ben seni... Dağda karşılaştık; benden korkar mısın, korkmaz mısın?
- Sayende düşmandan korkmadık ki, senden korkalım.
Cevap Atatürk'ün hoşuna gitmemişti : düşmandan tabii korkmayacaksın, düşman bir başka, Türk değil ki korkasın gel bakalım, tam efe misin?
Başını dizine doğru çekti, gel bana desteklik et bakalım, dedi. Ve onun boynuna namlusunu dayadı; duvarın bir yerine nişan almağa başladı kurşun boynunun tüylerini yalayarak geçen seymende hiçbir kımıldama yoktu, oradakiler seymenin korkudan bayıldığını sanıyordu, kurşunlar bitmişti.
Seymen doğruldu, yüzünde ne bir pembelik, ne bir sarılık vardı, hiç titremeyen, belki biran gürleyen ve gülen bir sesle;
- Kurşunlar bitti mi, paşam? diye sordu :
Bu yüzdeki huzuru bir anlık bakışla sezen Atatürk seymenin ata kurşunu insana zarar vermez inancı ile öyle dimdik ve sakin kalabildiğini anlamıştı. Birden tabancayı yere attı, gözlerinden iri yaşlar damlıyordu. Hıçkırıklı bir sesle dedi ki:
- Demin söylediklerim yalandı, yanlıştı. Ben her şey değilim, ben hiçim. Ben hiç olurdum, eğer bu millet bana böyle inanmasaydı. Bu millet kılı kıpırdamadan benim uğruma canını vermeye hazır olmasaydı, ben hiçbir şey yapamazdım.
 
biz bu inancı sağlamışız ama öldürmüşler yeniden canlandırmamız lazım arkadaşlar yeniden!!!
 
yeniden canlandırmak için gidip hip hop dinliyeceğimize mis gibi türkülerimiz var onları dinleyelim derim.düşman anladı savaşla yıkamaycağını.dedi biz bunları kendi kendilerine çökmesini sağlıyacak bişi bulalım.son zamanlarda(osmanlıda)savaşlarda mehteran yerine başka batılı marşların çalunması buna örnektir.
 
Geri
Üst