atn42
New member
Sabahattin Önkibar
16 Eylül 2009
DTP yönetimi tam kadro K. Irak’ta. Heyette Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir de yer alıyor.
Programlarını gizli tutuyorlar.
Önce Talabani, ardından Barzani ile görüşecekler.
Peşi sıra diğer gruplarla bir araya gelecekler.
Peki Kandil’e, yani eşkıya inine ziyaret mi dediniz!
Elbette olacak!
Olmanın ötesinde DTP’nin yaptığı gezinin temel amacı zaten Kandil’e gitmek! K. Irak kısmı işin ambalajı… Lakin hal bu olmasına karşın muhtemeldir ki Kandil ziyaretini Türk kamuoyunda tepki olmasın diye medyadan saklayacaklar.
Hayır hayır bu seyahat konjonktürel bir gelişme değil.
Tersine planlı programlı bir
ziyaret.
Yani başlatılan sürecin işlemesi.
Önceden haberi olanlar mı?
ABD biliyor.
Tayyip Erdoğan biliyor.
Talabani ile Barzani biliyor.
Cumhurbaşkanı Gül bilmenin ötesinde adeta koordinatörlük yapıyor.
Peki niye mi gidiyorlar?
Kandil’e malum açılımı ya da projeyi birinci ağızdan aktarmak için!
Dahası, ABD ve Öcalan’ın mesajlarını ve hatta buyruklarını iletmek için!
Bunlar neler mi olabilir?
Ateşkes’den, teröristleri Türkiye dağlarından bir süreliğine çekmeye ve kamuflajlı terhise kadar pek çok şey!
Dahası, af karşılığı genç teröristlerin teslim edilmesi taahhüdünden, örgütün bir süreliğine uykuya yatırılmasına ve lider kadronun Avrupa’ya transferine kadar diğer ayrıntılar!
Evet DTP, adeta PKK ile Türkiye-ABD hükümetleri arasında elçilik görevini icra ediyor.
Diyeceksiniz ki, ama Başbakan, Polatlı konuşmasında ateşkes yok dedi ve DTP’yi hedef aldı!
Doğru ama açılıma da devam dedi.
Tayyip beyin ateşkes yok tutumu iç kamuoyunu tatmine endekslidir, gerçekte süreç işlemektedir..
Bazıları tersini düşünse de biz AKP’nin başlangıçtan itibaren somut bir plan ve proje çerçevesinde hareket ettiği kanaatindeyiz.. Dolayısı ile şimdi yaptıkları zikzaklar o benimsediklerini topluma yedirmek içindir.
AKP güya MHP ve CHP ile boğuşuyor ama süreci de işletiyor.
Öyle; çünkü ABD ısrarla bunu talep ediyor.
Sürpriz Ermeni protokolü, hızlandırılan Kıbrıs görüşmeleri ve Kürt açılımının bu aralar ivme kazanması tesadüf değil, Washington’dan alınan ültimatomun
gereğidir.
Tayyip bey birkaç gün sonra görüşeceği Obama’ya; “Ankara’da verdiğimiz sözlerin yerine gelmesi için düğmeye bastık, süreç işliyor” diyecek… Tabii bu arada ABD’nin kendisine verdiği, “Bir dönem daha AKP’yle” sözünün de yerine gelmesini talep edecek..
Görüldüğü gibi Erdoğan’ın Kürtlerle dansı, iktidar oyununun bir parçasıdır. Yaptığı manevralar ise “Analar ağlamasın” edebiyatı ile hadiseyi manipüle etme ve oya dönüştürme çabalarıdır.
HESAP FARKLI…
Kapalı oturumda bunları anlatacaklar!
AKP ve muhalefet arasında kapalı oturum atışmaları devam ediyor. Hem MHP hem de CHP oturuma icabet etmeyeceklerini ilan ettiler. Dahası MHP, konuşulanları oturuma sokacağı bir üye vasıtasıyla ülkeye ifşa edeceklerini açıkladı. AKP ise bu duruma devlet sırrı argümanı ile karşı çıkıyor. Gelelim AKP’nin bu işte neden bu kadar ısrarlı olduğuna?
1) AKP gizli oturumu bahane edip, gizem yaratmak ve toplumu bu şekilde etkilemek istiyor.
2) AKP, ABD’nin Irak’tan çekilmesi ile Türkiye’ye fırsat doğduğunu, bölgede askeri boşluğu Washington’un yerine Ankara’nın doldurabileceğini, lakin bunun karşılığı olarak ABD’nin K. Irak Kürtlerine hamilik ve de PKK’ya hoş görü gösterilmesini talep ettiğini aktaracak ve bunun milli bir proje olarak yerine getirilmesini talep edecek.
3) AKP gizli oturuma muhalefeti alarak, onları bir bakıma ABD ve İsrail ile karşı karşıya getirecek.
ANLAYAN BERİ GELSİN…
Türklüğünden utanan medya patronu!
Adamın hem ulusal yayın yapan haber kanalı, hem de bir kitle gazetesi var. Üstelik Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da sevdalısı. Bir mülakatında bunu açık açık ifade etti. Şimdi bu adam Türklüğünden utandığını söylüyor. Kim midir bu isim?. Star ve Kanal 24’ün sahibi Ethem Sancak’tır. Bu sözü nerede ve ne zaman mı etmiştir? İki gün önce Sabah gazetesinde… İfadesi aynen şöyle: “Ben Türk olmaktan mutluluk duymam. Tersine üzülürüm. Aslımı niye inkar edeyim..” Söz etme ve farklı düşünme özgürlüğü var tamam da kitle yayıncılığı yapan ve Başbakan’a çok yakın diye bilinen bir ismin bunları söylemesi doğru mudur? Bu adama birileri Türk olmanın ırkı değil, mensubiyeti ifade ettiğini hâlâ anlatmadı mı?.. Mesela üyesi olduğu TÜSİAD bunu yapabilirdi.. Keza Başbakanımız böyle adamları niye yakınında tutuyor ve bu gibilerden çok hoşlanıyor, anlamış değilim?
KİMİ TAKIYOR Kİ!…
Değil muhalefet, eleştirmek imkansız!
Türkiye’de basın özgürlüğü artık resmen olmasa da fiilen bitmiştir. Doğan Grubuna verilen 3 katrilyon 700 trilyon cezadan sonra sorarım size hangi medya patronu AKP iktidarına muhalefet edebilir? Son sel olayında gördük işte; ceza yiyen Doğan bile frene basmış, keza diğerleri zaten sipere geçmiştir. Vahim olan şey, kendilerini liberal olarak pazarlayan kimi kalem erbabının hadisenin vahametini kavramaması yani o doğrultuda tutum takınmasıdır. Göreceksiniz gün gelecek tıpkı İran’daki TÜDEH misali bizim sözde liberaller de tasfiye edilecek ve bütün medya ya biadcı ya da biadcı olacaktır.. Yahu adam eleştirdi diye Fehmi Koru ve Ahmet Taşgetiren’i bile fırçalıyor, sizi hiç takar mı!
kaynak
16 Eylül 2009
DTP yönetimi tam kadro K. Irak’ta. Heyette Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir de yer alıyor.
Programlarını gizli tutuyorlar.
Önce Talabani, ardından Barzani ile görüşecekler.
Peşi sıra diğer gruplarla bir araya gelecekler.
Peki Kandil’e, yani eşkıya inine ziyaret mi dediniz!
Elbette olacak!
Olmanın ötesinde DTP’nin yaptığı gezinin temel amacı zaten Kandil’e gitmek! K. Irak kısmı işin ambalajı… Lakin hal bu olmasına karşın muhtemeldir ki Kandil ziyaretini Türk kamuoyunda tepki olmasın diye medyadan saklayacaklar.
Hayır hayır bu seyahat konjonktürel bir gelişme değil.
Tersine planlı programlı bir
ziyaret.
Yani başlatılan sürecin işlemesi.
Önceden haberi olanlar mı?
ABD biliyor.
Tayyip Erdoğan biliyor.
Talabani ile Barzani biliyor.
Cumhurbaşkanı Gül bilmenin ötesinde adeta koordinatörlük yapıyor.
Peki niye mi gidiyorlar?
Kandil’e malum açılımı ya da projeyi birinci ağızdan aktarmak için!
Dahası, ABD ve Öcalan’ın mesajlarını ve hatta buyruklarını iletmek için!
Bunlar neler mi olabilir?
Ateşkes’den, teröristleri Türkiye dağlarından bir süreliğine çekmeye ve kamuflajlı terhise kadar pek çok şey!
Dahası, af karşılığı genç teröristlerin teslim edilmesi taahhüdünden, örgütün bir süreliğine uykuya yatırılmasına ve lider kadronun Avrupa’ya transferine kadar diğer ayrıntılar!
Evet DTP, adeta PKK ile Türkiye-ABD hükümetleri arasında elçilik görevini icra ediyor.
Diyeceksiniz ki, ama Başbakan, Polatlı konuşmasında ateşkes yok dedi ve DTP’yi hedef aldı!
Doğru ama açılıma da devam dedi.
Tayyip beyin ateşkes yok tutumu iç kamuoyunu tatmine endekslidir, gerçekte süreç işlemektedir..
Bazıları tersini düşünse de biz AKP’nin başlangıçtan itibaren somut bir plan ve proje çerçevesinde hareket ettiği kanaatindeyiz.. Dolayısı ile şimdi yaptıkları zikzaklar o benimsediklerini topluma yedirmek içindir.
AKP güya MHP ve CHP ile boğuşuyor ama süreci de işletiyor.
Öyle; çünkü ABD ısrarla bunu talep ediyor.
Sürpriz Ermeni protokolü, hızlandırılan Kıbrıs görüşmeleri ve Kürt açılımının bu aralar ivme kazanması tesadüf değil, Washington’dan alınan ültimatomun
gereğidir.
Tayyip bey birkaç gün sonra görüşeceği Obama’ya; “Ankara’da verdiğimiz sözlerin yerine gelmesi için düğmeye bastık, süreç işliyor” diyecek… Tabii bu arada ABD’nin kendisine verdiği, “Bir dönem daha AKP’yle” sözünün de yerine gelmesini talep edecek..
Görüldüğü gibi Erdoğan’ın Kürtlerle dansı, iktidar oyununun bir parçasıdır. Yaptığı manevralar ise “Analar ağlamasın” edebiyatı ile hadiseyi manipüle etme ve oya dönüştürme çabalarıdır.
HESAP FARKLI…
Kapalı oturumda bunları anlatacaklar!
AKP ve muhalefet arasında kapalı oturum atışmaları devam ediyor. Hem MHP hem de CHP oturuma icabet etmeyeceklerini ilan ettiler. Dahası MHP, konuşulanları oturuma sokacağı bir üye vasıtasıyla ülkeye ifşa edeceklerini açıkladı. AKP ise bu duruma devlet sırrı argümanı ile karşı çıkıyor. Gelelim AKP’nin bu işte neden bu kadar ısrarlı olduğuna?
1) AKP gizli oturumu bahane edip, gizem yaratmak ve toplumu bu şekilde etkilemek istiyor.
2) AKP, ABD’nin Irak’tan çekilmesi ile Türkiye’ye fırsat doğduğunu, bölgede askeri boşluğu Washington’un yerine Ankara’nın doldurabileceğini, lakin bunun karşılığı olarak ABD’nin K. Irak Kürtlerine hamilik ve de PKK’ya hoş görü gösterilmesini talep ettiğini aktaracak ve bunun milli bir proje olarak yerine getirilmesini talep edecek.
3) AKP gizli oturuma muhalefeti alarak, onları bir bakıma ABD ve İsrail ile karşı karşıya getirecek.
ANLAYAN BERİ GELSİN…
Türklüğünden utanan medya patronu!
Adamın hem ulusal yayın yapan haber kanalı, hem de bir kitle gazetesi var. Üstelik Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da sevdalısı. Bir mülakatında bunu açık açık ifade etti. Şimdi bu adam Türklüğünden utandığını söylüyor. Kim midir bu isim?. Star ve Kanal 24’ün sahibi Ethem Sancak’tır. Bu sözü nerede ve ne zaman mı etmiştir? İki gün önce Sabah gazetesinde… İfadesi aynen şöyle: “Ben Türk olmaktan mutluluk duymam. Tersine üzülürüm. Aslımı niye inkar edeyim..” Söz etme ve farklı düşünme özgürlüğü var tamam da kitle yayıncılığı yapan ve Başbakan’a çok yakın diye bilinen bir ismin bunları söylemesi doğru mudur? Bu adama birileri Türk olmanın ırkı değil, mensubiyeti ifade ettiğini hâlâ anlatmadı mı?.. Mesela üyesi olduğu TÜSİAD bunu yapabilirdi.. Keza Başbakanımız böyle adamları niye yakınında tutuyor ve bu gibilerden çok hoşlanıyor, anlamış değilim?
KİMİ TAKIYOR Kİ!…
Değil muhalefet, eleştirmek imkansız!
Türkiye’de basın özgürlüğü artık resmen olmasa da fiilen bitmiştir. Doğan Grubuna verilen 3 katrilyon 700 trilyon cezadan sonra sorarım size hangi medya patronu AKP iktidarına muhalefet edebilir? Son sel olayında gördük işte; ceza yiyen Doğan bile frene basmış, keza diğerleri zaten sipere geçmiştir. Vahim olan şey, kendilerini liberal olarak pazarlayan kimi kalem erbabının hadisenin vahametini kavramaması yani o doğrultuda tutum takınmasıdır. Göreceksiniz gün gelecek tıpkı İran’daki TÜDEH misali bizim sözde liberaller de tasfiye edilecek ve bütün medya ya biadcı ya da biadcı olacaktır.. Yahu adam eleştirdi diye Fehmi Koru ve Ahmet Taşgetiren’i bile fırçalıyor, sizi hiç takar mı!
kaynak