Dolunaya inat..[C.Dündar]

st.lucifer

New member
Katılım
27 Nis 2006
Mesajlar
41
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
39
Katran karası bir geceyi haziran bulutlarının arasından yırtarak, avuçlarında kıpır kıpır yıldızlarla odamın penceresini tıklattı dolunay...
"Sana Samanyolu getirdim" dedi ve bütün gökkubbeyi yeryüzüne indirmiş gibi mağrur, gülümsedi koltuğumun başucunda...
Ayla yıkanmanın keyfini sürdüm bir müddet...
Sonra penceremi açıp onu içeri aldım.
Efsunlu ışıklar saçarak, eteğindeki aydınlığı kitabıma, rakı kadehime, can eriklerime doladı.
Gecikmiş bir bahar, çekirge sesleri ve iğde kokularıyla içeri daldı hemen peşisıra... telâşla...
Şiirler doldu odama, mısra mısra...
Feneralayları geçti aklımdan; uzak denizler ve göç yolları geçti...
Dolanıp dolunayın kanadına, uçmak istedim...

* * *

Lâkin bırakmadı hayat...
Duyduk ki, güvercinleri kurşuna dizmişler arka bahçede...
Gülleri kesip, dikenleri büyütmüşler korku belâsına...
Toprağın bire bin verdiği ülkede mayın döşemişler sevdaya giden yollara...
Aşklar uzak, sevişmeler tuzakmış.
Dişlerinde kalleş ışıkların parıldadığı kurtlar, çeteler halinde boğazlayacak kurban arar olmuşlar dolunay geceleri...
Pas ve küf kokuyormuş eskiden nergislerin açtığı sokaklar...
Öylesine büyükmüş ki sis perdesi, ne yakamoz görüyormuş gözler, ne çoban yıldızı...
Güneş ülkesi, çocuklarını gömüyormuş lanetli karanlığın koynuna... ve öfke büyüyormuş sevda toprağının ana rahminde...
Doğa ne kadar cömertse, hayat o kadar bencilmiş evlâtlarına karşı... Bolluk içinde aç, varlık içinde yoksul, denizler ortasında susuz yaşar olmuşlar.
Ve ülke, aldırmadan doğanın gözkamaştıran büyüsüne, doludizgin koşuyormuş ölüme..
Prangalar... savaş tamtamları... ve ağıtlarla...



* * *

Dolunay, Samanyolundan ışıklarla eteklerinde; "Haydi" diyordu penceremin dibinde; "Haydi... ebedi baharın ülkesine..."
Lâkin dolunaya inat; öylesine bitkin ve naçar ki hayat...
Kopamadım akşam haberlerden.... dünyevi kederlerden... kelepçelerden...
Açıp penceremi, salıverdim dolunayımı, Cahit Külebi'den bir şiir fısıldayarak kulağına:
"Bir gün geleceğim / Alıp şu başımı / Bir gün geleceğim
"Belki de Haziran / Bulacak naaşımı / Belki de Haziran..."
Haziran, bir ozanın naaşını kaldırırken, dolunay eteklerinden efsunlu yıldızlar saçarak uzaklaştı.
Bakakaldım peşinden...
Ne gözümü alabildim... ne göze alabildim...

--Can Dündar--
 
Belki de Haziran..."


32271358hb7.jpg


Dolunay,Samanyolundan ışıklarla
eteklerinde;
"Haydi" diyordu penceremin dibinde;
"Haydi... ebedi baharın
ülkesine...
"Lakin dolunaya inat; öylesine bitkin ve
naçar ki hayat...
Kopamadım akşam haberlerden....dünyevi
kederlerden...kelepçelerden...
Açıp penceremi,salıverdim dolunayımı,
Cahit Külebi'den bir şiir fısıldayarak kulağına:
"Birgün geleceğim/Alıp şu başımı/Bir
gün geleceğim
"Belki de Haziran/Bulacak naaşımı / Belki
de Haziran..."
Haziran,bir ozanın naaşını kaldırırken,dolunay eteklerinden efsunlu yıldızlar saçarak
uzaklaştı...
Bakakaldım
peşinden...
Ne gözümü alabildim...ne göze
alabildim...


b24fj1.png

alıntı
 
Bakakaldım
peşinden...
Ne gözümü alabildim...ne göze
alabildim...

harikaydı o güzel yüreğine sağlık :)
 
''Sen olmadıktan sonra ne fark eder Haziran ya da Temmuz yeter ki sen gel sağ salim gel yanıma''

Yüreğine sağlık ellerin dert görmesin
 
bu güzel şiiri tekrar hatırlattığın için teşekkrler abla=)
 
Geri
Üst