İηvictus
Banned
- Katılım
- 2 Haz 2007
- Mesajlar
- 3,529
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Doğan, Vatan'ı nasıl ucuza kapattı?
Aydın Doğan, Vatan Gazetesi'ni 18 milyon dolara satın aldı. Vatan Gazetesi'nin eski Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Semerci, bu ilginç 'alış-veriş'in perde arkasını yazdı.
Milliyet, Posta, Radikal’i yayınlayan Doğan Gazetecilik A.Ş.’nin Vatan’ı satın almasına değil, 18 milyon dolara satın almasına şaşırdım. Çünkü, çok değil, bundan 1 yıl önce Deutsche Bank’a Vatan Gazetesi’nin satışı için yetki verilmişti. Elbette gayri resmi hedef Vatan’ın 80 ile 120 milyon dolar arasında bir piyasa değeriyle satılmasıydı. O günden bu güne ne değişmiş olabilir? (Ben ayrıldıktan sonra tirajlar düşmedi hatta yükseldi. İşler kötüye gittiyse kendime pay çıkarabilirim!) Şakası bir yana, olayın ekonomik boyutunu ve resmi tam olarak inceleyebilmek için Vatan Gazetesi’nin (Bağımsız Gazeteciler Yayıncılık A.Ş.’nin) bilançosunu görmemiz gerekiyor.
Aslına bakarsanız, Türkiye’nin SPK mevzuatı acısından ne denli fakir fukara olduğu bu olayda bir kez daha ortaya çıktı.
Vatan’ı kim satın aldı?
Binlerce küçük yatırımcısı olan Doğan Gazetecilik A.Ş.
Peki Vatan ucuza mı alındı, pahalıya mı? Bir örtülü kazanç olup olmadığını nasıl anlayacağız?
Anlayamayacağız. En azından şimdilik...
Niye?
Çünkü, satın alınan şirketin bilançosu halka açıklanmıyor. (Hiçbir şirketin açıklamadığını hatırlatalım.)
Sorabilirsiniz ki: Az önce Vatan’ın 80 milyon dolar piyasa değeri olduğunu söylediniz. Şimdi halka açık Doğan Gazetecilik, Vatan’ı 18 milyon dolara satın almış. Belli ki ucuza satın almış. Yatırımcının lehine değil mi?
Haklı olabilirsiniz. Ama gelin şeytanın avukatlığını yaparak olayı biraz speküle edelim ve diyelim ki: “ya satın aldıkları şirketin Doğan Grubu’na veya Aydın Doğan’a 40 milyon dolar borcu varsa. Yani 18 milyon dolara bir şirket alıyorsunuz, karşılığında halka açık şirketinizi 40 milyon dolar borç içine sokuyorsunuz...”
Fikrimi söyleyeyim mi... Aydın Doğan şapka çıkarılacak bir operasyon yaptı.
Ne yaptı?
Vatan’ı satmak için dünyanın dört bir yanında kapı kapı dolaşan Alman Deutsche Bank’ı ikna etti.
1) Önce 300 milyon dolar piyasa değeri olan Doğan Gazetecilik şirketinin (400 milyon dolar değer üzerinden) yüzde 22’sini (sermaye payının 5.3 katına) 88 milyon dolara Deutsche Bank’a sattı.
2) Şirkete giren taze kaynağın sadece 18 milyon doları ile Vatan’ı satın aldı.
3) Doğan Gazetecilik kasasında kalacak 60 milyon doların önemli bölümüyle de Vatan’ın şirketlerine (veya kendisine) olan borçlarını tahsil edecek.
4) Doğan açısından operasyonun güzelliğini düşünün. Halka açık şirketinizin yüzde 22’sini yabancıya hem de borsa değerinin çok üzerinde bir fiyatla satıyorsunuz. Elde edilen gelirle Vatan’ı satın alıyorsunuz. Satın aldığınız şirketin size ve diğer şirketlerinize olan borcunu da tahsil ediyorsunuz. Buna finansal mühendislik denmez de ne denir?
Doğan bunu hep yapıyor
Özetle Doğan, yeni bir “Elin taşıyla elin kuşunu vurma” operasyonu gerçekleştirdi. Doğan’ın borsa ve şirket alım operasyonları dikkatle incelendiğinde “güç” sahibi olmanın avantajlarını kullanarak nasıl büyüdüğüne tanıklık edebilirsiniz. Dışbank’ın ve POAŞ’ın alımlarında kullanılan fonlar ve yöntemler de böyledir. Hatta incelerseniz, Radikal, Posta gibi (zarar üreten) gazeteleri çıkaran eski şirketlerde ailenin elinde bulunan şahsi hisselerin, halka açık Milliyet gazetesine nasıl satıldığına da tanıklık edebilirsiniz. (Tartışmak için yazmıyorum. Ama tartışmak isteyenler çıkarsa ben hazırım!)
Her şeyin yasal zemin içinde gerçekleştiğini de hatırlatmak isterim.
Vicdanen, ahlaken sorgulanması gereken noktalar olsa da...
Son operasyonda bu kez Vatan’dan nasıl geri alınacağı bilinmeyen borçlar, yabancı kaynakla güvence altına alındı! Alman bankası Türk basın piyasasına güvenle girebilmek için pazarın liderine biat etti ve bedelini de ödemeye başladı... Diyebilirsiniz ki bu nasıl bir pazar ki, yabancılar bu kadar iştahlı. Şu kadarını söyleyeyim, bugün yıllık 2 milyar dolar olan reklam pastasının 2015 yılında yıllık 10 milyar dolara yükselmesi bekleniyor.
Dönelim borç meselesine...
Vatan Gazetesi’nin yıllık 30 milyon dolar reklam, yaklaşık 18 milyon dolar satış geliri var. Günlük tirajı 200 bin civarında. Tiraj acısından pazardaki payı yüzde 4.4.
Kurulduğu günden bugüne faaliyet geliri elde edemeyen, zarar üreten ama etkili bir gazete. Pek çok kuruluşa borcu var. En büyük alacaklısı ise bildiğim kadarıyla Doğan Grubu.
Morgan Stanley’in raporuna göre, Türk reklam pastasının yüzde 43’ünü kontrol ediyor. Reklam pastasından yok denecek kadar az pay alan bir gazetenin kendilerine katılmış olmasının rekabet kanunları açısından bir sıkıntı yaratacağı sanmıyorum. Yine Deutsche Bank’ın bundan böyle Vatan’ı da yayınlayacak Doğan Gazetecilik’in yüzde 22’sini satın alması Rekabet Kurumu’nda bir engele takılmayacağı görüşündeyim.
Ancak bağımsızlık vurgusunun altını önemle çizen Vatan’ın artık büyük bir medya grubunun şemsiyesi altına girmesi, Türk basınında çoksesliğin azalması ve rekabetin zayıflama işareti olarak değerlendirilebilir.
Akşam
Aydın Doğan, Vatan Gazetesi'ni 18 milyon dolara satın aldı. Vatan Gazetesi'nin eski Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Semerci, bu ilginç 'alış-veriş'in perde arkasını yazdı.
Milliyet, Posta, Radikal’i yayınlayan Doğan Gazetecilik A.Ş.’nin Vatan’ı satın almasına değil, 18 milyon dolara satın almasına şaşırdım. Çünkü, çok değil, bundan 1 yıl önce Deutsche Bank’a Vatan Gazetesi’nin satışı için yetki verilmişti. Elbette gayri resmi hedef Vatan’ın 80 ile 120 milyon dolar arasında bir piyasa değeriyle satılmasıydı. O günden bu güne ne değişmiş olabilir? (Ben ayrıldıktan sonra tirajlar düşmedi hatta yükseldi. İşler kötüye gittiyse kendime pay çıkarabilirim!) Şakası bir yana, olayın ekonomik boyutunu ve resmi tam olarak inceleyebilmek için Vatan Gazetesi’nin (Bağımsız Gazeteciler Yayıncılık A.Ş.’nin) bilançosunu görmemiz gerekiyor.
Aslına bakarsanız, Türkiye’nin SPK mevzuatı acısından ne denli fakir fukara olduğu bu olayda bir kez daha ortaya çıktı.
Vatan’ı kim satın aldı?
Binlerce küçük yatırımcısı olan Doğan Gazetecilik A.Ş.
Peki Vatan ucuza mı alındı, pahalıya mı? Bir örtülü kazanç olup olmadığını nasıl anlayacağız?
Anlayamayacağız. En azından şimdilik...
Niye?
Çünkü, satın alınan şirketin bilançosu halka açıklanmıyor. (Hiçbir şirketin açıklamadığını hatırlatalım.)
Sorabilirsiniz ki: Az önce Vatan’ın 80 milyon dolar piyasa değeri olduğunu söylediniz. Şimdi halka açık Doğan Gazetecilik, Vatan’ı 18 milyon dolara satın almış. Belli ki ucuza satın almış. Yatırımcının lehine değil mi?
Haklı olabilirsiniz. Ama gelin şeytanın avukatlığını yaparak olayı biraz speküle edelim ve diyelim ki: “ya satın aldıkları şirketin Doğan Grubu’na veya Aydın Doğan’a 40 milyon dolar borcu varsa. Yani 18 milyon dolara bir şirket alıyorsunuz, karşılığında halka açık şirketinizi 40 milyon dolar borç içine sokuyorsunuz...”
Fikrimi söyleyeyim mi... Aydın Doğan şapka çıkarılacak bir operasyon yaptı.
Ne yaptı?
Vatan’ı satmak için dünyanın dört bir yanında kapı kapı dolaşan Alman Deutsche Bank’ı ikna etti.
1) Önce 300 milyon dolar piyasa değeri olan Doğan Gazetecilik şirketinin (400 milyon dolar değer üzerinden) yüzde 22’sini (sermaye payının 5.3 katına) 88 milyon dolara Deutsche Bank’a sattı.
2) Şirkete giren taze kaynağın sadece 18 milyon doları ile Vatan’ı satın aldı.
3) Doğan Gazetecilik kasasında kalacak 60 milyon doların önemli bölümüyle de Vatan’ın şirketlerine (veya kendisine) olan borçlarını tahsil edecek.
4) Doğan açısından operasyonun güzelliğini düşünün. Halka açık şirketinizin yüzde 22’sini yabancıya hem de borsa değerinin çok üzerinde bir fiyatla satıyorsunuz. Elde edilen gelirle Vatan’ı satın alıyorsunuz. Satın aldığınız şirketin size ve diğer şirketlerinize olan borcunu da tahsil ediyorsunuz. Buna finansal mühendislik denmez de ne denir?
Doğan bunu hep yapıyor
Özetle Doğan, yeni bir “Elin taşıyla elin kuşunu vurma” operasyonu gerçekleştirdi. Doğan’ın borsa ve şirket alım operasyonları dikkatle incelendiğinde “güç” sahibi olmanın avantajlarını kullanarak nasıl büyüdüğüne tanıklık edebilirsiniz. Dışbank’ın ve POAŞ’ın alımlarında kullanılan fonlar ve yöntemler de böyledir. Hatta incelerseniz, Radikal, Posta gibi (zarar üreten) gazeteleri çıkaran eski şirketlerde ailenin elinde bulunan şahsi hisselerin, halka açık Milliyet gazetesine nasıl satıldığına da tanıklık edebilirsiniz. (Tartışmak için yazmıyorum. Ama tartışmak isteyenler çıkarsa ben hazırım!)
Her şeyin yasal zemin içinde gerçekleştiğini de hatırlatmak isterim.
Vicdanen, ahlaken sorgulanması gereken noktalar olsa da...
Son operasyonda bu kez Vatan’dan nasıl geri alınacağı bilinmeyen borçlar, yabancı kaynakla güvence altına alındı! Alman bankası Türk basın piyasasına güvenle girebilmek için pazarın liderine biat etti ve bedelini de ödemeye başladı... Diyebilirsiniz ki bu nasıl bir pazar ki, yabancılar bu kadar iştahlı. Şu kadarını söyleyeyim, bugün yıllık 2 milyar dolar olan reklam pastasının 2015 yılında yıllık 10 milyar dolara yükselmesi bekleniyor.
Dönelim borç meselesine...
Vatan Gazetesi’nin yıllık 30 milyon dolar reklam, yaklaşık 18 milyon dolar satış geliri var. Günlük tirajı 200 bin civarında. Tiraj acısından pazardaki payı yüzde 4.4.
Kurulduğu günden bugüne faaliyet geliri elde edemeyen, zarar üreten ama etkili bir gazete. Pek çok kuruluşa borcu var. En büyük alacaklısı ise bildiğim kadarıyla Doğan Grubu.
Morgan Stanley’in raporuna göre, Türk reklam pastasının yüzde 43’ünü kontrol ediyor. Reklam pastasından yok denecek kadar az pay alan bir gazetenin kendilerine katılmış olmasının rekabet kanunları açısından bir sıkıntı yaratacağı sanmıyorum. Yine Deutsche Bank’ın bundan böyle Vatan’ı da yayınlayacak Doğan Gazetecilik’in yüzde 22’sini satın alması Rekabet Kurumu’nda bir engele takılmayacağı görüşündeyim.
Ancak bağımsızlık vurgusunun altını önemle çizen Vatan’ın artık büyük bir medya grubunun şemsiyesi altına girmesi, Türk basınında çoksesliğin azalması ve rekabetin zayıflama işareti olarak değerlendirilebilir.
Akşam