- Katılım
- 17 Tem 2006
- Mesajlar
- 1,866
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
İddaa
Önce Yavuz Semerci bir iddia ortaya attı.
“İddaa ihalesinin şartnamesi Doğan Grubu’na uygun olmadığı için değiştirilecek” dedi.
Aylarca uğraşılarak hazırlanan şartname Yavuz Semerci’nin yazmasından bir kaç gün sonra Doğan Grubu’nun isteğine uygun hale getirildi. Şartlar yumuşatıldı, Doğan’ın ihaleye girmesinin önü açıldı.
Bu değişikliğin etkisi hemen görüldü.
Hürriyet’in AKP’ye yönelik yayınları bir anda değişti.
Yumuşadı, bırakın yumuşamayı örtülü destekleme kıvamına geldi.
İnanmıyorsanız son 20 günün Hürriyet’lerini şöyle bir karşınıza alın ve bakın.
Şimdi de Ertuğrul Özkök, Başbakan Erdoğan’la bir röportaj yapmış.
Anonslarından belli ki, Başbakan’a bir “Güzellik” yapılacak.
Göreceğiz.
Ancak ben Doğan Grubu’nun AKP ile “Zımni bir uzlaşma” içinde olduğunu düşünüyorum.
Bunu bugün için değil, hep düşündüm.
Doğan Grubu, AKP’ye “Anlaşmalı bir muhalefet” yapıyor.
İktidarın çok canını acıtmıyor. Böylelikle AKP “Bakın işte bana muhalif gazeteler de var” diyor.
Doğan Grubu “Muhalefet yaparmış” gibi yaparak okurunu koruyor.
AKP de Doğan Grubu’ndan nefret eden geniş halk kitlelerine ve daha önemlisi çekirdek tabanına “İşte ben Doğan’a boyun eğmiyorum” mesajı veriyor.
Ama aslında el altından bir al gülüm ver gülüm durumu söz konusu.
Ama hiç bir şekilde birbirlerinin canını acıtmıyorlar.
Tam aksine kritik anlarda birbirlerine destek oluyorlar.
2007 yılında Doğan Grubu’na ait Petrol Ofisi’nin milyarlarca dolarlık vergi kaçağını ortaya çıkardık. Tam da üzeri örtülmek, zaman aşımına uğratılmak üzereyken.
Ne oldu!
AKP Hükümeti bu vergi borcunu komik bir düzeye indirdi.
Hani AKP Doğan’dan nefret ediyor, açığını arıyordu!
Yalan.
Tam aksine müthiş bir işbirliği içindeler.
Kulislerde hep dedikodu, “Başbakan Aydın Doğan’ı sıkıştıracak”
SPK raporlarından, petrol kaçakçılığı raporlarından söz ediliyor.
Hiç biri ortaya çıkıyor mu, gündeme geliyor mu?
Asla.
Çünkü aslında ortada bir kavga yok.
Tam aksine gizli bir ittifak var.
Birbirlerini ısırmıyorlar.
Isıracakmış gibi yapıyorlar.
Bağırıyorlar.
Her iki taraf için de sıkıntılı bir an geldi mi hemen “Uzlaşma” devreye giriyor.
Birbirlerini kurtarıyorlar.
Kapatma Davası’nın başlamasından iki gün önce Başbakan Ertuğrul Özkök’e röportaj veriyor.
Büyük ihtimalle 22 Temmuz gece yarısına doğru söylediklerini yine tekrarlayacak.
Hürriyet yine görevini yapacak.
Kim bilir önce İddaa ihalesi çözüldü.
Kapatma Davası sonrasında da “Rafineri” meselesi hallediliverir.
NOT: Araştırmacı bir dostum, Türkiye’nin büyük holdinglerinden biri için bir araştırma yapıyor. Araştırmada Türkiye’nin en büyük şirketleri için bir “Güvenilirlilik” sorusu da var. Anketi yanıtlayanlardan adı geçen şirketlere 1’den 5’e kadar “Güven puanı” vermeleri istenmiş. 1 hiç güvenmiyorum, 2 güvenmiyorum 3 az güveniyorum 4 güveniyorum 5 çok güveniyorum demek. Dostum Doğan Grubu’na verilen yanıtları gösterdi. Pek çok kişi ankette olmayan 0 yani sıfır notu vermiş Doğan Grubu’na. Pek de haksız sayılmazlar.
Fatih Altaylı
Önce Yavuz Semerci bir iddia ortaya attı.
“İddaa ihalesinin şartnamesi Doğan Grubu’na uygun olmadığı için değiştirilecek” dedi.
Aylarca uğraşılarak hazırlanan şartname Yavuz Semerci’nin yazmasından bir kaç gün sonra Doğan Grubu’nun isteğine uygun hale getirildi. Şartlar yumuşatıldı, Doğan’ın ihaleye girmesinin önü açıldı.
Bu değişikliğin etkisi hemen görüldü.
Hürriyet’in AKP’ye yönelik yayınları bir anda değişti.
Yumuşadı, bırakın yumuşamayı örtülü destekleme kıvamına geldi.
İnanmıyorsanız son 20 günün Hürriyet’lerini şöyle bir karşınıza alın ve bakın.
Şimdi de Ertuğrul Özkök, Başbakan Erdoğan’la bir röportaj yapmış.
Anonslarından belli ki, Başbakan’a bir “Güzellik” yapılacak.
Göreceğiz.
Ancak ben Doğan Grubu’nun AKP ile “Zımni bir uzlaşma” içinde olduğunu düşünüyorum.
Bunu bugün için değil, hep düşündüm.
Doğan Grubu, AKP’ye “Anlaşmalı bir muhalefet” yapıyor.
İktidarın çok canını acıtmıyor. Böylelikle AKP “Bakın işte bana muhalif gazeteler de var” diyor.
Doğan Grubu “Muhalefet yaparmış” gibi yaparak okurunu koruyor.
AKP de Doğan Grubu’ndan nefret eden geniş halk kitlelerine ve daha önemlisi çekirdek tabanına “İşte ben Doğan’a boyun eğmiyorum” mesajı veriyor.
Ama aslında el altından bir al gülüm ver gülüm durumu söz konusu.
Ama hiç bir şekilde birbirlerinin canını acıtmıyorlar.
Tam aksine kritik anlarda birbirlerine destek oluyorlar.
2007 yılında Doğan Grubu’na ait Petrol Ofisi’nin milyarlarca dolarlık vergi kaçağını ortaya çıkardık. Tam da üzeri örtülmek, zaman aşımına uğratılmak üzereyken.
Ne oldu!
AKP Hükümeti bu vergi borcunu komik bir düzeye indirdi.
Hani AKP Doğan’dan nefret ediyor, açığını arıyordu!
Yalan.
Tam aksine müthiş bir işbirliği içindeler.
Kulislerde hep dedikodu, “Başbakan Aydın Doğan’ı sıkıştıracak”
SPK raporlarından, petrol kaçakçılığı raporlarından söz ediliyor.
Hiç biri ortaya çıkıyor mu, gündeme geliyor mu?
Asla.
Çünkü aslında ortada bir kavga yok.
Tam aksine gizli bir ittifak var.
Birbirlerini ısırmıyorlar.
Isıracakmış gibi yapıyorlar.
Bağırıyorlar.
Her iki taraf için de sıkıntılı bir an geldi mi hemen “Uzlaşma” devreye giriyor.
Birbirlerini kurtarıyorlar.
Kapatma Davası’nın başlamasından iki gün önce Başbakan Ertuğrul Özkök’e röportaj veriyor.
Büyük ihtimalle 22 Temmuz gece yarısına doğru söylediklerini yine tekrarlayacak.
Hürriyet yine görevini yapacak.
Kim bilir önce İddaa ihalesi çözüldü.
Kapatma Davası sonrasında da “Rafineri” meselesi hallediliverir.
NOT: Araştırmacı bir dostum, Türkiye’nin büyük holdinglerinden biri için bir araştırma yapıyor. Araştırmada Türkiye’nin en büyük şirketleri için bir “Güvenilirlilik” sorusu da var. Anketi yanıtlayanlardan adı geçen şirketlere 1’den 5’e kadar “Güven puanı” vermeleri istenmiş. 1 hiç güvenmiyorum, 2 güvenmiyorum 3 az güveniyorum 4 güveniyorum 5 çok güveniyorum demek. Dostum Doğan Grubu’na verilen yanıtları gösterdi. Pek çok kişi ankette olmayan 0 yani sıfır notu vermiş Doğan Grubu’na. Pek de haksız sayılmazlar.
Fatih Altaylı