Din Ticareti

Kara Kartal

Banned
Katılım
4 Nis 2007
Mesajlar
1,531
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Yaşasın Yobazlar ve Kahpeler için İstiklal Mahkeme
6d2baa5d79bcca83acb44c55e5c6cf2b.jpg


Yağmacı Siyasetin Dördüncü Aşaması: Din Ticareti

Türkiye'de siyaset artık bütünüyle yağmacılık anlamına geliyor.

Sırtında tek gömlekle büyük kentlere göç etmiş olan belediye başkanları , görevlerinin sonunda gayrimenkul zengini olarak makamlarını bırakıyor.

Başta başbakanlar ve maliye bakanları olmak kaydıyla pek çok bakan ve milletvekili hakkındaki yolsuzluk iddiaları her dönemde ayyuka çıkıyor.

Gerek merkezi hükümetin, gerekse belediyelerin hemen hemen her akçalı icraatı en azından bir adam kayırma , genellikle de bir yolsuzluk suçlamasını da birlikte getiriyor.

Özelleştirme süreci pek çok yeni zengin yarattı.

AB 'ye uyum süreci çerçevesinde yapılan yasal değişiklikler bunları engellemiyor , bilakis hızlandırıyor .

Kapalı kapılar ardında karanlık ilişkilerle satılan hisse senetleri, fatura yolsuzlukları , mali suçlar için getirilen af önerileriyle örtbas edilmek isteniyor.

Halkın dini duygularını istismar ederek paralarını toplayıp cebe atanlar, politikacılarla yan yana fotoğraf çektiriyorlar.

Siyasetçinin elinden kurtulanlar, tarikat tuzaklarına yakalanıyor, varlarını yoklarını şeyhlerine yediriyorlar .

Türkiye gırtlağına kadar yolsuzluk batağının içinde.

İlginç olan husus, bütün bunların halkın , yani seçmenin gözü önünde olması.

***

Siyaset ve yağma konusunda bu sütunda çok yazı yazıldı.

Hatta bu yazılar " Demokrasi ve Vampirler" adlı bir kitapta da toplanarak yeniden okurların ilgisine sunuldu.

Siyasetteki yolsuzluklar orta sağı çökertti .

DYP ve ANAP , parlamento dışı kaldı, liderleri siyaseti bıraktı.

Orta sağ çökünce o zamana kadar orta sağın şemsiyesi ve desteği altında yaşamını sürdürmeye çalışan dinci sağ, iktidar oldu.

Üstelik de yolsuzluklara, yağmaya karşı çıkarak.

Saf seçmenlerin bir bölümü de (her dört seçmenden biri) "Belki Allah korkusu bunları yağmadan ve yolsuzluktan uzak tutar " diye düşündü, onlara oy verdi.

***

Birinci aşama: Türkiye'deki siyasal yağma önce, kalkınmayı devletin öncülüğünde gerçekleştirme politikasındaki yozlaşmanın çok partili düzende devreye girmesinin bir sonucu olarak yukarıdan aşağı ortaya çıktı.

İkinci aşama: Daha sonra siyasetçiler tarafından önlenmeyen, bilakis desteklenen bir gecekondu yağması ile aşağıdan yukarı gelen taleplerle siyasal parti yapılanması içinde bütünleşti ve yaygınlaştı .

Üçüncü aşama: Her düzeydeki (hem genel, hem yerel) siyaset , yağmanın genel bir aracı oldu; dönemin sloganı "İş yapsın da isterse yesin!" oldu. Böylece siyaset ve yağma, seçmen vicdanında da bütünleşti ve meşruiyet kazandı.

Dördüncü aşama: Dinci politikacılar , halkın temiz din duygularını da bu işin içine dahil ederek, yağma düzenine siyasetten sonra, siyasete zaten alet ettikleri inançları da soktular. Böylece siyaset, yağma ve din istismarı tam anlamıyla bütünleşti .

Tarikatçılık ile, kentle bütünleşememiş, kentlileşememiş ve zaten siyasal yağmadan pay kapmaya çalışan gecekondu halkı, din istismarı yapılarak, bu işin içine hem ideolojik hem örgütsel olarak iyice dahil edildi.

Şimdi tarikatçılık ile yağmacı siyaset , yine din ticareti ekseninde tam bir ittifak içinde, tüm Türkiye'yi pençesine almış görünüyor; hem de aynı zamanda rejimi de tehdit ederek .
E.Kongar


cf1e189e35290db641b5b257810c408d.gif
 
Düşünün ki İslam peygamberi sırtında bir hırka ile ölürken, bugünün müslüman önderleri kefen ceplerine dolduramayacak olsalarda epey bir dünyalık toplayabiliyorlar.Bu iş kiminle başladı bilmiyorum.Ancak Türkiyede kendi ağırlığı kadar altın biriktirmesiyle ünlenen Erbakan'ın bu işte dönüm noktası olduğu ortada.Onu öğrencileri de aynı yolu izledi.Bugün AKP liderlerinin kendi servetleri ve çocuklarının malvarlığı ortada.Unakıtan sülalesini zengin etti.Başbakan ve Cumhurbaşkanının oğulları daha çocukluklarını bitirmeden trilyoner oldular.Hepsi Amerikanın en lüks okullarında okuyor,holdinglere patron oluyorlar..İslamın 6. şartı haline getirdikleri türbanları artık paris modasıyla belirleniyor.Bakalım bu kadar servet onları sırattan geçirebilecek mi?

Öte yanda bir de cemaatler var.Pardon artık cemaat değil islami holdingler demem gerekiyor..Tarikat şeyhleri bugün lüks içinde yaşıyor.Koca koca şirket sahibi oluyorlar.Tabii paranın nereden geldiği malum.

İşte bu palazlanan din tüccarlarının bir örneği.İstanbulun cennet köşelerinden birinde son derece lüks villalarla dolu bir mekanda bir cemaat kendi gettosunu kuruyor.Son derece lüks evlerden çıkan tarikat mensupları son model otomobillerle seyahat ediyor.Galiba din ticaretinin en karlısı devlet eliyle yapılanı.Bulaşanın hayatı kurtuluyor.Tek kaybeden var...HALK....
 
Düşünün ki İslam peygamberi sırtında bir hırka ile ölürken, bugünün müslüman önderleri kefen ceplerine dolduramayacak olsalarda epey bir dünyalık toplayabiliyorlar

bunun üstüne ne denir.........
 
Geri
Üst