Devrimleri Taammüden Savunuyorum

Sebep çok basit sevmiyorum!Var mı bir problem?

Sevip sevmemen önemli değil arkadaşım

671 nolu 25.11.1925 tarihli bir kanun

Yani özgürlük meselesi değil.Kanunun uygulanması durumu

Madem o kadar devrimleri savunuyorsun bu kanunu ilk önce sen uygula da görelim.


Şapka takmama özgürlüğü demişsin.Neden senin takmama özgürlüğün var da Atıf hocanın yoktu,Rizelilerin yoktu,MAraşlıların yoktu?Senin ne özelliğin var?

Ben boşuna demedim bunların M.Kemal sevgisi yalan diye.Bunların sevdiği M.Kemal değildir.Bunlar M.Kemalin şahsında ladini yaşamı seviyorlar.Yani istedikleri karıyla kızla düşüp kalkacaklar,içki de içecekler,dinin emirlerine ters gidecekler kimse tarafından kınanmayacaklar ama Müslüman sayılacaklar.
 
Hukuken kadük diye adlandırılan bir kanun hakkında neden bu kadar takıldı ki millet?
Kanun zamanında anlamlı ve geçerliydi şu an şapka niye takmıyorsun diye soran zihniyet neden bu kadar sadece bu konu üzerinde duruyor?
Ben size yüzlerce örneğini bulurum çıkarıldığı zaman gereklilik arz eden ve önemi olan ancak bir süre sonra doğal şartlar oluştuğunda gerek duyulmayan kanun.
Bundan 10 sene önce sesi çıkmayanların sesleri bu kadar neden yüksek ve kin kusarak çıkıyor?
Şurada yazılan yorumları kimse denetlemiyor mu aleni Atatürk Aleyhine İşlenen suçlara konu olabilecek mesajlar var.
Yunus 99 : Resûlüm!) Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. O halde sen inanmaları için insanları zorlayacak mısın?
 
Sevip sevmemen önemli değil arkadaşım

671 nolu 25.11.1925 tarihli bir kanun

Yani özgürlük meselesi değil.Kanunun uygulanması durumu

Madem o kadar devrimleri savunuyorsun bu kanunu ilk önce sen uygula da görelim.


Şapka takmama özgürlüğü demişsin.Neden senin takmama özgürlüğün var da Atıf hocanın yoktu,Rizelilerin yoktu,MAraşlıların yoktu?Senin ne özelliğin var?

Ben boşuna demedim bunların M.Kemal sevgisi yalan diye.Bunların sevdiği M.Kemal değildir.Bunlar M.Kemalin şahsında ladini yaşamı seviyorlar.Yani istedikleri karıyla kızla düşüp kalkacaklar,içki de içecekler,dinin emirlerine ters gidecekler kimse tarafından kınanmayacaklar ama Müslüman sayılacaklar.
Şapka takıp takmamak kişisel bir tercih kimse başında şapka tak çıkar diye silahla beklemiyor.Diğer insanların söylemesiyle Kemalist Müslüman olunsaydı vah halimize...İnsan kendini bildikten sonra karınca misali...
 
Yunus 99 : Resûlüm!) Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. O halde sen inanmaları için insanları zorlayacak mısın?

Öyle söyle ciğerimi ye dostum

Bizim derdimiz herkesi imana getirmek değildir ve zati bu bizim haddimiz değildir.

Bizim derdimiz kafasına göre İslamı anlayan,anlatan,yaşayan ve yaşatan zihniyettir.

Bu zihniyetin zararını asgariye indirmeğe çalışıp,şeriatı garrayı Ahmediyenin tebellur etmesini tebliğ etmektir.

Yoksa paşaların,maşaların,İsmetlerin,Celallerin vb din düşmanlığı bizim için hiçtir.Bizim derdimiz bu dinsizliği zorla şu Müslüman millete dayatmasınlar.

Biz insanlar laik olmasın şapka giymesin şunu etmesin bunu yapmasın demiyoruz.Gitsinler nerede ne nane yiyorlarsa yesinler.Yeter ki devlet dayatmasın.

Şapka için söylediğin şey pekala diğer devrimler için de düşünülebilir.Bu salt mantıkla bile varılabilecek neticedir.


Cennete girme özgürlüğü de vardır,cehenneme girme özgürlüğü de.

Cennet ucuz değil,cehennem lüzumsuz değil.Heryere adam lazım.
 
Şapka takıp takmamak kişisel bir tercih kimse başında şapka tak çıkar diye silahla beklemiyor.Diğer insanların söylemesiyle Kemalist Müslüman olunsaydı vah halimize...İnsan kendini bildikten sonra karınca misali...

80 sene önce şu sözleri diyebilir miydin merak ediyorum....

İstiklal mahkemeleri cellatlarına karşı şu sözleri söyliyecek güvenin,özverin,tecrüben olur muydu?

Ergenekon güzeli Osman Paksütün dedesi katil (Deli Halid Paşanın katilidir)Kel Ali'nin manevi mirasına,dahası devrimlere hakarettir bu sözlerin:D

Madem öyle bana söyle İskilipli Atıfın,Hamidiye gediklileri Rizelilerin ne kabahati vardı da devlet terörüne maruz kaldılar?


Tarih bu adamlardan bu katillerden hesap soracak elbette.Bu adamların ölüsünden de dirisinden de "Mukaddes emanete ne yaptınız" diye soracak.


 
Zulüm Zulüm Üstüne

Biliyor musunuz

İstiklal Mahkemesi'nin salkım salkım astığı insanlarla ilgili davaları yakından
takip eden bir gazetecinin, başına giymiş olduğu şapkasından dolayı, mahkeme reisi
Kel Ali (Ali Çetinkaya) tarafından: Anandan şapkalı mı doğdun?Gavur musun be
herif!" denilerek tekme tokat merdivenlerden yuvarlandığını...


Aynı şahsın Atatürk'ün ilk defa Kastamonu'da şapkayı giymesi üzerine hemen bir
şapka bularak protokoldaki yerini aldığını. . .


Yine aynı şahsın, İskilipli Atıf Hoca'yı, hükümetten izin alarak yazmış
olduğu Frenk Mukallitliği kitabından dolayı,savcının üç sene ceza istemiş
olmasına rağmen idama mahkum ettiğini ve asılırken de Sehpanın yanına gelip mazlum
Hoca'nın kafasına şapkayı geçirerek Giy domuz!" diye insanlık dışı muamelede
bulunduğunu. .. (301/b)

301/b-Kaplan, Mustafa; Kemalizm ve İslamiyet, İttihat Yay., İst?1993, s.135
 
Türkiye'de Konuşulamayan Aydınlık

Korku toplumunun yaratıldığı bir suskun demokrasi değil, bilimsel akıl ve mantık demokrasisi gerçeği,Türkiye'nin bu değişime ihtiyacı var...


Türkiye'de Atatürk ilkelerini temel alan Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkarak yerine dine dayalı bir devlet düzenini kurmak, bu anlayışın tüm toplumsal birimlerde etkileşimini yaygınlaştırmak adına, her türlü çalışmanın içinde olmak isteyenlerin asıl hedeflerinin gizlenmiş modelin resmini vermeselerde bunun adının ''Ilımlı İslam Modeli''olduğunu biliyoruz. Türk devriminin temel değeri olan laikliğin içinin boşaltılması, kamu alanlarında dini sembollerin ve artan dinsel kuralların hakim kılınması ile, demokratik sistem anlayışının yok sayılarak tüm gücünü dinden alan dini liderlerin dikta yönetimlerinin ortaya çıktığı bir ülke olmanın içine sürüklenen bir ülke gerçeği.

Atatürk'ün ''Benim mirasım akıl ve bilim'' dediği gerçeği şimdi akılsızlığın ve bilimsizliğin getirdiği noktada suskun kalan ve konuşamayan aydınların elinde her geçen gün anlamını yitirdiğini görmek üzüyor insanı. Din modelini ısrarla hayata geçirmeye çalışan sistem yaratıcılarının, yarattıkları korku toplumu modelinin içinde,demokratik açılımdan söz etmeleri ne kadar inandırıcı olabilir? İsmet Giritli'nin ''Kemalist Devrimler ve İdeoloji'' adlı eserindeAtatürk'ün ''Ben manevi miras olarak hiç bir ayet, hiç bir doğma, hiç bir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve aklı anlatır, zaman süratle ilerliyor, milletlerin,toplumların, kişilerin, mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.

Böyle bir dünyada bu gerçekleri kabul etmemek aklın ve ilmin gerçeğini inkar edici çalışmalar içinde olmak,ve ısrarla kendi model anlayışlarını dinsel dayatmayı yaygınlaştırmak asıl bilimselliği aklın gerçeğini inkar etmek olur,buda ülkenin geleceğinde çok tehlikeli sonuçların yaşanması demektir.Şimdi benim miras olarak bıraktığım bu gerçeğin içinde ülkeyi yönetmenin gayreti içinde olmak,benim mirasıma sahip çıkmak olur''Atatürk'ün bu anlamda asla silinmeyecek değerde yazdığı bu sözlerini biz hala anlamamazlıktan geliyoruz,ve adını demokratik açılım koydukları ve kendilerininde hala anlatamadıkları bu senaryonun içinde tıkanmış kalmış olmanın bile gerçeğini görememek asıl sıkıntının ortasında kalmanın bir göstergesi değilmi acaba!Prof.Dr.Turan Feyzioğlu ''Laiklik Türk devriminin temel unsurudur''der.Prof.Dr.Eralp Özgün de ''Devlet olmanın temelinde Türkiye'de Laikliği Batı demokrasisinden ayrı tutmak sakıncalı olur''.demişti. Siz şimdi kendi anlayışınızla laikliği yok sayarak ülkeyi farklı bir modelin içinde tutmaya çalışırsanız. Uluslararası değişim modelinden ve Çağdaş anlayış değerlerinden ülkey çok gerilerde bırakmış olursunuz şimdi bana göre tüm yapılanlar tasarımlar bu nokta gelişiyor, kim ne derse desin Türkiye bu sürecin içine çoktan girmiş durumda.

Sadece tek konuşan bir Başbakan, konuşamayan bir parlamento ve sadece bir tek sisteme yönelmiş ve onun gözlerinin içine bakarak konuşmasını ayarlamaya çalışan bir anlayışın temsilcileri değilmi yaşadığım model. Konuşamayan bir demokrasi olurmu? nerde kaldı yaratmak istediğiniz özde dolaysız bir demokrasi gerçeği,şimdi hala kendinizin bile anlayamadığınız ama sinsice bunu çok iyi bildiğiniz bir saklanmış gerçek var adıda sözde bir demokrasi değilmi?Yani aydınların yargılandığı, yazarların, düşünenlerin, bilim adamlarının, konuşmaktan korktuğu bir anlayışın içinde yarınlarından korkar hale gelen suskun kalan aydınların yaşadığı Türkiye gerçeği. Tüm değerlerinin yok edilmeye çalışıldiği günümüzdeki laiklik,1937 yılında taşıdığı önemsel değerleriyle anayasaya girmişti.Ama şimdi laikliğin değil ümmetciliğin önemini kendi yarattıkları toplum anlayışına sunma gayreti içinde olanların önünde susmuş susturulmuş aydınların konuşamadıkları bir ülke gerçeğini görmek acı veriyor insana.Zaman zaman inanmadıkları noktada özeleştiride bulunmaya çalışan bu sistemi elinde tutanların,demokrasiden ve laiklikten söz etmelerine ne kadar inanmamız gerekiyor acaba?.

Türkiye geçmiş yıllarda dinsel dayatmanın ülkeye getirdiği sıkıntıları çok yaşadı,30 kasım 1925 yılında çıkarılan 677 sayılı yasa ile takke,zaviye ve türbeler kapatılmıştı.Biz hala Cumhuriyetin değerlerini yok saymaya çalışıyoruz,bunun için ne gerekiyorsa yapıyoruz,bu şimdi Cumhuriyetten bir öç alma değilmidir?Türkiye'yi bu tarihe kadar kalıcı kılan ve saygın gösteren demokrasi anlayışında Atatürk devrimlerinin kalıcılığını nasıl inkar edebilirizki.Şimdi biz görünmeyen yaşanmışlığın içinde,din afyonuyla beynini satın aldığımız toplumun içinde,''Dinle-Bilimi''karşı karşıya getirmeye çalışıyoruz, bunun sonuçlarını düşünmeden,yeterki kendi siyasal etkileşiminin varolmasınının kalıcı olması adına ülkenin yaşayacağı sıkıntıları ve uluslararası gözlenmesinin sonuçlarını bile hiçe sayarak.

Siz uluslararası saygınlığınızı elinizde tutmanız adına, sanatçıya, sanatına, yaratıclığına, eserlerine, bilim adamına, yazarına, gazetecisine, tüm çağdaş değerlerin temsilcilerine, adına aydınlar dediğimiz değerlere korku vermeden serbestçe konuşabilmek yazabilmek anlatabilmek için sahip çıkarsanız bu saygınlığınızı korumuş olursunuz. Atatürk ilkelerine ve devrimlerine laik anlayışın getirdiği önemi yok sayarak, dine dayalı bir devlet anlayışı içine ülkeyi ısrarla sokarsanız,bu sıkıntı yaratacaktır ve Cumhuriyetin yara alması demek ülkenin kabile demokrasisine kayması anlamındadır. Beni asıl korkutanda yapılması düşünülen yeni bir anayasada,tamamiyle bu değerlerin yok sayılarak dinsel değerlerin yansıtıldığı bir anayasa modelinin oluşacak olmasıdır. Bu anayasada Cumhuriyetin değerleri olmayacak budanacak,bunun adı belkide kabile anayasası olacak, Batı Türkiye'de hala türbanı konuşuyor, Çekoslovakya'da konuştuğum değerli bir sanat adamı bana şunu söyledi.''Sizde sanata verilen değer bana göre ülkeyi yönetenlerin eşlerinin başlarının süslenmesindeki sanat olmalı. Başbakan,Cumhurbaşkanı,ve Meclis başkanının eşlerinin başları kapalı, bu Atatürk Türkiye'sine yakışmıyor''demişti.bu sözler beni çok derinden yaralamıştı, kendisine dilimin döndüğünce yanıt vermeye çalıştım tabiki, ama Türkiye'de şimdi ''Din-Bilim''karşı karşıya getirildi, din bilimden her keresinde topluma farklı anlatılmaya çalışılıyor buda kaygı verici bana göre. Şimdi açılımdan söz eden siyasi iktidarın, burada açıklamaya yanaşmadığı modelin içinde, bana göre Atatürk demokrasisi laik ve çağdaş değerlerin yer almadığı görülüyor, demokratik açılımsa bu tüm toplumun beklentisine yönelik bir açılım modelini getirmeli, tek taraflı bir demokratik açılım olmamalı, yani dolaysız ve özde kalıcı bir demokrasi, içinde aydınların, sanatçıların, gazetecilerin, tüm bilim adamlarının, siyasetçilerin özgürce sistemi yargılayabileceği eleştirebileceği konuşabileceği bir demokrasi olmalı. KONUŞABİLEN AYDINLAR demokrasisi olmalı, korku toplumunun yaratıldığı bir suskun demokrasi değil, bilimsel akıl ve mantık demokrasisi gerçeği,Türkiye'nin bu değişime ihtiyacı var,tüm dinsel,kültürel farklıllıkların saygı gördüğü özde bir bir demokrasi anlayışı.


kaynak

Cumhuriyet ve Atatürk karşıtı olmanız için şapka takıyor yada fes giyiyor yada...
ya da sının önemi yok
niyet önemli
annelerimizin genç kızlarımızın kadınlarımızın masum baş örtülerinide türban adı altında toplamaya çalışıp bu ülkeyi bölmedimi bu zihniyet
Laik Türkiye Cumhuriyetini kurucusu Ulusal Önderimiz Mustafa Kemal Atatürkü ve Devrimlerini içine sindiremeyenler yazdıkları yazılardan ve destekledikleri siyasi düşüncelerden belli oluyor zaten
yoruma gerek yok
 
ben bu arkadaşları seviyorum beeeee

demekki sen şapka deveriminin öngördüğü spor şapkalarını takıp takıp çıkarıyorsun .Demekki senin devrimden anladığın spor şapkasıymış.Demekki sana göre Atatürk spor şapkası devri mi yapmış

çok komiksiniz. sırf altta kalmamak için cevap vermek zorunda hissediyorsunuz sonrada rezil oluyorsunuz böyle

dua etki Atatürk dumuyor senin bu saçmalıklarını.Yaptığı devrimle dalga geçtiğini bilseydi kafanı koparırdı senin


Ayrıca benim sarık takamamak gibi bir kuyruk acım yok. Böyle bir kuyruk acım olsa takarım.Çünkü sarık takmak suç değil.Sen uzayda mı yaşıyorsun bilmem ama Türkiye de yaşmadığın belli




hala laf kalabalığı hala kaçamak cevaplar

arkadaşım madem şapka devrimine karşı değilsin madem Atatürk ün çok önem verdiği şapkayı neden takmıyorsun

bir sebep söyle korkma kızmam
:smile:



kusura bakam ama beni sevme çünkü ben seni hiç sevmiyorum ama cevap verim sanada kaliten biraz yükselsin.

Atatürk devrim yaptığında spor şapkamı varmış şuan takılanlar gibi.kelime yapmak için saçmalamışsın. veya o zamanlar giyilen elbiselerimi giyiyoruz. tarz deişdi be dostum sen hala o çağdamı yaşıorsun. gerçi zihniyetin ondanda geri orta çağda yaşadığını gösteriyor. şapka devrimin sembolüdür. yenilenmenin deişmenin göstergesidir. bunu anlıyamıyormu kafan.
sen rahat hatta geniş ferah ol Atatürk bu muhabbeti duysaydı kimin kafası kökünden kopacaı belli. o sorduğun saçma soruya verilecek en iyi cevap oydu. asıl altta kalmamak için cevap veren sensin. saçmalamışsın. zeki bi cevap verim derken komik olmuşsun.
tekrar sölüyorum şapka devrimin sembolüdür. takmayanların kelleleri gitti palavrasını atma sakın. kelleri gidenlerin cumhuriyet düşmanı yobaz vatan hainleri olduğu bellidir. bana göre vatanhainidir sana göre mubarek insandır. oda senin görüşünü belli eder zaten.
sarık takmak yasak deilmi? tamam afedersin o zaman. takmana izin varmış. takmam diosun ama bence tak yakışır sana. zihnini açar.
bide uzaydamı yaşıosun sen demişsinde o teknoloji daha Türkiyeye gelmedi sayenizde...
 
http://www.youtube.com/watch?v=NUUsoomyKL0

[VIDEO]NUUsoomyKL0[/VIDEO]

Yaşayan efsane Kadir Mısıroğlu son noktayı koyuyor.
 
Senin yaptığın ilk defa yapılmış değil tarihte

Efendimiz(s.a.v) e Mekkeli müşrikler mecnun demiş,Cenabı Allah da yemin ederek O'nun (s.a.v) mecnun olmadığını söylemiştir.

İman davası güden,İslam davası güden herkes bu yolda çileler çekmiştir.MEcnun denilmiş,tahkir edilmiş,hapsedilmiş hasılı dünyaları karşılığı ahiretlerini kazanmışlardır(Biiznillah)

Kadir Mısıroğlu na senin gibi çapı 3 ü geçmicek adamların deli demesi,hakikatı değiştirmeş

Hz.Ali(r.a) diyor ki"Söyleyene değil,söylenene bak"

Ben de Üstad Kadir Hocanın sorusunu tekrar soruyorum

Bazılarının nefret ettiği İslam bizi 1000 yıl süper güç yaptı.Seni Kemalizm ne yaptı?

Bayram nutukları ile olaylara bakmayı bırakıp,çıplak gerçeklerle karşılaşmayı göze alırsak o zaman ilerleyebiliriz.Aksi halde 2000 li yıllarda 1930 un dinazorları olup çıkarız
 
Danıştay Başkanı katledildiğinde " Lik cumhuriyete saldırı" asla peşini bırakmayacağız" diye ortalığım ayaga kaldıranlar

Bu cinayetin ergenekonla ilşkisi çıktı çıkalı bu konuda tek kelime demiyorlar

danıştay cinayetini silivride yatan vatan severlerle ilişkilendirbilecek tek bir kanıt yok varsa çıkarsınlar koysunlar ortaya orada yatan insanların tek suçu tayyip erdoğana karşı olmak başka birşey değil içeride tutulmalarının sebebide tayyip denen yaratık ülkemizi bölerken fazla ses çıkmasın diye bu saatten sonra da hala tayyip diyorsunuz ya pes artık vallahi pes
 
Geri
Üst