Devlet Sırrı

Güzeldi gerçekten sağol.
 
İmam Osurursa!!

Bir köyün imami ögle namazini köylüye kildiriyor tam secdeye giderken imam osuruyor..
Tabii bunu bütün köylü duyuyor. İmam bu olayi kendine yediremiyor, köyden ayrilma karari aliyor ve köyden ayriliyor. Aradan 15 sene geçiyor, köyünü özlüyor ve geri dönüyor.
Köyün girisinde 18 yaslarinda bir çocukla karsilasiyor :
-"Sen kimlerdensin?", diyor, cocuk söylüyor.
İmam :
-"Peki sen kaç yasindasin?" diye soruyor.
Genç çocuk :
-"Valla pak emin degilim ama imam osurdugunda 3 yasindaymisim"
 
Toyoto Kriko (gk)

Japon`un biri Rize"de bir kahveye girmis ve herkese kafa tutmus:
- Var mi aranizda delikanli, varsa ciksin disari!
Tahmin edeceginiz uzere Temel kapiya dogru yurumus.
- Cikiyorum ulan, gorelim bakalim erkekligini!
Birkac dakika sonra Temel agzi burnu dagilmis kahveye geri donmus.
Pesinden de Japon kasilarak iceri girmis. Temel'i gosterek soylenmis:
- Ona ejderin kuyruk sallamasiyla vurdum..
Ertesi gun Japon yine gelmis. Yine meydan okuma. Yine Temel'den rest.
Ve birkac dakika sonra kapida yine agzi burnu dagilmis bir Temel!
Ve pesinden kasilarak yaptigi oyunu aciklayan Japon:
- Ona ejderin yakasusi teknigiyle vurdum Ertesi gun yine ayni hikaye:
dayak yemekten ayakta duramaz hale gelmis Temel ve hergun degisik bir stil kullanan Japon:
- ona ejderin kimanto teknigiyle vurdum Ve bir sonraki gun Japon yine kahveye gelip, yine herkese kafa tutmus.
Japonun restini goren yine Temel olmus. Birkac dakika sonra herkes surati dagilmis bir Temel beklerken bu defa Japon her tarafi kanlar icinde kapida belirmis!
Temel de hemen arkasindan gelmis, Japon"u gosterek gulumsemis:
- Ona Toyota'nin krikosuyla vurdum...
 
Yanına Ne Alırdın ? (gk)

Üç mahkum cezaevi yolundadır. Herbirine, hapiste gecirecekleri gunler icin yanlarında tek bir eşya getirmelerine izin verilmistir. Otobuste, biri digerine doner ve sorar:
Eeee sen ne getirdin ?
Diger mahkum bir boya kutusu cikarir ve bununla her şeyi boyayabilecegini soyler.
Ikinci mahkum bir deste iskambil kagidi cikarir Bunlarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kagit oyunu oynayabilirim.
Ucuncu mahkuma merakla sorarlar:
Sen ne getirdin ?
Adı Temel olan üçüncü mahkum bir kutu çıkarır ve gülerek :
Bu orkidleri getirdim. der.
Diger iki mahkumun kafasi karışır.
Merakla sorarlar :
Bunlarla ne yapabilirsin ki ?
Temel sırıtır ve elindeki kutuyu göstererek,
Kutuda yazdığına göre, bunlarla Ata binebilir, Yuzmeye gidebilir, hatta paten kayabilirmişim.
 
Aldatıyorsam Sebebi Var!!

Alışveristen sonra evine dönen kadın, kocasını yatakta genc ve guzel bir kadınla yakalayinca dehşete düşer. Ortalığı dagıtmaya kalkışacağı sırada kocası onu durdurur.
"..Şöyle aciklayabilirim..." der..
"Eve donerken bu zavalli kizi gordum. Cok yorulmustu. Onu arabama aldım.Karnı da acıkmıştı, o yüzden onu eve getirdim ve senin buzdolabında unuttugun rostoyu pisirdim. Kızın ayakkabıları delinmişti. Modası gecti diye artik giymedigin ayakkabılarından bir cift verdim ona. Üşümüştü, o yüzden sana dogum gününde aldıgım fakat rengini begenmedigin icin hic giymedigin suveteri ona verdim. Kizin pantolonu parca parca olmustu, artık senin kalçalarının sıgğmadıgı bir pantolonunu da verdim. Tam çıkmak uzereyken bana "Karınızın artık kullanmadıgı baska birsey var mi bu evde?" diye sordu.. ve işte buradayız... "
 
Ya iptal oldum harika bi fıkraymış ellerine sağlık....
 
Birlikte Arayalım!!

İki adam Akmerkez'de karılarını kaybetmiş hararetle arıyorlarmış.
Ortada koşuşturup dururken birbirlerine çarpmışlar. Ne oluyor birader demeye kalmamış,birisi: Kardeş kusura bakma karımı kaybettim de onu arıyorum demiş.
Diğeri sende kusura bakma ama bende karımı arıyorum demiş.
Adamlardan birinin aklına bir fikir gelmiş ve demiş ki: Arkadaşım madem ikimizde karılarımızı arıyoruz, karılarımızın tipini birbirimize tarif edelim ve ayrı ayrı yerlerde aramaya başlayalım. Eğer rastlarsak saat 12 'de Mac Donalds 'ın önüne gitmesini söyleriz demiş. Diğeri tamam demiş ve başlamış karısını tarif etmeye:
- Benim karım sarışın, mavi gözlü, 21 yaşında, 1.75 boyunda, 60 kg, topuklu beyaz ayakkabı ve kırmızı mini etekli tek parça elbise giyiyor demiş.
Ve diğer adama "Senin karın nasıl biri ?" diye sormuş. Diğer adam:
- S.... et benimkini seninkini arıyalım...
 
Uygun İş!!

Adamin biri is ariyormus. Calismak istedigi firma ile gorusmeye girmis. Sorular... sinavlar... adam berbat,hic bir iste calismasi mumkun degil. Ama torpili yuzunden bir oneri getirmeleri de sart!!!
"Marketing dusunur musunuz?" diye sormuslar.
"Nee?!!" demis adam, "daha iyi birsey yok mu?!"
"Peki, satis sorumlusu olur musunuz?"
"Olmaz" demis, "daha nitelikli birsey isterim."
"Finans isleriyle ilgilenseniz?"
"Yok daha neler, hayatta yapmam; daha iyi birsey, daha iyi birsey!!!" diye sizlanmis bu sefer.
"Peki o zaman" demisler. "size icinde hem seyahat hem seks olan bir sey onerelim."
"Hah!"diye bagirmis adam "aynen boyle birsey ariyorum. Nedir o?"
"Siktir git."
 
Haaa süper bişi yaaa harbiden kırmızı etekLiyi arıyaLım
hatunu buLucanız yeri söylim bütün kadınLarın maL gibi hucum ettigi tek mekan MANGO
 
Padişahın İşi Ne ?

Sultan Murad Han o gün bir hostur. Telaseli görünür. Sanki bir seyler söylemek ister sonra vazgeçer.Neseli deseniz degil, üzüntülü deseniz hiç degil. Veziriazam Siyavus Pasa sorar:
-Hayrola efendim, caninizi sikan bir sey mi var?
-Aksam garip bir rüya gördüm.
-Hayirdir insallah?..
-Hayir mi ser mi ögrenecegiz.
-Nasil yani?
-Hazirlan, disari çikiyoruz.
Ve iki molla kiliginda çikarlar yola. Görünen o ki, padisah hâlâ gördügü rüyanin tesirindedir ve gidecegi yeri iyi bilir.
Seri, kararli adimlarla Beyazit'a çikar, döner Vefa'ya, Zeyrek'ten
asagilara sallanir. Unkapani civarinda soluklanir. Etrafina daha bir dikkatle bakinir.
Iste tam o sirada yerde yatan bir ceset gözlerine batar, sorarlar;
-Kimdir bu?
Ahali:
-Aman hocam hiç bulasma, derler.Ayyasin meyhusun biri iste!..
-Nerden biliyorsunuz?
-Müsaade et de bilelim yani. Kirk yillik komsumuz... Bir baskasi lafa girer;
-Biliyor musunuz, der. Aslinda iyi sanatkârdir.Azaplar çarsisi'nda çalisir. Nalinin hasini yapar...Ancak kazandiklarini içkiye, fuhusa harcar.Hem Şise Şise sarap tasir
evine, hem de nerde namli mimli kadin varsa takar pesine..
Hele yaslinin biri çok öfkelidir.
-Isterseniz komsulara sorun, der. Sorun bakalim onu bir cemaatte gören olmus mu?..Hasili, mahalleli döner ardini gider. Bizim tedbili kiyafet mollalar
kalirlar mi ortada!..
Tam vezir de toparlaniyordur ki, padisah keser yolunu :
-Nereye?
-Bilmem, bu adamdan uzak durmayi yeglersiniz sanirim.
-Millet bu, çeker gider. Kimseye bir sey diyemem... Ama biz gidemeyiz,söyle veya böyle tebamizdir. Defini tamamlamak gerek.
-Iyi ya, saraydan birkaç hoca yollar, kurtuluruz vebalden.
-Olmaz, rüyadaki hikmeti çözemedik daha.
-Peki ne yapmami emir buyurursunuz?
-Mollaliga devam... Naasi kaldirmaliyiz en azindan.
-Aman efendim, nasil kaldiririz?
-Basbayagi kaldiririz iste.
-Yapmayin, etmeyin sultanim, bunun yikanmasi, paklanmasi var. Tekfini,telkini...
-Merak etme ben beceririm. Ama önce bir gasilhane bulmaliyiz.
-Surada bir mahalle mescidi var ama...
-Olmaz, vefat eden sen olsaydin nereden kalkmak isterdin?
-Ne bileyim, Ayasofya'dan, Süleymaniye'den, en azindan Fatih Camii'nden...
-Ayasofya ile Süleymaniye'de devlet erkani çoktur. Taninmak istemem. Ama Fatih Camii'ni iyi dedin. Hadi yüklenelim...
Ve gelirler camiye. Vezir saga sola kosturur, kefen tabut bulur. Padisah bakir kazanlari vurur ocaga... Usulü erkaninca bir güzel yikarlar ki, naas;
ayan beyan güzellesir sanki. Bir nurdur, aydinlanir alninda. Yüzü sâkilere benzemez. Hem manâli bir tebessüm okunur dudaklarinda. Padisahin kani isinmistir bu adama, vezirin de keza... Meçhul nalinciyi kefenler, tabutlar, musalla tasina yatirirlar. Ama namaz vaktine bir hayli vardir
daha...Bir ara vezir sikintili sikintili yaklasir.
-Sultanim, der. Yanlis yapiyoruz galiba...
-Nasil yani?..
-Heyecana kapildik, sorup sorusturmadan buraya getirdik cenazeyi. Kim bilir belki hanimi vardir, belki yetimleri?..
-Dogru, öyle ya, neyse... Sen basini bekle, ben mahalleyi dolanip geleyim.Vezir, cüzüne, tesbihine döner, padisah garip maceranin basladigi noktaya
kosar.Nitekim sorar sorusturur. Nalincinin evini bulur. Kapiyi yasli bir kadin açar.Hadiseyi metanetle dinler. Sanki bu vefati bekler gibidir.
-Hakkini helal et evladim, der. Belli ki çok yorulmussun. Sonra esige çöker, ellerini yumruk yapar, sakaklarina dayar... Aglar mi? Hayir. Ama gözleri kisilir, hatiralara dalar belki. Neden sonra silkinip çikar hayal
dünyasindan...
-Biliyor musun oglum? Diye dertli dertli söylenir... Bizim efendi bir âlemdi, vesselam... Aksamlara kadar nalin yapar... Ama birinin elinde sarap sisesi görmesin; elindekini avucundakini verir satin alirdi. Sonra getirip
dökerdi helaya!..
-Niye?
-Ümmeti Muhammed içmesin diye...
-Hayret...
-Sonra, malum kadinlarin ücretlerini öder eve getirirdi. Ben sizin zamaninizi satin aldim mi? Aldim, derdi. Öyleyse simdi dinlemeniz gerek... O çeker gider, ben menkîbeler anlatirdim onlara... Mizrakli ilmihal.
Hücceti islam okurdum...
-Bak sen! Millet ne saniyor halbuki...
-Milletin ne sandigi umrunda degildi. Hos, o hep uzak mescidlere giderdi.
Öyle bir imamin arkasinda durmali ki, derdi. Tekbir alirken Kabe'yi
görmeli...
-Öyle imam kaç tane kaldi simdi?
-iste bu yüzden Nisanci'ya, Sofular'a uzanirdi ya... Hatta bir gün; Bakasin efendi, dedim. Sen böyle böyle yapiyorsun ama komsular kötü belleyecek. Inan cenazen kalacak ortada...Dogru, öyle ya? Kimseye zahmetim olmasin deyip, mezarini kendi kazdi bahçeye. Ama ben üsteledim. is mezarla bitiyor mu, dedim. Seni kim yikasin, kim kaldirsin?
-Peki o ne dedi?
-Önce uzun uzun güldü, sonra;
-Allah büyüktür hatun, dedi. Hem padisahin isi ne?
 
walla sabrettim okudum çok sıkıcı yaa
 
sıkıcı mıkıcı diyosunuz ama bu bir fıkra değilde ibretlik bir olay ve çokta güzel
 
Imam, Haham ve Papaz

Bir imam, bir haham ve bir papaz ormanda geliyorlarmis. Bir golun kenarina gelmisler. Hava sicak mi sicak. Bakmislar cevrede de kimse yok, soyunup gole girmisler. Ciktiklarinda bir bakmislar ki kiyafetleri ortada yok. Aramislar taramislar ama bir turlu bulamamislar. Sonunda haham "Benim evim ormanin icinde, biraz ileride. Benim eve gidelim, ben size giyecek bir seyler veririm" deyince beraber ormanin icinde anadan uryan hahamin evine yurumeye baslamislar. Tam eve yaklastiklari sirada bir grup kadin belirmis. Kacacak biryerde yok. Papaz hemen seyini kapatmis. Haham da hemen seyini kapatmis iki eli ile. Imam ise yuzunu kapatmis. Kadinlar gectikten sonra hahamla papaz imama neden seyini kapamadigini sormuslar. Imam "Sizi bilmem ama benim cemaatte beni yuzumden tanirlar, demis."
 
Medeni Türk (kopma garanti)!!

Gümrük kapısından bir İngiliz, bir Fransız, bir Türk geçmek için bekliyorlarmış. Gümrük görevlileri valizlerini kontrol etmeye başlamış. Önce İngiliz'in valizine bakmışlar. İçinden 7 adet don çıkmış. "Niye 7 tane?" diye İngiliz'e sormuşlar. O da "Haftanın yedi gün var. Hepsi için bir tane. Pazartesi, Salı, Çarşamba..." demiş. "Vay be! Helal olsun medeniyete, temizliğe bak adamlardaki." Sıra Fransız'ın valizine gelmiş. açmışlar bakmışlar 8 tane don. "7'yi anladık da niye 8?" diye sormuşlar. Fransız "Pazartesi, Salı, Çarşamba... Hergün için bir tane, bir tane de ne olur ne olmaz diye yedek aldım" demiş. "Vay be! Adamlardaki temizliğe medeniyete bak!" demiş görevliler. Sıra Temel'e gelince açmışlar bakmışlar tam 12 adet don. "Vay be! Ne varsa bizim insanımızda var. Şu medeniyete, şu temizliğe bak!" Sormuşlar "Neden 12 adet?" Bizimki cevap vermiş "Ocak, Şubat, Mart,......"
 
Geri
Üst