Devlet Sırrı

єĸση

I'm Lost
Katılım
5 Ocak 2006
Mesajlar
7,003
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
118
İşsizdi, parasızdı, kalacak yeri, yiyecek ekmeği, iki satır muhabbet edebileceği bir arkadaşı da yoktu. Nerden geldiği bilinmez "Küçükistan Ceza Kanunu" diye bir kitap geçmişti eline bir gün onu okuyarak vakit geçiriyordu ki "Ülke başbakanına hakaret etmenin cezası altı ay" kitabı ve gözlerini kapattı.
"Hem bütün hırsımı ondan alırım, hem bütün gazeteler, televizyonlar benden söz eder meşhur olurum, hemde altı ay ekmek elden su gölden yiyecek, yatacak derdim olmadan çiçek gibi kışı geçiririm." diye düşündü.
Ertesi gün mitinge gitti, Küçükistan Başbakanı konuşurken milletin arasından fırlayıp bütün gücüyle bağırmaya başladı.
- İnbe başbakan, inbe başbakan ! Güvenlik kuvvetleri hemen müdahale edip yaka paça götürdüler. Ertesi gün mahkemeye çıktı, şahitler dinlendi, savunması alındı. Hakim kararı açıkladı.
- Sanığın suçu sabit görüldüğünden yirmi sene altı ay hapsine karar verilmiştir.
Birden gözleri karardı ayakta sendeledi, sonra kendini toparladı, ve haykırdı :
- İtiraz ediyorum hakim bey, Küçükistan Ceza Kanunu'nun şu maddesinin şu bendine göre başbakana hakaret sadece altı ay, bir yanlışlık var bu işte !
Hakim acıyan gözlerle adama baktı ;
- Haklısın oğlum, başbakana hakaret altı ay fakat devlet sırrını açığa vurmak yirmi sene.
 
Temel ve Amerikalı

Temel boğazda tekneyle Amerikalı bir turist gezdiriyormuş. Bir saray görmüşler, Amerikalı sormuş:
-"Bu ne kadar sürede yapıldı?" Temel cevaplıyor:
-"5 yıl..."
-"Ohooo, biz de olsa bir yılda yapılırdı..." Bir cami görüyorlar, Amerikalı yine soruyor,
Temel diyor 3 yıl, Amerikalı yine konuşuyor:
-"Ohoo, biz de olsa 3 ayda biterdi..."
O saray, bu saray dolaşıyorlar, her yerde aynı muhabbet.
En son boğaz köprüsünün altına gelmişler, Temel bakmış Amerikalı hazırlanıyor, yapıştırmış lafı:
-"Aaa, ula dün burda hiç bir şey yoktu daa!"
 
Hangisi Daha Ünlü::

Bir Alman bir İngiliz ve bir Türk bir trenin aynı kompartımanında yolculuk ediyorlarmış bu sırada İngiliz sıcaktan bunaldığını söyleyip camı açmış ve içeriye bir sinek girmiş...

İngiliz cebinden kılıcını çıkarıp sineğe vurmuş ve sinek ortadan ikiye ayrılmış İngiliz övünerek cebinden kartını çıkarmış kartta İngiltere'nin en ünlü kılıç kullanan insanı yazıyormuş.

Alman'da aynı bahane ile camı açmış ve içeriye bir sinek daha girmiş Alman'da cebinden çıkardığı tabancası ile sineğe ateş etmiş sinek paramparça olmuş Alman'da övünerek cebinden kartını çıkarmış kartta Almanya'nın en ünlü silahşörü yazıyormuş.

Bizim Türk de camı açmış ve içeriye bir sinek daha girmiş bizimki cebinden bıçağını çıkardığı gibi sineğe vurmuş ama sineğe bir şey olmamış İngiliz ve Alman içlerinden gülerlerken bizimkide övünerek cebinden kartını çıkarmış kartta Türkiye'nin en ünlü sünnetçisi yazıyormuş.
 
Hitler

Hitler üç esir yakalamis, Ingiliz, Fransiz ve bir Yahudi.
- "Size soru soracagim, bilirseniz sizi birakacagim" demis.
Ingiliz'e sormus
- "Titanik kaç yilinda batti?"
Ingiliz hemen cevap vermis
- "1912" diye.
Hitler göndermis Ilgiliz'i. Fransiz'a sormus bu kez:
- "Titanik'te kaç kisi öldü?"
Fransiz cevap vermis
- "1050".
- "Tamam, sen de gidebilirsin" diye özgür birakmis.
Ve Yahudi'ye dönmüs;
- "Say lan isimlerini!"
 
ssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüpppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeerrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr
 
Hangisi!!

Adamın biri iş müracaatına gitmiş. Bir grubun önünde görüşmeye almışlar. "Şimdi sana bazı sorularımız olacak bakalım bilebilecek misin?" demişler; adam da "sorun" demiş. "Yolcu taşır, karayolunda gider, şoför kullanır bil bakalım bu nedir?" Adam düşünmüş ve "yolcu otobüsü" demiş. "Tamam doğru ama hangi marka, Mercedes var, Mitsubishi var di mi? Bilemedin ama sana bir şans daha vereceğiz" demişler. "Söyle bakalım havada yolcu taşır, pilot kullanır bu nedir?" Adam hemen cevaplamış "yolcu uçağı"; "Tamam ama" demişler "Boeing var, Airbus var di mi hangisi?" Bunu da bilemedin deyip iş görüşmesini bitirip adamı gönderirlerken, adam dönmüş demiş ki "Bir soru da ben sorabilir miyim?" "Tabi buyur sor bu en doğal hakkın" demişler. "Kadınların iki bacağı arasında bulunur, üremeye yarar nedir bu?" demiş. Hemen herkes o malum kelimeyi söylemiş; adam "tamam bildiniz ama ananınki var ebeninki var di mi hangisi?..."
 
Yanlış Numara..(ÇOOOOK KOOOMİİİK)

"Alo efendim"
"Pardon galiba yanlis numarayi çevirdim"
"Dikkat etsene geri zekali "
"Geri zekali sensin, üstüne birde bit beyinlisin"
"Ne sen kiminle konustugunu biliyormusun???"
"Hayir"
"Ben istanbul emniyet müdürüyüm" (biraz sesizlikten sonra)
"Sen kiminle konustugunu biliyormusun"
"Hayir"
"Ohhh çok sükür"
 
zuhahahahahahahaha helal beeaaa
 
Karın Öldü +16

Adam köyde bir kızla evlenmiş. Aradan 2 ay geçmiş adamın almanyaya işçi olarak gitmek için başvurusu kabul edilmiş. Bavulunu toplayıp çiçeği burnunda karısıyla vedalaşıp düşmüş Almanya yollarına. 7-8 ay sonra bir telgraf gelmiş bizim adama:

- Karın öldü stop.. Hemen gel stop.. Cenazeye yetiş stop..

Adam telgrafı alır almaz uçağa atlamış ve memleketine gitmiş. Eve geldiğinde bi bakmışki karısı yerde stü örtülü herkes ağlıyo. Hemen eğilmiş örtüyü açmış:

- Ah ben senin o gül yanaklarına doyamadım. demiş yanaklarını öpmüş karısının.

- Ah ben senin kiraz dudaklarına doyamadım. demiş dudaklarına yumulmuş.

- Ah ben senin memelerine doyamadım. demiş memelerine yumulmuş.

Böyle böyle derken herkesin çinde karısını halletmiş.

Ama işte ozaman olan olmuş ve kadın dirilmiş. Herkes korku ve şaşkınlık içinde kalakalmış. Neyse herkes kenjdine gelmiş adamla kadın evlerinde başbaşa kalmışlar. Üzüntü sevinç korku şaşkınlık hepsi bir arada.

Adam birkaç hafta sonra almanyaya geri dönmüş.

Aradan 3-4 ay geçmeden bir telgraf daha gelmiş.

- Karın öldü stop.. Gelmene gerek yok stop..

Biz bütün köy bir aydır uğraşıyoruz stop.. Dirilmedi stop.
 
Evlilik !!! (garanti kop)

Soğuk ve karlı bir gecede tipiden yolunu kaybeden bir işadamı ve sekreteri arabalarını terketmek zorunda kalırlar ve uzun bir yürüyüşten sonra üşümüş ve ıslanmış durumdayken bir kulübe bulurlar. Kulübede bir yatak, bir uyku tulumu ve bir sürü battaniye bulunmaktadır.Geceyi geçirmeye hazırlanırlar ve işadamı bir centilmen olarak, yatağı sekreterine verir..
''Ben yerde uyku tulumunda uyurum" der.
Sekreter yatağına yatar, adam uyku tulumunun içine girerek fermuarı çeker. Bir süre sonra tam uyumak üzereyken, sekreterinin sesini duyar;
''Efendim, ben çok üşüyorum."
Adam fermuarı açar,uyku tulumundan çıkar, bir battaniye alıp kadının üzerine örter, tekrar uyku tulumuna girer, tam uyumak üzereyken yine sekreterinin sesini duyar;
''Efendim, ben hala çok üşüyorum."
Adam yine fermuarı indirir, tulumdan çıkar, bir battaniye daha alıp kadının üstüne örter, uyku tulumuna girerek fermuarı çeker. Tam uykuya dalacağı sırada yine duyar;
''Ben yine çoooook üşüyorum".
Adam yattığı yerden;
''Bir fikrim var." der.
''Burası ıssız bir yer. Neler olduğunu kimse göremez , istersen evliymişiz gibi davranabiliriz."
Genç kadın kıkırdar;
''Tamam,bana göre hava hoş."
Adam yattığı yerden avazı çıktığı kadar bağırır;
''''ÖYLEYSE KALK VE KAHROLASI BATTANİYEYİ KENDİN AL!!!!!""
 
İşte Zeka Budur (gk)

Nebraska'da yaşlı bir adam yaşardı.

Patates ekini için bahçeyi sürmesi gerekiyordu. Fakat, bu çok zor bir işti. Tek oğlu olan David ona yardım edebilirdi ama o da hapisteydi.

Yaşlı adam oğluna bir mektup yazdı ve durumunu izah etti:

Sevgili David,
Patates bahçemi belleyemeyeceğimden kendimi çok kötü hissediyorum. Bahçeyi kazmak için oldukça yaşlanmış sayılırım. Burada olsan bütün derdim bitecekti. Biliyorum ki, sen bahçeyi benim için hallederdin. Sevgiler Baban...

Yaşlı adam, bir kaç gün sonra oğlundan bir mektup aldı.

Babacığım, Allah aşkına bahçeyi kazma, ben oraya cesetleri gömmüştüm. Sevgiler David...

Ertesi gün sabaha karşı 4'te, FBI ve yerel polis çıkageldi. Tüm sahayı kazdılar. Ama hiçbir cesede rastlamadılar. Yaşlı adamdan özür dileyerek gittiler.

Aynı gün yaşlı adam oğlundan bir mektup daha aldı.

Babacığım, Şimdi patatesleri ekebilirsin. Bu şartlarda yapabileceğimin en iyisini yaptım. Sevgiler David....
 
Geri
Üst