Derinlerin Son Kozu PKK-BDP

Hayalet

New member
Katılım
9 Eyl 2005
Mesajlar
201
Reaction score
0
Puanları
0
Ülkenin kaderine hakim olan Beyaz Derin Yapı bir dönem devletin hemen bütün kurumlarına, toplumun kilit noktalarına hakimdi. Kurumların illegal kabiliyetlerini devreye sokarak, toplum içindeki elemanlarını kullanarak, maniplatif-provokatif yöntemlerle planladıklarını icra edebiliyor; hedeflerine ulaşabiliyordu.

Kara Türklerin uyanışına paralel, devleti istediği gibi kullanamaz, toplumu maniple edemez oldu. Yıllardır benzer oyunlarla kanı akıtılan, vuruşturulan insanımız artık her provokasyona “sazan” gibi atlamıyor, sorguluyordu. Bu nedenle derin güçlerin bu ülkede toplumsal olaylar çıkarması, maniplasyonlar yapması epeyce güç hale geldi. Devletin imkanlarını rahat kullanamaz hale geldiler; zira devlet memurları, güvenlik görevlileri vs. karanlık planları sorguluyor; dibi görünmeyen olayların içine dalmıyordu. Ergenekon Davası devlet memurlarının karanlık işlere sokulmasında caydırıcı rol oynadı. Özellikle militer güçler Ergenekon Davası sonrası olaylara müdahil olmaktan vazgeçip, dolaylı araçlar üzerinden maniplasyonlar, provokasyonlar, operasyonlar yapmaya başladılar. Bu noktada, derin hedeflere ulaşmak ve milletin önünü kesmek için yargı, özellikle üst yargı kurumları daha etkin devreye sokuldu.

Son referandumla birlikte hem militer güçleri, hem de üst yargıyı derin hedefler istikametinde kullanılma imkanı kalktı. Zira referandum sonucu kabul edilen değişiklikle darbeleri, demokrasiye müdahaleleri sorgulama ve yargılama yolunu açıyordu. Düzenleme “derinleri aklama ve kurtarma aracı” haline getirilen üst yargı organlarını kapalı devre, tekelci yapıdan kurtarıyordu. Devletin derinliklerine hakim Beyaz Kripto Yapı’nın en etkin imkanları ellerinden alınmış oldu.

Derinlerin ve Kripto Beyazların pes edeceğini, halkın tercihlerine boyun eğerek karanlık planlarından vazgeçeceğini beklemek saflık olur. Ellerinde tuttukları medya gücünü ve bazı siyasi güçleri kullanarak “karıştırıcı!” rollerini sürdürmeye devam edeceklerdir.

Referandum ülke adına bir milat oldu. Beyazların ve Kek Türklerin propagandalarında söylediğinin aksine ülke bölünmeye, küçülmeye, işgale değil; gelişmeye, bütünleşmeye, bağımsızlaşmaya doğru yürüyecektir. Zira milletin iradesine vurulmuş en önemli bukağılar referandumla kırılmıştır.

Derinlerin elinde tek önemli koz kaldı; PKK. Derin kripto yapı özellikle genel seçimlere kadar ellerinde kalan bu kozu sonuna kadar kullanarak operasyonlar yapmak, ülkeyi karıştırmak isteyecektir. BDP üzerinden ortamı gerici siyasi söylemler ve tehditlerle, PKK üzerinden silahlarla memleketi germeyi sürdüreceklerdir. Terörü azdırarak ve artırarak referandumda çıkan kararların ülke aleyhine olduğunu, PKK ve BDP’nin azgınlaştığını ispat etmeye çalışacaklardır.

Referandum sonrası beyaz basın ve güdümlü yorumcular -diğer malzemelerden ümitlerini kestiklerinden dolayı- BDP üzerine oynamaya, bu partiyi “başarılı”, “Kürtler üzerinde tek söz sahibi” gösterme ve cilalama eğilimine girdiler. Düne kadar açılımı problem gören ve eleştiren bu kesimler PKK-BDP’nin muhatap alınmasını ve bunlar üzerinden açılımın sürdürülmesini ön plana çıkarmaktadırlar. Hükümet bu tuzağa düşmemelidir. PKK-BDP Kürtlerin temsilcisi değildir. BDP boykot kararında Hakkari-Şırnak gibi küçük ve baskıya müsait şehirlerde ve Van-Diyarbakır’ın varoşlarında başarılı olmuş, insanları tehditle ve sindirmeyle sandıktan uzak tutabilmişse de, totalde Kürtler üzerindeki etkisi oldukça sınırlı kalmıştır. Boykot kararında spesifik yerler dışında başarısız kalmıştır. Ancak bizim beyaz medya BDP’yi referandumun adeta en başarılı siyasi hareketi ilan etmekte ve hükümete muhatap haline getirmeye çalışmaktadır. Beyaz entellerimiz PKK’nın ateşkes ilanını gündeme getirerek, bunun değerlendirilmesine vurgu yapmaktadırlar. Oysa PKK-BDP, ateş kes ilanı ve silah bırakma bir tarafa, sürekli terörü artırmakta, sivil insanları, imamları, kanaat önderlerini de öldürerek Kürtleri yıldırmakta, kendisine teslim olmaya zorlamaktadır. Burada bir göz boyama vardır ve beyaz kesimler de buna çanak tutmaktadırlar. PKK ve BDP “barış”, “demokrasi” gibi söylemleri kullanmasına, bunların propagandasını yapmasına rağmen, teröre ve toplumsal ayrışmaya oynamaktadır. Demokrasinin D’si BDP için söz konusu değildir. Onlar KCK ve demokratik toplum hareketi üzerinden Kürtlerin tamamını sindirmenin ve kontrol etmenin, güvenlik ghüçlerini bölgede etkisiz hale getirmenin, kamu otoritesini Güneydoğu’dan dışlamanın yolları üzerine kafa yormakta, yönetemler geliştirmektedirler.

Beyazların ve güdümlü medyanın BDP’yi bu kadar parlatmasının, başarılı göstermesinin altında bir çapanoğlan vardır.

Gerçekte BDP referandumda başarısız olmuştur, boykottaki etkisi çok sınırlı kalmıştır. Beyaz medya bölgede öteden beri oy kullanmayan kesimleri de boykotçular arasına katarak BDP etkisini şişirmektedirler. Aktifhaber bunu referandumu müteakip gayet güzel haberleştirmişti.

Kod:
http://www.aktifhaber.com/news_detail.php?id=327448

Haber Kaynağı: AKTİF HABER

Tabloda en sağda görüleceği üzere, 2007 de yapılan referandumla 2010 da yapılan, BDP’nin boykot uyguladığı referandum arasında ciddi bir fark yoktur. Ancak BDP, beyaz medya, derin yazarlar sandığa gitmeyen herkesi “boykotçu” ve “BDP’li” göstererek BDP’yi güçlü gösterme ve hükümete muhatap haline getirme telaşındadırlar. PKK-BDP’nin baskı ve tehditlerinden dolayı sandığa gidemeyen insanları da düşerseniz, aslında BDP bu referandumda siyasi bir hezimet yaşamıştır.

Milliyetten Taha Akyol’da köşesinde aynı konuya vurgu yaparak, seçimlere katılım oranlarını ve BDP etkisini gösteren benzer bir tablo yayınlamıştır.

Ellerindeki son gerilim aracının PKK-BDP olduğunun farkında olan derin cenahlar ve onların medyatik figüranları BDP-PKK’yı etkin, güçlü göstermek için ellerinden geleni yapmaktadırlar.

Derinler, beyaz Türkler bütün kozlarını tüketmişlerdir; son etkili koz PKK-BDP’dir. Bundan sonra, özellikle genel seçimlere kadar PKK üzerinden terör azdırılabilir, BDP kullanılarak siyasi atmosfer gerilebilir. Hükümet, BDP-PKK üzerinden sıkıştırılabilir. Derinlerin dağdaki figüranı Karayılan bunun mesajlarını vermeye başlamıştır. BDP ise hergeçen gün provakatif açıklamalarını ve gerilim söylemlerini artırmaktadır.

Bu oyunu bozmak için bir taraftan demokratik açılımlara devam edilmeli, öte taraftan PKK-KCK üzerine gidilmeli ve bu karanlık örgütlerin Kürtler üzerindeki tehdidi, yıldırması ortadan kaldırılmalıdır. PKK’nın silahlarının gölgesi, BDP’nin tehdit söylemleri ve poltikaları ortadan kaldırılmadan bölgenin normalleşmesini ve özgür iradesi ile hareket edebilmesini beklemek gerçekçi değildir.

Baskıya rağmen referandumda Kürtlerin büyük kısmı iyi bir sınav vermiş ve aslında BDP’yi hüsrana uğratmıştır. Ama birileri ısrarla PKK ve BDP’yi parlatmaya çalışmaktadırlar.


Kaynak : Aktifhaber - Yusuf Gezgin


Kendi Yorumum : Boykot sonrası BDP oy oranlarının TV lerde yansıtıldığı kadar yüksek olmadığını, Önceki Yıllardaki Referandum ve Seçimlerdeki katılım oranlarına baktığımızda görebiliyoruz. Televizyonlarda bu yönde estirilen bana göre kasıtlı haberlerin belli bir amaca hizmet ettiğini düşünüyorum.Israrla BDP parlatılmaya çalışılıyor. BDP nin gücünü farklı gösterip toplum manupüle edilmeye çalışılıyor . Şu anda BDP piyon kullanılarak toplum mühendisliği yapılmaya çalışılıyor . Ancak bu Ülke Halkının bu kirli emellleride bir çok kez yaptığı gibi boşa çıkaracağına inanıyorum.
 
Şu 2 kelimeyi ağızlarına sakız ettiler , şu 2 kelimeyi kullanarak olayları yatıştırmak istediler. Bunlar : DEMOKRASİ ve PROVAKASYON. Ya İmralı'da yatan itin " Boykot etmeseydik referandum sonuçlarından hayır çıkardı , hükümete biraz daha zaman tanımak istedik " demesi bile Açılım'ların ne denli geri dönülmez olduğunu göstermiyor mu ? Erdoğan , oy sevdasına , lider olma sevdasına bu ülkeyi ateşe attı. Şimdinin liberalleri çok değil 5 sene sonra sağlam faşistliğe kadar dayanan milliyetçi sıfatına bürünecekler. Ne kadar yanlış yaptıklarını ileride anlayacaklar ama hükümetten bu kadar zarar görüp de tekrar aynı partiye oy veren başka millet tanımıyorum bilmiyorum.
 
Şu 2 kelimeyi ağızlarına sakız ettiler , şu 2 kelimeyi kullanarak olayları yatıştırmak istediler. Bunlar : DEMOKRASİ ve PROVAKASYON. Ya İmralı'da yatan itin " Boykot etmeseydik referandum sonuçlarından hayır çıkardı , hükümete biraz daha zaman tanımak istedik " demesi bile Açılım'ların ne denli geri dönülmez olduğunu göstermiyor mu ? Erdoğan , oy sevdasına , lider olma sevdasına bu ülkeyi ateşe attı. Şimdinin liberalleri çok değil 5 sene sonra sağlam faşistliğe kadar dayanan milliyetçi sıfatına bürünecekler. Ne kadar yanlış yaptıklarını ileride anlayacaklar ama hükümetten bu kadar zarar görüp de tekrar aynı partiye oy veren başka millet tanımıyorum bilmiyorum.

Evet Milleti tanımadığınız ve bilmediğiniz doğru Aynen Katılıyorum Size . Millet işini iyi bilir merak etmeyin siz. Bu Milleti küçük görme düşüncenizden vazgeçin . Yine dediğiniz Gibi ilerde herşey net belli olacak zaman herkese notunu vercek .
 
Ben artık oglumu askere göndermeyeceğim malı mülkü olan düşünsün. Elimden gelirse okyonus ötesine gitsin
 
Evet Milleti tanımadığınız ve bilmediğiniz doğru Aynen Katılıyorum Size . Millet işini iyi bilir merak etmeyin siz. Bu Milleti küçük görme düşüncenizden vazgeçin . Yine dediğiniz Gibi ilerde herşey net belli olacak zaman herkese notunu vercek .

Çok değil , 5-6 sene sonrasında bu Evet'lerin acısı çok fena halde çıkacak.
 
Ben artık oglumu askere göndermeyeceğim malı mülkü olan düşünsün. Elimden gelirse okyonus ötesine gitsin

Bundan 100 yıl öncede senin gibiler vardı.. ingiliz mandacıları amerikan mandacıları..

Bundan 100 yıl öncede akpliler vardı.. Damat Feritler, Hürriyet ve itilaf partisi, şeriat isteyenler

o zamanda orduya böyle karalama haberler yapıyorlardı... Hep var sizden her dönem çıkıyor.. sadece bu sefer ki uzun soluklu oldu.. Ama bitecek o nefes.



Pkknın tekrar eylem yapacağı can alacağı kesin olduğu için adamlar şimdiden suçu atcak yer bulmuşlar derin devlet ergenekon... Başbakanın cumhurbaşkanının hiç hatası yok onlar melekk..
 
Geri
Üst