- Katılım
- 10 Kas 2005
- Mesajlar
- 10,456
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Abdüllatif Şener: Başbakan'a ''Demokratik olmayan, demokratik açılım yapamaz'' diye gönderme yaptı.
Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, AK Parti hükümetini eleştirerek, “Demokrat olmayan, demokratik açılım yapamaz. Önce demokrat olacaksın, sonra demokratik açılımı tartışacaksın. ‘Hem demokrat olmayacağım, hem de demokratik açılım yapacağım dersen’ bu olmaz, çelişkin olur. Bu senin harcın olmaz, boyunu aşar” dedi.
İÇERİDE HERŞEY BİRBİRİNE GİRDİ BAŞBAKAN
Partisinin ilçe başkanlığının açılışını yapmak üzere Bolu'nun Göynük İlçesi'ne gelen Abdüllatif Şener, Himmetoğlu Köyü'nde verilen öğlen yemeğine katıldı. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şener, ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’ iddialarıyla ilgili sorular üzerine, şunları söyledi:
“Bu konuda şöyle bir değerlendirme yapmak lazım. Bu son olup bitenleri toplu olarak gözden geçirmek lazım. Türkiye'nin yurt dışıyla temasları artmıştır. Başbakan'ın ve ilgili bakanların yabancı ülkelerle temasları yoğun bir şekilde devam etmektedir. Başbakan bir ay içerisinde iki kez Amerika'ya gitti. Bu ay sonu itibariyle de Obama, Başbakan'ı Amerika'ya davet etti ve kendisi de gidecek. Diğer komşu ülkelerle ilgili bakanlarımız da temastalar. Bir yandan AB İlerleme Raporu Türkiye gündemine giriyor. Diğer taraftan Ermeni açılımı yoğun bir şekilde tartışılıyor. Arkasından demokratik açılım aylardır sürekli konuşulan ve tartışılan bir konu olarak yer alıyor. Yargıda, üniversitelerde, istihbarat birimlerinde, emniyette ortaya çıkan bir takım olaylar gündemde yer alıyor. Bunların anlamını şu şekilde düşünebiliriz; ‘Türkiye ülke olarak yabancı güçlerle yakınlaşıyor ama içeri kurumlar arası güven tahrip olmuş vaziyette.’ Hatta yurttaşlarımızın duygu ve düşünceleri arasında köklü bir derinleşme süreci yaşıyoruz. Onun için Türkiye'de var olan 72 milyon insanın şu olup bitenleri yeniden oturup yorumlaması lazım. Türkiye aylardır sürekli olarak dış güçlerle dış merkezlerle yakınlaşma süreci yaşarken içeride bu çatırdama, kavgalar oluyor.”
HERKES AKLINI BAŞINA ALSIN
Ülkenin zor bir süreçten geçtiğini ifade eden Şener, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu ülkede sorunlar dışarıdan taşınıyor, çözüm önerileri dışarıdan taşınıyor ama Türkiye’de güç sahibi olanlar, sorumluluk sahibi olanlar Türkiye gündemini temizleyip ülkenin sorunlarını çözme gayreti göstermiyorlar. Siyasi ve dış politika konularında Türkiye, dünya ihtiyaçlarına uygun bir yapılanma sürecine sokulmuştur. İçeride duyduğumuz ayrışmalar ve gürültüler dış ihtiyaçlara uygun bir yapılanmanın ipuçlarını vermektedir. Herkes sorumluluğunu üstlenmek zorundadır. Ülkede de en büyük sorumluluk siyasal iktidara aittir. Böyle bir gidişin, bu senaryonun içine girmenin sorumlusu da doğrudan Başbakan ve hükümettir. O yüzden herkes aklını başına alsın.”
ÖNCE KENDİN DEMOKRAT OL
Şener, bir gazetecinin, “Teslim olan PKK'lıların Habur'daki karşılanma görüntüleri ve serbest kalmalarının Ak Parti'ye kan kaybettirdiği iddiaları var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
“İktidar partisinin bilinçli bir tercihidir. Ama gündemi kendisi belirlememiştir. Gündem önüne konulmuştur. İlk olarak Kürt sorunu olarak Türkiye gündemine girdi. İçeriği ile ilgili tek bir cümle sarf etmeden aylarca Türkiye bu konuyu tartıştı. Daha sonra kavram değiştirilerek demokratik açılım yapıldı. Ama şunu herkesin bilmesi lazım. Demokrat olmayanlar demokratik açılım yapamazlar. Önce demokrat olacaksın, sonra demokratik açılımı tartışacaksın. Hem demokrat olmayacağım, hem de demokratik açılım yapacağım dersen bu olmaz, çelişkin olur. Bu senin harcın olmaz, boyunu aşar. Bir Başbakan düşünün, bir yılı aşkın süredir Amerika ile yabancı bazı ülkelerle görüşüyor, müzakere ediyor, bundan Türkiye'deki hiçbir partinin haberi yok. Halkla paylaşmıyor. Sonra da geldiğimiz nokta da infial uyandıran, duyguları ayrıştıran bir takım sonuçlar ortaya çıkınca da ‘Açılıma mola verdik’ diyor. Türkiye yaz- boz tahtası değildir. Türkiye deneme tahtası değildir. Devlet adamlığı işler iyi gidince devam etmek, kötü gidince frene basmak değildir. Devlet adamlığı önünü gören insanların işidir. Önündeki 1 yılı da görür, 10 yılı da görür. Böyle bir şey yapmaya kimsenin hakkı yoktur.”
YANDAŞ SERMAYE NASIL KULLANILIYOR
Abdüllatif Şener, Başbakan Erdoğan'ın, işadamı Remzi Gür ile yaptığı iddia edilen telefon görüşmesiyle ilgili olarak ise “Aslına bakarsanız bunun miktarı önemli değil. Bu olay aralarında nasıl bir ilişki olduğunu çözümlemek için önemlidir. Yani cebi gibi, kasası gibi mi kullanıyor? Yoksa borç para mı istiyor? Bu nasıl bir ilişkidir? Bu işadamı- siyaset ilişkisi özellikle iktidar- işadamı ilişkisinin, bazıları üzerinde, bazı işadamları yandaş sermaye üzerinde nasıl yürüdüğünü, konunun ayrıntısının ne olduğunu, her düşünen çözümler” diye konuştu.
Şener daha sonra partisinin ilçe başkanlığının açılışını yaparak, esnafı ziyaret etti.
KAYNAK
Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, AK Parti hükümetini eleştirerek, “Demokrat olmayan, demokratik açılım yapamaz. Önce demokrat olacaksın, sonra demokratik açılımı tartışacaksın. ‘Hem demokrat olmayacağım, hem de demokratik açılım yapacağım dersen’ bu olmaz, çelişkin olur. Bu senin harcın olmaz, boyunu aşar” dedi.
İÇERİDE HERŞEY BİRBİRİNE GİRDİ BAŞBAKAN
Partisinin ilçe başkanlığının açılışını yapmak üzere Bolu'nun Göynük İlçesi'ne gelen Abdüllatif Şener, Himmetoğlu Köyü'nde verilen öğlen yemeğine katıldı. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şener, ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’ iddialarıyla ilgili sorular üzerine, şunları söyledi:
“Bu konuda şöyle bir değerlendirme yapmak lazım. Bu son olup bitenleri toplu olarak gözden geçirmek lazım. Türkiye'nin yurt dışıyla temasları artmıştır. Başbakan'ın ve ilgili bakanların yabancı ülkelerle temasları yoğun bir şekilde devam etmektedir. Başbakan bir ay içerisinde iki kez Amerika'ya gitti. Bu ay sonu itibariyle de Obama, Başbakan'ı Amerika'ya davet etti ve kendisi de gidecek. Diğer komşu ülkelerle ilgili bakanlarımız da temastalar. Bir yandan AB İlerleme Raporu Türkiye gündemine giriyor. Diğer taraftan Ermeni açılımı yoğun bir şekilde tartışılıyor. Arkasından demokratik açılım aylardır sürekli konuşulan ve tartışılan bir konu olarak yer alıyor. Yargıda, üniversitelerde, istihbarat birimlerinde, emniyette ortaya çıkan bir takım olaylar gündemde yer alıyor. Bunların anlamını şu şekilde düşünebiliriz; ‘Türkiye ülke olarak yabancı güçlerle yakınlaşıyor ama içeri kurumlar arası güven tahrip olmuş vaziyette.’ Hatta yurttaşlarımızın duygu ve düşünceleri arasında köklü bir derinleşme süreci yaşıyoruz. Onun için Türkiye'de var olan 72 milyon insanın şu olup bitenleri yeniden oturup yorumlaması lazım. Türkiye aylardır sürekli olarak dış güçlerle dış merkezlerle yakınlaşma süreci yaşarken içeride bu çatırdama, kavgalar oluyor.”
HERKES AKLINI BAŞINA ALSIN
Ülkenin zor bir süreçten geçtiğini ifade eden Şener, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu ülkede sorunlar dışarıdan taşınıyor, çözüm önerileri dışarıdan taşınıyor ama Türkiye’de güç sahibi olanlar, sorumluluk sahibi olanlar Türkiye gündemini temizleyip ülkenin sorunlarını çözme gayreti göstermiyorlar. Siyasi ve dış politika konularında Türkiye, dünya ihtiyaçlarına uygun bir yapılanma sürecine sokulmuştur. İçeride duyduğumuz ayrışmalar ve gürültüler dış ihtiyaçlara uygun bir yapılanmanın ipuçlarını vermektedir. Herkes sorumluluğunu üstlenmek zorundadır. Ülkede de en büyük sorumluluk siyasal iktidara aittir. Böyle bir gidişin, bu senaryonun içine girmenin sorumlusu da doğrudan Başbakan ve hükümettir. O yüzden herkes aklını başına alsın.”
ÖNCE KENDİN DEMOKRAT OL
Şener, bir gazetecinin, “Teslim olan PKK'lıların Habur'daki karşılanma görüntüleri ve serbest kalmalarının Ak Parti'ye kan kaybettirdiği iddiaları var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
“İktidar partisinin bilinçli bir tercihidir. Ama gündemi kendisi belirlememiştir. Gündem önüne konulmuştur. İlk olarak Kürt sorunu olarak Türkiye gündemine girdi. İçeriği ile ilgili tek bir cümle sarf etmeden aylarca Türkiye bu konuyu tartıştı. Daha sonra kavram değiştirilerek demokratik açılım yapıldı. Ama şunu herkesin bilmesi lazım. Demokrat olmayanlar demokratik açılım yapamazlar. Önce demokrat olacaksın, sonra demokratik açılımı tartışacaksın. Hem demokrat olmayacağım, hem de demokratik açılım yapacağım dersen bu olmaz, çelişkin olur. Bu senin harcın olmaz, boyunu aşar. Bir Başbakan düşünün, bir yılı aşkın süredir Amerika ile yabancı bazı ülkelerle görüşüyor, müzakere ediyor, bundan Türkiye'deki hiçbir partinin haberi yok. Halkla paylaşmıyor. Sonra da geldiğimiz nokta da infial uyandıran, duyguları ayrıştıran bir takım sonuçlar ortaya çıkınca da ‘Açılıma mola verdik’ diyor. Türkiye yaz- boz tahtası değildir. Türkiye deneme tahtası değildir. Devlet adamlığı işler iyi gidince devam etmek, kötü gidince frene basmak değildir. Devlet adamlığı önünü gören insanların işidir. Önündeki 1 yılı da görür, 10 yılı da görür. Böyle bir şey yapmaya kimsenin hakkı yoktur.”
YANDAŞ SERMAYE NASIL KULLANILIYOR
Abdüllatif Şener, Başbakan Erdoğan'ın, işadamı Remzi Gür ile yaptığı iddia edilen telefon görüşmesiyle ilgili olarak ise “Aslına bakarsanız bunun miktarı önemli değil. Bu olay aralarında nasıl bir ilişki olduğunu çözümlemek için önemlidir. Yani cebi gibi, kasası gibi mi kullanıyor? Yoksa borç para mı istiyor? Bu nasıl bir ilişkidir? Bu işadamı- siyaset ilişkisi özellikle iktidar- işadamı ilişkisinin, bazıları üzerinde, bazı işadamları yandaş sermaye üzerinde nasıl yürüdüğünü, konunun ayrıntısının ne olduğunu, her düşünen çözümler” diye konuştu.
Şener daha sonra partisinin ilçe başkanlığının açılışını yaparak, esnafı ziyaret etti.
KAYNAK