Demokratik Açılım [ Tek Başlık ]

apo efendi gitsin tayyip dostuyla zil takıp oynasın! Anca onu becerirler. sayın abdullah öcalan diyordu ya. Teröristlerin eteklerini öpüyordu ya. Yakışırlar birbirlerine.
 
türk milliyetçiliğimi kürt milliyetçiliğimi?ne yaparsın partide beyaz çorabı yasaklayacağına bu tür konuşmaları yasaklasın sayın bahçeli
 
bir lazistanımız eksikti oda oldu Tam Oldu...
Pkk yı Avrupalı devletletler desteklıyo
Lazlarıda Rumlar DestekleR...
 
AKP'li Vekilden Öcalan Açılımı

AKP´li Milletvekili Mehmet Halit Demir İçişleri Bakanı Beşir Atalay´ın Kürt Sorunu ile ilgili getirdiği Türkiye Modeli çözümüne herkesimin destek vermesi gerektiğini belirterek sorunun çözümü için gerekirse isim vermeden Abdullah Öcalan ile görüşülmesi gerektiğini söyledi.



Seçim bölgesi olan Mardin´de sivil toplum örgütlerini ziyaret eden AKP Mardin Milletvekili Mehmet Halit Demir, Mardin Gazeteci ve Yazarlar Cemiyetini de ziyaret etti. Mardin Gazeteci ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı Nezir Güneş ve yönetim kurulu üyeleriyle sohbet eden Demir, da gazetecilerin Kürt Sorunu ile ilgili sorularını da yanıtladı. AKP'li Demir, partilerinin bölgede yıllardan beli dillendirilen ancak çözüm konusunda hiçbir tek adımın atılmadığı Kürt Sorunu hakkında İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın açıkladığı söylemlere herkesimin destek vermesini istedi.

Kürt sorunun çözümü önünde bürokrasinin en büyük engeli oluşturduğunu belirten AKP'li Demir, "Bürokratlar ülkenin meseleleri ile ilgili bu ülkenin gelişimi ve değişimi konusunda hiçbir şey yapmamıştır. Bürokrasi, çözümsüzlüğü çözüm olarak kabul ediliyor. Eğer amaç bir toplumu sindirmek değerlerini yok etmekse olaya bu pencereden yaklaşmak doğru olur. Ama toplumsal mutabakat ve halkların kardeşliği açısından yaklaştığınızda çözümsüzlüğü çözüm olarak algılayan anlayışı bir an önce aşıp çözümü bulmanız gerekir" dedi.

DTP'nin Kürt Sorunun çözümüne olumlu katkı sağlaması gerektiğini belirten Demir, "Bu soruna DTP'liler de halkların kardeşliği ve çatışmaların sonlandırılması bakışı ile yaklaşmaları olumlu bir gelişmedir" dedi.

Bir soru üzerine AKP'li Demir, isim vermeden Abdullah Öcalan'ı kastederek, "Dediğimiz gibi gerçekçi olmamız lazım. Olaylara önyargı ile yaklaşmamız çözüm sağlamayacaktır. Eğer bu insanın (Abdullah Öcalan) görüşlerini önemli ve çözümlemeleri kayda değer alınıyorsa, kalkınma ve gelişme için çözüm olacağına inanılıyorsa değerlendirilmesinde yarar vardır. Neresi yanlış, neresi doğru bunu kamuoyu ve halkla paylaşırız. Burada sınır koymamak lazım" diye konuştu.





http://www.hurriyet.com.tr/gundem/12181110.asp?gid=233
 
kardeş ozaman adamı hapisten çıkarıp başbakan yapsınlar beceremiyorlarsa

Zamanında sayın başbakanda bu yollardan geçti
 
vatan sever biri olarak milliyetçilin hertürlüsüne karşıyım

ülkeyi iki ırka bölmek isteyen bunu yapmmaya çalıştığı sözde açılımla görüyoruz zaten Akp ye de karşıyım
 
bunlar apo yu dinlerlerse ben de bundan sonra oyumu bunlara veririm. demedi demeyin.
 
Öyle bir çözeceğiz ki dünyaya model olacak

30trfs01besir01-dec.jpg



İçişleri Bakanı Atalay, Kürt meselesinin ‘daha fazla demokrasi’ye dayalı çözümü için ellerini çabuk tutacaklarını söyledi: Çözüm konusunda dünyaya örnek olacak bir Türkiye modeli oluşturalım. Atalay ‘terör’ kelimesini kullanmadığı açıklamasında çalışmanın devlet politikası olduğunu vurguladı, askerin de sürece katkı yaptığını ima etti. “Geçmişe değil geleceğe bakmalıyız” dedi. Başbakan’ın DTP’ye yönelik takdirinde değişme olabileceğini söyleyen Atalay, İspanya ve Britanya modellerini incelediklerini söyledi. “Kimse süreci baltalamasın” dedi. Öte yandan TÜSİAD dün DTP lideri Ahmet Türk’ü Meclis’te ziyaret etti. Başkan Arzuhan Yalçındağ, Türk’e “Çözümün parçası olmalısınız” dedi. Türk de TÜSİAD’dan daha aktif rol oynamasını istedi.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Ankara’da hazırlıkları süren Kürt açılımıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. “Bu sorunun artık çözülmesi gerekiyor” diyen Atalay, daha önce sık sık kullanılan “terör sorunu” yerine bu sefer “Kürt meselesi” dedi.
Devletin bütün kurumlarından öneri istediklerini söyleyen Atalay’ın tarihî açıklamaları şöyle:

Artık çözüm zamanı
“Konunun Türkiye’nin geleceği açısından ne kadar hayati olduğunu hepimiz biliyoruz. Ülkemize her açıdan kaybettiren ve milletçe çok ağır bedeller ödememize neden olan bu sorunun artık çözülmesi gerekiyor. Biz bu sorunu çözmek için kararlı, azimli, sabırlı ve cesur adımlar attık ve bundan sonra da atmaya devam edeceğiz.

Geleceği birlikte kuracağız
Birlikte yaşadığımız acı tecrübeler göstermiştir ki geçmişe saplanıp kaldığımızda geleceği kaybederiz. Dolayısıyla yürütülen sürecin en önemli özelliği geçmişten ders alıp geleceği birlikte kurarak çocuklarımıza güçlü bir ülke bırakma azmidir.

Sorunun adı: Kürt meselesi
Daha fazla demokrasi, daha fazla hak ve özgürlükler sağlandığında bugün çözümsüz gibi görünen birçok sorunun kolayca çözümlendiğini gördük. ‘Kürt meselesi’ olarak adlandırılan meselenin de vatandaşlarımızın demokratik haklarının genişletilmesi ve pekiştirilmesiyle nerede yaşarsa yaşasın her vatandaşımızın kendisini devletin eşit ve hür ferdi olarak hissetmesini sağlamakla çözülebileceğine biz inanıyoruz. Çözüm sürecinin yönü demokratikleşmedir.

Bu bir devlet politikası
Bu konuda başlatılan çalışmalara tüm kurum ve kuruluşlarımızın katkısı sağlanmakta olup, alınacak tedbirlerin bir devlet politikası olarak hayata geçirilmesine büyük önem addediyoruz. Bu çerçevede ilgili kamu kurum ve kuruluşlarımızdan katkılar istenmiş olup alınan öneriler değerlendirilmeye başlanmıştır.

Muhalefete sorumluluk çağrısı
Çözümsüzlüğü savunarak negatif siyaset yapmanın hiç kimseye faydası olmadığını düşünüyoruz. Buradan tüm siyasi partilerimize, aydınlarımıza, yazarlarımıza, sivil toplum örgütlerimize, sendikalarımıza, medyamıza kısaca konuya kafa yoran tüm toplumsal ve siyasi aktörlere de seslenmek istiyorum: Gelin bu sürece katılın. Milletimize çok ağır bedeller ödeten, soframızdan lokmalar eksilten ve geleceğimize ipotek koyan bu sorunu hep birlikte çözelim. Çalışmayı yürütürken en geniş katılımı ve mutabakatı hedefledik. Bu bağlamda başta ana muhalefet partisi olmak üzere bütün siyasi partilerin katkı ve destekleri istenecektir.

Türkiye modelini oluşturacağız
Çalışmalarımızda çeşitli ülkelerin bu konudaki tecrübelerini inceliyoruz. Benim kendi görüşmelerim oldu geçmiş süreç içinde. Daha geçen hafta İsveç’te, İspanya İçişleri Bakanı ile tekrar bazı konuları paylaştım. Tabii o ülkelerin birikimlerini, tecrübelerini de biz iyi inceledik, değerlendirdik ve değerlendiriyoruz. Ancak hiçbir ülkenin kendine özgü şartları var. Biz kendimize özgü, ülkemizin ve insanımızın şartlarına uygun kendi modelimizi uygulamaya çalışıyoruz. Bu çalışmaların sonucunda inşallah çözüm konusunda dünyaya örnek olacak bir Türkiye modeli de biz oluştururuz. Bütün kesimlerin bu süreci sabote edecek, baltalayacak tutum ve davranışlardan uzak duracağına inanıyoruz.

Kitapları inceliyoruz
Çalışmalar ve süreç kendi şartları ve doğası içerisinde devam etmektedir ve edecektir. Sürecin hassasiyetini düşündüğümüzde aceleye getirmeden ama kararlı bir şekilde süreci yönetmek istiyoruz. Sadece bugün değil, bugüne kadar yazılmış kitaplar, makaleler, yapılmış araştırmalar ne varsa hepsi arşivimizde. İnce ince hepsini değerlendiriyoruz.”

Başbakan Erdoğan’ın DTP’yle ilgili tavrı değişebilir
Bakan Atalay, basın toplantısın ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Atalay, bir gazetecinin, bazı çevrelerce 15 Ağustos tarihinin telaffuz edildiğini belirterek, çalışmanın bitimine ilişkin tarih belirleyip belirlemediklerine ilişkin sorusunu şöyle yanıtladı: “Çalışmanın koordinasyonu bize verildi, biz yürüteceğiz mümkün olabildiğince. Tabii bunun kısa, orta ve uzun vadeye dönük tedbir ve uygulamaları olabilir. O tasnif içinde bakacağız. 15 Ağustos gibi bir tarih bizim tarihimiz değil.”
“15 ağustos bizim tarihimiz değil dediniz ama sonuçta İmralı’dan bir çözüm önerisi gelecek. Sizin hazırladığınız demokrasi paketiyle İmralı’dan gelecek bu öneriler arasında bir örtüşme, bir paralellik olursa, özellikle af konusunda bir girişiminiz olacak mı” sorusu üzerine ise Atalay şöyle konuştu: “Biz kendi çalışmamızı yürütüyoruz. Hükümet inisiyatif aldı burada. O tür bazı haberler çıkıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızla ve Başbakanımızla ilgili o tür haberler çıktı biliyorsunuz. Kendileri zaten net açıklamalarla bunu yalanladılar.”

DTP muhatap mı
DTP’yi muhatap kabul edip etmeyecekleri sorulan Atalay, “Arkadaşlar bakın, ‘çalışmamızın dışında tutma’ diye ben burada hiçbir negatif unsur kullanmadım. Bütün siyasi partilerimizin katkıları bizim için önemli ama Sayın Başbakanımızın da ifade ettiği gibi bizim önümüzde bir de terör sorunu var. O çizgileri de önemsiyoruz. Terör çizgisi önemli bir çizgidir” dedi.
Atalay, Erdoğan’ın DTP’ye randevu vermediği anımsatılarak kendisinin DTP’yle görüşüp görüşmeyeceğinin sorulması üzerine de “O Başbakanımızın kendi takdiri. Bundan sonra da öyle olacak tabii. O takdirinde değişme olabilir” yanıtını verdi.
Anayasa değişikliği hazırlığı olup olmadığına ilişkin soru üzerine, Atalay, ‘’Hazırlıkta her ihtimal göz önüne alınır. Hiçbir şey yapmadan, yasal düzenleme olmadan yapılacaklar vardır. Yasal düzenleme gerektirenler olabilir. Kısa, orta, uzun vadeyi bu şekilde anlamak gerekir” dedi.

Diyarbakır konuşmasına atıf
Bakan Atalay, Başbakan Erdoğan’ın 2005’te Diyarbakır’da yaptığı konuşmayı hatırlatarak, “O konuşmadaki adımları kararlı ve cesur bir şekilde atmak niyetindeyiz” dedi.
Bir grup aydınla buluştuktan sonra Ağustos 2005’te Diyarbakır’a giden Erdoğan şöyle konuşmuştu: “İlla ‘ad koyalım’ diyorsanız, Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorunudur. Benim de sorunumdur. Sorunların parça parça adresi olmaz. Bütün sorunlar Türk olsun, Kürt olsun, Çerkez olsun, Abhaz olsun, Laz olsun bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ortak sorunudur. Çünkü güneş herkesi ısıtır, çünkü yağmur herkes için rahmettir. Çünkü herkes aynı toprağın insanıdır, insanıyız, millet olmak işte budur.”

Muhalefet de çözüm istiyor, ama...
İçişleri Bakanı Atalay’ın, Kürt açılımı ile ilgili açıklamalarını, Meclis’te grubu bulunan siyasi parti temsilcileri şöyle değerlendirdi.

CHP Grup Başkanvekili Mustafa Özyürek: Açıklamalar ‘iyi niyet, olumlu bir hava var, bu olumlu havayı değerlendirmek istiyoruz’ şeklinde. Bunlara kimsenin itiraz etmesi mümkün değil. Kürt sorunu önemli bir sorun, bunun çözülmesini herkesi istiyor. Biz de istiyoruz. İnanıyoruz ki hükümet de istiyor. Ama nasıl çözeceğiz, hangi somut adımları atacağız, silahları nasıl susturacağız, akan kanı nasıl durduracağız, bu noktalarda Sayın Bakan açıklama yapmadı. Bizim kırmızı çizgilerimiz belli. Biz çözümün üniter yapı içinde yani Misakı Milli sınırları içerisinde yapılmasından yanayız. Türkiye’nin bölünmesine yol açacak demokratik özerklik, federal çözüm gibi çözümler, bizim düşünmediğimiz çözümler. Bu konularda kesin angajmanımız var.

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır: Demokratikleşmeyi ve uygulama yanlışlarını gerekçe göstererek bu toplumun ayrışmasına kimlik olarak zemin hazırlayacak hiçbir yaklaşımı doğru ve faydalı görmemekteyiz. Bu durum bu insanları kamplaştırır. Burada bir iç çatışma endişemiz ortaya çıkar.

Türk: Umut yaratmasını diliyoruz
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın Kürt sorunuyla ilgili açıklamalarına DTP’den olumlu yanıt geldi.
Atalay’ın sözleri için “İyi niyet” ifadesi kullanan DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, “Bu niyetin halkımızda, Türkiyemizde umutlar yaratmasını diliyoruz. Ama sonuç olarak kısa vadede, orta vadede ve uzun vadede ortaya koyacakları projeler bizim açımızdan önemli. Ancak bunun zamana yayılmaması ve geçmişteki gibi halkın beklentilerini kıracak bir mantıkla yaklaşılmamasını umut ediyoruz.”
DTP olarak bundan sonra da barış için üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getireceklerini belirten Türk, “Kin ve öfke tohumlarının yeşermesine izin vermeyeceğiz” dedi.

Acele edin, provokasyon olur
Türk, bir gazetecinin “Acele edilmezse ne olur” sorusuna, “Hassas bir konu. Provokasyonlar gelişebilir, istemediğimiz bazı şeyler gelişebilir. Bu nedenle eğer gerçekten samimiysek bu konuda hızlı ama doğru hareket edilmesinde yarar var” yanıtını verdi.

Öcalan muhatap alınmalı
Türk, Başbakan Erdoğan’dan yeniden görüşme talebinde bulunup bulunmayacaklarına ilişkin soru üzerine de, “Kimseyle görüşme merakında değiliz” dedi.
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, “Abdullah Öcalan muhatap alınmalı mı” sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Tabi ki. Öcalan toplumda, kamuoyunda herkesçe nasıl bir yol haritası ortaya koyacak diye merakla bekleniyor. O kadar merakla bekleniyorsa elbette rolü de olacak, önemi de olacak. Bunu göz ardı edemeyiz. Gerçekçi olmamız lazım. Öcalan’ın ortaya koyacağı formüller de önemli olacaktır.”

TÜSİAD’dan DTP’ye çözümün parçası olun
TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, aralarında Ümit Boyner’in de olduğu yönetim kurulu üyeleriyle birlikte DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’ü Meclis’teki makamında ziyaret etti. Türk, Yalçındağ’ı asansörlerin başında karşılarken, Yalçındağ’ın gergin olması dikkat çekti. Gazetecilerin Türk ile tokalaşırken görüntü alma istemlerini duymazlıktan gelen Yalçındağ, Türk ile hızla tokalaşarak görüşmenin yapıldığı odaya girdi. Yaklaşık 40 dakika süren görüşmede Yalçındağ’ın, DTP’li Türk’e “Çözümün parçası olmalısınız” dediği öğrenildi. Türk de TÜSİAD’ın çözümde rol oynaması gerektiğini kaydetti.


Kaynak
 
AKP'li vekilden Öcalan açılımı

AK Partili Mehmet Halit Demir Kürt sorununun çözümü için isim vermeden Abdullah Öcalan ile görüşülmesi gerektiğini söyledi.

akp-olayy.jpg


AK Parti Mardin Milletvekili Mehmet Halit Demir, Başbakan Erdoğan'ın ''Söz ola kestire başı'' uyarısına rağmen İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın Kürt sorunu ile ilgili getirdiği Türkiye modeli çözümünü değerlendirdi.

MUHATAPLARI MASA DIŞINDA BIRAKMAK OLMAZ
Demir, "Mesele eğer Kürtler'le ilgiliyse Kürtler'in yaşam koşulları ise o zaman bu halkın kendisi kendi sorunlarına çözüm bulmak için kendisini ifade etmesi gerekir. Kürtler'in yaşam koşulları ne olmalıdır sorununu çözerken sorunun muhataplarını devre dışı bırakmak, masa dışında bırakmak bu konuya çözüm getirmez. Burada kutuplaşmaya gitmeden farklı partilerden farklı düşüncelerdeki Kürt ilim adamlarından, yazarlarından, sanatçılarından, sivil toplum kuruşlarından ve aydınlarından da görüş alınmalıdır" şeklinde konuştu.

Demir, Kürt sorunu ile ilgili İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın yaptığı açıklamaya her kesimin destek vermesini istedi ve şöyle konuştu:"Bürokratlar ülkenin meseleleri ile ilgili bu ülkenin gelişimi ve değişimi konusunda hiçbir şey yapmamıştır. Bu ülkenin geleceği için siyasetin cesaretli bir şekilde yaptığı adımların hepsi bürokratik engellere takılmıştır. Bürokratik bir anlayışla ülkenin sorunlara yaklaşım bu sorunları çözmemiştir. Bürokrasi, çözümsüzlüğü çözüm olarak kabul ediliyor. Eğer amaç bir toplumu sindirmek, değerlerini yok etmekse olaya bürokratik bu pencereden baktığınızda 'doğrudur' dersiniz. Ama siz kendi toplumsal mutabakatımız halkların kardeşliği açısından yaklaştığınızda çözümsüzlüğü çözüm olarak algılayan anlayışı bir an önce aşıp çözümü bulmanız gerekir."


Kaynak
 
konular birleştirldi
 
KıLaVuZ Öcalan , TaŞeRoN ERDoĞaN

AKP’nin, “Kürt açılımı” söylemi başından beri sorunlu bir dil ve üslup izliyor.

Sorunun nerede saklı olduğuna bir parça konsantre olduğumuzda, çözümsüzlüğün temel dinamiğinin, aktörlerin samimiyetsiz söylemlerinden kaynaklandığını görebiliriz.

Apo’ya dolaylı mesaj yolladınız mı?

Cevap?

Hayır...İnandırıcı mı? Değil...

DTP’liler, “Bu bir muhataplık sorunudur. Öcalan muhatap alınmazsa çözüm olmaz”diyor mu, demiyor mu?

AKP, bu meselede, fikri bir ayrışma yaşıyor mu? Yaşamıyr mu?

Her ne kadar kol kırılır içinde kalır deseler de cümle alem AKP içindeki Kürt grubun nasıl mevzilendiğini bilmiyor mu?

İçişleri Bakanı’nın açıklamasında satır arası arıyoruz...Satır yok ki arası olsun...

Kasımpaşa ağzıyla sorsak, “Baba iyi de ne diyon? Açık konuş...Kimlik meselesi ne olacak? Anayasa’ya kurucu iki millet diye yazılacak mı? Dağdan inenler-eli kanlı olan ve olmayan nasıl ayrışacaksa- siyasete girebilecek mi? İki dilli resmi eğitim yapılabilecek mi? Eyalet sistemine geçecek miyiz?”

Bu ve buna benzer sorular samimiyetle yanıtlansa yanıtlanabilse belki daha doğru bir yol haritası çıkacak.

Ama ne DTP’lisi açık açık konuşuyor...Ne AKP’lisi...

Askerin bu meseledeki tavrını ben anlamadım. Anlayan varsa beri gelsin...

TSK karnından konuşanlar korosuna mırıldanarak da olsa eşlik ediyor...

Kürt açılımı hangi çerçevede kristalize olacak?

Sırf ABD istedi diye...Sırf Barzani bölgede sıkıştı diye bu plan yürür mü?

Bakın dün Bahçeli bir konuşma yaptı...

Beğenin veya beğenmeyin, görün veya görmeyin, bu memlekette çok ciddi sayıda insanın sözlerine tercüman oldu...

Milliyetçilerin sosyal, siyasi ve kültürel dinamiklerini bilenler açısından bu sözleri tehditkar ve sorumsuzca diyerek kolayca mahkum edebilir miyiz?

Çok safdillik olur.

Birkaç satırla bu zihniyet haritasının koordinatlarına bakın...

Kürt açılımı mümkün mü? Karar verin...Hele ki bu kadar açık konuşmayan, samimiyetsiz bir söyleme karşılık böylesi bir dil gelişmişse...

İşte Bahçeli’nin MHP adına söyledikleri:

Amaç, Türkiye Cumhuriyeti'nin milli devlet niteliğini ve üniter siyasi yapısını tasfiye süreci başlatılmasıdır.

Bu süreçte 'Türkiyelilik' kavramı milli kimliğin yerini alacak, iki dilli eğitim ve kamu hizmetine geçilecek, eyaletler sisteminin alt yapısı hazırlanacak ve teröristlere siyasi af çıkarılarak ihanet ödüllendirilecektir.

Etnik farklılıkların ayrışma gerekçesi olarak görülmesinin ve demokratikleşmenin bölünme aracı olarak kullanılmasının dünyada başka bir örneği yoktur. Bölünerek demokratikleşen bir devlet tarihte görülmemiştir. Demokratikleşme adına ülkesi ve milleti için en uygun yerli malı bölünme modeli arayışına giren bir hükümete de bugüne kadar şahit olunmamıştır. Bütün kavramları soysuzlaştıran Başbakan Erdoğan şimdi de demokrasiye böyle bir anlam ve fonksiyon yüklemektedir. Kılavuzu Öcalan, taşeronu Erdoğan olan PKK patentli bu bölünme projesinin Türkiye'nin hayrına olmadığı açıktır
.''


Serdar Akinan
 
Hehe :D Özellikle başlık süper olmuş:D Paylaşımına sağlık!
 
serdar akinan şunu düşündü mü aceba
ıraklı kürtler bile ıraktan ayrılamazken
türkiyedekiler nasıl ayrılcak ki ırakın bölünmeye en müsait zamanda bölünememesini düşünerek söylüyorum

birde kürt vatandaşlarının ayrılmak isteyip istemedikleri sorusu var
bunun cevabı da yüzde yüz hayır.
kürtler ayrılmak istemiyor.İşin özü buysa bence gerisi teferuattır.
 
serdar akinan şunu düşündü mü aceba
ıraklı kürtler bile ıraktan ayrılamazken
türkiyedekiler nasıl ayrılcak ki ırakın bölünmeye en müsait zamanda bölünememesini düşünerek söylüyorum

birde kürt vatandaşlarının ayrılmak isteyip istemedikleri sorusu var
bunun cevabı da yüzde yüz hayır.
kürtler ayrılmak istemiyor.İşin özü buysa bence gerisi teferuattır.


ıraklı kürtler ayrıldı bile. farklı dil farklı bayrakları var. adı bile kuzey ırak KÜRT bölgesi.

Türkiye deki yandaşlarına sorarsan bal gibide ayrılmak ister. ama istanbuldan deil izmirden deil. doğu ayrılsın derler ama biz izmirde de otururuz istanbulda da Türkiyenin her yerinde de otururuz derler. çık git desen kendi memleketine hayatta gitmez.

ne açılımı yapıcaklarmış ne hakkı tanıcaklarmış söleseler ya bir an önce.

bu şahıslar tarih verdi 2010 dedi. istediğimizi ya alıcaz ya alıcaz dedi. zemin hazırlanıyor. izleyip görücez. hadi hayırlısı.
 
serdar akinan şunu düşündü mü aceba
ıraklı kürtler bile ıraktan ayrılamazken
türkiyedekiler nasıl ayrılcak ki ırakın bölünmeye en müsait zamanda bölünememesini düşünerek söylüyorum

birde kürt vatandaşlarının ayrılmak isteyip istemedikleri sorusu var
bunun cevabı da yüzde yüz hayır.
kürtler ayrılmak istemiyor.İşin özü buysa bence gerisi teferuattır.


Bu süreçte 'Türkiyelilik' kavramı milli kimliğin yerini alacak, iki dilli eğitim ve kamu hizmetine geçilecek, eyaletler sisteminin alt yapısı hazırlanacak ve teröristlere siyasi af çıkarılarak ihanet ödüllendirilecektir.

Sayın Bahçeliyi çoğu mevzuda eleştirmişimdir. Ancak değil bahçeli, şu yukarıdaki sözleri baykal söylese gene takdir etmeğe mecburum. Ey AKP tabanı kıymetli kardeşlerim, vekillerinin açıklamalarına tepki gösteren başkanınızı takdir ettiniz. Yarın bu açıklamalar bu ihanet senaryoları gerçek olduğunda başkanınızı eleştirmek erdemini büyüklüğünü gösterecekmisiniz? O sahabe değilmiydi yanlış karar veren Hz Ömeri seni kılıçlarımızla düzeltiriz diyen?

Karakabusu arkadaş geçmiş olsun kuzey ırak özerkliğini ilan etmiş kukla kürt yöneticileride israil ve abd nin kucağına oturmuştur.

Bizdeki kucak heveslilerinin hevesleri kursaklarında kalacak çünkü peşkeş çekecek bir metre kare toprak bulamayacaklar tek toprakları iki metrelik çukur olacaktır.
 
Geri
Üst