Demokratik Açılım [ Tek Başlık ]

Çok yanlış yolda MHP ve Bahçeli.. Kan üzerinden
siyaset yapmaya bayılıyor.. Ancak böyle oy toplayabiliyor
fakat farkında olmadığı şey şudur..Mumcu Ağar vs. nasıl
demokrasinin önünde durdukları için gömüldüler, Bahçeli
de birbirimizi düşman kılan bu bağnaz milliyetçilik anlayışı
ile sandıkta gömülür ve badem bıyıklı dolmuş şöförleri de
onu kurtarmaya yetmez..
 
iktidarın pkk dan tek tek hesap sormadan yapacagı en ufak açılım bölünmüşlük olur,halk bunu içine sindiremez.hasan cemal ve cengiz çandar gibilerini ise bahçelinin muhatap almasıda dogru degil çünkü onlar zaten adam degil,kuzey ıraktan besleniyor bu satılmış kalemler.onlar ancak haysiyetsiz olanları kandırır.
 
terör tv sine konuşan teröristtir . ne güzel tayyip kapamaya çalışsın ana muhalfet sırf tayyip kapatmaya çalışıyor diye teröre destek verecek seviyeye geliyor . yazıklar olsun size. atatürk ülkeyi sizin gibi kaşmer lere bırakmışsa bu ülkenin işi çok zor
 
"Ve köşe yazarları koştular..." = Bekir Coşkun

Ve köşe yazarları koştular...

ANLADIĞIM kadarıyla “Kürt açılımını” iktidardakilerin dili açmaya varmayınca demokrat fikir sahibi köşe yazarlarını çağırdılar.

Demokrat fikir sahibi köşe yazarları koştular...

Televizyonda gördüm; önde Cengiz Çandar, Hasan Cemal, Oral Çalışlar, Fehmi Koru... Arkalarında Zaman’dan, Yeni Şafak’dan, Star’dan, Sabah’tan, Taraf’tan diğerleri...

Sordum bizimkilere:

“Nereye koşuyorlar?...”

“Açılımı açmaya...”

*

Biliyorsunuz; Cumhurbaşkanı utanıp ortaya attığı “Kürt açılımını” açmayı Başbakan’dan beklemişti... Başbakan da utanıp açılımı açmayı İçişleri Bakanı’na bırakmıştı... İçişleri Bakanı da utanıp açılımı açmayınca...

İşte “açılımı” açmayı demokrat fikir sahibi köşe yazarlarına bıraktı...

Çünkü bu düşünür köşe yazarlarının ortak özelliği; ya onlar AKP gibi düşünürler, ya AKP onların düşündüğünü yapmıştır...

Dolayısıyla Cumhurbaşkanı’nın utanıp Başbakan’a bıraktığı... Başbakan’ın utanıp İçişleri Bakanı’na attığı... İçişleri Bakanı’nın utanıp söyleyemediği “açılımı” onlar adına en iyi kim açabilirdi...

Demokrat fikir sahibi köşe yazarları...

*

İçerde neler oldu, açılımı nasıl açtılar, kim ne dedi, fazla bilmiyoruz...

Bakan içerden çıktığında makam arabası yerine koruma polisinin sırtına binmediyse bile, saçları dikine dağınık ve gözlerinden birisi hafif küçülmüştü...

Anladım ki bizim çocuklar ona “açılım” konusundaki değerli fikirlerini söylediler...

Ve Bakan kapısı açılamayan asansör sendromuna girdi, çıkamıyor...

*

Peki “açılım” ne oldu?..

Yine de açılamadı.

Türk halkı hâlâ; Cumhurbaşkanı’nın “Bu tarihi fırsatı kaçırmayalım” dediği... Başbakan’ın “Güzel bir nokta” diye tanımladığı... İçişleri Bakanı’nın aşama olarak “kısa, orta, uzun” diye üçe ayırdığı “açılımın” ne olduğunu bilmiyor...

Çünkü söyleyemiyorlar...

İçinde ne var?...

Neler öngörüyor?..

Ne yapılacak?..

Bir tek orası belli değil...

Bekir COŞKUN - HÜRRİYET - 4 Ağustos 2009 Salı


KAYNAK http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/12206601.asp?yazarid=2&gid=61
 
Sarı basın...

Sarı basın...

Fehmi Koru.

Hasan Cemal.

Garip isimli Fetocu...

Eşi milletvekili olan hani.

Ruşen Çakır.

Cengiz Çandar filan.

*

Görünen o ki, PKK açılımını

gazetecilere yaptıracaklar...

E hep eleştir eleştir olmaz tabii.

Katkı sağlamak lazım.

*

Kupon verelim mesela...

15 kupona Hakkari.

30 kupona Diyarbakır.

45 kupona Antalya.

90 kupona İstanbul.

Biriktir, gel.

*

Birer de "sarı basın" kartı koyarız ceplerine, Başbakanlık Enformasyon’dan... Kimisi Zaman’da, kimisi The Taraf’ta köşe yazar, "gül" gibi geçinir giderler... Böylece hem "aracı" kullanmamış olurlar, hem de bu arkadaşları okuyoruz okuyoruz ne dediklerini anlamıyoruz, Murat Karayılan’ı anlarız hiç olmazsa... Türkçe’yi bunlardan iyi kullanıyor adam.

*

Ve, sadece yazılı basın da yetmez...

Görsel açılım da şart.

"Kandil’de BBG evi" mesela.

Şeş TV’den yayınlanabilir.

Seyrederiz, hazır 3G de geldi, kısa mesaj atarak en beğendiğimiz teröristi destekleriz.

*

Olmadı, Korolar Çarpışıyor...

Hakurk korosu.

Avaşin Basyan korosu.

Bestler Dereler korosu.

Kazanan, Sezen Aksu’yla düet yapar, Zazaca... Eurovision’a göndeririz.

*

Veya, var mısın yok musun...

Koyarız kutuları Mahmur kampına, yerleşebilecekleri şehirler var her birinde, kiminde Brüksel yazıyor, kiminde Atina, kiminde Viyana... Açtırır, "Var mısın, yok musun?" diye sorar Acun... Yok, kabul etmez, kutusuna giderse, artık ne çıkarsa bahtına.

*

Ya, maç yayınları?

Bi kamera koyar Roj TV.

Bi kamera koyar Diji TV.

Ne olmuş olur birader?

Biji TV.

*

Doldursun iddaa kuponunu, yatırsın Kerkük bayiine, tutturdu gelsin, tutturamadı önümüzdeki maçlara baksın artık.

Yılmaz ÖZDİL - HÜRRİYET - 4 Ağustos 2009 Salı

KAYNAK: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/12207350.asp?yazarid=249&gid=61
 
sinerji ortamı oluşturmak lazım sanırm ondan roj da konuşurrr gider başka ülkerlerde ismi lazım değil miletvekili PKK ile aynı maasada cay sohbetde felan da yapar ama asıl melsele kendi cıkarları işte bundan dolayıdırki bu günkü hükümete atmadıkları camur kalmaz PKK lılarla basılsalarda yok öyle bir olay deyip bazı avelleri kandırabilir ama eskilerdeki kadar ragbet olmadıgı için bu vatan hainlerine sinirleri cok bozulur bakarsınız ROJ tv nin programının birne gider oturumunada katılır belki yeterki ortam bulsunlar bundada haklı olurlardı acaba akap li bir milet vekili cıksaydı bu programa ne olurdu kesin ic savaş cıkartırdı CHP neyse...


saygılar
 
Mhp ve Devlet Bahçeli haklı ve tutarlı bir çıkış içindedir. Bunlara söylenebilecek fazla sözün olmadığını inanıyorum.

Teşekkür ediyorum.

Sen Bahçelinin Tutarlı konuştuğuna gerçekten inanıyormusun..? yoksa makara mı yapıyorsun..?
 
ee kendilerinin önerisi ne savaş ve kan mı 30 yıldır askerler dağlarda ölüyor ne idüğü belirsiz çatışmalarda sonuç ne ? sıfır demekki silahla çözülecek bir şey değil !

Partinin önerisini parti yetkili ağızları elbette açıklayacaktır. Çünkü BBP nin ülkenin 25-30 yılını çalan terörle ve terörün beslenmesine sebep olan etkenlerle ilgili mutlaka bir görüşü vardır. Mesele yokmuş gibi davranıp sürecin dışında kalmak akıllıca değildir.

Seksen küsür yıllık cumhuriyetin bu soruna çözüm bulamadığı gibi, sorun yokmuş gibi davranması aslında herhangi bir çözüm metodunun olmadığının bir göstergesidir. Vatandaşların sosyal hakları ve taleplerinin devlet tarafından ciddiye alınması şart. Ancak millettenmiş gibi görünen dış mihraklara ve yerli işbirlikçilerine dikkat.

Varolan süreçte birilerinin kürt sorunu dediği bizim ise doğu meselesi adını verdiğimiz sorunla alakalı yaşanan süreç ve çözüm yollarıyla ilgili yapmış olduğum şahsi çalışmayı sizlere sunuyorum. Resmi değil ama bu hareketin bir neferi olarak sivil bir kalemden...

Kıymetli arkadaşlar ülkemiz bildiğiniz üzere bir süreçten geçmektedir. Kendi irademiz dışında küresel anlayışın tüm dünya ülkelerine dayattığı kimilerine göre yeni dünya düzeni, kimilerine göre globalizm, kimine göre liberal bakış açısı diye isimlendirebileceğimiz mefhumlardan ülkemizde payına düşeni almaktadır.

Batı ülkelerinde ticari sınırların ortadan kalkması ve ortak pazar oluşturma girişimleri olarak kendini gösteren globalleşme bazı sıkıntılarıda beraberinde getirsede batılı için daha müreffeh bir hayatın yapı taşı olarak kabul edildi.

Bu dalganın ülkemize etkisi refah ve güvenlik değil, daha demokratik bir ülke konumuna geçiş olarak değerlendirilebilir.

Kültürel hakların ve taleplerin daha açık bir dille konuşulması fikirlerin hapsedilmemesi, vatandaşların ötekileştirilmemesi, yönetimde sivil bir anlayışın hakim olması gibi olumlu gelişmelere şahit olmaktayız. Bunlar aynı zamanda medeni bir topluma hakim olması gerekli meziyetleridir. Resmi ideolojinin artık bu açığı kapatamadığını veya kapatmaya çalıştığı yöntemlerin ve anlayışın iflas ettiğini hepimiz gözlemekteyiz.

Ancak şu nokta iyi tespit edilmelidir ki ülkemizde yıllardır Türk-Kürt çatışması çıkarmaya çalışanlar, ülkeyi bölme girişimlerine destek verenler, Milli birlik ve beraberliği savunanları yıldırmaya veya kamuoyunun gözünde düşürmeye çalışanlar dış güçler, düşman unsurlar ve onların yerli işbirlikçileridir. ABD, Çekiç Güç, İsrail'in bin yıllık planı, petrol ve su üzerinde hesabı olanlar v.s...

Bugün ülkemiz üzerinde hesabı olan düşman unsurlar, gelişen globalizmin ve AB dayatmalarının bir getirisi olan demokratikleşme ve yönetimde sivilleşme rüzgarını arkasına alarak, aynı zamanda resmi ideolojinin çözüm üretememesini fırsat bilerek, bugüne kadar başarılı olamadıkları, cüret edemedikleri girişimleri aleni olarak başlatmış durumdadır.

Milletimizin, değerlerine ters, baskıcı, totaliter, darbeci ulusalcılığa olan menfi bakış açısı onların zıttı görüntüsü veren mevcut iktidara yöneliş ve her yaptıklarını doğru telakki etme yanlışınıda beraberinde getirmektedir. ABD ve Batı güdümlü politikaları hayata geçirmeye çalışan mevcut iktidarında, resmi ideolojiyi kalkan olarak kullanan ulusalcı anlayışında kürt sorunu olarak lanse edilen doğu meselesine, ülkemiz adına sağlıklı çözüm üretemeyecekleri aşikardır.

Bu mihvalde millet ve ülkenin tarih, töre, dil, din, kültür ve medeniyet kodlarına hakim, yerli düşünen Türk Milliyetçilerinin konuyla ilgili görüşleri hayati önem kazanmaktadır. Müslüman -Türk henüz konuşmadı...

Fikirlerimizi bu başlık altında maddeleştirerek sağlıklı bir çalışma yapabiliriz.

1. Herşeyden önce terör kararlı bir şekilde sona erdirilmelidir.
a) Dağdaki teröriste son teslim ol çağrısı yapılmalı ardından silahlı kuvvvetlerimiz topyekün taarruza geçip her deliğin arkasında ki hain çıkarılıp yokedilmelidir.
b) Gerekirse sınır ötesine geçilmeli operasyonlar için izin alma, lojistik destek alma gibi yollara sapmadan kendi gücümüz ve kararlılığımızla terörist mevzileri yokedilmelidir.
c) Özel bir birim oluşturulmalı, istihbaratı oluşturularak yurtdışında saklanan bölücü örgütün elebaşları yokedilmelidir.
d) Terörü besleyen ülkelerle ilişkiler gözden geçirilmeli gerekirse tehditkar bir tutum sergilenmelidir.
e) Örgütle ilişkide olan, yardım ve yataklık eden, el altından silah, cephane ve lojistik destek sağlayan herkes veya her birim rütbesine, koltuğuna, konumuna, üniformasına bakılmaksızın idam edilmedilir.
f) PKK ya tavır almayan dost ve müttefik bilen her kurum, parti, sendika, dernek, belediye tasfiye edilmelidir.
g) İmralı palas sakini şehit analarının gözleri önünde idam edilmelidir.

Bütün bunlar gerçekleştikten sonra bölgeyle ilgili yapılması gerekenler şunlardır.

1. Olağan üstü hal kaldırılsın.
2. Memur veya askeri personele doğu görevi zorunluluğu kaldırılsın. Batı neyse Doğuda odur gerçek vatansever Türk Bayrağının dikili olduğu her yerde ve her şartta görev yapar. Devlet bölgesel ayrımcılık yapamaz.
3. Bölgede sanayi hamlesi başlatılmalı. Bununla ilgili gerekli olan çözümler için devlet ciddi bir pay ayırmalı bölgede işsizlik ve göçün önüne geçilmelidir.
4. Bölgede eğitim seferberliği başlatılmalıdır. Ancak verilecek ilk eğitim milli ve islami değerleri baz almalı, eğitim sistemi topyekün değiştirilmelidir. Üniversitelerin sayısı artırılmalıdır.
5. Bölgede tarım ve hayvancılık desteklenmelidir.
6. Ülkenin resmi dili türkçedir yazışmalarda ve resmiyette türkçe benimsetilmeli. Ancak her fert ana dilinde konuşma hakkına, ana dilinde isim verme hakkına, sahip olmalıdır. Dille ilgili bölge halkının samimi önerileri dikkate alınmalıdır. Şehir veya bölgelerin orjinal isimlerine saygı duyulmalı, değiştirilmeye çalışılmamalıdır.
7. Irkçılıktan uzak, İslam kardeşliğinin birleştirici ruhu örnek alınmalı aynı ümmetin evlatları olduğumuz bilincinin yerleştirilmesi sağlanmalıdır. Türk adının bir milleti temsil etmesinden ziyade bu toprakların halkının genel ismi olduğu, kimsenin kan ve soy bakımından safkanlık iddasında olmadığı anlatılmalıdır.
8. Emperyalizmin müslüman milletleri bölüp parçalayarak sömürdüğü gerçeğinin altı çizilmeli hepimizin aynı kilimin deseni olduğu gönüllere nakşedilmelidir.
9. Devlet ile millet barıştırılmalı, devletin gülen yüzü doğudan güneş gibi samimi, sıcak, kuşatan ve kucaklayıcı bir mahiyette tezahur etmelidir.
 
nedense ortada fol yok yumurta yok çalıştayın yaptığı çalışmaya ilişkin bir açıklama yok kimse içerde ne konuşuldu bilmiyor.ama sanki onların yanında sanki.ve herkeste bilip bilmeden herşeye karşı...

fol yok yumurta yok ama ergenekondan bi ton insan girdi içeri :durdurun:durdurun:durdurun gün gelecek o şehit kanında boğulacaksınız...
 
Bahceli büyük korku içinde bence

Şayet PKK sorunu biterse MHPnin de siyasi geleceği tehlikeye girecek çünkü

PKK terörü ve şehidler üzerinden siyaset yapan bir parti için bu saorun asla bitmemeli


Peki PKK sorunu, kürt sorunu masaya yatırıldığında bitecek mi? Sizce PKK kürt haklarını temsil eden veya etmek için çabalayan bir örgütmüdür?

İkincisi kürt sorunuyla ilgili mhp nin vebali nedir? Resmi ideolojinin doğu bölgesine bakış açısı ve tavrının yanlışlığı husumetinin vebali neden MHP ye yüklenmek istenmekte?

Komünizm tehditi biterse mhp de biter demişlerdi vakti zamanında. Siz merak etmeyin ne milletin düşmanı biter nede mhp biter. MHP biterse ancak kendi özünü temsil eden fikirle çözüm üretmeyip resmi erkanın ağzıyla siyaset yaparsa bitecektir.

Korkarım set açıklamalar yapan Bahçelinin aslında böyle bir sorun yok demesi gene ülkücü iradenin bu konuda da sergilenmediğinin bir göstergesi. Sorun yok demek resmen çözümsüzlük demektir. Ülkeyi kana boğan bir meseleyi tartışmaktan korkmak, yok saymak sürece dahil olmamak tarihi bir hatadır. MHP için demiyorum ancak türk milliyetçilerinin, Türk-İslam Ülkücülerinin de konuyla ilgili çözüm üretmesi fikir beyan etmesi şarttır.

Ülkücü çözümü ne dış kaynaklı kalemlere nede kemalist burjuvaya bırakmamalı önerisini dile getirmelidir. Bu hususta MHP ye büyük bir yük düşmekte. Bu ana kadar sergilediği menfi tavrı tasvip etmiyorum. MHP veya BBP yi bekleyemeyeceğim kendi çözüm önerilerimi madde madde sıralıyorum:

http://www.hackhell.net/serbest-kursu/602190-bbpden-kurt-acilimina-sert-tepki.html#post4522618
 

7. Irkçılıktan uzak, İslam kardeşliğinin birleştirici ruhu örnek alınmalı aynı ümmetin evlatları olduğumuz bilincinin yerleştirilmesi sağlanmalıdır. Türk adının bir milleti temsil etmesinden ziyade bu toprakların halkının genel ismi olduğu, kimsenin kan ve soy bakımından safkanlık iddasında olmadığı anlatılmalıdır.



İslam kardeşliği yalanını sivasta gördük, eskiden mazlumlar Allahu Ekber derdi şimdi katiller caniler Allahu Ekber diyor dünya tersine döndü artık.

islam kardeşliği büyük bir yalandır , ümmetçilik kelimesi ile ifade edilen bu yalan arapların uydurmuş olduğu safsatadan ibarettir ve hiç bir bağlayıcılığı yoktur.


al izle belki müslüman isen müslümanlığından utanırsında ümmetçilik yalanını savunmaktan vazgeçersin.

[VIDEO]yMgmr6UuLe4[/VIDEO]

Bu videoda islam kardeşliğinin kalleşliği caniliği meydanlarda alenen görülmektedir.

-Kahrolsun Laiklik diye bağırıp Diri Diri Canları yakan bir müslüman benim kardeşim olmaz.
 
maymun adamlar ile örümcek adamların mhp ye düşmanlık yapmasını doğal karşılıyorum ancak ne komünüste nede dinciye meydanı boş bırakacak değiliz.
 
Son Kale sivas olaylarının konumuzla alakası ne? Bu forumda bir tek müslüman yoktur ki sivas olaylarını tasvip etsin. İslam kardeşliği islamın bir hükmüdür. Bunu kafamızdan uydurmuş değiliz. İdeolojilerimize kalkan yapmak için uydurduğumuz bir düşünce değil bizzat İslamın hükmüdür.

Ümmetin birliği düşüncesi günümüzde masaya yatırılır tartışılır mümkün olup olamayacağı izah edilir ancak hüküm değişmez. Olması gerek, ancak şartları gayet zordur demek düşer en azından.
 
Valla en azından Cumhuriyet'i, Atatürkçülüğü yok etmeye çalışanların toprakları (!) gerektiğinde kanımla sulanacak bunu biliyorum.

Allah askerliği doğuda yapmayı nasip etsin...

Allah Gönlüne göre versin kardeşim!
 
Madem tasvip etmiyorsun o vakit Allahu Ekber diye bağıran katilleri kardeş olarak görmüyorsun o zaman....

Sannmıyorummmmm o katiller fikrine göre kardeşin oluyor ...
 
Erdoğan DTP ile gö-rü-şe-cek !

Erdoğan’ın “DTP ile görüşmeme inadı” da kırılıyor.. Başbakan sözünden dönüp, DTP’lilerle görüşecek mi? Son sözleri bunun sinyali gibi..

Başbakan Erdoğan uzun zamandır DTP’ye mesafe koymuş durumda.. Başbakan, DTP’nin “PKK’ya terörist örgüt” demesini istiyor ve ancak o şartla görüşebileceğini söyledi defalarca.. Ancak son günlerin moda terimiyle “Kürt açılımı” başladı başlayalı Erdoğan da şaşırttı.

Erdoğan yavaş yavaş sözünden dönmeye başlıyor sanki.. "Kimse terörist başını muhatap almamızı istemeye cesaret edemez, muhatabımız Meclis'teki siyasi partilerdir" diyen Erdoğan, DTP ile görüşme sinyalini çok rahat verdi.

"MUHATABIMIZ ÖCALAN DEĞİL, TBMM"

Başbakan Tayyip Erdoğan, Kürt sorununun çözümü konusunda muhatap tartışmalarına noktayı koydu. Erdoğan, "Muhatap İmralı'da yatan terörist başı değil TBMM'de grubu bulunan siyasi partilerdir" dedi. Erdoğan, DTP ile de ilkesel olarak görüşeceğini açıkladı. Başbakan Erdoğan, dün AK Parti Genel Merkezi'nde TBMM Başkan adayını belirlemek için grup toplantısı yaptı. Basına kapalı yapılan toplantıda, Kürt sorununun çözümü için yürütülen çalışmalar konusunda milletvekilleri bilgilendirildi. Edinilen bilgilere göre, toplantıda yaptığı konuşmada "Bu, onlarca yıldır süren bir sorun. Biz samimiyetle bu sorunu çözmek istiyoruz" diyen Erdoğan, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın girişimlerini anlattı. Bakan Atalay'ın hazırlayacağı raporu daha sonra kamuoyu ile de paylaşacaklarını belirten Erdoğan, sorunun çözümü konusunda kimin muhatap alınacağı tartışmalarına da değindi.

'DTP İLE GÖRÜŞÜRÜM'

Başbakan Erdoğan, toplantıda şu mesajları verdi:

"Kimse bizden terör örgütünü, İmralı'da yatan terörist başını muhatap almamızı istemeye cesaret edemez. Böyle şeylerin aslı astarı yoktur. Bizim muhatabımız TBMM'de grubu bulunan siyasi partilerdir. Zaten grup başkan vekillerimiz DTP'nin grup başkan vekilleriyle de görüşüyor. Onlarla diyalog içindeler. Daha önce görüşmek için randevu verecektim. Ancak 10 şehit olunca vazgeçtim. Çünkü bunu izah edemezdim. DTP ile görüşürüm. İlkesel olarak görüşürüm."

'KİMSENİN HADDİNE DEĞİL'

Erdoğan, sorununun çözümü konusunda yürüttükleri faaliyetler konusunda kendilerine yönelik sert eleştiriler yönelten ve vatan haini olmakla suçlayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye de sert yüklendi. Erdoğan, "Bizi vatan haini ilan etmek kimsenin haddine değildir" dedi. Erdoğan, İçişleri Bakanı Atalay'ın bu konuyla ilgili siyasi partileri de ziyaret edeceğine vurgulayarak, "Göründüğü kadarıyla Sayın Bahçeli kapıyı kapadı. Onlarla görüşmeye gerek kalmadı" dedi.

Kaynak
 
Ne olmuş yani, yoksa laiklik!!! elden mi gidiyor?
 
maymun adamlar ile örümcek adamların mhp ye düşmanlık yapmasını doğal karşılıyorum ancak ne komünüste nede dinciye meydanı boş bırakacak değiliz.

Meydanı boş bulabilirsen sende dinciye komüniste bırakma. Ama maymun adamlara inanan darvinistlerdensen onu bilemem. Benim inancıma göre Maymun adam diye birşey yoktur. Örümcek adam dediğinde masal kahramanıdır. Bu ülkenin sorunları masal kahramanlarınca üstlenilemeyecek kadar zordur. Masal kahramanları 57. hükümette varını yoğunu ortaya koymuş ve Halk tarafından baraj altında bırakılarak cezalandırılmıştır. Bu Ülkenin gerçek kahramanlarıda 2002 den beri girdiği dört seçimdende birinci parti olarak çıkmış ve Bu Ülkenin gerçek sahibi olan Türk Halkı tarafından ödüllendirilmişlerdir. Egemenliğin Kayıtsız Şartsız Milletin olduğunu düşünürsek. Milli iradeye saygılı olmanı tavsiye ederim.
 
BBP, hasret kurultayı düzenliyor

9 Ağustos Pazar günü Kahramanmaraş Keş Dağları’nda buruk bir kurultay yapılacak.
BBP tarafından gerçekleştirilecek ve Türkiye halkının tamamına hitab edecek kurultay, BBP’nin rahmetli kurucu genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu içindir.
“Sonsuzluğun Sahibi”ne kavuştuğu yerde, yani bir dağda yapılacak Muhsin Yazıcıoğlu’na dair kurultay..
Nadir bir insanı ve onun tertemiz görüşlerini geleceğe taşımaktır BBP’lilerin maksadı..
Unutmamak,
Unutturmamak...
Bereket versin ki Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın hükmü dağlara geçmiyor.. Geçecek olsa, yasaklardı muhtemelen..
Herkes davetli.. Hem hasret gidereceksiniz, hem de ilk defa dağları ve dağlarda hayatını kaybeden Muhsin Yazıcıoğlu’na, beraberce ahiret yolculuğuna çıktığı arkadaşlarına Yasin’ler okuyup dualar edeceksiniz..
Saat 10’da Göksun yol kavşağında buluşulacak, 11’de açılış duası, 12’de BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu’nun konuşması, 12.30’da çeşitli etkinlikler ve konuşmalar yapılacak..
Davetlisiniz istisnasız..

KÜRT AÇILIMI MI DEDİNİZ?

Böyle saçmalık olmaz, olmamalı..
Çakma organizatörler yarın da Süryani açılımı, Ermeni açılımı, Arap açılımı, Çerkez açılımı, Pomak açılımı, Yahudi açılımı yapmayacaklar mı?
Yaparlar yaparlar!..
Zaten bekledikleri odur..
Siz neden İslami açılım demezsiniz, demokrasi açılımı demezsiniz, insanlık açılımı demezsiniz, kardeşlik açılımı demezsiniz?
Diyemezsiniz.. Çünkü “Kürt açılımı”nın geri planında diğerleri de sırada bekliyor..
Alevi açılımınız ne zaman gündeme oturacak?
Meselâ ben hiç kimseyle kavgalı değilim.. Düşmanlıkları asla tasvip etmem.. Eğer Türkiye kalıcı bir adım atacaksa sadece benimle Kürt komşum M.Emin arasındaki kardeşlik sevgisini incelesin yeter..
Ya da,
Alevi dostum, kardeşim, arkadaşım Saffet Koç ile su sızmaz yakınlığımı tahlil eylesin..
Nedir bizleri bölünmez bir bütün haline getiren?
İmandır, İslâm’ın nurlu yoludur..
İnsanlığın susuzluğunu çektiği, amma bir türlü yakın olmaya yanaşmadığı “Tek Yol”dur..
Bu gerçeği ne iktidara, ne de muhalefete anlatabiliriz..
Onlar kestirme yoldan menfaat menziline ulaşma derdindedirler.
Ayrılıkçı PKK dayatmacıları ile saplama gazetecilerin çizdikleri güzergahtan ilerleyen AKP sanki bizden söz mü dinleyecek?
“Alisiz alevi” hakları da AKP’nin “saplama dost” alanına girmekte..
Gerisi maalesef laf-ü güzaftır..
Günay, Üskül, Toptan ve benzerleri..
Tabii geçmişleri 1960’lara dayanan, katı Marksist gazeteciler..
Amma ne uyum, ne ahenk?
“Apo muhatap alınmalı” diyor aklıevvel laf cambazları..
Evet, alanlar oldu geçmişte.. Apo’yu dikkate alanlardan ekserisi şu anda toprağın altında yatıyor..
Apo turp gibi maşallah..

Dikkate alınacak, muhatab kabul edilecek Kürt bilginlerine kıran mı girdi?..
Niye onlar değil de Apo ve Allah tanımaz sosyalistler?
Şu son günlerde Deniz Baykal amcamız sükunetini muhafaza ediyor.. Şayet beğenmediği hadiseler olsaydı, durur muydu dersiniz?
Beğeniyor gidişatı.. AKP’nin defterini böyle böyle dürerler ancak.
Yarın Ergenekon davası suya kesince göreceksiniz sureti şahaneleri..
Bu gün kimler YAŞ’a oturacak, kimler amuda kalkacaklar, göreceğiz..
Sağ/sol diye bir şeyin olduğunu ben kabullenemiyorum..
Sadece inanan ve inanmayanlar var.. Baksanıza, yıllarımız aburla/cuburla geçti, bir türlü demokrasiyi-hukuku yakalayamadık..
=================
Maymunca bir taktiktir birleştirirken bölmek
Zannımca buna derler işte/kör yola ölmek/
Garib haller dönüyor garibanlar adına
Devlet kılavuzları: tava-tas, çanak-çömlek

Abdurrahim Karakoç
VAKİT
 
Geri
Üst