TraFoo
Banned
- Katılım
- 3 Ağu 2009
- Mesajlar
- 2,032
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Demokrasiye Van tuzağı
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın Van’da uğradığı yumurtalı taşlı saldırının rengi giderek değişiyor. İlk anda Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) yaptırdığı izlenimine kapılanlar; bu partinin açıklamasından sonra işin içinde iş olduğunu düşünmeye başladılar.
Van’ı iyi tanıyan birisi olarak ben de konuyu soruşturdum. Önce BDP Van İl Başkanı Cüneyt Caniş ile konuştum. Cüneyt Caniş, bu saldırının kendileri ile ilgisinin olmadığını kesin bir dille söyledi ve şunları ekledi: ‘Biz bir protesto yapsak, bunu gizlenmeden, kendi bayrak ve flamalarımızla ve demokratik biçimde yapardık. Benim böyle bir işten haberim yoktu. Acaba bazı küçük gruplar bizden habersiz bir eylem mi düzenlediler diye bir kaç kez araştırdık. Hayır; bizim arkadaşlarımızın bu işle bir ilgisi yoktu. Belediye Başkanımız Bekir Kaya ile de konuştum. Onun da bu taşlı-yumurtalı saldırıdan haberi yoktu. Yani; bu olayın BDP ile ilgisi yok. Bizim böyle gizli saklı davranmadığımızı da zaten kamuoyu bilir. Biz başka partilerin demokratik çalışmalarını demokrasinin bir gereği görürüz, neden engel olalım ki…’
İşi BDP’yle ilgisinin olmadığı zaten ilk anda CHP Lideri Deniz Baykal tarafından yapılan açıklamada da dile getirilmişti. Sayın Baykal; açıkça AKP Van Milletvekili Hüseyin Çelik’i işaret etmişti. CHP Lideri; AKP’nin, CHP’ye tuzak kurduğunu söylemişti.
İşin daha vahim yanı da; polisin AKP tarafından tuzak işinde kullanıldığı yolundaki değerlendirme. CHP Lideri Baykal, Van polisinin; kendilerine; ‘Salona gitmek için otobüsten inin, yürüyün, o sokağa otobüs giremez!’ dediğini belirtip ekliyor. ‘Bir de baktık ki protestocular orada kutu kutu yumurtalarla bizi bekliyorlar. Van polisinin sözüne uyup da otobüsten insek; bu protestoculara yem olacağız.’
İşte burası gerçekten de çok düşündürücü… Bu ülkenin polisi; bu ülkenin ana muhalefet partisi liderini; protestocuların önüne av olarak atmak istiyor. O sokağı temizlemeden CHP Lideri’ni otobüsten inmeye davet eden polisin tavrını iyi niyetli görmek mümkün müdür?
Peki Van’daki polis, kendi başına böyle bir oyun kurabilir mi? O da mümkün değil. Öyleyse CHP Lideri’ne bir protesto tuzağı kurulduğu, bunun da yukarıdan yönlendirildiği düşünülebilir.
CHP Lideri Baykal; dünkü grup konuşmasında konuyu biraz daha net hale getirdi. Yumurtacıların fotoğraflarını basına göstererek bunlardan bazılarının AKP Van il yöneticileri olduğunu söyledi.
Eğer Van’daki olay bazı insanların bir anda ortaya çıkan tepkileri olarak kabul edilse; bu kadar büyütülmesine gerek yoktur. Lakin; var olan ipuçları; Van’da, bir siyasi partinin başka bir siyasi partiye tuzak kurduğunu gösteriyor. Bu tuzak, halkın tepkisi gibi gösterilmek isteniyor. İşin içine ildeki polis de dolaylı olarak sokuluyor.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN ÖZÜ
Bu tuzağın AKP işi olabileceğini kanıtlayan en kuvvetli şüphelerden birisini de Başbakan Erdoğan’ın o malum sözü gösteriyor. Sayın Erdoğan ikide bir ‘Muhalefet, Sivas’tan öteye geçemiyor!’ diye kükremedi mi?
Şimdi; muhalefet, Sivas’tan öteye gidiyor; her yerde gözüküyor. Böylece AKP’nin iddiasını fos çıkartıyor. Bu gelişme; Doğu ve Güneydoğu’da oyu azalan AKP için yeni bir tehdit oluşturuyor. İşte; bölgede yeni bir gerginlik yaratmak ve muhalefet partilerini buralara giremez hale getirmek; iktidarın işine yaramaktadır.
Bu yüzden AKP, kendisini gizleyerek, CHP’ye karşı bir saldırı düzenlemiştir. Yani Van’da demokrasiye bir komplo kurulmuştur. Bu komplo; ıslak imzalı belgelerde anlatılan hayali bir komplo değil, gerçekleşmiş bir komplo. Bizim baştan beri sözünü ettiğimiz iktidarın yürüttüğü siyasi darbe olgusu da bu tuzakla daha net hale gelmiştir.
Şimdi bu komployu açığa çıkartacak bir soruşturmaya ihtiyaç var. Ama ne mümkün? Hükümet; yargıyı öyle baskı altına aldı ki; savcılar, AKP’nin işine gelmeyecek bir şey yapsalar; derhal Ergenekoncu ilan edilip susturulurlar.
AKP yönetimi; işte anayasa değişikliğini bu tür siyasi komploları güvence altına almak için planladı. Bunun için de hakimleri ve savcıları daha sıkı kontrol edebileceği bir değişiklik yapıyor. Yine; yapacağı siyasi darbenin anayasa mahkemesinde hesabının sorulmaması için orayı da kendi adamlarının çoğunlukta olduğu siyasi bir kulübe çevirmeye uğraşıyor. Siyasetin, yargıyı kontrol etmesinin ne anlama geleceğini anlamayanlara Van komplosunu gösteriyorum. Yapılacak anayasa değişikliği, demokrasiye doğru değil diktatörlüğe doğru gidişin yolunu açacaktır.
RIZA ZELYUT YAZDI
emokrasiye Van tuzağı - İlk Kurşun Gazetesi
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın Van’da uğradığı yumurtalı taşlı saldırının rengi giderek değişiyor. İlk anda Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) yaptırdığı izlenimine kapılanlar; bu partinin açıklamasından sonra işin içinde iş olduğunu düşünmeye başladılar.
Van’ı iyi tanıyan birisi olarak ben de konuyu soruşturdum. Önce BDP Van İl Başkanı Cüneyt Caniş ile konuştum. Cüneyt Caniş, bu saldırının kendileri ile ilgisinin olmadığını kesin bir dille söyledi ve şunları ekledi: ‘Biz bir protesto yapsak, bunu gizlenmeden, kendi bayrak ve flamalarımızla ve demokratik biçimde yapardık. Benim böyle bir işten haberim yoktu. Acaba bazı küçük gruplar bizden habersiz bir eylem mi düzenlediler diye bir kaç kez araştırdık. Hayır; bizim arkadaşlarımızın bu işle bir ilgisi yoktu. Belediye Başkanımız Bekir Kaya ile de konuştum. Onun da bu taşlı-yumurtalı saldırıdan haberi yoktu. Yani; bu olayın BDP ile ilgisi yok. Bizim böyle gizli saklı davranmadığımızı da zaten kamuoyu bilir. Biz başka partilerin demokratik çalışmalarını demokrasinin bir gereği görürüz, neden engel olalım ki…’
İşi BDP’yle ilgisinin olmadığı zaten ilk anda CHP Lideri Deniz Baykal tarafından yapılan açıklamada da dile getirilmişti. Sayın Baykal; açıkça AKP Van Milletvekili Hüseyin Çelik’i işaret etmişti. CHP Lideri; AKP’nin, CHP’ye tuzak kurduğunu söylemişti.
İşin daha vahim yanı da; polisin AKP tarafından tuzak işinde kullanıldığı yolundaki değerlendirme. CHP Lideri Baykal, Van polisinin; kendilerine; ‘Salona gitmek için otobüsten inin, yürüyün, o sokağa otobüs giremez!’ dediğini belirtip ekliyor. ‘Bir de baktık ki protestocular orada kutu kutu yumurtalarla bizi bekliyorlar. Van polisinin sözüne uyup da otobüsten insek; bu protestoculara yem olacağız.’
İşte burası gerçekten de çok düşündürücü… Bu ülkenin polisi; bu ülkenin ana muhalefet partisi liderini; protestocuların önüne av olarak atmak istiyor. O sokağı temizlemeden CHP Lideri’ni otobüsten inmeye davet eden polisin tavrını iyi niyetli görmek mümkün müdür?
Peki Van’daki polis, kendi başına böyle bir oyun kurabilir mi? O da mümkün değil. Öyleyse CHP Lideri’ne bir protesto tuzağı kurulduğu, bunun da yukarıdan yönlendirildiği düşünülebilir.
CHP Lideri Baykal; dünkü grup konuşmasında konuyu biraz daha net hale getirdi. Yumurtacıların fotoğraflarını basına göstererek bunlardan bazılarının AKP Van il yöneticileri olduğunu söyledi.
Eğer Van’daki olay bazı insanların bir anda ortaya çıkan tepkileri olarak kabul edilse; bu kadar büyütülmesine gerek yoktur. Lakin; var olan ipuçları; Van’da, bir siyasi partinin başka bir siyasi partiye tuzak kurduğunu gösteriyor. Bu tuzak, halkın tepkisi gibi gösterilmek isteniyor. İşin içine ildeki polis de dolaylı olarak sokuluyor.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN ÖZÜ
Bu tuzağın AKP işi olabileceğini kanıtlayan en kuvvetli şüphelerden birisini de Başbakan Erdoğan’ın o malum sözü gösteriyor. Sayın Erdoğan ikide bir ‘Muhalefet, Sivas’tan öteye geçemiyor!’ diye kükremedi mi?
Şimdi; muhalefet, Sivas’tan öteye gidiyor; her yerde gözüküyor. Böylece AKP’nin iddiasını fos çıkartıyor. Bu gelişme; Doğu ve Güneydoğu’da oyu azalan AKP için yeni bir tehdit oluşturuyor. İşte; bölgede yeni bir gerginlik yaratmak ve muhalefet partilerini buralara giremez hale getirmek; iktidarın işine yaramaktadır.
Bu yüzden AKP, kendisini gizleyerek, CHP’ye karşı bir saldırı düzenlemiştir. Yani Van’da demokrasiye bir komplo kurulmuştur. Bu komplo; ıslak imzalı belgelerde anlatılan hayali bir komplo değil, gerçekleşmiş bir komplo. Bizim baştan beri sözünü ettiğimiz iktidarın yürüttüğü siyasi darbe olgusu da bu tuzakla daha net hale gelmiştir.
Şimdi bu komployu açığa çıkartacak bir soruşturmaya ihtiyaç var. Ama ne mümkün? Hükümet; yargıyı öyle baskı altına aldı ki; savcılar, AKP’nin işine gelmeyecek bir şey yapsalar; derhal Ergenekoncu ilan edilip susturulurlar.
AKP yönetimi; işte anayasa değişikliğini bu tür siyasi komploları güvence altına almak için planladı. Bunun için de hakimleri ve savcıları daha sıkı kontrol edebileceği bir değişiklik yapıyor. Yine; yapacağı siyasi darbenin anayasa mahkemesinde hesabının sorulmaması için orayı da kendi adamlarının çoğunlukta olduğu siyasi bir kulübe çevirmeye uğraşıyor. Siyasetin, yargıyı kontrol etmesinin ne anlama geleceğini anlamayanlara Van komplosunu gösteriyorum. Yapılacak anayasa değişikliği, demokrasiye doğru değil diktatörlüğe doğru gidişin yolunu açacaktır.
RIZA ZELYUT YAZDI
emokrasiye Van tuzağı - İlk Kurşun Gazetesi