''Demek Çölaşan para için susuyormuş''

g.haneli

Banned
Katılım
4 Eki 2007
Mesajlar
388
Reaction score
0
Puanları
0
Çölaşan Hürriyet’ten ayrılış öyküsünü anlatıyor. Ali Atıf Bir Mynet sitesindeki köşesinde Çölaşan'ın itiraflarından bir iş ahlakı dersi çıkarıyor. İşte o yazı:

***

Akşam Emin Çölaşan’ın piyasaya çıkacak “Kovulduk Ey Halkım Unutma Bizi” isimli yeni kitabını tefrika etmeye başladı.

Bu kitapta Çölaşan Hürriyet’ten ayrılış öyküsünü anlatıyor. Anlatırken de kendisine özel ortamlarda verilmiş şirket bilgilerini deşifre ediyor, bu yolla da “kazanç” elde etmeye devam ediyor.

Eğer Emin Çölaşan Hürriyet’te çalışıyor olsaydı biz bu bilgilerin hiçbirini bilmeyecektik. Demek ki Emin Çölaşan maaş karşılığı susuyormuş.. Bu bir.

İki..

Gazete çıkarmak artık bir “business” yani iş..

Gazete yöneticileri de artık gazeteci değil “businessman” yani iş adamı..

Bu nedenle de gazete çalışanları ile gazete yönetimi arasında paylaşılan sözlü ve sözsüz bilgiler de “iş sırrı”..

Gazeteciliğin “ulvi” amaçları olsa da, herhangi bir gazetenin “zarar” ederek hayatını sürdürmesi mümkün değil. Gazete sahibi kazanmadığı sürece gazetenin ayakta kalabilmesi, gazetenin de “editoryal anlamda” bağımsızlığını sürdürülebilmesi mümkün değil..

Bu nedenle de gazete sahibinin (ya da genel yayın yönetmeninin) gazete karlılığını koruyacak, gazetenin geleceğine yön verecek önlemleri alması kadar doğal bir şey yok..

Herhangi bir köşe yazarıyla yol ayrımına gelmek de bu önlemlerin içinde bir şey..

Köşe yazarı’nın görüşleri gazetenin “vizyon ve misyonuna” uygun düşmüyorsa, köşe yazarının gazetenin toplam imajına ve satışına gerçekten katkısı yoksa, köşe yazarının varlığı gazetenin geleceğini tehdit ediyorsa gazete yönetimi köşe yazarı ile yollarını ayırma hakkına sahiptir.

Bu “yol ayrımı” köşe yazarına ya da gazete çalışanına sadece gazete çalışanı olarak elde edebileceği bilgileri açıklama hakkı vermez.

Açıkladığı şeyler “perde arkası” bilgiler olarak “kamu yararına” gibi görünse de vermez. Bakınız gazetecilik artık bir “business” yani “iş”tir maddesi..

Gazete köşe yazarıyla ilişkisini artık “rekabetçi avantaj” olarak görmeyebilir, kısa sürede görse de uzun süre de bu avantajın “sürdürülebilir” olmadığını düşünebilir. Hepsi bu.

Bu nedenle eğer “business” (iş) bilgileri açıklanırsa açıklayan iş ahlaksızlığı yapmış olur, bu bilgiler basan da yayan da bu iş ahlaksızlığa ortak olur.

Benim yedi yıl aralıksız yazdığım Hürriyet’ten kovulmam daha büyük “haksızlık” içeren bir öyküdür. Ama ayrıntılarını anlatmayı iş ahlakıma uygun bulmuyorum..

Elime sevgilimin porno kasedini geçirmişim. Birlikte olduğun sürece kasedi elimde tutuyorum. Ama sevgilim beni terk edince kasedi intikam duygusuyla “youtube” a koyuyorum.

Hakkımda ne düşünürsünüz?

Emin Çölaşan’ın Aydın Doğan’a ya da Ertuğrul Özkök’e yaptığının Gökhan Demirkol’un Gamze Özçelik’e yaptığından farkı ne?
 
Çok haklısın da keşke her şeye böyle objektif yaklaşabilseniz.Yada şöyle düşünelim.Bu ülkede birileri T.C'nin yıkılması gerektigini ve o an gelinceye kadar,bu niyetin ortaya konmaması ve bu süreçte takiyye yapılması gerektigini belgeleriyle ispatlanmıştı,Bugünkü Başbakanında,Cumhurbaşkanınında takiyye olayını destekler biçimde çelişkili beyanlarına ragmen böyle bir ideoloji takiyeyle %47 oy alırken ve sizinde o ideolojinin bir taraftarı oldugunuz yazılarınızdanda anlaşılırken,Karşınızdaki bir başka kişininde sizin ideolojinize karşı takiyye yapma hakkını nasıl ayıplarsınız?
 
Geri
Üst