Deccal

Aysar

New member
Swat_TR' Alıntı:
Burda bile geyik yapabiliyorsun ya helal olsun sana...
bi zahmet o zaman islam bölümünde islami paylasalim o zaman .. yoksa bazi fantezi,dede anlat kitabindan alintilar eklemeyelim veya ruhani platforma tasimayalim islami ...
 

DeRSaaDeT

Islambol
Aysar' Alıntı:
bi zahmet o zaman islam bölümünde islami paylasalim o zaman .. yoksa bazi fantezi,dede anlat kitabindan alintilar eklemeyelim veya ruhani platforma tasimayalim islami ...
bizde islamı konuşuyoruz zaten bölüm kurallarımız da bellidir...
artık hiç bir şekilde tartışma olmamalı bu bölümde kurallar belli yönetim methodu belli ve islamda bellidir.
 

BladeX

New member
Deccal i efsun sanan arkadaş birazcık hadis kitaplarını karıştırsa görür masaldan bahsedilmediğini ya..neyse.. benim sorum var? şimdi bu deccalin insan mı yoksa bir ideoloji mi olduğuyla ilgili net bir hadis var mı?
 

Aysar

New member
deccalin oglu ... michael jackson olabilir :):)

evet ne yazik ki hadis okumaktan kuran okuyamadik ...
 

BladeX

New member
Deccal esas manada hayır ile şerri eğri ile doğruyu karıştıran her şeydir deniyor. öyle ki onun (insan ya da fikir) girdiği her ortamda düşünceler bulanıklaşır.. iman parlaklığını netliğini bizim gözümüzde azaltır. yani hak ile batıl aynı meclisin parçaları gibi olur.. bir kalpte iman diğer kalpte inkar varken Deccal çağında iman ile inkar tohumları aynı anda kalbin içinde yer alırlar.. şimdi elimizi vicdanımıza koyalım.. eleştiri olsun diye demiyorum ama bi gerçeği söylüyorum. bana göre hackhell de hem adault hem de islam alt forumu birlikte bulunması Deccaliyet alametidir..
 

Makarlam

New member
Mesih Deccalin Çıkış Alameti: Ahir Zamandaki Büyük Kuraklık - TÜRKÇE



Karbondioksit oranı artıyor, okyanuslar ısınıyor, buzullar eriyor, deniz seviyesi yükseliyor, orman yangınları artıyor, buzul tabakaları parçalanıyor, göller küçülüyor, kurak dönemler uzuyor, ırmaklar kuruyor. Buzullar, eskiye oranla, altı kat hızla okyanuslara kayıyor. Kış sıcaklıkları artıyor, ilkbahar erken geliyor, sonhabar gecikiyor, bitkiler erken çiçek açıyor, göç dönemleri değişiyor, yaşama alanları farklılaşıyor,kıyı şeritleri erozyona uğruyor, mercan resifleri ağarıyor, kar yığınları azalıyor, bulut ormanları kuruyor, hastalıklar yayılıyor, yüksek enlemlerde sıcaklık artıyor. Dünyaya neler oluyor?

Herkes iklim değişikliklerini konuşuyor, medyada hemen her gün bu konuda haberler, araştırmalar yer alıyor. Ancak tüm bu olaylarla ilgili olarak insanların büyük bir çoğunluğunun henüz haberlerinin dahi olmadığı çok daha büyük bir olay var: Ahir zamanda Mesih Deccal'in çıkışı.

Peygamber Efendimiz (sav), ahir zamanda gelecek olan Mesih Deccal'in çıkış alameti olarak, Deccal'in ortaya çıkacağı dönemde yaşanacak büyük bir kuraklığı haber vermiştir.

Bilindiği gibi, başta Hz. Mehdi'nin çıkışının alametleri olmak üzere, ahir zamanda meydana geleceği haber verilen pek çok alamet günümüzde peşi sıra gerçekleşmektedir. İklim değişikliği ve büyük kuraklık başlangıcının da, Peygamberimiz (sav)'in aynı dönemde çıkacağını haber verdiği Deccal'in alametlerinden olan kuraklık olması ihtimali çok yüksektir. En doğrusunu Allah bilir.

Video Indir

http://hotfile.com/dl/11010860/3716c7a/mesih_deccalin_cikis_alameti__ahir_zamandaki_buyuk_kuraklik_tr.zip.html
Alternativ link
http://uploading.com/files/ZJ7LD95J/mesih_deccalin_cikis_alameti__ahir_zaman...zip.html
 

GemaR

Banned
SeL GİBİ KAN AKITMAK İSTEYEN DECCAL

HZ. MEHDİ (A.S.), SEL GİBİ KAN AKITMAK İSTEYEN DECCAL TARAFTARLARININ OYUNUNU BOZACAKTIR


Dünyada samimi dindarların dışında, yanlış yönlendirilebilen veya dini yanlış inançlar içinde yaşayan insanlar da bulunmaktadır. Tüm dünyaya dinsizlik, katliam, savaş ve zulüm getirmeyi hedeflemiş olan masonlar, kirli oyunlarını bu kişiler üzerinde oynayarak ve onların aralarında fesat ve ayrılık çıkararak amaçlarına ulaşma hedefindedirler. Bu sebeple masonlar, bir kısım Müslümanları, bir kısım Musevileri ve bir kısım evanjelik Hıristiyanları etkileri altına almış, her birini aynı kirli hedefe yöneltmişlerdir.

Bu telkine uyan bazı Müslümanlar, masonların yönlendirmesiyle Hz. Mehdi (a.s.)’ın ortaya çıkışı ile sel gibi kan akıtılacağını, insanların doğranacağını, akan kanın atların karnına kadar ulaşacağını iddia edebilmektedirler. Bazı evanjelik Hıristiyanlar ise, yine masonik odakların yönlendirmesiyle, Hz. Mehdi (a.s.)’ın gelişi ile birlikte dünya nüfusunun 1/3’ünün katledileceğini, tam 2 milyar 335 milyon insanın yok edileceği büyük bir katliamı beklemektedirler. Bir kısım Museviler ise, yine aynı dönemde, hem Hıristiyanların hem de Müslümanların arasından milyonlarca insanın katledileceği inancındadırlar.

YANLIŞ YÖNLENDİRİLEN BU İNSANLARIN TAMAMININ HEDEFİ KAN DÖKMEKTİR. Masonlar, kendi planlarını kusursuzca uygulamış, söz konusu kişileri kendilerine taraftar haline getirmiştir. HEPSİNİN YÖNETİCİSİ MASONLARDIR.

Şu anda masonlar ve bu fikrin savunucusu olan bir kısım Müslüman, Hıristiyan ve Museviler tek bir görüşte birleşmişlerdir. DÖRTLÜ İTTİFAK içinde yer alan bu kişiler KAN DÖKMENİN PLANLARINI YAPIYORLAR. Çok sayıda evanjelik mason, Müslüman mason ve Musevi mason bu fikri ve bu fikrin savunucularını destekliyorlar. Ve oynanan bu oyunda yalnızca tek bir amaç var: IRMAK GİBİ KAN AKITMAK.

Ancak, Allah’ın izniyle, HZ. MEHDİ (A.S.) GELDİĞİNDE, BU OYUNU BOZACAKTIR. Masonların ve onların destekçisi haline getirilmiş olan bir kısım Müslüman, Hıristiyan ve Musevilerin kan ve vahşet beklentileri boşa çıkacaktır. GERÇEK MÜSLÜMANLAR, GERÇEK HIRİSTİYANLAR VE GERÇEK MUSEVİLER BARIŞ KONUSUNDA İTTİFAK EDECEK VE BİRLİKTE ALLAH’I YÜCELTECEKLERDİR. Hz. Mehdi (a.s.)’ın zuhur ettiği dönem, masonların beklentilerinin tam aksine, SEVGİ, BARIŞ, HUZUR, GÜVENLİK DÖNEMİ OLACAKTIR. Hz. Mehdi (a.s.) döneminde SAVAŞLAR, KATLİAMLAR SONA ERECEKTİR. SUÇ İŞLENMEYECEKTİR, CEZAEVLERİ BİLE BOŞALACAKTIR. Hz. Mehdi (a.s.) döneminde, TEK BİR KİŞİNİN BURNU BİLE KANAMAYACAKTIR. Hz Mehdi (a.s.), şefkati, sevgisi, adaleti, güzel ahlakı ile bütün dünyayı kardeşliğe, barış ve sevgiye yöneltecek, dünya barış ve bolluğun hüküm sürdüğü, insanların nimet ve huzur içinde yaşadığı ATIN ÇAĞ’a girecektir.

Cenab-ı Allah, her üç dinde de sevgiyi, barışı ve kardeşliği övmüş ve yüceltmiştir. Allah’ın tüm inananlara bir rahmet olarak haber verdiği Hz. Mehdi (a.s.) dönemini, bir katliam ve vahşet dönemi gibi göstermeye çalışan sapkın düşüncenin, masonların bir oyunu olduğu görmezden gelinmemelidir. Samimi olan her Müslüman, Hıristiyan ve Musevi, akılcı düşünmeli ve oynanan bu oyunun farkına varmalıdır. Hz. Mehdi (a.s.) dönemindeki huzur, sevgi, güven ve kardeşlik ortamı, Peygamberimiz (sav)’den rivayet edilen hadislerde açıkça haber verilmiştir:


İnsanlar, bal arılarının beyleri etrafında toplanması gibi, Hz. Mehdi (as)'nin çevresinde toplanırlar. (Hz. Mehdi (a.s.)) Daha önce zulümle dolu olan dünyayı, adaletle doldurur. Adaleti o denli olur ki, uykuda olan bir kimse dahi uyandırılmaz ve BİR DAMLA KAN BİLE AKITILMAZ. Dünya, adeta asrı saadet devrine geri döner. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 29 ve 48)

Hz. Mehdi (as), Peygamber (sav)’in yolunda gidecek, uyuyan kişiyi uyandırmayacak, KAN DA AKITILMAYACAKTIR. (Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, Kıyamet Alametleri, Pamuk Yayınları, Kıyamet Alametleri, s. 163)

(Hz. Mehdi (a.s.)) Zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak, NE DE BİR KİMSENİN BURNU KANAYACAKTIR. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 44)

Ona (Hz. Mehdi (as)'ye) biat edenler, (Kabe civarındaki) rükun ve makam arasında biat ederler. Uyuyanı uyandırmaz, ASLA KAN DÖKMEZLER. (El-Heytemî, El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 24)

Bu (Emir) de (Hz. Hz. Mehdi (a.s.)) insanlar yeryüzünü daha önce zulüm ile doldurdukları gibi YERYÜZÜNÜ ADALETLE DOLDURACAKTIR. (Sünen-i İbn-i Mace, 10/348)

Zulüm ve fıskla dolu olan DÜNYA, O (HZ. MEHDİ (A.S.)) GELDİKTEN SONRA ADALETLE DOLUP TAŞACAKTIR. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 20)

HZ. MEHDİ (A.S.)'NİN ZAMANINDA ADALET O KADAR BOL OLACAK Kİ, zorla alınan her mal sahibine geri iade edilecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)’NİN) ADALETİ HER YERİ KAPLAYACAK ve insanlar arasında Hz. Peygamberin sünnet-i seniyyesi ile muamele edecektir. Hatta birisinden, mala ihtiyacı olan kim varsa çağırmasını söyleyecek, o kişi emrini yerine getirdiğinde, sadece bir kişi gelecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 20)

Kıyametin kopması için zamanda sadece bir günden başka vakit kalmamış da olsa Allah benim Ehl-i Beyt'imden bir zatı (Hz. Mehdi (a.s.)'yi) gönderecek yeryüzü zulümle dolduğu gibi, O YERYÜZÜNÜ ADALETLE DOLDURACAK. (Sünen-i Ebu Davud, 5/92)

Hz. Mehdi (a.s.) bendendir, yeryüzü zulüm ve işkence ile dolduğu gibi, ONU DOĞRULUK VE ADALETLE DOLDURUR. (Süneni-i Ebu Davud, 5/93)

Kap su ile dolduğu gibi YERYÜZÜ BARIŞLA DOLACAKTIR. Hiçbir kimse arasında bir DÜŞMANLIK KALMAYACAKTIR. VE BÜTÜN DÜŞMANLIKLAR, BOĞUŞMALAR, HASETLEŞMELER MUHAKKAK KAYBOLUP GİDECEKTİR. (Sahih-i Müslim, 1/136)

... Cenab-ı Hak İslamı nasıl Bizimle başlatmışsa O'nunla (Hz. Mehdi (a.s.) ile) sona erdirecektir. Nasıl, Bizimle onlar aralarındaki ŞİRK VE ADAVETTEN (HUSUMET VE DÜŞMANLIKTAN) KURTULMUŞ VE KALPLERİNE ÜLFET (DOSTLUK) VE MUHABBET (SEVGİ) YERLEŞMİŞSE, (HZ. MEHDİ (A.S.) GELİŞİ İLE) YİNE ÖYLE OLACAKTIR. (Ahir Zaman Mehdisi'nin Alametleri, Celalettin Suyuti, s. 20)

... ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)) DÖNEMİNDE İYİ İNSANLARIN İYİLİĞİ ARTAR, KÖTÜLERE KARŞI BİLE İYİLİK YAPILIR. (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 17)



Alıntı...
Kaynak:
Selam ve Dua ile...
 

H.MEŞAL

Banned
Zedekiya mağarası Deccalin ofisidir!

Günümüzde önemli meselelerin Mescid-i Aksa olayları ile zuhur etmesinin sebeplerinden biriside Zedekiya mağarasının Siyonistler için önem arzeden mevcudiyetidir.

Süleyman mescidi, Hz. Süleyman’ın vefatının hemen ardından, deccali sistem olan masonluğun hakimiyeti altına girmiştir. Deccal, oraya yerleşerek, faaliyetlerini oradan yürüterek, Müslümanlara, Hıristiyanlara ve Musevilere ibadet imkanı vermemektedir. ALLAH’ın izniyle ahir zamanda, Hz. Mehdi ve Hz. İsa’nın ortaya çıkışı ile, Süleyman Mescidi deccalin elinden alınacak ve tekrar inşa edilecektir. Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Museviler, orada huzur içinde ve kardeşçe ibadetlerini yerine getirecek ve Altın Çağın gelişi ile tüm dünyada barış, güvenlik ve huzur hakim olacaktır.

Mason Ayinlerinin Ana Merkezi: Süleyman Mescidinin Altındaki Zedekiya Mağarası

Süleyman mescidinin hemen altında bulunan Zedekiya mağarası, Süleyman mescidinin yapımı sırasında inşa edilmiştir. Mağaranın inşasını yapan kişi, kendisi de bir mason olan ve mescidin inşasında görev almış olan Hiram Abif’tir.

Hz. Süleyman’a mescidin inşası sırasında hizmet eden şeytanlar, masonlardır. Kuran’da ALLAH, Süleyman’a hizmet eden şeytanların birbirlerine sağlam kementlerle bağlanmış olduğunu bildirmektedir:

Böylece rüzgarı onun buyruğu altına verdik. Onun emriyle dilediği yöne yumuşakça eserdi.

Şeytanları da; her bina ustasını ve dalgıç olanı.

Ve (kötülük yapmamaları için) sağlam kementlerle birbirine bağlanmış diğerlerini. (Sad Suresi, 36-38)

Ayette belirtilen şeytanların sağlam kementlerle birbirine bağlanması, masonların masonik zincir ile birbirine bağlı olmalarına işaret etmektedir (Doğrusunu ALLAH bilir). Masonlar, o dönemde, ALLAH’ın dinini tebliğ eden Hz. Süleyman’ın yakınına kadar ulaşmışlar ve onu engellemeye çalışmışlardır. Fakat ALLAH’ın taraftarı olan Hz. Süleyman’ı yenememişler, onu engelleyememişlerdir.

Yaklaşık 2500 yıldan beri içinde masonik ayinlerin yapıldığı, masonluğun ana merkezi olan bu mağaranın varlığı, ısrarla ve özenle gizli tutulmaktadır. Halka açık olan kısmı yalnızca mağaranın dış kısmıdır. Ayinlerin gerçekleştirildiği yer olan iç kısımlar 2500 yıldır insanlardan gizli tutulmuştur.

İsrailli masonların başı Matti Shelon, söz konusu mağaranın masonlar için konumunu şu şekilde özetlemektedir:

Bu mağaranın bizim için, Mekke, Medine, Kudüs ve Ağlama duvarının bir araya getirilmiş hali olduğunu söyleyebilirsiniz. Dünyanın her yerindeki masonlar için burası, masonluğun beşiğidir. [Thomas L. Friedman, “Quarrying History in Jerusalem, New York Times, 1 Aralık 1985; Quarrying History in Jerusalem]

Her türlü şeytani ritüelin gerçekleştirildiği söz konusu mason locası, SÜLEYMAN MESCİDİNİN İNŞASINDAN BERİ, 2500 YILDIR FAALİYETTEDİR VE DÜNYAYA YÖNELİK TÜM ŞEYTANİ PLANLAR BURADA KARARLAŞTIRILMAKTADIR.

Zedekiya mağarasında yahudiler



Mescid-i Aksa görünümü


Süleyman mabedinin inşaası için sembolik figür



Zedekiya mağarasından bir görüntü


Siyonist yahudilerin hedefi olan Büyük İSRAİL projesi dahilinde mesihlerinin zuhurunu hızlandırmak için Süleyman mabedinin inşa edilmesi gerekiyor ve maalesef Mescid-i El Aksa'nın yıkılması şartı söz konusudur. Bu yüzden ümmet olarak yaşanan gelişmeleri çok iyi bilmeli ve bu ifsadlara engel olmak için tepkilerimizi şuurlu yapmalıyız inşaallah.
Ves'selam

Kaynak
 

GemaR

Banned
Mescid Aksa kıyamete dek yıkılmayacaktır.Gönlünüzü ferah tutun...
Bunları daha önce okumuştum...
 

srcndrk

New member
Yahudiler kimdir? Niçin böyledirler? Bu durum kendilerine ne sağlıyor? Bütün bunları araştırırken, gerçekten bilmediğim çok şey öğrendim.

Öğrendiklerimi ise benim gibi çok şeyi bilmeyenlerle paylaşmak istedim. Mesela Amerika’nın keşifi Kristof Kolomb’un bir Yahudi olduğunu öğrendim. Her ne kadar Kolomb Amerika’yı ilk keşfeden olmasa da arkasındaki gücün onu kaşif olarak lanse ettiği ve Amerika’ya gidişin bir keşiften ziyade İspanya da sıkışan Yahudilere yeni yerler bulmak ve Mesih’in Dünya’ya dönüş kehanetlerinden biri olan Yahudilerin dünya’ya yayılımını gerçekleştirmek olduğunu öğrendim.

Yahudilerin M.S 70 yılında Roma İmparatorluğu tarafından Filistin’den sürüldüğü, sürgünle yetinmeyen Roma’nın Süleyman tapınağını da yerle bir ederek Yahudi inancına da büyük bir darbe vurduğunu öğrendim.

Hz. Süleyman tarafından yapılan Süleymaniye tapınağının yerinde Filistin’in İslam’ın emrine girmesiyle, yerine Mescid-i Aksa ve Kübbet-üs Sahra yapılmıştır. Yahudiler ise av ayının 9. günü tapınağın yıkılış günü olması münasebetiyle yas tutup bir gün oruç tutmaktadır.

Yahudilerin yıllarca süren idealleri arasında İsrail devletini kurmak, Kudüs’ü başkent yapmak ve Süleyman tapınağını inşa etmek yatar. Bu ideallerini gerçekleştirmek isteyen bu millet birçok kuruluş oluşturarak hedeflerine bir bir yaklaşmaktadır.

İsterseniz bunlara geçmeden önce Yahudi milleti hakkında kısa bir bilgi edinelim. Nereden nereye gittiklerini öğrenelim. Yahudilik anneden geçen bir genetiklik üzerine kurulmuştur. Baba Yahudi, anne değilse çocuklara Yahudi denmez. Tevrat’a inanan bu topluluk zamanla seküler bir hal alıp, inanç dışı davranmaya başlamıştır. Her zaman zulüm gördüklerini iddia etmelerine rağmen her mezalimin arkasında olmuşlardır. Yahudiler, Mesih’in gelmesiyle birlikte dünya hakimiyetini kuracaklarına inanır ve kendilerini seçilmiş halk olarak gören bir millettir.

Yahudilerin şimdiki anlayışı bile “en iyi Filistinli, ölü Filistinli” anlayışıdır. Zira geçmişte de 30 milyon Kızılderili’nin yaşadığı ABD’de, sadece 2 milyon Kızılderili’nin kalmasının müsebbibi de Yahudi Kolomb’dur.

Yahudiler, İbranice de gelenek anlamına gelen Kabalacı anlayışına hakimdir. Kabalacıların amacı ise Mesih’i dünyaya döndürmektir. Mesih’in gelmesi için Yahudilerin önceliği tüm dünyaya yayılmaktır. Bu nedenledir ki İspanya’ya yerleşen Yahudilerin durumlarının çok iyi olması ve rahat yaşamları provoke edilerek, sürdürülmelerine neden olmuştur. Yahudilerin para hırsı fazladır. Ayrıca dünyada ilk köle ticaretini başlatan Kolomb olmuştur. ABD’ye ilk yerleşenlerde İspanyol ve Portekiz Yahudileri olmuştur.
Yahudiler kendileri için büyük tehlike arz eden Katolik dininin baskısından kurtulmak için 1524 yılında Martin Luther’e Protestanlığı kurdurtan Kabalacı Johannes Reuchlin’dir. Bu mezhebin kurulmasıyla Yahudiliğin önü açılmıştır.

Yahudiler, tek bir din mensubu olan Avrupa da Protestan mezhebinin kurulması ve Calvinin de desteğiyle 30 yıl süren din savaşlarını yaşamış, nüfusunun üçte birini savaşlarda kaybetmiştir.

Protestan (evanjelikler) ile Yahudi dostluğu 16. yüzyıla Protestanlığın kuruluşuna dayanmaktadır. Yahudiler İspanya sürgününde guruplar halinde Hollanda’ya yerleşerek Amsterdam’ı dünyanın en zengin şehri yapmıştır.
Bilahare Yahudiler, İngiltere de iktidara gelen Protestan puritinler sayesinde girmeleri yasak olan İngiltere’ye de girerek, dünyaya dağılma işlemlerini tamamlamışlardır.

Dünyada kapitalizmin doğuşu da Protestanlığın ahlaki alt yapıyı oluşturmasıyla, faizin meşrulaştırılması ile bankacılık ve tefecilik oluşur. Bütün dinlerde faiz haram sayılırken, Yahudilik ve onun oluşturduğu Protestanlık mezhebinde serbesttir.

Ticarette dahası para kazanma da her şeyi mübah sayan Yahudiler o dönemde kurdukları East India Company şirketiyle uyuşturucu ticareti yaparken, daha çok para kazanmak için insanları uyuşturucuya da alıştırıyordu.

Puritinlerin bir kolu Hollanda’ya yerleşirken, diğer bir kolu ABD’ye geçip Kolomb’u zamanında gelen Yahudilerle birleşip koloniler oluşturma uğruna vaat edilmiş toprakları kendilerinden gasp eden Kenan halkı diye tanımladıkları Kızılderililerin soykırımını gerçekleştirirler ki, buna da gerekçe olarak Tevrat ayetlerini gösterirler. Bugünkü Amerika geleneğindeki vahşet olayı da oradan gelmektedir.

Yahudiler ırkçı bir millettir. Bu ırkçılık Protestanlığın kuruluşuyla yayılmış bugünkü Amerika ve İngiliz ırkçılığının temelini oluşturmuştur.

Irkçılık dünyaya öylesine yayıldı ki, en iyi ırk beyazlar, ikincisi sarı ırk, üçüncüsü ise siyahlar şeklinde sıralamaya bile tabi tutulmuştur. Irkçılığın bir diğer özelliği ise Yahudilerin her daim uyguladığı arı ırktır ki, bilahare Almanya’da Hitler nazizmine kadar uzanıp örnek teşkil etmiştir.

Emperyalizmin doğuşu Yahudilerin Mesih yoluyla dünyaya hakimiyet fikri sonucudur. Başta ABD olmak üzere diğer emperyalistler hep bu fikirden etkilenmiştir.

Her zaman Yahudiler kendilerini diğer milletlerden üstün görür. Yahudiler, kendilerini seçilmiş halk olarak gördükleri için Hıristiyan ve Müslümanlarla eşit haklara sahip olduklarını kabul etmezler.

Yahudilerin, başta ifade ettiğim gibi emellerine ulaşma uğruna bir kısmı örgütlenmeye gitmiş, bazı olayları aleni yaparken, bir kısmı da gizlilik içinde yürütmeyi uygun bulmuştur. Kamuoyuna takdimde de farklı yöntemler uygulamıştır.

Bu örgütlerden biri de Tapınakçılardır. Tapınakçılar Masonlar gibi mistik bir kökenin yanında üyelerinin ekonomik çıkarlarına hizmet eden bir örgüttür. I.Haçlı seferinde kurulan örgütün liderlerine üstat, en büyüklerine de büyük üstat denmektedir.

Gizli ayinleri olan yapılanları üyelerinin dışında bilen bulunmamaktadır. Ancak 1300 yıllarında Fransa tarafından sorgulanmalarında şeytana taptıkları, homoseksüel ilişkiler içinde oldukları kendi itiraflarında yer almıştır.

Tapınakçılar, kilisenin gücünü ortadan kaldırıp zenginlik ve güç elde etmektir. Yani amaçları Yahudilerle aynıdır.

Dönemim Avrupa’sında yasaklamasına rağmen halen oluşumlarını devam ettirmekteler.
Masonluk ise Ortaçağ da İngiltere’deki duvarcı ustalarının loncalarının uzantısıdır. Karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma amaçlı kurulduğu söylenmektedir.

Tüm söylemlere rağmen gizli olması, üyelerin büyük yemin etmeleri sonucu açıklama yapmamaları, zihinlerde sorular oluşturmaktadır. Masonluk, Süleyman tapınağının inşasını üstlenmiş Hiran Abiffi ile ilk büyük üstat Tevrat’ta anlatılan tüm olayları ve sembolleri kullanması da manidardır. Yapılara bakıldığında Masonluk, tapınakçılığın devamıdır.

Masonluk kendini ilk defa 1717 yılında Londra’da duyurmuştur. Bilahare dünyaya yayılmıştır. İngiltere de ortaya çıkış nedeni ise Papalığın tapınakçılığı, Hıristiyanlıktan sapma olduğu için yasaklaması sonucu, onlarında İngiltere’de köylüleri ayaklandırarak, Katolik kiliseleri yağmalatması sonucu kendini güvende hisseden Masonlar kendilerini duyurmuşlardır.

Dini otoriteye karşı her hareketin altından 14. yüzyıldan itibaren kabalacı ve tapınakçılar çıkmaktadır.

Kur’an yeryüzünde dirlik ve düzeni bozan 9 kişiden bahsetmektedir. Tapınakçıların kuruluşuna bakıldığında 9 kişiyle kurulduğu görülür.

Tapınakçılığın devamı olan masonluktaki Hiram olayı ise Süleymaniye tapınağında çalışan, masonluğun başlangıcı olan işçi localarını kuran, Hz. Süleyman’ın sırlarının bir kısmını bilen ancak diğer işçilere öğretmediği için 3 işçi tarafından öldürülen bir şeytan olduğu rivayet edilmektedir. Hz. Süleyman’ın emrine Allah’ın rüzgarı, cinleri ve şeytanları da verdiği belirtilmektedir.

Masonlar tanrı yerine “ Kainatın ulu mimarı” ifadesini kullanır ki, bu ismin ise Jahbulon olduğu Babil esaretinden kurtulan Yahudilerin harabe halindeki Süleyman tapınağının inşası için yaptıkları, kazıda tapınakta buldukları mezar üzerinde İbrani tanrısı isminin Jahbulon olduğuna dair yazı buldukları ifadesidir.

Hümanizm akımının Yahudi kökenli olmasının nedeni Tapınakçı ve Kabala etkisinin Rönesans ve Reform hareketlerini etkileyen Hümanizm akımında da rol oynamış olmasıdır.

Kabala gizli bilimlerden yararlanma olarak tanımlanırken Masonluk ise insanı ilahlaştırmıştır. Bu nedenle masonluğun bir tür insana tapınma dini olduğu söylenmektedir.
Tevrat’a sonradan eklenen sapıklığa göre Hz. Yakup sözde Allah’la güreşmiş ve yenmiştir. Bu nedenledir ki Hz. Yakup’un soyundan gelen İsrailoğulları da haşa Allah’tan üstündür.

İngiltere’yi 1700’lü yıllarda tamamen Protestanlaştıran masonlar, Fransız devrimi ve ABD’nin bağımsızlığında da önemli role sahiptirler.

Masonlukta usta masonların yanında örgüte meraktan ve çıkar için girenlerde bulunmaktadır. Bunun için derecelendirme getirilerek Yahudi mistikliğine bağlı olan üst derecedeki masonlara alt derecedekiler hizmet için kullanılmakta olup, merak ve çıkar için gelenler üst dereceye yükseltilmemektedir.

ABD’nin masonlar tarafından kurulması Washington’un büyük üstatlardan olması, ABD’yi dünyanın ilk masonik cumhuriyeti olma unvanına kavuşturmuştur.

Katolikler ise masonlara karşı mücadele etmek için Kabalacı ve mason olan Kolomb’un şövalyeleri adıyla bir örgüt kurdularsa da iki örgütün çatışması sonucu Kolomb’un şövalyeleri bozguna uğrayarak dağılmıştır.

Sonuçta dünyada Katolikleri Vatikan’a sıkıştıran Masonlar 1903 yılında Vatikan’a da sızarak Katoliklerin Yahudilere bakışlarını değiştirmiştir.

Osmanlıyı çökertmek için masonların Sırplara verdiği destekle isyan başlatılır. Diğer tarafta ise Galata Bankerleri olan Yahudiler vasıtasıyla devlet kasası boşaltılır.

Öyle bir hücum ki para karşılığı toprak taleplerini geri çeviren Abdülhamit Han ise Jön Türklerle yapılan ittifakla tahtan indirilir.

Osmanlı devletini yıkan, Avrupa da dini otoriteyi ortadan kaldıran, Hıristiyanlığa sızarak kendi yörüngesine oturtan, Katoliklere Yahudilerin seçil ırk olduğunu kabul ettiren, Mısır lideri Nasır’ın ve İran lideri Pehlevi’nin birer mason olmasına rağmen İslam dininin özüne sızmayı asla gerçekleştirememiştir.

Yahudilikte İslamiyet ve Hıristiyanlıktaki gibi ahiret inancı yoktur. Bu sebeple dünyaya bağlılık vardır.

Bir mason olan Napolyon ise devrimden sonra Fransa’nın başına geçerek dünyadaki masonların önünü açmak onları güç sahibi yapmak için mücadele etmiştir. Napolyon’un hedeflerinden biride Filistin topraklarında bir Yahudi devleti kurmak yatmaktadır.

Yahudilerin dünyanın dört bir yanına dağılması, Avrupa’da önce Protestanlık bilahare aydınlatma ile Kabalacı ve Tapınakçıların kurduğu masonluk arasındaki bağların güçlendirilmesi olayları Mesih’in gelmesi planının bir kısmını gerçekleştirmiş oluyordu.

Yapılacak diğer iş ise Mesih planının en önemli kısmı olan vaat edilmiş topraklara dönülmesi idi. Zor tarafı ise vaat edilmiş toprakların İslam olan Osmanlı toprakları olmasıydı.

Yahudiler bu konuda da örgütlenerek amacı vaat edilmiş topraklara dönüş hareketi olan bu örgüte siyasi Siyonizm denip liderliğini ise Thedor yapmakta idi. Dönüşte kalınmayıp bir ulus devlette kurmak planlanmaktadır.

Bilindiği üzere Yahudi olabilmek için din bilincinden ziyade ırk bilincine sahip olmak gerekmektedir.

Herzl’in 1897 yılında yapılan I. Siyonist kongresinde verdiği mesaj ise Yahudi devletinin sınırlarının güneyde Süveyş Kanalı, Kuzeyde Kapadokya olarak ilan etmesidir.

Kurulacak bu devletin önündeki engelin Osmanlı Devleti olduğunu daha önceleri de ifade etmiştik. Kutsal toprakları kurtarma uğruna Abdülhamit’e de yapılan para teklifinin ret edilmesi Yahudileri başka arayışlara sokarak yapılan plan doğrultusunda Jön Türklerle yapılan işbirliği ile Abdülhamit’in tahtan indirilmesi ve Yahudilerin Filistin’e göçüne konulan yasağın kalkmasıyla sonuçlanmıştır.

Bununla da yetinmeyen Yahudiler Mason locaları vasıtasıyla Arapları da Türkler aleyhine kışkırtarak ayaklandırıp, Osmanlı Devleti'nin yıkılmasıyla kutsal topraklar İngilizlerin eline geçmiştir. Rahatlayan Yahudilerin dönüşünü hızlanmıştır. Ancak Yahudilerin dünyadaki konumları gereği rahat ve mutlu yaşamları Filistin de toplanmayı zorlaştırmıştır.

Protestanların gelecek Mesih’i Hz. İsa, Yahudilerin ise Hz. İsa’yı kabul etmemeleri, ancak Protestanların Hz. İsa’yı kabul edecekleri düşüncesiyle Mesih planına destek olmuşlardır.
Mason, Gül-Hac ve Kabala gibi örgütlerden etkilenen Avrupa ırkçılıkta daha da ileri giderek, Almanya da Nazi ve diğerlerinde faşizm akımlarının gelişmesini sağlamışlardır.

Bir ırkçılık olan Siyonizm asimile olmaya doğru giden Yahudiliği diri tutmak ve vaat edilmiş topraklara geri dönmelerini sağlamak için ırkçılığı teşvik ettiği gibi ırkçı devletlerle de işbirliğine gitmiştir.

Çalışmalar sayesinde 19. yüzyılın sonunda İslam ve Katolik dininin otoritesini ortadan kaldırmış diğer merkezlerini ise ya etkisiz hale getirmiş veya ele geçirmiştir.

Sıra dünyadaki güç dengelerini kontrol etmek isteyen Yahudiler ve Mason locaları yeni oluşumlar olan CFR, Trilateral ve Bilderbeg’leri oluşturmuşlardır. Bu örgütler ise istediklerini devletlerin başına getirmek, istedikleri ülkeleri savaşlara sürüklemek suretiyle kasalarını doldurup hem de siyasi güçlerine güç katmaktalardır.

İsrail devletinin kuruluşu Mesih’in dönüşünün bir ayağını daha gerçekleştirmiştir. Geriye kalan ise Süleymaniye tapınağının inşasıdır. Bunun da önündeki en büyük engel İslamiyet’tir.

Bu nedenle de İsrail İslamiyet’i yok edebilmek için dünyanın her tarafında İslam karşıtı güçlere destek verip onlarla ittifak kurmaktadır. Diğer taraftan İsrail de oluşan bir örgütün amaçları uğruna Mescid-i Aksa ve Kübbet-üs sahrayı haya dahi uçurmak istedikleri ortaya çıkarılmıştır.

Şimdi ise bu kutsal mabetlerin altı oyularak bir sarsıntı da kendiliğinden yıkılması beklenmektedir. Her kötülüğün hamisi olanların Kur’an da niçin lanetlendiğini varın siz görün.
 

desamo

New member
masonlar 16 yuzyılda ilk defa ortaya cıkmıstır bu ardsın sozettigi sey mumkun degildir hem masonluk icin belli bir din kosuluda yok turk masonları Kuran a el basarak yemin toreni yaparlar ve artık masonların hic bir gucude kalmamıstır.. tipik komplocu din somurucu ve bu hz Suleyman 2500 yıl fln oncedir onun icin bu harun efendinin yazdıkları fasa fiso
 

HTML

Üst