:durdurunDavosun danışıklı döğüş olduğunu biliyorsunuz değil mi?
DAVOS GAZI İLE KAHRAMAN YARATMAK!
Doğal gaz fiyatları indi inecek derken Davos’tan getirilen GAZ’da seçmenlere bedava dağıtılmaya başlandı. Davos gazına renk katmak için ise, bir yılda %85 zam gelen Doğalgazın fiyatı %17 indirildi. Böylece biri bedava olan iki gazı bir arada gören özellikle ‘besleme’ seçmenlerin ağızları kulaklarında tezahürata başladılar: “Fatih” dediler, “II. Abdulhamid” dediler. “Dünya lideri” dediler, “Avrupa’yı titreten kahraman” dediler. Dediler de dediler, yinede tatmin olamadılar. Yurt içindeki şakşakçılık az gelmiş ki, İran’dan “Nobel” verme önerisi bile geldi. Birileri de 85 yıl önce çöpe atılan “halife” ünvanını gündeme taşıdı.
Tam bu günlerde bazı AB+D’li yorumcular 2050 yılında Türkiye’nin muhtemel sınırlarını gösteren haritalar ve yazılar yayınlıyordu. Balkanlar ile İran’ın bir kısmı, bazı Türk cumhuriyetleri, kuzey Afrika’nın büyük bir bölümü ve tabiî ki Ortadoğu Türkiye sınırları içerisinde gösteriliyordu…
Yapılan yorumlarda ise, başbakan RTE’ın Davos çıkışının İsrail'i hedef almadığı belirtilirken diğer yandan ince bir gaz verilerek “böyle giderse Türkiye'nin bölgedeki gücünün artacağı Müslüman ülkeler üzerinde bir ‘lider ülke’ yada ‘büyük ab’i gibi etkili olabileceği” dillendiriliyordu.
Bu plan; büyük tepki ile karşıladığımız “Büyük Ortadoğu Projesi(BOP)”nin “lider ülke” veya “abi” cilası ile yeniden önümüze sürülmesidir. BOP İslam ülkelerine ağabeylik hatta halifelik yapma cilası ile yeniden gündeme getirilmektedir. Artık ipliği pazara çıkmış BOP yerine, İslam ülkelerine “liderlik-abi’lik” gibi görünecek hatta ileride şartlar uygun olunca “halifelik”e dönüşecek bir ABD planı… Eşeğin boyanıp yeniden satılması durumu yani…!
Bu planın yürümesi için ABD politikaları uygulayan AKP iktidarının sürmesi şart. Ama Türkiye seçimlere gidiyor ve stratejik ortağın durumu pek parlak değil. İşte Türkiye’nin ağabeyliğinin fitilini ateşleyebilmek için Davos imdada yetişti. Böylesi bir çıkış, seçimler öncesindeki oy kaybına “DUR” diyecek dahası kaçan oyları da geri getirebilecektir.
Bu amaçla Davos’ta bir panel olmadığı halde Türkiye’den gelen özel bir istek sonucu Ortadoğu konusunda bir panel tasarlanıp (sanki Ortadoğu bizim öncelikli meselemizmiş gibi) panele de İsrail eski cumhurbaşkanı Peres’in katılımı sağlanır.
Kafamıza çuval geçirilirken, Kerkük kan ağlarken, Karabağ karalar bağlarken, Irak’da 1.5 milyon insan öldürülürken sesi çıkmayan, şehitlerimiz gelirken “askerlik yan gelip yatma yeri değil” diyen RTE (ve hiç ağlamayan refikası), Gazze’de 1000 kişi katledilince; aldığı İsrail nişanını geri vermek, TBMM’den kınama kararı çıkartmak, İsrail büyükelçimizi geri çekmek vb. gibi hiçbir yaptırıma yanaşmayıp sadece ‘seçmene selam’ cinsinden sözlü açıklamalarla durumu idare ediyordu. Bunu yaparken de Filistin’in sadece Gazze’den; Filistin halkının ise bir terör örgütü olan Hamas’tan oluştuğunu sanmak yanlışından ise hiç kurtulamadı…
Davos’taki panel de; yurt dışından seçmene selam gönderip “başbakanımız İsrail cumhurbaşkanına dersini verdi helal olsun” dedirtip oy toplamak için iyi bir fırsattı. Bu başarıyı(?) kutlamak için İstanbul’da hazırlıklar sabahtan başladı. Pankartlar yazdırılıp hazırlandı. Yoksa “Davos Fatihi” yazan pankartları geceyarısı nasıl yazdıracaklardı. Yüzlerce partiliye haber salınıp metronun ücretsiz olacağı da duyuruldu. RTE gece 03’de havaalanında karşılandı. Çoktan havaya girmişti. Konuşmasında tabiî ki yine esti gürledi. Atatürk’ten alıntılar (ne alaka ise) bile yaptı. Yağdanlıklar hemen onu Atatürk ile özdeşleştirmeye başladı!!! (kimse heveslenmesin! RTE da dahil, hiç kimse Atatürk’ün yanından bile geçemez! Hiç kimse Atatürk’ün tırnağı bile olamaz!)
Peres’in sert konuşması ve özelliklede moderatörün çirkin bir şekilde konuşmasını engellemeye çalışması RTE’ın ekmeğine yağ sürdü. Bu gösteri, Emine hanımın katkıları ile (T.C. tarihinde ilk olarak bir başbakan eşinin bir ülke hakkında üstelik ağlayarak basına demeç vermesiyle) süslendi!
Hiddetle salonu terk eden RTE, Peres’e bile veda etmeyerek ona kızgınlığını da göstermiş olmasına rağmen salondan dışarı çıktığında “monşer”leri kendisini uyarmış olmalı ki tepkisinin Peres’e olmadığını açıklayıp çark etti. Ancak besleme basın bu açıklamaya pek yer vermeyip sürekli paneli terk ediş görüntüleriyle gaz dağıtmaya devam etti.
Ertesi gün yandaş gazetelerce Peres’in RTE’ı telefonla arayıp “özür dilediği” yalanı üfürüldü. Halbuki; evet, Peres telefon açmıştı ama özür filan dilememişti fakat tepki de göstermemişti. Birçok Yahudi örgütü Davos gösterisine ateş püskürürken ABD ve İsrail’den sert bir mesaj çıkmaması, Davos gazı ile RTE’ın kahraman yapılmasının ABD-İS ortaklığının işine gelmesindendir. Bu durumda AB+D-İS’in niye sesi çıksın ki?...
Bu arada gazı fazla soluyup kendini de borçlu hissedenler RTE’a yeni kahramanlıklar yakıştırmaya yarışına girdiler. Şimdide kafasına çuval geçirilen “askerlerimizi RTE’ın kurtardığını” üfürmeye başladılar. Bu olayda bütün Türkiye’nin ayağa kalkıp ABD’ye NOTA verilmesini istediğinde RTE’ın “ne notası verelim, müzik notası mı?” dediğini ve çuval olayının asıl nedeninin AKP iktidarının izlediği politikalar olduğunu çabuk unutmuş görünüyorlar.
Seçimlere giderken kahraman yaratma çalışmaları devam edecektir. Hatta RTE’ın yaşı tutsaydı kurtuluş savaşında Atatürk’ün silah arkadaşı olduğunu veya en azından çocukken cepheye silah taşıdığını bile üfürebilirlerdi!... Ama ne yapsalar boşuna, artık bu saatten sonra RTE’dan bir kahraman çıkmaz.
DAVOS GAZI İLE KAHRAMAN YARATMAK!
Doğal gaz fiyatları indi inecek derken Davos’tan getirilen GAZ’da seçmenlere bedava dağıtılmaya başlandı. Davos gazına renk katmak için ise, bir yılda %85 zam gelen Doğalgazın fiyatı %17 indirildi. Böylece biri bedava olan iki gazı bir arada gören özellikle ‘besleme’ seçmenlerin ağızları kulaklarında tezahürata başladılar: “Fatih” dediler, “II. Abdulhamid” dediler. “Dünya lideri” dediler, “Avrupa’yı titreten kahraman” dediler. Dediler de dediler, yinede tatmin olamadılar. Yurt içindeki şakşakçılık az gelmiş ki, İran’dan “Nobel” verme önerisi bile geldi. Birileri de 85 yıl önce çöpe atılan “halife” ünvanını gündeme taşıdı.
Tam bu günlerde bazı AB+D’li yorumcular 2050 yılında Türkiye’nin muhtemel sınırlarını gösteren haritalar ve yazılar yayınlıyordu. Balkanlar ile İran’ın bir kısmı, bazı Türk cumhuriyetleri, kuzey Afrika’nın büyük bir bölümü ve tabiî ki Ortadoğu Türkiye sınırları içerisinde gösteriliyordu…
Yapılan yorumlarda ise, başbakan RTE’ın Davos çıkışının İsrail'i hedef almadığı belirtilirken diğer yandan ince bir gaz verilerek “böyle giderse Türkiye'nin bölgedeki gücünün artacağı Müslüman ülkeler üzerinde bir ‘lider ülke’ yada ‘büyük ab’i gibi etkili olabileceği” dillendiriliyordu.
Bu plan; büyük tepki ile karşıladığımız “Büyük Ortadoğu Projesi(BOP)”nin “lider ülke” veya “abi” cilası ile yeniden önümüze sürülmesidir. BOP İslam ülkelerine ağabeylik hatta halifelik yapma cilası ile yeniden gündeme getirilmektedir. Artık ipliği pazara çıkmış BOP yerine, İslam ülkelerine “liderlik-abi’lik” gibi görünecek hatta ileride şartlar uygun olunca “halifelik”e dönüşecek bir ABD planı… Eşeğin boyanıp yeniden satılması durumu yani…!
Bu planın yürümesi için ABD politikaları uygulayan AKP iktidarının sürmesi şart. Ama Türkiye seçimlere gidiyor ve stratejik ortağın durumu pek parlak değil. İşte Türkiye’nin ağabeyliğinin fitilini ateşleyebilmek için Davos imdada yetişti. Böylesi bir çıkış, seçimler öncesindeki oy kaybına “DUR” diyecek dahası kaçan oyları da geri getirebilecektir.
Bu amaçla Davos’ta bir panel olmadığı halde Türkiye’den gelen özel bir istek sonucu Ortadoğu konusunda bir panel tasarlanıp (sanki Ortadoğu bizim öncelikli meselemizmiş gibi) panele de İsrail eski cumhurbaşkanı Peres’in katılımı sağlanır.
Kafamıza çuval geçirilirken, Kerkük kan ağlarken, Karabağ karalar bağlarken, Irak’da 1.5 milyon insan öldürülürken sesi çıkmayan, şehitlerimiz gelirken “askerlik yan gelip yatma yeri değil” diyen RTE (ve hiç ağlamayan refikası), Gazze’de 1000 kişi katledilince; aldığı İsrail nişanını geri vermek, TBMM’den kınama kararı çıkartmak, İsrail büyükelçimizi geri çekmek vb. gibi hiçbir yaptırıma yanaşmayıp sadece ‘seçmene selam’ cinsinden sözlü açıklamalarla durumu idare ediyordu. Bunu yaparken de Filistin’in sadece Gazze’den; Filistin halkının ise bir terör örgütü olan Hamas’tan oluştuğunu sanmak yanlışından ise hiç kurtulamadı…
Davos’taki panel de; yurt dışından seçmene selam gönderip “başbakanımız İsrail cumhurbaşkanına dersini verdi helal olsun” dedirtip oy toplamak için iyi bir fırsattı. Bu başarıyı(?) kutlamak için İstanbul’da hazırlıklar sabahtan başladı. Pankartlar yazdırılıp hazırlandı. Yoksa “Davos Fatihi” yazan pankartları geceyarısı nasıl yazdıracaklardı. Yüzlerce partiliye haber salınıp metronun ücretsiz olacağı da duyuruldu. RTE gece 03’de havaalanında karşılandı. Çoktan havaya girmişti. Konuşmasında tabiî ki yine esti gürledi. Atatürk’ten alıntılar (ne alaka ise) bile yaptı. Yağdanlıklar hemen onu Atatürk ile özdeşleştirmeye başladı!!! (kimse heveslenmesin! RTE da dahil, hiç kimse Atatürk’ün yanından bile geçemez! Hiç kimse Atatürk’ün tırnağı bile olamaz!)
Peres’in sert konuşması ve özelliklede moderatörün çirkin bir şekilde konuşmasını engellemeye çalışması RTE’ın ekmeğine yağ sürdü. Bu gösteri, Emine hanımın katkıları ile (T.C. tarihinde ilk olarak bir başbakan eşinin bir ülke hakkında üstelik ağlayarak basına demeç vermesiyle) süslendi!
Hiddetle salonu terk eden RTE, Peres’e bile veda etmeyerek ona kızgınlığını da göstermiş olmasına rağmen salondan dışarı çıktığında “monşer”leri kendisini uyarmış olmalı ki tepkisinin Peres’e olmadığını açıklayıp çark etti. Ancak besleme basın bu açıklamaya pek yer vermeyip sürekli paneli terk ediş görüntüleriyle gaz dağıtmaya devam etti.
Ertesi gün yandaş gazetelerce Peres’in RTE’ı telefonla arayıp “özür dilediği” yalanı üfürüldü. Halbuki; evet, Peres telefon açmıştı ama özür filan dilememişti fakat tepki de göstermemişti. Birçok Yahudi örgütü Davos gösterisine ateş püskürürken ABD ve İsrail’den sert bir mesaj çıkmaması, Davos gazı ile RTE’ın kahraman yapılmasının ABD-İS ortaklığının işine gelmesindendir. Bu durumda AB+D-İS’in niye sesi çıksın ki?...
Bu arada gazı fazla soluyup kendini de borçlu hissedenler RTE’a yeni kahramanlıklar yakıştırmaya yarışına girdiler. Şimdide kafasına çuval geçirilen “askerlerimizi RTE’ın kurtardığını” üfürmeye başladılar. Bu olayda bütün Türkiye’nin ayağa kalkıp ABD’ye NOTA verilmesini istediğinde RTE’ın “ne notası verelim, müzik notası mı?” dediğini ve çuval olayının asıl nedeninin AKP iktidarının izlediği politikalar olduğunu çabuk unutmuş görünüyorlar.
Seçimlere giderken kahraman yaratma çalışmaları devam edecektir. Hatta RTE’ın yaşı tutsaydı kurtuluş savaşında Atatürk’ün silah arkadaşı olduğunu veya en azından çocukken cepheye silah taşıdığını bile üfürebilirlerdi!... Ama ne yapsalar boşuna, artık bu saatten sonra RTE’dan bir kahraman çıkmaz.