64general1
New member
- Katılım
- 14 Haz 2007
- Mesajlar
- 1,720
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Savcılar; “darbeci temizliği mi” yapıyor yoksa “Türkiye’de ılımlı İslamdan kremli İslama geçmek” için iktidara muhalefet eden hemen herkesi hizaya getirecek bir sinsi dönüşümün altyapısını mı hazırlıyor ? Kremli İslam nedir ?..
Ilımlı İslamı duydum.
Kremli İslamı işitmedim.
“Kremli İslam” deyimini benim arkadaşım Eşref uydurdu.
Ben de ona “Kremli İslamdan kastın nedir Eşref ? ” diye sordum.
Eşref de bana; kremli İslam; “iktidarın İran’daki Humeyni tipi, kurşunlu-kanlı-idamlı biçimde değil de Hitler gibi demokratik yoldan, çok yüksek oy alıp seçilerek” başa gelmesidir. Kremli İslam düzeninde halk, “öbür dünyada cennette kadife gözlü huriler kevser şarabı sunacak” diye uyutulur, bu dünyada da Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “ev-iş- düzen- dirlik- türban- en az üç çocuk- gerektiğinde Avrupa Birliği- lüzumunda Amerikan stratejik ortaklığı” vereceği, yargısı kontrola alınmış, üniversitesi özerkliğini yitirmiş, basını keskin bir travmaya uğratılarak “iktidara ram edilmiş” güzeli- doğruyu- iyiyi çoğunluğun seçtiği liderin kerametinde arayan bu “kremli İslam” düzenine geçilir.
Önce temizlik olacak.
Darbeci virüs kazınacak.
27 Mayıs 1960’ta ya da 12 Eylül 1980’de darbeci generaller, başbakanları, bakanları, parti önde gelenlerini sabah olur olmaz evlerinden alıp askeri karargâha kapatırlardı, şimdi savcılar, emekli generalleri, emekli olmayan generallere de haber vererek sabah erken saatlerde evlerinden alıp polis karargâhlarına kapatıyor.
Telefon dinlemeleri dahil neredeyse iki yıldan beri (730 gün eder) ortaya iddianamesi konulmayan soruşturmayı yürüten savcı ile her hafta sonu yemek yeyip ondan sızdırma bilgiler alarak, “kimlerin tutuklanacağını önceden bilebilen” gazetecilerin sevinçlerini dile getiren yazılara inanırsak Türkiye’de darbecilik bitiyor.
Örneğin bu iktidar yanlısı gazetecilerden biri olan Yasemin Çongar dün köşesinde; “Ellerinde gencecik çocukların kanı olan (Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını kastediyor) darbecilerini yargılamak yerine kırpıp kırpıp cumhurbaşkanı, yönetim kurulu üyesi, sayfiye ressamı yapmaya alışmış bir ülkenin, darbelerden bir türlü kurtulamayan makus talihini değiştirecek bir kocaman adımdır bu…” diye yazdı.
İktidar yanlısı diğer gazetecilerden biri olan Ali Bayramoğlu da dün köşesinde; “(…) atılan adım o denli önemli ve devasadır ki, yansımalarının da devasa ve önemli olacağı açıktır… Bu durumda ilke savaşı kadar, iktidar kavgalarının en keskin aşaması yaşanacak demektir…” tespitinde bulundu.
Yasemin Hanım umutlu. Ne dediğini biliyor !.. Ne yazdığının farkında !..
İki defa doğrulatmış.
Ali Bayramoğlu mutlu.
Geleceği parlak görüyor.
Darbecilik kesin bitiyor.
AB demokrasisi geliyor.
Hocam, sen bilgili adamsın, söyle bana; “Gelen gerçek demokrasi midir, yoksa kremli İslam faşizmi mi ?”
Bu gazeteciler 730 gündür hazırlanamayan iddianameyi görmüş olmalı ki bu kadar emin, bu kadar kesin, bu kadar sevinçli.
Necati DOĞRU
Ilımlı İslamı duydum.
Kremli İslamı işitmedim.
“Kremli İslam” deyimini benim arkadaşım Eşref uydurdu.
Ben de ona “Kremli İslamdan kastın nedir Eşref ? ” diye sordum.
Eşref de bana; kremli İslam; “iktidarın İran’daki Humeyni tipi, kurşunlu-kanlı-idamlı biçimde değil de Hitler gibi demokratik yoldan, çok yüksek oy alıp seçilerek” başa gelmesidir. Kremli İslam düzeninde halk, “öbür dünyada cennette kadife gözlü huriler kevser şarabı sunacak” diye uyutulur, bu dünyada da Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “ev-iş- düzen- dirlik- türban- en az üç çocuk- gerektiğinde Avrupa Birliği- lüzumunda Amerikan stratejik ortaklığı” vereceği, yargısı kontrola alınmış, üniversitesi özerkliğini yitirmiş, basını keskin bir travmaya uğratılarak “iktidara ram edilmiş” güzeli- doğruyu- iyiyi çoğunluğun seçtiği liderin kerametinde arayan bu “kremli İslam” düzenine geçilir.
Önce temizlik olacak.
Darbeci virüs kazınacak.
27 Mayıs 1960’ta ya da 12 Eylül 1980’de darbeci generaller, başbakanları, bakanları, parti önde gelenlerini sabah olur olmaz evlerinden alıp askeri karargâha kapatırlardı, şimdi savcılar, emekli generalleri, emekli olmayan generallere de haber vererek sabah erken saatlerde evlerinden alıp polis karargâhlarına kapatıyor.
Telefon dinlemeleri dahil neredeyse iki yıldan beri (730 gün eder) ortaya iddianamesi konulmayan soruşturmayı yürüten savcı ile her hafta sonu yemek yeyip ondan sızdırma bilgiler alarak, “kimlerin tutuklanacağını önceden bilebilen” gazetecilerin sevinçlerini dile getiren yazılara inanırsak Türkiye’de darbecilik bitiyor.
Örneğin bu iktidar yanlısı gazetecilerden biri olan Yasemin Çongar dün köşesinde; “Ellerinde gencecik çocukların kanı olan (Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını kastediyor) darbecilerini yargılamak yerine kırpıp kırpıp cumhurbaşkanı, yönetim kurulu üyesi, sayfiye ressamı yapmaya alışmış bir ülkenin, darbelerden bir türlü kurtulamayan makus talihini değiştirecek bir kocaman adımdır bu…” diye yazdı.
İktidar yanlısı diğer gazetecilerden biri olan Ali Bayramoğlu da dün köşesinde; “(…) atılan adım o denli önemli ve devasadır ki, yansımalarının da devasa ve önemli olacağı açıktır… Bu durumda ilke savaşı kadar, iktidar kavgalarının en keskin aşaması yaşanacak demektir…” tespitinde bulundu.
Yasemin Hanım umutlu. Ne dediğini biliyor !.. Ne yazdığının farkında !..
İki defa doğrulatmış.
Ali Bayramoğlu mutlu.
Geleceği parlak görüyor.
Darbecilik kesin bitiyor.
AB demokrasisi geliyor.
Hocam, sen bilgili adamsın, söyle bana; “Gelen gerçek demokrasi midir, yoksa kremli İslam faşizmi mi ?”
Bu gazeteciler 730 gündür hazırlanamayan iddianameyi görmüş olmalı ki bu kadar emin, bu kadar kesin, bu kadar sevinçli.
Necati DOĞRU
