dabbe nedir warmıdır?

cok ilginc seyler ama kuranda varsa kesin vardır allah sonumuzu hayr eylesin
 
ihtida_rapper' Alıntı:
hepsi palvra bunların hikayeeee
Bunlar Allah'ın gönderdiği kitaplar da yazıyor eğer bu şekilde düşünüyorsan senden daha gerçekler emin olabilirsin hikaye olucak olan sensin :vur
 
ARKADASLAR BIRAZ BILGI lutfen acik ve serih olun ne kiyamet var nede dabbe deinlen sacmalik
DABBE nin arapca anlami at anlamindadir at bildiyimiz at dabbet el arz yani cok at tan bahsediyor
arz ise sunmak artik gerisini siz hayal edin uyanin artik ey ummetul muslumuin ati alan uskudari coktan gectiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii

ARKADASLAR BIRAZ BILGI lutfen acik ve serih olun ne kiyamet var nede dabbe deinlen sacmalik
DABBE nin arapca anlami at anlamindadir at bildiyimiz at dabbet el arz yani cok at tan bahsediyor
arz ise sunmak artik gerisini siz hayal edin uyanin artik ey ummetul muslumuin ati alan uskudari coktan gectiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii iiiiiiiiiiiiiiii
 
Kur-an ı Kerimde ne yazıyorsa o.Kuran da dabbediye birşey yok demekki yok.İsa geri döncekmişte bilmemneymiş hiçbiri kuranda yok bunların alayı dinimize hristiyanlıktan sokulan safsatalar inanda gafil durumuna düşer

Gerisi traş uydurma ve masal hadislere bakmayın.O hadislerin %90 nına güven olmaz çünki sahih değil peygamber efendimiz öldükten 200-300 yıl sonra ortaya atılan rivayetler.Kuranda apaçık bir şekilde Kıyametin nasıl gerçekleşeceği yazıyor inceleyin görün.Harun Yahya masallarına da inanmayın.Ha Kütahyadaki sahte peygamber ha motorcu adnanın kitapları fark yok.
 
filmi izledim gerçekten etkileyici ve profersyonelce adamın japonlarla çalıştığı çok belli oluyor çünkü oyuncuların hespi amatör biraz oyunculuk fena gitmezdi hanii bu filmi amerikan graikleriyle düşünemiyorum normal izlediimde biy hafta etkisinden çıkamadım;)
 
Soru:"dabbe nedir warmıdır? "
Cevap: Arapçada savaş topuna "debbabe" denir. Dabbe de aynı kökten oluşmuş bir kelime.

Teknoloji ilerledikçe, ayetlerdeki kelimelerin maksadı da anlayışlara göre değer kazanmaktadır. Bir zamanlar atlar, develer, eşekler binek olarak kullanılırken, şimdi son model arabalar onların yerini almış durumda. Yakında (2-10 sene) UFO aracı da icad edilirse hiç şaşırmamak gerekir.

Gelelim dâbbetül-arz a:
Günümüz yorumcuları, Neml suresi 82. ayetinde geçen "dâbbe"ye, füze ile yerden fırlatılıp uzayda yörüngede yerini alan uydu anlamını vermekteler. Ki ayette geçen "...insanların âyetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler." açıklaması, uydudan yapılan yayınlarla, insanları imana çağırmakta olması şeklindeki yorumla, dabbenin, uydu olarak anlaşılmasını sağlamaktadır.

Yine de bu kou iman meselesi olduğundan, kişiler diledikleri gibi anlarlar.
(Not:filmi seyretmedim.)
 
heh tamam dabbeyide internete bagladilar süper yaa bende sallicam bundan sonra biseylerr at gitsin nasil olsa tutan oluyo:D
 
onların hepsi yalan arkadaşlar dabbe öyle insan yiyen bir yaratık deildir.Kuran'da "Dabbe" kelimesinin geçtiği pek çok ayet vardır, ancak ahir zamanda gerçekleşen bu özel olayı anlatan tek ayet Neml Suresi'nin 82. ayetidir. "Dabbe"nin bu ayette ifade edilen özelliklerini tahlil ettiğimizde şunları görürüz:
1. Dabbe, "debb" eden; yani hareketli, canlı, bir varlıktır.
2. Dabbe, yerden, topraktan (minelard) mamuldür.
3. Dabbe, "konuşan" ve belli bir mesaj veren bir şey ya da varlıktır ve bu konuşması tüm insanlara ve insanlığa (nasa) yöneliktir.
Ünlü müfessirlerden Elmalılı Hamdi Yazır'ın ifade ettiğine göre, dabbe kelimesinin yaygın kullanımı canlı hayvanlar için olsa da; "Dabbe" kelimesi asıl lügatte "mâyedübbü", yani debbeden, hafif yürüyen, debelenen olarak açıklanır. Ve şu halde tren, araba, bisiklet gibi otomatik şeyler için de kullanılabilir.
Dabbe hakkındaki bu bilgileri bir bütün olarak değerlendirdiğimizde, bahsi geçen "Dabbetü'l-Arz"ın, günümüz teknolojisinin bir ürünü olan televizyon olabileceğini söyleyebiliriz. Ayrıca, "dabbe" kelimesinin Arapçada "nekire" denilen, yani belirsiz kelime şeklinde kullanılmış olması, bunun bilinmeyen, tanınmayan bir varlık olduğunu ifade etmektedir.
Elmalılı Hamdi Yazır bu noktaya şöyle işaret etmektedir:
"Bu âyette "dâbbe" diye nekre (belirsiz isim) olarak geldiğinden bunun bildiğimiz dâbbelerden bambaşka bir dâbbe olması akla gelir..."
Elmalılı Hamdi Yazır gibi müfessirlerin dışında bazı sözlük yazarları da, kelime anlamı olarak "dabbe"nin debelenen hareket eden her türlü teknik aleti de ifade edebileceğini söylemişlerdir. Nitekim televizyon da, hareketleri ve hareketli görüntüleri aktaran, frekanslarla bilgi akışı sağlayan bir teknik alettir.
Ancak daha önemli olan, ahir zamanın işaretlerinden olan bu yerden mamul "dabbe"nin "insanlarla konuşması"dır. Televizyon her şeyden çok bu yönüyle, ayetteki tarifi tecelli ettirmektedir. Dünyada televizyonun ulaşmadığı bir ülke, bir millet, bir toplum neredeyse yoktur. İleri teknolojinin ürünü olan televizyon her topluma kendi dili ile hitap etmektedir.
Son olarak "dabbe"nin ayette belirtilen temel bir özelliği de bunun yerden çıkartıldığı veya "yerden mamul" olduğudur. Televizyonun da, tüm parçaları, (cam ekranı, metal aksamı, vs) yerden, yeryüzündeki elementlerden meydana gelmektedir.
Belirtilen "dabbe"nin televizyon olduğu yönündeki görüşümüzü teyit eden bir başka nokta da, "dabbe"nin "ila en-nas" yani "insanlığa" seslendiği şeklindeki ifadedir. Televizyon, yapısı itibarıyla, aynı anda tüm insanlığa mesaj veren bir aygıttır.
Yine son dönemlerde, "dabbeten minel'ard"ın mahiyeti çok tartışılmış, bazı Müslüman bilim adamları, "dabbe"nin, uyarıcı özelliği nedeniyle bir insan olabileceğini söylemişlerdir. Ancak şunu hatırlatmalıyız ki, ayette belirtilen "insanları uyarma" görevi insanlar tarafından yapılıyor olsa da, bu insanların tüm dünyaya mesajlarını iletmeleri yine televizyon aracılığıyla gerçekleşmektedir. Bu durum da -insan ya da kişi kelimesinin değil de "dabbe" kelimesinin kullanılmış olduğunu göz önüne alırsak- ayette söz konusu olanın bir kişi değil, televizyon gibi bir teknik alet olabileceği fikrini desteklemektedir.
Burada "dabbe" ile bir insanın kast edilmiş olmadığını ortaya koyan bir başka nokta da şudur: Ayette bahsi geçen "dabbe"nin yaptığı, insanlara "Allah'ın ayetlerine inanmadıklarını söylemek"tir. Halbuki bu, neredeyse tüm Müslümanların, şartlar oluştuğunda yaptıkları bir uyarıdır. Bunun özellikle zikredilmiş olması, söz konusu "dabbe"nin sıradan bir insan ya da "canlı" olmadığını göstermektedir. (En doğrusunu Allah bilir)

Kuran'da "Dabbe" kelimesinin geçtiği pek çok ayet vardır, ancak ahir zamanda gerçekleşen bu özel olayı anlatan tek ayet Neml Suresi'nin 82. ayetidir. "Dabbe"nin bu ayette ifade edilen özelliklerini tahlil ettiğimizde şunları görürüz:
1. Dabbe, "debb" eden; yani hareketli, canlı, bir varlıktır.
2. Dabbe, yerden, topraktan (minelard) mamuldür.
3. Dabbe, "konuşan" ve belli bir mesaj veren bir şey ya da varlıktır ve bu konuşması tüm insanlara ve insanlığa (nasa) yöneliktir.
Ünlü müfessirlerden Elmalılı Hamdi Yazır'ın ifade ettiğine göre, dabbe kelimesinin yaygın kullanımı canlı hayvanlar için olsa da; "Dabbe" kelimesi asıl lügatte "mâyedübbü", yani debbeden, hafif yürüyen, debelenen olarak açıklanır. Ve şu halde tren, araba, bisiklet gibi otomatik şeyler için de kullanılabilir.
Dabbe hakkındaki bu bilgileri bir bütün olarak değerlendirdiğimizde, bahsi geçen "Dabbetü'l-Arz"ın, günümüz teknolojisinin bir ürünü olan televizyon olabileceğini söyleyebiliriz. Ayrıca, "dabbe" kelimesinin Arapçada "nekire" denilen, yani belirsiz kelime şeklinde kullanılmış olması, bunun bilinmeyen, tanınmayan bir varlık olduğunu ifade etmektedir.
Elmalılı Hamdi Yazır bu noktaya şöyle işaret etmektedir:
"Bu âyette "dâbbe" diye nekre (belirsiz isim) olarak geldiğinden bunun bildiğimiz dâbbelerden bambaşka bir dâbbe olması akla gelir..."
Elmalılı Hamdi Yazır gibi müfessirlerin dışında bazı sözlük yazarları da, kelime anlamı olarak "dabbe"nin debelenen hareket eden her türlü teknik aleti de ifade edebileceğini söylemişlerdir. Nitekim televizyon da, hareketleri ve hareketli görüntüleri aktaran, frekanslarla bilgi akışı sağlayan bir teknik alettir.
Ancak daha önemli olan, ahir zamanın işaretlerinden olan bu yerden mamul "dabbe"nin "insanlarla konuşması"dır. Televizyon her şeyden çok bu yönüyle, ayetteki tarifi tecelli ettirmektedir. Dünyada televizyonun ulaşmadığı bir ülke, bir millet, bir toplum neredeyse yoktur. İleri teknolojinin ürünü olan televizyon her topluma kendi dili ile hitap etmektedir.
Son olarak "dabbe"nin ayette belirtilen temel bir özelliği de bunun yerden çıkartıldığı veya "yerden mamul" olduğudur. Televizyonun da, tüm parçaları, (cam ekranı, metal aksamı, vs) yerden, yeryüzündeki elementlerden meydana gelmektedir.
Belirtilen "dabbe"nin televizyon olduğu yönündeki görüşümüzü teyit eden bir başka nokta da, "dabbe"nin "ila en-nas" yani "insanlığa" seslendiği şeklindeki ifadedir. Televizyon, yapısı itibarıyla, aynı anda tüm insanlığa mesaj veren bir aygıttır.
Yine son dönemlerde, "dabbeten minel'ard"ın mahiyeti çok tartışılmış, bazı Müslüman bilim adamları, "dabbe"nin, uyarıcı özelliği nedeniyle bir insan olabileceğini söylemişlerdir. Ancak şunu hatırlatmalıyız ki, ayette belirtilen "insanları uyarma" görevi insanlar tarafından yapılıyor olsa da, bu insanların tüm dünyaya mesajlarını iletmeleri yine televizyon aracılığıyla gerçekleşmektedir. Bu durum da -insan ya da kişi kelimesinin değil de "dabbe" kelimesinin kullanılmış olduğunu göz önüne alırsak- ayette söz konusu olanın bir kişi değil, televizyon gibi bir teknik alet olabileceği fikrini desteklemektedir.
Burada "dabbe" ile bir insanın kast edilmiş olmadığını ortaya koyan bir başka nokta da şudur: Ayette bahsi geçen "dabbe"nin yaptığı, insanlara "Allah'ın ayetlerine inanmadıklarını söylemek"tir. Halbuki bu, neredeyse tüm Müslümanların, şartlar oluştuğunda yaptıkları bir uyarıdır. Bunun özellikle zikredilmiş olması, söz konusu "dabbe"nin sıradan bir insan ya da "canlı" olmadığını göstermektedir. (En doğrusunu Allah bilir)
 
gülermisin ağlarmısın bu ne yav netten carpıyolar adamı artık öteki tarafta teknolojiye uymuş ozman cehennemdede cem yılmazın dediği gibi mikro dalga kullanıyolardır bunun filminide izlemiştim sinemada gülme krizine girdim salondan atmışlardı beni cok sacma bence :):)
 
Geri
Üst