dünyanın en manyak 9 kişisi..

kazıklı voyvoda var abi adamın kazıklarınn ucu sivri deil.. sivri olursa direk olcegi icin kazıkların ucunda buyukce top seklinde bşi oluo oturttugu zaman adamnın butun iç organları azından cıkıo ;) ve kurban bi sure bunu goreblio...

bide bu herif sehirdeki tum dilencileri bi salonda topluo.. bunları yedirio icirio sora ayno odada kilitleyip yakıo...

sizcede 10. lugu haketmiomu :p
 
bunlar manyak değilki esmer psikopat...:vur

manyak benim gibi, Mustafa TOPALOĞLU v.b'ne deniyo...:durdurun
 
Usame Bin Laden, Saddam Hüseyin, Bush ...
Erzsebeth Bathory bu listeye girmişse Kazıklı Voyvoda da kesinlikle listede olmalı.
 
saddam bunlarin yaninda melek kalir


bu arada 10. kisi kim acaba :hh?
 
nsanlık tarihinin gördüğü en korkunç canilerin muhtemelen birincisi. 20 yıl önce yakalandığında Amerika'nın Atlantik kıyısından Pasifik yakasına çeşitli köy,kasaba ve kentlerde 600 kişiyi tek başına öldürmüş. Mezbahadaki celeplere taş çıkartan Henry Lee'yi sorgulayan Dallas polisleri "Böylesini ne duyduk ne de gördük. İfadesi haftalarca sürdü,kimi nerede,nasıl öldürdüğünü tek tek sıraladı. Kurbanlarının çoğunun adını hatırladı" diyor.

1979 yılında işlediği suçlardan 6 kez müebbed hapis, 2 kere 75 yıl, 9 defa 60 yıl mahkumiyetle cezaevine gönderilen Lucas'ın ölüm cezasına çaptırıldığı tek cinayeti ise aynı yıl Teksas'ta öldürdüğü bir kadın. Kimliği tesbit edilemediği için "Sarı Çoraplar" diye kayıtlara geçen cinayet için 2 hafta önce savunma avukatları "O tarihte Henry Lee Teksas'ta değil Florida'ydı" diyerek 30 Haziran gecesi zehirli sıvıyla idamın durdurulmasını Af Kurulu'na kabul ettirdiler.

Adam yalnızca katil değil idam mangası ama başta anayasa olmak üzere Amerikan hukuk sistemi hak ve özgürlüklere sığınıp yasa boşluklarını zekice kullanan azılı bir caniyi 600 kişiyi öldürmüş olsa dahi kolayca darağacına gönderemiyor

 
resim görünmüo! merak ettim adamı o kadar kişiyi öldürüyor ve yasa boşluğundan yararlanıyor...

ilginç...
 
insalık tarihi psikopatlarla dolu :| ne biçim insanlar yaff
 
vay piskozlar vay diyelimm أĸяα senın herif ölmemişmi acaba 79 yılından bahsettik belik hala yaşıyodur ha? :)
 
εگìεÿ' Alıntı:
2-KONTES ERZSEBET BATHORY
Macaristan'da 1610 yılına kadar olan dönemde Bathory(1560-1614)genç kızların kanlarını içmenin onu yaşlanmaktan kurtaracağını sanarak 330-650 kızı öldürdü.Kontes Dracula olarak tanınan bu kadın 1611'de tutuklandı,mahkemede suçlu bulundu 21 Ağustos 1614'te kendi şatosunda öldü.


bu cok manyak bence yaaa
mantiga bakar misiniz genc kiz kaniyla genc kalmak
 
εگмεя' Alıntı:


4-WILLIAM ESTEL BROWN
Brown, 17 mtemmuz 1961'de yıllar önce 18 mart 1937 tarihinde Teksas'ta Nw London'daki okulunun zemin katındaki gaz borularını bilerek gevşettiğini we böylece 282 öğrenci we 24 öğretmenin ölümüyle sonuçlanan patlamaya neden olduğunu itiraf etti.
-----------------------------------


bu adamda ne yere bakan yürek yakanmış bee
 
ohanessburgerler ;)
 
Siyasi isim verenlerden hiçbir babayiğit türkiyeden isim verememiş? türkiyede yokmu acaba sıralamaya girecek kişi yada kişiler?

neyse bende bi iism vereyim ALBERT FİSH.


albert fish'e "amerika'nin ocusu" adi verilmi$tir ve bunun da iyi bir nedeni vardir. sevimli bir ihtiyar gorunumu altina gizlenmi$ bu korkunc yamyam tum ebeveynlerin karabasaniydi: cocuklari ho$larina gidecek bir vaatle kandirarak ortadan kaldiran bir iblis.

halkin ilgisinin fish'e donmesine neden olan suc, 1928'de grace budd adinda on iki ya$indaki sevimli bir kiz cocugunun kacirilip oldurulmesiydi. ebeveynleri ile arkada$lik kurmasinin ardindan fish, $eytanca bir yalan uydurdu. yegeninin dogum gunu partisi oldugunu soyledi ve grace'e gitmek isteyip istemedigini sordu. bir buyukbaba gibi gorunen bu ihtiyar adamin bir canavar oldugunu bilmelerine hicbir imkan olmayan bay ve bayan budd daveti kabul ettiler.

en guzel kiyafetlerini giyen guven dolu kucuk kiz, fish'le birlikle yola koyuldu. fish, onu new york city'nin kuzey banliyolerinden birinde, yakinlarinda hicbir bina olmayan terkedilmi$ bir eve goturdu. burada onu bogdu, vucudunu parcalara ayirdi ve parcalarin bir bolumunu kaldigi pansiyona getirdi. burada kizin "etini" havucu, sogani ve jambon dilimleriyle tam bir yamyam yahnisi $eklinde pi$irdi. bunlardan sonraki dokuz gunu odasindan cikmadan bu igrenc yemegi yiyip devamli masturbasyon yaparak gecirdi.

sonraki alti yil boyunca fish serbest dola$ti, ancak grace budd olayini kendi ki$isel hacli seferine donu$turen william king ismindeki bir new york city dedektifi onu inatla ariyordu. buna ragmen fish kacmayi ba$arabilirdi; tabi kendi icindeki $eytanlarla ba$a cikabilseydi. 1934'de bayan budd'a bugune dek yazilmi$ en hastalikli mektuplardan biri olan bir mektup gondermeye kendini mecbur hissetti. sonucta king, fish'i mektup kagidindaki antetten bulup yakalayabildi.

fish tutuklandiginda yetkililer ellerinde tasavvur edilemez sapkinlikta bir suclu oldugunu hemen anladilar; bu adam butun omrunu aci vererek -hem kendisine hem ba$kalarina- gecirmi$ti. diger bircok seri katil gibi, fish de bir din manyagiydi ve gunahlarinin cezasi olarak kendisine cok tuhaf i$kenceler yapmi$ti -deri kayi$larla ve her yerinden civiler firlami$ sopalarla kendisini dovmek, kendi di$kisini yemek, kasiklarina diki$ igneleri sokmak gibi-. yaraladigi ve oldurdugu cocuklar onun kacik zihninde tanri'ya verilen kurbanlardi. savunma makami tarafindan fish'i muayene etmesi icin cagrilan new yorklu unlu psikiyatr dr. frederic wertham, ihtiyar adamin "bilinen her turlu cinsel sapkinliga" sahip olmasinin yaninda, bugune degin kimsenin duymadigi anormallikler de ta$idigini belirtmi$tir (acayip zevklerinin arasinda idrar yollarina gul sapi sokmak da vardi). hapishanede cekilen legen bolgesi rontgeninde, mesanesinin atrafindaki alana sokulmu$ yirmi dokuz igne bulunmu$tu.

1935'teki duru$masinda juri onun deli olduguna karar vermi$ olmasina ragmen, yine de elektrikli sandalyede idam edilmesi gerektigine inandi. idam kararinin aciklanmasindan sonra, bu anormal ihtiyarin "elektrikli sandalyede olmek ne de buyuk bir zevk olacak! bu tadacagim en buyuk zevk olacak - $imdiye kadar tatmadigim tek zevk" dedigi bildirilmi$tir.

16 ocak 1936'da altmi$ be$ ya$indaki fish elektrikli sandalyeye gitti - sing sing'de idam edilen en ya$li insandi.

kaynak: a'dan z'ye seri katiller ansiklopedisi.

Ayrıca mektubu merak edenler için, mektubun turkce versiyonu:


çok sevgili bayan budd,

1894’te bir arkadaşım steamer tacoma gemisinde denizci olarak denize açılmıştı. san francisko’dan hong kong’a gitmek üzere yola çıkmışlardı. limana varınca iki arkadaşı ile karaya çıkmışlar ve çok içip sarhoş olmuşlar. döndükleri zaman geminin limandan ayrıldığını görmüşler. bu sırada orada kıtlık hüküm sürmekteymiş. etin kilosu 2-6 dolar arasındaymış. çok fakir olanlar arasında açlık sıkıntısı o kadar büyükmüş ki diğerlerinin açlıktan ölmesini önlemek amacıyla 12 yaşından küçük tüm çocuklar, et olarak pazarlanmaları için kasaplara satılıyorlarmış. herhangi bir kasaba gidip pirzola, biftek, kuşbaşı isteyebilirmişsiniz. çıplak bir çocuk vücudunun bir kısmı önünüze getirilir ve istediğiniz parçaları kestirebilirmişsiniz. bir kızın veya oğlanın kalça kısmı, en lezzetli bölümmüş ve dana kotlet olarak satılan en pahalı etmiş. john orada çok uzun kalmış ve insan etine karşı bir düşkünlüğü oluşmuş. new york’a dönünce biri 7 diğeri 11 yaşında iki oğlan çocuğu çalmış. onları evine götürüp soymuş ve bir dolaba kapamış. sonra tüm giysilerini yakmış. her gün etlerinin iyi ve yumuşak olması için onlara işkence yapıp dövmüş. önce 11 yaşındaki oğlanı öldürmüş, çünkü onun poposu daha tombul ve tabi ki daha etliymiş. kafası, kemikleri ve bağırsaklarından başka vücudunun her bir parçasını pişirip yemiş. fırında pişirmiş (tüm popsunu), haşlamış, kızartmış ve kuşbaşı yapmış. küçük oğlana da aynı şeyleri yapmış. ben o zamanlar 409 doğu 100. sokak’ta oturuyordum. bana insan etinin çok lezzetli olduğunu o kadar sık söylemişti ki ben de tatmayı aklıma koydum. 3 haziran 1928 pazar günü sizin 406 batı 15. sokak’taki evinize geldim, peynir ve çilek getirdim. öğlen yemeğini birlikte yedik. grace, kucağıma oturdu ve beni öptü. onu yemeyi aklıma koydum. onu bir partiye götüreceğimi söyledim. siz de evet gidebilir dediniz. onu westchester’da daha önce gözüme kestirdiğim boş bir eve götürdüm. oraya vardığımızda ona dışarıda beklemesini söyledim. kır çiçekleri toplamaya başladı. yukarı çıktım ve tüm giysilerimi çıkardım. çıkarmasaydım üzerlerine kanın bulaşacağını biliyordum. her şey hazır olunca, pencereden onu çağırdım. o odaya girinceye kadar bir dolapta saklandım. beni çıplak görünce ağlamaya başladı ve merdivenlerden inmeye çalıştı. onu yakaladım ve o da bana annesine şikayet edeceğini söyledi. önce onu tamamen soydum. nasıl da tekmeledi, ısırdı ve tırnakladı. boğazını sıkarak onu öldürdüm ve sonra da etlerini odama götürebilmek için ufak parçalara böldüm. pişirdim ve yedim. fırında pişen küçük poposu öylesine yumuşak ve tatlıydı ki. tüm vücudunu yemem dokuz gün sürdü. ona tecavüz etmedim, ama istesem bunu yapabilirdim. bir bakire olarak öldü.
 
dünyanın en manyak onuncu insanı
esmer :melek
 
Geri
Üst