Dünya’dan Türkiye’ye Türban

HÜRRİYET Gazetesi’nin din ve Şeriat konusunda “aykırı” yayınlarının ardı arkası kesilmez. İslâm’da kadınlar için başörtüsü emri olmadığına dair, bir ilahiyatçının aykırı yazısını bastı. Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslâm Felsefesi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Şahin Filiz:

• İslâm dininde başörtüsünün yeri olmadığını,

• Kur’ân’da da başörtüsünün farz olduğuna dair herhangi bir ayetin bulunmadığını,

• Başörtüsünün Yahudilikte bir gelenek olduğuna dikkat çekerek,

• Yahudi geleneğinin İslâm’ı etkilediğini iddia etmiş.

İlahiyatçı Dr. Şahin Filiz, “Dinî temeller bakımından başörtüsü, kesinlikle dinin bir emri, ya da farz ibadeti değildir. İnançla da ilgili uygulanan bir ibadet olmadığı halde, sanki dinî bir emir ve farzmış gibi yansıtılıyor. Başörtüsü takılmadığı taktirde de, dini yönden büyük cezaları varmış gibi hareket ediliyor...”

“Başörtüsünün farz olduğunu kimse iddia edemez...” diyor.

Üniversitede ders veren bir ilahiyatçının din, fıkıh, Şeriat konusunda bu kadar aykırı fikir ve görüşler ileriye sürebilmesi gerçekten çok düşündürücü ve üzücüdür.

İslâm’da kadınlar için tesettür emri bulunduğu güneş gibi parlak ve açık bir gerçektir. Bunun inkârı mümkün değildir. Kadınların başlarını örtmesi:

• Kur’ân-ı Kerim âyetleriyle,

• Peygamberimizin sahih hadisleri ve sünnetiyle,

• On dört asırlık son derece güçlü bir icmâ-i ümmetle... sabittir.

On dört asırlık İslâm tarihinde, İslâm’da kadınların başlarını örtmeleri emri bulunmadığını iddia eden:

– Hiçbir müctehid fakih,

– Hiçbir mukallid fakih,

– Hiçbir icazetli din âlimi ve hoca çıkmamıştır. Sayın doçent bu konuda kendi tarafında olan tek gerçek ve icazetli âlim gösteremez. Bazı reformcu ilahiyatçılar böyle iddia ediyorlarmış, bozacının şahidi şıracı olurmuş.

Şu anda Türkiye’de din konusunda en yetkili makam ve merci, TC Diyanet İşleri Başkanlığı’dır. Başkanlığın kadınların tesettürü, başörtüsü takmalarının dinî bir mecburiyet olduğuna dair iki resmi kararı bulunmaktadır:

* Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 3 Şubat 1993 Tarihli Kararı.

* 30.12.1980 tarihli, İmam-Hatip Liselerinde Okuyan Kız Öğrencilerin Kıyafetleri konulu yazı.

Bakınız, TC Diyanet İşleri Başkanlığı, bütün baskılara, bütün tehditlere, bütün yıldırmalara rağmen dini gerçeği cesaretle beyan etmiştir. Yukarıda zikrettiğim iki kaynak yazılıdır, arzu edenler okuyabilirler.

Evet, İslâm dininde kadınların başlarını örtmeleri farz-ı ayn derecesinde dinî bir vazifedir.

Bu farzı inkâr eden son derece vahim bir günah işlemiş ve inancını tehlikeye sokmuş olur.

Başörtüsünün bir Yahudi geleneği olduğu iddiasına gelince: Hayır, bu bir Yahudi geleneği değildir, evrensel bir giyim tarzdır. Şu anda dünya üzerinde Yahudi, Hıristiyan, Müslüman, Hindu milyarlarca kadın başlarını örtmektedir. Rusya Federasyonu’nda Ortodoks kiliselerine gidiniz, başları örtülü Hıristiyan kadınları göreceksiniz. Yunanistan’a, Sicilya’ya, İspanya’ya, Portekiz’e gidiniz, oralarda da başları örtülü kadınlar göreceksiniz.

Başörtüsü Yahudi geleneği değil, en geniş mânâsıyla evrensel İslâm’ın emri ve geleneğidir. Hazret-i Âdem’den beri usûl (temel inançlar ve hükümler) olarak din İslâm’dır. İşte başörtüsü bu kadim ve evrensel İslâm’ın emridir, farzıdır.

Sayın doçente şunu hatırlatmak isteriz: Şu anda ülkemizde başörtüsüyle en fazla mücadele edenler, Gizli Yahudilerdir. Onlara Beyaz Türkler de deniyor.

Evet, Yahudilikte kadınların başlarını örtmeleri, yabancı erkeklerle ihtilât etmemeleri, havralarda kadın erkek karışık oturmamaları vardır. Ancak bu Ortodoks Yahudilikte vardır. İzmirli sahte Mesih Sabatay Sevi, Ortodoks Yahudilikte birtakım devrimler, değişiklikler, yenilikler, reformlar yapmıştır.

• Kadınlar konusunda serbestlik getirmiştir.

• Ortodoks Yahudilikte Museviler, hangi ülkeye sığınmışlar ve orada barış ve güvenlik içinde yaşıyorlarsa cumartesi ayinlerinde o ülkenin devletine, devlet başkanına selamet duası ederler.Sabatay Sevi bunu da kaldırmıştır.

• Sabatay Sevi, Osmanlı devletinin bazı bölgelerini kendisine bağlı krallıklar olarak ilan etmiş ve bunların başına kendi adamlarını kral olarak geçirmiştir. Ortodoks Yahudiler böyle çılgınlıklar yapmazlar ve düşünmezler.

İslâm’daki başörtme-tesettür farz-ı aynının Yahudi geleneği olduğunu iddia eden İlahiyatçı doçente şunu söylemek istiyorum:

İddianız doğru değildir. Asıl gerçek, Türkiye’deki başörtüsü ve tesettür düşmanlığının ve Sabataist (Gizli Yahudi) geleneği olduğudur.

İlahiyatçılar içinde çok dostlarım var, çok muhterem ilim adamları ve araştırıcılar var. Buradan kendilerine hürmetle sesleniyorum:

İslâm’da başörtüsü farzı olmadığını, bunun Yahudi geleneği olduğunu iddia eden meslektaşınıza gereken cevabı vermeniz, sizin için yerine getirilmesi zarurî bir vazifedir. Bu hususta susmak, iddiaları çürütmemek, onları cevapsız bırakmak kesinlikle caiz olamaz. Polemik yapın, lüzumsuz tartışmalara girin demiyorum; bu doçente ilmî bakımdan cevap vermek gerekir. Aksi taktirde bütün Sünnî, dindar ilahiyat camiası töhmet altında kalacaktır.

Bu gibi hizmetleri yapmak bendenize düşmez ama başkaları yapmadığı için yapmak zorunda kalacağım. İslâm’da kadınlar için başörtüsü-tesettür farzı bulunduğu, bunun Kitab’la, Sünnetle, İcma ile sâbit bir farz-ı ayn olduğu, hiçbir Müslümanın bunu inkâr edemeyeceği gibi konuları açıklayan on altı sayfalık bir broşür bastıracağım. Bu broşür para ile satılmayacak, arzu edenler yüz adetlik paketini maliyet fiyatı olan 10 YTL’ye alıp dağıtabilecekler. Tabii ki, uygun görürlerse, beğenirlerse...

Hürriyet Gazetesi’nden çok rica ediyoruz, din konusunda böyle aykırı yayınlar yapmasınlar. Dindar halk bunları kabul etmez. Bir ara, ülkenin nüfusu bugünkünün yarısı kadar iken Hürriyet günde 1 milyondan fazla satış yapıyordu. Şimdi nüfus ikiye katlandı, satış yüzde elli düştü. Türkiye bir İslâm ülkesidir, İslâm dinine uymayan aykırı fikirler, görüşler, iddialar, propagandalar hoş karşılanmaz.

Diyanetin ilahiyatçı doçente mutlaka cevap vermesi gerekir. Birtakım güçler, politikacılar, gölgesinden korkan pısırıklar o makama baskı yaparak “sakın cevap vermeyin” diyeceklerdir...

Gerçekler söylenirse birtakım insî şeyâtîn ve ecinni çarpar... Haksız, yanlış, bozuk iddialara ilmî cevaplar verilmezse gazab-ı ilâhi çarpar, azap gelir. Tercih sizlere aittir.
 
TÜRBAN ÖZGÜRLÜK OLSAYDI EN ÖZGÜR ÜLKE İRAN OLURDU.

bu söze ne hacet bizler türban,baş örtüsü özgürlüktür demedikki.iran özgür ülkede demedikki.bu ülkede özgürlük yok dedik.kapalı kızlarımız TÜRKİYE'de nasıl okullara alınmıyorsa,irandada başı açıklar alınmıyor.....BURADAKİ FARKI ANLAYAMAYACAK KADAR DİN DÜŞMANI OLDUNUZ YA YAZIKLAR OLSUN.......
 
Dinde Zorlama Yoktur Donup Dolaştırıp Iranı Ornek Vermeyin Oranızı Buruanızı Açtınmı Ozgurluk Oluyosa Bayanlarında Saçlarını Kapatması En Buyuk Ozgurlukleridir Başkalarının Kopeği Olmayın Turk Islam Devlet Birliğinin Iti Olmak Varken..!!
 
[{TuC€Du}];3051660' Alıntı:
HÜRRİYET Gazetesi’nin din ve Şeriat konusunda “aykırı” yayınlarının ardı arkası kesilmez. İslâm’da kadınlar için başörtüsü emri olmadığına dair, bir ilahiyatçının aykırı yazısını bastı. Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslâm Felsefesi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Şahin Filiz:

• İslâm dininde başörtüsünün yeri olmadığını,

• Kur’ân’da da başörtüsünün farz olduğuna dair herhangi bir ayetin bulunmadığını,

• Başörtüsünün Yahudilikte bir gelenek olduğuna dikkat çekerek,

• Yahudi geleneğinin İslâm’ı etkilediğini iddia etmiş.

İlahiyatçı Dr. Şahin Filiz, “Dinî temeller bakımından başörtüsü, kesinlikle dinin bir emri, ya da farz ibadeti değildir. İnançla da ilgili uygulanan bir ibadet olmadığı halde, sanki dinî bir emir ve farzmış gibi yansıtılıyor. Başörtüsü takılmadığı taktirde de, dini yönden büyük cezaları varmış gibi hareket ediliyor...”

“Başörtüsünün farz olduğunu kimse iddia edemez...” diyor.

Üniversitede ders veren bir ilahiyatçının din, fıkıh, Şeriat konusunda bu kadar aykırı fikir ve görüşler ileriye sürebilmesi gerçekten çok düşündürücü ve üzücüdür.

İslâm’da kadınlar için tesettür emri bulunduğu güneş gibi parlak ve açık bir gerçektir. Bunun inkârı mümkün değildir. Kadınların başlarını örtmesi:

• Kur’ân-ı Kerim âyetleriyle,

• Peygamberimizin sahih hadisleri ve sünnetiyle,

• On dört asırlık son derece güçlü bir icmâ-i ümmetle... sabittir.

On dört asırlık İslâm tarihinde, İslâm’da kadınların başlarını örtmeleri emri bulunmadığını iddia eden:

– Hiçbir müctehid fakih,

– Hiçbir mukallid fakih,

– Hiçbir icazetli din âlimi ve hoca çıkmamıştır. Sayın doçent bu konuda kendi tarafında olan tek gerçek ve icazetli âlim gösteremez. Bazı reformcu ilahiyatçılar böyle iddia ediyorlarmış, bozacının şahidi şıracı olurmuş.

Şu anda Türkiye’de din konusunda en yetkili makam ve merci, TC Diyanet İşleri Başkanlığı’dır. Başkanlığın kadınların tesettürü, başörtüsü takmalarının dinî bir mecburiyet olduğuna dair iki resmi kararı bulunmaktadır:

* Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 3 Şubat 1993 Tarihli Kararı.

* 30.12.1980 tarihli, İmam-Hatip Liselerinde Okuyan Kız Öğrencilerin Kıyafetleri konulu yazı.

Bakınız, TC Diyanet İşleri Başkanlığı, bütün baskılara, bütün tehditlere, bütün yıldırmalara rağmen dini gerçeği cesaretle beyan etmiştir. Yukarıda zikrettiğim iki kaynak yazılıdır, arzu edenler okuyabilirler.

Evet, İslâm dininde kadınların başlarını örtmeleri farz-ı ayn derecesinde dinî bir vazifedir.

Bu farzı inkâr eden son derece vahim bir günah işlemiş ve inancını tehlikeye sokmuş olur.

Başörtüsünün bir Yahudi geleneği olduğu iddiasına gelince: Hayır, bu bir Yahudi geleneği değildir, evrensel bir giyim tarzdır. Şu anda dünya üzerinde Yahudi, Hıristiyan, Müslüman, Hindu milyarlarca kadın başlarını örtmektedir. Rusya Federasyonu’nda Ortodoks kiliselerine gidiniz, başları örtülü Hıristiyan kadınları göreceksiniz. Yunanistan’a, Sicilya’ya, İspanya’ya, Portekiz’e gidiniz, oralarda da başları örtülü kadınlar göreceksiniz.

Başörtüsü Yahudi geleneği değil, en geniş mânâsıyla evrensel İslâm’ın emri ve geleneğidir. Hazret-i Âdem’den beri usûl (temel inançlar ve hükümler) olarak din İslâm’dır. İşte başörtüsü bu kadim ve evrensel İslâm’ın emridir, farzıdır.

Sayın doçente şunu hatırlatmak isteriz: Şu anda ülkemizde başörtüsüyle en fazla mücadele edenler, Gizli Yahudilerdir. Onlara Beyaz Türkler de deniyor.

Evet, Yahudilikte kadınların başlarını örtmeleri, yabancı erkeklerle ihtilât etmemeleri, havralarda kadın erkek karışık oturmamaları vardır. Ancak bu Ortodoks Yahudilikte vardır. İzmirli sahte Mesih Sabatay Sevi, Ortodoks Yahudilikte birtakım devrimler, değişiklikler, yenilikler, reformlar yapmıştır.

• Kadınlar konusunda serbestlik getirmiştir.

• Ortodoks Yahudilikte Museviler, hangi ülkeye sığınmışlar ve orada barış ve güvenlik içinde yaşıyorlarsa cumartesi ayinlerinde o ülkenin devletine, devlet başkanına selamet duası ederler.Sabatay Sevi bunu da kaldırmıştır.

• Sabatay Sevi, Osmanlı devletinin bazı bölgelerini kendisine bağlı krallıklar olarak ilan etmiş ve bunların başına kendi adamlarını kral olarak geçirmiştir. Ortodoks Yahudiler böyle çılgınlıklar yapmazlar ve düşünmezler.

İslâm’daki başörtme-tesettür farz-ı aynının Yahudi geleneği olduğunu iddia eden İlahiyatçı doçente şunu söylemek istiyorum:

İddianız doğru değildir. Asıl gerçek, Türkiye’deki başörtüsü ve tesettür düşmanlığının ve Sabataist (Gizli Yahudi) geleneği olduğudur.

İlahiyatçılar içinde çok dostlarım var, çok muhterem ilim adamları ve araştırıcılar var. Buradan kendilerine hürmetle sesleniyorum:

İslâm’da başörtüsü farzı olmadığını, bunun Yahudi geleneği olduğunu iddia eden meslektaşınıza gereken cevabı vermeniz, sizin için yerine getirilmesi zarurî bir vazifedir. Bu hususta susmak, iddiaları çürütmemek, onları cevapsız bırakmak kesinlikle caiz olamaz. Polemik yapın, lüzumsuz tartışmalara girin demiyorum; bu doçente ilmî bakımdan cevap vermek gerekir. Aksi taktirde bütün Sünnî, dindar ilahiyat camiası töhmet altında kalacaktır.

Bu gibi hizmetleri yapmak bendenize düşmez ama başkaları yapmadığı için yapmak zorunda kalacağım. İslâm’da kadınlar için başörtüsü-tesettür farzı bulunduğu, bunun Kitab’la, Sünnetle, İcma ile sâbit bir farz-ı ayn olduğu, hiçbir Müslümanın bunu inkâr edemeyeceği gibi konuları açıklayan on altı sayfalık bir broşür bastıracağım. Bu broşür para ile satılmayacak, arzu edenler yüz adetlik paketini maliyet fiyatı olan 10 YTL’ye alıp dağıtabilecekler. Tabii ki, uygun görürlerse, beğenirlerse...

Hürriyet Gazetesi’nden çok rica ediyoruz, din konusunda böyle aykırı yayınlar yapmasınlar. Dindar halk bunları kabul etmez. Bir ara, ülkenin nüfusu bugünkünün yarısı kadar iken Hürriyet günde 1 milyondan fazla satış yapıyordu. Şimdi nüfus ikiye katlandı, satış yüzde elli düştü. Türkiye bir İslâm ülkesidir, İslâm dinine uymayan aykırı fikirler, görüşler, iddialar, propagandalar hoş karşılanmaz.

Diyanetin ilahiyatçı doçente mutlaka cevap vermesi gerekir. Birtakım güçler, politikacılar, gölgesinden korkan pısırıklar o makama baskı yaparak “sakın cevap vermeyin” diyeceklerdir...

Gerçekler söylenirse birtakım insî şeyâtîn ve ecinni çarpar... Haksız, yanlış, bozuk iddialara ilmî cevaplar verilmezse gazab-ı ilâhi çarpar, azap gelir. Tercih sizlere aittir.

BU YAZIYI ARTIK YEDEKLEDİM BUNLAR BIKMADILAR İSLAMDA TÜRBAN YOKTUR DEMEYE BENDE BIKMAYACAĞIM BU YAZIYI C/P YAPMAYA
Baş örtüsü yasağı ile ilgilenenler,yasağın herhangi bir kurumun uygulaması olarak ortaya çıktığı kamaatini taşımaktadırlar.

Tarihin derinliklerine inildiğinde gerçek ortaya çıkmaktadır.Başörtüsü düşmanlığının temeli Asr-ı
Saadet'e kadar uzanmaktadır.
Hz.Peygamber (SAV),Hicret ten sonra Medine yerlileri ile bir anlaşma yapmış ve dünya hukuk tarihinde Medine Vesikası olarak bilinen belgeyi imzalamıştır.
Medine Vesikası çerçevesinde,Hz Peygamber (SAV),müşrik araplarla savaşı tercih ederek onları
yola getirmiş,yahudilerle ise barışı tercih etmiştir.
Medine yahudilerinin tüm kışkırtmalarına rağmen diplamatik,barışçıl bir ilişki sürdürme yolunu seç
miştir.
Medine yahudileriyle Müslümanlar arasındaki barış ortamı ve ilişkiler ,Beni Kayyuka Muharebesi'ne
kadar sürmüştür.Beni Kayyuka,Medine'de yaşayan üç yahudi kabilesinden birisidir..Kayyuka yahudileri
özellikle ticaretle,kuyumculuk ve ziraatla uğraşıyorlardı.Ve Medinede bu adla anılan bir kuyumcu çarşısı vardı.
Hz.Peygamber'in Medine yahudileriyle ilişkileri Bedir Muharebesinden yaklaşık dokuz ay sonrasına kadar sürdü.Hadise hicri ikinci yılın Şevval ayında meydana geldi.İslam tarihinde Beni Kayyuka Muharebesi olarak anılan savaş,Bir Müslüman hanımın başörtüsünün Yahudi bir kuyumcu tarafından zorla açılması sebebi ile çıkmıştır .
Öğle namazından sonra,Mescid'de sahabeleri ile sohbet eden Hz.Peygambere Benı kayyuka çarşısında sipariş vermek isteyen bir Müslüman hanımın,yahudiler tarafından tacize uğradığı ve zorla başının açıldığı haberi gelince hemen savaş kararı alınmış ve uygulanmıştır.
Ve ilginçtir ki Hz Peygamber'in hayatında ilk defa ikindi namazı bu savaş nedeni ile kazaya kalmıştır.
Ayrıca
Hz.Peygamber,öteki muharebelerde istişare ile karar verdiği halde bu savaşta istişareye gerek görmemiştir.
Beni Kayyuka Savaşı sonrasında yahudiler Medine'den çıkarılarak küzeye sürülmüşlerdir.
Bugün Başörtüsüne karşı sürdürülen kin,husumet ve dayatmanın temelinde Beni Kayyukanın
intikamı yahut rövanşımı yatıyor.
Başörtüsü yasağı ile öğrenim hakları ellerinden alınan ve hayatları karartılan,cehaletin kör karanlığında hücre hapsine mahküm yüzlerce genç kızımızın durumlarının başka izahı varmı?
İslam da başörtüsü varmı yokmu gibi saçmalıklara en güzel cevap Beni Kayyuka Muharebesi'dir.
Başörtüsü ise uğrunda mücadele verilecek kadar önemli,değerli ve kutsaldır.

"Mümin kadınlara da söyle, bakışlarını sakınsınlar, ırzlarını ve namuslarını korusunlar. Görünmesi zarurî olan yerler dışında cinsel cazibelerini sergilemek için açılıp saçılmasınlar. Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar." (Nur; 24/31)
Bu tür ayetlerin o günkü Medine'de yaşanan "yürürlükteki duruma" cevap olarak geldiği unutulmamalıdır.
Demek ki o günkü toplumda;
1- Bakışlarını sakınmayan,
2- Irz ve namuslarını korumayan,
3- Görünmesi zarurî olan yerler dışındaki yerlerini de cinsel cazibelerini sergilemek için açıp saçan,
4- Başörtülerini yakalarının üzerine salmayan bir takım kadınlar vardır. Ayet "mümin" kadınlara bunlar gibi olmamaları çağrısında bulunuyor.
İlk üçü anlaşılabilir olduğu için dördüncüsünden başlayalım.
Ayette "başörtülerini" diye çevirdiğimiz "humuruhinne" kelimesi HAMR kökünden gelir ve tam anlamıyla "başörtüsü" manasına gelir.
Kelimenin kökünü biraz deşersek;
HAMR: Sözlükte " Örtmek, kapamak, mayalamak" demektir. Örtünmek, örtmek, kapanmak (ihtimâr), karışmak, alışmak (muhâmere), mayalamak, örtmek (tahmîr), mayalanmak, örtünmek, kapanmak (tahammür), başı döndürüp karıştıran, aklı örten, şarap, içki (hamr), baş döndüreni satan, şarapçı (hammâr), başı döndürme, aklı örtme yeri, şaraphane (hammâre), şarap rengi, koyu kırmızı (hamriyyun), hamurun içine örtülüp karışan, maya (hamîra), mayalı, örtülü, kapalı (mahammer), örtülmüş, mayalı, mayhoş, sarhoş (mahmur), içkinin verdiği baş ağrısı (humâr), başı beyaz koyun (muhammera mine'ş-şiyâh), başörtüsü, yemeni, eşarp (himâr) kelimeleri bu köktendir…
Görüldüğü gibi ayette geçen başörtüsü (hımâr) kelimesinin en önemli özelliği "baş" ile ilgili olmasıdır. Nitekim bu ayetler başı açıklığın yaygın olduğu bir topluma inmiş değildir. O günkü toplumda değil kadınlar erkekler bile, kimisi sıcaktan, kimisi Arap örfünden zaten başlarını bir şekilde örtmektedirler. Yani erkek kadın hemen hiç kimse "başı açık" dolaşmamaktadır. Sarık, kaftan, tül, renkli bez vs. başlarına bir şeyler dolayıp sararak veya alarak dışarı çıkmaktadırlar. On bin nüfuslu Medine'de yaşayan Yahudiler, Evs ve Haçreçliler, Muhacirler vs. dışarıdan bakıldığında üstlerinde "baş"larında bir takım örtüler olan insanlardır. Fakat özellikle kadınlarda bu örtü, örtünmek amacıyla değil, daha da çekici ve egzotik olmak amacıyla, "az aç-az kapa" tarzında olmaktadır.
Peki, öyleyse ayet ne demektedir?
Dikkat edilirse "Başörtüsü takın, başınızı örtün" denmiyor da "Başınıza aldığınız o örtüleri boyunlarınıza, omuzlarınızdan aşağıya da salın" deniyor. Bunun sebebi, o dönem kadınlarının başörtülerini arkadan bağlayarak, omuzlarını ve göğüslerine kadar boyunlarını açıkta bırakmalarıydı. Böyle daha çekici olacaklarını düşünüyor olmalılar…
Buradan "Başörtüsü değil, boyun örtüsü emrediliyor" diye bir sonuç çıkarmak, işi yokuşa sürmek ve anlamamak için diretmekten başka bir şey değildir.
Çünkü Kuran'ın çoğu emri zaten böyledir. Yani ayetler çoğunlukla "yürürlükteki durum" üzerine gelir ve onu düzene sokar.
Örneğin, "Cuma namazı kılın" demez de, "Zaten kılmakta olduğunuz o cuma namazı var ya, işte onun için çağrıldığınızda alışverişi bırakın" der.
Yine örneğin, "Namaz (salât) diye bir şey icat edin, kurban (nahr) diye bir uygulama başlatın" demez de, "O yapılmakta olan namaz (salat), kesilmekte olan kurban (nahr) var ya, işte onu siz Allah için yapın" der.
Yine örneğin, "Dörde kadar evlenin" demez de, "O onar, on beşer evlenip de geçindirmek için yetimin malına el uzatmaya kalktığınız eşleriniz var ya, işte onları dörde, üçe, ikiye, hatta bire indirerek evlenin, yetimlere haksızlık yapmaktan korkuyorsanız böylesi daha iyidir" der.
Demek ki bu tür ayetler yürürlükteki duruma müdahale etmek, yanlış taraflarını düzeltmek, ıslahat yapmak amacıyla gelmektedir. Düzelttiği şekliyle de kalıcı emre dönüştürmektedir.
Başörtüsünün de böyle olduğunu düşünürsek, denmek istenen; "O zaten takmakta olduğunuz başörtüleriniz var ya, işte onları aşağıya doğru da salın, başınıza toplayıp da boynunuzu, omuzunuzu, göğsünüzü, sırtınızı açıkta bırakmayın" demek olur…
İlginçtir, kadınların o günkü giyim tarzı bugün Fransızca'dan Türkçe'ye geçen "dekolte" kelimesi ile aynı manayı çağrıştırmaktadır.
Çünkü dekolte Fransızca'da boynu açıkta bırakan giysi (decollete) demek. Bu sözcüğün kökü Latince'de boyun (col, collum) kelimesinden geliyor. Türkçe'ye de geçen, boyunda taşınan (koli), boyna sarılan (kaşkol), boyuna takılan (kolye) kelimeleri de bu kökten…
Anlaşılan o günkü kadınlar saçlarını arkadan bağlayacak şekilde başörtüsü ile örtüyorlar, omuzlarını, göğüslerine kadar boyun kısımlarını gayet "dekolte" bir kıyafetle açıkta bırakıyorlardı. Bugünün tabirleri ile "derin göğüs ve sırt dekoltesi" ile dolaşıyorlardı. İşte ayette bu tarz örtünmenin bir anlamının olmadığı beyan ediliyor. "Örtünecekseniz doğru dürüst örtünün. O başlarınıza taktığınız başörtüsünü sırt ve göğüs dekoltenizi tamamlayan bir aksesuar olarak değil, örtünmenin mantıkî sonucu olarak iyice aşağıya salın, boynunuzu, göğsünüzü, sırtınızı örtecek şekilde yakalarınızın üzerinden salın ki örtünmüş olasınız…" denmek isteniyr

RUHUM KOKUŞACAĞINA,AĞZIM KOKSUN......

Bezde Kutsallık Arancaksa,En Önemli Yeri Örttüğü İçin En Kutsal Örtü Dondur.(TEŞEKKÜRLER ZEKERİYA BEYAZ)

o zaman bende
DONUMA ÖZGÜRLÜK İSTİYORUM. :Sopa

:clap:[/QUOTE]
İNSAN NASIL DİNDEN ÇIKAR
- Allahın varlığı hakkında insanda meydana gelecek en ufak bir şüphe ve tereddüt.
2- Allahın cisim olduğunu düşünmek ve hayalinde canlandırmak.
3- Cenab’ı Hakkın sıfatlarından herhangi birini insanların sıfatlarına benzetmek. (Mesela Cenabı Hakk’a dil ve ağız gibi mahlukatın hassalarından olan azalar hayal etmek)
4- Allah’ı bir şeye hulûl etmiş olarak kabul etmek.
5- Cenab’ı Hakka analık, babalık veya oğulluk isnad etmek. Haşa "Allah Baba" demek veya "Her şeyi yaratan Allah ama Allah’ı yaratan kim" (!) gibi sözler söylemek veya bunları kalbinden geçirmek. (Cenabı Hak Yaratan varlıktır. Yaratılan varlık değildir)
6- Peygamberlere yalancılık isnadında bulunmak
7- Peygamberlerden herhangi birini inkar etmek.
8- Peygamberlere günah isnadında bulunmak
9- Peygamberlerin yüksek terbiye ve ilimlerini Allah’ın yetiştirmesiyle değil de, bir insanın yetiştirmesiyle olduğunu sanmak.
10- Meleklerden her hangi birini inkar etmek.
11- Meleklere erkeklik dişilik isnadında bulunmak.
12- Hakkında ayet olan herhangi bir mücizeyi inkar etmek
13- Tevatur yoluyla sabit olan ayın yarılması ve mirac hadisesi gibi mücizeleri inkar etmek.
14- Kur’an-ı Kerim’in bir ayet veya bir cümlesini inkar etmek.
15- Kur’an-ı Kerim’de en ufak bir noksanlık düşünmek ve "kifayetsizdir" diye bir fikre sahip olmak.
16- Kur’an-ı Kerim’in hükümlerinden ve kanunlarından daha üstün kanun ve hükümler olduğunu iddia etmek veya düşünmek, veya hutta ileri bir zamanda böyle bir fikre sahip olabilirim diye düşünmek.
17- Kabir sualini ve azabını, öldükten sonra dirilmeyi inkar etmek veya şüphe ile karşılamak.
18- Hesap gününü, sıratı, mizanı, cennet ve cehennemi inkar etmek.
19- Cennet nimetleri veya Cehennemin azabı hakkında şüphede bulunmak, inkar etmek "Allah hiçbir kuluna azap etmez" demek.
20- mü’minlerin ebediyyen Cehennemde kalacağını söylemek.
21- Her hangi bir farzın bir cüz’ünü veya tamamını inkar etmek, Mesela: "5 vakit namazdan öğle veya ikindi namazları bu devirde kılınmaz, farz olamaz" demek veya düşünmek.
22- Faizi, insan öldürmeyi, günah ve haram kabul etmemek.
23- İslam dinini mühimsememek ve hor görmek.
24- Herhangi bir kâfiri mü’minden üstün görmek.
25- Haramlardan birini helâl adetmek veya ayetle sabit bir haramı inkar etmek.
26- Sahabelerden her hangi biri hakkında münafık, mürai (iki yüzlü), kâfir diye düşünmek.
27- Bir mü’mini imanından dolayı hakir görmek veya bir kâfiri küfründen dolayı üstün görmek.
28- İslamiyetin dünya saadetine engel olan bir din olduğunu söylemek veya düşünmek.
29- Bir mü’mini küfürle suçlamak.
30- Küfrü icap ettiren her hangi bir şeyi kendi isteğiyle hatırından geçirmek.
31- Üzerinde ayet yazılı her hangi bir şeyi kasten kirletmek veya pisliğe tutmak.
32- "Müzik aletlerinden birini çalarak Kur’an okumak"
33- "O adam peygamber olsa gene inanmam"demek.
34- "Peygamber gelse gene kabul etmem" demek.
35- "Allah olsan ne yapabilirsin sen bana" demek.
36- "Allah’ ımı inkar edeyim bu böyle" demek.
37- "Ne olur şu güzelim şarap haram olmasaydı" demek.
38- "Namaz kılmam, kılmayacağım" demek.
39- Allahın emir ve yasaklarından ve kanunlarından biriyle alay etmek, (mesela alaylı alaylı : Hırsızlık mı yaptın uzat kolunu, adam mı öldürdün uzat boynunu" diyerek istihza etmek veya istihza edenin gülmesine gülerek mukabelede bulunmak.
40- Küfrü icabettiren bir söz söylendiğinde onu gülerek karşılamak.
41- "İslam dini efsane ve hurafeden ibarettir" demek.
42- Ruhların kalıptan kalıba geçtiklerine inanmak.
43- Peygamberimizden sonraki hiristiyan ve yahudileri mü’min kabul etme, onların da dini haktır diye itikat etmek.
44- Kur’anın kanunlarını Allahın kelamı diye değil de akla, mantığa, ilme ve felsefeye uygundur diye kabul etmek.
45- Bir kâfire karşı muhabbet etmek. (Bu hususa bilhassa taassup derecesinde her hangi bir fıkraya fikren angaje olan kimseler dikkat etmelidir. Hele hele her şeyin sahtesinin çıkktığı günümüzde pek öyle zahire ve elfaza kapılarak hemen. "iyidir, aradığımız ve beklediğimiz olsa olsa budur" diye körü körüne birine sevgi beslememek lazımdır. Çünkü dış memleketlerden konmuş casuslar bir memleketin en yüksek idari mevkilerini işgal edebiliyorlar ve yükselebiliyorlar. Bu türlü bir sevgi dahi kişinin imanını götürür.)
46- Uzun müddet küfre hizmet etmiş ve müslümanlığa zararı dokunmuş birisini sevmek, onu desteklemek ve hakkında Allah razı olsun diye dua etmek.
47- Ölmüş bir kâfire veya İslam dinine kötülüğü dokunmuş birine "Allah rahmet eylesin" demek.
48- Kafirlerin öteden beri kendilerini müslümanlardan ayırmak için kullandıkları Haç, zünnar (v.s) gibi alameti küfür olan şeyleri takmak veya giymek.
49- Allah’ın ve dininin düşmanlarını taklit etmek, onların hallerini, tavırlarını kendisine örnek ittihaz etmek.
50- İbadetlerinde Cenabı Hakkın rızasından başkalarının hoşnutluğunu gözetmek ve başkalarının görmeleri için kulluk etmek.
51- Kendisi veli olmadığı halde velilik iddiasında bulunmak.
52- "Bu gün Kur’an-ı Kerimle dünya idare edilemez" demek veya diyen birine "doğru söylüyor" demek.
53- Allah’a (cc) peygemberimize ve peygamberlerden herhangi birine, dine veya kitaba sövmek, hakaret etmek veya söven, hakaret eden birine sevgi beslemek o anda onun yüzüne gülmek.
54- Ağıza veya göze sövmek, küfretmek.
55- Nazar değmesin diye bir şeye boncuk takmak (Allah’tan gayri bir şeyden ümit beklemek)
56- Allah dostlarından her hangi bir veli’ye düşmanlık etmek, çalışmalarını baltalamak.
57- Şeriat, dini aykırılıkları bulunmayan ve Allah’ın dinini yaymağa çalışan bir topluluğa, Kur’an’ın şeriatın öğretildiği bir müesseseye düşmanlık etmek ve onların çalışmalarını baltalamak.
58- Bir kâfirin dünyalık bir iyiliğinden dolayı cennete gireceğine kail olmak ve mesela "insanlığa bu kadar iyiliği dokunup da cennete giremiyecek olursa ben de cennet’e girmem" demek.
59- Her hangi bir sünneti ittihaz etmiş bir mü’mine "sana hiç yakışmamış" demek. (Mesela sakal ve bıyık)
60- Hakkında nas (Ayet-Hadis) olduğu açıkça bilinen, ayrıca icma ve selefi salihiyn efendilerimizin, Şah’ı Nakşi Bendi Abdulhaliki Gucduvani, İmamı Rabbani ve daha binlerce İslam büyüklerinin kail oldukları, kabul ettikleri Rabıta hakkında ileri geri laf etmek ve küfürdür, demek.
61- "Peygamber gelse kararımdan beni caydıramaz" demek.
62- "Bu işin inşAllahı maaşAllahı yok artık" demek.
63- "İşte küfrün adını günah koymuşlar. böylelerine küfür sevaptır" demek.
64- "Oruç tutup namaz kılmak neye yarar benim kalbim temiz" demek ve farzları hafife almak.
65- "İslam dini dünya işlerini geriletmiştir" demek.
66- Melaike-i kiramdan herhangi birine günah isnadında bulunmak (Harut ve Marut gibi)
67- Hastalanmıyan birisine: "Seni Allah unuttu" demek.
68- Gelecekten haber verdiğini iddia eden kimseyi tasdik etmek doğru söylüyor demek.
69- "Eğer bu işi ben yapmış isem kâfirim" demek.
70- Yalan olduğunu bildiği halde "Allah biliyor ki seni oğlumdan daha çok seviyorum" demek.
71- "Allahım! rahmetini bana vermekle cimrilik etme" demek.
72- "Allah’ın hiç işi kalmamışta bu gibi şeyleri mi yaratıyor" demek.
73- "Allah falan kuluna şu kadar veriyor bana ise şu kadar veriyor. Bu adalet midir" demek.
74- "Ben bu kadar iyilikte ve hayırda bulunuyorum bütün belalar yine bana geliyor. Falan kimse ise her çeşit kötülüğü yapıyor paşa gibi yaşıyor; bu nasıl adalet" demek.
75- "Cinleri olacakları biliyor" demek.
76- "Eğer ahirette Allah hakkı ile hükmederse senden hakkımı alırım" demek.
77- "Falan kimse peygamber olsa idi ben iman etmezdim" demek.
78- "Eğer Adem Aleyhisselam buğdaydan yemese idi biz eşkiya olmazdık" demek.
79- "Falan kimse peygamber olsa idi yine de yalan konuşurdu" demek.
80- Birisini döverken "dövme" denilse o da "Gökten dövme diye ses gelse yine bırakmam" demek.
81- Kur’anın Arapça olmayıp başka bir lisanla olduğunu iddia etmek.
82- Kur’anın bazı ayetlerini alaya almak ve mesela "Ben namazımı yalnız kılarım. Çünkü Allah ’İnnessalate tenhâ’ buyurur" demek.
83- Namaz kıl diyen kimseye: "Sabret Ramazan gelsin kılarız" demek.
84- Zikirlerle alay etmek.
85- Bir günahı işlerken besmele çekmek.
86- Abdestsiz olarak bilerek namaz kılmak.

87- "Eğer Allah Cenneti bana verse, sensiz girmem" demek.
88- "Falan adamla Cennete bile girmem" demek.
89- "Falan kimse kıble olsa o tarafa yüzümü çevirmem" demek.
90- Hırıstiyan veya Yahudi, yahut başka din üzere ölenlerin azab göreceklerine inanmamak.
91- "Ramazan bitti artık namazı rafa koydum" demek.
92- Alim kıyafetine bürünüp yüksek bir yere çıkarak alay tariki ile konuşma yapmak veya böyle yapan kimsenin hareketlerine gülmek.
93- Boşanma hakkında : "Ben talak malak bilmem" demek.
94- "Hırıstiyanlık Yahudilikten daha hayırlıdır" demek.
95- Yakını ölen kimsenin. "Ey Allahım! Biz şimdi ne yapacağız sen niçin böyle yaptın" diyerek sitemde bulunmak.
96- Meşru bir sebep olmadığı halde bir kimse için "Şu adamın kanı helaldir ve mübahtır" demek.
97- "Allahü Teâlâ falan kimseyi vaktinden evvel öldürdü ve vakitsiz gitti" demek.
98- Yabancı bir kadına bakıpta : "Güzele bakmak sevaptır" demek.
99- Ahiretten bahseden kimseye . "Ordan haber veren kim? Oraya gidip gelen var mı?" demek. Günah işleyen bir kimseye "Tövbe et" denildiğinde "Ben ne yaptımda tövbe edeyim" demek

Kaynak: M.Zahit Kotku Ehli sünnet akaidi ( Büyük Günahlar )
 
Zaten Bilmiyosun Konusma Bari Mossat Ordu Değildir...İstihbarat Servisidir....:D


ne fark eder ikiside israilin güçleri değilmi mossat bulur israil ordusuda çocukları vurur...ikiside yahudi için çalışır....ikiside islam düşmadır....buradaki çoğu kişi gibi düşmanlık eder isalama onlarda tek farkı insan öldürmezler,günahsız öldürmezler belkide fırsatları olmadığı içindir belli mi olur bu fırsat verilse mossat gibi israil ordusu gibi onlarda türbanlıları,başörtüsü takanları avlarlar sokaklarda.
 
yıllarca irana tır ile mal taşıdım şoförlük yaptım şun söylemek istiyorum..
HAYATIMDA İRAN KADAR PİS BİR TOPLUM GÖRMEDİM ,
TUVALETTE BÜYÜK İHTİYAÇLARINI GİDERİRLER SONRA PARMAK UCU İLE KIÇINDAKİ PİSLİĞİ DUVARA SÜRERLER VE ELLERİNİ YIKAMADAN ÇIKIP NORMAL HAYATLARINA DEVAM EDERLER.
CANIN MI SIKILDI BİR GECELİK AŞK MI ARIYORSUN GANİ GANİ HELE HELE TEBRİZ ŞEHRİNDE VE URUMİYE DE .. KORKTUNMU KOLAYI VAR BİR KADIN AYARLA VE ALIP MOLLAYA GİT O SANA İSTEDİĞİM SÜREDE GEÇİCİ NİKAH KIYSIN ( ZİĞGEN NİKAHI ) VERİYORSUN 20 DOLAR BAYAMLA SANA BİR HAFTALIK NİKAH KIYIYOR VE BİR HAFTA SONRA NİKAH OTOMATİK OLARAK DÜŞÜYOR ...
ORAYA MAL SATIP KAZIK YEMEYEN YOK...
VE VE VE BİZZAT YAŞADIĞIM BİR OLAYI TAM OLMASADA ANLATMAK İSTİYORUM ... BİR BAYANLA BERABER OLMAK İSTERSEN SAKIN ŞAŞIRMA NEYEMİ 45 YAŞINDAKİ BİR BAYANIN NORMAL YOLLARDAN GİRDİĞİ İLİŞKİ SAYISI BİR ELİN PARMAKLARININ SAYISINI GEÇMEZ NEDENMİ ÇÜNKİ ERKEKLER SAPIK TERS İLİŞKİDEN BAŞKA BİRŞEY BİLMİYAORLAR İSTEMİYORLAR. ...
BELKİ AYLARCA YIKANMAMIŞ İNSANLARA RASTLAMAK MÜMKÜN
BOZUK BİR TÜRKÇE KULLANIRLAR GENELDE VE BİRGÜN URUMİYEDE GÜMRÜK ÖNÜNDE SABAH OLMASINI BEKLİYORUM BİR SAKALLI GELDİ YAŞLICA BİRİ . ..

'' EFENDİ EKMEK SU SİGARA İSTERSİN '' DEDİ YOK SAĞOL DEDİM
'' EFENDİ VİSKİ RAKI VOTKA İSTERSİN SİGARA VAR '' SAĞOL İSTEMEM DEDİM
'' EFENDİ HATUN İSTERSİN '' SAĞOL SAGOL DEDİM
'' EFENDİ GENÇ HATUN VAR KARI VAR '' SAĞOL İSTEMEM DEDİM KORKUYORUM ASILARAK ÖŞMEKTEN VE BOMBAYI PATLATTI

'' EFENDİ BAKİRE KIZ VAR İSTESİN '' YOK SAĞOL DEDİM VE TIRIN ARKASINA GEÇTİM ÖNÜNE GEÇTİM SANKİ BİR İŞ YAPIYORMUŞ GİBİ UZAKLAŞMASINI BEKLEDİM SONRA SIK SIK GEÇEN POLİSLERDEN BİR EKİBİ DURDURUP OLAYI ANLATTIM. BANA SÖYLEDİĞİ ŞEY ŞU OLDU
'' HAAAAA TAMAM TAMAM ONU TANIYORUM O KARISINI VE KIZINI SATIYOR BOŞVER SEN İŞİNE BAK .''
GİDEN VARSA İRANA PARKLARA ( YEŞİL ALANLARA ) GİDİN BAKIN ORDAKİ BAYANLARI KISA BİR SÜRE KESİN BUNU ONLARA HİSSETTİRİN MUHAKKAK BİR ŞEKİLDE KARŞILIK ALIRSINIZ YA GÖĞÜSLERİNİ DEVAMLI OLARAK SETCE OKŞARLAR YA FRİKİK GÖSTERİRLER MUHAKKAK BİR ŞEY YAPARLAR SANRA İLGİSİZ KALIRSANIZ YA KAÇIN YADA O NU İZLEYİN BAŞKA ÇARE YOK

RAMAZAN AYINDA OTOBANLAR ARABA KAYNAR NEDENMİ 90 KM. YOL YAPACAKKİ SEFERİ SAYILSINDA YEMEK YESİN KİLOMETRE NERDE DOLDUYSA OTOBAN ÜZERİNDE ARIZA ŞERİDİNE ÇEKEREK SOFRAYI YOLA AMA GERÇEKTEN YOLA SERERLER VE YEMEK YERLER POLİS SORUNCA SEFERİYİZ DER DEVAM EDERLER
BUMU MÜSLÜMANLIK
HER ŞEY TAMAM BİR TÜRBANMI NOKSAN

İSTEMEYEREK KIRDIĞIM KİMSE OLDUYSA ÇOK ÖZÜR DİLERİM
ANAM VE BACILARIM EŞARP TAKARLAR . BU ONLAR İÇİN BİR SİMGE DEĞİLDİR
AMA BEN SİMGE HALİNİ ALMIŞ EŞARPLARA KARŞIYIM
BEN DİNİME LAF SÖYLETMEM EN AZINDAN BU YOLDA ÖLÜRSEM ŞEHİT SAYILIRIM
AMA DİNİMLE KİMSENİN UĞRAŞMASINI VIÇCIKLAMASINI KABULLENEMEM BU TÜRK OĞLU TÜRK TE OLSA AYNIDIR
ARKADAŞLAR DEVİR BİRLİK BERABERLİK DEVRİDİR KENDİ KALEMİZİ İÇİMİZDEN YIKMAYALIM KUTUPLAŞMAYALIM,AYRI BAŞ ÇEKMEYELİM
HERKESE BİRLİK BERABERLİK BAŞARI DOLU GÜNLER DİLERİM
SAYGILARIMLA

Bezde Kutsallık Arancaksa,En Önemli Yeri Örttüğü İçin En Kutsal Örtü Dondur.(TEŞEKKÜRLER ZEKERİYA BEYAZ)

o zaman bende
DONUMA ÖZGÜRLÜK İSTİYORUM. :Sopa

:clap:[/QUOT

ne tutarsız adamsın ya iki mesajınıda okudum hani buna bu ne perhiz bu ne lahana turşusu derler,donuna özgürlük istiyorsun ha.ananda bacında eşarp takıyor ha.benim aklıma güzel bir fikir geldi donunun özgürlüğü nasıl kazanır diye ama bozmayayım kendimi...
RUHUM KOKUŞACAĞINA AĞZIM KOKSUN......
 
NENEMİN TAKTIĞI BAŞÖRTÜSÜYLE GİRİLİYORMU KARDEŞİM.ONU NEDEN SOKMUYORLAR.FİYONKLU BİLE ALMADILAR BEN ŞAHİDİM.ODAMIII TÜRBANNNNN

Arkadaşım devlet hangisi türban hangisi başörtüsü onunla mı uğraşsın.

мαωι;3051108' Alıntı:
ikside Allahin emri .. !!! ikiside ayni kapiya cikio .. !!!

Öyle diyorsun ama birisinde saç görünebiliyor, birinde görünmüyor. Şimdi ikise Allah ın emri diyorsun lakin türban, saç teşhir ettiği için takılıyor. Ya da senin dediğine göre saç teşhir etmiyorsa neden takmak zorunlu hale getirilmek isteniyor.
 
ne fark eder ikiside israilin güçleri değilmi mossat bulur israil ordusuda çocukları vurur...ikiside yahudi için çalışır....ikiside islam düşmadır....buradaki çoğu kişi gibi düşmanlık eder isalama onlarda tek farkı insan öldürmezler,günahsız öldürmezler belkide fırsatları olmadığı içindir belli mi olur bu fırsat verilse mossat gibi israil ordusu gibi onlarda türbanlıları,başörtüsü takanları avlarlar sokaklarda.

Ouvvv sen bunu film yap ya?:durdurun
 
AKP şimdi de özgürlük mücahidi olmaya oynuyor. Sayısız internet sitesi arka arkaya kapatılıyor. Dünyanın en büyük internet alanı servislerinden blog sitelerine, Youtube gibi video paylaşım sitelerinden Alibaba gibi ticaret anlaşması yapmaya yönelik sitelere kadar bütün internet erişimimiz kısıtlanıyor.

Basında muhalif sesler arka arkaya susturuluyor. Tanıtımları yayınlanan iddialı bri program, ansızın yayından kaldırılabiliyor. Türkiye'de gazete ve televizyonların çok büyük bir bölümü AKP yandaşları tarafından TMSF yoluyla ele geçiriliyor. Basın özgürlüğü kısıtlanıyor.

Kadınlar sokağa çıkacak, bir işe girip çalışacak duruma gelemesin diye, en yetkili ağızlardan "çocuk yapın evde oturun" beyanatları geliyor, cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadele eden dernekler kapatılıyor. Kadınların sosyal hayatta varolma hakkı da, örgütlenme hakkı da kısıtlanıyor.

Zaten 12 Eylül anayasasıyla kuş gibi kalan sendikal haklar yok edilmek isteniyor, Türkiye'yi büyük sermaye için ucuz ve örgütsüz içgücü cenneti haline getirmek isteyen politikalar uygulanıyor. Sendikal haklarımız ve çalışma hakkımız kısıtlanıyor.

Telekulak her yerde; bütün ev ve cep telefonu konuşmalarımız, SMS'lerimiz, MSN görüşmelerimiz, e-maillerimiz ve hatta ziyaret ettiğimiz internet siteleri izleniyor, bütün Türkiye fişleniyor. Haberleşme özgürlüğümüz kısıtlanıyor.

Bütün bunların yanı sıra tam gün çalışma yasa tasarısıyla doktorların tüm hakları ellerinden alınıp birer halkalı köle haline getirilmek isteniyor; alkollü içeceklere dünyanın en ağır vergileri ve düzenlemeleri uygulanarak fiili içki yasağı uygulanıyor, YÖK hala üniversitelerin özgürlüğünü engellerken meclis çatısı altında bile en ufak eleştiriye hakaretler, fiziki saldırılarla cevap veriliyor.

Ve sahip olduğumuz özgürlükleri budayan AKP, savunduğu tek özgürlük olan başörtüsü özgürlüğü için yargıyı suçlamaya ve özgürlük mücahidi rolünü oynamaya devam ediyor.

alıntı- uykusuz dergi - alıntı
-----------------------------------------------------------------------------

özgürlük bir bez parçasını savunup kişisel haklarımızı gaspetmekse
ben tutsak olmaya razıyım. alın özgürlüğünüzü başınıza çalın.


Bezde Kutsallık Arancaksa,En Önemli Yeri Örttüğü İçin En Kutsal Örtü Dondur.(TEŞEKKÜRLER ZEKERİYA BEYAZ)

o zaman bende
DONUMA ÖZGÜRLÜK İSTİYORUM. :Sopa


ya yoldaşş!!bu ülkede kim kimi kaç yıldır fişledi bu millet artık biliyor yutturamassınız,kapatılan bikaç gazete varsa yazda reklmaı olsun arada belki alır okuruz,tayyip derdimiz falan yok kim demokrasi özgürlük naraları atmaya başladıysa topyekün sahip olunan elde kalmış 3-5 özgür kaldığımzı şeyde elden alındı bu sistemede bunlarıda biliyor millet dağdaki köyül- emekçi-memur da biliyor artık,eğer senin dediklerin doğruysa bu milletin yönelişler karşısında çok sıkıdığınızda bu millet kör dersiniz siz..sloganlarla nuıtuklarla yürümüyor bu işler.sendikal haklardan bahsedeceksen devletin milletin parasını iç eden uzanlara-aydın doğanlara-vergisdini vermeyen dinç bilginlere sermayeye yükleneceksin,öfkeni bez parçası dedğin başaörtüsüne inananlara millete kusmayacaksın ,çetelerle kolkola çıkan bürokratlara,yök e çalışma grubu oluşturan eğitimden başka herişi yapan proflara yükleneceksinki bizde sana inanacağız...
 
amma uğraştınız bu mossat nikiyle yawww.ne yalan söyleyeyim bir israili anımsatan nikin gelip forumlarda din tartışmalarına girmesini bir türlü anlayamadım nedir acaba sebebi?

O kastettiğiniz MOSSAD denen katiller birliği MOSSAT DEĞİL.Biz nasıl kendi istihbarat teşkilatımız olan MİT'e MİD diyemezsek o rezillerin adıda MOSSAD.dır.
 
bizim ülkede de herkes bi acayip kapatıyor başını arkadaş.ya bunun bi standardı yokmudur ya.sizce yaşlı kadınlarmı standardın dışında yoksa başını bi acayip kapatıp başka bi tarafını açanlarmı.türbancılar öne bu özeleştriyi yapsın kendini düzeltsin bence
 
***Bu nasıl sorudur böyle. Yine saptırılmaya çalışılacaktır. Ben türbana karaçarşafa burkaya karşıyım. Başörtüsüne değil. Nenelerimiz asırlardır takıyor. Bu cevap yeterli? Bir de kadınlara köle muamelesi yapanlara. . . Gerisi boşş.

Arkadaşım boşuna laf anlatma.Rahibe gibi giyinmeyle benim annemin örtüsünü nasıl bir tutarsınızki?

***ikside Allahin emri .. !!! ikiside ayni kapiya cikio .. !!!

Yapma ya!Allah ne diyo?Türban takın rahibe gibi giyinin,ılıml islam uşağı olunda diyo mu Allah?

AMA HALEN ANLAMADIĞINIZ BİRŞEY VAR:BU ÜLKEDEN AKP KOVULMADIKÇA NE TÜRBANLILAR NE DE BAŞÖRTÜLÜLER SORUNU ÇÖ-ZÜ-LE-MEZ:
 
Türbanla Hristiyan Katoliklerin Taktığı Şeyle Arasında Hiç Bir Fark Yok
 
Türbanla Hristiyan Katoliklerin Taktığı Şeyle Arasında Hiç Bir Fark Yok

anlamıyosunuz herhalde dınler arasında baglantı wardır ama yahudılık we hrıstıyanlık zamanla degıstırıldıgı ıcın Allah son we Hak din olarak İslamı gondermıstır :goz:
 
***anlamıyosunuz herhalde dınler arasında baglantı wardır ama yahudılık we hrıstıyanlık zamanla degıstırıldıgı ıcın Allah son we Hak din olarak İslamı gondermıstır:D

E peki hristiyanlıkta içki günah değil fakat niye bizde günah?
 
***anlamıyosunuz herhalde dınler arasında baglantı wardır ama yahudılık we hrıstıyanlık zamanla degıstırıldıgı ıcın Allah son we Hak din olarak İslamı gondermıstır:D

E peki hristiyanlıkta içki günah değil fakat niye bizde günah?


yazdıgımı dıkkatlı oku zamnla degıstırılmıs dıyorum :victory
 
madalyonun diger yüzünden bakıcak olursak

bu ülkelerde nasıl insan özgürlügünden bahsedilemezse açılmak yönünden

tam tersi olarakta Türkiye de kapanmak yasak farkeden bişey yok....

hep tek taraflı düşündüğümüz değil mi bizi bu hallere getiren

:clap:clap:clap:clap:clap:clap:clap


doğru söz alkışlanır...
 
O kastettiğiniz MOSSAD denen katiller birliği MOSSAT DEĞİL.Biz nasıl kendi istihbarat teşkilatımız olan MİT'e MİD diyemezsek o rezillerin adıda MOSSAD.dır.

ne anlama özürlüsünüz ya işinize nasıl gelirse öyle yorum yapmaktan hiç utanmıyorsunuz.ben o nike israilin istibahrat teşkilatının adını kullanan nik mi demişim bir daha oku bakalım.sadece israili anımsatan diyorum.anımsatmak=Hatırlatmak.(http://www.seslisozluk.com/?word=an%fdmsatmak)
bukadar kelime oyunları yaparsınız işte sizler bizans oyunlarınıda iyi becermeye çalışırsınız fakat elinize yüzüne bulaştırırsınız.

***anlamıyosunuz herhalde dınler arasında baglantı wardır ama yahudılık we hrıstıyanlık zamanla degıstırıldıgı ıcın Allah son we Hak din olarak İslamı gondermıstır:D

E peki hristiyanlıkta içki günah değil fakat niye bizde günah?

hiristiyanlıkta günah olmadığı araştırana kadar bizde niye günah diye araştırsa daha iyi olurdu bence(hiristiyanlığı öğrenmeye çalışacağına islamiyeti öğrenmeyi denesen sorun çözülecek ama)...tabi sen araştırmışsındır günah değildir...işinize öyle geliyor tabi
 
***anlamıyosunuz herhalde dınler arasında baglantı wardır ama yahudılık we hrıstıyanlık zamanla degıstırıldıgı ıcın Allah son we Hak din olarak İslamı gondermıstır:D

E peki hristiyanlıkta içki günah değil fakat niye bizde günah?

ya kardeşim niye hristiyanlıkta vaftiz denen bir şey varda bizde yok?ben böyle soru sorarsam ulan kendi dinimi bile öğrenememişim derim kendimden utanırım.sen araştırdığın öğrenmeye çalıştığın dinin mensubu ol istersen,sana kimse karışmaz nede olsa bu ülkede müslümanlara var yasaklar....
 
Türbanla Hristiyan Katoliklerin Taktığı Şeyle Arasında Hiç Bir Fark Yok

***anlamıyosunuz herhalde dınler arasında baglantı wardır ama yahudılık we hrıstıyanlık zamanla degıstırıldıgı ıcın Allah son we Hak din olarak İslamı gondermıstır:D

E peki hristiyanlıkta içki günah değil fakat niye bizde günah?

Arkadaşım devlet hangisi türban hangisi başörtüsü onunla mı uğraşsın.



Öyle diyorsun ama birisinde saç görünebiliyor, birinde görünmüyor. Şimdi ikise Allah ın emri diyorsun lakin türban, saç teşhir ettiği için takılıyor. Ya da senin dediğine göre saç teşhir etmiyorsa neden takmak zorunlu hale getirilmek isteniyor.

bayanlar üzerinden siyaset yapıp onları kullanacağıma
donumu savunurum.

bir saç telinin görünüp görünmemesinin insanlar üzerinde ne tür bir tahrik yaptıracağı da merak konusudur.

bunların topyekün cahillik olduğunun farkına varamamak kötü bir olay.
bu yolla nasıl sömürüldüğünün farkında bile değilsin

yatak yorgan herşeyi satılan bir ülken var , ama sen neyi düşünüyorsun ?

bez parçasını.

önce zihnine özgürlük getirmeyi dene , çok geç olmadan iş işten geçmeden...

Bu soruyu bana soramazsınız. Galiba siz beni gerçekten mossad dan sanıyorsunuz. Daha önceden haber alıp tepki göstermek falan. Anlamadım. Çocukları köle etmeye, zorla şekile sokanlara karşıyım. Alburaya da yazıyorum.



Konuya göre kıvırmak diye ben buna derim. İran özentiliği yapıp sonra İranı sapık mezhep deyip karalamak. Vay vay vay.

İran da olandan farkı ne Ilımlı İslam söylentileri, demokrasi özgürlük al sana İran.

Osmanlı da herkes Fatih Sultan, Kanuni değildi.
:goz:

"De ki: 'Ey kitap ehli! (Gerçeği) görüp bildiğiniz hâlde, niçin Allah'ın yolunu eğri ve çelişkili göstermeye yeltenerek inananları Allah'ın yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.' [ Ali İmran Suresi 99
 
Geri
Üst