Albayrak
Can Feda
- Katılım
- 23 May 2007
- Mesajlar
- 4,439
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Asırlarca teba olan insanımız, demokrasiyle çağdaş bir yurttaş/birey olmuştu.
Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti dönüştürücü bir değişim sürecinden geçiyordu. Birey Cumhuriyetle serbest düşünce yanlısı olmuştu. Mustafa Kemal 'e göre: "Demokrasi ilkelerinin en çağdaş ve mantıksal uygulamasını sağlayan hükümet şekli Cumhuriyetti." Kamunun yarar ve çıkarı düşüncesinin öncelikle görüldüğü bir yönetim şekli olan Cumhuriyet, onca güçlükler aşılarak kuruldu.
Cumhuriyet yönetiminde egemenlik koşulsuz ulusundur. "Misak-i Milli" ile ulusal andını; "Teşkilat-ı Esasiyle" de ülkenin belirgin biçimi anayasa ile şekillenmişti. Mustafa Kemal 84 yıl önce "Beyler yarın Cumhuriyeti ilan ediyoruz" demişti. Bu tarihi duyuru ulusal egemenliğimizi müjdeliyordu. Ülkenin öz kaynaklarının kullanım ve yönetim şekli halkın temsilcileriyle olacaktı. Bugün, siyasi ve ekonomik erkin birlikteliğiyle halkın öz kaynaklarının satılması, paylaşılması, içte ve dışta teslimiyetçi duruşu ülkeyi güç durumda bırakmaktadır.
Laiklik ilkesinin temel alındığı Cumhuriyet, yargı bağımsızlığı ile biçimlenip teolojiye (dinsel) geçit vermezliğiyle bilinir. Ne yazık ki bu kavramlarda da yönetilmemizde sis perdesi yer almaktadır. Cumhuriyetin oluşum şeklinin zedelenmemesi için "hukuk devletini egemen kılmak" ilkesi 1961 Anayasası'na konulmuştu. Amaç, dinin siyasete alet edilmesinin önlenmesiydi.
***
Cumhuriyetin içeriği, laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti ilkesiydi. Bu temel düşünce, Mustafa Kemal'in İstiklal Savaşı'nın başlangıcında Samsun'da söylediği "Halk için/Halka doğru/Halkla beraber" kavramlarıydı. O, toplumun (halkın) gönencini (huzurunu) istiyordu.
Ulusumuz, içten ve dıştan gelebilecek gerici, bölücü ve yıkıcı tehlikelere karşı her zaman dikkatli olmalıdır. Dün olduğu gibi bugün de emperyalist güçler birleşerek, her türlü entrika, karmaşa, yüzsüz davranış, kışkırtıcı ve karıştırıcı yöntemleriyle ülkemizin kimi insanını başkaldırmaya yönlendiriyorlar. Etnik ulusçuluk ve şeriat özlemi aymazları teröre doğru itiyor. Sömürgecilerin maşası birtakım çıkar çevrelerinin laikliğe ve ülkenin bölünmez bütünlüğüne saldırıları, ülkenin sabrını taşırmaktadır.
"Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi" olan bir yönetim biçimidir. Hizmet etmek, kul olmak ve emre uymaktan öte görevi olmayan insanımızın kaderi, Cumhuriyetin bireysel özgürlüğü ile sonuçlandı. Vatan toprağı bu uğurda şehitlerin kanıyla yıkandı, tepeler dolusu şehitlerin yanı sıra, ırmaklar dolusu kan aktı, nice cana mal oldu. Mustafa Kemal'in "en büyük eserim" dediği Cumhuriyet, bugün gölgeli, isli ve puslu duruşuyla ülkenin içinde bulunduğu terör çıkmazına ve şehitlerine ağlıyor...
Kardeşin kardeşe kırdırıldığı bugünkü ortamı yaratan ABD ve AB ülkeleri, bıyık altından gülüşleriyle amaçlarına ulaşma tuzaklarını kurmaktadırlar. Dün Cumhuriyetin kurulmasında ve korunmasında canlarını feda eden Türk ulusu, bugün de aldığı bu kutsal emaneti korumak için ölümü pahasına karşı koyacaktır. Kars'tan Edirne'ye kadar her ilde ve ilçede teröre tepki, şehidine saygı toplantıları ulusal direnişin birlik sesidir. Türk ulusu, Atatürk'ü sevgiyle yüreğinde taşıyarak ve onun kurduğu Cumhuriyeti, çağdaş ve saygın konumda yücelterek yoluna devam edecektir. Hiçbir tuzak ve amaç Cumhuriyete zarar veremeyecektir. Atatürk'e, onun ilke ve devrimlerine yürekleriyle inanan Türk ulusu, güçlükleri birlik ve dayanışmayla aşacaktır. Ulusça Atatürk'ün izinde yürümek, Cumhuriyeti yaşatmaya ant içmek, 73 milyon insanımızın yükümlülüğüdür.
***
Cumhuriyet coşkumuz, ülkemiz insanının içini dağlayan terör vahşetiyle gölgelenmiştir. İç ve dış iş birlikçilerin yeniden diriltmek istedikleri "Sevr ve ayrılıkçı girişim" ülkemizi bölme istek ve çabalarıdır.
Çağdaş, yenilikçi ve yenileşmeci yönüyle Türk ulusunu, dış etmenlerin sinsi projeleriyle "ılımlı İslam devleti" kimliğine dönüştürme uğraşı adım adım ilerlemektedir. Koşullar ne olursa olsun, ülke olarak Atatürk ilke ve devrimlerinden, aydınlanma felsefesinden, laiklikten, devlet ve ülkelerin bölünmez bütünlüğünden ödün verilmeyecektir. Cumhuriyet ile birlikte bilimin ve kültürün yol göstericiliği; çağdaş bir ulus olmanın temelini oluşturmuştur. Türk ulusu birlik ve beraberliğini bozacak her tür girişim, teröre ve başkaca tuzaklara karşı ayakta duracak güçtedir. 'Cumhuriyet benim karakterimdir' diyen Atatürk, özgür yaşamını, davranışını ve onursal yapısını yüce Türk ulusunun özlemleriyle örtüştürerek dile getirmiştir.
Ulusumuzun kültürel değerlerini, direnç noktalarını kırmak isteyen çıkarcı, küresel güçlerin politik hedeflerine ve ateşli isteklerine malzeme olmaya izin verilmeyecektir. Sömürgeci güçlerin yayılmacı-çıkarcı isteklerini gerçekleştirmek için ürettikleri kirli politik ve dini eylemler, söylemler boğazlarına dizilecektir.
Bugün söz konusu olan Türk ulusunun vazgeçilmez bütünlüğüdür. Ulusal birlik, bütünlük ve dayanışma Cumhuriyetimizin 84. yılının vazgeçilmezidir. 84 yaşındaki yüce devlet çınarımızı süsleyen Cumhuriyet Bayramımızı en içten duygularla kutluyorum.
İ. GÜRŞEN KAFKAS
Cumhuriyet
Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti dönüştürücü bir değişim sürecinden geçiyordu. Birey Cumhuriyetle serbest düşünce yanlısı olmuştu. Mustafa Kemal 'e göre: "Demokrasi ilkelerinin en çağdaş ve mantıksal uygulamasını sağlayan hükümet şekli Cumhuriyetti." Kamunun yarar ve çıkarı düşüncesinin öncelikle görüldüğü bir yönetim şekli olan Cumhuriyet, onca güçlükler aşılarak kuruldu.
Cumhuriyet yönetiminde egemenlik koşulsuz ulusundur. "Misak-i Milli" ile ulusal andını; "Teşkilat-ı Esasiyle" de ülkenin belirgin biçimi anayasa ile şekillenmişti. Mustafa Kemal 84 yıl önce "Beyler yarın Cumhuriyeti ilan ediyoruz" demişti. Bu tarihi duyuru ulusal egemenliğimizi müjdeliyordu. Ülkenin öz kaynaklarının kullanım ve yönetim şekli halkın temsilcileriyle olacaktı. Bugün, siyasi ve ekonomik erkin birlikteliğiyle halkın öz kaynaklarının satılması, paylaşılması, içte ve dışta teslimiyetçi duruşu ülkeyi güç durumda bırakmaktadır.
Laiklik ilkesinin temel alındığı Cumhuriyet, yargı bağımsızlığı ile biçimlenip teolojiye (dinsel) geçit vermezliğiyle bilinir. Ne yazık ki bu kavramlarda da yönetilmemizde sis perdesi yer almaktadır. Cumhuriyetin oluşum şeklinin zedelenmemesi için "hukuk devletini egemen kılmak" ilkesi 1961 Anayasası'na konulmuştu. Amaç, dinin siyasete alet edilmesinin önlenmesiydi.
***
Cumhuriyetin içeriği, laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti ilkesiydi. Bu temel düşünce, Mustafa Kemal'in İstiklal Savaşı'nın başlangıcında Samsun'da söylediği "Halk için/Halka doğru/Halkla beraber" kavramlarıydı. O, toplumun (halkın) gönencini (huzurunu) istiyordu.
Ulusumuz, içten ve dıştan gelebilecek gerici, bölücü ve yıkıcı tehlikelere karşı her zaman dikkatli olmalıdır. Dün olduğu gibi bugün de emperyalist güçler birleşerek, her türlü entrika, karmaşa, yüzsüz davranış, kışkırtıcı ve karıştırıcı yöntemleriyle ülkemizin kimi insanını başkaldırmaya yönlendiriyorlar. Etnik ulusçuluk ve şeriat özlemi aymazları teröre doğru itiyor. Sömürgecilerin maşası birtakım çıkar çevrelerinin laikliğe ve ülkenin bölünmez bütünlüğüne saldırıları, ülkenin sabrını taşırmaktadır.
"Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi" olan bir yönetim biçimidir. Hizmet etmek, kul olmak ve emre uymaktan öte görevi olmayan insanımızın kaderi, Cumhuriyetin bireysel özgürlüğü ile sonuçlandı. Vatan toprağı bu uğurda şehitlerin kanıyla yıkandı, tepeler dolusu şehitlerin yanı sıra, ırmaklar dolusu kan aktı, nice cana mal oldu. Mustafa Kemal'in "en büyük eserim" dediği Cumhuriyet, bugün gölgeli, isli ve puslu duruşuyla ülkenin içinde bulunduğu terör çıkmazına ve şehitlerine ağlıyor...
Kardeşin kardeşe kırdırıldığı bugünkü ortamı yaratan ABD ve AB ülkeleri, bıyık altından gülüşleriyle amaçlarına ulaşma tuzaklarını kurmaktadırlar. Dün Cumhuriyetin kurulmasında ve korunmasında canlarını feda eden Türk ulusu, bugün de aldığı bu kutsal emaneti korumak için ölümü pahasına karşı koyacaktır. Kars'tan Edirne'ye kadar her ilde ve ilçede teröre tepki, şehidine saygı toplantıları ulusal direnişin birlik sesidir. Türk ulusu, Atatürk'ü sevgiyle yüreğinde taşıyarak ve onun kurduğu Cumhuriyeti, çağdaş ve saygın konumda yücelterek yoluna devam edecektir. Hiçbir tuzak ve amaç Cumhuriyete zarar veremeyecektir. Atatürk'e, onun ilke ve devrimlerine yürekleriyle inanan Türk ulusu, güçlükleri birlik ve dayanışmayla aşacaktır. Ulusça Atatürk'ün izinde yürümek, Cumhuriyeti yaşatmaya ant içmek, 73 milyon insanımızın yükümlülüğüdür.
***
Cumhuriyet coşkumuz, ülkemiz insanının içini dağlayan terör vahşetiyle gölgelenmiştir. İç ve dış iş birlikçilerin yeniden diriltmek istedikleri "Sevr ve ayrılıkçı girişim" ülkemizi bölme istek ve çabalarıdır.
Çağdaş, yenilikçi ve yenileşmeci yönüyle Türk ulusunu, dış etmenlerin sinsi projeleriyle "ılımlı İslam devleti" kimliğine dönüştürme uğraşı adım adım ilerlemektedir. Koşullar ne olursa olsun, ülke olarak Atatürk ilke ve devrimlerinden, aydınlanma felsefesinden, laiklikten, devlet ve ülkelerin bölünmez bütünlüğünden ödün verilmeyecektir. Cumhuriyet ile birlikte bilimin ve kültürün yol göstericiliği; çağdaş bir ulus olmanın temelini oluşturmuştur. Türk ulusu birlik ve beraberliğini bozacak her tür girişim, teröre ve başkaca tuzaklara karşı ayakta duracak güçtedir. 'Cumhuriyet benim karakterimdir' diyen Atatürk, özgür yaşamını, davranışını ve onursal yapısını yüce Türk ulusunun özlemleriyle örtüştürerek dile getirmiştir.
Ulusumuzun kültürel değerlerini, direnç noktalarını kırmak isteyen çıkarcı, küresel güçlerin politik hedeflerine ve ateşli isteklerine malzeme olmaya izin verilmeyecektir. Sömürgeci güçlerin yayılmacı-çıkarcı isteklerini gerçekleştirmek için ürettikleri kirli politik ve dini eylemler, söylemler boğazlarına dizilecektir.
Bugün söz konusu olan Türk ulusunun vazgeçilmez bütünlüğüdür. Ulusal birlik, bütünlük ve dayanışma Cumhuriyetimizin 84. yılının vazgeçilmezidir. 84 yaşındaki yüce devlet çınarımızı süsleyen Cumhuriyet Bayramımızı en içten duygularla kutluyorum.
İ. GÜRŞEN KAFKAS
Cumhuriyet