hyltlord
New member
- Katılım
- 15 Şub 2009
- Mesajlar
- 517
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
'Baba' filminin efsanevi yönetmeni Beyoğlu ve Kasımpaşa'ya hayran kaldı
Beyoğlu Belediyesi, Baba filminin efsanevi yönetmeni Francis Ford Coppola'yı Galata'da ağırlayarak, İstanbul'un kültürel mirasını tanıttı. Türk ve saray yemeklerini tadan Coppola, Türkiye'ye daha önce de 4 kez geldiğini, İstanbul'un kültür hayatını gözlemleyerek filmi için ilginç bir hikaye aradığını söyledi. 2010 yılında kültürel etkinliklere eşiyle birlikte katılacağını belirten Coppola, Beyoğlu ve Kasımpaşa'ya hayran olduğunu ve film platosu için İstanbul'un tarihi ve kültürel mirasından yararlanacağına dikkat çekti. Coppola, "Filmime konu olacak hikayeleri seçmek için İstanbul'u gözlemliyorum. Beyoğlu'nun fantastik dokusu ve genç insanların canlılığı, eğlence hayatı hepsi beni etkiledi" dedi.
Lale BİLDİRİCİ / AHT
"The Godfather" (Baba) başta olmak üzere çok sayıda ödüllü filme imza atan, dünyanın en ünlü yönetmenlerinden Francis Ford Coppola, Beyoğlu Belediyesi'nin düzenlediği bir organizasyona katıldı. Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Coppola'yı Galata'daki Kiva Han'da ağırladı. Ünlü yönetmen, Beyoğlu'nun tarihi mekanlarını gezerken Türk ve Anadolu yemeklerinden yedi. Davete Demircan'ın yanı sıra Faruk Eczacıbaşı da semt sakini olarak yer aldı.
Türk yemekleri çok lezzetli
Türk yemeklerini çok sevdiğini belirten Coppola'ya, kestane aşı, teşrübe, pehli-pilav, şiş berek, fellah köfte, deniz börülcesi, labada, ebe gümeci, kuşburnu şerbeti, un helvası, çerkez kabağı ikram edildi. Yemek sonrası Demircan Coppola'ya, "Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır" özdeyişini anlatıp bakır kap içinde Türk kahvesi hediye etti. Demircan, Coppola'ya dostluklarının bir ömür boyu sürmesi temennisinde bulundu.
İstanbul'u gözlemliyorum
Bunun İstanbul'a beşinci gelişi olduğunu anlatan Coppola, gelecek yıl İstanbul'u anlatan bir film yapacağını belirterek, Beyoğlu ve Kasımpaşa'ya hayran olduğunu ve film platosu için İstanbul'un tarihi ve kültürel mirasından yararlanacağına söyledi.
İstanbul'un kültürel hayatını çok güzel ve ilginç bulduğunu söyleyen Coppola, filmi için tüm tarihi binaları gezerek gözlem yaptığını söyledi. Coppola, "Filmime konu olacak hikayeleri seçmek için gözlemliyorum. İstanbul yaşamını daha iyi tanımaya çalışıyorum. Beyoğlu'nun fantastik dokusu ve genç insanların canlılığı, eğlence hayatı hepsi beni etkiledi. Şimdiye kadar İstanbul'un tüm tarihi yerlerini gezdim" dedi.
Özellikle Beyoğlu, Kasımpaşa ve Galata'dan çok etkilendiğini ifade eden Coppola, Türk filmlerini de beğendiğini, iki Türk filmi satın aldığını söyledi.
Beyoğlu Belediyesi, Baba filminin efsanevi yönetmeni Francis Ford Coppola'yı Galata'da ağırlayarak, İstanbul'un kültürel mirasını tanıttı. Türk ve saray yemeklerini tadan Coppola, Türkiye'ye daha önce de 4 kez geldiğini, İstanbul'un kültür hayatını gözlemleyerek filmi için ilginç bir hikaye aradığını söyledi. 2010 yılında kültürel etkinliklere eşiyle birlikte katılacağını belirten Coppola, Beyoğlu ve Kasımpaşa'ya hayran olduğunu ve film platosu için İstanbul'un tarihi ve kültürel mirasından yararlanacağına dikkat çekti. Coppola, "Filmime konu olacak hikayeleri seçmek için İstanbul'u gözlemliyorum. Beyoğlu'nun fantastik dokusu ve genç insanların canlılığı, eğlence hayatı hepsi beni etkiledi" dedi.
Lale BİLDİRİCİ / AHT
"The Godfather" (Baba) başta olmak üzere çok sayıda ödüllü filme imza atan, dünyanın en ünlü yönetmenlerinden Francis Ford Coppola, Beyoğlu Belediyesi'nin düzenlediği bir organizasyona katıldı. Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Coppola'yı Galata'daki Kiva Han'da ağırladı. Ünlü yönetmen, Beyoğlu'nun tarihi mekanlarını gezerken Türk ve Anadolu yemeklerinden yedi. Davete Demircan'ın yanı sıra Faruk Eczacıbaşı da semt sakini olarak yer aldı.
Türk yemekleri çok lezzetli
Türk yemeklerini çok sevdiğini belirten Coppola'ya, kestane aşı, teşrübe, pehli-pilav, şiş berek, fellah köfte, deniz börülcesi, labada, ebe gümeci, kuşburnu şerbeti, un helvası, çerkez kabağı ikram edildi. Yemek sonrası Demircan Coppola'ya, "Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır" özdeyişini anlatıp bakır kap içinde Türk kahvesi hediye etti. Demircan, Coppola'ya dostluklarının bir ömür boyu sürmesi temennisinde bulundu.
İstanbul'u gözlemliyorum
Bunun İstanbul'a beşinci gelişi olduğunu anlatan Coppola, gelecek yıl İstanbul'u anlatan bir film yapacağını belirterek, Beyoğlu ve Kasımpaşa'ya hayran olduğunu ve film platosu için İstanbul'un tarihi ve kültürel mirasından yararlanacağına söyledi.
İstanbul'un kültürel hayatını çok güzel ve ilginç bulduğunu söyleyen Coppola, filmi için tüm tarihi binaları gezerek gözlem yaptığını söyledi. Coppola, "Filmime konu olacak hikayeleri seçmek için gözlemliyorum. İstanbul yaşamını daha iyi tanımaya çalışıyorum. Beyoğlu'nun fantastik dokusu ve genç insanların canlılığı, eğlence hayatı hepsi beni etkiledi. Şimdiye kadar İstanbul'un tüm tarihi yerlerini gezdim" dedi.
Özellikle Beyoğlu, Kasımpaşa ve Galata'dan çok etkilendiğini ifade eden Coppola, Türk filmlerini de beğendiğini, iki Türk filmi satın aldığını söyledi.
KAYNAK