CinseL BiLgiler..

St.AnGeR

Document Visor..
Kadında orgazm

Cinsel uyarılma ve takip eden orgazm, Masters ve Johnson’un 1966′da gönüllü bireylerde yaptıkları orijinal çalışmada hem erkekler, hem de kadınlarda ayrıntılı olarak incelenmiştir ve dahası, bu orijinal çalışmayı günümüze kadar daha ayrıntılı olan bir çalışma takip etmemiştir. Cinsel uyarılma ve orgazm ile ilgili bilgilerimizin tümüne yakınını bu iki bilim adamının çalışmasından edindiğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz.

Orgazm nedir?

Orgazm olgusunu tarif etmek zordur. Orgazm, çeşitli cinsel uyaranlarla beynin uyarılması ile başlayan ve uyaranların etkisiyle kişide hem bedensel hem de ruhsal olarak algılanan bir “histir”.

Orgazm oluşumu için en önemli uyaran dokunsal olanlar olmasına karşın (cinsel ilişki ve kendi kendini tatmin dokunsal uyaran türleridir) sadece görsel veya işitsel uyaranlarla orgazm olunması da özellikle kadınlarda imkan dahilindedir.

Orgazmın işlevi nedir?

Orgazm oluşumu için cinsel uyaranlarla cinsel birleşmeye hazırlanan beden ve ruh ikilisi, kendi kendini tatminle veya cinsel ilişkiyle kişinin haz almasını sağlamaktadır.

Erkekte orgazm sperm kanallarının açılarak spermin dışarı boşalmasını sağlar ve bu nedenle orgazm erkeğin üreme işlevlerinin çok önemli bir parçasını oluşturur.

Bilimsel olarak gebelik oluşması için kadının orgazm olmasının şart olduğu şeklinde bir bilgi yer almamakla beraber son veriler orgazm esnasında oluşan rahim kasılmalarının spermlerin Fallop tüplerine daha kolay geçtiğini göstermektedir.

Orgazma giden yolda kadın cinselliğinin evreleri

Masters ve Johnson yaptıkları çalışmalarda kadında cinsel uyarılmayla başlayan ve orgazm ile sonuçlanan sürecin dört ayrı evreye bölünebileceğini saptamışlardır. Gerek normal cinsel işlevlerin anlaşılması, gerekse cinsel işlev bozukluklarının sınırlarının çizilebilmesi açısından bu evreleme kendini tanımak isteyen bir kadının olduğu kadar, konuyla ilgilenen diğer kişilerin de faydalanabileceği net bilgiler içermektedir.

Bu evrelemeye göre kadın cinsel ilişki esnasında aşağıdaki evrelerden geçer Uyarılma EvresiPlato Evresi Orgazm EvresiÇözülme Evresi
Bu evreler kadında ve erkekte oldukça benzerdir. Her bir evrenin devam etme süresi kadından kadına bariz değişiklikler gösterebilir ve birbirini ardı ardına takip eden bu evrelerden biri yaşanmadan diğerine geçiş olamayacağı kabul edilir.

Bu evre cinsellik dürtüsünün kişide cinselliği yaşama ihtiyacı ortaya çıkarmasıyla başlar. Kişide hayali veya gerçek uyaranlar cinsellik arzusunu ortaya çıkarmıştır. Kadın fiziksel (partneri veya kendisi tarafından direkt uyarılma) veya psikolojik (görsel, düşsel ve benzeri uyaranlarla uyarılma) olarak uyarıldığında ortaya çıkan cinsellik yaşama arzusuyla başlayan evredir.

Cinsellik arzusu ortaya çıktığında eğer bu arzu engellenmezse tüm bedende cinselliğe hazırlık için değişiklikler başlar. Kadının vajinal salgıları cinsel uyaranın başlamasıyla saniyeler içinde belirgin olarak artar, vajina girişindeki Bartholin salgı bezleri faaliyete geçer. Klitoris ve dudaklarda büyüme ve şişme, göğüs bölgesinde ve memelerde kızarma meydana gelir. Vajina uzar ve genişler, dış dudaklar birbirinden uzaklaşır, rahim yükselir.

Genital sistemdeki bu değişikliklerin genel amacı kadının bedensel olarak cinsel ilişkiye hazırlanmasını sağlamaktır.

Kadında bu evrede kalp atışları hızlanır ve solunum sayısı artar, kan basıncı yükselir. Vücuttaki kas grupları kasılmaya başlar. Memeler ve meme uçları da büyüyerek daha belirgin hale gelir. Bazı kadınlarda yüzde, boyunda ve göğüste kızarmalar meydana gelir.

Erkekte uyarılma evresi penisin ereksiyonu (sertleşmesi) şeklinde gerçekleşir.

Uyarılma evresinin temel amacı kadının bedensel olarak cinsel ilişkiye hazırlanmasını sağlamaktır. Genital bölgedeki bu değişikliklerin tümü bölgede kan akımının belirgin bir şekilde artması sonucunda ortaya çıkar.

Bu evrede cinsel gerginlik ve erotik duygular yoğunlaşır. Cilt değişiklikleri daha belirgin hale gelir, memeler ve meme uçları daha fazla dikleşir. Dudaklar da daha çok şişerek koyu kırmızı bir renk alırlar. Vajinanın alt 1/3′lük kısmı şişip kalınlaşarak “orgazmik platform” adlı yapıyı meydana getirir. Rahim tümüyle yukarı çıkmıştır. Vajinanın üst kısmında genişleme ve uzama meydana gelir

Yeterli uyaran olduğunda bu dönem orgazmla son bulur.

Erkekte plato evresinde penisten berrak ve kaygan bir sıvı gelir. Bu sıvının içinde az sayıda canlı sperm bulunabileceğinden kadının erkek boşalmadan bile (”geri çekme” yönteminde olduğun gibi) gebe kalması imkan dahilindedir.

Plato evresi cinsel ilişkinin en aktif dönemlerinden biridir ve uyarılmayla başlayan cinsellik dürtüsü ve takip eden cinsellik dışavurumu (kendi kendini tatmin veya cinsel ilişki) bu evrenin sonunda orgazmla sonuçlanır.

Plato evresinin dıştan gözlenebilen en önemli özelliği orgazm evresine yaklaşıldıkça bir önceki evrede büyümüş olan klitorisin küçülme eğilimi göstermesidir. Plato evresinin sonlarına gelindiğinde klitoris orijinal boyutunun yarısına kadar küçülebilir. Bu küçülme, orgazmın yaklaştığını gösteren önemli bulgulardan biridir. Bu evrenin süresi kadından kadına, hatta bazen aynı kadında bir cinsel eylemden diğerine belirgin değişiklikler gösterebilir.
Orgazm evresi, önceki evrelerde “artmış olan gerginliğin boşaltılması” şeklinde tarif edilebilir. Orgazm esnasında vajina, perine, anüs ve orgazmik platformda yer alan kaslardan kaslarda istemsiz ve şiddetli kasılmalar ortaya çıkar. Bu kasılmalar ortalama 0.8′er saniyelik aralıklarla ortaya çıkarlar ve toplam dört saniye kadar kısa sürebilecekleri gibi, 15 saniye kadar uzun da sürebilirler. Kasılmalara vajinanın daha da genişleyerek boyunun uzaması eşlik eder ve nihayet rahimde de kasılmalar ortaya çıkar. Rahim kasılmaları bazı kadınlar tarafından belirgin şekilde hissedilirler.

Yukarıda bahsedilen kasılmalar kadının orgazm hissi yaşamasını sağlar.

Orgazm oluştuğunda cilt kızarıklığı en üst seviyeye ulaşır. Kadının yüz kasları da kasılır ve acı çekiyormuş gibi bir görünüm arz edebilir.

Orgazm esnasında kadın vücudu adeta “kaskatı kesilir”. Kalp hızı, solunum hızı ve kan basıncı yüksek seyretmeye devam ederler. Kadınların çoğu bu aşamada bel bölgesinde, “beyinlerinde” ve genital bölgelerinde değişik bir karıncalanma hissinden bahsetmişlerdir.

Refrakter peryod

Orgazm sonrası erkeklerde oluşan refrakter periyod (cinsel uyaranlara kayıtsız kalınan, yani yeni bir cinsel ilişkiye başlamanın mümkün olmadığı dönem) genç erkeklerde bir kaç dakika sürerken, daha ileri yaşlarda birkaç saate kadar çıkabilir. Bu süre bireyler arası belirgin farklılıklar gösterebilir.

Kadınlarda genellikle refrakter peryod yoktur veya çok kısadır ve kadınlar ardı ardına defalarca orgazm olabilirler.
Kadınların yalızca az kısmı vajinal yolla orgazm olabilir. Birçok kadında, orgazma ulaşmak için direkt klitoris uyarısı gereklidir.

Orgazmla birlikte uyarılma evresinde biriken tüm gerginlik kaybolur. Kişi beyinden orgazm esnasında salgılanan endorfinlerin (”mutluluk hormonları”) etkisiyle gevşer ve kendini iyi hisseder. Takiben uyarılma evresinde ortaya çıkan değişikliklerin tümü “çözülerek” geri döner. Tüm bu geri dönüş süreci 5-10 dakika sürer. Çözülme evresinde tüm değişiklikler geri döner. Kadınların çoğunda orgazm sonrası klitoris ve meme uçları hassaslaşır ve ağrıya duyarlı hale gelir
 

St.AnGeR

Document Visor..
Kürtaj

Kürtaj veya rahim tahliyesi rahim içindeki bir gebeliğin özel yöntemlerle sonlandırılmasıdır. Kadının arzusuyla 10. gebelik haftasına kadar yasal olarak uygulanabilir.

Evli kadınlarda yasal tahliye uygulamasında eşler de müdahaleye rıza vermelidirler.
Evli olmayan ve 18 yaşın üzerinde olan kadınlar kendi isteklerine göre hareket ederler.

Yasal Tahliye” adından da anlaşılacağı gibi ülkemizde reşit kadınlarımıza tanınmış tümüyle yasal ve çağdaş bir haktır.

Kürtaj yalnızca ve ancak Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanınca uygulanır. Yapılan işlem gizli kalır.

Ülkemizde düşük ilacı (RU-486) kullanılmamaktadır. Dünyanın çoğu ülkesinde (gelişmiş olan ülkeler dahil) ve bizde tahliye, aşağıda anlatılan vakum tekniği ile uygulanır.

Gebelik testiniz ister pozitif ister negatif olsun, asla “söktürücü iğne” gibi yöntemlere kendi kendinize başvurmayın. Bu ilaçların gebelik durumlarında işe yaramaları tıbben mümkün değildir.

“İlk hamilelikte uygulanan kürtaj sonrasında bir daha hamile kalınmaz!!”
BU YALNIZCA HURAFEDİR
Dikkatli ve vakumla uygulanan bir kürtajın kadının genital sistemine zarar vermesi beklenen bir durum değildir.

Gebeliğin tıbben sakıncalı olması durumunda (anneyle ilgili gebeliğin riskli olduğu hastalıklar, bebeğin ileri derecede sakat olduğunun ya da öldüğünün belirlenmesi gibi) bu süre 10 haftayı aşabilir. Bu durumda birden fazla uzman doktorun kurul oluşturarak karar vermeleri gerekir.

Uygulanması

Yasal tahliyeler hem lokal anestezi, hem de genel anestezi altında uygulanabilir. Genel anestezi her ne kadar maliyeti biraz artırsa da, işlemin tümüyle ağrısız seyretmesi açısından çağdaş ve etkili bir yöntemdir.

Kürtaj Tekniği

Gebelik haftası ultrasonla belirlendikten sonra dikkatli bir jinekolojik muayene yapılır. Vajina ve rahim ağzı bakterilerden arındırılmak amacıyla dezenfekte edildikten sonra, rahim ağzını sabitlemek için plastik bir alet vajinadan yerleştirilir ve lokal anestezik madde uygun olarak rahim ağzı içine enjekte edilir, veya genel anestezi için anestezi uzmanı tarafından gerekli işlemler başlatılır.

Daha sonra çok ince plastik kanüller rahim ağzından rahim içine ittirilir. Bazen rahim ağzı sert olabilir ya da gebelik 6. haftanın üzerinde olması nedeniyle daha geniş çaplı plastik kanüller kullanılması gerekebilir. Bu durumda rahim ağzını genişletmek için özel “buji” adı verilen aletler kullanılır. Kanül yerleştirildikten sonra kanüle bir enjektör iliştirilir. Enjektörde oluşan vakum yardımıyla rahmin içi vakumla boşaltılır.

10. haftaya yakın olan gebeliklerde bazen rahim içine metal aletler sokularak rahmin tümüyle boşaltıldığından emin olmak gerekebilir, ancak bu çok ender bir durumdur.

Rahimin içi tümüyle boşaltıldıktan sonra kanül çıkarılır, diğer tüm aletler çıkarılır ve hastanın 10 dakika istirahatı sağlanır.

Tüm bu işlemler 6. gebelik haftasına kadar olan gebeliklerde 5 dakika, 6 ile 10 arası olan gebeliklerde 5-15 dakika sürer. Bu süre Kadın-Doğum uzmanının çalışma süresidir. Genel anestezi uygulandığında hastanın uyuması, işlemin yapılması ve hastanın kendine gelmesine 20-40 dakika eklenmelidir.

Riskler

Yasal sınırlar içinde (10. gebelik haftasına kadar uygulanan kürtaj) oluşması muhtemel riskler büyük oranda işlemi uygulayan Kadın-Doğum uzmanının tecrübesine bağlıdır.

Lokal anesteziyle yapılan uygulamalarda işlem esnasında en sık rastlanan sorunlar lokal anestezik maddeye aşırı duyarlılık ve vazovagal senkoptur (uterusun sabitlenmesi amacıyla takılan alet nedeniyle bayılma oluşması). Bu, geçici ve selim bir durumdur. Yaklaşık %1 oranında görülür.

İşlemden hemen sonra en sık görülen sorun bulantı ve kusmadır. Bazen bayılma hissi oluşabilir. Bu durum da yaklaşık %1 oranında gözlenir ve hayati tehlike yaratmayan geçici bir durumdur.

Bazen rahim ağzı kanülün geçmesine izin vermeyecek şekilde sert olabilir ve işlem yarıda bırakılabilir (görülme oranı: yaklaşık 700′de 1). Tahliye bir hafta sonrasına ertelenir.

Gebelik çok erken ise (<5.5 hafta) tahliye başarısız olabilir. Tahliye bir hafta sonrasına ertelenir. Tecrübeli bir Kadın-Doğum uzmanı erken bir gebeliği tahliye etme girişiminde bulunmak yerine belli bir süre bekledikten sonra tahliye etmeyi önerir.

Özellikle gebelik büyükse işlem esnasında aşırı kanama olabilir. Yasal sınırlar içinde yapılan tahliyelerde oluşan kanamalar hayati tehlike yaratmaz.

Çok ender durumlarda ve çoğunlukla yasal sınırı aşan (10. gebelik haftası sonrası uygulanan) tahliyelerde işlem esnasında rahim delinebilir .

Özellikle çok erken gebelik haftalarında uygulanan tahliyelerde işlemden birkaç saat sonra görülen nadir bir sorun da rahim içinde kan birikmesidir (görülme oranı 500′de 1). Hayati bir tehlike yaratmayan bir durumdur ve rahmin içindeki kan boşaltılarak tedavisi sağlanır.

Enfeksiyon oluşacaksa bu genellikle işlemden 6-7 gün sonra ortaya çıkar ve kendini ağrı, akıntı, aşırı kanama şeklinde belli eder. Kürtaj sonrası verilen antibiyotikleri düzenli olarak kullanmanız durumunda bu sorun da ender olarak gözlenir.

İçeride “parça kalması” durumunda genellikle ilk iki haftada adet esnasındaki kanamadan çok daha fazla kanama görülür ve bu kanama pıhtı şeklinde ve koyu renklidir. Kanamanın ağrılı olması kural değildir. Bazen parça düştüğü gözlenebilir.

Geç dönemde görülen en önemli, ancak ender bir sorun işlem esnasında rahim iç tabakasının aşırı hasar görmesi sonucunda oluşan yapışıklıklardır (Asherman sendromu). Kendini kürtajdan 4-5 hafta geçmesine rağmen adet kanamasının olmaması ve ilaç tedavisiyle de kanama oluşturulamaması şeklinde gösterir. Usulüne uygun yasal sınırlar içinde yapılan tahliyelerde ve özellikle de vakumla uygulanan işlemlerde ender olarak gözlenir.

Uyarılar ve tehlike işaretleri

Kürtajdan belli bir süre sonra (genellikle bir hafta sonra) kontrole çağırılacaksınız. Bu kontrol gebeliğin tümüyle sonlandırıldığından, enfeksiyon oluşmadığından, işlem esnasında spiral takılmışsa spiralin uygun konumda olduğunun belirlenmesi açısından çok önemlidir. Bu kontrol ihmal edilmemelidir. Eğer kanama, parça düşürme, aşırı ağrı, ateş gibi durumlar ortaya çıkarsa kontrol günü beklenmemeli ve hemen doktorla irtibata geçilmelidir.
 

St.AnGeR

Document Visor..
Kızlık Zarı

Kızlık zarı doğa tarafından vajenin giriş kısmına yerleştirilmiş olan ve kesin görevi bilinmeyen bir dokudur. Bazı bilim adamları adet görünceye kadar vajeni ve rahmi dışarıdan gelebilecek mikroplara karşı koruyan bir oluşum olarak, bazıları da sadece bir doku kalıntısı olarak değerlendirirler.

Kızlık zarı,mukoza dediğimiz ağız içi yapısına benzeyen bir yapıya sahiptir. Bazı kadınlarda doğuştan bulunmayabilir. Vajina (dölyolu) girişinde yaklaşık 1-2 cm. içeridedir.

Kadından kadına çok büyük farklılıklar gösterebilmekle beraber belli başlı altı-yedi çeşide ayırabiliriz. Bunlar; annuler kızlık zarı yani halka şeklinde kızlık zarı, en sık rastlananıdır. Yarım halka zarın dıştan içe kalınlığı fazla olmadığı için genelde ilişki sırasında yırtılmaz. Ancak doğum sırasında yırtılır. Delikli zarların ilişki esnasında yırtılması biraz daha fazla acılı ve zordur.

Kalınlığı fazla olan zar da ilişkide kolay kolay yırtılmayan, bazen cerrahi müdehale gerektiren, bazen de kanaması çok fazla olabilen tipte kızlık zarıdır. Kapaklı kızlık zarında ise hiç bir açıklık bulunmamaktadır. İlk adet görmeyle beraber problem başlayacak, adet kanı dışarı akamayacağı için şiddetli bir ağrı şikayeti olacak ve sonuçta bu zar üzerinde adet kanının dışarı akmasını sağlayacak kadar delikler doktor tarafından açılacak ve kişi rahatlayacaktır. Bu işlem, kişinin cinsel ilişkide kanamasına mani olmaz.

Kızlık zarı, ilişki dışında nadir olarak uzakdoğu sporu, jimnastik gibi aktif ve normalin dışında bacak açma hareketi yapanlarda, kaza sonucu yırtılabilir. Kızlık zarının yırtılan kısımları hiç bir zaman kendiliğinden tekrar birleşmez.

Sadece sürtünme yoluyla masturbasyon yapılmasıyla yırtılmaz. İlişki sonucu yırtılmazsa bir jinekolog tarafından uyuşturularak hiç bir acı verilmeden açılabilir. İlk ilişki sonucunda pembe renkli (vajen salgıları ile karıştığı için kanın rengi açılır) birkaç damla kan gelebilir. Çok kalın kızlık zarlarında bazen kan akışı uzun sürebilir.

Kızlık zarı dikilebilir. Eğer bu işin uzmanı tarafından dikilmişse dikilen bir zar yüzde yüz kanar. Dikilen bir kızlık zarının dikildiği, ilişkiye girilen kişi tarafından anlaşılamaz. Çocuk doğurmuş kadınlarda dahi bu kızlık zarı tamir edilebiliir.

Kızlık Zarı
Kızlık
zarının latince adı hymendir ve HYMEN Yunan mitolojisinde Evlilik
Tanrısının ismidir. Kızlık zarı ülkemizde ve dünyanın belli bölgelerine
halen sosyal ve kültürel önemini korumaktadır. Kızlık zarının
henüz bozulmamış olması hatalı olarak kadının bekaretinin, yani
bir erkekle birlikte olmadığının sembolü ve yine hatalı olarak ilk
ilişkide kanama olmaması kadının daha önceden bir erkekle cinsel
ilişkide bulunmuş olduğunun kanıtı olarak görülmekte ve birçok
masum genç kız bu yüzden tüm yaşamlarını etkileyecek olaylarla
karşılaşabilmektedir. Bu durum yalnız bizde değil, birçok kültürde
geçerlidir.

Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanları ne yazık ki genç kadınların
“kızlık zarı muayenesi” için kliniğe getirilmelerine ve böylece
bazen küçük düşürülmeye varacak kadar aşağılanmalarına tanık
olmaktadırlar.

Bu yazı kızlık zarı hakkındaki bazı yanlış bilinenleri düzeltmek
veya bilinmeyenleri açıklığa kavuşturmak için basitliği korumak açısından
soru-cevap şeklinde hazırlanmıştır.

Kızlık zarı tam olarak nerededir?

Kızlık zarı, vajina girişinin 1-1.5 santimetre iç kısmında yer
alan ince bir yapıdır.

Neden böyle bir yapı var?

Anatomik ve fizyolojik açıdan kızlık zarının
bilinen bir işlevi yoktur. Genital sistem enfeksiyonlarına karşı
koruyucu bir işlevi olduğu düşünülmesine karşın, ortada delik
olan bir yapının nasıl olup da enfeksiyonlara karşı koruyucu olacağı
tartışma konusu olduğundan bu görüş tam olarak geçerli değildir.
Aslında enfeksiyonların bakire olanlarda daha ender oluşmasının
nedeni bu kızların cinsel yolla bulaşan hastalıklara maruz kalmamış
olmalarıdır. PID (pelvik enfeksiyon) ve vajinit gibi enfeksiyon hastalıkları
aktif cinsel yaşam başladığında, önemli bir kısmı cinsel yolla
bulaşan bakterilerle başlatılan enfeksiyonlardır.

Kızlık zarları yapısal olarak farklılıklar gösterebilir mi?

Anatomik olarak kızlık zarı vajinanın hemen giriş kısmında yerleşmiş,
en sık görülen şekliyle ortasında adet kanının ve vajinal salgıların
akmasına yarayan ufak bir delik bulunan yarı esnek, ince bir yapıdır.
Bazı kadınlarda bu yapı çok sert veya çok esnek olabilir. Bazı kadınlarda
ortada bir yerine iki veya daha fazla sayıda delik bulunabilir. Ender
durumlarda zarın ortasındaki delik o kadar büyüktür ki, muayenede
neredeyse zar hiç yok sanılabilir. Bazı
çok ender durumlarda ise zarda hiç delik yoktur (imperfore himen). Bu
durumda adet kanaması genç kızlıkta görülen ilk kanamadan itibaren
sürekli genital kanal içinde birikir ve her adet döneminde kız
“adet olamamaktan, ancak aşırı ağrı duymaktan” yakınır.
Kanama öyle ileri boyutlarda birikebilir ki, tüm rahim ve tüm vajina
kanla dolmuş ve genç kızda halen ilk adet kanaması gerçekleşmemiş
olabilir. Bu ciddi bir durumdur ve kadının genital sisteminin zarar görmemesi
için ameliyatla kızlık zarına delik açılarak içerideki kanın boşalması
sağlanmalıdır.

Daha detaylı ve tıbbi bir sınıflandırma ise şöyle yapıla
bilinir;

Şekline göre

Tipik
hymenler

Halka
şeklinde hymen (H. annulare)
Yarımay
şeklinde hymen (H. semilunare)
Dudak
şeklinde hymen (H. labiale)

Atipik
hymenler

Deliksiz
hymenler (H. imperforatus)
Kalbur
biçimde hymen (H. cribriformis)
Kalbur
şeklinde hymen (H. septatus)
Kupa
kağıdı şeklinde hymen

Karakterine göre

Deliğin
karakteri

Çok
küçük delik
Orta
boy delik
Çok
geniş delik

Serbest
kenarın karakteri

Düz
kenarlı
İnce
tırtıklı (H denticulaire)
Derin
çentikli (loblu hymen)
Çiçek
tacı (H corollaire)
Saçaklı
(H fronge)
Katmerli

Mukavemetine göre

Zayıf

Tül
gibi ince

Sağlam

Lifli
(H fibroze)
Tendon
kıvamında (H tendinoze)
Kıkırdağımsı
(H kartilajinoze)

Elastikiyetine göre

Lastik
gibi genişleyen
Elastikyeti
hiç olmayan (1,2,3,7,8)

Bunları daha anlaşılabilir olması açısından
belli başlı sınıflara ayırırsak genellikle görülen 6 şekil
ortaya çıkar.

Annuler kızlık
zarı Semilunar kızlık
zarı Septalı kızlık
zarı

Cribriformis
kızlık zarı Fimbriatus
kızlık zarı Carnosus
kızlık zarı

Annuler (halka şeklinde) kızlık zarı
en çok rastlanan şekildir.

Semilunar (yarım halka veya esnek) kızlık
zarının dıştan içe kalınlığı fazla olmadığı için
genelde ilişki sırasında yırtılmaz. Ancak doğum sırasında
yırtılır.

Cribriformis (delikli veya elek tarzında)
kızlık zarlarının ilişki esnasında yırtılması biraz
daha fazla acılı ve zordur.

Carnosus (etli) kızlık zarı ise kalınlığı
fazla olduğundan ilişkide kolay kolay yırtılmayan,
bazen ufak bir cerrahi müdahale gerektiren, bazende kanaması
çok fazla olabilen tipte kızlık zarıdır.

Bu resim kızlık zarının kişiler arasında yapısal
farklılıklarını göstermektedir. Üstteki resimlerde cinsel ilişki
öncesinde en sık görülen kızlık zarı tipleri görülmektedir.
Altta solda yer alan resim delik içermeyen ve bu nedenle kız çocuğunda
ciddi sorunlar yaratabilen kızlık zarı yapısını göstermektedir.
Doğum sonrasında kızlık zarı yalnızca kalıntılar şeklinde varlığını
sürdürebilir.

Kızlık zarı cinsel ilişkide mutlaka kanar mı?

Kızlık zarı nispeten esnek olmasına karşın, vajinanın içine
girme denemelerinde (cinsel ilişkiyle, parmaklarla veya muayene
aletleriyle) kolaylıkla yırtılan ve kanayan bir anatomik yapıdır.
Ancak kişiler arası önemli yapısal farklılıklar nedeniyle kızlık
zarı aşırı esnek olanlarda veya zar üzerinde yapısal olarak az sayıda
damar bulunması durumunda ilk cinsel ilişkide kanama gerçekleşmeyebilir.
Bunun sıklığını belirleyen bir çalışma olmamakla beraber
deneyimler kadınların muhtemelen %1-2’sinde kızlık zarının ya aşırı
esnek olması, veya damarlanmasının az olması nedeniyle ilk cinsel
ilişkide kanamadığını göstermektedir.

Bakire bir kadının jinekolojik muayene olması mümkün müdür?

Jinekolojik muayenenin en önemli aşamalarından biri vajinanın ve
rahim ağzının gözlenmesi için yapılan spekulum muayenesidir. Günlük
tıp uygulamalarında bakire olanların muayenesinde çoğunlukla bu işlem
uygulanmamakta ve elle muayene makattan yapılmaktadır.

Doktorlar arasında yaygın olan diğer bir eğilim de bakire birinin
yalnızca ultrasonografiyle değerlendirilmesidir. Bu yaygın eğilimin
nedeni, halk arasında “muayenenin ultrasonografiye göre daha az
gelişmiş bir yöntem olduğu” şeklindeki yaygın görüş
nedeniyle kadınların doktorlarını “yalnızca ultrasonografiyle
tanı koyan doktor”lar arasından seçme eğilimleridir.

Bakire bir kadının değerlendirmesinde yalızca karından yapılan
ultrasonografi yeterli değildir. Akıntı, kasık ağrısı gibi şikayetlerin
değerlendirmesinde kızlık zarına hiç bir zarar vermeden makattan
muayene yapılması mümkündür ve ihmal edilmemelidir.

“İlk gecede” nelere dikkat etmek gerekir?

İlk gecede veya daha geniş anlamıyla ilk cinsel ilişkide hem kadına
hem erkeğe düşen önemli görevler vardır. Bu ilk deneyimin güzel
ve hatırlandığında iyi duygular uyandıran bir deneyim olması için
kadının kendini bu ilk deneyime psikolojik olarak hazır hissetmesi
gerekir. Ön sevişmeyle vajinada yeterli kayganlaşma sağlanmalı, eğer
bu sağlanamazsa kayganlaştırıcı jel şeklinde eczanede satılan ve
reçetesiz alınabilen ilaçlar kullanılmalıdır

İlk cinsel deneyimin mutlaka ağrılı olması gerekmez. Kadın kendini
yeterince gevşettiğinde, erkek de yumuşak davrandığında ağrısız
bir ilk deneyim gerçekleşmesi çok muhtemeldir.

Kadınların ilk deneyimlerinde en önemli korkularından biri gebe
kalmaktır. Bu yüzden erkeğin prezervatif kullanması veya kadının
doktoruna danışarak uygun bir korunma yöntemini kullanmaya başladıktan
sonra ilişkide bulunması en idealidir.

İlk cinsel ilişkide zar aşırı kanayabilir mi?

Özellikle erkeğin çok aceleci ve sert davranması durumunda ufak yapılı
kadınlarda zarla birlikte vajina dokusu da yırtılabilir. Bu durum çok
aşırı kanamayla seyreden ve büyük olasılıkla dikiş atılarak
tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Kızlık zarının çok aşırı
sert yapısı olması da bu duruma katkıda bulunabilir.

Normalde ilk ilişkide oluşan kanama birkaç dakika içinde en geç yarım
saatte durur. Eğer kanama çok şiddetli olursa veya uzun süreler geçmesine
rağmen durmazsa böyle bir durum söz konusu olabileceğinden doktora
başvurmak gerekir.

Bazı durumlarda ilk ilişkide kanama olur, yırtık yeri iyileşir,
daha sonraki ilişkilerde tekrar kanar. Bu da kızlık zarının aşırı
sert veya fazla “damarlı” olmasından kaynaklanır. Kanama
miktarı fazla değilse, her ilişkide oluşan kanama kısa süreliyse
endişelenecek bir durum yoktur.

Kızlık zarı ilişki dışında ne zaman yırtılır?

İlişki dışında nadir olarak bazen uzak doğu sporu, jimnastik gibi
aktif ve normalin dışında bacak açma hareketi yapanlarda, kaza ve
bazen düşmelerde yırtılabilir.

Kızlık zarının ne tarafından yırtıldığı bilinebilir mi?

Yırtılmış bir kızlık zarının ne tarafından ve nasıl yırtıldığı
bilinemez,ilişkide penis ile mi, parmak veya başka bir nesne ile mi
veya düşme veya başka bir nedenle mi yırtıldığı bilinemez.

Ne zaman yırtıldığı bilinebilinir mi?

Yırtılmış olan bir kızlık zarının ne zaman yırtıldığı da
bilinemez ancak yeni yani yırtılmadan sonraki yaklaşık ilk 7-10 gün
içerisinde muayene edilirse yeni olduğu söylenebilir,yoksa ister bir
ay ister 10 yıl önce olmuş olsun fikir yürütülemez,ne zaman yırtıldığı
bilinemez.

Yırtılan kızlık zarı sonra tekrar iyileşir mi? Kapanır mı?

Hayır,farklı bir yapıya sahip olan kızlık zarının yırtılan kısımları
hiç bir zaman kendiliğinden tekrar birleşmez.

Mastürbasyon yaparken yırtılabilir mi?

Eğer içinize bir şey sokmadan sadece sürtünme yoluyla mastürbasyon
yapıyorsanız yırtılmaz.

Kızlık zarının tamiri mümkün müdür?

Kızlık zarının tamiri mümkündür ve tüm dünyada bunu uygulayan
doktorlar ve uygulamayı talep eden kadınlar vardır. Bu tamirin başarılı
olup olmayacağının en önemli belirleyicisi yırtılmanın ne zaman
olduğudur. Kısa zaman önce (günler önce) olan bir yırtılma kolaylıkla
tamir edilebilir. Çok sayıda cinsel ilişkide bulunmuş, doğum yapmış
kadınlarda ise kızlık zarının parçaları azalmış olduğundan
tamiri çok zor olabilir, başarısız olabilir.

Dikilen bir kızlık zarı yüzde yüz kanar mı?

Evet,eğer bu işin uzmanı tarafından dikilmişse dikilen bir zar yüzde
yüz kanar.

Dikilen bir kızlık zarının dikildiği ilişkiye gireceğim kişi
tarafından anlaşılır mı?

Kesinlikle hayır, sadece kadın doğum uzmanları veya adli tıp
uzmanları bunu anlayabilir.

Kızlık zarı dikilmesi için ilişki sayısının veya ne kadar süredir
ilişkiye girildiğinin önemi var mıdır?

Hayır yoktur, çocuk doğurmuş kadınlarda dahi bu kızlık zarı
tamir edilir.

Kızlık zarım yırtılmıştı, diktirmiştim, tekrar diktirebilir
miyim?

Evet ,defalarca dahi tamir edile bilinir
.
Kızlık zarı dikişi acıtır mı? ne kadar sürer? nasıl bir
ameliyattır?

Hayır acımaz, siz uyutularak veya o bölge uyuşturularak yapılır,10
ila 30 dakika arasında sürer,operasyondan sonra rahatlıkla yürüyebilir
veya çalışabilirsiniz.Hiç kimse sizin böyle bir operasyon geçirdiğinizi
anlamaz.

Kızlık zarı ilişkiden ne kadar zaman önce dikilmelidir?

Bu kızlık zarınızın tipine ve hekiminizin yapacağı ameliyata bağlıdır,
bazen bir kaç ay evvel, bazen bir kaç gün evvel bazen de bir yıl önce
dikmek gerekir.

Dikildikten sonra nelere dikkat etmek gerekir? Duş ve saire gibi şeyler
zararlı mıdır?

Özel bir şey gerektirmez ilk bir kaç gün hekiminizin önerilerine
uymak gerekir, rahatlıkla bir kaç gün sonra duş alabilirsiniz.

Kızlık zarı bozulmadan gebelik oluşabilir mi?

Evet. Gebelik oluşması için kızlık zarının bozulması şart değildir.
Yukarıda anlatıldığı gibi esnek olan bir zar tam bir cinsel ilişkide
bozulmamış olmasına karşın gebelik oluşabilir. Diğer bir yol da
yine ender görülmesine karşın erkeğin kızlık zarına çok yakın
bir yere boşalmasıdır. Spermler oldukça hareketli hücreler olduklarından
vajinanın girişinden rahim ağzına ve buradan da iç genital sisteme
geçerek gebeliği başlatabilirler.

Muayenede kızlık zarının sağlam olup olmadığı anlaşılabilir
mi?

Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanının yaptığı bir muayenede kızlık
zarının yırtılmış olup olmadığı, yırtılmışsa bunun eski bir
yırtık mı, yeni bir yırtık mı olduğu anlaşılabilir. Ancak Kadın
Hastalıkları ve Doğum Uzmanları resmi bir kurumda adli tabip olarak
görevli olmadıkları sürece bu muayeneyi yapmamayı tercih etme veya
muayene sonucunda rapor vermeyi reddetme özgürlüğüne sahiptirler.
Dahası Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanları hastanın kendisi dışındaki
birine muayene sonucunu bildirmek zorunda da değildirler.
 

St.AnGeR

Document Visor..
MENSTURASYON - ADET GÖRME

Her ay, uterus (rahim) kendisini muhtemel bir hamilelik için hazırlar. Bu hazırlık tamamen hormonlarca düzenlenir. Uterus duvarları kalınlaşır ve kan damarları artar. Yumurtalıklar tarafından, her ay bir tane yumurta olgunlaştırılır ve serbest hale getirerek uterusun devamı olan Follop boruları ile uterus içerisine doğru, erkekten gelecek spermler ile birleşmek üzere yollanır. Eğer OVUM (kadının yumurta hücresi) ve SPERM (erkeğin eşeysel hücresi) birleşirlerse döllenme gerçekleşir.

Sperm ve ovum. Eğer bu döllenmiş yumurta uterusa gelmez ise, bütün bu hazırlıklar, yine hormonların kontrolunda özelliklerini kaybederler ve dökülürler (rahim duvarlarında oluşan kalınlaşma ve damarlaşma). Bu döküntüler 30 - 80 ml kan kaybı ile birlikte vagina yolu ile olur. Bu düzenli olay, latincede AY anlamını taşıyan kelime mensis ile adlandırılmıştır. Mensturasyon, genellikle Period olarak isimlendirilir. Ülkemizde de “AY BAŞI OLMAK”, “REGL OLMAK”, “ADET KANAMASI” gibi isimlerle de anılmaktadır.

Uterusun bu gebeliğe hazırlanması ve gebelik olmazsa da bu hazırlıkların atılması olayı çok düzenli bir olaydır. Genelde 28 gün de bir olur. Bu düzene de Menstürel Siklus denir. (Ay başı döngüsü). Ay başı olmadan 14 gün önce yumurtalıklar olgunlaştırdıkları yumurtayı, döllenebilmesi için serbest bırakırlar. Bu olaya ovulasyon (yumurtlama) denir.

Doğaldır ki, ilk adet kanamasının Ne zaman olacağını kimse bilemez. Genelde 10-14 yaşları arasında görülür. Eğer 16 yaşına kadar Adet gormeye başlamamışsanız, doktorunuza danışmanız gereklidir. İlk adetinizin ilk gününde , külotunuzda kahverengiye çalan bir leke görürsünüz. Tabi bazı kızlarda daha çok görülebilir. Bu durumda Nasıl bir hijyenik sistem kullanmalısınız?. Bu konuda 2 genel yaklaşım vardır. Hangi yöntemi seçerseniz seçin ama mutlaka ambalajları üzerindeki açıklamaları okuyunuz. İlk adetten sonra aynı ayda belki ikinci bir adet görebilirsiniz, sonrada belki iki ay hiç adet görmeyebilirsiniz. Adetlerin tam bir düzene oturması zaman ile olur ve 1-2 yıl alabilir. Belli bir düzene oturan adetleriniz, 45 yaşları civarına duracaktır. Bu döneme menapoz diyoruz. Adet dönemlerinde günlük aktivitelerinizi aynen yapabilirsiniz. Ancak, eğer kendinizi iyi hissetmiyorsanız da kendinizi zorlamayın. Bu dönemde ter bezleri daha aktif durumdadır. Sık sık duş alın, banyo yapın.
 

St.AnGeR

Document Visor..
Namus ve Bakirelik

Bir uzman doktor, bakire ve bakire olmayan kızı, vaginanın ağzını bir dereceye kadar örten kızlık zarını kontrol etmekle ayırdedebilir. Herhangi bir kimse de, bir noktaya kadar aradaki ayrımı anlayabilir.

Örneğin ilk birleşimde kanama oluşup, oluşmayışı bunu gösterebilir. Kızlık zarı, kızlık çağındaki spor faaliyetleri ya da vücut hareketleri yüzünden, bir dereceye kadar yırtılmış olabilir, fakat öte yandan, o kadar da esnek olabilir ki, cinsel birleşimden sonra bile hiç yırtılmadan kalabilir. Erkeğin cinsel deneylerinin olup olmadığı tıp açısından tesbit edilemez.

Bu avantaj sayesinde birçok erkek kendilerinin cinsel ilişki kurmalarını önemsemez; oysa ki evlenecekleri kızın bakire olmasını ister. Bu isteğe karşılık, bakire olmayan kız, kendisine biraz deneyin yararlı olacağına inanır. Eskiden yeni evli kadın geniş görüşlüydü; kocasının başka kadınlarla olan evlilik öncesi ilişkilerinin, evlilikte yararlı olacağını düşünürdü.

Çağ geliştikçe her iki cinsin de aynı haklara sahip oldukları görüşü, gitgide kuvvetlendi. Evlenilecek kızın mutlaka bakire olması gerektiği düşüncesine karşı sesler yükselmeye başladı. Kadın hakları savunucuları, erkeğe meydanı boş bırakmanın, buna karşılık hangi koşullar altında olursa olsun, kadının kızlığını yitirmesi durumunda toplumda küçük görülmesinin, haksızlık olduğunu ileri sürmektedir.

Bugünkü genç kuşağın namus üzerine düşünceleri insanı ürkütmektedir. Fakat bunda daha da ürkütücü olan, böyle düşünceleri dejenere eden, yetişmekte olan kuşatır. Geçenlerde gördüğüm bir gazete resminde, bir direnme yürüyüşünde taşınan pankarttaki şu yazıyı okudum: “Namus denen şeyi bırakalım!” ve gene genç kızların taşıdığı bir pankartta da, “Namus: Saçmalık!” yazılıydı.

Bu, eşit haklar kavramının dışına çıkmaktadır. Bu, sırf direnmek için bir direnmedir. Kadınlar yönünden bu davranış, daha önce belirtilen pettinge bağlanabilir. Petting sınırları aşılırsa yukarda değinildiği gibi, bu eşit haklar düşüncesinin yanlış şekilde yorumlanışı doğar.

Kısaca söylemek gerekirse, kadın hiç bir devirde bakire olduğunda, değerinden yitirmemiştir. Günümüzde tek ayrım, bakireliğin evlenme konusunda başlıca koşul olmayışıdır.

Erkeklerin çoğu, eşlerini kadın yaptıkları ve eşlerini seven ilk erkek oldukları için mutludur ve bundan gurur duyar. Bu tatmin ve gurur duygusu, mutlu bir evlilikte önemli rol oynar.

Kadınlar şunu bilmelidir: Bekar bir erkek, bakireliğin ve namusun değerini, kendi çıkarı için küçültmek eğilimindedir. Fakat kendi evliliği için, büyük bir olasılıkla bakire olan bir kızda diretecektir. Erkek cinsel deneyleri olmadığını savlayabilir.

Bakirelik, değerini kendi içinde taşımaktadır; bu ancak, daha sonra pişmanlık duyulmayacaksa, erkeğin ve kadının birbirlerini gerçekten sevdiklerine emin olunduğunda feda edilmelidir. Kadın, sevdiği erkeğe herşeyi verdikten sonra, o erkeği yitirse bile, hiç bir şekilde suçluluk duygusu duymayacak, eleştirilere aldırış etmeyecektir. Sevdiği erkeğin anısı onda değerini koruyacak ve kadın onu sevdiği için pişmanlık çekmeyecektir.
 

St.AnGeR

Document Visor..
Neden Öpüşüyoruz

Dudaklarımız derimizin bir parçası değildir. Sindirim ve solunum sistemlerimizin bir parçası olan ağzımızın içini kaplayan mukoza adı verilen bir tabakanın dışa dönük uzantısıdırlar. Bu nedenle de renkleri tenimizin renginden farklı, biraz daha kırmızımsıdır.

Öyleyse dudakları bir başka tene dokundurmak içgüdüsel ve sinir sistemimizi etkileyen bir davranış mıdır yoksa tamamen kültürel bir alışkanlık mıdır? Birbirini seven bir çiftin öpüşmesinin onlara haz verdiğini kimse inkar edemez ama ilkel kabilelerde yaşayan insanların medeni dünyadan gelenlerin öpüştüklerini görünce, birbirlerini yemeye çalıştıklarını sanıp şaşırdıkları da olmuştur.

Öpme ve benzeri davranışlar hayvanlar dünyasında da vardır. Şempanzeler resmen öpüşürler. Deniz aslanları ağızlarını birbirlerine sürter, yunuslar birbirlerinin yüzlerini ağızlarının içlerine alırlar, kurtlar birbirlerinin dudaklarını, köpekler sahiplerinin yüzlerini yalarlar. Demek ki bu davranış biçimi canlıların kendilerini iyi hissetmelerine sebep oluyor. Ne var ki bu davranışların hepsinde de cinsellikten çok şefkat duygusu hakimdir.

Öpmenin bir saygı ifadesi olarak kullanılmasına tarihte daha çok rastlanır. Roma imparatorları karşılarındakilere verdikleri önemi, öpmelerine izin verdikleri vücutlarının kısımları ile belli ediyorlardı. Önemli kişilerin dudaklarını, daha az önemlilerin ellerini, önem vermedikleri kişilerin de ayaklarını öpmelerine izin veriyorlardı. Köleler ise sadece imparatorun ayaklarını bastığı toprağı öpebiliyorlardı. Erkekler arasındaki dudak (Ruslar) yanak ve el öpme adetlerinin bu zamanlardan kaldıkları sanılıyor.

İnsanlık tarihinde öpmenin aşkın ifadesi olarak kullanılması oldukça yenidir. Öpme olayı çağlar boyunca sadece annenin yavrusunu şefkatle öpmesi olarak görülür. Yetişkin karşı cinslerin birbirlerini öpmesinin öncüsü, altıncı yüzyılda Fransızlardır. ‘Fransız öpücüğü’ deyimi de buradan çıkmıştır. Adet daha sonra Avrupa’nın diğer kısımlarına ve Rusya’ya yayılmış, aşkın bir ifadesi olarak evlilik törenlerinin de bir parçası olmuştur.

Tarih boyunca saygı ifadesi olarak kullanılmasına rağmen öpmenin biyolojik bir olay olduğu, bugün araştırmacılar tarafından saptanmıştır. Yapılan deneylerde, öpüşme anında, ağız ve dudaklardaki sinir uçlarının uyarılması sayesinde nabzın yükseldiği, kan dolaşımının hızlandığı, metabolizmanın canlandığı, adrenalin ve mutluluk hormonlarının salgılandığı gözlemlenmiştir.

Ağız sağlığına önem veren insanların bile dudak dudağa öpüşürken birbirlerine 250 çeşit virüs ve bakteri bulaştırdıkları bir kenara bırakılırsa, öpüşme sırasında 29 yüz kasının gerilip gevşemesi, yaklaşık 15 kalori harcanması, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, hücre yenilenmesinin hızlanması ve de en önemlisi ruhsal rahatlama sayesinde öpüşmenin doğal bir tedavi yöntemi olarak kabul edilebileceği ileri sürülmektedir.
 

St.AnGeR

Document Visor..
Orgazm

Erkeklerin meni akıtması, daha doğrusu meni akıtma anında ortaya çıkan duygusal ve gövdesel olaylar. Kadınlarda meni akıtmak diye bir şey söz konusu olmadığı halde, kadın orgazmı ile erkek orgazmı bir çok noktalarda birleşmektedir. Erkeklerde meni gelmesi anında oluşan gövdesel değişimler iki bölüme ayrılabilir. Birinci bölüm prostatın, testislerin ve tohum iletici kanalların kasılmasıdır. Bu an çok kısa sürer ve o andan sonra erkek artık menisini zaptetme olanağının ortadan kalktığını hisseder. İkinci ve son bölüm ise, kalça kaslarının ve idrar borusunu çevreleyen kasların kasılması; bunun sonucu olarak da meninin idrar borusu yoluyla dışarı fışkırtılmasıdır.

W.H. Masters’e göre, duyulan cinsel coşkunun derecesi bu gerilimlerin şiddetine ve sayısına, ayrıca tohumların idrar borusunun prostat tarafından doldurulan bölümündeki öznel korunmasına bağlıdır. Burada sperm miktarı önemli bir rol oynamaktadır. Fazla meni fışkırtmak az miktarda meni fışkırtmaktan çok daha büyük bir zevk verir.

Meni akımının başlangıcında kasılmalar 0,8 saniyelik aralarla iki üç kez tekrarlanır, daha sonra aralıklar büyür kasılmaların da baştaki şiddeti kalmaz.

Makat kasları (makatın açılıp kapanmasına yarayan esnek kaslar) da öteki kasların gerilmesine paralel olarak 0,8 saniyelik aralarla gerilmeye başlar. Bu olay hem erkekler hem de kadınlar için geçerli olan ve orgazmın şiddetini ölçmeye yarayan bir işarettir. Yalnızca iki üç kasılma ile orgazmları sona eren erkekler olduğu gibi, makat kapatma kaslarının aralıklarla onbeş kez üstüste gerilip gevşediği görülen erkekler de vardır. Bu fışkırtılan meninin miktarına ve duyulan cinsel hazzın şiddetine bağlıdır.

Kadında, erkekteki meni akımını gerçekleştiren kasların kasılması yerine döl yolunun üst üçte birinin kasıldığı görülmektedir. 5 ilâ 8 kez kasılma normal bir orgazma, 3 ilâ 5 kez kasılma zayıf bir orgazma 8 ilâ 12 kez kasılma ise şiddetli bir orgazma işaret ederler. Ancak fizyolojik olarak ölçülebilen ve orgazm şiddetinin saptanmasına yarayan bu olaylar hiçbir zaman orgazmın tek ölçeği ve değerlendirilmesi olarak ele alınmamalıdır.

Orgazm erkeklerde ve —meni akıtma söz konusu olmadığı halde— kadınlarda nesnel olarak saptanabilen bir çok önemli gövdesel değişimlere yol açmaktadır. Nabız atışının hızlanması, kan basıncının yükselmesi, derinden gelen çabuk çabuk fakat kesikli olarak soluk alma, gözbebeklerinin irileşmesi, kavrama ve kontrol yeteneğinin yitirilmesi gibi olaylar öncelikle sayılabilecekler arasındadır. Penis döl yolunun ya da makatın içine girer girmez gövdelerin sıcaklığı birleşir ve kişisel sınırlar ortadan kalkar. Erkekte penis kadında ise döl yolu aracılığı ile omuriliğe ulaştırılan uyarımlar tüm gövdeyi kaplar böylece ruhsal ve gövdesel bir «bir olma duygusu» (tekvücut olmak) ortaya çıkmış olur. Orgazm anında erkek, yalnızca penisi ile değil tüm gövdesi ile kadının gövdesine girmiş gibi hisseder kendisini. Kadın ise eşinin yalnızca penisini ve tohumlarını değil tüm bedenini içeri aldığını ve emdiğini hissetmeye başlar.

Kadının cinsel organı daha cinsel gerilimi artırmak için yapılan aşk oyunları sırasında şişmekte ve genişlemekte aynı zamanda dış etkilere karşı duyarlı bir hâl almaktadır. Klitorisîn ritmik olarak uyarılması bir çok kadınlarda döl yolunun titreşmesine neden olur. Bu titreşim tıpkı erkeklerdeki kalça kaslarının kasılmasına benzemektedir. Bu arada döl yatağı bir değişikliğe uğrar ve serviks bezi salgı yapmaya başlar. Sözü edilen bezin salgısı erkeklerde çok az kadınlarda ise oldukça fazladır. Erkeklerde bundan bir fışkırtma olarak sözedilemez.

Orgazm yönünden kadınla erkek arasındaki en belirgin ve en önemli ayrılık ise, kadınların bir çoğunun bütün bu inceliklere karşın cinsel birleşme sonucu sık sık orgazma ulaşamamalarıdır. Oysa erkeklerin %99′u aynı koşullar altında orgazma ulaşabilirler. Henüz bu döneme ulaşmamış ya da bu dönemi geride bırakmış olan kadınlarda orgazma ulaşma yeteneği oldukça azdır.
 

St.AnGeR

Document Visor..
Orgazm ve Havsala Kasları

Erkekte olduğu gibi, kadının orgazmında da refleks kasılmaları vajinaya giren penis tarafından oluşturulur. Bartholin salgı bezlerinin ve serviksin salgıladığı sıvı bol ölçüdeyse, erkeğin boşalması gibi, kadında da buna benzer bir olayın olduğu sanılır. Bu sıvının ölçüsü her kadında farklıdır. Kadındaki bu belirti, orgazmdan hemen önce salgılanan sıvıdan zor ayırt edilir. Ne erkek, ne de kadın bu ayrımı saptayabilir.

Yukarda belirtildiği gibi, erkekte orgazm, bölgesel uyarılma veya beyin tarafından aktarılan cinsel heyecan sayesinde olur. Aynı şey kadının orgazmı için de geçerlidir. Cinsel ilişkinin doruğuna yaklaşınca, kadın eşinin orgazma yaklaşmakta olduğunu bölgesel uyarılmalardan bütün vücudunda duyumsar ve durum beyne aktarılır. Heyecan artar, doruk noktası yaklaşır ve erkeğin boşalma anında, bunu kadının orgazmı izler.

Orgazmda göz önünde tutulması gereken başka bir etken daha vardır. Erkek orgazma sadece boşalma yoluyla ulaşabileceği için, bu ancak her cinsel ilişkide bir kez olur.

Buna karşılık kadın, erkeğin ona ustaca aşk oyunu ile sağlayabileceği kadar çok kez orgazma ulaşabilir. Bir cinsel ilişki sırasında kadında durmadan değişik orgazmlar görülebilir. Her iki eş, kadın ve erkek, böylece olağanüstü şekilde tatmin olurlar. Fakat onların her orgazmda daha fazla yorulduklarını ve ertesi gün yorgunluk ve bitkinlikten yakınacaklarını unutmamamız gerekir.

Kadının orgazmındaki karakteristik bir belirti, havsala adalelerinin kasılmasıdır. Vajina adaleleri kasılınca, bu penisi uyarır, penis de tekrar vajina duvarını uyarır. Havsala ve vajina kasları kusursuz birer uyarıcıdır. Kadın kendini alıştırdığında, bu kaslardan birini veya ikisini birden hareket ettirebilir. Bunlardan biri vajina ağzını saran yüzük şeklindeki kastır; buna vajina ağzının kontraksiyon kası adı verilir. Anüsü açıp kapayan kasla birlikte sekiz (8) rakamı şeklini alır. Bunun tıbbi terimi: Levator ani’dir. Öteki de havsala kemiği içinde vajinayı saran, at nalı şeklindeki kastır. Van De Velde’ye göre, bu kasın vajinayı saran bir kısmının adı Levator vajinaedir.

Vajina ağzından pek uzakta olmayan bu iki kas lifleri vajinaya destek olur. Bu adalelerin ustaca kasılmasıyla cinsel ilişkide sadece erkeğin aldığı zevk artırılmaz, aynı zamanda kadın kendisinin de daha fazla uyarılmasını sağlar. Kadın bu adaleleri sürekli kasıp gevşetmekle kolayca orgazma ulaşabilir. Aynı zamanda kadın, erken boşalmadan sonra penisin yumuşamasını, bu adaleleri sürekli kasmakla önleyebilir. Böylelikle kendi orgazmı gitgide hafiflerken, erkeğin penisinin sert kalma süresini de uzatmış olur.

Bu belirtilen iki kas grubu irade dışı öyle kasılabilir ki, penisin girmesini veya çıkmasını engelleyebilir. Bu belirtiye vajina krampı (vajinismus) adı verilir; ruhsal kramplar, cinsel ilişkinin yanlış yorumlanması vajina kramplarının baş etkenidir.
 

St.AnGeR

Document Visor..
Orgazm İle İlgili Yanlışlar

Kadın ve erkeklerin orgazm konusunda birbirlerini yanılttığı birtakım düşünce ve tutumlar içine girebildiklerine sık sık tanık olunur. Sonuçta ortaya çıkan yanılgıların, yaygınlık kazanmış olan bazılarının üzerinde durmak gerekir.

Eğer erkek yeterince dayanabilirse, her kadın orgazma gelebilir: Bu iddia ancak kısmen doğrudur. Uzun süren bir koitusun sonunda erişilen doruk, teknik olarak orgazm sayılsa bile, hedefe varmak için girişilen acele ve endişe içinde, işin bütün zevki kaybolup gidecektir.

Yazdığı kitaplar satış rekorları kıran ünlü fahişe Xaviera Hollander, en yoğun orgazmların, ilk 5 dakika içinde gerçekleştiğini söylemektedir. Aslında birçok bilimsel araştırma da bu iddiayı doğrulamaktadır. Dolayısıyla zevkli bir cinsel birleşmenin anahtarı, özenli ve uzun ön sevişme süreci olmaktadır.

Kadın gelmeye başlayınca, erkek mümkün olduğunca sert hareket etmelidir: Oysa bunun tam tersi geçerlidir; erkek olabildiğince hareketsiz kalmalıdır. Ancak böyle olursa, hem kadın hem de erkek, kadının kasılan dölyolu kaslarının farkına ve hazına varabilir.

Hollander, kendi kendilerini uyararak ulaştıkları orgazmların, niye cinsel birleşmede ulaştıklarından daha yoğun olduğunu soran çok sayıda kadının mektubuna verdiği cevapta, meseleyi, dölyolu kaslarının kasılmasını algılayabilmeye bağlamaktadır. Her ne kadar bu konuda kadından kadına farklılıklar söz konusuysa da, genel olarak orgazm sırasında erkeğin sert hareket etmesini gerekçeleyen herhangi bir ipucu yoktur.

En iyi orgazmlar, eşanlı olanlardır: Bu da yanlıştır. Uzun süre birlikte olmuş insanların eşanlı olarak orgazma gelmesi hem mümkün, hem de zevkli olabilir. Ancak bu, doğal olursa haz verebilir. Aksi durumda, duyguları geri plana iten bir koşuşma söz konusudur. Eşlerden birinin önce gelmesi, hiçbir şekilde diğerinin orgazma ulaşmasını engelleyemeyeceği gibi, tersine, eşlerin üzerinden yetişme ya da erteleme endişesini kaldıracağı için, birleşme sürecinin zevk boyutu öne çıkabilecektir.
 

St.AnGeR

Document Visor..
Prezervatif Kullanımı

PREZERVATİF

Prezervatif, penisi cinsel ilişki sırasında örtmek için kullanılan ince lastikten silindir şeklinde bir kılıftır. Çok güvenilir bir yöntemdir, fakat bu konuda hatalı görüşleri olan bazı erkekler tarafından reddedilir. Gerçekten de prezervatif kadar yaygın, fakat onun kadar yanlış anlaşılan başka bir yöntem daha yoktur.

PREZERVATİF VE CİNSEL UYARILMA

Birçok erkek, prezervatifin, kadının duygularını azalttığını ileri sürmektedir. Bu doğal bir şeydir. Çünkü ne kadar ince olursa olsun, doğrudan doğruya teması önler. Gerçekte ise, bölgesel uyarılma açısından prezervatif kullanıp kullanılmamasının bir ayrımı yoktur. Kadın gözleri bağlı olarak ilişkide bulunduğunda, penisin oluşturduğu uyarılma ile prezervatifin kullanıldığı zamanki uyarılmayı ayırdedemez.

Fakat niçin bazı erkekler cinsel heyecanlarının azaldığından ya da prezervatif iktidarsızlığından söz ederler? Cinsel uyarılma, beynin bunu nasıl kaydettiğine bağlıdır.

Buraya birkaç olay alıyoruz: Prezervatif görünüşe göre incedir. Fakat belki de gerçekte ince değildir. Bazı erkekler şöyle söyler: “Pahalı prezervatifler o kadar ince oluyor ki, insan bunların varlığın bile duyumsamıyor. Oysa ki ucuzları kalın ve kötü oluyor.” Aslında fiyat ne kadar yükselirse, prezervatif o kadar saydamlaşır, ince görünüşlü olur ve yumuşaktır.

Çoğu kez, prezervatifin ne kadar pahalıysa o kadar ince olduğuna inanılır. Oysa ki bu sadece gözün aldanmasıdır. Ayrım yalnız saydamlıktadır.

Prezervatif, kauçuk ağacının süte benzer özsuyundan elde edilir; kalitesi fiyatına göre değişmez. Fiyattaki fazlalığın nedeni, saydam duruma getirmenin daha pahalı bir işlem oluşundandır.

Bir prezervatif alın, bunu yuvarlayarak açın ve boyunu ölçün. Bu ortalama 19 cm. uzunlukta (2 cm kadar uzunluktaki uç kısmı dahil) ve aşağı yukarı bir gram ağırlıkta olmalıdır. Halen sağlık bakanlığı, prezervatiflerin en az bir gram ağırlıkta yapılmalarını şart koşmaktadır. 35 mm çapında ve 19 cm uzunluktaki bir prezervatifin kalınlığı 0,35 mm.dir.

Bundan daha ince bir prezervatif sadece daha fazla esnek olmakla kalmayacak, aynı zamanda kolayca da yırtılabilecektir. Üstelik uyarıcı etkisi bakımından biraz daha kalın prezervatiflerden pek farklı olmayacaktır. Tek ayrım, standart kalınlık içinde olanaklı olduğu kadar saydam duruma getirilmesindedir.

Kadınların yanlış inançları: Prezervatif tam geldiği takdirde cinsel uyarılmada bir ayrım duyumsanmazmış. Bununla birlikte bazı kadınlar, erkeğin boşalmasını “duyumsayamadıklarını” söylemekte ve bundan yakınmaktadır. Ayrıca, prezervatif kullanılmadığında vaginanın boşalma sırasında ısındığını ve ıslandığını ileri sürmekteler.

Gerçekte ise rahim ağzı, ısının oluşturduğu zevk veya acı duygusunu duyumsamaz. Rahim ağzı acı duyulmadan yanabilir veya bıçakla kesilebilir. Penisin çarpmasının oluşturduğu sarsıntı, rahim tarafından iletilir ve çarpma hissi karın zarında duyulur. Buna karşılık vaginanın sümüksü tabakası ısıya ve uyarılara karşı duyarlıdır. Demek oluyor ki, boşalma sırasında bir şeyler duyumsanabilir. Fakat bu his, rahim ağzında duyulmaz. Meninin sıcaklığını ve ıslaklığını duyduğunu söylemek, olayı abartmak olur. Zira vagina içi de aynı şekilde ıslak ve sıcaktır. Burada boşalan meni ölçüsünden de daha fazla kaygan sıvı mevcuttur.

Orgazma yaklaştıkça penis kan birikmesi sonucu genişler. Böylece penisin sıcaklığı, boşalan meniden daha yüksek olur. Aynı anda kadında da benzeri bir belirti oluşur ve kan birikmesi olur. Penisin birdenbire genişlemesi, bu olayı çabuklaştırır ve vagina da penis ile aynı ısı derecesine gelir. Sürtünme ısı duygusunu kuvvetlendirir ve artırır.

Erkeğin boşalma olayından önce, kadının Bartholin salgı bezleri tarafından salgılanan kaygan sıvısı, kadının heyecanı oranında artar. Bu değişik etkiler sonucu kadın, içinde nemlilik duyumsar ve çoğu kez meninin prezervatifin içinde kalması ya da kalmaması değişiklik yaratmaz. Her iki durumda da kadın, en küçük bir ayrım duyumsamayacaktır. Zira o da bu sırada orgazma yaklaşmaktadır. Prezervatiften hoşlanmayan bu gibi kadınlar, kendileri ve cinsel ilişkinin yapısı hakkında bir bilgiye sahip değildir.

PREZERVATİF NASIL SEÇİLİR?

Kaliteli markalar yeğ tutulmalı, kalitesiz, standart olmayan prezervatiflerden kaçınılmalıdır. Mühürlü paketler ve kutular halinde piyasada satılan prezervatifler, yapım tarihinden itibaren üç yıl süreyle güvenle kullanılabilir. Pahalı prezervatiflerin mutlaka ince olmaları gerekmez; sadece bunların ince görünüşlü olmaları gerekir. Parası olan ya da gözle uyarılmadan hoşlanan kimseler, pahalı prezervatifleri satın alabilir. Çünkü bu konuda göz etkeni küçümsenemez. Fakat şundan emin olunmalıdır ki, pahalı ve ucuz prezervatifler arasında uyarma etkisi bakımından hiç bir ayrım yoktur.

PREZERVATİFLER NASIL KONTROL EDİLİR?

Prezervatiflerde bulunması olanaklı çok küçük delikleri saptamak için, çeşitli yöntemler önerilir. Prezervatif cinsel birleşimden hemen önce kontrol edilmemelidir. Prezervatiflerden nefret eden bir kadın şunları söylüyor: “Kocam, prezervatifleri kontrol etmek için içlerine sigara dumanı üfler. Bu manzarayı gördüğüm zaman, bir anda bütün duygularım yok oluyor.” Bu doğal bir şeydir.

Cinsel birleşimden önceki atmosfer, biraz sonraki birleşim üzerinde büyük rol oynar. Onun için her iki eş de, cesaret kırıcı bir atmosfer yaratmaktan kaçınmalıdır. Erkek, prezervatifi kontrol etmek isterse, bütün kutuyu, kullanmadan önce denemelidir. Prezervatifin içine sigara dumanı üflemek, en yaygın kontrol yöntemidir, fakat bu yöntem önerilmez. Kullanmadan çok önce birkaç prezervatif bu şekilde kontrol edilirse, bunlar, kullanılacağı tarihe kadar kolayca kalitelerinden yitirebilirler.

Küçük delikler genellikle prezervatifin esas kısmıyla meninin toplandığı uç kısım arasında, ender olarak da alt kısımlarda görülür. Bütün prezervatifi açmak ve bunun alt kısımlarını kontrol etmek gerekmez. Prezervatif siyah bir kağıdın üzerine konursa, kontrol daha kolaylaşır.

OLASI YANLIŞLARA KARŞI ALINACAK ÖNLEMLER

Hayret edilecek kadar çok sayıda erkek, prezervatifin doğru olarak nasıl kullanıldığını bilmemektedir. Onun için zevk duygularının azalmasından ve doğum kontrolünde başarısız kalmalarından yakınmaktadırlar.

Cinsel ilişki sırasında prezervatifin takılışı:

Boşalmadan önce de biraz meni, penisin ucundan çıkabilir. Üstüste iki kez birleşimde bulunulduğunda, ikincisinde, birinci birleşimden kalan spermler, gebe kalmak tehlikesi oluşturabilir. Erkek, her birleşimden sonra idrara çıktığı ve organını iyice yıkadığı takdirde, bu tehlike çok azalır. Meni sıvısının, kaygan sıvıdan ayırdedilmesi gerekir. Kaygan sıvı, penisin baş kısmını, cinsel ilişki sırasında kaygan duruma getirmeye yarar. Bu sıvıda sperm yoktur.

Yeni evli bir erkek, oldukça kısa zamanda boşalabilir. Fakat daha sonraları boşalması için daha fazla zamanın geçmesi gerekecektir. Deney ile, prezervatifi ne zaman takması gerektiğini kendiliğinden bulacaktır.

Bu sırada penis, vaginada Bartholin ve diğer salgı bezleri tarafından salgılanan kaygan sıvı ile yeteri kadar nemlenmiştir. Prezervatifi nemli penis üzerine geçirmek, kuru durumdaki penisten çok daha kolaydır.

Kadının salgıladığı sıvı yetersizse, erkek, krem gibi başka yardımcı maddelere başvurmalıdır. Fakat kadının salgıladığı sıvının az oluşu, erkeğin suçudur. Vagina daha yeteri kadar kayganlaşmadan prezervatif takılırsa, erkek hoş olmayan bir sürtünme duyumsayacaktır. Çünkü penis ile prezervatif birbirine uyum sağlayamamıştır. Bu durumda kadın acı duyabilir.

Prezervatif penise uyum sağlamalıdır. Erkeğin ve kadının cinsel organlarının, kişiden kişiye ayrım göstermediği inancı doğru değildir. Boy ve kalınlık açısından farklar vardır. Onun için, bir kişinin penisine iyice uyum sağlayan bir prezervatif, başka bir kişiye bol gelebilir.

Birçok erkek, prezervatifin cinsel ilişki sırasında kayıp, çıktığından yakınır. Bu durum, prezervatifin alt kısmı çevresine bir iplik bağlanırsa ortadan kalkar. Bu iplik sadece prezervatifin kaymasını önlemeyecek, uyarılmayı da artıracaktır. İpliğin düğümü yukarı atılırsa, ayrıca bızır da uyarılmış olur.

Prezervatifin bağlanmasıyla penis, meninin dışarı taşması tehlikesi olmadan vagina içinde daha uzun zaman bırakılabilir. Son zamanlarda piyasada değişik türlerde prezervatifler satılmaktadır. Bunlardan bazılarının uç kısmı büyüktür. Bazılarının ise ucunda kayganlaştırıcı bir madde vardır.

PREZERVATİF NASIL TAKILIR?

Esas sorun, uç kısımda hava kalmamasıdır. Bunu sağlamak için önce prezervatifin uç kısmına bastırıp, içerdeki hava dışarı çıkarılır, ondan sonra prezervatif penise takılır, yuvarlanarak açılır. Ya da prezervatif, uç kısmı içeri doğru üflendikten sonra penise geçirilir ve yuvarlayarak açılır. Bu işlem için daha fazla zaman gerektiğinden, prezervatifin ucunun önceden üfleyerek hazır durumda bekletilmesi önerilir.

Sperm öldürücü jöle ile birlikte kullanıldığında, prezervatif daha güvenilir duruma gelir; aynı zamanda penisin prezervatife daha iyi uyum sağlamasını da sağlar. Prezervatiflerin penislerine iyi uyum sağlamadığından yakman ya da prezervatifi cinsel temasın başından itibaren takmakta direnen erkeklere, bunu takmadan önce penislerine yukardan aşağı kadar jöle sürmeleri önerilir.

Kadının salgıladığı kaygan sıvı az orandaysa, ince bir tabaka jöle de dış yüze sürülmelidir. Güvenlik önlemi olarak bolca bir miktar jöle kadının sidik borusu ağzına sürülebilir. Bütün bu önlemlerden sonra vagina içine de jöle sürüp, güvenceyi artırmanın gereği yoktur.

Bazen dikkatsiz bir erkek, penisi dışarı çekip, prezervatifi vagina içinde bırakabilir. Bu yüzden, prezervatifin kaymaması için, dışarı çekilirken penisin kök kısmının prezervatifle birlikte tutulması gerekir. Bu sırada meninin dışarı taşmamasına son derece dikkat edilmelidir.

Penisi birleşme durumunda uzun süre tutabilmek amacıyla kadın, bacaklarını birbirine yapıştırmalıdır. Kadının orgazmı daha uzun sürdüğü için, penis küçüldükten sonra da vaginada irade dışı kısalmalar devam eder. Onun için meni viganaya akmasın diye kadın bacaklarını birleştirmelidir. Böylece penisin küçülmesi de bir süre geciktirilecektir.

Erkek ve kadın cinsel ilişkiden sonra değişik bez ve süngerlerle temizlenmelidirler. Aksi durumda vaginaya spermler girebilir ve prezervatif kullanıldığı halde, istenmeden gebe kalınabilir.

PREZERVATİFİN SAKLANIŞI

Kullanılmış prezervatifin açık kısmı, meninin akmasını önlemek için iki tarafından sıkıştırılır, sonra kağıda sarılıp çöp tenekesine atılır. Fakat bunu tuvalete atıp, üzerine sifonu çekmek doğru değildir. Çünkü bu şekilde, borular tıkanabilir. Bir kez kullanılmış prezervatif, bir daha kullanılmamalıdır.

PREZERVATİFİN AVANTAJLARI

Kadın açısından prezervatifin büyük avantajları vardır: Kadın, dinsel ilişkiden sonra erkeğe sarılmış durumda uykuya dalabilir. Prezervatif kullanılmadığı takdirde, kadının yıkanmak için tuvalete kalkması gerekecek, böylece mutluluk duygusu yarıda kesilmiş olacaktır.

PREZERVATİFİN YARATTIĞI İKTİDARSIZLIK

Birçok erkeğin prezervatif taktıkları zaman penisleri sertleşmez. Bunun nedenlerinin bir bölümü psikolojiktir, bir bölümü de, o erkekler beceriksiz olduğu içindir. Prezervatifin ne olduğunu gayet iyi bilmek ve kullanmasını öğrenmek gerekir.

Bazı erkekler de, prezervatifin kadının hislerinde azalma oluşturup, oluşturmayacağına kafa yorar. Kadın, prezervatifi eleştirip, bunun kullanılmasına yanaşmamakla hatalı davranışta bulunmuş olur. Kadında ve erkekte yeteri kadar salgılanma olduğu sürece, aradaki fark duyumsanmayacaktır.

Erkeğin prezervatifi kendisinin takması gerekmez. Erkeğin bu konuda kompleksleri varsa, kadın bunun takılışında şefkatle yardımcı olur. Bu, uyarılmayı artıracak ve prezervatiften nefret eden erkeğin penisinin küçülmesini önleyecektir. Bu gerçek de, cinsel ilişkiler konusunda ruhsal etkenlerin önemini göstermek bakımından ilgi çekicidir.
 

St.AnGeR

Document Visor..
Protolagni

Makat yolu ile alınan cinsel zevk. Bu zevkin makat yolu ile alınan diğer cinsel zevk ile karıştırılmaması gerekir. Protolagni makat kanalının gerilmesi ile meydana gelen zevktir. Protolagni şu üç şekilde meydana gelir:

— Makata parmak sokulması ile.
— Makata erkeklik cinsel organının girmesi ile.
— İhtiyarlarda prostat tümörlerinin makat kanalına yaptıkları elastik baskı ile.

Protolagni meydana getirmek için başka araçlar da kullanılır. Bu araçlar uygulama sırasında çoğunlukla el ile çıkarılamayacak bir duruma gelirler ve giderek ameliyat ile çıkarılırlar.
 

St.AnGeR

Document Visor..
Seksin Kaynağı Beyin

Cinsel gereksinim, beynin hangi bölgelerinden kaynaklanıyor? Bilim adamları bu sorunun yanıtını bulabilmek amacıyla erotik bir film seyreden erkeklerin beyinlerindeki etkileri, herhangi bir heyecan uyandırmayan bir film ve komik bir film izleyen kişilerin beyinsel faaliyetleriyle karşılaştırdılar.

Araştırma sonunda erotik filmin yarattığı heyecanın, beynin belli bölgelerini harekete geçirdiği saptandı. Bu duygunun, kanlarında testosteron miktarının yüksek olduğu erkeklerde bu bölgeleri daha çok etkinleştirdiği belirlendi. Kadınlarda cinsel dürtülerin ne şekilde harekete geçtiği konusu ise, ne yazık ki şu aşamada bilim adamlarını pek ilgilendirmiyor.

Gerçekte, insan cinselliği kültürel, sosyal ve psikolojik boyutları olan oldukça karmaşık bir konu. Ayrıca cinsel etkinlik, bilim adamlarının tanımlamaya çalıştıkları bir dizi nörolojik mekanizmayla da yakından ilgili. Öte yandan cinsel dürtü ise dış uyarılar, anılar ve fantazilerle örülü bir kavram. Bu değişik uyarılar içerisinde görsel unsurların yanısıra koku da çok önemli bir yere sahip.

Bilim adamları kokuların cinsel davranışlar üzerinde büyük etkisi olduğunu belirtiyorlar. Örneğin, aybaşında olan kadınların terini koklayan hemcinslerinin regl günlerinin değişikliğe uğradığı saptandı. Indiana Üniversitesi’nden (ABD) araştırmacılar ise “taze eğreltiotu” kokusu içeren parfümlerin cinsel fanteziler üretmeleri istenen kadınlara koklatıldığında, deneklerin cinsel açıdan uyarıldıklarını ortaya koydu.

Beyin, tüm bu görme, koklama ve dokunmadan kaynaklanan dürtüleri algılayarak hipotalamusa iletiyor. Üçüncü ventrikülün karmaşık bir yapısı olan hipotalamus, insanoğlunun cinsel işlevlerini yönlendiriyor. Bu bölüm hasara uğradığında ya da çıkarıldığında cinsel faaliyetler olanaksız hale geliyor. Ancak cinsel arzular varolmayı sürdürüyor.

Fransız bilim adamı Jean-Didier Vincent, hipotalamusta bulunan preoptik mediyan bölgenin cinsel davranışları harekete geçirdiğini belirtiyor. Nitekim hadım erkek fareler üzerinde yapılan bir araştırma, cinsel arzuların ve buna bağlı olarak aktivitelerin azalmasının bu bölgede elektriksel aktiviteyi de azalttığını ortaya koydu. Ancak buraya biraz testosteron enjekte edildiğinde hayvanın cinsel fonksiyonları yeniden canlanıyor.

Öte yandan, preoptik mediyan bölgenin yanından yer alan ventromediyan çekirdek, ereksiyonda ve kadınların cinsel davranışlarında önemli bir rol oynuyor. Hadım farelerin ventromediyan çekirdeğine kadın hormonları aşılandığında hayvanların dişi fareler gibi davrandıkları belirlendi.

Peki, fareler için geçerli olan insanlar için de geçerli mi? Bu konuda yalnızca, preoptik mediyan bölge hasara uğradığında cinsel arzu ve davranışların da yokolduğu biliniyor. Bu bulgular ışığında, eskiden cinsel suçlar işlemiş olanlar preoptikmediyan bölgeye müdahale suretiyle “tedavi ediliyordu”. Günümüzde ise, testosteronun beyin üzerindeki etkisini bloke eden “kimya yoluyla hadım etme” yöntemi uygulanıyor.

Cinsel işlevleri kontrol eden sinir merkezlerindeki nöronlar, aralarında haz molekülü olan dopaminin de bulunduğu pek çok nörolojik unsurdan yararlanıyorlar.

Preoptik mediyan bölgeye salgılanan dopamin miktarına göre birçok sinir reseptörü harekete geçiyor. Böylece cinsel etkinlikten önce az oranda dopamin salgılandığında ereksiyon meydana gelirken boşalma gecikiyor; bu miktar fazla olduğunda ise boşalmaya yol açıyor, ereksiyonu ise engelliyor.

Beyin cinsel faaliyetleri düzenlerken belden aşağıda neler oluyor? Bilim adamlarının araştırmalarına göre, ereksiyonda parasempatik sinirler ve sempatik sinirler gibi iki tür sinir rol oynuyor.

Parasempatik sinirler, enerjinin depolanmasını, cinsel etkinliklerin yoğun olmadığı dönemlerde organizmanın işlevlerini aynen korumasını sağlarken, sempatik sinirler ise bedenin, stres gibi dış etkenlere uyum sağlamasına katkıda bulunuyorlar. Parasempatik sinirler ereksiyona yolaçarken sempatik sinirler ise boşalmayı sağlıyorlar. Birbiriyle sürekli etkileşim halinde olan bu iki sistem merkezi sinir sistemiyle iletişim kuruyor.

Bu arada, parasempatik sinirler kesildiğinde ereksiyonun tamamen kaybolmadığını saptayan araştırmacılar, normal yol yıkıma uğradığında bu konuda ikinci bir faktörün devreye girdiği düşüncesinden yola çıkarak bu seçeneği bulmaya çalışıyorlar.

Bilim dünyasındaki tüm araştırmalar, iktidarsızlığı önlemeye yönelik tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine yardımcı olacak. Bilim adamları, dopamin, oktosin ve noradrenalin gibi nörotransmiterlerin salgısının ruhsal bunalımlar sırasında azalmasını önleyecek yöntemleri araştırırken bazıları da, deri altına pompa yerleştirilmesi gibi uygulamalarla bu salgıların miktarını ayarlamaya çalışıyorlar.

Ancak gelecekte cinsel bozuklukların, özellikle gen terapisi yoluyla tedavi edilmesinin gündeme geleceği belirtiliyor. Bu tedavinin cinsel etkinliklerde etkin olan ancak yaşlılık ya da şeker hastalığı nedeniyle bozulan hücreler arasındaki iletişimi kolaylaştırabileceği düşünülüyor.
 

St.AnGeR

Document Visor..
Sertleşmeme-Erken Boşalma

ERKEKTE EREKSİYON ZORLUĞU VEYA İKTİDARSIZLIK

Penisin ilişkiye girecek kadar sertleşmemesinde ve sürekli hale gelmesinde ereksiyon zorluğunda iktidarsızlık söz konusu olmaktadır. Fiziksel yada psikolojik nedenlerden dolayı meydana gelir.Bu nedenle bu iki grup altında incelenmelidir.

FİZİKSEL NEDENLER:

Nörolojik nedenler, vasküler sistemlerdeki bozukluklar nedeni ile, ürolojik nedenler, metabolik sistemler. Örneğin diyabet, tansiyon, kolestrol gibi, yaşın ilerlemesi ile ilgili sorunlar ve hormonal sistemlerdeki sorunlar (örneğin erkekte testerogen hormonu eksikliği cinsel isteği azaltıyor) sayılabilir.

PSİKOLOJİK NEDENLER:

Aşırı alkol, yeni bir ortam ve eş, aşırı yorgunluk, yeterince zihinsel olarak kanalize olamama, eşler arasındaki gecimsizlik, iletişim kopuklukları, aldatma nedeni ile suçluluk duygusu, tecrubesizlik

Nedenler arasında sayılmakta

EREKSİYON SORUNUNA ÇÖZÜMLER

Psikolojik sorunlarda doktorun önereceği ilaçlar soruna çare olabilmektedir veya Psikolojik danışmanlar ile bu konu konuşarak halledile bilinmekte. Sorun norolojik ve ve sinirsel kökenli olduğunda penis içine iğne ile tedavi yöntemi uygulanıyor. Hastaya öğretilerek ilişki öncesi yapılması sağlanıyor yaklaşık 5~10 dakika sonra etkisi görülüyor. Penis sertleşiyor. Yaklaşık 1 saat ereksiyon durumunda kalabiliyor

PGE1 denilen ilaç grubundaki ürünler jel şeklinde ve idrar kanalına sıkılıyor veya enjekte ediliyor.İğnelerle ayni etkiye sahip ve yan etkisi iğnelere nazaran daha az ve fiyatları daha pahalı. Ağızdan alınan ilaçlar: Viagra türü ilaçlar. Doktor kontrolünde alınmalıdır. Yan etkileri, yaş durumuna göre artabilir.Vakum terapi yapılabilir veya protez takılabilir.

SPERM SAYISI NEDİR NE KADAR OLMALIDIR?

Miktarı 4cc civarında rengi grimsidir. Erkek boşaldığında sperm sayısı 150 - 250 milyon civarındadır. Spermin sayısının çokluğundan ziyade spermlerin hareketliliği önemlidir. En az yüzde 60 hareketlilik gereklidir

ERKEN BOŞALMA NEDİR? BELİRTİLERİ NELERDİR?

Erkek cinsel birleşme sırasında istemeden boşalma gerçekleşiyorsa erken boşalma da söz konusundur. Suresi kişiden kişiye değişmektedir: İlişki baslar başlamaz veya cinsel ilişki başlamadan bile boşalma söz konusu olabilir. Çoğunluk ilişki baslar başlamaz ilk 2 ila 3 dakika içinde istem dışı boşalma yasıyorlar

Yapılan muayenelerde ve testlerde herhangi bir fiziksel bulgu bulunamayabilir sorun genellikle psikolojik kaynaklıdır.

ERKEN BOŞALMA NEDENLERİ NELERDİR?

Psikolojik sebepler
Yeni bir eş,
Evlilik öncesi cinsel ilişki
Yasak ilişki nedeniyle suçluluk duygusu,
Aldatma nedeni ile ese karşı duyulan suçluluk duygusu
Cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanma korkusu
Hamile bırakma korkusu
Tecrübesizlik
Sevişme öncesi yaşanan stresli bir durum, (kavga vs..)
Yetersizlik endişesi
Aşırı yorgunluk
Korku
Aşırı uyarılma
Aşırı alkol

ERKEN BOŞALMA NASIL ÖNLENEBİLİR

Çiftler psikolojik bir danışmandan yardım isteyebilirler. Ayrıca ufak bir takım detaylarda erken boşalma konusunda yardımcı olabilir. Nedenler tespit edildiği takdirde zaten sorunu giderici davranışlarda bulunmak yeterli olacaktır. Danışmanların verdikleri taktiklerde zaten endişe ve sıkıntıları yok etme yönünde olacaktır. Bu arada yardımcı olarak erkeğin prezervatif kullanması önerile bilinir. Kadın sevişme sırasında erkeğe yardımcı olmalı cinsel ilişkide fazla heyecan ve doruk noktasına yakın ilişkiyi yavaşlatarak yada durarak boşalmayı önliyebilir.. Sık sık dinlenerek durarak yapılan sevişmeler bir müddet sonra erkeğin kendini kontrol etmesine yardımcı olabilir

Bunun dışında erkek boşalma noktasına geldiğinde esi penisin dip kısmını birkaç saniye sureyle sıktığında boşalmayı yine önlenebilir.

PROSTAT NEDİR

Hastalık yapıcı birtakım mikroorganizmalar idrar kanalından yukarı çıkarak erbezine ulaşır ve burada ağrılara neden olur.Prostat erbezlerinin iltihaplanmasıdır.Bağırsaklarda bulunan kolon basili denilen bir bakteri de prostata neden olmaktadır.

PROSTATIN NEDENLERİ

Uzun süre yalnız yasama
sürekli oturarak çalışma nedeniyle genital organlara kan oturması
Sürekli eş değiştirme
Cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanmamak
Genital organların temizliğine yeterince önem vermemek
Uzun sureli bağırsak hareketsizliği prostata neden olabiliyor.

PROSTATIN YAŞLA BİR İLGİSİ VAR MI

Eskiden 45~50 yaşları arasında ortaya çıkan bir hastalık olarak görülen prostat hastalığı günümüzde 40 yaşın altındaki erkeklerde de de rastlanmaktadır. Uzun süreli oturarak çalışmaktan doğan genital bölgelere kan oturması neticesinde oluşan ısı artışı mikropların üremesine neden olur. Bu nedenle her yasta yakalanmak mümkün olmaktadır

PROSTATIN TEDAVİSİ NE OLMALIDIR

Doktor muayeneden sonra Antibiyotiklerle tedavi uygulamasına geçer. Prostatın neden olduğu sebebe göre antibiyotiğin yanı sıra ateş düşürücü ve bağırasak çalıştırıcı ilaçlar verebilir.

PROSTATA YAKALANMAMAK İÇİN NELER YAPMALIYIM

Alkol kullanımını en aza indirin,
Fazla tuz kullanmamaya gayret edin
Az yağlı bol lifli yiyeceklere tüketin.Düzenli yemek yiyin
Sebze ve meyve tüketimini çoğaltın
Destekleyici ek vitamin ve mineraller alın.A ve E vitaminlerine özellikle dikkat edin
Fazla cinsel ilişkide az ilişki kadar tehlikelidir..Düzenli seks prostatı önleyebilir
 

St.AnGeR

Document Visor..
Uyaran Parfümler

Bazı kadın parfümlerinde kullanılan sentetik pheromone maddesinin erkeklerin ilgisini daha da artırdığı ve ilişkiyi etkilediği saptandı. Araştırmacılar, sentetik pheromone (havayla birleşince uyarıcı etki yaratan kimyasal bir madde) içeren parfüm kullanan kadınlarla erkeklerin daha çok birlikte olduğunu, parfümün uyarıcı ve büyüleyici çekiciliğinin, öpüşme ve ilişkiyi etkilediğini belirledi. Uzmanlar sentetik pheromonenin, seks mıknatısı olduğunu ve kadının seks cazibesini artırdığını belirtiyor.

San Francisco State Üniversitesi’nde yapılan araştırmada, pheromone bulunan normal parfüm kullanan kadınların, içinde pheromone bulunmayan parfüm kullanan kadınlara göre erkeğin daha fazla ilgisini çektiği saptandı. Phoromone bulunan parfüm kullanan kadınların %74′ü, erkeğin ilişkisinin üç kat veya daha fazla artmasını körüklerden, pheromone bulunmayan parfüm kullanan kadınların %23′ünde aynı oran belirlendi.

Pheromone bulunan parfüm kullanan kadınların, erkeğe cinsel açıdandaha çekici geldiği, pheromonenin kokusunun değil güçlü kimyasal etkisinin erkekte seks arzusu yarattığı düşünülüyor. Pheromone bulunan parfüm kullanan kadınların, erkek arkadaşları veya eşleriyle öpüşme, romantik yaklaşma ve okşanma oranının haftada birden 6′ya, sevişme sayısının da birden 4′e çıktığı belirlendi.
 

St.AnGeR

Document Visor..
Uykuda Orgazm

İnsanlann uykuda cinsel tepkiler yaşayabildiği, bilinen bir gerçektir. En eski dini kitap olan Tevrat’ta, uykusunda orgazma gelen adamın bu “pislikten” kurtulmak için yıkanmasını buyuran ayetler vardır. Ancak olay, salt erkeğe özgüymüş gibi ele alınmaktadır. Aslında 1950 ortalarına kadar kadınlarda da bu türden bir cinsel boşalma olduğu bilinmiyordu.

Kinsey ve arkadaşlarının yaptığı araştırmalar, ilk aydınlatıcı adımlar olmuştur. İrade dışı, uykuda orgazmlar özellikle erkeklerde hemen her zaman cinsel rüyalarla birlikte gerçekleşir. Uyku sırasında günlük çekingenliklerimiz ve öğrenilmiş denetimlerimiz, çok daha az etkin olduğundan birçok bilinçaltı dileklerimiz zararsız, simgesel biçimde rüya olarak ortaya çıkarlar. Bilinçli yasaklamaların etkisinin azalması, çoğu kimsenin, özellikle kadınların, uykuda çok daha hızlı orgazm olmallarını de açıklar.

Bugün genellikle uykuda orgazmın gerekli ve sağlıklı olduğu, hatta cinsel perhiz durumlarında “doğal” bir ikame yolu oluşturduğu düşünülür. Oysa Kinsey’in raporları bunun doğru olmadığını göstermektedir. Bu araştırma sonuçlarına göre, örneğin haftada birkaç kez cinsel birleşmeyle orgazm olanağından yoksun kalan bir kadının uykusunda yaşadığı orgazm sayısı, yılda ancak birkaç kezlik bir artış göstermiştir. Oysa bazı kadınların uykuda orgazm sayıları, cinsel birleşmede orgazmlarının artmasıyla oranlı olarak artış göstermiştir. Yani aslında, uykuda orgazm, insan vücudunun doğal bir işlevi olup, bilinçli cinsel eylemin ikamesi değildir.
 

St.AnGeR

Document Visor..
VAGİNAL AKINTILAR

Pubertada, hormonal değişiklikler ile vaginada da bazı değişiklikler olur. Duvarları kalınlaşmaya başlar ve salgı yapar. Bu salgının yapısı hormonların durumuna göre değişir, ovülasyon (yumurtlama) sırasında budaki bu sümüksü salgı (müküs) daha ince bir karakterdedir. Yumurtanın beyazını andırır. Bu normaldir ve sağlıklıdır.

Vagina kendi temizliğini böylece yapan bir organdır. Bu nedenle bazı spraylerin kullanılması gereksizdir ve KAÇINILMALIDIR.
Külot seçerken de uygun, hava geçiren bir külot seçilmelidir. Aşırı vaginal salgının bulunması bir enfeksiyon habercisi olabilir. Süt kesiği gibi kalın beyaz parçaların akıntıda bulunması ve ekşi koku, mantar belirtisidir (pamukçuk). Bu çok sık rastlanan bir durumdur ve kolaylıkla iyleşir. Bu tip durumlarda mutlaka doktorunuza baş vurmalısınız.

Kadınlarda üreme organlarının en alt noktasını vagina oluşturur. Üreme sisteminden kopan hücreler salgılarla ve yer çekimi etkisi vaginal akıntıları oluştururlar. Bu akıntılar mikroskop altında incelenerek üreme sisteminin sağlığı için çok değerli bilgiler alınır. Vaginal salgılar yardımı ile bir kanser dahil bir çok üreme sistemi hastalığına tanı konur. Bu yönteme vaginal simir ismi verilir ve Kadın Doğum uzmanlarının yapacağı jinekolojik muayenenin bir parçasıdır.
 

St.AnGeR

Document Visor..
Virus(HPV,HSV ve diğerleri)

Bu başlık altında toplanan hastalıklar (CUBH) iki insan arasında oluşan cinsel nitelikli yakın temasla bulaşan mikrobik (bakteri, virüs, parazitlere bağlı) hastalıklardır. Önceleri zührevi hastalıklar olarak anılan bu hastalıkların bir kısmı yalızca genital bölgede belirtilere neden olurken (kadında vajinal akıntı, erkekte üretradan akıntı, her iki cinste genital bölgede ülser gibi), diğer bir kısmı tüm vücudu etkileyen genel belirtilere neden olurlar (frengi, hepatit B ve AIDS gibi).

Bu hastalıkların bir kısmı için en önemli bulaşma yolu iki insanın cinsel nitelikli yakın teması iken (genital siğil, herpes simpleks, vajinit gibi), diğer bir kısım hastalıklar cinsel yolla bulaşmaya ek olarak kan yoluyla (AIDS ve hepatit B’nin virüsü taşıyan kanın nakledilmesiyle bulaşması gibi, anneden bebeğine henüz doğmadan frengi bulaşması gibi) ve cinsel ilişki dışındaki yakın temasla da bulaşabilmektedir (anneden bebeğine doğum esnasında ya da doğum sonrasında emzirme ve bakım esnasında bulaşan genital siğil, herpes simpleks ve hepatit B gibi, aile içinde günlük yaşam koşullarının paylaşılması sonucu bulaşan hepatit B gibi).

Bu gruptaki hastalıkların bulaşması için heteroseksüel ilişki (kadın-erkek cinsel ilişkisi) koşul olmadığı gibi, bulaşma için gerçek cinsel ilişki olmaksızın enfeksiyonu taşıyan birinin genital bölgesiyle yakın temas bile hastalığı almak için yeterli olabilmektedir (genital siğil gibi). Cinsel yolla bulaşan hastalıklar tüm diğer bulaşıcı hastalıklar gibi bildirimi zorunlu hastalıklar grubunda yer alırlar.

Bu hastalıkların çoğu için cinsel ilişki dışında da çeşitli bulaşma yolları mevcuttur. Bu yüzden bu hastalıklardan birine yakalanan kişinin partnerini, ya da partnerin hastalığa yakalanan kişiyi sadakatsizlikle itham etmesi haksızlık olabilir. Dahası CYBH’larda görülen belirtiler başka hastalıklarda da görülebilir ve yalnızca belirtilere dayanarak, tanı konmadan karşı tarafı suçlamak anlamsızdır.

Cinsel yolla bulaşan bir hastalığı olan kişinin hastalığın varolduğu zaman dilimi içinde ilişkide bulunduğu kişilere durumu bildirmesi ve bu kişilerin de kontrolden geçmeleri için uyarıda bulunması; tedavi bitene kadar, doktorun belirlediği süre içerisinde hiçbir cinsel aktivitede bulunmaması ya da doktorun izniyle prezervatif koruyuculuğu altında ilişkide bulunması partner(ler)ine ve topluma karşı en önemli sorumluluğudur.

PREZERVATİFSİZ İLİŞKİYE GİRMEYENİZ
 

St.AnGeR

Document Visor..
Şehvetli Masaj

Tarif ettiğimiz masaj egzersizleri “şehvetli” olarak adlandırılıyor, çünkü bunlar sizi seksi ya da genital duygulardan daha fazlası için cesaretlendiriyor. Şehvetli ve seksi arasında gerçek bir bağ elbette yok, ama sizden istediğimiz kendinizi, genital duygulardan çok, özgür duygulara, oral-genital seks ya da ilişkiye girmek gibi seksi aktiviteler yerine, ortak zevk veren aktivitelere hazırlamanız. Masaj teknikleri verirken ayrıntıya inmeyeceğiz. İstediğimiz, şehvetli masajın genel kuralımı ve olabildiğince doyuma ulaşabilmeniz için önemli ipuçlarını size belirtmek. Burada öğrendiklerinizi genişletmekte özgürsünüz.

1- İlk olarak, masajınız için bir mizaç belirleyin. Ortamı her ikinize de uyacak kadar rahat ya da romantik yapabilirsiniz. Oda sıcaklığının beraber çıplak kalabilmeniz için uygun olmasına ve ışığı göz kamaştırmayacak parlaklıkta ayarlamaya (mum ışığı bunun için uygun) dikkat edin. İsterseniz rahatlatıcı bir müzik çalın.

2- Her ikiniz için de günü rahatsız edilmeden geçirebileceğiniz bir zaman seçin (mümkünse 30 dakika-1 saat) Bunu uyumadan hemen önce yapmak isteyebilirsiniz. Yorulmayı bekleyin bu sizi sinirli yapar ve bu deneyimden alacağınız zevki arttırır.

3- Başlamadan önce, birlikte az zaman geçirmeye çalışın. Biraz konuşmak ve bir bardak şarabı paylaşmak isteyebilirsiniz. İlk olarak birlikte bir duş almayı ya da banyo yapmayı da deneyebilirsiniz.

4- Bu deneyimin amacı, aldığınız zevki artırmak ve partnerinizin fiziksel uyarıcılara -genital olması şart değil- verdiği tepkileri anlamanızı sağlamak. Vücutlarınızın farklı bölümlerini dönüşümlü olarak okşayacak, ovacaksınız. Kendinizi uyarılmış hissedeceksiniz ancak amaç bu değil, uyarmak için uğraşmayın. İlk zamanlarda genital bölge ve göğüsler hariç her yere masaj yapabilirsiniz. Ayak parmaklarını, uyluk kemiğini, karnını, kollarını, yüzünü, saçlarını, ayaklarını, kalçalarını keşfedin. Bunu yavaşça yapın -her biri için en az 10-15 dakika ayırın. Unutmayın bu sıradan bir masaj değil. Şehvetli olması düşünülüyor, ezici değil. Bu yüzden yoğuran güçlü dokunuşların yanında hafif okşayan dokunuşlar da deneyin. Avuç içinizi, parmak uçlarınızı, tırnaklarınızı, saçlarınızı, dudaklarınızı, bir parça metal ve tüy kullanın.

5- Dönüşümlü olarak bu işi yapacağınızdan, nelerin iyi nelerin kötü olduğunu konuşmak çok önemli. Masaj yapılan kişi, masaj yapanın en etkili uyarıcıları kullanmasında ona yardımcı olmak amacıyla “iyi, daha güçlü, tırnaklarını daha çok kullan, daha yavaş, mmm…, evet bu harika” gibi ifadeler kullanılır. Eğer masaj yapan kişi karşısındakinin duygularından emin değilse “bu nasıl?” ya da “şimdi daha iyi mi hissediyorsun?” gibi sorular yöneltebilir. Hoşlandıklarınızı ve hoşlanmadıklarınızı açık bir ifade ile anlatmak çok önemli. İletişim, kişisel olarak daha fazla zevk alıp vermenizi sağlar. Herkesin değişik ihtiyaç ve zevkleri vardır. Bunlar, kişiden kişiye değişir. Birbirine nasıl iyi hissettiğini söylemek her masajı, daha sonra her ilişkiyi daha az sıradanlaştırır, daha içten hale getirir.

6- Üçüncü ve dördüncü seanslarda, göğüs masajını ekleyebilirsiniz. Yine kendi zevklerinize göre vuruş ve dokunuşlar deneyebilirsiniz.

7- Son olarak altı ve yedinci masajlarda ya da her ikinizde bunun için kendinizi hazır hissettiğinizde genital bölgeyi masajınıza katın (8. bölüme kadar beklemek isteyebilirsiniz). Birbirinize zevk vereceğini düşündüğünüz fikirleri uygulamaktan kaçınmayın. Genital bölgeyi masaja katma sırası geldiğinde sadece bu bölgeye yoğunlaşma ve vücudun geri kalan bölümlerini unutma eğilimi vardır. Bu endişe yaratır ve masajdan alacağınız zevki azaltır. Bu yüzden genital bölgeye dokunup keşfetmeye başladığınızda, bunu tıpkı diğerleri gibi bir zevk kaynağı olarak düşünün ve masaj zamanınızın uygun bir bölümünü buna ayırın.

8- Masaj yaptırırken nerenize dokunuluyorsa, oradaki duygulara yoğunlaşmaya çalışın. İlginizin bu duygularda kalmasına izin verin. Eğer konsantrasyonunuz dağılırsa partnerinizin dokunuşlarını beyninizle takip edin. Bu, masajdan daha çok zevk almanızı ve rahatlamanızı sağlar. Masaj yaptırma sırası size geldiğinde, nelerin hoşunuza gidip daha iyi olduğunu söylemek dışında başka bir sorumluluğunuz olmadığını hatırlayın.

9- Eğer masaj seanslarınızın iyi gitmediğini fark ederseniz (ya da farklı bir şey denemek isterseniz) seansın odağını değiştirmeyi deneyin. Partnerinize zevk vermeye odaklanmak yerine, kendinize en çok zevk veren masajı uygulamaya başlayın. Tek kısıtlama, partnerinizi incitecek ya da ona zarar verecek hiç bir-şeyi yapmamanız. Zevk alacak olan partner, masajı yönlendirmekten çok rahatlamak ve kendi duygularına konsantre olmak zorundadır. Genelde partnerlerinin zevk almasına odaklanmış olan kızgın ve mutsuz çiftler, özgür olduklarında rahatlayıp masajdan zevk alabilmektedirler.

Bütün bu öneriler diğer çiftler için yararlı oldu. Ek olarak, bazı çiftler masajın etkilerini ve içeriğini değiştirmek için masajı değişik yağlarla (losyonlarla) denemek istediler. Yağlar, dokunuşları yoğunlaştırır ve cildinizi daha sıcak yapar. Losyonlar, kuruduktan sonra biraz yapışkan olurlar ve cildin soğuk olmasını sağlarlar. Pudra başka bir olasılıktır. Herhangi bir parfüm içeriği de kullanılabilir. Genital bölge hassas olduğundan masaj yaparken steril bir jelden başka bir şey kullanmayın. “K-Y”ya da “lubrifax” bu amaçla kullanabileceğiniz ve eczanelerde bulabileceğiniz yağlardır. Keşfedin ve neyin sizin için iyi olduğunu bulun.

Ruh haliniz kötü ise partnerinize kızgınsanız, yorgunsanız ya da çılgın gibiyseniz bu masajdan alacağınız zevki tamamiyle etkileyecektir. Bazen zevkin kontrolü ele almasına izin vererek sizi sıkan sorunların üstesinden gelebileceksiniz. Diğer zamanlarda ise sizi sıkan her neyse ondan kurtulamayacaksınız. Şehvetli masajın zevk vermediğini ya da kendinizi kötü hissettiğinizi fark ederseniz durun ve partnerinizle size neyin engel olduğunu tartışın. Bu size, duyguları paylaşma ve sorunlarla ilgilenmeye başlama şansı verir.

Speacial Thnx React0r..
 
Üst